3 Kasım 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Kasım 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 3 Ikincîteşrin 1941 Bir vakitler dün,•••»•••••. Y a z a n : yanın en büyük luyor. Dün tramvay) donanmalarmdan bi da, bir genc kendiÂlem can hevline düşmüş, Cenabı Hakrine ve gemi endüsni lüzumsuz yere tan halâs niyaz ederken, sen oturmuş trisi yüzünden bir ac eden diğer bir rakı ziftleniyorsun! Allah belânı verçok endüstrilere sagence: sin! hib olan memleketimiz tersanelerın İh Şu ileride yer Bektaşi bu hiddetli yolcuya mülâyemal edilmesi, haddehanenin kapatılması, var. Oraya geçseniz metle: deriz mühendisliğine kayıdsız kalınması zamanlarda iyi gidiyordu. Sonradan ilmî de rahatsız olmasak! diyeceıc oJau. o e Erenler, ben bir kere onun işine teklifsizlikler başladı. Evvelki yazılarırryüzlerinden çok zararlara girmiştir. riki bir hiddetli: karıştım. Bir gün hamamda yıkanırken Yelken de\Tİnin kalyonlarına, firka dan birinde bildirdiğim gibi zavallı Yer varsa sen geç! dedikten sonra hamamböcekleri için, «Yahu! Bu pis teynlerine bağlı olan yelkenciler, maka (Atdülkadir) denize indirüemedi, sökübaşını ıki tarafa salladı ve: hayvanlar da sanki ne işe yarar?» diracılar ve kalafatçıların izleri hâlâ gö lüp parçalandı. İyi niyetlerle başlıyan iş Ukalâhk etme! diye de emretti. yecek oldum. Bana bir bel ağrısı geldi, rüiüyor. ler çok sürmeden bozuldu ve nihayet Bu hitaba uğrayan deiikanlı sabırlıy alü ay çektikten sonra bu böcekleri döVapur devrinin açılmasile bizimle be durdu. Aziz devrinde miUî müdafaa kaymış. Bir şey demedi Sadece bu sözün vüp bir ilâc yaptılar; onunla iyileştim. raber ve belki bizden sonra işe başlayan gusile başlıyan gemi endüstrisi haraketi sahibine me'iul melul baktı. Oteki büs O gün bugündür bir daha işine karışJaponlar nasıl olmuş da bu kadar ileri bütün kabardı: mıyorum, cevabını vermiş. Fırınlar, ekmek yetiştirmek üzere ge gitmişler, biz de geri kalmışız? Bunun meşrutiyet de\Tinde ileri gidemedi. Gs Ne bakıyorsun yuzüme? diye sorce. gündüz çalıştıklan halde. halkın sebebini yalnız haricî tesirlerde aramak rileme seyri bazan tacilli ve bazan da Büket! du ve şu cevabı aldı: T ye siz telâşı yüzünden izdihamm önüne doğru olamaz. İçtimaî ve ilmî m?hiyette raksî hareketlerle yürüdü, gitti. Kimseye benze Hiç! Biraz iieri git diyene ukalâgeçüememiştir. Bu hale, ekmek çeşnisiBu satırları yazmaktan maksadım tamiyen bir dosbir takım dahilî sebebler de var. lık etme dedin de onun için! nin değişeceği hakkındaki rivayetlerin rihten ders almak içindir. Japonlarm tum vardır. Bir taGeçen asrın ikinci yarımı oıta arında Gelgelelim öteki işi anlamadı. Halbude sebeb olduğu anlaşılmaktadır. Zira, bize nazaran pek seri ilerieyişleri yalnız ki o mülâyim deiikanlı, bu sallapatiyi kım acayib görüşbir çoklarının kendi semtlerinden baş kıçtan pervaneli gemiyi gören Japonlar haricî tesirlerin müsaid olmasından deleri ve görüşlere ıstese bir hayli ıslatabilirdi. Araba ka. diğer semtlerdeki fınnlardan da ih bunu çok beğenmişler; vapur yapmak garabetleri istasyon yapınca, mülâyim deiikanlı in uygun tiyaclarından fazla ekmek topladıklan hevesine düşmüşler. Bir taraftan İngildi. Yanmda bir kızcağız vardı. Anladım Ue herkesin dikkat görülmüştür. Halbuki, salâhiyettar ma tereden mütehassıslar getirmisler, diğer Ordu hesabına yetiştirilecek neden işi uzatmadığını. İçeride kalan ise nazarını çeker. kamlar böyle bir değişiklik olmıyaca taraftan İngiltereye bir çok talebe gönGeçende elinds hâlâ hiddetliydi. Een ona bakarken, Takdermişler. İngiltereden getiriien mateğını kat'i surette beyan etmişlerdir. talebe simde inmek için yazdırdığım aktarma büyücek bir sepet F:rınlara. • dün de fazla miktarda un matik grupunun şefi olan Prof. Perryye Üniversitenin muhtelif fakültelerile biletimjn haddinden ileri gitmişim. Der Ue bir yere gidertevzi edilmiştir. Bu suretle bugün ve ben yetiştim. Londrada bizim sır.ıfa son Veteriner Fakültelerinde ordu hesabına hal indim... Biletsiz indiğimi sanan bi ken gördüm. Tuhafıma gitti. Sormadan bu gece fasılasız olarak ekmek imaline derslerini verdi ve 1913 te tekaüd cldu. evvel sepete baktım. İtina ile demet devam edilecek, yarın normal vaziyet Matematiğin tatbiki cephesini öğretmek yetiştirilecek talebe hakkında yeni bir letçi arkamdan bağırıyordu: lalimatname yapılmışttr. Yeni talimatlenmiş ıspanaklar, salatalar, ve birbiri temin olunacaktır. hususunda büyük bir pedagog ve yara name ahkâmına göre, bu fakü'telerde Bay bayL ne sazlarla bağlanmış sakiz kabakları Şehirde halk, ekmek alabilmek için tıcı bir mühendis olan Perry Japonyada Bu söz hoşıma giden ve oradan geçen velhasıl her türlü sebzelerden yapılmış, fınnlann önünde toplandığı halde Bey büyük hizmetler görmüştü. Gene Japon ordu hesabına yetiştirilmek üzere asbelki de kolejli bir kızcağız, büetçiye kerî mülkî lise mezunlarından ve olgungarib bir şeydi. lerbeyinde, Çengelköyünde ve Bogazın hizmetine alınan fizik grupuna dartil o iuk imtihanında muvaffak olanlardan, elini sallayarak: Hayrola bayım! Zerzavatı sepetle diğer semtlerinde fınnlarda da ekmek lup sonradan Edinburgh Üniversitesi Bay bay! diye cevab verdi. Ben de muhteîif askerî mekteblerin kendi taliier müşteri beklemektedir. Bu suretle, fizik kürsüsünü işgal eden Knott'u 1914 onu şapkamla selâmladım. Biletçi de ba 5İz mi taşıyorsunuz? Hayır. Yeni evli bir çifte ilk ziya iki üç gündenberi devam eden sıkıntı ser.esinde bu şehirde toplanmış olan matnamelerindeki kayid ve kabul şartna başını salladı, salladı, salladı... Araretimi yapacağım! nın, tamamen lüzumsuz olduğu ve bir milletlerarası logaritme kongresi unıumi larına ve Millî Müdafaa Vekâ'etince veba uzaklaşü. Ben Taksime doğru yo Münasebet? kısım halkın bir yerine üç, dört ekmek kâtibi olarak tanıdım. Japonyaya glden rilecek tertibata göre talebe kabul ediluma revan oldum. Münasebeti şu ki, beş lira verip birden alması gibi sakim bir âdetten İngilizlerden mühendislik grupunun şefi lecektir. Kendi hesabına muhlelif fakültelerde tahsilde iken şubesi dahiünKabiney e girmemiş yirmi karanfil veya on tane gül götü ileri geldiği anlaşılmıştır. olan Ewing İngilterenin yetiştirdiği bü de askerî kısma geçmek istiyenler de recek yere hesab ettim. Dört küo ıspaTelgraf haberleriyük mühendis ve pedagoglardan biriydi. ayni hükümlere tâbi olacaklardır. Bu ^ j ı l ne göre eski İngiliz nak, iki kilo doma:es, bir kilo sakız kaBasın Birliği umumî kon Sonradan Kembriç Üniversitesinde mü talimatnamenin ayni maddesine göre, başvekillerinden ge bağı, biraz kıvırcık salata, biraz çalı hendislik kürsüsünü işgal etti, daha dört senelik tahsile tâbi fakülteler talegresi bugün toplanıyor çen harbi yapan Mr. fasulyesi, iki tane de ufak turfanda lasonra Bahriye Nezaretinin tedrisat şuTürk Basın Birliği umumî kongresi besi şefi oldu ve daha sonra da bir üni besinden bütün bir tahsil devresinde iki Loid Corca, Kabine hana koydum, hem daha ucuza mal olsene ve beş alü senlik tahsile tâbi fadu. hem de eminim daha fazla mak bugün Ankarada toplanacaktır. Konye girmesi teklif eversite rektörlüğüne getirildi. Geologi külteler talebesinden bütün bir tahsil bule geçecek. Ama herkes gülecekmiş. greye iştirak etmek üzere tstanbul böldilmiş, fakat kabul grupunun şefi olan Milne ise Japonyadc Azizim, sen onun yerine kendini koy! gesi murahhaslan dün akşam Ankara iken sismografi icad etmekle hem Japon devresinde bir sınıfta üstüste iki sene etmemiş. kalmamak şartile üç sene dönenler, asBu teklifi muma Bir demet çiçekten mi memnun olıır ya hareket etmişlerdir. yaya ve hem de bütün dunyaya büyük kerî muamele memuru yetiştiri'.eceklerüeyhin neden red sun, bir sepet dolusu zerzevattan m ? Parti nahiye kongreleri hizmetler ifa etmiştir. İngiltereye dönü dir. Ben çığırı açıyonım. Aklı olan bana dettığine dair taisilât yok. Fakat hâdiCumhuriyet Halk Partisi nahiye kon şünde Whight adasmda hususi bir zelZabıta vak'alan ee bana şu bektaşi hikâyesini hatırlattı: uyan...« dedi. grelerine başlanmıştır. Dün saat 10 da zele merkezi kurmuş ve orada ölmüşGüldOfn, güldüm ama, haniya hak Hasköy, Kadıköy, Erenköy, Pendik ve tür. Vaktile bir yelken gemisi kuvvetli bir Nuruosmaniyede oturan sıvacı Parfcrtınaya tutulmuş. Tehlike o derece art vermedim de değil! Yirmi karanfil, iki saat 15 te Beykoz kazasının Ömerli naseh, evini tamirle meşgulken kurduğu Bunları yazmaktan maksadım bu ka iskeleden düşerek bacağından yaralanmış ki; herkes birbirile helâllaşmaya ve gün sonra çöp tenekesine atılırken, bir hiyesinin, saat 14 te Kızıltoprak. 14.30 sepet zerzevat bir aileyi bir hafta avun da Bakırköy kazasının Cenabı Hakka dua etmege başlamış. Mahmudbey dar kuvvetli bir donanmaya ve endüs mıştır. Cerrahpaşa hastanesine kaldıYolcular arasında bir de bektaşi var durur. Hem de azotu, demiri, vitamini nahiyesinin ve saat 16 da da Sarıyer triye sahib olan Japonların bu işe yakın rılmıştır. kazasının Kumköyü nahiyesinin kon zamanlarda, hatta bizden sonra, girmiş mış. Âlem dua ve niyaz ederken o. şi ile!. ^ Galatada bir şirkette çalışan Taolduklarını tebarüz ettirmektir. Kızmıyacaklannı bilsem dostlarıma greleri toplanmıştır. şesini açmış, kadeh kadeh rakı içermiş. rık, taşıdığı maden parçaları ayağına Japonlar İngilteredeki mekteblere düşerek yaralanmıştır. Oradaki Liman Yolculardan birisi buna dayanamamış, karanfil yerine ıspanak göndereceğim Kara borsada bir cürmü benziyen müesseseleri kurmuşlar ve hat hastanesine yatınlmıştır. ama alınırlar diye korkuyorum. demiş ki: ta adlarını bile oniara benzetmişleroir. B. FELEK •^ Feriköyde oturan Aytekin lsminBire zındık herif! Utanmaz mısın? meşhud Avrupa tezgâhlarında harb gemiîerini deki çocuk, sokakta oynarken Maçkadâ Fiat Murakabe bürosuna kara yaptıruken kendi tezgâhlarını da kurup oturan Kadirin attıgı ta§la başmdan Sarhosluk saikasile! borsada çivinin kilcsunun 400 kuikmal ettiler. İngilterede son yaptırdık yaralanmıştır. Evvelki gece Saraçhanebaşmdan ge ruşa kadar satıldığı haber veriimiş, buiarı gemi Kongo zırhlısıdır. 1912 seneKocaeli bölgesinde tütün r.un üzerine bir cürmü meşhud tertib çerken sarhosluk tesirile gürültü patırtı sinde bizim (Reşadiye) zırhlısı İngiltereeden dokumacı Ahmedle Mehmed. ken olunmuştur. Bir müteahhid kara bor de kızaktan inerken Kongo da sür'at mahsulü çok iyi dilerine sükunet tavslye eden polis Yu saya giderek çivi almağa talib dmuş tecrübelerine hazırlanıyordu. Japonların tzmit (Hususî muhabirimizden) sufla Mustafaya hakarette bulunmuş tur. Tam pazarlık yapüıp para alınır bu tipten dört gemisi vardır. Birinin tek Kocaeli bölgesinde bu yılki tütün mahken cürmü meşhud yapılmıştır. lardır. İsıanbul yedincl asliye ceza Bu cürmü meşhudda yakalananlar ne ve makinesj İngilterede, diğer ikisinin sulü nefaset bakımından geçen senekimahkemesince, dün her ikisi de haka kara borsanın ve ticaret âleminin meş makineleri İngilterede ve teknesi Japon lerden çok yüksektir. Mahsul tamamen ret ve sarhoşluk suçlanndan otuz birer hur simalan Serkis, İstepen Manolyan. yada, birinin de tekne ve makinesi kurumuş ve tam bir yaz kuruması yagün hapse. otuzar lira para cezasına Agob ve Ahmed Süreyya Kirtendir. Japonyada yapılmıştı. Sür'at tecrübele pılmıştır. Mevsimin henüz pek erken mahkum edilmişler ve haklannda tev Bunlar çivilerin bulunduğu yeri bir rinde tekne ve makineleri Japonyada olmasına rağmen ahcılar mübayaa haS İ N E M A S I N D A kif müzekkereleri kesilmiştir. türlü söylememişlerdir. Bunun için za yapılan geminin diğerlerinden yarım mil zırhklanna başlamışlardır. Tütün tücbıtadan çivilerin bulunması istenmiştir. fazla gittiği görülmüştür. Kongodan son carlarının ve bilhassa İnhisarlar idareGördügü fevkalâde ragbet Suçlular Cumhuriyet Müddeiumumili ra Japonlar artık Avrupada gemi yap sile Ziraat Bankasının tütün ekicileriürmadılar. Bu gemiye bakan bir Japoa ne geniş mikyasta yaptıklan para yarve taleb üzerine ğine verilmiştir. amiralı Reşadiyeye bakan arkadaşlardan dımı zürraı sevindirmiştir. Bu seneki Üç ölüm vak'ası birine bir gün demiş ki: «Siz de kendi tütün mahsulünün satışlan çok haraSinemasında Beyoğlunda Lülecl Hendekte oturan endüstrinizi kendiniz kurunuz, endüstri retli olacağı kanaati umumidir. Bazı. Mehmed isünll birinin kızı üç yaşında siz bir memleket beyinsiz adama ben karşıyaka köylerinde tütünlerin demet ameliyesine başlanmıştır. B A S L I î O K . Leman, evvelki gece odada oynarken zer.» mangala düşerek vücudünün bir kaç Konyada yollar yapılıyor Suarede numaralı yerlerinizi yerinden yanmış, götürüldüğü Şişli EtJaponlar yalnız deniz endüstrisinde Konya (Hususî muhabirimizden) fal hastanesinde dün ölmüştür. KÜndüzden temin ediniz. değil, teğniğin ve ilmin her şubesinde Konyada uzun zamandanberi gerek Be12 teşrinisani Carsamba aksamı if Vilâyet konağı karşısında Rızabey ileri gittiler. 1934 senesinde Londrada Telefon: 40380 hanında oturan 50 yaşında Nuri oglu toplanan milletlerarası fizik kongresjı lediye, gerek Nafıa tarafından parkeHüseyin, evvelki gece sarhoş olarak ha de bulunmuştum. Bir gün ingilterenin lenmekte ve esaslı surette tamirleri yanın merdivenlnden çıkarken alt kata maruf fabrikalarmdan birinin direktöri pılmakta olan ana caddelerden sonra yuvarlanmıştır. Yaralı, kaldırıldığı Cer le yolda giderken pek hürmet ettiğim bu Cumhuriyet alam, Bedesten çarşısı ve rahpaşa hastanesinde dün sabah öl direktör ve ilim adamı bana dedi ki: Kitabcılariçi gibi şehrin mühim yollarını teşkil eden bazı caddelerin de parkemüştür. Yetiştirdiğimiz Japonlar şimdi Mısır lenmesine ve icab eden kısımların ta•^ Eminönünde evvelki gece 152 save Hindistanda ucuz bisiklet ve radyo mirine devam olunmaktadır. Yağmurla yılı tramvay arabası 60 yaşında Meh.... cihazları satmakla bize muvaffaki beraber bol bol çamuru başlıyan Konmed oğlu Yusufa çarpmıştır. Yusuf, yayçtie rekabet ediyorlar.> yada bütün bu yol işlerinin k:ş basmatınldıgı Cerrahpaşa hastanesinde dün Biz de bir zamanlar Japonlar gibı îşe dan evvel bitirilmesi hususunda büyük ölmüştür. Cesedin ölüm sebeblni gösterecek harici bir iz yoktur. Adlî hekim başlamıştık. Bahriyeye nazarî tedrisat ve değerii bir faaliyet göze çarpmaktaEnver Karan, cesedi Morga kaldırtmış için Woods (Paşa) gibi mütehassıslar ve dır. Bu inşaat sona erdiği zaman şehir tır. Adliyece de tahkikata el konul tersane için de bir takım mühendisler dahili ve çarşı yolları muntazam bir Fîlminde hayTan olacaksınız. ve mütehassıslar getirilmişti. İşler ilk şekle girmiş bulunacaktır. ı muştur. Birbirine rakib iki kadın. Candan seven iki kadın... Konuşma|at Kabiney e girmemiş Büket! \ r Yazan: Arasıra kuiak riyorum. Konuş Burhan Felek larda tuhaflıklar Or» Fırmlar gece gündfiz çahşıyor haberleri Japonlar ve biz Prof. Satih Murad 3 [*] { Teknik öğreliın meselesl İHEM NALINA MIHINA! Lüzumsuz telâş dün de devam etti Şehir harici fırmlarda ekmekier müşteri beklemektedir arb okulunun kütüğüne 108 inci çivi çakıldı. 108 inci aslan uesli orduya girdi, değü, ilim ve teknik ıntKtir. b u büyük, bu şerefii ocak, tam programlarının iyi 108 yıldır yetiştirdiği nıünevver kahrakurulmastndan ve maniarı. yurdun mudafaası erarine veriyi tatbik edümesin nıektedir. O 108 çivi, beiki de 108,000 şedendir. İlimsiz tek hid ve gazi demektir. Bir asırdan faıla nik olamaz. Birbiri zamandanberi, Harbiyenin kucağınıla ne pek sıkı bağlı olan bu iki mefhumu büyüyen bu binlerle ve binlerle subay, birden düşünmek lâzımdır. Japonlar yal yalnız yurdun mudafaası için, dünyanın nız teknikte değil, ayni zamanda ilmin üç kıt'asıuda, sayısız cephede kan ve can her şubesinde ileri giden mılletlerden vermekie kalmamışlar; onlar, bu millet biri olmuşlardır. İlimde yalnız kâşifler ve memlekete de can ve kan vermişlerdeğil, kahramanlar bile yetiştirmişlerdir. dir. Plevne, Domeke, Çanakkale, İnönü, Biz ise bu iki mefhumu bir türlü bir aSakarya, Dumlupınar kahramanları, saraya getiremedik. Müstakil bir müessese, dece muharcbe meydanlannda Türklüğe başlıbaşına bir cemiyet işi olması icab şeref kazandırmakla kalmamışlar, ayni edetı ilmi biz ya medrese malı veya zamanda her yenilik, her ilerileme, her hükumet işi telâkki ettik. Memlekete modern manasile ilim ,giremedi ve maa yüksehne hamlesinde de millete önderlesef hâlâ girememiştir. Bu noktanın lik etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyetinin temelini teşkil eden büyük zafer gibi, İz&hını diğer bir yazıya bırakıyorum. Türk milletini medeniyet dünyasında lâSalih Murad UZDİLEK yık olduğu yüce mevkie çıkaran büyük [*] İlk ve ikinci yanlar 28 ve 31 bi zafer de, onlann, Harbiyenin yetiştirdiği o güzide Türk evlâdlannın eseridir. rinciteşrin tarihli nüshalarımızdadır. Gazi Osman Faşa onlardan, Gazi Etenı Paşa onlardan, Atatürk onlardan, İsmet İnönü onlardan, Fevzi Çakmak onlarBursa Yalova yolu dandır. yapılıyor Iki gün Harb Okulunun salonunda Bursa (Hususi) Harbin doğurdutu iAtaiarımızm her karış topragım aziz bin bir mahrumiyete rağmen Bursa vi kanlarile sulayarak bize emanet ettiklâyetinin istikbaline ve iktısadl bünye leri bu cennet vatanı fcanımt^tn son sine en büyük hizmeti dokunacak olan domiasıjuı kadar müdajaA edeceğimize Bursa Yalova yolunun, beton asfaltve bu uğurda öleceğimize and içtik> tan daha saflam ve daha güzel bir yol clan Sandviç sistemi olarak yapılma dijen aslan yavruları, Türk ordusunun sına başlanmıştır. Turistik bakımdan ve Türk inkılâbının, Türk mille.inin yamühim bir kıymet ifade eden bu yolun rınıdırlar. Ulus meytianında zafer abideyapılması Bursa vilâyeti hususi idare sinin önünde başlan dimdik, göğüsleri kabarık selâm duran, gözleri başka bir bütçesine 553.000 liraya mal olacaktır. Aynca, şehir içinde geçen sene Ha mukaddes alevle yanan şu genc çocukvuzlupark önünden itibaren bir buçuk ların içinde, kimbilir, Türk milletinin kilometresi yapılmış olan bu sistem kaç büyüğü, gelecek adına geçmişı seyolun bu sene de Durak istasyonundan lâmlıyor? Mezbahaya kadar olan kısmı yapıla Onlan, Ulus meydanında, muzaffer caktır. Valimiz Refik Koraltanın ilk Başbuğun, Ebedî Şefin atının ayakları defa vilâyetimizde tatbik ettiği bu sis dibine, çelenk şeklinde, feragat ve fetem yol inşaatınm muvaffak olduğunu dakârlık andlarını koyarlarken gördüm. geçenlerde Bursaya gelen Nafıa Vekili Acaba hangisi, yarının meşhur veya mlz General Ali Fuad Cebesoy da mem ıneçhul kahranıanı olacak diye düşünnuniyetle kaydetmiştir. düm: Şu sarışın baş mı, şu yağız çehre Eskiden yapüarak hâlâ birer san'at mi, şu masum gözler mi? Henüz çocuk abldesi haltnde bulunan camller, med denilecek yaştaki genc yavruları yavaş reseler ve büyük köprülerde kullanı javaş bir nur hâlesi sardı; bu aydınlık lan horasan sistemi harca yakın olan sisin içinde, onlann hepsi, efsanevî birer bu çimento harçh yol, hiç şüphesiz cengâver mahiyet ve heybeti aldılar. memleketin yol inşaatında mühim bir Oniarın kütlcsinde, Türk ordusunun yainkılâb vücude getirecektir. ıınki zaferlerini ve muzaffer serdarlanru gördüm ve anlatılmaz, esrarlı bir heyeBüyük su ıslah inçaatı can içinde bu kahraman namzedlerini Bursa (Hususi) M. Kemalpaşa kasevgi ile, hürmetle selâmladım; göılezasında devam eden büyük su ıslah inrimle hepsinin temiz nasıyaelerini birer şaatı işleri bu kış bitecek ve Cumhuriyet Nafıasırun hayırlı işleri serisine ka birer öptüm. tılacaktır. Bundan başka Karacabey ovasında faaliyetle devam eden ve gene önü müzdekl kıştan evvel tamamlanması mukarrer bulunan büyük sed inşaatı da Karacabey ve M. Kemalpaşa kazaları arazisini ve hayatını ebediyen tehlikeden masun bulunduracak işlerdendir. Dünyanın en muztarib anlan içinde Bursa vilâyetinde tahakkuk eden bu güzel Cumhuriyet eserleri için ne kadar iftihar edilse yeridir. H Yarının ümidleri Balıkçının Karısı Bursanın elektrik işi halledildi Bursa (Hususi) Valimiz Refik Koraltanın Bursada işe başlar başlamae el koyduğu esaslı memleket işlerinden biri de elektrik cereyanının Merinos fabrikaslndan alınması meselesi idi. Bir hayli uzun süren müzakerelerden sonra nihayet bu iş halledilmiş bulunuyor. Şimdi bu güzel memleket işinin parlak neticesile karşı karşıyayız. Bugün Merinos fabrikasının mülî kömür yakarak elde ettiği elektrikle Bursa elektriksiz kalmaktan kurtulmuş, neş'e dolu sonsuz bir aydınlığa kavuşmuştur. Ş A RK Kavun büyüklüğünde patates ÜÇÜNCÜ HAFTASINA fsARAY MÜNİR NUREDDIN KONSERt Konya (Hususi muhabirimizden) Burada, topraklanmızın verim kabili yetini ortaya çıkaran ve itinalı çalışmalar sonunda değerli mahsuller elde edilebileceğini ispat eden güzel bir şey görülmüştür. Karamanın Kökes köyünHırsız amele den Mustafa Günaydın adında bir çiftYedikulede Santral Dokuma fabrikaçi, Ziraat müdürlüğüne kavun büyüklüğünde bir patates göndermiştir. Bu sında amele Ali Yılmaz, beş çile iplikla patatesin ağırlığı bir kilo 700 gramdır. bir parça kumaş aşuTnıştır. Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesince İki ay, on gün hapsine ve tevkifine karar verilmiştir. OLGA TCHEKOWA ile BRIGITTE HORNEY'ye İKİ ASK ARASINDA 9 SES İSABEL S i n e m a s ı n d a : Sayanı hayret CUNHURİYET Nfishası 5 knrnstnr. için Haric 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 > 400 > 800 • 150 > Yoktur. Abone şeraiti Senelik Alb avlık Üc ayhk Bir ayhk r ^ ^ ^ ^ ^ ^ J Filmi, muzafferane bir muvaffakiyetle devam ediyor. GİDİP GÖRÜNÜZ. Dikkat Gazetemize erönderilen evrak ve yazdar neşredilsin edilmesin iade edilmez ve riyamdan mes'uliyet kabul olunmaz. haber verdikleri zaman sende büyük bir •teessür görmüş olsaydım, bu hileye müracaat etmiyecektim. Yıllarca yavrumuzu senden sakladığım için bilmem beni affedecek misin? Hastalığım teşhis edilince, EmeU getirtip sana teslim etmeği düşünmedim değil. Fakat gene düşündüm kl, gencsin, güzelsin. ölümüm seni ne kadar sarssa, gene günün birinde, hayat Ostünlüğünü gösterecek, tekrar saadetini arayacaksm. O zaman da küçüğün sana engel olmaması lâzım. Yarın Akşara I P E K Sinemasında • çıkınca Başöğretmen şöyle bir öğretmen Münire sınıfa baktı. «Çocuklar!» dedi. Sanki boğazına bir şey ta ! = KUçük hikâye LADAM o KAMELYA (KAMELYALI KADIN) T R Ç SÖZLÜ Ü K E ÖZLÜ Büyük bir aşkın. büyük bir maceranın romanı 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN: Dünya edebiyatının olduğu kadar Fürk düblâjlarının da şaheseri Bttgün Beşiktaş GUREL Sinemasında I K L SIZIIARI 2 Yeşil Cehennem AB Genc İhtiyar herkesin ifriharla EBEDÎ gördüğü film Ş E F : ATATÜRK MİLLÎ Ş E F : İSMET İNÖNÜ Umumî Harb İstiklâl Mücadelesi 25 seneltk.* flünva vakaviini 2 saatte Eösteren büyük film. «. T Ü R K Ç E S Ö Z L Ü 1914 TEN SONRA ELHAMRA Sinemas,' İlâveten: Türk Sazile İstanbul Hatıralan kıldı. Gözleri yanıyordu. Birdenbire on yü geriye döndügünü hissetti. Gene böyle mekteblerin açıldığı gündü. Kır saçU, gözlüklü bir kadm, ufak tefek bir kızı sınıfa getirmiş: «İşte talebe tai nazar ihtilâfı. Bu çarpısmanın için ağırbaşlı, kocasının üstüne kanad geleriniz. Sizi onlarla başbaşa bırakıyo den ikisi de üzğün, kınk ve ıstırab du ren, son derece şefkaüi bir kadın olrum. Çabucak anlaşacağmız muhakkak. yarak çıkmışlardı. Münire anne olaca muştu. Şimdi o çılgın, o ihtirash, o hummalı Yeni vazifenizde başanlar dilerim kı ğını hissedince, çocuğu aldırmak için zım!» diyerek gitmişti. O zaman hayatı ayaklanmıştı. Nüzhet ise kat'iyyen bu aşk safhası kapanmış; yaşayışlan durbir şaka kadar tatlı telâkki eden genc fikre iştirak etmiyordu. Kadın, henüz gun bir hal almıştı. Sevgilerinde tath öğretmen, karşısındaki küçüklere gü istlkrar bulmamış hayatlarında, çocu bir rikkat vardı ve arkadaşlık cepheleri lümsiyersk bakmış ve oniara bir şarkı ğun kendilerine çok zahmet çektirece kuvvetlenmişti. Az sonra Nüzhete garib bir yorgunsöyliyerek derse başlamıştı. Göğsünün ğini ileri sürerek kocasının arzusunu içi taze duygular, hevesler, heyecanlar makul bulmuyordu. Bu kavga ilk ve luk çöktü. Rengi soluyor, yanaklan çöküyordu. Münirenin ısrarı ile doktora la dolu idi. Bugüne kavuşmak için yıl son oldu. Fakat çocuk da aldınlmadı. larca çalışmış, kalbinin bütün isîekleMünire kendini tamamile bırakmıştı. gitti. Dönüşte, hiç bir şey olmadığına rini ve en renkli hayallerini mektebüı Saçları, kıyafeti bakımsızdı. Evi ile a karısını mübalâğalı bir şekilde inandört duvarı arasma sıkıştırmıştı. lâkadar olmuyordu. Ama kocası, bütün dırmağa çalıştı ve az sonra bir ameliTalebesile çabuk kaynaşmış ve çok hırçınhklanna, asık suratına taham yat esnasında öldü: Kanserden.... O zaman genc kadın onunla neyi. sevilmişti. Muhitine ışık veren, avuç a mül ediyordu. Vakti gelince bir sıhhat vuç şenlik serpen bir küçük kızdı. Bah yurduna gittUer. İki günlük bir bekle neleri kaybettiğini anladı. Aşkı, saadeti mahvolmuştu. Hayatında telâfisi mümçede çocuklan başına toplıyarak türlü meden sonra agnlar başladı. türlü oyun icad ederdi. Dagümış saçGenc kadınm âsabı son derece bo kün olmıyan bir boşluk açümıştı. Bari ları, beyaz yakalı siyah önlügü, kısa zuktu. Çığlıklar atıyor, yanmda bulu çocuğu yaşamış olsaydı... Şüphesiz ona ökçeli iskarpinlerile, onu görenler, ta nanlan acı sözlerle incitiyordu. Çırpın bağlanarak bu mtithiş sarsıntıdan kurmaktan, haykırmaktan halsiz düşmüş tulmağa çalışırdı. lebe zannederlerdi. Bankada paralan vardı. Fakat, o, Meslek hayatının ilk tatilinde evlen tü. Son dakikada doktor müdahale etti. mişti. Kocası asker olduğu için gittik Çocuk morarmış bir halde alındı. Has yüreğini dolduran büyük ateşi bastırleri memleketlerde açık yer oldukça ça tayı yatagına götürdüler. Derin bir uy mak emelile harekete geçti. Bundan lışmıştı. Kocası haritaya geçince de kuya daldı. Gözlerini açtığı zaman baş böyle varlığını mesleğine bağhyacak, mesleğinden tamamile aynlmıştı. Ha ucunda kocasını buldu. Şefkatle yüzüne teselliyi talebelerinde arayacaktı. Bir yatları çok hareketli geçiyordu. Memle bakıyordu. Rengi solgaındu. Aralarında kere daha evlenmesine, onu unutarak başka bir hayata başlamasma imkân ket memleket dolaşarak bazan otellerde çocuğa dair bir şey konuşulmadı. Münire, kundağı ne zaman yanma yoktu. salır; bazan iyi bir aile yanma yerleİşte bu kararla uzun bir fnsıladan şir; bazan da kendilerine göre evler getireceklerini düşünüyor; fakat inadıkiralarlardı. O kadar iyi anlasmışlardı nı yenip bunu kimseden soramıyordu. sonra gene mektebe başlıyordu. Kürsüki, iki ayrı insanın bu duygu, düşünce Ertesi gün bir hastabakıcı çocuğun ölü nün önünde, bakışları küçüklerin üs. e zevk beraberliği, yakınlarmda bulu doğdugunu haber verdi. Kocasındaki tünde dolaşarak, bir kaç saniye içinde • durğunluğun sebebini şimdi anlamıştı. bu hazin maziyi bir daha yasamıştı. nanları imrendiriycrdu. Aralannda yalnız bir defa büyük bir Onu teselli için bütün meharetini top Yüzüne bakan bu renk renk gözler, bu münakaşa olmuştu: Tehlikeli bir nok ladı. On gün sonra eve dönünce uysal, kabarık saçlar ona hüzün veriyor; içlni Saadet güneşi MUkerrem Kâmll Su derin bir hasret kaplıyordu. Varlığını kuvvetle sarsan bir çocuk hasreti! Nihayet dudakları kıpırdadı. Kendini toplıyarak küçüklere bir şeyler söylemeğe başladı. Gün uzun sürdü. Sınıfa girip çıktı. Bahçede talebesinin arasında dolaştı. En hassas yerinden kınlmış bir makineden farksızdı. Bütün hareAblama bir mektub yazdım: Çocuğnketleri başkasma aidmiş gibi geliyordu. muzun sana ancak saadet vereceğinl Akşam üstü, çıkacağı sırada, başöğ anladığı zaman onu sana getirip versin retmen tarafından çagırıldı. Odada or diye. ta ya^lı bir kadm kollanm açarak kenO çok şefkatli bir kadındır. Kocası yü disine doğru ilerledi. Bu, Nüzhetin abzünden ebediyen çocuksuz kalmağa lası idi. Kendisini ancak resimlerinden mahkumdur. Fazileti, o bedbaht adamı tanıyordu. İkisinin de gözleri yaşlandı. yüzüstü bırakıp başka yerlerde talihini Az sonra içeriye s a n saçlı, yeşil gözlü, sıhhatli bir küçük kız girdi ve kollannı denemesüıe mâni olmuştur. Emele kenaçarak: «Anneciğim, artık o uzak mem di öz evlâdı gibi baktı. Ve daima senin leketlere gitmiyeceksin değil mi? Hepbaska bir memlekette olduğundan bahberaber oturacağız değil mi?> diye ku setti. cağına atıldı. O, hâlâ bir şeyin farkmUzaklardan gelen sesim ve son yada değüdi. Derin bir hayretle görüm digârım sana saadet getirdi ise, ebecesinin yüzüne bakıyor; boynuna sarı diyen istirahatini bulmuş bir ruh sülan küçüğün saçlarını okşuyordu. kunu ile uyuyacağım. Başöğretmen, eski mekteb arkadaşıBir kere daha Allaha ısmarladık sevnm tertib ettiği bu his ve heyecan sah gilim. Kızımın altın saçlarını, rsrıgini nesini sonuna kadar seyre mukavemet seninkilerden alan gözlerini, benim gösteremedi, odadan çıktı. O zaman için de, sevgilerle, iştiyakla ve sonsuz Nüzhetin ablası, çantasından çıkardığı mektubu uzattı. Münire, kocasının ya bir hasretle öp, öp, öp e mi canım?» zısmı görür görmez ölü gibi sarardı. Öğretmen Münire, hiç beklenilmedilc Titriyerek soluk renkli kâğıdı gözden bir dakikada doğan bu saadet güneşigeçirdi: nin bütün ışığı ve sıcaklığı ile kızmı «Yavrum!» diye yazmıştı kocası. kucakladı. Onu, hem, bir anda yüreğini «Yavrucuğum, çocuk istemiyordun. Onu kaphyan ana şefkatüe, hem de kocasısevmiyeceğini düşünerek ablamın yanı nın yerine yüzünden, saçlarmdan, gözna yolladım. Çocuğun ölü doğdugunu lerinden öptü, öptü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: