Sehir GÖRDÜKLERİM haberleri Insanın yaratma Istihkâm neferlerinin Vilâyetin = = kudreti = hassasiyeti hücum hikâyeleri = Sarh cephesinde 3 7 IM «Bu sebeble ağac kümelerini sayıyorduk. Dokuzuncu küme bu olacak. Yerimize geldik demektir. Mayna! Sığlık olduğu için inip kayığı kenara sürmeğe ıneebur olduk. Tabü dizlerimize kadar lslandık. Fakat kayığımız düşmanm gözlerinden glzlendi. Biz de hücum anını beklemek için karaya çıktık «Saat 3 olmuştu. Kürek çekmekten ısınmıştık. Nemli otlann üstüne uzanarak yavaş sesle gündelik şeylerden konuşuyorduk. Arızasız cereyan edea küçük kayık seyahatimizden memnunduk. Ondan sonra susulmuştu. Şarkta gün ağarmağa başladı, bir saat sonra, hareket başlıyacak. Bizim şef, bize 400 topun birden patlıyacağuıı söyledi. Doğru mu?. Bilmiyoruz. Belki de bunu, maneviyatımızı kuvvetlendirmek için söylemişti! Öyle de oba memnuniyetle inanıyoruz. Çünkü bu, bize güzel bir emniyet hissi veriyordu. Her halde işler yolunda gidecektir. O halde uğur ola. Biz hazırız. Hareket başhyabilir. «Işte topçumuzun cehennemî ateşi başladı. Yüzlerle, binlerle mermi homurdanarak üstümüzden aşıyor ve kaışımızdaki kasabaya müthiş bir gürültü ile çarpıyordu. Ziyak iz bırakan mermüerin, biri diğerinin yanında havada mahrek çizdiklerini görüyoruz. «Şimdi sıra hücumbotlarımızla naklettiğimiz piyadelerle bize geldi. Neh.r çok geniş. Hemen hemen 2 kilometre kadar var. İşte bu mesafe seri botla geçilecekti. Geçildi de. Bir iki makineli tüfek ateş demeti yanlanmıza düştü. Fakat bu, başhyan taarruzun gidişini değiştirecek değildir. İşte düşmanm tuttuğu sahildeyiz. «Piyadeler, lutfen çıkınız! Çabuk, çabuk!» Piyadeler sahilden içeriye doğru ilerledıler. Biz mntörlü kayıkla dönüyoruz; diğer arkadaşlaıı getlrip tekrar karşıya nakletmek için. D,nyeper üzerinden ilk hücum muvaffak olmuştu.» Hücum istihkâm neferlerinin, Dinyeperi zorla geçiş hakkındaki duygu ve yazılannı da bu suretle öğrenmiş olduk. Berislavda İkamet eden İstihkârn alayı karargâhının subay kazinosunda nlayın orada mevcud subay ve üstsubaylarile öğle yemeğini yedikten sonra şehrin üst mahallesmin dışına çıkarak burada bulunan yüksek bir su deposunun bir kale gibi yuvarlak olarak İnşa olunmuş burcuna çıktık. Dinyeperin Berislavda zorlanması esnasında bu deponun kulesi Alanan kumandanhklarınca gözetleme yeri olarak kullamlmıştı. Onun için ordunun istihkâm albayı bizi buraya çıkardı ki ileri ve geri bütün araziyi buradan görebilelim. İleri araziyi Dinyeperin yüksek olan cenub kıyısmdan daha iyi gördüğümüz gibi şimdi uehrin gerisindeki hazırlık mıntakalarınj da görüyorduk. Düşmanm yer ve hava tarassudundan saklanmak için geçid hareketine memur olan kıt'alar Dİnyepere garbdan gelen derelerden İstifade etmişler ve nehirdeki geçid yerlerine bu derelerin içinden, bilhassa geceleri, CUMHURİYET 7 Şubat 1942 GUNUN DAYASI 1 Altın kıymeti hakkında... Savtn Hamdi Baştu'a Bugünkü Cumhuriyet'te, tatlı ve sülükliyici bir üslubla, bana hitab eden mektubunuzu okudum. İltifatuııza teşekkürler ederim. O yazılarımda, istisnasız her sınıf halkı ilgilendiren, karanlıkta kaldıkça iktısadî hayatımızda bir fenalık ka>nağı olmağa müsaid günün en canlı mevzuunu aydınlatmağa çalışmaktan başka bir iddia yoktur. Aziz dostum, iyi bilirsiniz ki altın, geçen Umumî Harb sonundan bugüne k a dar, eskilerile ölçülemiyecek derecede, nülletlerarası iktısadî mücadelesimn baş mevzuu olmuştur. Önü eski merkantilizm doktrinl tarlhine kadar dayanan altına en kuvvetli inanm, kavgasız, gürültüsüz, kısa bir zamanda yıkılması mümkün değildir. Milll lefahıru bunun üzerine kurmuş milletler buna, kolay kolay muvafakat etmezler. •• •• c Yazan: Emekli General H. Emir Erhilet < * ] Uerliyerek yanaşmışlardır. Geçid hareketine yarıyan kayıklar, pontonlar ve Yeniköy Belediye Hekimi Sadeddinin, köprü malzemesi de hep bu derelerden Dinyeperin kenarına gizlice getirilcrek evinde üç hastası bulunan bir zatın müracaatine cevaben: «Benim bir dakikam gece suya indirilmişlerdir. Gözetleme yeri olan su deposu ku bir liradır!. diyerek on beş dakikahk lesinden geçid hareketini himaye ede bir yere gitmek için on beş lira vizite cek olan yüze yakın muhtelif çaptaki ücreti istediğine dair vaki şikâyet üzebataryanın açılarak girdikleri mevzilere rne ilgili makamlarca tahklkata başlande geniş bir nazar gezdirebiliyorduk. ' mıştır. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, dün hâdise etrafında bize şunıarı Hafif meyilli düz bir araziydi. Kuleden şarka doğru bakınca Dinye söylemiştir: c Yeniköy Belediye Hekimi hakçeri ade t a uçaktan seyreder gi .tyik. Şehrin geniş ve su dolu yatağı içindeki kında, çağırıldığı hastaya gitmek İç n tc adacıklar, Berislavın karşısındaki Ka '. dakikasına bir lira ücret is .diğ:ne dair, hovka kasabası, bunun hemen cenubuıı , bir gazetede çıkan şikâyet mektubu İle daki ilk hücum yerini teşkil eden kum alâkadar oldum. Tahkikat yaptınyorum. luk, bu kumluğun yüz metre kadar ce İddia sabit olursa, hakkmda kanuııî tanubundan nehrin içine uzanan 23 yüz kibat yapılacağı tabiidir.» metrelik bir seddin bulunmasmdan istiYeniköy Nahiye Müd:Jrü dün sabah fade için Berislavdan buraya doğru uza vilâyet makamma çağırılarak, kendisinnan harb köprüsü, Alman askerlerinin den belediye hekiminden yapılan şikâçok muntazam rmzrakları ve nihaye* yet etrafında malumat alınmıştır. D:ğer almanların ilk geçid hareketlerini mü taraftan Belediye Sıhhat Müdürlüğü de teakıb işgal ettikleri köprübaşı mevzii vaki iddianın doğruluk dcrecesini İnpek güzel görünüyordu. Hava da iyiydi. celemeğe başlamıştır. Kule, yuvarlak olduğu için ve bütün etrafmda pencereler bulunduğu için döEmirgân mektebinin de ismi nerek etrafı tetkik ediyorduk. Kulenin yukarı sahanbğından aşağıya değişti inerken aksakallı bir adamm koca kalŞehir Meclisi kararile Emirgân ismipağı ve koyun postundan kocuğile onin €Mirgün» olması üzerine Maaril İdarada durduğunu gördük. Yüzünde iti resinde Emirgân orta mektebine de Mirmad ve nikbinlik vardı. Rus muydu, Uk gün orta mektebi namı verilmiş ve keyraynalı mıydı, bilemem. Her halde bir fıyet alâkadarlara tebliğ olunmiıştur. Slâvdı. Bcn bir iki kelime sö'yledim, o Üniveristelilerin açtığı da cevab verdi ama o türkçe ve ben de slâvca btlmediğimiz için anlaşamadık. lokanta Gülümsiyerek ayrıldık. Üniversite talebelerinden bazılan arBerislav ayni zamanda cenubda bir üsera toplama ve geçid isıasyonu imiş. kadaşlanna ucuz ve temiz yemek tamin Bunu kim söyledi bilemem. Duyar duy etmek maksadile Kumkapıda bir lokanmaz Rus esirlerinin Türk ve Müslüman ta açmıçlardır. Lokantada, servisler de olanlaruu görmek istedik. Fakat bu dile Üniversiteli gencler tarafından idare ejdmiz is'a: elunamadı Çünkü evvelâ zan dilmeltte ve gıda maddeleri doğrudan nederim, bu geçid üsera istasyonunda doğruya istihsal bölgelerinden getirilesirler sadece bir akşam kalarak geıiye mektedir.Genclerimizi bu güzel ve haNikolayefe gönderildikleri için görüle yırlı teşebbüsünden dolayı tebrik ederiz. bilecek bir halde değıldirler. İkincisı, İzmir postası Türkler ve Müsiümanlar diğer esirlerİzmir sürat postalarının tekrar yapılden ancak Nikolayef te ayrılıp tasııil olunmaktadırlar. Bu sebeble arzumuzu ması takarrür etmiştir. İlk postayı yaileride Nikolayef e bırakarak bize pek is rın Tari vapuru yapacaktır. Diğer hatliiadeli güzel bir gün yaşatan ordu istih larda kaldınlmış olan bazı postaların da kâm alayının subay ve üstsubaylarından ihdası muhtemeldir. çok samimi teşekkürlerle ayrıldık. Altın alıcıları ortada yok! Altın fiatları dün de düşmüş, 35 liraya dahi Reşad altınına talib çıkmamıştır. Külçe altın 460 kuruşa inmiştir. Bir Belediye doktoru hakkındaki şikâyet ehemmiyetle tahkik ediliyor Şimdi arabalaruruzın içinde, BerUlav harb köprüsünden tekrar şarka doğru geçiyoruz. Harb köprüsü nedir ve sahra köprüsü hangisidir? Sahra köprüleri lümen, kolordu ve ordu istihkâm kıt'alarının köprü kollarmın seyyar olan nizamı malzemelerile kurulur ve muvakknt bir zaman için kullanılır. Bunkr muntazam malzemeye malik olduklarından gayet seri kurulup sökülürler ve ath arabalar veya kamyonlar üzerinde yüklü olduklarmdan orduyu takib ederler. Bir nehre sahra köprü kurulduktan sonra bunun yanına hemen ve oralarda bulunan her tüılü malzemeden sabit bir köprü yapılınca sahra köprüsü sökülüp betekrar arabalara bindirilir. İşte bu [*] Bundan evvelki yazılar 11, 12, harb esnasında bulunulan gayrimunta14, 15, 17, 18, 21, 22, 26, 27. 28 ikinci zam malzeme ile bilâhara yapılan köplülere harb köprüsü denilir. Çünkü teşrin ve 1, 4, 5, 8, 10, 12, 13, 17, 18, 22, 25, 27, 29 birincikânun, 3, 6, 8, 10, bunlar barış zamanında yapılan beton 13, 16, 18, 21, 25, 27, 30 ikincikânun ve veya demir köprüler gibi değildir. 5 şubat taıihli sayılanmızda çıkmıştır. Koyun satmak istemiyen kasablar yakalandı Dün Hayvan Borsası pay mahallinde celeb ve koyuncuların kısmı azamı canli hayvan satmamış, bir çok toptancüar da mezbahada hiç görünmemiştir. Evvelki gün de pek az hayvan keEİİmi? olduğundan dün kasablarda hemen hemen et yoktu. Yapılan tahkikatta kasablik hayvan olduğu halde bunu piyasaya arzdan imtina ettiği anlaşılan celeb Hâmid Karabakır ile Sabri Erdem haklarında zabıt tutulmuştur. Kongre İlk mekteblerdeki fakir talebelere yardım etmek üzere teşekkül eden, ilk mekteb yoksul talebelere yardım birliğinin senelik kongresi, bugün saat 15 te Parti merekzinde toplanacaktır. Bu toplantıda, sayısı mülum bir yekun tutan yoksul talebelerin hepsine yardım edebilmek için, alınması lâzım gelen tedbirler kararlaştınlacaktır. larm bu husustaki Bir an içinde mes'uliyetleri pek gözlerimi kapıya fazladır. Demagoji, rak uzak mazirrin güzel düşünmek ve Uerhangi bir sah düşündürmenin yani nesini kafamda canyaratıcı muhayyilelandırıyorum. Bu sahne, içinde doğmuş olduğum ufak ahenk vermekle kabildir. Meselâ ben nin düşmanıdır. Son senelerde bilhassa basari hayalyay'.a köyünün çeşmeli ve kavaklı mey bir hekim sıfatile hayalhanemde kendidanında bir bayram gününde gürbüz me ideal bir hastane veya laboratuar icı in cemaatin psikolojisindeki rollerj dîHkanlıların millî ojrunlarım ve bir kuruyorum. Şüphesiz ki ondan evvel çok genişlemiştir Bir çok insanlarm düğün âleminin izlerini yaşatmaktadır. Ankarada, İstanbulda veya büyük Av gündelik kühürel bilgileri bol sinema lupa beldelerinde görmüş ve kitablarda tüimleri, radyo haberleri, propaganda, Bütün bu canlı tablolar, şekilleri ve plânlarınj tetkik etmiş olduğum modern ilânlar ve afişlerle vakj olmaktadır. Burenklerile birer hayaldir; ve. ruhumda hastanelerin dimağımda izleri olan ha günün yarı rnünevver insanı çok geniş, bunları uyandıran dimağ fonksiyonu da ya.'ierinden istifade ediyor ve (yaratıcı zengin ve daima hareketli sahneler içinmuhayyiiemdir. Mevzuumuz için klasik muhayyile) min inşa kuvvetine gijre buıt de müşahiddir, bunlardan azamî şekilde tuhiyat kitablarının malum bilgilerine Uıra yeniiikler katıyorum. Esasen önce ıstifadelenmekte, pek az okumaktadır. ancak çok kısa bir hatırlatma ile temas den şekli, rengi, nîahiyeti hakkında un Binaenaleyh bilhassa cahil kütlelere etmek lâzımdır. suri bir fikrimiz ve idrakimiz olmıyan gösterilen filimlerin, verilen konferansHayallerimiz binbir çeşidlidir; fakat en kuvvetli bir hayal kurmak imkânsızdır. Bugünkü harbe; altınsız hiç bir şey lann ve radyo haberlerile bilgilerinin çok görülen ve marazî ruhiyatta da en Anadan doğma olarak kör bir insanın tedrisî ve terblyevî bir hedefi olması lâ yapılamıyacağını iddia eden ve buna zengin cinnet ârazlarını teşkil eden ha renkler ve ışık, bir sağırm da sesler hak zımdır. Halkevlerinde ve radyo dersle inananlarla bu mubalâğayı istihfaf eden yal.'er görmiye aiddir. İdrakimizin renk, kmda bir tasavvuru olabilir mi?.. Kuv rinde güdülen plânlı gaye bunun veciz ve sây ile istihsale kıymet veren'.erin ışık, çevre, şekil, kabartı, mesafe gibi vetli tahayyül ve ibdada şimşekvari bir misalidir, İdeal çocuk terbiyesinde de mücadelesidir, demekte yanlışlık yoktur. bütün hususiyetleri hayal şeklinde te terkib ve tahlil mevcuddur. Me^elâ bir istidadlara tabü bir mecra vermek, serBugün altını iktısadî kudretin baş tecelli eder. Bu itibarla esas fikre takad kuş kanadından tayyare, tencerede kay best tahayyülleri kolaylaştırıp en faydalı meli telâkki edenlerle kudretini sây ve düm eden muhayyile fonksiyonunun ru nıyan suyun buharından vapur, bir el ve müspet olanlarını gene çocuğun ya istihsale devamdan alan iki âlem birhî hayatımızdaki rolü çok mühimdir. rranın sukutundan cazibe kanunu doğ ratma kudretine seçtirmek mühim bir birinin gırtlağma sarılmış, mücadele etFerdî ve içtimaî her işin kaynağı fikir rruştur. Yaratıcı muhayyilede, bilhassa meseledir. Çocukta aykırı ve fuzulî ha mekte iken, günlük gazetelerin dar sahidir. Fransız filozofu Alfred Fovelle, bil san'at ve edebiyatta daima tabiat taklij yallerin tesekkülü istikbal için bir teh felerinde bunu, iki kere İki dört eder, hassa şahsın mesleki hayatında semereü ediür. Tabiatin gunagun sahnclerinde iike teşkil eder. Devrimiz tasavvur edi gibi halletmemiz mümkün müdür? NasyonalSosyalizm iktidA mevkiine gelir.kişaflar yapan ve muhitinde de alâ mevcud olan renklerden, şekillerden, len değil, yaşanan hakikî hayaller devkuvvetlerden, güzelliklerden istifade ridir. Hayatı bu şe'nî hayallerle yürüt dikten sonra, altınsız bir şey yapılamaz kalı içtimaî bir hareket doğuran kuvinanınm yanhşlığı meydana çıkmıştır. ederek şair, san'atkâr ve âlim oluyoruz. mek lâzımdır. vetli ve velüd fikirlere «idees forces» Ancak yüksek bir fikir ve san'at adamıVerimli toprağı ve sanayiile toprakdemişiir. Esasen bu mütefekkire göre Düşünüyorum, yeni neslin hayal dünnın ibda kuvveti, muhtevasmı teşkil e~ dünyada herşey ve bu meyanda fikirler yasını dolduran unsurlar arasında feci altı serveti ve bunları işletecek el ve den ihsaslan, ideleri heyecanlarile daimî bir hareket halindedir. Son za yüksek bir cemiyette bir irşad ve ter l.arb sahneleri ve hikâyeleri çokluk teş kolu olan memleketler istihsal mekanizmasını düzenliyebildikleri takdirdemanlarda (enerji) ve (dinamizm) tabir biye, icabında da kıyam ettirici bir kam kil etmektedir. Bunlarm istikbaldeki ayeryüzünde lâyık oldukları mevkii alırleri bunu teyid etmektedir. çı vazifesini görür. Muhtelif dinlerin kislerini şimdiden kestirmek çok güç lar, umumî hayat seviyesini yükseltebitür. Ancak hangi devirde olursa olsun Dünyamızın bilhassa şahidi olduğu ve doktrinlerin sür'atle yayılmaları bu lirler. insanın (yaratıcı muhayyilesi) fena ve muz şu devrinde ve bilhassa milyonların (ideesforces) ve (images forces) lerin Sayın fikir arkadaşım; bu memlekette müz'İc hayalleri, insanlık için müfid karşılıklı olarak çarpıştığı büyük cihan kuv\etli telkinile vaki olmaktadır. Şair, ve hayırlı hayallerle kovalamak ve Ha ilk mübeşşiri olduğunuz fikir, bugün kiharbinde kuvvet esastır. Bu kuvvet sis artist, edib, mütefekkir, idealist, tabib, irna yüksek mefkureler ibda etmek kud tab ve mecmua sahifelerinden çıkmış, teminde insan ruhu bir dinamoya ben profesör veya hatib gibi içtimaî mevkiretindedir. Binaenaleyh bu feci harbin filen hayata girmiş, hatta dünya çapınzetilebilir. İşte bu dinamoda hayal mii leri itibarile vatandaşlarınm fikrî ve ah akibinde hakikî humanisme'i beklemek da varlık veya yokluk davası haline him bir mevki işgal eder. Insanın haricî lâkî terbivelerindc filî bir rol ovnivîin bos bir haval esert olamaz. inkılâb etmiş... Ben bu realiteye ne llârîünyasmdan aldığı ihsaslardan sonra en ve edebilirim? ziyade saiakatle muhafaza ettiği hayalDerin saygılarımla. Kahkaha dalpalan devam ediyor... leridir. Ruhiyatçıların, ancak maziye aid Nazmi TOPÇOĞLU hayalleri olduğu gibi canlandıran ve onGözlerden yaş Relindye kadar lara bir şey katmıyan muhayyile nev'i Osman Fevziyi kaybettik Sinemasında RİUüyorlar... her insanda görülebilir ve bu körkörüne Merhum Devlet Matbaası müdürü vaki olan basit bir tahayyüldür. Fakat Hamid Beyin oğlu, Galatasaray lisesl biz yepyeni, orijinal ve cazib hayaller başmuavini İzzetin kardeşi, Linotip şirde yaratıyoruz. İşte bir insanın şahsî keti İstanbul şubesi müdürü arkadaşımız kabiiiyetini tebarüz ettiren ve san'atOsman Fevzi Linomen, maalesef bir kârlara, ediblere, şairlere, âlimlere, mükazaya uğnyarak vefat etmiştir. Cenatefekkirlere ve büyük idare adamlanna zesi bugün Kuzguncukta Blcanefendl Filminde görenler bütün kederlerini ve kömür sıkıntısmı unutuyorlar. kütleler için cazib ve örnek kıymetinde sokağında 28 numarah evinden kaldırıMEVStMİN EN ŞEN KOMEDlSl hayaller ve dolayısile eserler yaraton larak namazı ögleyln Beylerbeyi camlibda kabiliyetine de cyaratıcı muhayyiinde kılındıktan sonra, Beylerbeylnde | Gidiniz! Giilünüz ve Eğleniniz! Bugün saat 1 de tenzilâth matine I le • diyoruz. aile kabristanına defnedüecektir. Hayallerle döşünmek, maziye aid bir Tanınmış bir matbuat mensubunun oğlu olan merhum, teknik sahada TürlE çok hatıraları aşoğı yukan tam bir samatbuatma çok hlzmet etmiş, bahusus dakatle canlandırmak bütün insanlarda I 9 Şubat PAZARTESİ akşamı tertib işinin asrlleşerek tekâmülünde müsterek ve mutad bir dimağ fonksiyoI Şehir Tiyatrosu San'atkârları Tam kadrosile pek müfid olmuştu. Kendislnden daha t.udur. Lâkin en yüksek bir fonkiiyon çok hizmetler beklendlği bir ya^ta ve o'an ibda yani yaratma kudreti herkese acıklı şekilde aramızdan aynlışı teesvergi değildir; müstesna güzidelere hâs sürümüzü artırmaktadır. Kendislne Alolan bir istidaddır; ve bunun da harcını M ^ ^ B M Piyes 4 perde. Yerler numaralıdır. Tel: 22127 lahtan rahmet diler, kederli aileslne saclgurı bir kültür teşkil etmektedir. Yamimi taziyelerimizi sunarız. İstanbulun bütün sinema meraklılan ratıcı muhayyilenin kütlelere ahlâkî ve njhî ensrji veren dinamik unsurlarma Kamyon altında (images forces) demek doğmdur. En yaralanan kız zengin hayal ibdaı dahi esasen önceden kafanm ince intisaclarmda bir ruh fonkKumkapıda Selim sokağında 12 sayılı siyonu şeklinde mevcud olan daha basit ( La Maison d'en Face ) evde oturan Yervantm kızı 14 yaşında hnyallere yeni ve muhite hoş görünen Dikranohi, Yeniçeriler caddesinden geda toplanacaktır. Parisin çuh muhiti Zevkli maceralan birşeyler katmak ve onlara cazib bir çerken şoför Alinin sürdüğü 4099 sayılı En sevilen Fransız yıldızlannın şaheseri. kamyon altmda kalmış, ağırca yaralanELVIRE POPESCO ANDRE LEFAtJB mıştır. Yaralı Haseki hastanesine yaüBu akşam ve yarın akşam rılmış ve şoför yakalanmıştır. ^•^•^ Yazan: Doktor Rasim Adasat j 1 SARK 7 SENE BEDBÂHT HANS MOSER THEO LINGEN WOLF ALBACH RETTY'yi f Şehzadebaşi TURAN Tiyatrosunda I O K A D I Bayan Komşum E L H A M R A Sinemasında Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. 2 büyük ve fevkalâde film birden: 1 2 jŞehzadebaşı San'atkâr T U R A N NA Şİ D H. E. ERKİLET Sinema Tiyatrosunda SİNEMA TİYATRO VARYETE ve arkadaşları SON ARZU komedi 3 perde Büyük varyete numaraları. Sinemada iki büyük film birden 1 P E R İ K I Z I TÜRKÇE sözlü ve şarkıll 2 ÖLDÜRMİYECEKSİN Georges Raft. Büyük gangster filmi 11 den itibaren devamlı matineler CUNHURÎYET Nüshası S knrnstur. Bugün T A K S İ M sinemasında S A R A Y Sinemasında TYRONE POW E R' in LINDA DARNELL ve BASIL RATHBONE İle beraber yarattıklan Abone şeraiti Senelik Alb ayhk Üc avhk Bir aylık 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr. » 1450 » . 800 » » Yokrtır. ZORO'nnn İŞARETİ Büyük muvarfakiyetle devam ediyor. Bugün 1 de tenzilâth maHne. İstanbulsporun çayı İstanbulspor kulübü, aza ve dostlan için bu gün saat 15 te Taksim Kazinosunda bir çay ziyafeti tertib etmiştir. MADAM LA ZONGÂ YAŞAYAN MUMYA Dans ve aşk filmi Baş rolde : LUPE Dehşet .korku ve heyecan filmi Baş rollerde : DİCK FORAN WALACE FORD V ELEZ Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. Dikkat Gazetemize eönderiIeD evrak ve yanlat nesredilsin edilmesin iade edilmeı v» rivaınrfan mps'nlivef kabnl oiunmaı. KARA YILDIZLAR Bugün L A L E Sineması A. Afrikanın dehşet cehennemi olan ormanlannda aşkla nefretin... Kıskançhkla kinin mücadelesinden yaratılan büyük hayat romanı MADELEINE CAROLL DOUGLAS FAIRBANKS Jr. TULLIO CARMINANT'ın yarattığı cSi'z bir filmdir. îstanbula senenin en heyecanb. bir mücadelesini, en güzel bir aşk romanını gösterecek. Dikkat: WALT DİS.VEYin en yeni renkli MİKİLERİNİ alkışlamağa koşunuz. Bupün HOLLTWOOD'da YILDIZLAR RESMİ GEÇİDİ. Tel: 43595 • ^ • • • ^ ^ • • i Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. ÇEMBERLITAŞ Sinemasında FEVKALÂDE PROGRAM 1BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTÎ WESSELY PAULA GÜSTAV 2 GİZLİ MARLENE Sarışın güzelliği V A ZİF E HORN FRÖHLİCH CAMILLA Pasifik adalarile zevk şehri Şingapur'da DİETRİCH ve ahenktar sesile 7 Günahkarlar Sıcak iklimlere mahsus şehvet»sngiz fîlminde Bu hafta S ÜM E R sineması Seyircilerini gaşyetmektedir. Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. VTumuk yüzlü, gözlüklü, sarışın zat: Ben, dedi. böyle şeylere pek iaanmam ama, sozüne itimad olunur, ciddi bir arkadaşım anlattı. Kendi gözlerile görmüş. Artık, bu kadarı da yalan olamaz. Sakallı, uzun boylu, şeytan bakışlı bir adam. Otobüsün ön tarafında iri bir heykel gibi duruyor. Biletçi birini kurcalıyor, ötekini karıştırıyor. ilk sıraya kadar ilerliyor: Vişne koyusu manikürlü parmaklarile Bilet alalım baylar, bayanlar bilet! dip tarafmı kazıyor. Hayret. Hakikaıen Diye .oağırınca sakallı, uzun boylu para çantası yok.. Gerdanına kadar kızarıyor. Mahcub şeytan bakışlı adam: Bana, diyor, iki bilet veriniz. Biri ve perişan.. benim için, öteki ortada oturan siyah Evet, diyor, para çantam yok. Fakat raantolu, kapüşonlu hanımefendi için. evde mi ıınuttum, yoksa kayıb mı ettim, Bu istek, yüksek sesle söylenmiş ol bilmiyorum. Yalnız bunu nasıl keşfetmasına rağmen otobüs yolcularmdan hiç tıniz şaşı'.acak şey! birini ilğilendirmiyor. Fakat siyah manİşte o 7sman biletçi afallıyor, arabatolu, kapüşonlu bayan hiddetli ve sinir daki bütün gözler sakallı, uzun boylu. li bir tavırla: şeytan bakışlı adamm üzerine diklliyor. Rica ederim beyefendi, diyor, bu Acaba deli mi? Evliya mı, hckkafedakârlığı niçin yaptığınızı anhyama baz mı? sorulan her zihinde ateşten bir dım. Ben sizi ne tanıyorum, ne de bi istifham noktası gibi beyinlerin sağını. Uyorum. Burada ilk defa görüyorum. solunu, önünü, arkasmı kavurmıya başHangi cür'et ve cesaretle benim bile lıyor. Ümi almıya kalkişıyorsunuz. Evet, ne İlk kendini toplıyan zayıf, esmer, uhakla. zun burunlu bir zat oluyor. Ayağa kalSakallı, uzun boylu, şeytan bakışlı a kıyor: dam gülümsiyerek tatlı tatlı cevab ve Beyefendi, diyor, bu gösterdiğiniz riyor: keramet tseri belki bir tesadüf olabilir. Telâs buyurmayınız hanımefendi. O fena zannı yok etmek için lutfen Bu kadar ağır azarlanacağımı bilsey benim üzerimde kaç para var, söyler midim, böyle bir teşebbüse kat'iyyen gi sjniz?. Uzun boylu, sakallı, şeytan bakışlı ariçmezdim. Para çantanızı evde unutmuş olduğunuz için size âcizane bir hiz dam göz'erini süzüyor, yüzünü buruşmette bulunmak havesine düştüm. Yok turuyor. Kısa bir istiğrak devresi geçirdikten sonra cevab veriyor: sa.... Ceketinizin sağ iç cebindeki cüzSiyah mantolu. kapüşonlu hanım: danda bir elli lirahk, iki on liralık, bir Ne münasebet? Der gibi başını iki tarafa sallıyor, a de iki buçuk liralık var. Yeleğir.izin alt cele harfifeetlerle lâciverd deriden el sağ cebindeki bozuk paralara gelince.. cantasını sçarak içindeki küçük parn Bir gümüş lira, iki elli kuruşluk, bir Santasını aramıya koyuluyor, Gözlerin yirmi beş kuruşluk, bir on kuruşluk, iki 0= KUçiik h kâye Bu harbin sonu.. çeyrek, iki de on paralık.. Zayıf, uîun burunlu esmer zat hemen ceblerini boşaltıyor. Yolcular başma üşüşüyor. Hep beraber sayıyorlar. Kâğıd para^ar da, bozuk paralar da aynile adamın dediği gibi çıkmaz mı? Hayretten gözleri dışarıya fırhyanlar, bayğınlık geçirenler. O sırada otobüs bh durağa geliyor. Uzun boyiu, saka.lı, şeytan bakışa adam: Bay şoför, diyor, burada dur. İneceğim.. Bütün otobüs halkı dize gelip yalvaranlara yakışır bir sesle rica ediyorlar: Bir saniye inmeyiniz. Size bir sual daha soracağız. Bu harb ne zaman bitecek? Adam, yürüyüp gitmek istiyor, fakat biletçinin kapı önüne durup çıkmasuıa mâni olduğunu görünce: 1942 senesi ağustosunun onunda diyor! Kadın, erkek, mecliste bir kısmı kahkahayı (ır.'atırken ötekiler de: İnşallah! ı bastırdılar. Yalnız tıraşlı kafalı, şişruan bir dostumuz: Azizim, dedi, sana yanlış anlatmış!ar. Vak'a öyle değil, böyle olmuş. Malum ya, şimdi taksi şoförleri sade kendi isıifadelerini düşünerek değil, müşterilerin de menfaati için dolmuş yapıyorlar. İşte bu fîolmuşlann birinde şık bir hanım kıymetli bir elmas yüzüğünü parmağında görmediği icin telâşa, heyecana dü dam bu sefer sağ elini şakağına dayayıp başka bir âleme dalmış gibi uzun bir sükut devresi geçirdikten sonra cevab veriyor: 1942 senesi ağustosunun onunda.. Mecliste kımıldanmalar oldu. Yerlerini değiştirmek istiyenler ayağa kalktılar. şüyor, arabayı durdurup inmek ve ge Bir kaç kişi: riye dönmek istiyor. O zaman önde otu Canım, dediler, bunda büyük bir ıan, bu noktada birleşiyoruz, sakallı, değişiklik yok. Adam a>Tii adam. Muuzun boyiu, şeytan bakışlı bir adam: harebenin bitme tarihi arasında da an Üzülmeyiniz hanımefendi, diyor, cak üç günlük bir fark var.. yüzüğünüz çantanızın içinde. Demin çoSedirin üstünde demindenberi sessiz ıab alırken para çıkarmak için elinizi cturan beyaz saçh, avurdu çökük ihtiyar çantanıia soktuğunuz vakit kenardaki amcam da o sırada dile geldi: demire takılarak oraya düştü. Bunların ikisi de hâdisenin aslına Öteki yolcuların dudaklarmda alaycı aykırı ama, dedi, zarar yok, Yalnız o sagüiümseıneier peyda olurken hanım da kallı, uzun boylu, şeytan bakışlı adam itimadsız ve ümidsiz çantasma göz gez kim miş? İsmini, hüviyetini bilen var diriyor «biı de ne baksın» yüzük köşeye mı? fikışmış ourmuyor mu? Herkes, nazarlan yumuk yüzlü, gözŞoför, birden atılıyor: lüklü, sarışın arkadaşımla traşlı kafalı, Beyefendi, diyor, bir de bugün be şişman dostuma sordular: nim başımdan geçenleri bilirseniz evliya Fakat her ikisi de ellertoi yana açadiye elinizi öpeceğim.. rak, alt dudaklarını dışarıya fırlatarak: Bilinmiyor, dediler, çünkü adam Sakallı, uzun boylu, şeytan bakışlı adam sol elini şakağma dayayıp bir iki otobüsten veya otomobilden aşağıya idakika ılüşündükten sonra cevab veri ner inmes esrarlı bir şekilde kayboluvermiş.. yor: Evet. Senin başından bugün hakiO zaman amcam: katen mühim bir hâdise geçti. Karako Çocuklar, dedi, hakkınız var. O alun birinden arabana bir yarah bin damın hüviyetinin ve isminin biiinmedirdiler. Zavallı kaduıcağızuı hastane rine imkân yok. Çünkü bu hikâyeyi ben ye kadar ömrü vefa etmedi, yolda öldü.. uydurmustum. Fakat ağızdan ağza dolaşırken o kadar altüst olmuş ki birden Şoför: büsbütün başka bir şey zannederek so Aşkolsun! Diye bağırınca taksinin içi allak bul nuna kadar sabır ve sükun içinde ikilak oluyor, eline sarılan, boynuna sarı nizi de dinledim. Garib değil mi. insanlan. Bir kaza çıkmasına ramak kalı !ar, kendilerini oyalıyacak ve tesel'i e1 yor. Tabiî. herkesin aklından ayni şeyi decek hikâye °re o yalan. bu yalan, fili yuttu bir yılan 1pbilinden masallar bile ?ormak geçiyor: olsa, hâlâ çocuklar gibi inanıyorlar ve Bu harb ne zaman bftecek? Sakallı, uzun boylu, şeytan bakışlı a gülünc oluyorlarl. Ahmed Kldayet