Tethikler Denemeler İhtikâr davaları Tasarruf haftası dolayısile Türkiye, bir ziraî istihsal memleketi ile toprak mahsullerinin değeriendirildir. Maamafih nüfusumuzun ^76.5 unun mesi için satış koopeıatifleri tesisi olunaköylü, çalışanlarımızm 6,476,400 ünün cağma ve Ziraat Bankamızın bu koopetoprak mahsulleri işleri ile meşşul ol ratiflerin ana bankası olacağıııa dair ması ziraatin Türkiye iktısadmda ne hükümleri ihtiva etmektedir. Ziraî kredi ve istihsal kooperatiflemühim ve esaslı bir rükün olduğunu rinin gayesi, müşterek kredi tnenfaatİsbata kâfidir. Köylü nüfusumuzun bu nisbeti; ça lerinin beraberce istihsalini temin etlışanlarımızın bu mutlak ekseriyeti mektedir. Ziraî kredi ve istihsal koopemütekabil kefslet v? teavün topraklanmızın tamamile istismar edil ratifleri h'Eİerile köylünün diği ve yahud bir ıhtiyaçlarını gideren, sene işletilip diğer f köylünün yevmî yıl dinlenmiye bımeşgaleslne aid bilrakıldığı intıbaını gilerini çoğaltan, overmemelidir. na en asrî ve müİnbat şart ve va6iflarma nazaran bugün topraklanmız kemmel sistemleri veren, mesaisinde iş dan pek az istifade edilmektedir. 76 mil bölümü tesis eden müesseselerdir. yon 273 bin 600 hektar olan Türkiye Ziraî kredi ve istihsal kooperatifletopraklarında her yıl ancak 10 milyon ri, çiftçimizin kredi ihtiyacını kendi 491 bin 211 hektan ziraî işlerde, 1 mil tasarrufu semeresinden ucuz faizle ve yon 120 bin 740 hektarı da meyva ve kolayca temin edecektir. Bundan başsebze istihsalinde kullamlmaktadır. Bu ka ziraî kredi ve istihsal kooperatifleri besaba nazaran mevcud topraklarımızın sayesinde millî sermaye toplanacak ve r ancak % 13.79 hektarı ziraate, ,cl>45 toprak mahsullerimizin maliyet fiatını hektan da bahçeciliğe hasrolurunuştur. yükselten gayrimeşru faizciliğe nihayet Geriye kalan topraklanmızın 44 milyon veriiecektir. 329 bin 429 hektarını yani % 58.11 ini Türkiyede ilk ziraî kredi kooneratifi çayır, yaylak, otlak ve mer'alar, 9 mil 3929 senesinde Gire?onda teessüs et yon 169 bin 859 hektannı yani % 12.02 miştir. Bulancak Kooperatifi namı alBini ormanlar, 11 milyon 162 bin 367 tında teşekkül eden bu koopcratif 80 hektarıru yani % 14,63 ünü de mahsul ortak 4000 lira sermaye ile işe başlamışvermiyen kısır topraklar teşkil etmek tır. Ayni sene nihayetinde on iki ziraî tedir. kredi kooperatifi daha teşekkül etmişTürk ziraatinin köylerde tezahür e tir. 1930 senesinde tamamen tediye oden müşterek ifadesini hemen hemen lunmuş 791.000 lira adi; 125.000 lira ihhepimiz biliriz. Bu ifade; Türk köylü tiyat sermayeli 191 ziraî kredi koopeeünün ziraî teknik ve sermayeden mah ratifi faaliyete eecmiştir. rum oluşudur. Çiftçimizin ziraî İ^letmesine mütealBu günkü milletlerin iktısadî müna 13c sermayeyi bulmak, bu işletmeyi vesebetleri ve bu münasebetlere müstenid rimlendirmek, köylüyü arazi ve ziraî olan sınaî ve ziraî istihsal şekilleri hiç alet sahibi yapmak,, ziraî mahsullerin şüphesiz ki, her şeyden evvel serma &0tüm ve satışını kol^yı&ştırmak üzore yeye ve tekniğe muhtacdır. Sermaye teşekkül eden, ziraî kredi. 'stihsal ve save teknikten mahnım İstihsal olamıya tış kooperatifleri Ziraat Bankasmın hicağı gibi para ve bilğiden mahrum sa Tıayesinde mL.sbet ve ıri'ki.Ti neticn'rr tış ve ihtiyat da olamaz. Bu; mütearife vermişlerdir. Nitekim, 1931 senes'nde halini alan en iptidaî bir iktısad kaide Türkiyede 34.070 ortaklı ve tamamen Eİdir. tediye olunmuş 1,749.810 lira sermayeli Çiftçiye fcrandırn maksadile kurulan 341 ziraî kredi kootıeratıfi varken 937 Ziraat Bankası, İmparatorluk devrinde senesinde ortak adedi 107,324, ve tamaancak gayrimenkul mukabilinde ikra.z men tediye olunmuş sermaye miktan yapan bir malî müessese halini almıştı. da 3.635.660 lirayı, kooperatif adedi Ancak sel, çekirge ve saire gibi zirai 663 ü bulmuştur. â'^tlerden mustarib olan Türk köylüâü, 2834 numarah kanunla kurulan Tanm vilâyetlerin veya her hangi bir nezare Satış Kooperatiflerinin faaliyeti de bize fn muzaharet ve tavassutu saycsinde üm?d ve itimad verici mahiyettedir. DaZiraat Bankasından yardım görebili ha henüz başlangıcda olan bu koopprayordu. Bu yardım, Türk köylüsünün tiflerin faaliyet şümulü şimdilik mühim İ5tihs?l sart ve verimlerine nazaran çok istihsal maddelerimizd'm bazılarının sayüksek bir faizle ycipılmakta idi. tijisr^s inhisar etmektedir. Hulâsaten diyebiliriz ki. En mühim vasfı halkçı olan CumhuA Kooperatifçilik, Türk vatandası riyet rejimi Türk müstahsilini bu hazin halde bırakamazdı. Ziraat Bankası ka arasmda, teavün ve mütekabil kefalet nununda tadilât yapmak, Türk müstah hisierıni yara*»cak ve kuvvetlendire silini himayeye matuf tedbirler almak cektir. B Kooperatifçi'.ik. devletçilik sericab ediyordu. Akla gelen ilk düşünce ziraî kredi ve istihsal kooperatifleri te best tic^ret nehcini birle>=tirprekt!r. Zisis etmek oldu. Cumhurivet Hilk P"r ra on dokuztmcu asrın ticarî ve sımî t : i nrogramının üçüncü kısım yedinci varlığı kooperatifçilikle birlikte inkişaf maddesi, sermayeden mahrum küçük elmıştir. Türk çiftçilerinin kredi ihtiyaçlan teC Kooperatifcilik: Türk üöylüsünü, min edileceğine ve ayni programın o Türkiveyi kalkındıracak, onu zengin nuncu maddesi de kredi kooperatifleri edecektir. Sehir haberleri Muhtelif esaıaf hakkmda para cezası verildi CUMHURIYET 17 Birincikânun 1941 Şark cephesinde 1 9 L*J NAUN Gizli harb J GÖRDÜKLERİM i Ordunun foto ve harita servisini ziyaret Yazan: Emekli General Safaeddin Karanakçı İhtikâr davafcnna bakan İstanbul ikinci asliye ceza mahkemesi, Samatyad3 kömürcü Yorgi Deryaoğlunun kömür ihtikânndan 50 lira ağır para cezası cdemesine, yedi gün hapsine. dükkânınm on beş gün kapatılmasma karar vermiştir. Kapalıçarşıda Mığırdıç Abacı saten ve mak^racı Haykaz kuka. Ayazağada bakkal Ömer şeker, gaz ve köylü sigarası ihtikânndan yirmi beşer lira ağır para cezasına mahkum olmuşlardır. Bımlann dükkânlan da yedişeı gün kapalı kalacaktır. Galatada bakkal M?hmed peynir ihtikânndan beraet etmiş, ayni yerde bakkal Nazml on altı lira aîtmış kuruş para cezasma mahkum edilmiştir. Bahkpazannda bakkal Nesim sabıın ihtikânndan yirmi lira, seksen kuruş para cezası ödeyecektir. dükkânlannın da yedişer gün kanatılması. karar altına almmıştır. Beşiktaşta Halid ve Receb adlı iki kişi hurda çivi ihtikânndan. Kerestecilerde arpacı Mnsa arpa ihtikânndan haklarmda tevkif müzekkereleri kesilmiştir. Vaterlo Köprüsü Baş rollerde : Bütün İstanbul hallunın miittefikan alkışladığı ve senenin E N G Ü Z E L filmi ismini verdiği YIVIAN LEIGH ROBERT TAYLOR nüshası İ P E K ' t e MELEK'te Daha bir hafta temdid edilmiştir. Bugün matinelerden iiibaren Halkımızdan gördüğü T Ü R K Ç E nüshası eşsiz rağbet üzerine İ N G İ L İ Z C E ÇEMBERLİTÂŞ Sinemasında MUKADDES N İ Ç İ N « ARABACININ KIZI » ı j l l H C W D A U T filminin meşhur yıldızı rllLıUJL ^ . IN / \ n Lı in son filmini takdim edecektir. Çok heyecanlı bir mevzu.. Bir kadın kalb'nin romanı... Bir ölünün yerine geçen bir kadın bu Ordu kunnayının, düşmanın vaziyetini tespit etmekle meşgul olan bürosunda dinlediğimiz konferanstan sonra ordu kumandarunı ziyarete gittik. General der İnfanterie von Manstein altmışııu geçkin olduğu halde henüz korkomutanı iutbesir.de idi. Kendisi bu orduya, mış fotolar olduğu için muayyen bir meaz bir müddet evvel bir uçak kazası ne yil zaviyesile alınmışlardır. Ve dolayısile ticesi veîat eden halefinin yerine, şimal fotonun havadan almdığı noktaya yakır. de bir zırhlı komutanhğından gelmişti. ve uzak yerler makineye tabiatile başka Vücud durumu, uzun boylu, ince ve dim başka ölçülerle aksederîer. Onun için dikü. Yüzü, parlak ve müteharrik küfük bu gibi hava fotoları mikyaslandırılmamavi gözleri karar sahibi ve zeki bir dan faydalı surette kullanılamazlar. İşte general olduğunu gösteriyordu. Ayni za bu işi de yapacak mütehassıslar ve aletmanda çok kibar ve nazikti. Biz bu ak ler yanıbaşmdaki odalarda vardır. şam cenub ordulan komutam FeldmareBu aletler haddi zatmda, hava fotogşal von Rundstedt'in daha şimalde bu raflarile harita almak usulünde barış lunan karargâhına uçakla hareket ve zamanı da kuM?".ılırlar ve fakat büyük öğle yemeğinden evvel de or'Ju foto ve ve ağırdular. İşte Almanlar o, bir adam harita tersim ve basım büro atölyelerini boyundan fazla ve iri mikyaslandırma zlyaret edecektik. Onun için ordu ku makinelerini şimdi yarı yanya küçültmEndanının yanında fazla durmadan müşler ve hem de hafif madanden imal çıktık. Ordu kumandanı, seyahatimizin ederek ağırhklarını azaltmışlardır. Derşimdiye kadarki kısmile alâkalandığı gi hal hazırlanan bir hava fotosu gözümüzün önünde ölçüye vuruldu ve yenıden bi arzularımızı da sormuştu. 1 : 10.000 nisbetinde mikyash olarak Fomutanın yamndan çıkmca oradan Bulgur ve pirinç fotografı çekildi. uzak olmıyan ordu basım büro ve atölbeyannameleri Bu makineyi ben eskiden tanırım ve yelerinin bulunduğu paviyona gittik. Buğday fiatlanna hükumetçe yapıl Askanya Nowa evvelce anlattığım veç her halde bir çok insanlardan daha mış olan zammm bulgur fiatlanna da hile eski bir Alman çiftük kasabası ol faydalı, daha becerikli ve daha akıllı fahiş bir şekilde tesir etmemesi içln el duğu için geniş bir ana caddenin üstün c'duğu için çok hoşuma gider. Bir memlerince bulşur bulunanlardan istenen de ve biribirlerini amuden kesen ağaclı leketin topografya usulile haritasını beyannameler nihayet cuma günü ak geniş sokaklann iki taraflarmda bir sürü almak, hem çok zaman yani yüz yıl sürer ve hem de dolayısile pek masıafşamma kadar verilmiş olacaktır. paviyonlar halinde inşa olunmuştu. İşte Ellerinde pirinç bulunanların Koor ordu foto ve harita tersim ve basım bü lıdır. Yüz kişinin ellerine birer iğne vedinasyon heyeti kararile vermeğe mec ro ve atölyeleri böyle bir paviyonun rip onlara bir kuyu kazmalarını emretbur tutulduklan beyannameler de ni içinde idi. Herşeyden evvel bu işin ba mekle yüz topografa bir memleketin vazifesini hayet yarın akşama kadar alınacaktır. şmda bulunan Alman ihtiyat yüzbaşısı topografya haritası yapmak Dün, bir kısım halk, lüzumsuz bir telâş nın bizi hayran eden fevkalâde istidad, vermek arasında hemen hiç bir fark yok gibidir; çünkü kuyu kazıldığı zagöstererek pirinç ve bulgur almak için heves, enerji, ve vazife aşkını söyleme man o topograflar da memleketin mebir çok çarelere başvurmuşlardır. Bu liyim. Bittabi ihtiyat zabiti idi ve sivil selâ 1 : 25.000 mikyasında bir haritasını tçi^ş yersîz görülmektedir. hayattaki işi de ayni idi. Sulh zamanı almış olurlar. Hem de öyle fena bir Gemlik beledive kazinosu memlekette kendi hesabına yaptığı şeyi, şartla ki, memleketin öbür tarafınm şimdi ordu ve millet namına yapmakta haritası alındığı zaman beri tarafınm yandı dır. topografik tafsilâtı çoktan değişmiş buGemlü (Hususi) İskeledeki belediye Burada gördüğümüz şeyler her Alman lunacaktır. Yani böyle bir harita şayed kazinosu bir yangm neticesinde tamaordusunda aynen vardır. Bu büro ve kısmet olup bir gün bitecek olsa bile men yanmıştır. Zarar beş bin lira tahatölyelerin vazifesi ordunun düşmanla memleketin bir tarafma uymakla bemin ediliyor. Bu sırada 16 bin lira maskarşı karşıya bulunan her kısım ve kıt raber diğer semtinin ancak çeyrek veya rafla yeni yapılan vapur iskelesi yanasına, üzerlerinde düşmanın günü gürm yarun asır evvelki durumunun bir res; mak tehlikesinden kurtanlmıştır. Müdne ve, vaziyetlerin sık sık değiştiği hâd m olacaktır. Bu sebeble bundan 1516 deiumurrî tahkikata başlamıçtır. muharebe zamanlarında, hatta saatı sa yıl evvel Ankarada Büyük ErkâmharKaradeniz postası atine işaret edilmiş fotolarla haritaları biye talim ve terbiye dairesi reisliğinde sür'atîe hazırlayıp tevzi etmektir. Bunun bulunurken, memleketimin müdafaası B.ı hafta 24 saat teahhurla dün kalkacak olan Karadeniz postası ânzanm için gözcü balonlarla keşif uçaklanndan için top ve tüfek kadar lâzım olan ve izale edilmemesinden dolayı dün de aiman fotoların cam ve filimleri buraya geniş, mufassal ve doğru bir nirengiye hareket etmemiştir. Perşembe günü gslerek, sür'atie banyo edilerek (seyyar istinad eden 1 : 25.000 ölçülü mükemmel Karadenize kalkacak Tari vapuru her ve büyük bir araba içinde) tetkik bü bir topografya haritasını 10 12 yılda iki seferin iskelelerine de ugnyacaktır. rosuna gönderilir. Bunlar burada lâm yapmanın imkânını, tetkik ve hesab neticesinde, ancak havadan memleketin balı hususî tetkik cihazlan altında büBelediye yeni kasab fotografını almak, bu fotoları yııkarıda tün teferruatile gözden geçirüerek düşdükkânlan açacak nnanın tahkimat hatları, avcı kuyuları, Belediye, gördügü lüzum üzerine tsnk ve dikenlitel manileri, mayin tarBÜYUK PROGRAM.şehrin muhtelif semtlerinde yeni kasab laları, işgal edilmiş ve edilmemiş batarya yerleri, kıt'a ve tank toplantılan, ihGÖRÜLMEMİŞ FEDAKÂRLIK.. dükkânlan açmaga karar vermiştir. Evvelce kasab dükkânlan tahdide tâbi liyat ve istinadlar, makinelitüfek yuvatutulmuş. yeni kasab dükkânları açıl Ir.rı, yürüyüş kollan ve terkibleri, uçak meydanlan, demiryolu ve yol köprüleri, masma müsaade edilmemişti. Sinemasının en büjiik yollann, arazinin, meskun mahallerin Cereyan kesilmesinden muvaffakiyeti durumları, elhasıl düşman muharebe hatlarında ve ötelerinde bizi alâkalandıMatinelerden şikâyet racak düşmana dair herşey tecrübeli ve itibaren Şehrin bazı semtlerinde ve bu cümtalimli gözlere malik mütehassıs kimseleden olarak Maçka \e Nişantaşı taraf1941 senesinin en merakh ve ler tarafından incelenir ve ehemmiyetli lannda gündüz vakitli vakitsiz elekheyecanlı büyük serili sinema teferruat beyaz bir boya ile belirtilir. trik cereyanı kesiimekte olduğuna dair r o m a n ı okurlarımızdan şikâyetler gelmektedir. Bunun için genişçe bir salon'in içinde Arkadaşlanmızdan o civarda oturan müteaddid portatif masalar vardır. Her lar da bu habersiz cereyan kesilmeleri nıasada tetkik cihazlan mevcuddur. Müni, hatta bazan altı saat kadar sürdü tshassıslar tamamile yetiştirilmiş erbaşgünü teyid etmektedirler, Alâkalılann lar veya yedek subaylardır. Hava fotodikkatlerini çekeriz. lan burada evvelâ filim ve sonra da büTramvaya asılmanın akibeti yütülmüş fotolar halinde tetkik olunurlar. Fotolar bir araya getirilerek ve yan Topkapıdan Sirkeciye gelen bir tramyana yapıştırılarak düşman müdafaa vayın arkasına, Şehremininde oturan mevzilerine ve gerilerine aid büyük saKızıl derililerle Amerikalıların büİrısan ve Recai isminde İki çocuk asılhaların havadan alınmış fotoları. elde yük medeniyet savaşlan. Baştan mıştır. Başka bir tramvay arabası bunedilir. nihayete kadar görülmemiş bir lara çarpmış, İhsan yaralanmıştır. Kaheyecan, anlatılamıyan büyük serFakat bunlar uçaklardan veya balonburga kemikleri zedelenmiştir. Yaralı, güzeşt.. Kahramanlık... Yiğitlik lardan (Almanlarm her tümeninde bir Gureba hastanesine yatırılmıştır. dolu bir zafer destanı... pözetleme balon müfrezesi vardır) almSulh ve sükun içinde bir bayrama 2 safha. 13 devre. 26 kısım hepsi (•) Bundan evvelki yazalar 11, 12, 14, eriştiğimize sevinerek kurbanlanmıbirden ve bir defada 15. 17, 18. 21, 22, 26, 27, 28 ikinciteşrin zı .havalarımızın korunmasına baLutfen seans saatlerine cKkkat ve 1, 4, 5, 8, 10. 12. 13 birincikânun tagışlıyalım. 11 . 2 5 suare 8.30 da rihli sayılanmızda çıkmıştır. H. Emir t» ngilizlerle Amerikalıların ve Holandalıların Japonyaya karşı giriştikleri mücadelenin bir de «gizli harb» cephesi vardır ki o beyaz garb milletleri için, bu, cidden büyük bir san tehlike teşkil eder. Bütün Uzakşark, Singapıır, Filipin adaları, Holanda Hindistanı, Havay adalan, vatan aşkile çalışan fedakâr Japon casuslan veya para için Japonyaya hizmet eden kurnaz sarı insanlarla doludur. Kaç gündür, Uzakşarktan gelen telgraflar, binlerle Japonun tevkif edildiğini haber vermektedir. Bütün bu tevkiflere rağmen, bu bin bir çeşid insanın yaşadığı kozmopolit şehirlerde, yiizlerce ve yüzlerce Japonun veya Japonj a hizmetinde casusun yaşadığına şüphe yoktur. Buralarda casusluğu önliyebiltarif ettiğim gibi mbkine ile ölçülendirmek için, bütün yerli halk kütlelerini mek ve sonra da kıymetlendirme mayakalayıp hapsetmek veya sürınek lâkinesile bildiğimiz münhanili mufassal zımdır ki buna da imkân yoktur. topografya haritasma çevirmekte bulJaponlar, bu Asyalı halk kütlelerini duğum için bu usulü harita dairesi için plânlaştırarak bir fotograf alma ocağile de sömürgecilere karşı ayaklandtrmak beraber yukarıda bahsi geçen makine için, onlara milliyet duyguları aşılaııuşlardır. Yıllardanberi buralarda oturan leri de getirtmiştim. Şimdi gene Askanya Nova'da, ordu Asyalıların \icdaninda büyük bir d e foto ve harita tersim ve basım büro ve ğişiklik olmuş, bu değişiklik onlann ve Amerikalılara karşı atölyesinin bulunduğu paviyona döne Avrupalılara lim: Hava fotolan bu suretle mikyas olan düşünce ve muomelelerinde de bülandınlarak tekrar fotolan alındıktan yük değisikliklere sebebiyet veruıiştir. sonra artık tabi ve teksir olunmaktan Eskiden beyaz ilâhlann karşısında kenve dağıtılmaktan başka bir iş kalmaz. dilerini hor, hakir ve zelil gören bu Bunlar çinğorafi ve daha bilmem han san veya koyu renkü insanlar, şimdi gi usullerle gayet çabuk ve mükemmel beyazlara karsı kin ve nefret besliyorbasan makineleri havi atölyelerde pa lar; beyaz ilâhları aıtık küçük göriiviyonun dışında, bizim İstanbulda iş jorlar. leyen otobüslerden daha büyük bir yük Siyamm, İngilizleri avuttuktan sonra, arabasının içinde, guya Babıâlide bir dükkânda imiş gibi. bulunuyor ve hanl birdenbire Japonlarla işbirüği yapması, hanl çalışıyordu. Tamamlanmış böyle işte hep Japonların yıllardanberi yapbir hava fotosunda insan, arazinin en tıklan «gizli harb» in bir muvaffakiyeufak bir hendek, bir çukur veya tümse lidir. Daha 1915 te Singapurda yerlilerin ğe vanncıya kadar bütün tafsilâtım yaptığı bir isyan hareketi, o kadar şidgörebildikten başka, düşmanın, hava det ve sür'atie yayılmıştı ki İngilizler, dan gözle görünmiyen bütün tertibatı bunu basünnak için Japonların Otlava kruvazörü mürettebaıuun yardımını kanı teferruatile dahi bulabilir. bul etmek zorunda kalmışlardı. Fakat, bu da kâfi değüdir. Kıfalann Fakat, 1941de Japonya, 1915 teki gibi yaptıklan keşif ve esirlerin isticvabı neticeleri de bunlara katılarak, casus İngilterenin müttefiki değil, düşmanılarla ve sair suretlerle elde edilen ma dır. Uzakşarkta ve bütün Büyük Oklumat da ilâve olunarak bütün bun yanusta, AngloSaksonlar, Japonlarla onlara göre her gün daha evvel kendlsln ların yardımcısı olan san insanlann açden bahsettiğimlz kurmay bürosunda tıklan «gizli harb.i de kazannıak mecdüşmanın vaziyeti haritaya kırmızı İle buriyetindedirler. «Gizli hab» ise hemen çizilir ve kendi taraf durumunu da daima açık harbden çok daha tchltkemavi boya ile, fakat umuml surette lidir. resmedilir ve bunları ordu foto ve harita tersim ve basım büro ve atölyesine vererek ihtiyaç nispetinde çoğaltır. İşte biz bunlann da nasıl yapıldığmı 200 bin ton demir gördük ve diger basım arabalannı da gördük. Bu büro ve atölyenin başında Hükumet, Dahiliye Vekâleti emrine bulunan yüzbaşile maiyetinin bizim ü200 bin ton demir vermeği kararlaştırzerimizde yaptıklan tesir o kadar müsmıştır. Bu (iemir, vilâyet ve belediye pet ve mükemmel olmuştu ki, biz buihtiyaclarile halkın thtiyaclarına sarradan aynlırken yalnız takdir ve hayranlık değil, ayni zamanda çok güzel fedUecektir. ve kus'jrsuz bir şey görenlere mahsus bir de haz duyuyorduk. Son olarak şuna kanaat getirdik. Böyle bîr ordu foto tersim ve basım büro ve atölyesine malik olmıyan bir ordu kurmayı vazifeslni ancak güçlükle görebilir. D Erkilet H. E. ERKlLET Dünyada böyle şey görülmemiştir S^iEMA DEIL\SININ GÜNEŞt. ASIRLARIN MUCİZESİ... On binlecce insan 2 saat hıçkıra hıçkıra bir aşka ağlıyor. AKBABA Mecmuasında: ALKAZAR BUGÜN SİMAL EXPRESİ DİCK FORAN OLMEYEN AŞK Ekmek meselesi, Türkçe meselesi, Tramvay meselesi, Tasarruf meselesL Tünel meselesi, Harb meselesi, Bizim ve Dünyanın Bütün meseleleri! ' Bir makale, bir hikâye, bir roman, dokuz karikatür Bir şiir ve bir çok fıkralar HALKIMIZDAN RİCA: Bu film beşeriyetin müstesna bir şaheseridir. Hemen her seansı dolduğu için binlerce halk geriye dönüyor. Bütün yurddaşların görebilmesi için yalnız bir defa görmekle iktifa buyurulmasını rica ederiz. 7,5 Kuruş 5 CUNHURIYET Nüshası burusrtrr. MARMARA'da İlâve olarak: Abone şeraiti Seneük Alü avlık Üc avlık Bir aylık 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr > 1450 » » 800 » * Yoktur. B u g ü n 2 nci hafta başladı! Yurdda Cumhuriyet Bayramt Dikkat Gazetemîze Eronderilen evrak ve yazJaı neşredilsin edilmesin iade edilmez ve zivaından mes'uBvet kabul olunmaz. YALAN't S Ö Y L Ü Y O R ? ? ? ? II S İ K A G O GECELERİ Baştan nihayete kadar kalbleri titreten maceralarla dolu sergüzest filmi Ilmin kudretini.. Dchanın azametini gösteren tekniğin harikası.. Fennin en parlak zaferi olan göz alan renklerin ihtişamından yaratılan G ÜL İ V ER CÜCELER Şaheseri ÜLKESİNDE Y A RI N akşam LÂLE SİNEMASINDA HERKESİ HAYRAN EDEN BİR EFSANT3 DİYARI.. HER KALBİ MÜZİKLE MESTEDEN BİR RÜYA ÜLKESİ YAPACAKTIR. Bütün İstanbulu seferber edecek olan bu film zaferini alkışlamak ioin lutfen yerlerinizi simr'iden kanstınız. Telefon: 43535 AŞK ve KISKANÇLIĞIN... SEVGİ ve HIRÇINLIĞİN... Genc ve dilber bir kızı istemiyerek nasıl bir sürü maceralara sevkettiğini BU P E R Ş E M B E A K Ş A M I ŞARK un Sinemastnda müşterek temsil Göst«;rilmeğe başlıyacak olan güzeller güzeli LENI MÂRENBAGH ve ALBERT MATTERSTOCK AS'ÎCTA GALİP ettikleri UBpUCD 3A 5[a39JO3 3putUqTJ I J ı ç bekiemediği bir zamanda Mahid teyzesinin kızı Güzideyi karşısındd görünce hayretten kendini alamadı: Vay! dedi, sen böyle birdenbire nereden çıktın? Ne de güzelleşmişsin ben görmiyeli! Kız bu ne şıklık!. Güzide genc adamm duvarlan kitabtaria dolu çalışma odasında oraya buraya gidiyor, herşeyi yoklayıp kanştırıyordu. Taze, güzel yüzü, pırıl pırıl siyah çekikçe gözleri, canlı hareketlerile genc doçentin çalışma odasma neçe ve aydınhk serpiyordu. Birdenbire c.ddileşip genc adamm cnünde durarak: Mahid ağabey dedi, bugün sana mühim bir ricada bulunmağa geldım. Beri kırmıyacağma, istediğimi yapacağına söz ver. Malum, malum diye, genc adam güJdü. Gene sinemaya gitmek istlyorsun. Yahud mektebin şu meşhur çayına beni sürüklemek niyetindesin. Genc kız sinirli bir hareketle; Hayır, hayır, bunlar değil, dedi. Haftanın bütün filimlerinı göraünı. Çaya gelince biliyorsun ki mezun olalı gıtmiyorum. Başka bir şey, söylemesi çok güç bir şey bu... Genc adam eğilip onun yüzüne yakından bakarak bir kahkaha attı: Kız yoksa âşık mı oldun? Güzide gayet ciddî: İşte nihayet anlıyabildin, dedi. Ve birdenbire öfkeli bir kedi tavrile yüzü hiddetle yumularak ilâve etti: O, Mahid ağabey rica ederim, bana ajtık çocuk muamelesi yapmayın. On sekiz yaşma girdlm. Genc yaşında evlenenler, hatta ana olanlar bile var. Hem nedir o bana hitab ederken durmadan: ff Küçük nikâye Aşk oyunıı!.. •Kız, kız...» diyorsunuz. Artık bebek değilim ki... Evet âşık oldum. İsmi Vecdi. Genc bir sporcu. Sen tanımazsın Mahid ağabey. Uzunboylu, yakışıklı bir oğlan.. Yalnız biraz soğuk, daha doğrusu cesaretsiz anladm mı? İstiyorum ki.. Genc kız mütereddid, biraz utangac, susmuştu. Mahid hayretle ona bakıyordu. Ah bu küçük kızlar insan farkına varmadan böyle nasıl, ne çabuk birdenbire büyüyorlar! Merakla; E, söyle bakahnı diye, sordu. Benden ne istiyorsun? Güzide garib bir tebessümle: Vecdiyi kıskandırmak lâzım, diye, mırıldandı. Bunun için de başka biı erkek ortaya çıkmalı. Vecdi, başkasımn bana alâkadar olduğunu görünce kıskanacak, aşkı alevlenecek ve herşeyi, yani ben* sevdiğini itiraf edecek. Fakat bu başka erkeği yabancılardan bulmak imkânı yok. Düşündüm ki siz biraz durgun, fazla âiim tavırü olmanıza rağmen yakışıklı, hoş bir adamsınız. Mahid kahkahalarla gülüyor: Vay şeytan vay, bok beni nasıl bir oyuna sokmak istiyor! diye, söyleniyordu. Fakat genc kız öyle yalvarryor, ısrar ediyordu ki nihayet mukavemet edemiyerek razı oldu. Güzide giderken: Yarın bekliyorum, dedi. Vecdi ge lecek. Söz vermişti, sen ev\elden gel llahid ağabey. Sakın onun önünde de «Küçük kız, ah çocuk...» gibi malum tabirlerinle bana hitab etme. Bana hayran, alâkadar görüneceksin. Bunu unutma. *** Ertesi gün, akşam üzeri tespit edilen saatte genc adam Güzidelere gitti. Genc kız evde yalnızdı. Mahid onu solgun va heyecanlı buldu. Koyu renk bir elbise gitrnişti. Daha dolgun ve kadın bir hali vardı. Karşı karşıya oturduklan zaman ellerini asabiyetle uğuşturarak ve önüne bakarak: Vecdi gelmiyecek, dedi. Biraz evvel telefon etti. Çok müteesBİrim, Mahid ağabey sizi boşuna yordum. Görüyor musunuz, bana karşı nekadar lâkayd!.. Mahid hayretle ona bakıyordu. «Hakikaten ıstırab çekiyor diye, düşündü. Bu artık küçük bir kız değil, evet, küçük bir kız değil!.» Sonra yavaşça: Fakat kız diye, mırıldandı. Sen gü^elsin, sen çok güzelsin!. Seni sevmemeği aklım almıyor. Genc kız güzel gözlerini ona doğru kaldırmıştı. Mahzun bir tebessümle: Beni sevmiyor, evet sevmiyor, diye, tekrar etti. Benim farkımda bile değil. Halbuki ne budalaca ümidler, hulyalarla kendimi avutuyordum, Mahid yavaşça: O güzel gözler yan kapalı idi Dudaklar kızıl bir çiçek gibi kendisine doğru uzanmıştı. Mahid şuursuz bir hareketle eğildi. Heyecandan, zevkten titriyerek kendisine uzanan dudaklan öptü ve genc kızın vücudünü kollannda şiddetle = sıkü. Onu çok mu seviyorsun? diye mıBirbirlerinden aynldıklan zaman genc rıldandı. Farkına varmadan heyecanlanmıştı, adam yaptığma müteessir şaşkm, etrafısesi titriyordu. Genc kız canlanarak: na bakındı. Odada ikisinden başka kimse O benim Ilk ve son aşkım olacak; yoktu. Mahid Vecdinin nerede olduğunu diye, mırıldandı. Onun için yaşıyorum. sormak istiyerek genc kıza döndü. Fakat Eğer beni istemez, ona kendimi sevdir o şimdi omuzları sarsılarak asabî kahkanıeğe muvaffak olamazsam ölürüm, an halarla gülüyordu. Biraz sükunet bulladınız mı? duğu zaman: Sonra kapıya doğru bakarak: Vecdiyi boşuna arıyorsunuz diye, Biri geldi! diye, fısndadı. kekeledi. O artok buraya hiç gelmiyeVe birdenbire heyecanla, titriyerek cek. Zaten gelebilmesi için mevcud olayağa fırladı: raası lâzımdı. Oh Mahid ağabey bu o Sesini duyuyorum, bu odur Mahid yun.. Bu oyun yalnız sizin içindi! ağabey! Yalvanrım size ayağa k*lkın, Genc adam ona doğru hiddetle yürübana yaklaşın, bizi böyle görsün istiyomüştü: rum. Onu kıskanclıktan deliye döndür Ah sen, küçük kız benimle eğlenmeliyim. Belki o zaman.. Kesik kesik nefes alıyordu, susmuş din öyle mi? diye, başladı. Fakat birdenbire onun ciddileşen vütu. Genc adamın göğsüne sokulmuş, kollarını omzuna koymuştu. Mahid, onun zünü, yaşlarla dolan gözlerini görünce vücudünün sıcak temasını vücudünde sustu. Şimdi genc kız suçlu bir çocuk duydu. O koyu siyah saçlar, dudakları gibi içini çekerek önüne bakıyordu. Yanın yanında parlak büklümlerle dalga vaşça: lanıyordu. Genc adam sersemlediğini, Affet diye, mınldandı. Seni öyle kendini kaybetmek üzere olduğunu hisseviyordum ve sen benim o kadar farsetti. Fakat Vecdi hâlâ ortada yoktu. kımda değildin ki.. Nihayet bu oyunu Mahid bir aralık kapı gıcırtısma benzer oynamaya, sana artık çocuk olmadığımt bir gürültü duydu. Sonra birdenbire Fakat Mahid devam etmesine fırsat Güzidenin başını kaldırdığını gördü. Genc kız, dudaklarının ılıklığı yüzündc vermiyerek, onu tekrar kolları arasına alnuştı. dolaşarak: Bu seferki hakiki, ihtiraslı bir aşk Beni öpünüz, öpünüz diye, fısıldıbusesi oldu, ı yordu. Peride Celâl 1