Nüsabakalar ve neticeleri, Federasyonun istiîçi isabetli bir programla çok iyi çalıştığını isbat etraiştir Tefeci Hüdaverdinin evuıde külliyetli eşya bulundu Hüdaverdi adında zengin bir adımın apartımanlarmda ve evlerinde yapılan arama sonunda inhisarlar kaçak takib çubesi memurlan tarafmdan külliyetli miktarda çay, kahve, şeker, manifatura ve gümüş liralar meydana çıkarıldığmı ve Hüdaverdinin yakalanacağı sırada kaçtığmı yazmışük. Hüdaverdi Beyoğlu semünin tanınmış simalarındandır. Kendisi İran teoıasmdandır ve tefecilikle me^gul olmakiadır. Bundan bır hafta ev\e\ Yen;=ehirde Dereotu sokağmdaki e\inde istif edilmiş bir çok mallar oldugunu hrfber alan inhisar'.ar kaçak takıb şubtsi memurlanndan Hasan Ural, arkadelarile bu evi basmışlar ve kahve, çayia yünlü ve pamuklu kumaşlar meydana çıkarmışlardı. Aradan kısa bir zaman gecmesir.e rağmen Hüdaverdinin Kasımpaşada Hüdaverdi apartımanındaki dairp=indp de istif edilmiş eşyalar bulunduğu Hasan Urala ihbar edilmiştir. Bunun üzcrine inhisarlar memurlan dün sabah burada arama yapmışlardır. Bu apartımanda da yüzlerce kilo çayla kahve ve kumaş bulunmuştur. Sehir Ankarada Türkiye haberleri AKIL ve SEZGİ atletizm birincilikleri Yakalanan Hayatı içgüdünün yaru ınsiyakın klfayet etmemesinden doğduğu zannolu nan akıl ve sezgi ^^^^ melekeleri înâanlara ~ mahsus en muhim bilgi vasıtalan olmak dolayısile bunları mukayeseli bir surette tanırr.ak, bizi insan duşüncesinln psikolojlsine nüfuz ettireceği için djşünen herkesı ilgllendirecek bır mesele olmak lâzım gehr. İlk bakışta sırf nazarî gibi gorünen bu meselenin hakikatte düşünce nevilerini ve bunlarm mahiyet ve kıymetlerini tanıtması İtibarıle ayni zamanda hergün işlmize yarıyabiiecck buyük faydaları olmasaydı bu sütunları meşgul etmesi belki de pek yerınde sayılmazdı. Geçen haftalarda «Akıl romantizmi», «Akıl ve hayat., «Akıl ve ılim» başlıkları altında gene bu sütunlarda sıraslle çıkan üç makalede aklın ne mahiyette bir bilgi melekesi oldugunu ve nasıl bir psikoloji taşıdığını gonnüştük. Malumdur ki saf insiyak bir davramş temayulüdür; İnsiyakın bılgisi İfadeden mahrumdur, davramşın içindedir, onunla karışmıştır; bu iübarla düşünülmüş değil, sadece duyulmuş ve yapılmış bir bilgidlr. Halbukİ akıl ve sezgir.in bilglleri davranışlardan ayrılmış, başlıbaşma bir faaliyet olmuşlardır. Burada düşundüğünü ve neyi duşündüğünü az çnk bilmek zarureti vardır. İnsiyakta İse bunlar zaruri olarak mevcud değüdirler. İnsiyakın bilişi gayrişuuridir. İnsiyaktan doğan akıl ve sezgi ise az çok aydm bır şuurla beraberdir. Akıl muhite intıbak edememek şuurundan neşet eder, şuur dahi en tabii, en mübrem temayüllerin mukavemete uğramasmdan doğduğu için bir rahatsızlık halinineseri olduğu şüphesizdir. Sezgi, insiyakın kendi kendısini bilmesi, daha doğrusu kendisi hakkında şuur peyda etmesidir. O halde şuur başlayınca, İster istemez; ruhî bir ikileşme oluyor Duyan bir ruh j i i zamanda duyduğunu bilen bir ruh oluyor. İnsiyakın müşkulât ve manialara çarpmasınm bır neücesi gibi görülen bu halde duyma İle da\ranma veya hareket etme birbirlerinden ayrılıyor. Pek muhtemeldir ki İlk zamanlar tek bir hcmle olan insiyak, yolunu takib ve kendlni tatmin etmesine imkân vermiyen bir maniaya çarpınoa mağlub olmamıştır; yalnız itilmiş bir hamle vc bu hamlenin hissi olmak üzere ikiye ayrılmış, ikileşmiştir. Bu suretle kendisini duyan ln=iya'kın kendı selâmet, devam ve tatmini için uğrsdığı intıbaksızlığa karşı yapacağı ilk gayret yeniden İntıbak etmeğe savaşmak olacaktır. Çunkü muhite İntıbak edememek bütün canlı varlıklar İçin ölümdur. Canlı bir varlığm muhitine yeniden intıbakı İse ancak sun'î olabllir; çünku İntıbak edememiş bir varlık tabiatten, daha doğrusu tabıî yol ve gidişlevden çıkmış bir varlık demektir. Yeniden İntıbak ancak araştırmalar, maharetler, buluşlar ve hesablarla olabilir, bunun için de bir düşünce fiili, bir şuur ve fazla olarak hakikî bir bilgi lâzım gelir. Yeniden intıbaka mecbur kalan bir varlık bir taraftan yeniden intıbak edeceği muhiti bilmesi, bir tarcftan da kendim bilmesi iktıza eder, tâ ki intıbak edememekteki kusurlarmı bilsin ve yeniden intıbakı bunları tamamlamakla temin etsin. Kendini ve muhitini bilmek de bunlarm mukayesesile birlikte olur ve bu mukayesede aradaki fark ve ahenksizlikler hissolunur. İşte şuurun menşei bu şiddetli fakat müphem olan histir. Şuurun gelişmesi ve bilgiye inkılâb etmesi bu hissi derinleştirdiği gibi CUMHURÎYET 26 Temmnz 1 9 4 2 HEM NALINA MIHINA Rostov ve petrol lmanlar, Kafkasyanın kapısı sajılau Rostov'dadırlar. Alnıan ordusu, buraja ikinci de fa girmiş olujor. Geçen jıl, sonbaharda, Rostov bir defa daha Almanların cline düşmüştü; fakat Mareşal Timoeenko'nun bir mukabil taarruzile çok geçmeden şehri terketmek zorunda kalmışlardı. O zaman, Almanlar, buradan çekilişlerine biraz çocukça bir bahane göstermişler; «Rostov halkı, askerlerimize hücum etükleri için onlan cezalandırnıak üzere, şehri tahliye ettik» demişlerdi. Fakat Alman ricati Taganrog'a kadar devam etmişti. A JJProf. M. Sekib Tunc hususunda uzviyete vazettiği müstacel ve hayati meselenin halli için iki hal çaresi vardı: Meseleyi ya çabuk ve müessir bir surette halletmektl ki, bu, sezginin isi olmuştur; yahud da yavaş ve' karışık bir surette halletmektlr ki bunu icad eden akıl olmuş ve ancak sezginin âciz kaldığı yerde faydalı bir iş gbrrr.üştür. Sezgi insiyakın şuuruna akıldan çok daha yakın olduğu içm adeta insiyakın kendı üzerine katlanmasıdır; akıl ise insiyakın tâli ve müştak bir şuurundan başka bir şey olamaz. Sıkışık ve dar zanr.sn'.arda yeniden intıbak İçin sezginin imdada yetişmesi bizi tatmin eder; aklı asla aratmaz. Fakat sezgi âciz kalırsa o vakit ister İstemez akla sarılırız. Yalnız İnsandr.ki sezgi asırlar geçtikçe yavaş yavaş kuvvet ve tesirini kaybederek gıtgide akıl sezgiye tercih edilmıştir. Dü.^üncede aklın iüyadlarile gidiş ve eserlerinin galebe etmesi de bu sebebdendir. Gene bunun İçindir ki sezginin mefhumlarından ziyade aklm mefhumlarını tercih ederiz. Çünkü sezginin mcfTıumları aklın mefhumlarına nispetle kapalı, müphem ve tamamlanmamış bır halde bulunmaktadır. Bunları işlemeğe en müsaıd olan akıl İle sezgi srasında sempati olmadığı İçin binnisbe çok mühmel kalmış, buna mukabil akıl kendi meflıumlarını bütün kusurlarına ve realltenin ancak bir krokisine tccüman olmasına rağmen açık ve seçik bir hale getirdıği için umumî rağbet daha çok bu mefhumlara teveccüh etmiştir. Sezginin mefhumlan gayrişuurdan geldiği içln tabiatile kaypak, derunî ve sübiekhftırler ve doğrudan doğruya gayrişuurdan gelen butün şej'ler gibi sırlıdırl«r. Aklın mefhumlan ise daha çok gdz vasıtasile ve onun yaptığı mukayeseler neîicesinde bulduçu dış benzcrliklere dayandığı için açıklık ve seçikliğ.n pek dayandığı için açıklık ve seçikliklerile pek aşikâr gibi görünürlar. Nitekim gözümle gördüm dediğimiz zaman akar sular durur. Halbuki bir de insiyakın iç gözü vardır ki bu göz doğrudsn doğruya tabiate bağlı ve onunla birlikte juğrulmuştur. Fakat bu göz görmekten ziyade duydıığu İçin duyduklarını görjlen şevler gibi açık ve seçik ifade edemez. Se'z Yazan ğınm mefhumlan ış:e bunun ıçm kay. pak ve seyyaldır. Bi naenaleyh gorülebi. len ve görulemiyen fıkirler vardır. Akıl, birinci fikirleri yapmakta mahirdır. Sezginin fikırlerini bile akıcı ve seyyal bir halden çıkarak muayj'en bir yatak içinde dondurur: etrafmı mazbut rıhtımlarla tahdıd eder: çunkü duzen ve ıttıradı sever. Aklın sezgıden aldığı en zengin ve en güzel «oluş» mefhumu onun elmde hakikî mahiyet ve derin manasım kaybetmistlr. Akla gore oluş var ile vok arasmda mutavassıt bir had, varlığa kad d r erişmiyen bir şej'dir. Aklın bu sureti^e inşa ettıği oluş, hakikî oluşun go!gesinden başka bir şey değildir. Halbuki ıccrubenln gösterdiği ve sezgınm kavladığı oluş reaUtelerın en müspet olarudır. Sezgiden çıkan mefhumlar, denebilir ki, umumiyetle dınamlktırler. Bİlkuvve düşünce mahfazalarıdırlar, bir keliaıede teksif edilmiş ve doğrudan doğruya edınilmiş zengin tecrubelerdir; o halde kı daima teKrar cansız bir fıil olabilırler; mefhum olmadan evvel derin dujulmuş bir hıstir. Alman ordusu, geçen sonbaharda. işgal ettiği bazı yerleri bırakmak mecburiyetinde kaldığı zaman ilk tahliye ettiği bu\ük şehir olan Rostova simdi tekrar girmiş bulunuyor. Rostov, yalnız yarun miiyondan fazla nüfuslu buyuk bir şehir, Azak denizi dibınde güzel bir linıan ve mühim bir sanayi merkezi olmakla kalmaz; onun başka bir ehemmiyeti daha vardır ki o da Kafkas petrollannı Rusyanın içerilerine do^ru gotüren petrol borusunun buradan gcçmekte olmasıdır. Fetrol nakliyatında en kolay vasıta pipeline denilen borulardır. Modern harbin kanı olan petrol bu borulardan rahat ve emin akar. Saraıçh vagonlara, varillere, tenekelere, hatta sarmç gemilere nisbetle akar yakıt naklinde, boruların temin ettiği kolaylık çok büyüktür. Onun içindir ki. petrol havzalarından imkân olan her yerde, kuyularla limanlar \cya büyük şehirler arasında borular yapılmıştır. Almanlar, Rostov'a girince Ruslann, buradan bir kaç >uz kilometre daha içerije uzanan borulardan akan petrolu, Almanların eline gcçmesin diye kestiklerine şuphe yoktur. Almanlar Rostovu almakla Kafkas petrollarıııa ka\ uşamanııslarsa da Rusların bu kıjnıetli maddeden bol ve kolay istifade etmelerine mâni olmuşlatdır. Bundan sonra, Kızılordu, muhtac bulunduğu petrolu. kısmcn Hazer denizi, kısmen de pek kısa surecek bir zaman için denıiryolile taşıyabileceklcrdir. Kısa siirecek bir zaman için dijoruz, çunku, Kafkas petroi bolgelerinden Rusyanın içerilcrine doğru giden demiryollan ya Stalingrad'da, yahud da Rostov'un cenubundaki likhoreçkaya'da kesilmek tehlikesine maruzdur. Bu iki şchirden biri Almanların eline geçince, artık Kızılordu Kafkas petrolunu, Hazer denizi kıyısındaki Ejderhan ve Guriyef limanlarından alabilir. Avrıca az miktarda Ural'ların ve diğer yerlerin petrollan vardır. Bu iki Hazer linıanından içeriye doğru tek hatlı demiryolları olduğu gibi, Volga nehri de 3316 kilometre boyunca naklijata müsaiddir ve Volga Moskova kaııalı Moskovayı Hazer denizine bağlar. Ruslar, 1936 da Volga üzerinde 16 buçuk milyon tondart fazla nakliyat yapmışlardır. Fakat Stalingrad Almanların eline geçince Volga yolu da kesilmiş olacaktır, Kafkas petrollan Rnsyadaki istihsann yüzde 88,7 sini teşkil ettiğine göre, bundan sonra, Kızılorduya petrol yetiştirmek de mühim bir mesele olacaktır. Ankarada, bölgeler arası Türkiye atletizm birinciliği müsabakalarından heyecanh bir an: 100 metre çıkı? Bölgelerarası TOrklye atletlzm birin. cilikleri Ankarada nıhayet buldu. Bu müsabakalan çok parlak bir çekilde ter. tib ye idare eden Atletlzm Peredasyonunun beklediği neticeye vâsll olduğunu halkın gösterdiği yüksek alâkadan ve elde edilen derecelerden arüamak güç değildir. Filhakika sporcn ye spor hamlsi Baş. •v«kflimizin de h a a r bulunduğu bu müsa. bakalarda Ankaranm atletizmde şimdiye kadar görmediği ölçüde geniş ve güzide bir halk kütlesi tribüıüeri doldurmuştu. MOsabakalar baştan sonuna kadar heyecan içeristnde geçtt Otuzdan fazla bölgenin iştlrakile beş merkezde yapılan grup birlnciliklerlnden nihal müsabaka. ya gelen atletlerin çogu birinci sınıf klmselerdi. Bu hâdise Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğünün Federasyonu vasıtasüe A sayılı sponı memleket lçerlsinde yaymakta nc kadar muvaffak ol. duğunu gösterdL Rüzg&ra karşı koşulan yO* metrede en iyi atlet ancak 11,4 yapmıya mukte. dir olmuşsa da 6 ncı 11,7 ile müsabaka. yı nihayetlendirdi. Gene ayni çartlar altında koşulan 200 de kazanan Cezmi Or (İstanbul) 23,2 kaydederken altıncı atlet de yanş hattını 23,7 ile ka. tetmiştir. 400 metrede blrlncl, fklncl, üçüncü, öördüncü hemen hemen beraber geldi. ler. Bu koşuda 52,5 ile yeni bir grup refcoru yapıldı. Fakat yanşm sonuncusu 53,1 lik bir derece elde ettl. Daha bir kaç yıl önceye kadar mılll takımımız ele. manları arasında bile tesadüf edilemıyen bu derecelere bupin bir çot bölgelerimizde rastgelmek kabıldir. 800 metrede Trabzon, Seyhan, Zonguldak, Eskişeliir atletleri Ankara ve İstanbul atletlerile dirsek dirseğe koştular. 1500 ve 5000 de de ayni rekabet varid kaldı. Bılhassa 5000 de Eşref Aydm iki sene gibi kısa bir zamanda bir atletin ciddî çalışmak suretile neye muktedir cldugunu ispat etti ve onun az gerisinden gelen bir çok gencleri alkışladık. 110 manialıda daima genc kalan Faik Önem bir kere daha günun en ıyı derecesini kaydettl. Atlamalara gelcıce, uzunda 6,30 atlı. yanlarm derece alacaklan devrın ka. panmış olduğunu müşahade ettik. Melik Barias (Ankara) 6,94 u pek rahat bir şekilde atladı. Üç adunda 12 atletten dokuzu 13 metreyi kolaylıkla aştılar. Aşamıyanlar meyanında Balkan ikincisi Yavru Tmmaz vardı. Yüksek atlamadan sonra sınkla atlamada da çok büyük bir müsabaka seyredildl. Bırinclnln gerisinden üç aüetin 3,30 u geçmlş olmaa bu sahada şampiyonsuz kalamıyacağımızı ispat eder. Bahusus ki Türk atlet. lerinin şeref listesinde bu yal onuncu olan atlet 3 metrenin oldukça üzerin. de görünüyor. Atmalarda güllecilerlmizden sonra bHhassa ciritçılerimizin ve çekiççüerimizın ebemmiyetlı terakkisi kaydedilıyor. Düne kadar çekiççimiz yokken bugün 46 l a . rın üzerinde gezen atletimiz vardır. Ci. ritte de 7 atletimiz 50 ile 60 metre arasmda atış yapmış bulunuyor. 15 . 20 ile gülle atmada yeni bir Türkiye rekoru yapan Ateş İbrahımi geçen hafta göre. medik. Rahatsız olduğu bildirildi. Az za. man evvel yabancı matbuat tarafmdan Avrupanm 1 numaralı güllecisi ilân edilen 14 68 metrelık Arat Araratımız da bu müsabakaya iştirak edemedı. Grup birincilitini kazanamıyan Konya bölgesı tabiatile Ankarada temsil olunamazdı. Fakat Federasyonun boyle yıldızlan ih. mal etmediği anlaşılıyor. Zira programı mucibince 28 ve 30 ağustosta «Türkıye ferdi aüetizm birincilikleri> İstanbulda yapılacak ve Ankarada gördüklerimizln en iyıleri bu musabakada bütün memleketin uzak köşelerinden gelecek îerdî yıldızlarla karşılaşacaklardır. İşte bu müsabakalardan sonradır ki Türkiye millî takımı tespit edilır ve «şeref lis. tesi> son defa olarak i'ân olunur. Daima yılın en büyük müsabakası olan «Türkiye ferdî atîetizm birincılıklerine» atletlerımiz şimdiden geniş ölçüde hazır. anmaktadırar. Bilgilerı az, kabiliyetleri çok olan genclerden ehemmiyetli bir grup bu yıl ilk defa olmak uzere Zonguldakta da Çamlı mmtakada kurulacak bir kampta toplanacaklar ve 30 ağustos için sureti mahsusada Federasyonca hazırlatacaklardır. Yolunu iyi tutmuş Atletizm Federasyonumuz nasıl Balkan oyunlannda sonunculuktan birıncilığe kısa bır zamanda terfi etmesini bildiyse, o günden bu güne kadar isabetli progragjfcp kat kat kuvvet bulmuş olaujunu flSgelerarası Türkiye Birincilığir.de fiilen göstermiş. tir. halllnde yapılacaktır. Bu haftaki yanşlara çok at yaMİrraş ve programa centılmen koşusu da ılâve edilmiştir. Gıttikçe cazib bir şekil alan yarışların bu haftaki programı şu şekilde tesbit edilmiştir. Birinci koşu: İki yaşındaki İngiliz taylan arasındadır. Destegül, Polat ve Varatın iştirak edeceği yanşm mesafesi 1000 metredir. Ddnri koşu: Üç yaşındaki Arab a'lan arasmdaki bu koşu çok çetin olacsktır. Bahadır, Şahin, Yaman, Vecize ve Ferhad arasındaki yanş 1400 metredır. Üçüncü koşu: Üç ve daha yukan yaştaki yarımkan İngiliz aüanna mahsustur. Alceylân, İlhan, Tiryaki ve Meneviş girecektir. Koşunun mesaiesi 1600 metredir. Dordüncü koşn: Safkan İngiliz at ve kısraklan arasındaki bu yanş cenulmen koşusudur. Dün öğleden sonra Hüdaverdinin Beyoğlunda Hamalbaşmda Şebek sokağındaki Hüdaverdi apartımanının üst katında inhisarlar kaçak şubesi merkez şefi Rıdvanın idaresi alünda tekrar bir arama yapılmış ve çatıya gizlenmiş bir halde büyük çuvallar içinde çekirdek kahve, sandıklarla çay, kesme şeDandi 72 kilo binicisi (Said Aksun), ker, ipek kadm çorablan, kadın iç faKomisarj 72 kilo binicisi (Dr. Seferof), nilâlan, yünlü ve pamuklu top top kuÖzdis 66 kilo binicisi (Özdemir Atman), maş bulunmuştur. Umacı 64 kilo binicisi (Von VankenSon günlerde büyük bir istif depoheim), Yetiş 62,5 kilo binicisi (Aziz Ye sunu meydana çıiaran inhisarlar kaçsk ner) dır. Yanşın mesafesi 2000 metre takibat şubesi memurlarını tebrik edir. deriz, Beşinri koşu: Üç ve daha yukarj yaştaki İngiliz at ve kısraklanna mahsustur. Hümahatun, Buket, Demet, Konca, Yetiş, Küçük Eseki, Davalacironun yapacağı yanşm mesafesi 1800 metredir. Aklm mefhumlan ise statiktirler. mahi jetlerı itıbarile hareketsızdlrler. Bunları kullanan duşünceyi de hareketsiz kılarlar. BJkuvve hayat değıldırler. Çunkü dondururr.uş, hayattan durdurulmuşlardır; kurumuş reallteleri temsil ederler. Sezginin mefhumlan aklın aksine olarak benzerlıklerden değil, farklardan ilham almıştır. Aklın kalıptan ıbaret olan boş mefhumlarına mukabil sezginin mefhumlan dolgundur. Fark, kejfıyet, çokluk, değışme, hareket, oluş, zaman, imkân, hurriyet, meknlllk, kuvvet, ben gibi mefhumlar hep sezginin mefhurr.larıdır. Sezgi, hayatm bılgisını, ruhun muhtelif hallerıni bildirecek gibi yapılmıştır; bu itibarla hayatı taklld eder. Bilgi melekelerımizin en derunî olamdır. Akıl İse bılâkis en haricî olamdır. Akıl ile sezgiyi bu suretle birbirlerinden ayırmamız hakikatte de böylece ayrılmış olmalarından değildir. Bunların arasında kat'î bolmeler yoktur. Yalnız realitelerm muhtelif kısımlarına intıbak etmelerı bakımmdan birbirlerinden ayrılırlar. Her ikisi de ayni ruha ve a>Tii hayatî insiyaka bağıdırlar. Ondan neşet etmişlerdir. Usulsüz tevziat Şehrimize son defa gelen 20 ton 11montuzunun satış fiatlannın fahış ol. Altıncı koşu: Dört ve daha yukan dugu ve tevziatın usulsuz yapıldığı yaştaki Arab atlan arasmdaki yaıış jolunda vilâyete şıkâyetler yapılmıştır. Mesele tetkık olunmaktadır. Handikap koşusudur. Tomurcuk 63 kilo, Bora 60 kilo, TarUniversitenin ikinci devre zan 58 kilo, Tuna 56 kilo, Sevim 55 kılo, kampı Bahtiyar 54 kılo, Kroş 53 kılo, Ku;ük Hilâl 52 kilo, Murad 50 kilo, Yavuz 48 Universitenin birinci devre askerlik kilo ile koşacaklardır. Yanşm mesafesi kampı dun bıtmiştır. Yarın ikinci devre 1800 metredir. kampına gene Pendıkte başlanacaktır. Çifte bahis; 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı ko iKincı devre kampına iştirak edecek ta. lebe, yann sabah Ünnersite merkez bişulardadır. İkili bahis; 2, 4 ve 6 ncı koşulardadır. nasında toplanacak ve merasimle Pen. dıge gıdecektlr. M. Şekib TUNC »IÇKISIZ HER P A Z A R SAZ Senar'ı saat 14 ten 19 a kadar Cağaloğlu ÇİFTESARAYLAR Bahçesinde Fenerbahçe stadında yapılacak inşaat îstanbul Bölgesi Fenerbahçe stadı tribünlerini esaslı bir şekilde tamir etmege karar vermiştır. Sahayı tetkık edecek he. yet luzum gorürse bu inşaatı kulüb binası da dahil olmak üzere daha geniş Dir şekilde inşa edecektir. Büyükadada dün yanan çamlar Dün Sgleden sonra saat 15,50 de Bü. jukadada Aya Nıkola mevkundekı fun. dalıklarda yangın olduğu itfaiyeye haber verilmiştir. Buyukada itfaiyesi derhal yangın yerıne gıtmışse de ateş vâsi bir sahayı kap'.amış bulunduğundan söndürme ışı pek kolay olmamıştır. İki saat. lık bır uğraşmadan sonra 1300 metre murabba fundalıkla 150 küçük ve 50 büyük çam yandıktan sonra ateş sdndürül. müştur. Alâkadar makamlar yangının sebebi zuhunı hakkmda tahkikata baş. lamışlardır. Müxeyyen K=ıpı, Cumhuriyet Matbaası karşısmdadır. 20 kişilik (anınmıs ba.\an ve baylardan mürekkep •ÇİFTE FASIL» saz heyetilc birlikte Bülbül sesli Fatih Güre; kulübü salonu tevsi edilecek tstanbul BSlgesl Fatihtekl Güreş ku. lübü salonunu tesvie karar vermiştır Bu injşaat İçin 6000 lira sarfedilecektir I Langa bostanında yeni bir stad yapılacak Dinîemek fırsatını kaçırrravmız. Temiz hava Boğaza nazır ve eşsiz manz^rulı bahceni7 İCKİSİZDİR. Gelenlerin ist.rahati temin edilir. ÇALANLAR Okııvanlar Hanendeler KemanJ NECATİ TOKYAY Cümbuş KADRİ YAHTA SEMİHA Kemanl SAİM ARTAKİ MELAHAT Klarnet SM.IH Pivano SEFİK GÜZİN Nısfiye NİHAD Kanun AHMED SAN'İYE İBRAHrtt Kanun İSMAİL CAN VAHİD İMad Darhııka .HASAN TAHSİN ve Zurna EMÎVden RUMELİ ve KÂĞIDHANE HAVALAR1 BahçemıZ 8 aŞustos cumartesi günü zengin programla bir sünr.et düğunü tertib etmiştir. Çıvakiannı kaydettirmek İstiyenler 4 üncü Vakıf Han ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ™ Borsa Kıraafhanesine'müracaat edebllirler ^ ^ ^ ^ " Vali Yalovaya gitti Vali ve Belediye reisi doktor Lutfl Kırdar, dün sabah Yalovaya gitmlştir. A YR I0A * CUMHURİYET Abone seraiti Senelik Alb avlık Üc avlık Biı avlık Nüshası i knrnstar. Rarle Türkive VCİD tstanbul Bölgesi; Atatürk bulvan ni. Fransaya incir ve üziim hayetindeki Langa bostanmm olduğu yerde mahalll bir stad yaptırmağa karar ihraç edilecek vermiştlr. Bu yerde stadın inşası için Ticaret Vekâleti bir kararla Fransaya ayni zamanda intıbaksızlığm önünü alevvelâ istimlâk yapılacaktır. İstimlâki mak, muhitle olan uygunsuzluğa bir müteakıb hazırlanacak proje ile sür'atl? yüzde yüz takas esası üzerinden fındık ve üzüm ihracma müsaade etmış'ır Bu çare bulmak suretile onun telâş ve şidirşaata başlanacaktır. detini izale etmek vasıtasını tcmin eder. Bakırköy Halkevinîn su sporlan karar ithalât ve ihracat birliğine bıl İnsivakın muhite veniden intıbak etmek dirilmiştir. müsabakası * ADA PALAS OTELİ Şifalı çelik banyosu, nefis yemekle ivi hava ve manzarasile meşhur otelimiz muhterem n.üsterılcrimizin İstirahatine acıktır. Tel: Çekirge 17 BURSA ÇEKİRGE^de 1400 Kr 750 » 400 » 150 » Ido 2700 Kr 1450 . 800 • Yoktor. Dikkat Gaıetemire eönderilen evrab ve vmnlaı nesTedilsin edilmesln tade edilmeı ve rivaından me'î'ulivet kahnl olnnmaı kacak e t , balık, çüruyecek yemiş, ekşiyecek yemek varsa buz dolabmın hlmayesi altmda kendini muhafaza ediyor. Böylece sıhhaümize iyiük yerine kötüluk veriyor. Ama kime anlatırsınız. Üstelik pahalı da. Aileler var M: Acaba kıza bir piyano mu alsak, bir buz dolabı mı? diye tereddüd etmektedir. Fakat artık geri dönmenin imkânı yok. Bu avadanlık da ailelerin harimine girdi ve o girdigireli hçpimizde sun'î bir serinlik başladı. Buz dolabı bir nevi elektrik dolabıdır. Anlarsmız ya! ı Bostan dolabı... ! Üsküdar gibi, Yeâikule gibi muhafezakâr yerlerde hâlâ gözüme Uişiyor. Gozleri bağiı bir hayvan habire döner ve su çıkarır. Sebatın, birtei'iyeliğin emsalsiz bir rümunesidir. Zannederim tarilıin kaydettıği en eski dolab da budur. Nitekim şair: Âblar galib gelince döndüler dulâblar Demiçtir. Bu dolabda en şayanı dikkat şey gözü bağlı beygirm çelışma tarzıdır. Ne diyeyim efendım. Dolab çok. Hepsinin izahma girersek bir dolabname yazmak ve kolayını bulup kitabcılardan birini dolaba koyup bastırmak lâzım. Ona da benim vaktim yok. Onun için geri kalan dolablarm adlarını yazayım da, bu iş bitsin! BakırkSy Halkevi senelik kürek, yelKorkarım dolabdan. ken yanşlarını önümüzdeki pazar günu 1 Küçüklüğümde yaramazlık ettiğ : m Bakırköyde yapacaktır. Her çeşid yap lacak bu müsabakalara bu sporlarla alâ. zaman evde bir karanlık dolab vardı, kadar kulübîer iştırak edeceklerdir. A. beni oraya kaparlardı. O zamandanberi janlığın himayesinde yapılacak bu ya dolaba giiTnekten hoşlanmam. Hoşlanmam ama adama soruyorlar nşlara saat 13 te başlanacaktır. mı? Bir de bakıyorsunuz ki, doladdaYüzme sampiyonluk sınız. Aman zaman demeden kapıyı kapıyorlar. Siz istediğiniz kadar bağınp seçmeleri çağırın. Bugün piyasa dediğimiz camSusporlan ajanlığı tarafmdan tertib bazhane baştanbaşa numara numara, edilen İstanbul yüzme sampiyonluk seç. çeşid çeşid dolablarla dolu bir dolabme müsabakalan dün Moda yüzme ha hanedir. Haünize, kıbalinize, mukavevuzunda büyük bır kalabalık önünde met ve kuvvetinize göre size de bir yapılmıştır. Yanşlara Galatasaray, Bey dolab bulup yerleştiriyorlar. Eğer vakoz, BeyogluspoT kulüblerile Kadıköy ziyet bir büyük dolaba lüzum duyurHalkevinden 101 yıizücü iştirak etmiş muyorsa o zaman iş kafesle idare eve neticede Beykozdan 40, Galatasaray. diliyor ve kafese koyuyorlar. Bu hudan 38 yüzücü finale kalmışlardır. Disusta eşin dostun da hayli gayreti var. ğer yüzücüler altıncılığa kadar derece Bılerek bilmiyerek: a 1 amadıklanndan tasfiyeye uğramışlar. Aman birader, dır. Seçmelerin son müsabakalanna bu. Balıkpazarmda Pagün gene Moda yüzme havuzunda delavra çıkmazmda vam edüecek ve bu suretle şampiyom bir bakkal buldum. müsabakalanna girecek yüzücüler bellı En birinci Urfa yaolacaktır. ğmı üç llradan veriyor. Lâkin sabah Şehrimizde iki zelzele oldu erken gitır.eli. diye sizi sürüklüyor. Bin Kandilli rasadhanesinden: tutlü İhtiyatla yaDün hafif iki zelzele kaydedilmlştir ğı ahyorsunuz. Bi r de ev e gelip Her ıkisi de ayni merkezden gelen ıh yorsunuz ki vazelin gibi bir şey. Bir tizazlardır. daha herife gidip de konuşmıya lüzum Birincisi yaz saatlle 12 yi 41 dakika yok. O da: 7 ssniye geçe, ikincisi buna replis olup Allah belâlarını versin bu tüccaryaz saatile 21 i 57 dakika 34 saniye geçe ların, diye kabahati başkalarma atıyor. olmuştur. Her ikisi de 1 saniye devam Ama siz kafestesiniz. etmiştir. Zelzelenin merkez üstü ra. Evvelki gün Baiıkpazanndan geçiyorsadhaneden 50 kilometre mesafededlr. dum. Yanımda bir de erkadaş vardı. Hava sıcak, balıklar bayattı. Tanıdığım Mevlid bir balıkçı ile şöyle konuştuk: KADRÎ KANER Babamız Adanalı Hasan Pamukcunun Ayol bu sıcakta şu bahkların üolümünün kırkına musadif 28/7/942 salı zerine biraz buz koysanız da kokmasa! günü öğle namazmı müteakıb Teşvikiys Koyuyoruz bayım. Lâkin bu sıcamıinde ruhuna ithaf edilmek üzere cağa buz mu dayanır? Eriyor! mevlidi şerif okunacaktır. Tanıdıklanı Canım bir buz dolabı tedarik ediniz. Aksamları bunları dolaba koyAt yarışlarınm üçüncü haf'a ko=ulan ve arzu edenlerin teşrifleri. muyor musunuz? Oğlu Kemal ve kızlan bugün saat 15,30 da Veliefendi koşu ma Dolab ve kafes! Eş dost gayreti Kîm kimi? Bîzim ödadakî dolabın hikmeti Dolablarm envaı Koyanz bsyım. Dolaba koymadan olur mu? Neleri koyarsınız? Size göre değil a. müşterileri koyanz. Bahkların ne suçu var? Dolab lâfı oldu mu daima ha'ırıma gelir. Şimdi faaliyetten çekılmiş girgin bir gazeteci arkadaşla Bursaya gitmıştık. Bundan şu kadar yıl evvel bılmem hangi sebeble İstanbul Vilâyeti, İstanbul gazetelerinden bir çoğu aleyhme bir dava açmıştı. Böyle olunca davaların başl^a vilâyete nakli lâzımgeürmiş. Bizi de Bursada muhakeme etmıye karar verdıler. İşte o münasebetle yedı sekiz gazeteci birlikte Bursaya geçmiştik. Galıba Adapalas admda bir ahşab otelde kaîdık. O zaman Buısada bir (palas) bolluğu vardı ki sormayın. Bilmem ayni bercket hâlâ sürüp gıdiyor mu? Uzatmıyahm. Ikiser ikişer odalara dağıldık. Ben, o yukarıda bahsettiğım girgin arkadaşla bir odaya düştüm. Diğerleri de çifter çifter ayrıldılar. Sonra herkes btekı odaları dolasmıya baş'.adıâı sırada Son Postanın sahiblerinden Selim Ragıb bizim odaya geldi: ' Yazan: Burhan Fetek Hay kâfırler. En iyi odayı siz almışsınız. Neden? Baksana burada dolab var. Bizde yok. Ben cevab verdim: Ama bu odada Ali Cami var. onun için dolablı oda seçtik. E ne olmuş? Belki birini dolaba koymıya lüzum görörse... Gülüştüktü. Doğrusunu ister misiniz? Şimdi hep dolablı oda arıyoruz. Bır yoiunu bulur da belki birim koyanz diye. Dolab diyince hatırıma türlüsü geli\ror Tel dolab*. Yemek'.erin sineklerden muhafazasına mahsus bir nevi mukavemetsiz, enayi dolabdır. Her göç arabasının üzerine veya kenarına takılarak ora'ian oraya sürünür durur Dolabların ıçın'le bunun kadar ucuz, bunun kadar zayıl ve bunun kadar pestenkeranisi yoktur. Bu gün yapılacak at yarışları Çingene icadı olduğu rivayet edilir. Lâkm çmgeneler bunu reddederler. Çünkü çingene bulduğunu yer. S2k!amai ki dolaba koysun. Sineklerin en çok zıddına giden dolab budur. Dönme dolab..," Vaktile Türk evlerinde harem solâmlık deireleri ayrı iken selâmlıktaki erkeklerın, haremdeki kadmlan görmeden iki daire arasında öteberi alıp vermıye yarar bir nevi dalavere idı. Harem ve selârrhik daire'erini birbirinden avıvan duvarm ortasına iki taraftan kapılı bir delık açarlar, bu deliğm içine bir mihver etrafında dönen bir dolab koyar'.ardı. Bır tarafı kapalı, diğer tar=ıfı açık olan bu döner dolabın içine konan seyi dolabı çevirerek öbür taraf+akı adam ahr. fakat beri taraftakini tabiî göremezdi. Şimdi böyle şeylere lüzum Yukarıki dört dolabdan sonra, elbise yok. Herkes birbirini görüyor. Lâkin dolabı, yemek dolabı, evrak dolabı ecza dönme dolab harem selâmhk daireledolabı, çamaşır dolabı, dumen dolabı rinden çıkrp kendi içimize düştü. Habire fgemilerde). donme dolab!. Aklıma gelen bunlar. Hemen aklıBuz dolabı... mıza gelenlerın başımıza gelmesinden Bu bır nevi bayatlarm itibar ettiği bızı Allah korusun. yerdır Bana sorarsanız vücudü kaldıB. FELEK nlacak yegâne eşyadır. Ne kadar ko