CUMHURİYET S Birinciteşrin 1941 Aldanmak ve aldatmak Burhan Fetek Külhanbeyi, ahpabıÖmrümüz, kâh alYazan: ^\ min dediği gibi yay datmak, kâh almış. Başma bir saı'ik danmakla geçer. sırtına da bir cüobe Kimimiz aldattığıtedarik ettıkten son mızdan memnun oYalnız bir baba, siplin içten ve kenra Şeyhülislâm kaluruz, kimîmir albir hoca olarak dedilı|lnden gelmeğe pısmdan da bir müsaade uydurmuş. dandiğımızdan. ğil, düşünmeyi sebaşlar. Çünkü erişiEn masamlarımız bile birbirini al Kalkmış Arnavudlukta bir köye gitmiş. ven ve düşünmek lecek gaye bunlara idatmak fırsatını bulsunlar diye (lâdes) Arnavud köylüleri tabiî ümmî adamlar vazifesile mukellef bilerek ve istiyerek olduğu için hocanm iktidarı ne oldututuşurlar. olan bir vatandaş katlanraayı emreder. Bu, böyle gelmiş böyle gider. Âdem ğunu tetkık etmeğe imkân bulamamışsıfatiie de terbiye meselesi üzerinde saygı, kazanmak olduktan sonra bunun Bu nevi disiplin ancak şahsî iradeden dedemizi Havvâ ninemiz aldatmış da o lar. Bizİm uydurma imam da ramabir an durmak faydalı olur zannediyo şansiyetleri sa>Tnakla çok daha esaslı bir gelebilir; dışarıdan gelecek otorite onu nun için cenneUen uğratılmışlar diye zanın birinci akşamından itibaren tesuretîe elde edilmesi varken kısır ve ne uyandırabilir, ne de besleyip idare rum. kulaklarımıza kadar gelen rivayet de ravi naman kıldırmağa başlamış. LaMemleketimizde ilk tahsil çağında insanlann Cennette bile birbirlerini al kin namaz sureleri yerine her rekâtta: rier inkılâb, her rejim, hatta her si zararlı yollardan gitmek iyi bir not ka edebilir. bulunan çocuklann hakikî miktarını zandırmaz. Çocuk kuvvetsiz, cılız görüKapılârın mar.dâllarını mandâllamalı. datmakla işe başladıklarını gostermekİçtimaî hayatmuz ilerledikçe hayat ve tespit etmek üzere, yeni bir talimatna yasi nazariye kendini tamamlamak için nür, ayni zamanda cabildır; öğretmen tedir. Bu Cennet macerasında kabahati Eğer kapılârın mendâllarını mendâllaişler gittikçe güçleşmekte ve o nispette çocuklara ve hatta erkek ve kadınlara me hazırlanmıştır. Bu talimatnamede, ise güçlü kuvvetli ve çocuktan çok, hem Şeytana yükleyenler de vardır. Guya madınızsa, kapılârın mendâllarını meniklim şartlan gözönünde tutularak her vereceği terbiyeyi düşünmeğe mecbur de pek çok âlimdir. Bu nispetlere bakı dikkat ve emek istemektedir. Çocuklabu iki masumu Şeytan aldatmış. Bana dâllayınız. Allahü ekber! rımız da bu hayatm yolcuları ise itaat dur. Bu yapılmadıkça siyasî va İçtimaî sene martta yapılan sayım, ikinciteşSözlerini sure gibi okurmuş, Cemasorarsanız iftiradır. hiçbir hareketin temellenmesine imkân lırsa onu bu zahiri aşağılıkları yüzunden ve disiplini içimizde temellendirmek İhrinin birinci haftasına alınmıştır. Yehor görmek, korkutmak ve yıldırmak tiyacındayız. Gün geçmiyor ki gazeteat de bu adamın arkasuıda güzaıce naÇünkü bütün bu ni talimatname alâkadarlara tebliğ e ol.nadiğında hiç kimsenin şüphesi yokmaziannı kılarmış. »evi aldanmalar hâtur. Fakat inkılâbcılarla terbiye naza pek kolaydır. Fakat bu suretle bir lerde ihtikâr zilletini irtikâb etmiş vadilmiş ve bu hususta hazırlıklara başlâ devam etmekteRamazanm yirmi dört, yirmi beşine riyecilerinin terbiye vasıtasile temeilen çömlek gibi evire çevire, zoruzoruna tandaşlar görülmesin. Bunlar eğer itaat lanmıştır. dir. Şeytanın ne sudoğru köye bir sahici hoca gelniş ve dırmek istedikleri kalkmmaların tahak yuğrulmuş olan bir çocuğun ruhu, gad ve disiplin terbiyesini dışarıdan değil de, Sayım, 8 ikinciteşrin cuma günü yaçu var. Size bu n:üakşam teravi namazına gitmiş. Bakmış pılacaktır. O gün ilk, orta ve mesleki kuk edebilmesi için onların irade ve darlık, hased, kin, nefret gibi, ileride içten kazanmış olsalardı kanunu içlerinnasebetle bır Şeytan ki; imam saçmalıyor. Namazdan sonra tedrlsata dahil okullar tatil edilecektir. nazariyelerile çocuk ve genc ruhlarının başkalarına da aşılayacağı ve bir çok de bulacaklar, onu bozmak veya ondan fıkrası nakledeöi uydurma imamı bir kenara çekip sor Sayımda. 7 1 6 yaş arasında okula de tabiî mahiyetleri arasında bu mahiyete kimselerin canını yakacağı bir belâ ola saklanmak hilelerini akıllarına bile geti]irim. Bakınız insanlar mı Şeytanı al muş: vam eden ve etmiyen Türk tebaası ço dayanan bir uygunluğun bulunması lâ bilir. Halbuki şahsiyete saygısı oanlar remiyeceklerdi. İşte asıl disiplin budur; datıyormuş, Şeytan mı insanları? Ulan utanmaz! Nedir bu yaptığın? cuklar yazıma tâbi tutulacağı gibi, zrnı olduğu da şüphesizdir. Halbuki bun bütün canhlarda ve bilhassa insanlarda ve bir €vicdan emri» dir. Ahlâkın yegâne Bu fıkranm kahramanını kimisi Kay Böyle «kapıların mandallarını mandalla köylerde aynca 16 yaşmdan yukarı, o lar muhakkak surette çocuk ruhuna nü ve hele çocukta kutlu, tarif edilemez. müeyyede ku\"veti vicdanlarımız olduğuserili diye gösterir, kimisi Mısırlı fel yın» diye teravi kıldırılır mı? kuma yazma bilenlerin miktan da ta fuz etmiş kimseler değildirler. Çünkü sonsuz, biricik, son derecede kıymetîi bir na göre içten gelen disiplin ayni zamanlâh diye gösterir. Nereli olursa olsun her inkılâbcının ve her terbiye nazariye şey duyar, onu, büyüyen bir hayat kay da ahlâkî hayatımızın da bir zâmanı Aman hocam! Psk skıştım da ge yin edilecektir. bu fıkra bir insanla bir Şeytanın yap çinmek için bu yolu tuttum. Mademki İstatistik umum müdürlüğü 940 secisinin çocuk ruhuna nazarî veya hadsî nağı, sessizce çalışan hilkatin suret bul olacaktır. Milletlerin yükselmesi karartıkları bir mukaveleye dairdir, şöyle ki: nesinde yapılan sayıma aid netlceleri bir surette vâkıf olması icab etmez. O muş bir parçası gibi görur; akıl bakı lanndaki sevgi ve emniyet bağlannın işimiz falso oldu. Bir köylü ile Şeytan bir tarlayı birtekemmül ettirerek her kaza ve köy ühalde bu irade ve nazariyelerle çocuk mından kolayca anlaşılmıyan fakat bü çözülmez bir kuvvet kazanması da Artık bana müsaade. likte ekip biçmek ve mahsulü aralarmzerlne mufassal tablolar hazırlamıştır. ruhu arasında koordinasyonlar temin et yük bir hikmet taşıyan görülmemiş bir vicdan terbiyemize bağhdır. Vicdan ise, Ben yarın köylüye da paylaşmak üzere mukavele yapmışBu neticelere göre. memleketimizde meğe yarayacak psikolojik direktiflere mahviyet duyar. Buna mukabil cılız ve ancak sayılan, bir şahsiyetin benliğinde tistanbuldan tel lar. Köylü Şeytana sormuş: İlk tahsil çağında 3.749.909 çocuk oldu ihtiyac olacaktır. Çünkü inkılâbın Iradesi ehemmiyetsiz görünen küçücük varlığı yaşayabilir. Daha çocuklukta hor görügraf geldi, anam Tarladan alacağımız mahsulün topğu. bunlardan 216.720 sinln ilk tahsil ve mekteblerimizde revac bulmuş terbi nın mazhar olduğu bu ihtimam çocukta len, adam yerine konulmıyan insanlann hasta imiş, oraya giraktan üst kısmını mı istersin? alt kısmecburivetini ifa ettiği. 884,709 unun da ye aijteminin mahiyeti ne olursa olsun asla boşa gitmez, kendi meş'uliyetin benliklerine vicdan değil, yüzsüzlük deceğim.» derim, sermnı mı? halen ilk okullarda bu mecburiyeti bunların daha iyi neticeler vermeal ço şuurunu uyandırmak gibi büyük bir te yerleşebilir. ni yerime bırakıŞeytan düşünmüş ve üst kısmını isyapmakta olduğu anlaşılmıstır. Pazla cuk ruhuna intıbak etmelerine bağlı sir yapar. Yalnız bu kadar da değil, çorun. Sen de su kalan beş altı günün nama Korku, cebir ve şiddetle işleyen Jıiç cuk gitgide emniyetle açılır, ruhunun temiş. zını kıldınrsın. Bayramdn da bahşişleri dikkati çekpn cihet. okulu bulunan bulunmaktadır. körü körüne aradığı şeyleri belli ederek bir otorite, hiç bir müessese hayat verici O sena köylü soğan ekmiş. Neticede kövlerimizdeki çocuklann. vasatt heve hediyeleri sen alırsın. Bana müsaade! Terbiyenin fikir ve karakteri teşkil öğretmenin kendisine nerelerde yardım olamaz. İnsan hayatında yaraücı prentoprağm üst kısmı yani soğanın sapsabla yan yarıya okula devam ettiril demiş. etmekte çok büyük bir kudreti olduğu etmekle hakikî ir.kişafına hizmet edebi sip korku değil, ümiddir. Çocuklarımıza ları şeytana, başları da köylüye düşmemesidir. Ertesi günü köyün evlerinı dolaşmış. umumiyetle teslim edildikten sonra ço leceğini göstermiş olur. Bütün bu ince da korku, itaati, korku disiplini demüş. **# Dediği gibi İstanbudan telgraf geldiğini, cuklarımızı onların ruhî hakikatlerine likleri duyan bir insan, çocuklann ser ğil, ümid itaati, ümid disiplini verecefiz. Bu taksimden zaralı çıktığını gören Ankara 3 (Telefonla) 8 tesrlnievgitmeğe mecbur olduğunu haber vergöre vuğurmağa ehemmiyet vermenin bestliğine hiç mâni olmadan otoritesini Büyük inkılâbımız ve onun atisi bize Şeytan, ortağı köylüye, ertesi seneki miş ve her evden bahşişini ve hediye velde yapılacak 7 1 0 yaşlardaki tah nekadar elzem ve hayırlı olduğu da komahsulün toprak altında kalan kısmını gösterebilir. Hem de bu otorite, çocuk bunu emretmektedir. sil çağınrla bulunan çocuklann sayısini alarak çıkıp gitmiş. layca takdir edilir. Bu sayede onlar, sa lara yapılan bir üstünlük gösterişi olalacağını haber vermiş. Bu sefer de M. Şekib TUNC mında öğretmenler, belediye, kaza ve dece vücude getirilmek istenen yeni ne maktan çıkarak onlann ilerideki gelişköylü mısır ekmiş. Hasad zamanı mı Yeni imam, beş akşam daha teravi nahlye memurlan vazife alacaklardır. silleri temin etmeğe yarayacak bir mal melerine yara>*acak bir kuvvet mahiyesını kökleri Şeytana düşmüş, mahsulü kıldırdıktan sonra hediyelerini bekleNafıa Vekili şehrimizde miş. Gelen, giden yok. Bayram olmuş, de köylüye. zeme kemiyeti gibi alınmayıp kendi ma tini alır. Çccuklan sayılmıyan bir cemiikisi, üçü olmuş, gene bir şey yok. DaNafıa Vekili Ali Fuad Cebesoy dün hiyetlerine göre daha kolay ve daha iyi yetin sayılabilecek bir geleceği nasıl Dün terkos suları kesildi Bakmış kl. ne yapsa aldanıyor; yanamamış ve kahvede toplu olan koysabahki trenle Ankaradan şehrimize Şeytan bu ortaklıktan vaz geçmiş. Terkos sularınm Kâğıdhanedeki ana yetiştirilecek ruhî ve hayatî varlıklar olabilir? Bu nokta o kadar mühimdir ki gelmiştir. lülere sormuş: olarak işlenmek mazhariyetine nail ola üzerinde nekadar durulsa azdır. Onun için muttasıl biri Şeytanın alYahu! Ayıbdır söylemesi ama hani tesisatında zuhur eden anî bir bozukluk bilirler. Terbiyenin vazifesi, çocuklann dattığından bahsetmek haksızlık olur. Rektör geldi neticesinde dün İstanbulun bir çok mablzim hediyeler? ı Her cemiyette itaat ve disiplin çok İnsanlar belki ilk devirlerde biraz safBir kaç gündenberi Ankarada buluhallelerine su verilememiş ve bu yüzfikir ve karakterlerini makineleştiren Ne hediyesi yahu! dil, biraz bön imişler. Lâkin zamanla den şehir halkı bütün gün susuz kal veya münhasıran zorlayan bir disiplinle lâzımdır: Fakat bunlar kadar istiklâl nan Üniversite Rektörü Cemil Bilsel Ne, size imamlık ettik ya! yuğurmaktan ibaret kahrsa bunlann ve hürriyet hislerinin de diri kalması dün sabah şehrimize dönmüştür. o hale gelmişler ki şimdi onlar için mıştır. Biz hediyeleri giien imama verŞeytana külâh giydirmek işden bile dePatlıyan boru pek geç vaklt tamir e ileride maruz kalabilecekleri nazik ve şarttır. İstiklâl ve hürriyet hislerini Bono sahtekârları mahkum dik. ğildir. buhranlı şartlarda kendilerini toplama söndüren veya yaralayan bir itaat ve dilebilmiştir. Ne diye verdinlz o harife? Şimdi herkes birbirini kafese koy oldular Sular idaresl, bu kabll ânzalann te lan pek güç olduktan başka yüksek tah disiplin hür vatandaşlar yerine «kapımakla, birbirine madik atmakla ve bir Yoo! O adam biıe hiznet etti. Yir kerrür etmemesi için icab eden terti sili takib esnasmda tenkidli serbest dü kulları» yetiştirir. Çocuklarda uzun çaBono sahtekârlığından maznun olaşünme ve kendilerine serbestçe hâkim hşmalar, mahrumiyet ve sıkıntılarla rak İstanbul ikinci Ağırceza mahkemebirini aHatmakla meşguldür. Kim kimi mi beş gün namazımm kıldırdı. Biz batın alındığını temin etmektedir. ondan hoşnuduz. olma ihtiyaclarma da münafi gelir. Esas elde edilecek bir gaye ateşi yakılmadık sinde muhakeme edilen üç kişinin muiyi aldaürsa ona yaptığı işe göreitibarile yapıcı bir faaliyet olan terbi ça temin edilecek itaat ve disipTinin hakemesi, bitmiştir. Bunlardan Etem Ne namaa kıldırdı. Bre onun oku Mükemmel diplornat! B U G Ü N yenin yapmak istediği şey, çocuk vasıta dalkavukluk veya köleliğe haar'.amak Kaler iki sene. Tevfik Kalıbsız iki sene, duğu Kur'anı kerim değildi ki. Hep sızl Kuvvetli avukat! sile ve çocuk üzerinde olacağına göre, tan başka bir hedefi kalmaz. Bu mahi bir ay, on beş gün. Mehmed Artaş iki Dehşeüi iş adamı! aldatıyordo» bunun hakkında müspet bir telâkkiye yette bir ateş yakılınca da ifaat ve di sene a&ır hapse mahkum edilmislerdir. İyi hatib! Köylü hep bir .ağızdan şu cevabı versahib olması ve ayni zamanda yapmacık Diyorlar. miş. bir hayatla hakikî ve iyi bir hayat araHatib sözünden intikal ettim. 5u fıkKim kimi aldahyordu; yahu! Sen SİNEMASINDA TURKIYENIN EN ÇOK SEVILEN VE smdakı farkı ayırmış ve bilir olması lârayı geçen gün profesör S. M. den dinona bakarsan biz hepimiz abdestsiz naKahramanlıem. zaferin ve DÜNYANDî KAHKAHA KRALLARI zımdır. ledim. maz kıhyorduk. askm filmi olan Eski devirde işsiz kalmış bir şehir Bütün bunları hatırladıktan sonra Tahsil ve karaktere zararı olmıyan uşağı şurada burada aylak ayiak dolaoduncuların İstanbulda önce bir mehareketler, sathî ve zahirî disiplin meraşıp iş ararken bir ahpabı su tavsiyede muru, sonra da kına hoş gelmese bile bunların serbest bı bulunmuş: halkı aldatmış olrakılması, esasen faal ve çok harekete Ayol! Eamazan geliyor. Şöyle uzak duklanna dair dolamuhlac olan çocuklar için, pek lâzım ve vilâyetlerde bir köye cerre gitsene! Hem şan tevatürleri artık son derecede hayırhdır. Öğretmenler bu bir ay karnın doyar, hem de bir kaç Kahkaha tufanı filminde Pek yakında şehrimize Eeliyor. gayritabif bir hâdise müsaadeyi vermekle otoritelerinden bir . para edinirsin! Şaheserini eörünüz. olarak görmeye imşey kaybetmezler. Çünkü öğretmeıı:n Külhanbeyi cevab vermiş: Muzaffer ve kahraman bir eenclikân kalmaz. Çünkü, asıl otoritesi çocuk ruhuna ve derslerine İyi ama ben arabca falân bilmem! gin timsaüdir. Baş rollerde : Fikretin oğluna deolan hakimiyetine bağhdır. Bu ana nokNamaz surelerini bile unuttum. Sarıklı diği gibi: talarda ku\^'etli olan bır öğretmenin oPRESTON FOSTER da değilim! ... E'oedî bir gıdadır aldanmak.. torite yapmak İçin başka bir yardımcı Ne zararı var! Çarşıdan beş arşın RANDOLPH SCOTT Ve gıdaların da en vitamin'ıisidir. sramağa ihtiyacı yoktur. Vakıâ makinemermerşahi alırsın, sırtına bir de cübbe Yalnız biraz pahalıdnr. leştirici bir cebir ve şiddetin de, resmi B u ç ü n saat 11 de tenzilâtlı matine tedarik edersin! Şeyhülislâm kapısınO kadar kusur, kadı kızmda da bukuvvetlere istinaden bir otoritesi olabidan da bir hoca müsaadesi uydurur lunur. Hoş görün ağalar! lır; fakat bu, bir insan terbiyesi için lâkalkar gidersin! S E S S E S zım olan bir otorite olmaktan ziyade B. FELEK S E S hayvan terbiyesinde kullanılan ve çoSenenin ilk büyük süper filminde REKORLARI KIBAN GÜNÜN MUZAFFERİ cuklarda hiçbir şahsiyet bırakmıyan kalp ve fena bir otorite olur. Halbuki gencliğin mükemmel bir gelişmesini gözetliyen mürebbiler şahsiyetli gencnin yarattığı ler yetiştirmek isterler. Bunun için de çocukların şahsiyetlerine karşı çok hassas olur ve bu hassasiyeti nispetinde derin ve sarsılmaz bir saygı kazanırlar. Otoritenin kullanılrÂasmdan bir gaye de S E S S E S S E S haberleri Fikirler [HEM NALINA MIHINA] İlk tahsil çağındaki çocuklar Memleketimizde 3.749,909 çocuk var Mektebler açılırken Yazan Hangisine inanmalı? zun Ümidburnu yolu yerino kısa Akdeniz yolile Mısır limanlarına gelmekte olan büyük bir İngiliz vapur kafilesile bunları himaye eden İngiliz harb gemilerine İtalyan hava kuvvetleri, Sardünya ve Sicilya adalan arasmdaki bölgede h ü cum ettiler. İtalyan iddiasına göre, İngiliz donanması çok ağır za>"iat vermiştir. 2 ağır, 1 hafif knıvazör batmış; 1 zırhh, 6 daha küçük hacimde harb gemisi, 1 muhrib ciddî hasara uğramıştır; 6 İngiliz tayyare düşmüş; İtalyanlar, yalnız 8 tayyare kaybetmişlerdir. Aynca kafileden 1 vapurla 23.000 tonluk 2 vapur daha batmıştır. İngilizler ise bu ağır zayiat iddiasmı yalanladılar, yalnız Nelson zırhüsına bir torpido isabet ederek geminin sür'atini azalttığım. insanca zayiat olmadığını, kafileden de hasara uğrayan bir tek geminin yoluna devam edemediği için, mürettebatı kurtarıldıktan sonra, batırılmasma mecburiyet hasü olduğunu, İngilizlerin 3 tayyaresine mukabil İtalyanların 14 tayyare kaybettiklerini söylediler. İki tarafın iddialan arasında o kadar büyük bir aykınhk vardır ki bu tezadı telif kabil değildir. O halde. iki taraftan birinin pek çok mubalâğa ettiğini kabul etmek zarureti karsısmdayız. Zaten, Iıarbin başındanberi böyle birbirine tamamile zıd iddialar karşısmda kala kala, artık alıştık. Fakat İngilizlerin, nğradıklan harb gemisi zayiatını saklamadıklarını müteaddid tecrübelerle biliyoruz; bîr kaç gün sonra olsa dahi, batan gemilerini ilân ediyorlar. Hasara nğrayanlan, düşman farkına varmamışsa, gizlemeleri gayet tabiidir. Çünkü, kuvvet muvazenesinin bozuldufnnu davul znrna ile ilân etmenin ve bazı hareketlere girisnıesi için hasma cesaret vermenin manası yoktur. İngilizler, geçen Büyük Harbde de, yalnız, mayne çarparak batan Audacious drednotunun zıyaım, bir Amerikan vapurunun yolcuları tarafmdan arhhnın kıçından suya gömülmüş ve yana doğru yatmış bir resmi ahnmış ve neşredilmij olmasuıa rağmen, gizli tutmuşlardı. Buna mukabil, İtalyanlann, gerek kendi uğradıklan kayıblar, gerekse h a sımlarına verdirdikleri zayiat itibarile hakikatten uzaklaştıklannı bir kaç defa bu sütunlarda göstermiştik. Bunun en yeni delilini, İngilizlerin 53 kruvazörünu, 44 mubribini, 37 denizaltısını baurdıklannı iddia etmek suretile geçenlerde vermişlerdi. Bu bakımdan birbirini tutmaz ingiliz ve İtalyan iddiaları karşısmda kalınca İtalyan dostlanmız danlmasmlar amma İngilizlerin sözüne daha çok inanmak mecburiyetinde kalıyoruz. Eğer, İtalyanlar, son hava dcniz muharebesinde batırdıklan İngiliz harb gemilerinin isimlerini ve batarken aluimış r e simlerini neşrederlerse o zaman ükrimizi değiştiririz. Profesör M. Şekib Tunc SARAY 20.000 LORELHARDİ Kahraman ACEMİ AŞIKLAR B U G ON" • ! MELEK'te Mevsimin ilk Fransız filmi f Dünyanın en büyük 3 yıldızı: ^ " \ DÜNYAYI \OIHIA SHEARER TİTRETEN JEAN CRAWFORT KEŞİF Baş rollerde : ROSALIND ROUSSEL Dorothy Lamour Bing Crosby EBEDÎ AŞK (NİÇEVO ) Eşsiz SİttgapUr YOİU Şaheseri KADINLAR ARASINDA ROGER DUCHENE CLAUDE DAUPMİN ERİC VON STROHEİM LALE SİNEMASINI Akşamları geri dönmemek için numaralı yerlerinizi lutfen evvelden kapatınız. Telefon : 43595 BUGÜN SAAT 11 DE TENZİLÂTLI MATİNE Pek yakmda: M E L E K Sinemasında Aynca: Mafbuat U. M. Memleket Jurnalı Bueün saat 11 de tenzilâtlı matine girmişti.. Kazanacağından ümidvarım. Çünkü gayretli ve zekidir. Nihayet senin çocuğun o.. Hayatını kurtarmakta pek güçlük çekmiyecek ve mutlak muvaffak olacaktır. Bundan ötesini sana bırakıyofum. Evinde başka bir kadın ve başka çocuklar olmadığına göre belki de onu 'benimser, bağrına basarsm. Allaha ısmarladık sevgilim.» Çay tepsisile odaya giren genc kız, ev sahibini gözleri yaşh buldu. Heyecanla elindekileri bir tarafa bıraktıktan sonra ihtiyar adamm yanma sokuldu ve bir solukta, ellerine tutuşturulan mektubu, kendi getirdiği, annesinin mektubunu o da okumağa başladı. Şimdi ikisi de ağlıyorlardı. Derinlerden, pek uzak mesafelerden gelen bir ses, bir an içinde onlan yskdiğerinin kucağma atıvermişti. Baba, babacığım! Kızım, çocuğum benim! Maziden kopan hüzünlü hava, kaynaşan hisleri ve derhal anlaşan kalbleri karşısında dağılmağa başlayınca genc kız el aynasını babasının yüzüne yaklastırdı: Bakınız gözlerinizin içine, babacığım, diye konuştu, Renkler, gölğeler beneklerdeki benzerliğe dikkatle bakınız. Bunu nasıl da koca bir mevsin hiç farketmemişiz!.. Hakikî bir bavram verine sonsuz bir neş'e kavnağına çevirdi. Günlerdenberi İstanbul halkı bu harikavı Börmek için bir sel halinde L Â L E ' ye akıvor. Siz de bu nes'e seline katılınız. YARIN AKŞAM ŞARK SİNEMASINA OPERET Şaheserinde : B ü t ü n Viyana Operetini, S T R A U S S ' m e n güzel valslerini eöreceksiniz. GİDİNİZ GÖSTERİLECEK OLAN Reiisör; Bas rollerde : V/ILLY MARİA GALA FORST HOLST PAUL WILLY FORST AKŞAMKİ HÖRBİGER ve Viyanamn Filarmonik Orkestrası r YARIN için büeÜer evvelden alınabilir. « MARKOPOLONUN MACERALARI » filminde eöz kamaştıran... «ALEGER» filminde trajik olan... ÜNUTULMUS KADIN ( F o r e o t e n W o m a n ) Filminde, hem göz kamastıracak, hem de ihtiraslı olacaktır. Önümüzdeki S A L I akşamından itibaren Şj GR İ D CVRİ E S U M F, R Sînemasînda 1^'ır saçlı adam yorgun bir bakışla genc kızı süzüyordu. Perran sözlerini bitirince ürkek bir kuş gibi olduğu yerde büzüldü ve bekledi Komcncı: Size yankş haber vermişler, dedi. Benim işlerıme bakan bir adamcağız var. Gerçi pek işe yaramazsa da yılla seni emniyetle buraya yollamış Bir tec yağıyor, gökleri koyu renkli bulutlar rın yadigârı ve alışkanhk. İ'iimiz de rübe yapalım küçük. E, söyle baka kaphyordu. Romancı çahsma masasmın km elinden ne iş gelir senm? başında düşünüyordu. Oda gene karıbirbirimizin kahrmı çekiyoruz. Perrsn, kendisine dünyayî bağışla şık, hisleri gene darmadağındı. Sofl Genc kız ümidsiz bir sesle: Affediniz beyefendi, diye yerinde mışlar gibi sevindi ve: «Her şey!» dedi. eserine aid dosyalan, notları karıştırı«İnce temizlik yaparım. Ütü, çamaşır, yor; sigaranın birini söndibmeden diğedoğruldu. Sizi rahatsız ettım. yemek, hepsini, hepsini beyefendi! Gö rini yakıyordu. Asabi idi. İçinds bir Kızın o kadar kırık ve üzğün bir göreceksiniz, sizi hiç sinirlendirmiyece şeylerin sızısı ve hasreti vardı. Fakat rünüşü vardı ki, içli, duygulu ve araşğim. Hem sizi gıyaben o kadar tanı o, bir çok insanı tahlil eden idam, kentırıcı bir adam olan romancı, onu bu yorum ki..> di duygularını karışlırmaktan nefret balde göndermeğe kıyamadı. GülürnseRomancı, eserlerine aid tahassüs ediyor. içinin sesini asla duymak isteyerek: lerini dinlemekten hoşlanmazdı. Mev miyordu. Acele bir işiniz yoksa bi'az konuzuu derhal değiştirdi. Kızn erlesi saHafifce kapıya vuruldu ve sonra Perşalım küçük! dedi. Tahsil yapmıyor bah işe başlaması ve bazı teferrüat ka ran solgun yüzü ile karşısında görünmusunuz siz? rarlaştırıldı. dü. Liseye devam ediyoram. San'atkânn deniz kıyısınJa küçük bir Siz misininz Perran? Gel, gel, hoş Şu halde? evi vardı. Burada hiç bir zaman olma geldin. Nasılsm bakayım1' Efendim, şimdiye kadar annemin dığı şekilde renkli ve tetlı bir mevpim Genc kız: Vedaa ge'dim beyefendi, sıhhati ve işleri İyi gidiyordu. geçti. Genc kız her işe yetişıyordu. İh diye cevab verdi. Hem de size bir mek Babanız.. tiyar uşak bile şen ve tasasızdı. Roman Onu hiç tanımam beyefendi. Ben cıj'a sezdirmeden küçük kız, her İşi tub getirdim. Çantasını Bçanak içinden bir zarf doğmadan ölmüş. Annem çabşkan ve intizama koymuş, iki iht.yara da progfedakâr bir kadmdır. Feni kimseye ramlı yaşamanın tadını duyurmuştu. çıkardı, masanın üstüns bıraktı. Sonra kısaca, annesinin ölürken, girdiği paramuhtac etmeden bu yaşa getirdi. Fakat O akşam geniş pencereleri Marmaraya sız yatılı imtihanlannı kazandığını, şimşimdi hastanededir. Çalışamıyor. Ben bu açılan çalışma odasmda karşı karşıya di tahsiline devam etmek üzere İzmir tatil çahşarak... çay içiyorlardı. Tatil bittiği için kızın lisesine gönderildiğini anlath. Sesinde Boğazına bir şey takılmıs gibi sustu. da vazifesi sona ermişti. Az sonra ayyazın sıcaklığı, ışığı, tathlığı, her şeyi Kİrpikleri birbirine dolanmış, yüzü kı rılacaklardı. İkisinin da içine müphem uçmuş gibiydi. Kederinin derinliği ha zarmıştı. Romancı vaziyetj kavradı. Bu bir sızının dolduğu âşikârdı. linden okunuyordu. Romancı, aralarına duru bakışlı, güzel küçük kıza yardım Romancı: Sana çok alışmıştık kü giren hazin havayı dağıtmak içm; •hayetmek arzusu ile titredi. Fakat buna bir çük. dedi. Arayacağız. di, elinle bir çay hazırla çocuğum!> deşekil vermek lâzımdı. Hislerini bir ta Genc kız, içini çekti: di. «Şöyle başbaşa bir ak^am çayı içerafa yığarak, sükunla konuşmağa baş Bana ömrümün en gıizel tatilini lim ve konuşalım.» ladı: • geçirttiniz beyefendi, diye cevab verPerran odadan çıktı ve romancı ma Ben huysuz bir adamım kızım, de di. Üzüntüsüz, derdsiz bir mevsim. Bir di. Hayatımda intizamdan eser yoktur. şey düşünmeden yaşamnnin eıişilmez sasınm üstüne bırakılan zarfı aldı, açtı. Hislerim gibi ha3ratım da d^ğınıktır. tadım duyurdunuz bana. Sîze çok te Bu, kısa bir mektubdu. Yorgun bir elle yazıldığı anlaşılan karışık satırlan tekHiç yoktan öfkelenir ve pek sert ko şekkür ederim. rar tekrar okudu. Sararıvor, titriyor. nuşurum. Sigaraya, kahveye, sessizliğe Samimî bir şekilde ayrıldılar. soluk kâğıdı sanki daha iyi seçebilmek düşkünümdür. Mademki çahşmak arzu*** için gözlerine yaklaştırıyordu: sundasın. Benim bir yardımcıya ıhtiyacım olduğunu annen haber almış ve Bir teşrin akşanuydı. Sinsi bir yağmur cAhmed, «= KUçük hikâye Dağnık hisler ^ Mükerrem Kâmil Su •Bir kaç ay evvel bir vesile ile kızımı sana yolladım. Çünkü hayatımdan ümidimi kesmiştim. Onu bu yaşa getirinceye kadar çeküklerimi, yoran, eza veren yıllan uzun uzadıya izah edecek değilim. Çünkü lüzum yok. Hem beJki onlan öğTenince sana aid en yakın, en mühim şeyi senden sakladığım için bana daha fazla kızardrn. Fakat enıin ol, seni düşündüğüm için böyle harpket ettim. Beni terkettiğin zaman çocuğumuz karnımda üç aylıktı. Ben, görğüsü, duygulan basit, kültürsüz bir kadm dım. Fakat seni daima sevdim, uzaktan da sana esir olmayı bildim Ahmed. Sana lâyık olmadığımı, ailelerimizin arzusile yapılan izdivacımızın sakatlığmı ötedenberi takdir ettim. Boşanacağımız zaman bir çocuğumuz olacağını haber verseydim, eminim, duygulu ve merhametli bir adam olan sen, kendini bir kere daha feda edecektin. Halbuki hayata lüzumun vardı. Sen ebedî olmağa lâyık, kudretli bir san'atkârdın. Hiçten ibaret bir kadm, senin istidadın, şöhretin ve istikbalinle oynayamazdı. Dağınık hislerini toplayacak kabiliyette bir insan değildim. Pazar 13 Ramazan Çocuğumuz senden çok uzaklarda Vasat! saat Ezanîsaat dünyaya geldi. Fakat sevilen, beğenilen bir romancı olarak ismin, hatırala6.00 Güneş 12.14 rın ve havandan uzak tutulmadı. Ana, 12.03 6.16 kız daima sana hayran bir okııyucu vaOğle ziyetini muhafaza ettik. 15.17 9.31 Ona ısmıp ısınamıyacağını tabmin e • Ikindi demiyordum. Fskat mevsim sonunda Akşam 17.47 12.00 kızım ömrümün son tatlı nasibini bana 19.17 Yatsı 1.30 J bağışladı. Onu sevdiğini öğrenerek öl. mek güzel ve huzur verici bir şey Ah10.36 . lmsak 4.23 med. Perran parasız yatdı imtihanlanna