CUMHURIYET 7 Birinciteşrin 1941 Ilim Dilimiz 1 "ii"mi, "gi"mi diyelim? Yazan: Tıbbî terimler Kemat Cenab Geçen gün «Cumdüzelemez mi, mesehuriyet» te (1 ilklesi konuşulur ve bu teşrin 941) Prof. yolda neşriyat yapıAlmanya ve Frinsa münasebetlerinın PROFESÖR Dr. Zeki Zeren arkadalırken, ilmî bürhan» V a z a n : >• •••••• • • • M II^ I ^ •••M ^I tarihçesinde onuncu asır, bu iki memleşımın (Tıbbî terimlara dayanmak geketin bübirinden farklılaşmağa başlaler, loji mi, logi mi) rektir. dığı, zıddiyetlerin başgösterdiği devreye inakalesini alâka 1 Lâtin harfile raslayor (1). Mevzuumuz itibarile PU dar olan herkesle yazan bütün medelıalin, ay.ıi zamanda jeopolitik mülâhaberaber ben de okudum. İiim dilimizde niyet dünyastnda ve onu temsil eden zalara dayanan sülâleleri harekete ge fiii Almarıyasının tarihe aid neşriyatında carıhi ve İçtimaî bir hâdise gibi kabul Tİmlerin öz türkçeleri ve milletierarası milletlerin dilinde iiim tabirleri yunantirdiği de görülüyor. Meselâ Almanyada iki «İrsi diışmanı Erbfeind», gösterii ettiğimiz ve Almanya ile Fransa araırimlerin gene iiim dilimizde türkçe ca (logos) dan gelen (logi) iie yazılır. Harbiyede. tramvay durak yerinde, bir Üçüncü Othon, Golva frankları (yani mektedir. Bunlardan biri, daha sekiz. do tındaki on asırlık siyasî münasebetlerdsn ıkilleri ve bu şekle göre telâffuzları Bunun tek istisnası yoktur. (g) harfi, gece tramvay bekleyen Güzel San'atlar Fransa) aleyhine olmak üzere Romayı kuz asır evvel dil ve kültürde beraber nasıl doğduğunu gösterdiğimiz jeopolitiJdunda on sekiz yıl evvelinden başlı onu yazan milletin alfabesinde ne gibi Akademisi mimari şubesi talebesinden ahpab tasarladı. Pek manaiı olarak ne •jldokları Golva Franklarmın yurdu olan ğin bu dnğuşuna müessir olan Türk siak bir kaç yıl önceye kadar sürmiiş bir fonetik veriyorsa o milletin münev Kemal ve Fuad, şoför Hasan Fuad KırRomalı, ne mukaddes, ne de Cermen ol Fransa, diğeri, hiç ummadıkları bir za yasetini, XVI ncı asırdaki Türk jeopoan neşriyatımıza, bu yoldaki ilmî ve verleri, kelimeyi öyle okurlar. İtalyan atlıgilin sarhoş olarak hızla sürdüğü madığı vakit vakit söylenen meşhur im manda Tunanın öbür tarafına geçen ve litiğınin bu sahada icra ettiği tesiri bir demik fikirleri arasında bir ayrılık cada (g) harfi (c) okunur. Onun için o otomobil altında can vermişlerdi. Durak paratorluk bu tasarlayıştan sonra vücu Macaristan kapılarma dayanan Türkiye başka makalede izah edeceğiz. olmıyan sair genc münevverlerimizle dilde iiim tabiri (ji) ile bitmez, fakat direğine çarparak parçalanan otomobil de geldi. Othon'larm kurduğu impara dir. Bilhassa Aimanyada François'nın birleşerek, son vermiştik. Yapılagelen (ciya) ile biter. Almanca (g) harfi biz içerisindeki yolculardan Hilmi ile ÜZiyaeddm FAHRt toıluk büyürken, bir iki keiimenin kul temin ettiği Fransız Türk beraberliği yanlışlıklarm yavaş yavaş düzelmekte deki gibi (g) dir. O dilde iiim isimleri niversite künya şubesi talebesinden İ h ta'.zlarmda da kayda değer de şiddetli tenkidlere sebeb oluyor, hırisoîduğunu müşahede ederek yakın bir (ji) ile bitmez, (gi) ile biter. İngilizcede san, yaralanmışlardı. Bunlardan İhsan (1) Bundan evvelki makaleler 29 temğişiklikler vuku buldu. Artık «Francio tiyan, hem de «pek ziyade hıristiyan gelecekte (loji) lerin de (logi) lere çev (g) iiim tabirlerinde (y) ile birlikte da sonradan hastanede ölmüştü. Mumaz, 5 £ğustos, 25 ağustos, 29 ağustos França. ismi, hem Cermanya, hem da Tes chretion» sıfatile tanınmış bir rileceğinden, tabiat kanunu tesirile her (jı) gibi okunur. Onun için ingilizce hakeme, İstanbul İkinci Ağırceza mahve 16 eylul 1941 tarlhli sayılarımızda kemesinde dün son safhasma gelmiştir. Golva franklarmın memleketini içaret kraiın, mjslüman bir hükümdaria bir çıkmıştır. geçen yılda yıpranan ve fakat yerine (jı) vardır. etmekten çıkmış. yalnız bugünkü Fran leşır.esi, esasmda, mütenakız bir hareket gelen yeni nesillerde canlanan Türk 2 (ji) fonetiği Türk dilinde yoktur. Müddeiumumi İhsan Yarsuvat, şoför (2) Teutonia ve Deutschland isimlesaya alem omuştur. Buna mukabil Al clarak gosteriliyor. Bir taraftan bu neşgencliğinin fransızca fonetiğinin Türk Bu fonetiğin dilimizde daha kolay veya Hasan Fuad Kıraüıgilin tedbirsizlılc, rinden her birlnin ayrı tarihi vardır. manya İçin yeni isimler peyda olmakta, riyat ve propagar.dalar devam ededurdilinde hâkim olmasını asla tecviz et daha güç geldiğini hissetmek için (sev dikkatsizlik, nizamlara riayetsizlikle üç Teuton ve Deutsch kökleri yeni bir kıv sun, diğer taraftan zamanın jeopolitik Bunlardan evvelkisi, bizdeki Turan adınıiyeceğinden emin bulunuyoruz. gi) yerine (sevji) telâffuz etmek yetişir. kişinin birden ölümüne sebeb olmaktan met kazanmaktadır (2). On birinci asır müıâhazaları tesirini göstermektedir. nm oynaaığı rolü bugün bile ifa etme's3 Yıllarca önce Fakültemiz Haydar cezalandınlmasıru ve cezalandırılmada Lâtin esasından alman Türk alfabesidan sonraki neşriyatta «Tötonya hüküm Çünkü Kanunî ile birleşen François'nın tedir. İstaiibuldak'. Alman kulübünün bu şiddet gösterilmestni istemiştir. Ayni nin kabulü sıralarında (fizyoloji) keli paşada jken henüz (fizyoloji) ve (bi zamanda, taksisini, tek çiît numara darhğı Regnum Teutonicorum> ne, 1547 de ölümünden sonra Fransız İsmi taşıdığı malumdur. İkincisine geyoloji) sözlerini işitmemiş olan 70 kadar lince aslmda Almanhkla aiâkası olmıyan mesi istisna edilirse, dilimizde ikamet esasma dayanan Koordinasyon karanna daha sonralan «Deutschland Alman Türk beraberliği nazariye itibarile debakkı olan bazı terimler, ruhiyat, lisa çocuğu bir yaz tatilinde Fakülteye taşı aykırı seyrüsefere çıkaran şoföre, Millî ya» ya raslanıyor. Ötetaraftan Almanya vam ediyor ve onun yerine geçen II nci bir manası vardır. On birinci asırdan niyat, hayatiyat, arziyat vesaire idi. Al yarak lâboratuarda tesis ve neticesini Korunma Kanununa muhalif hareket haricindeki memleketlerde Almanyaya Henri A'manyaya rağmen Fransayı İtibaren Cermanyayı hıristiyanlaştıran fabemizin kabulü İle beraber bizde Tan daha o zamanlarda neşrettiğim (tecrübî ten de ceza isteğinde bulunmuştur. verilen hjnlerde görülen başkahklarm Rene doğru genişietiyor. Verdun'ü, mısyonerler, Cermenlere müşrik, kâfu zimat hastalığı adıru verdiğimiz bir şu ruhiyat) denemesi göstermişti ki, henüz Muhakeme, müdafaa ve karar için bı vücude geiişi gene bu asırlardadır: Şi Tour'u aidıktan sonra Almanları 1552 manasına gelen «thedicus» ismini veruralü hâdisesi belirtileri başladı. Yazımı fransızca fonetiğinin tesiri altına girme rakılmıştır. malde AngloSakson'larla bir kısım ce de Metz önünde ağu bir hezimete uğra mişlerdi. Keîime döne dolaşa evvelâ ckuyanlar arasında Tanzimat hastahğı miş olan Türk çocuğu, (biyoloji) yerine nub ve şark Avrupası halklarında Roma tıyor, Vestfalya muahedesi ise Fransa «Teutsch», sonra «Deutsch» olmuş, sonudiye isimlendirdiğim belirtinin ne oldu (biyologi'yi) daha kolay ve zaman itinın bu havaliye verdiği tCermanya nın bu toprak kazancını, hukukileştiri na «diyar» ve «stan...> mukabili olan ğunu, ihtimal, bilmiyenler vardır. Izah lariyle daha çabuk söylüyor. Ankarada Kızılay haftası Cermania«, Fransada ise Ren havalisin yor. Fakat Fransa henüz Rene yaklaş «land» getirihniştir. Misyonerlerin meredeyim: Tanzimatla beraber Avrupalı veteriner Fakültesi fizyoloji prof. Bedüde vaktile bir dükahğm adından alman mamıştır. Bu sırada XIII üncü Louis'nin kezi olan Romaya tevarüs eden İtalyanBugün Kızılay haftasmın üçüncü gü laşmak için sarfedilen çırpınmalar ara nin de iştirak ve kıymetli yardımı görü'AlamannieAlmanya» isimleri doğuyor. nazırlığını yapan maruf Fransız devlet ların bugün de Almanlara «tedesco» len bu denemeler, Fakültenin yeni yazı nüdtir. Bundan evvelki günlerde oldusında ecnebi bir dil olarak frans^zcayı İtalyada raemleket ismi «Germania rdamı, Richelieu'nün, jeopolitik tarihin demeleri bu hatırayı hâlâ yaşatmaktadır. Jıı gibi, dün de bir çok sinemalar ve Goethe ve Klopstock'a gelindye kadar kabul ettik. Bu, güzel, gramerl düzgün, yı henüz öğrenen laboratuar hademelediğer eğlence yerlerile lokanta ve gazi Cermanya» iken Alman halkına «Tedes de adeta iik nazariyeci olarak meydana «deutsch» tabirlnden, kaba Alman köyrinde de ayni neticeyi vermişti. tatlı dil, o zamandan bugüne kadar gelen co Alman» denilmeğe başlanmıştır. Al çıktığını görüyoruz. 1624' te işbaşına geNetice, Türk dilinde (ji) li kelimenin nolar, hasılatının bir kısmını Kızılaya manya ve Almanlar için Cermenlik ve çen ve Fransız tarihinin bellibaşlı sima lüleri kasdedilirdi. Fazla malumat almak nesillerde edebiyatiyle, romanlariyle, olmaması, (sevgi) yerine (sevji) deme terketmişlerdir. Bu münasebetle halk franklık ile pek alâkası olmıyan bu gibi larından bıri olan Richelieu'nün «Fran için G. Zeller'in geçen makalede işaret yüksek ilmi ve kitablariyle fikri varlıarasında Kızılaya üye yazılanlar çoğalğımızda o kadar yer etmiştir ki, bugün nin güçlüğü, ilmî ve milletierarası bir mıştır. Bilhassa Eminönü, Galata, Be tabirlerin vücude geldiği bir sırada sanın huriudlan Ren'de başlar» tarzında ettiğimiz eserinin 6768 inci sahifelerine fikrin, bizde de tecrübe mihengine vumüracaat olunabilr. Bizde Almanyaya kullandığımız saate eskiden alafranga yoğlu K:zılay şubelerine üye yazalmak ü Fransaya, Cermanya frankları tarafından formüllenen nazariyesi gerçekten kensaat, Avrupalı tarzında yemeğe alafran rulması ve neticesi gibi akademik bür zere müracaat eden vatandaşlar mühiın .Frank devletiFrankreich» ve Fransız disine mi aiddir, geçen asrın Alman ve Almanlara ötedenberi ne gibi isimlega yemek, Avrupalıca gömlek giymeğe hanlan ortaya atmış olan bir insamn, bir yekuna baliğ olmaktad:r. lara da «Franzose» denmesi, jeopolitik müverrihlerinden W. Mommsen, Fransız rin verildiği ve ne gibi değişmelerin olslafranga gömlek, Avrupalı gibi hare fransızca fonetiğinin Türk diline nüfuçilerden ziyade Cermanizm yapan nazırının böyle bir nazariye sahibi ol duğu da ayrıca alâka verici bir nokta ket eden ve giyinen insana alafranga zuna karşı gelmek istemesi, sinirlilik Lise ve orta mekteblere antropologları nekadar düşündürtse az madığını, hele iddia edildiği gibi ölürken teşkil eder. insan denir. Fransız, bizde Avrupaünın işareti ise bunu, heyecanla kabui ededır! «Fransanm hududunu Ren'e kadar ge(3) Bk. Wilhem. Mommsen: Richelieu, talebe kabulü rr.ümessili ve fransızca, Avrupa ve garb rim. Fakat, heyecan ve sinir, (doğru'.unişletiniz!» nasihatini İhtiva eden bir si sein Politik im Elsass und in LotharinAyni imparatorluğun bu iki kolu araLise ve ortamekteblerde talebe kaydı ilminin timsali olmuş ve bu hal ve va ğun) olduğu kadar (doğrunun) da yolu yasî vasiyetname bu"akmadığmı ısrarla eylulün 22 sinde bittiği halde, görülen sında memieket ve halk isimlerine va İddia eder ve ortada gerçekten mevcud gen, Berlin 1922, S. 72. Bu müellif 1903 ziyet, şuuraltımızda psikanalis'in (re ve şartıdır. te ölen meşhur A'man müverrihi Theormcıya kddar vücude gelen ayrılıklar, (Gik) mi, meselâ fisiologik ml, diye lüzum üzerine, Maarif müdürlüğü bu foulement) mihanikiyetiyle, bir temerolan vasiyetnamenin on sekizinci asır dore Mommsenin akrabasıdır.' Ona gore Onüçüncü asır sonunda jeopolitik bakıküze sebeb olmuştur. Dikkat ediniz, gö lim gibi bir tereddüde karşı isterseniz müddeti 16 gün daha uzatmışü. İkinci başında hususî maksadlarla uyduru'du Richelieu'nün vasiyetnamesi, Cetvit pareceksiniz ki bir iiim tabiri söylenince, türkçe, fisiologisel olmazsa, fisiologice müddet de dün sona erdiğinden koyıdlar mmdan mühim olan bir hâdise ile kes ğunu söyler (3). Her ne ise bizim mevpazları tarafından katoükligi neşretmek (bunun fransızcası nedir?) denir. Guya deyiniz cevabı verilebilir, insanca da kapanmıştır. Bundan sonra ancak, A kinleşti. 1285 te Fransanm idaresini eline zuumuzla yakm bir alâkası olmıyan bu maksadile icad edilmiştir ve Cezvit ra«Hıınatı eyaleünde yapılan son h c ki, onun, ecnebi başka dilde karşılığı olduğu gibi. Dilimizde kalmıştır, değiş nadoludan herhangi sebebden evrakı alan Güzel Philippe, mukaddeslik, Ro nokta, verdiğimiz izahat karşısmda ı.nhibi Labbe'nin eseridir. Vasiyetnamenin rekât esnasında Çinîüer, 62.000 ölü ve tirmek olamaz iddiası, nasıl doğru ol gelemiyen ve bu yüzden verüen müddet mahlık ve Cermenlik iddia eden Alman cak üçüncü derecede kalır. Asıl mühim yokmuş gibi! fransızca metni elimizde oîmadığından 68.000 esir vermişlerdir. Japonların versun ki, Türk inkılâbı uğrunda, haklı ve içinde kaydolunamıyan talebeler kabul imparatorluğile tabiî hudud kavgasına olan cihet dokuzuncu asırdan itibarpn almancasırıuı jeopolitik tarihçesi İti diği ölü. miktarı ise 461 âir.» girdi. Frankların imparatoru CharleBir ecnebinin meselâ bir Meksikalının istekli olarak, neleri değiştirdik, neleri! edilecektir. Bu yeni talebenin kabulü Frank varıdetinin nasıl gittikçe keskinle barile şu pek manaiı fıkrasını buraya herhangi bir Avrupa dilinde adını gör Bunları yaptık da fransızca Bu teblige inanmak lâzım gelirse Çin fonetiğini için mekteb idarelerine emir verilmiştir. rnagne'ın FTansız oîduğunu, ona aid ne şen farklarla ikiye bölündüğü, bu ikiligeçiriyorum: varsa Fransaya geçmesi lâzım geldiğini sek, onu, türkçe diye yazmak için, ilkön mi söküp atamıyoruz?! Alıştığımız binaskerlerinin mezbahada boğazlanan kuğin coğrafî smırını tayin eden amillerin ileri sürdü. Yapağılar için verilecek «Der Zvıeck meines Ministeriums War zulardan farkı olmamak lâzım gclir. ce Fransız alfabesile okuruz, ve hiç lercesi arasında «bey» ve •hanım» yenasıl gittikçe giriftleştiğidir. Richelieutereddüd etmeden öylece okuyarak çı rine «bay» ve «bayan> ve «ehemmiyetli» Şarkta İranlılar, garbda Marsilyalılar Loren ve Lüksemburg kontluklar; da nün vasiyetnamesi ister doğru, ister yan es, Gallien die Grenzen, die ihm die beyannameler kan sesi, Türk alfabesiyle tespit cderiz!? yerine «önemli» almışken (fizyoloji) dibu iddiaisra desteklik yaptılar. Dikkat lış olsun, büyük kadroda bir hâdiseye Natur bestımmt hat, den Galliern einen mubalâğacı olmakla meşhurdurlar; faBazı vilâyetlerde yapağı stokları sa edilecek nokta şu ki, Fransanın, Romagallischen König zurükzugeben, Gallien kat Uzakşarktaki Japonlann mubalâğa Vaktiyle bir mekteb hocası, fransızca ye ters ve yanlış bir kelimeyi milletiernazaran çhemmiyetini kaybediyor. Böyokunarak türkçe diye yazılan tabirleri arası zihniyetiyle yazılan (fisiologi) ile tın alınması için beyannameye tâbi t u nm yerine geçmek hususunda ve Al le bir va^ıyetname doğru ise, o halde mit Frankreich gleihzusetzen und übe yapmakta herkesten baskın ve eşsiz oldilimize tellenmiş, pullanmıs olarak gi niçin değiştinniyeüm? Fransız Akade tulmuştur. Bu meyanda İstanbuldaki manya aleyhindeki bu ihtiraslan, <tabii dokuzuncu asırla başhyan bir jeopolitik rall, Wo es ein altes Gallien gegeben hat, duklan anlaşılıyor. ren gelin hanımlar diye, beğenerek, isim nüsi azasından (Colleje de France) pro yapağılar için de beyanname verilmekte hudud nazariyesi» ne dayanmaktadır. meselesi, bir devlet adamının fikirlerine das neue wieder einzurichten». lendiriyordu. Fakat bu gelin hanımlar, fesörlerinden rahmetli Gley'e bir mek dir. Beyannamelerin nihayet ayın 12 si 1444 te Fransız ordusu AlzasLoren ha aksetmiştvr, diyebiliriz. Yanlış ve uy Mommsen'İ tetkik eden bu Fransız hâlâ ve hâlâ, giriyorsa sebebi, Tanzimat tub gönderip bizim alfabemizde (g) har ne kadar verilmesi lâzımdır. valisine giıerken serdedilen «esbabı mu durma 'ise, demek ki hâdiseler böyle müverrihi, Batiffole'de Alman meslektahastalığıdır. Misal isterseniz, buyuru finin almancada olduğu gibi (g) ocibe», günümüzün jeopolitiğinden başita bir uydurmayı vücude gptirecek kadai sile ayni fikirde olup Richelieu'ye atfeİhtikâr suçluları nuz: «Izmir enternasyonal fuan ransen kunduğunu yazarak türkçe diye lâtin bîr şey olmıyan bir nazariyeden ilham kuvvetli ve telkinkârdır diye düşünebi dilen «Rendre k la France les frontieres Fiat Murakabe Bürosu, dün zabıta ile alıyordu. Fransızlar, Vatikanı bile bu yöman bürosu!?» Ve, son haftada dil alfabemizde (fizyoloji) kelimesi hakkınde la Gaule Golva'nın hududlannı Hriz İstanbnl 3IüftUifinden: bayramı günü Ulus gazetesinde birinci da fikrini sordum. Böyle bir kelimenin, birlikte şehirde yalnız makarna ve et nazariyeye alet olarak kullandılar, hatCoŞrafî bir me»l° oimaktsn ziva^e Fransaya iade etmek» düsturunun uySon En iyi iyi sahifede Türk dili hakkında neler yazıl Fransız edebiyat dilinde gayri menus fiatlarını kontrol etmiştir. Bu kon ta Papayı el altında bulundurmak ve rhırma oHuğunu kabul etmektedir. K. K. K. mamışken Toprak Ofisi, ayni gazetede, manasına gelen (terme barbare) olaca trolda 25 bakkal ve makarnacı ile kasab istedikleri gibi konuşturtmak için bir 20 24 Buğday: 27 memurlarına (lojman) yaptırılması hak ğını, ve (fisiologi) yazıp kendi alfabe ihtikâr suçile yakalanmıştır. Fakat bak arahk Vatikanı da Romadan cenubî 38 37 Arpa: 40 kında bir ilân veriyordu!? Bora, sağa mizin fonetik değeriyle okumamızın kallar evvelce makarnayı pahaiı alöık Fransadaki Avignon'a naklettiler ve 170 117 ftziim234 nak, fırtına vesaire gibi öz Türk kelime doğru olacağını cevaben yazmıştı. Vak larını söylemektedirler. Bunun için 1377 ye kadar burada aiıkoydular. Fitre ve zekât itasile mükellef olan makarna meselesinin tekrar iomisyonda leri varken bir aralık (oraj) da bize tiyle bu mektubu da neşretmiştik. XV ve XVI ncı asırlarda Almanya ve muhterem ahalimize, milletimizin en mevzu olacağı anlaşılmaktadır. türkçe diye veriliyordu! Son zamanlarda Fransa münasebetierinde ilkin Almanya hayat! ihtiyaçlannı karşılayan ve elde Bu yazıyı, münakaşanın devamı makSeyyar ças'cı Bohor, çay ihtikân yap aleyhine bir Fransız İnkişafı, sonra (enterne edildi) sözüne Büyük Millet İstanbul halkı kahkaha ile eülecek. Cünkü Meşhur Komikler. ettiği tebernıatı kendisile Kızılay ve sadiyle değil, ancak bu davada isünad maktan, Karaköyde bir kundura mağa Fransa lehine bir tevakkuf ve durgunluk Meclisinde, çok haklı olarak, kızan ve büyük, küçük herkesin sevEİlisi Çocuk Esirgeme Kurumlan arasında ettiğimiz ilmî bürhanları bir kere daha, zasında müstahdem Mihal, kundura ih görülüyor. Şüphesiz de\Tİn jeopolilık sinirlenen sevgili Saim AU Dilemre ve paylaşan Türk Hava Kurumuna her yenileşen ve yeniden hayat bulan genctikân yapmaktan İstanbul ikinci asliye iddialan da sükunet arzetmektedir. NeBesim Atalay ve muhterem arkadaşları, veçhile yardımda bulunmalan lüzumu liğe sunmak fikriyle yazıyorum. Bu ceza mahkemesine verilmişlerdir.. Mah den? Bu noktaya Türk tarihile alâkadar encak Tanzimat hastalığına karşı bir ehemmiyetle arzolunur. yolda her ne denirse densin. bun'arın Bugüne kadar çevirdiklerini gölgede bırakan kemece, haklarında tevkif müzekkere bir cevab veri'iyor: 1273 te Almanyada •slan gibi kükremişlerdi. muhakemesini o gencliğe bırakarak. leri kesilmiştir. Kudolph'.ır kurduğu Habsburg sülâlesi, Konyada at yarışları İşte Tanzimat hastahğı dediğim bu meselenin y a a ile bir münakaşa nıevMacaristar.a yaklaçan Türkler karşısmda Konya (Hususî muhabirimizden) zuu teşkil etmemesini tercih edeceğim. şuuraltı hâdisesi böyle belirtiydi. Bu hal, Beyazıd meydanı rndişeli ve meşgul bir vaziyette olduğu Sonbahar at koşulan Konya koşu saProf. Kemal Cenab ruhiyatrn derinliklerine kök salmışrır. hasında yapıldı. Koşu dört grup olarak Beyazıd meydanınm asfalt inşnatına için Fran^.'zlann Rene doğru genişlemeOnu oradan çıkarmak hayli güçtür. Otertib edilmiştir. Fakat hiç bir rağbet Yolcu almıyan otomobiller başlanmıştır. Ameliyatm 29 teşrinievvel lerine mecburî olarak ses çıkaramamaknun içindir ki, sinirlenerek değil, fakat T Ü R K Ç E Sözlü komedisi takdim edilecektir. tadır. Dahası var: I inci François büyük görmedi ve koşu mahallinde at sahibdil dökerek, ilmî araştırmalar ve bür Benzinleri olduğu halde yolcu almıyan den ev^'el bitirilmesine çalışılacaktır lerile jokeylerinden ve koşuda vazifeGelecek sene de Sultanahmed meydanı Türk PaHişahı Kanuniye dayanmaktadır. Ayrıca : MATBUAT U. M. JURNAL1 hanlar neşrederek ve yorularak yaptı iki taksi otomobilinin plâkaları istirdad dar memurlardan başka kimse yoktu. Bunun neficesi olmshdır ki XVI ncı aasfalta çevrilecektir. ğımız neşriyata rağmen bugün (loji) ler edilmiştir. Bu kabil harekette devam ecâlâ, doğrudur iddiası ileri sürülmekte denler görüldüğü takdirde ayni şeki'.de liyordu. Feridin ısrarlı izdivac teklif«Ticarî Sigortaiar Bankası» veznedarı muamele yapılacağı da Belediye tarafındir. lerine müphem cavablar vermekle ne Ferid, pek yaşlı bir adam değildi. Fa Yanlış mı. doğru mu, düzelebilir mî, dan alâkadarlara tebliğ olunmuştur. büyük hata işlediğini ancak şimdi ankat saçlarının erken dökülmüş otması, lıyordu. Geceyarısı Ferid bir taksi ile karnının göğsünün altında hürra?t ; i bir Perihanı Fatihteki evine götürdü. Kapıçıkıntı tarzmda ilerİ3^e fırlarr.asl netiBütün kadınlann beğenece&i bütün YAR1N AKŞAM nın önünde ayrılırlarken: cesi hemen hemen kırkına yakm görüerkeklerin alkışlıyacain nüyordu. Şimdiye kadar annesinin bin Artık, dedi, beni fazla üzme yavbir ısrarına rağmen kazancmuı azhğınrucuğum... Ne olur, evlenmemize muNEFİS BİR FİLM Ferid yüzünden ayakta kalmıyarak il vayda kendisinden hürmet ve iltifat diririm!.. dan dolajT bir ıürlü evlenmeğe cesaret vafakat ediver!.. Sineması Ferid böyle tatlı bir tersdiüd va îp tifat ve hürmet görmesi pek hoşuna git gördüğü adamı merak ediyordu. edemiyordu. Daha doğrusu onu izdivaPerihan başını önüne eğdi. Titrek bir ham bulutu içinde de yaşamaya razıy mişti. Ortalık yeni kararmaya başla Kuzum, dedi, o bey kimdi? ca mecbur edecek hayırlı bir tesadüf sesle: dı. Tek, kat'î bir red revabma maruz roıştı. Dükkânlardaki ve caddelerdek: Ferid iki defa öksnrdü. Sesine dddî de \uku bulmamış, her türlü fedakâr Peki Ferid Bey, diye cevab verdi, hğı göze alarak yuva kurmasmı temin kalmasın ve Perihan ondan uzaklaşma lâmbalar birer birer j'aniyordu. Genc ve ağır bir ahenk verdi: sizden iyisini mi bulacağım? sır da!.. kız, bunlsra pek dikkat edemiyor, bir Canım, diye cevab verdi, bizim edememişti. *** Her gün, genc kızı büsbütıin kendisi kadının, mutlaka bir erkeğin himaye bankanın müdürü... Bu sene maaşına yapılan zam gönlünErtesi sabah Ferid crkenden bankaya Perihan sevinc ve hayretle boğazınııe hayran edecek ve izdivEC teklif'ne gölgesine muhtac old'jSur.u düşünüyorde aşk ve sevgi hulyaları uyandırdığı gitti. Vezne gişesinin arkasındaki san^Evet!» dedirtecek bir v.asile aramaHa du. Şu zamanda böy'.'? vaşlı baçh ve dan fırlayan ferdayT zaptademedi: derecede hayatında da bir kadın ihti Ne?... Bu bey, sizin bankanın mü dalyesine geçip oturdu. Kasa mevcudumeşguldü Bir akşam talih veznedara kerli ferli bir adamın genc bir kıza yer yacını hissettirmişti. Mısırçarşısının hal Bas rollerde : nu saym kontrol etmeğe baş'amsdan evbütün manasile güldü ve yardım etti. vermek nezaketini göstermesi sık sık dürü ha?.. şekline sokulması üzerine oradan çevel bir si.sara yakarak zile bastı. Gelen Saat beş buçuğa doğnı Sirkecide bu rastgelinir hâdiselerdsn değiHi. Henüz Evet.. Bunda şaşacak ne var?... kilmek zaruretinde kalan esnafın kurhademeye: luşmuşlsr, Bpyoğiuna çıkmak için ikinci on üçünü on dördünü aşmamış mekteb Daha ne olsun? Bir banka müdüduğu «Baharat Şirketi» daktüosu Peri Kuzum Mehmed Efenii. dedi. bana hanla tamşması bu şuıır altı temayü'. mevki «Harbiye» Aksaray» tramvay talebeleririn bile ihtivariara, alülere, ço rünün veznedarma ve yanındaki kadı bir kahve söyler misln?.. Ha... aman larından birine binmişlerdi. Evvelâ be cuklarını kucaklarmda teşıy)n kadıııla na bu derece hürmet gösfermesi, onun lerini büsbütün gıcıkladı. (Dikkat: Filmde en son moda sahneleri tabiî renklidir) raber yen ek yiyecekler, sonra sînema ra hürmet ve itibar etmeğe teşebbüs fevkalâde nazik bir insan oluşuna de hazır aklımda iken unutmıyayım... BiPerihan. on sekiz yaşına henüz b3Szim bayanla gene tesadüf edersek sen ya gideceklerdi Kalabahkta ezilmemek etmeleri şöyle dursun, bilâkis onlan lâlet eder de... Yarın sece icin loca kalmamıstır. Numarah koltuklar bueünden mış çok sarışın bir kızdı. Çalışma habanka müdürüsün... •HHBMMM aldırılmalıdır. Telefon : 40868 Sade buna mı delâlet eder?.. Vez Hademe mütereddid ve şaşkın bakayatma atı'.mazdan evvel aile nuhitin için kenardaki köşelerden birine sığm büsbütün rahatsız edecek tarzda serpinedann şahsmın ve m3vkiin:n onun na kalmıştı. Ferid tekrar etti: den dışarıya çıkmamış. çok saf ve rna ınava uğraşırlarken tek STa kanapple lip yayıldıklan görülüvordu. sum olarak büyümüştü. Feridin dünya rin biıinden mütevazı, fakat temiz kıPerihan, Feride işaret etti. Gizli bir zarında ne derpce yüksek oîduğunu da Canım sebebini anlatmak uzun süahvali ve kendi yaşayış tarzı hakkında yafetli bir adam fırladı. Şapkasını hür şey söylemek istediği anlaşılıyordu. Vez isbat etmez mi? rer şimdi... Bayan yammdn iken karşımetle çıkararak veznedarı selâmladı. anlattığı mubalâğalı hikâyelere hiç şaş Elbette ispat eder... Bravo, Ferid laştık mı, sen banka müdürüsün!.. nedar başmı eğdi, kuiaâ;m! genc kızm Rcnein bir saheserdir. I madan, itiraz etmeden inanıvor. onu Kır saçları muntazam tp'anmışlı. Çiçek ağzuıa doğru uzattı. O zaman Perihan Bey, siz benim zannettiğimden çok daAhmed HİDAYET nazarmda büyütüyor ve ilâhilestiriyor bozuğu yüzünün derisi tunc esmerliğin yavru bir kuşun cıvıHısını andıran ha ha mühim ve kıymetli bir adammışsıdu. Fakat bu takdir ve hayranlığı hür deydi. Gözleri zeki bakış'arla parıldı fif ve ince bir sesle: nız... met derecesini geçemiyor. sevşi ve aşk yordu: Kuvvet ve hareket filmidir. Veznedarla genc kız o akşamı pek Bu bey kim? Ferid Bey, dedi, buyursun bayan mertebesine yükselemiyordu. Onun için neş'eli geçİrdiIer.Ferid, yemekte müdürDiye sordu. Ferid. birdenbire vücudüiVasati saat Ezanî saat otursun, ben biraz ileride zaten ineceveznedar ne zaman: nü gurur ve iftiharla eerdi. Dudakları le nekadar senli benli konuştuklarını, ba ğim!.. Güneş 6.03 12.20 Ah, Perihancığım, biz de diğer çiftnı esrarlı, muammalı düğümler taşıyan zan banka işlerine dair kendisinin fikir Perihan birdenbire o tarafa doğru yüler gibi mukadderatımızı birleştirsek de ve mütalealarından nasıl istifade etmek bir tebessümle yayarak cevab verdi: Ask ve ihtiras romanıdır. 12.02 6.18 Oğle rümeğe cesaret edemedi. Feridin yümes'ud bir yuva kursak! istediğini uzun uzun anlattı: Sonra anlatırım!.. T WALTER BRENNAN ve BRENDA JOYCE Gibi imah. rumuzlu iâkırdılar etme zünde bu teklife verillcek cev aba dair Ah, dedi, bir vakitler beni araba15.15 9.32 Ikindi tarafından varatılan ğe başlasa hemen şu cevabı yapıştm bir işaret aradı. Veznedar: sma da ahrdı, beraber çıkardık. Hususî Otur Perihan!.. yordu: Hangi lokantaya gireceklerini evvel otomobiller kaîkmamış olsaydı, tabiî sen Akşam 17,44 12.00 Diye kendisini cesaretlsndirince, mah den konuşamadıkları için İstiklâ! cad de aramızda olacaktın!.. Ferik Bey, ben size şimdiuk bir Yatsı 19.14 1.30 , ağabey gözile bakıvruTn . fiabredin, za cub ve çekingen sırayı işgal ederken desini biraz dolaşarak hu karan verPerihan tatlı bir rüyanın nurdan ve BU P E R Ş E M B E AKSAMINDAN İTİBAREN manla birbirimize ahşacak olursak an mırıldandı: mek mecburiyetinde idiler. Perihan ye buluttan basamaklarmı birer birer aşı10.42 Imsak 4.25 cak o vakit bu husustaki fikrüni bil Çok teşekkür ederim, beyefendi!.. mek yiyecekleri yerden ziyade tram yormuş gibi ruhan yükseliyor ve hafîf Harbiyedeki otomobil iaciası Üç gencin ölümüne sebeb olan şöförün muhakemesi son safhaya geldi Sehir haberleri Cemiyet davalan M NALFNA MIHINA! JEOPOLİTİK Fransa ve Almanyadaki Jeopolitik mülâhazaların doğmasına? bu arada 16 ncı asırdaki Türk Jeopolitiği müessir olmuştur Mubalâğa rökoru u harbde, zayiat bahsinde yapılan karşılıldı mubalâğalar, insanı hayretler içinde bırakıyor. Gerçi her harbde muharib taraiların, hasımlaruıa fazla zayiat verdirdiklerini iddia etmeleri adeta tabii bir şey olnıuş'.ur; fakat o tabiî şey, bu harbde, son derece gayritabü bir şekil almıştır. Harbin başındanberi Almanlarla İtalyanlar, bütün İngiliz donanmasını bir değil, birkaç defa tamamen batordıklan halde İngiliz harb gemilerini babrmağa hâlâ doj amıyorlar. Şark cephesinde iki tarafın birbirine atfcttiği zayiat ise adeta havsalaya sığmamaktadır. Sovyet tebliğleri, her gün Alman tayyarelerine öyle zayiat verdiriyorlar Jd şimdiye kadar, Alman hava ordusunun yerinde yeller esmesi icab ederdi. Bir gün evvelki tebliğlerin 25 e mukabil 110 tayyare düşürdüğü yetişmiyormuş gibi ertesi gün birkaç tane daha zammedilmesi, daha hoş oluyor. Sanki bir banka hesabı tutuluynrmnş gibi bu zayiat listeleri o kadar muntazamdır. Geçenlerde Almanlar, Kızılordunun 2 buçuk milyon esir, 18 bin tank, 22 bin top, 14.500 tayyare zayi ettiğini bildirmîşlerdi. Sovyetler, buna cevab verdiler; evvelâ, Almanların zayiatı bizimkinden faıladır, dediler. Bu iddiaya göre, Almanların kayıblan ölü ve yaraü olarak 3 milyondan fazladır. Almanlar, 11.000 tank, 13.000 top ve 9000 tayyare zayi etmişlerdir. Bu son rakamda hareket ederken tahrib edilmiş olan Alman tayyareleri de dahil değildir. Sovyetlcrin ikinci iddiası, kendi zayiatlannın 230,000 ölü, 720,000 yarah ve 178,000 gaib olduğu merkezindedir. Malzeme ziyaı da 8900 top, 7000 tank ve 5316 tayyaredir. Her zaman söylediğimiz gibi bu çok mubalâğah aykırılığı nasıl telif etmeli? Bilhassa, Almanların 2 buçuk milyon esir aldık, iddiasına karşı Sovyetlerin, yalnız 178,000 gaibimiz var, demelerini telife imkân yoktur. Esir bahsinde hangi tarafa isterseniz ona inanınız. Fakat Almanlann kaybettikleri top ve tank miktannı, Sovyetler sayabilecek \aziyette olmasalar gerektir. Çünkü 800 bin murabba kilometrelik araziyi terkedip geri çekilen bir ordunun, ilerleyen ve zayiatını kendi arkasında bırakan mütearnz hasım ordularının kaybettiği topları ve tankları tam olarak sayması mümkün değildir; gibi geliyor. Fakat bu zayiat mubalâğasında rökor kırmak şerefi. muhakkak, Japonlara aiddir. Geçen Rün, bir Japon resmî tebliği şöyle diyordu: Ziyaeddin Fahri { SADAKAİ FITIR BU AKŞAM Saat 9 da | İPEK Sinemasında L O R E L H A R D İ LOREL HARDİ: AŞIK Ahmed Hldayet = KUçük hikâye MELEK Banka müdürü KADJNLAR ARASINDA SON SON N O R M A S H E A R E R JOAN CRAVVFORD ROZAMND ROUSSEL Y AR I S . YÂRIS SON YA R 1 Ş Salı 15 .tamazan SON Y A R IS SARAY sinemasının yeni bir zaferi olacaktır. •