2 Ekim 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 2 Birinciteşrin I94Î büı edemeyiz. Fakat İhtüâl ve İnküâb•••••••••••••• Y a z a n : bu mekteblerdeki arın bir rejimı, bir türkçe muallımleri deolocia'yı ve cemiTürk edebiyatından, etin dünya göruşüTürk tefekküründen nü enî bir darbe ile bahsetnıiyorîar mı? yahud zamanla deistirdikleri tarihin çok kaydettiği hâ I lemeğe çalışırken o müstehzi bir tebes Türk harsını sevdirmiyorlar mı? Çoculenmiş, eğirilmiş, Almanların E r s a t i " ^ " diselerdendir. AÜna ve Roma ihtilâlleri; sümle bahsi edebiyata döktü. Bir frenk ğunu ecnebi mektebe gönderen aile ecmutıtazam çileler Yazan: frenkierin succedaj^y* İııgtlterede Cromwell inkılâbı, Fıansız hsesini yeni bitirmiş ve olgunluk imtıha nebı tedrisin aşıladığı frenk nayranlığıhaiinde paketlenmiş ne dedikleri, bizim' * Büyük Ihtilâli, Aimanyada Spartacus nını resmî Türk liselerinden birinde ver m teşçi edeceğine çocuğuna Türk küikovun yününden de şimdilık maddei hareketi, Rusyada Komünizma, Italyaria mişti. Garb edebiyaü hatta tefekkürüne lüıünü telkin etmek lüzumunu hissetkat'iyyen farksızdır. kaime tabirile ifadeI'aşizma ve gene Aimanyada Nazizma olgun bir iddia ile vâkıftı. Bir aralık en miyor mu? Muallim kabiliyetsizdi; aileOnun kadar yumuye çahşügımız madler mütereddi idi diyelim; ya bu gibi... Fakat yeryüzünde ve bütün in zorlu geçidlere girdi. şak, onun kadar ısıtıcı ve güzel manŞimdi, ltalyanın o muazzam şaıki delerin sayısı gitgide artıyor. cSabırla, zaralı. Ve asıl mühim Iarafı, yapılışının Einstein nazarıyesini anlattı. Çok meş ;enc kızm resmî Uselerimizin bi \frika impaıatoıluğundan ve l>u impasan'ık tarihi boyunca, hiç bir inkuâöm koruk helva; dut yaprağı atlas olur> sadeliği. bizatihi ferd ve cemaatin üzerinde bizim huv bür frenk şairinin eserinden mısralar inde verdiği oigunluk imtihanuıda mu ratorluğun yüz binlerce askerden müsözünü, şimdi odundan kâğıda kadar, Yün, eğirilecek hale gelrnek için, namiili inkılâbımız kadar müsssir oiuşu söyledi. Ben ha>Tan hayran dinliyordum. vaff&k oluşu garib değil mıdir? Türk rekkeb ordusundan yaluız Gondar bölher maddeye tatbik etmek mümkün. sıl önceden didilirse, süt de buna bennadirdir. Vakıâ bizde de bir «TanzimaU Zamane kızlannda nadiren tesadüf edi edebıyatı imtihanmda bu biçare kıza gesinde takriben 6000 kişi kalmıştır. Yalnız, bir fark var. Ersatz tabirirun zer bir muameleden geçiyor. Yalnız, muharfeketi ve •MeşrutiyeU hamle.sini ha len bu okuma alâka ve zevkini bu Türk Divan şairlerimizden vazgeçtik hig Yağmur mevsimi bitmek üzere olduğunsnlathğı nesneler, sabırla deği de, bil amelenin tarzı daha modern. Sütü dövtırlıyoruz. Yalnız hatırhyoruz diyoıum; lıızmda gördüğüm için göğsüm kabardı. oirr.azsa Namık Kemal, Hâmid, Fikret dan İngiliz Habeş kuvvetleri buradaki gile ve çahşmakla ele gelen şeyler. Es raek ve yağlı kismıru ayırmak için, kuvçünkü son inkılâbımızın yanında, bun Birdenbire bahis Türk edebiyatına ın gibi vatan şairlerini de mi sormadılar? İtalyan askerlerird de daha ziyade sıkiden, helva olan koruğa ve atlas olan vei anilmerkeziyeli aletler kullanüıyor. lar birer inkılâb nümunesi yahud dene tikal etti. Bizden kimleri okuduğunu ve Htrhalde biz ehil ve erbabma soruyo kıştırarak teslim olmağa icbar edecckduta, Yirminci asırda, kumaş olan odun, Odun fiatlarının yeniden tayini hak mesinden başka bir tahavvül kıynıetini beğendiğini sordum. İnce dudak ?rını IUZ. Bu dövme ameliyesinden sonra krema lerdir. Bu itibarla bir müddet sonra, benzin ve kauçuk olan kömür, un olan haline gelen süt ekşitiliyor, kazein olu kmdaki Fiat Murakabe Komlsyonu ka ifade etmezier. Halbuki Atatürk inkı tüktü ve müstehzi bir eda ile: «Bijnem Bir Türk genci garb tefekkür ve sart şarkî Afrikadaki İtalyan impaı atoriuğu kemik vesaire vesaire inzımam etti. ran bu gün ilân edilecek ve bu sabah lâbı sade bir rejımin değişmesi, dış po ki, dedi, hiç bir şey okumadım. Bizde yor. atını hakkile tetebbü etmiş ve öğvenmiş hakkında, Şimdi, bu silsileye, yeni bir madde İşte bu kazein, yünün bir evvelkt şek tan itibaıen mer'i olacaktır. Kararın litikanın miilî adeseden kuruluşu değil; ckunacak eser var mı ki kuzum? Hem olabilir. Fakat bizim edebiyatımızda daha katıldığını öğreniyoruz: İnek süBaki Jcaîan fcu Tctıbbedc bir îıoş sada lidir. Koyun yünile mukayese edersek, dün tatbikına geçilmesi dolayısile de ayni zamanda ferd ve cemiyet hayatı ben türkçeyi de iyi bilmem.» Nar.ıık Kemalin mevkiini, Hâmidm etünden yün yapüıyor. Sütle yün aratmış: polarda saüş olmamıştır. Oturduğum oda etrafımda dönüyor sunî yünün kazeini, koyun yününün mızm baştan başa istihalesi, kültüıüBinda, odunla kumaş, benzinle kömür Yaptığımız tahkikata göre, İstanbulun müzün millî ve bununla beraber cn sa.ıdım. En aşağılık frenk muharriıleri hemmiyeüni bilmediği, anlamadığı, ya demek mümkün olacaktır. pöstekisi mesabesindedir. Kazein, elyaf hud bilmek, anlamak istemediği gün, arasındaki kadar bile münasebet tasavyılhk odun sarfiyatı normal senelerde İtalyanlara göre geçen kış, İngiliîler, nin isimlerini bülbül gibi sayan bu ba naz&rımızda yalnız büyük bir cahil devur edilemez gibi görünür. Buna rağ haline getiriliyor, bu elyaf da, bildiği 400,000 çekidir. Fevkalâde kışlarda bu modern şekle ifrağıdır. yan koca Türk edeiyatında okunacak ğil; ayni zamanda Türk inkılâbının aza Mısırda ve Kenyada 525.000 asUer. 1500 miz tabiî koyun yününden farksız bir Bu kadar dinamik bir hamıeyi hiç bir men, bir gün gelecek, smıfta talebesinun 500,000 çekiye de çıktığı vakidir. Bu tayyare ile taarruz etmişlerdir. Halbuki ne: «Yün hangi hayvandan çıkar?» su sun'î yün oluyor. Ayni elâstikiyet, ayni sene şimdıye kadar şehrimıze gelen odu miüet yirmi sene gibi kısa bir müddet kitab, söylenecek mısra buiamadığı gibi; metli manasını kavrayamamış bir zaval İngilizler, tamamile bunun aksini iddia bir nevi snobizma ile öz dilini iyi bilmealini soran muallim «Koyundan!» ce hararet, ayni kimyevî ve fizik hususi nun miktarı 200,000 çekiden fazladır. zarfmda başaramamış ve tam semereyı lıdrr. Daha büyük hakikati müdrik ola etmişler; kendilerinin değil, İtalyanların iğini de itiraf ediyordu. Hakikaten bilelde edememiştir. Bir gün tarih miDetlevabını almca, bu cahilâne mukabeleyi, yetler. madığı için bu toy kızı yalnız zavalh büyük sayı üstünlüğü ile harbettiklerini Oldukça akla yakın bir hâdise. Süt Bunun nısfının satılmış olduğu tahmin rin dehasını ölçecek olursa, «Türk ]e miyorsa acırız; yok, iyi frenkçe biüp, koskoca bir sıfırla cezalandırmak mecve yün, hayvan • • • >: • v;,v,;,;n,> edilmektedir. Şu vaziyete göre İstanbul nisi» ne başlıca mevkii vermek nıecbu ürkçeyi bilmemek bir iftihar vesilesi ise hk'.a takbih ederiz. Fakat bu hale şahid ve buna rağmen mağlub olduklarını vücudünün birbirine buriyetinde kalacak; koyun yünü, belki halkı şimdiye kadar en az 50,000 lira o!an ve önüne geçecek yerde teşçi eden süylemişlerdir. Filvaki, resmî bir ingiğreniriz. Fransızların (Complaxe d'inBadece posteki olarak kullanılacak ve yakın iki unsuru. Ana sütile beslenen fazla para vermeğe mecbur kalmıştır. riyetini hissedecektir. aile reisini ve anneyi inkılâbm Türk ce liz tebliği, 96.000 asker, 400 toptan müFakat bütün bu büyük başarüara rağ ericrite); dedikleri kendimizi Avrupa miyetinde yaratmak istediği küUür cepyanümüzü, ineğin sırtmdan değil, kar yavru, vücudünü örten tüyleri, sütün Fiat Murakabe Komisyonu pazartesi içindeki yün yaratıcı unsurlardan aldııekkcb İtalyan şarki Afrika oıdusunu lardan aşağı gormek zihniyeti Osmanj men, hâlâ Atatürk inkılâbının azametini, nmdan tedarik edeceğiz. günkü içtimaında bu işin mes,'ullerini ğına göre, insan eli, hayvan süiünü yümparatorluğu dış politikasında mev hesini yanhş anîamış yahud anlamak General Cunningham'm 20,000 kişi ve İnek sütünden çıkan yünün ilk nüadliyeye tevdi edecektir. Fiat Murakabe prensiplerini anıamıyan yshud yanlış İstemiş olmakla itham ederiz, Millî inkı 86 topla ınağlub ettiğini ilân etmişti. jnunesini bu seneki Leipzig Panayırı ne tahvil etmekte elbette güçlük çek Komisyonu bu hususta vesikalara sa anlıyan zümrelere tesadüf ediyoruz. :uddu. Ve o politikanın, zamarunda, bimez. ne acı akıbetlere sürüklediğini unut lâbımızın manası, frenge hayranlık ve İngiliz Harbiye Naztrı, 18 hariranda söybakır nın Holanda paviyonunda teşhir ettiler. hibdir. Bu vesikaların başmda oduncu Bunlar, mürefîeh burjuvazinin Türkü istihfaf değil; fakat Türk» hay lediği bir nutukta şimalî ve şarkî AfriSun'i yün, verim bakımmdan da tabiî larm imzaladığı ve narkın yüksek tu çeıçevesini yaldızlar gibi görünen züm mıyalım. Fakat tarihinin bugün en kudTahtadan ve selülozdan çıkanlan fibyüne faik. Bir inek, senede 8085 kilo tulmasma sebeb olan vesika vardır. Bu relerdir. Kendi'.erine bir lâkab takmış etli ve sanh devrini yaşıyan Türkiyede ranlık ve frengin lüzumlu gördüğümüz kada, 188,000 i halis İtalyan ve 66,000 ı ronun pabucunu pek çabuk dama atataraflarını ölçü ve örnek olarak almak yerli olmak üzere 254,000 esir ahndığım cak gibi görünen bu korkunc rakib, yün çıkarılacak kadar süt vsrebiHyor. vesikanın altında Belediye İktısad Mü iaıdır. Sakat tarr.fını benimsedikleri Av hars ve medeniyetimiz mevzuunda büe Kojrunun yirmi beş misli. Kazeinlik kıs dürlüğü murakıbının da imzası vardır rupayı takiide yeltenerek bir nevi, şa frenkten aşağı olmağa tahammülümüz tır. Bu büyük hakikati idrak ve çocuk söylemişti. Ayrıca şaıkî Afrikada, «Milchwolle» adını takınıp, dünya yalarma telkin etmek müreffeh burjuva 137,000 yerli asker de, İngilizlerle Hııratılalıberi yedi iklim dört bucağı sır mm içinden evvelce ayrılan yağlı mad 30 dan fazla kasab ve peynirci hıslarına mahsus «sosiyete» hayatı sür i'oktur. Bir çok şeylerde onlar üstün o!adüklerini iddia ederler. Bilmezler ki :ilirler; fakat bir çok şeylerde de bizim ziye mensub alafranga meşreb zümre beşlere iltihak etmek üzere firar ettmdan geçindiren koyunu, mensucat sa denin verdiği tereyağı da bu hesaba daAdliyeye verfldi Lâtinlerin, «societas» dedikleri mefhura /aratıhş meziyetlerimiz üstündür. Mem lere de düşen millî vazifedir. Ak=i isti miştir. nayii âlemindeki tahtından indirmiş cl bil değÜ. İstanbulda ihtikâr mücadelesi dünden ayni kanunlara tâbi insanların müşterek eketimizde ecnebi mektebleri resmî bi kamette ısrar etmek «vatana manevî» Herhalde muhakkak olan bir şey varmarun verdiği gururla, Holanda paviErsatz merafa, insanları, günün birinyonunun baş köşesine, tel tel serpilmiş de, yünden de süt çıkarmağa sevketme itibaren yeni şekilde baslamıştır. Dün layatmdan başka bir mana ifads etmez. er mevcudiyet olduklan için, çocukla ihanetten başka bir sey değildir. sa, o da, geçen sene bugünleıde geıek yauyor. mek şartile bütün bunlar ıyi. Yalr.ız, polislerle takviye edilmiş olan üat kon Bir Fransız sosiyetesi olduğu gibi bir ını bu mekteblerde okutan aileleri takCelâleddin EZİNE Libyadan Mısırı tehdid eden, geıekse Çukur ve geniş kaplara sereserpe ya işin bir tek sakat tarafı var: Bu yeni trolörleri 50 kişilik bir heyet halinde ledevî sosiyetesi, bir Hindiçinî sosiyetesi şarkî Afrikada Somaliye, Sudana ve Bono sahtekârhğı davası son Kenyaya taarruz eden İtalyan kuvvetyılmış; kayık tabaklara, sinesini tarçın endüstrinin, inkişafına mâni olabüecek Fatih, Eminönü, Beyoğlu ve Üsküdar de mevcuddur. «Gülhane Hattuıdan» Fırınların kontrolu kazalarmda tarama halinde kontrol eri Avrupadan bir çok şey aldık. Fakat dan bir gerdanlıkla süsleyerek yan gel harb zamanma tesadüf edişi. Dünyanın lerinin karşılarındaki İngiliz kuvvetleBazı fınnlara kâfi miktarda un vesafhaya geldi miş; yahud tepsilere lüle lüle dizilmiş yarıdan fazlası, içecek süt değil, yiyecek yapmıslardır. Bu kontrolda yalnız ka .ekemmül sandıgımız garb medeniyeü rilmediği için, bilhassa Fatih, Ejninönü rine sajica çok üstün olduklan halde, Sahte mübadil bonolan bastırarak, kolayhkla mağlub edildikleridir. ize bir marşandiz treni gibi geldi. Cins bir halde görmeğe alıştığımız sütü, di ekmek bulamıyor. Bu hengâmede, ezel sablar ve peynirciler ele ahnmıştır. Bu Boğaziçi bölgelernda ekmek buludik didik edih'p döşeklere serilmiş, çile denberi postunu soyup kendi sırtımıza kazalar dahilinde kontroldan geçirilmi cins eşya, iyisi de vardı, kötüsü de... namadığı hakkında şikâyeıler vaki ol bunları birbirlerine ciro etmek ve muhBöylece denize hâkim olnıadan giri=izamanlarda bedellerini Ziraat olup paketlere tıkılmış; yumak halinde geçirdiğimiz koyunu bırakıp, ineğin ve yen kasab, peynir taciri ve bakkal kal I'akat hars başka şey, medeniyet başka muştur. Bu hususta tetkikat yapJmış, telif mamıştır. 30 dan fazla kasab ve peynirci şeydır. İkisini teirik etmek lâzım. Mu ekmek bulunamamasının unun eksik Bankasından çekmekten maznun bu len deniz aşırı seferlerin felâketle netieilerde dolaşır göreceğimiz akla gelir mandanın sütünden meded ummak, belcplcneceği bir defa daha tahakkuk r t miydi? ki de bir şaşkınhk olur. Yalnız, Holan ihtikâr yaparken cürmü meşhv.d halin sa!ıid zümreler anlayamadılar ki, cemi verilmesinden ileri gelmediği, fırıncıla lunanlann muhakemesi; tstanbul ikinde yakalanmış ve e\Taklan dün akşam yetin dış cephesi hududsuz tahav/ül'ere rın ekmek imalini geciktirmeleri dola cl Agırceza mahkemesinde son safha miştir. Bol bol kullandığımız mucize tabiri da, bu endişeden, belki de şimdilik azaMüddeiumumiliğe verilmiştir. Bir hahrlatma uğrayabilir; fakat içi, mayası daıma yısile halkm sıkmtı çektiği tespit e sma yaklaşmıştır. Müddeiumuml İhsan ni, fenne izafe ederek bir kere de bu de olduğu için, inek sütünü gıda madMakarna fiatlan 30 ağustos Zafer bayrammdan sonra. mevrus an ane ve örflerin inhisarmda dilmiştir. Bu hususta kaymakamlara ya Yarsuvat, bunlardan Hüsnü Alkın, Nidesi olarak mideye indirmektense, eğirada kulîanabiliriz. Fennin yeni bir muFiat Murakabe Komisyonunun makar dır. Garb, bütün terakkisine rağmen, iç pılan tebligatta, fırmları sıkı surette kon had Özkoyuncu. tsteliyo, Yervant, Re bu sütunda, ıbayram günlerinde halkı rip bükerek sırtına geçirmeyi tercih cizesi karşısındayız. na fiatlarını tesbit için meş.çııl olması dünyasını bu inhisardan kurtaramamı^, Irola tabi tutmaları vs kusuru görülen düşünmek lâzımdır» başlıklı bir yazın». eder. «Milchwolle>, yani süt yünü, temizüzerine iki gündenberi piyasada bC kurtarmak istememiştir. Her türlü rae Eırıncılan şiddetle cezalandırmaları bil fie Rukiye, Havva Tokses, İbrahim çıkmıştı. Bunda nakil vasıtalarmm geçid İstaüsükler, Holandanın, bu işe seneTokses, Hüseyin Avni Aksel için ceza hassa fabrikalar ve mühim tacirîerde dcnıyet ölçülerini örnek almakla b»ra dirilmiştir. resminden saatlerce evvel seferden mede 10 ilâ 15 milyon hektolitre süt tahkanununun 64 üncü maddesi delâletile makarna bulunmadığı alâkadar makam ber; örf ve an'ane inhisarının dış'na nedilmemesini rica etmiştim. O zaman sis edebilecek vaziyette olduğunu gö*Silivride hayvan sergisi 342, 346 ve 350 nci maddelerine göre lara ihbar edilmiştir. Makarna fiatları oıkmak aile ve cemiyeti esasmdan saısar. İstanbul Belediyesi Neşriyat ve İstatisteriyor. Buna mukabil de, dört milyon r ceza ve yalnız All Puad için braet isteüzerinde ilk tetkikler neticesinde top Şükür ki, bu müreffeh burjuvazi zümaçıldı tik müdürlüğünden aldığım bir mekkilo inek yünü alıyor. miştir. Muhakemenin devamı, müdatan 36,5 ve perakende 40 kuruş muva releri, başka şehlrleri bilmiyorum, fakat Dün Silivride bir hayvan sergisi atubda yazımm «Sayın Vali ve Belediye Her mahallede bir yangın Normal zamanda, Fransa, Danimarka, fık görülmüşse de henüz kat'î karar vefaa yapılmak ve karar verilmek üzere çılmıştır. Sergide teşhir odiien muhtelif Reisine arzedi!di<»i, emirlerile ehemmiIsviçre ve Belçika, inek sütünden istih rilmediği gibi muhtelif cinslerin fiatlan İstanbulun mahaud bir kaç semtiniıı, kalmıştır. tulumbası bulundursak!. n'.chdud bir kaç ailesine münh=tsırcür. cins hayvanlar hakem heyeti tarafından yetle tetkik edilmek üzere Emniyet sal edecekleri yün sayesinde, çimdiye da konuîmamıştır. Hakikî ve temiz İstanbul halkı, asıl ve tetkik olunarak iyi yetiştirilmiş haymüdürlüğüne gönderildiği» bildirilmişTevkif edildi Bundan evvelki büyük yangınlarkadar Avustralya, Cenubî Amerika ve öz Türk milleti bu zümrelerle kıyas ka vanların sahiblerine nıükâfatlar tevzi la birlikte son Fener yangını da ah Transval gibi büyük ziraat merkezleriEvvelce Babıâlide mücellid Todorinin ü. Dahiliye Vekili gitti bul edilemiyecek kadar büyük ekseri edilmiştir. tstanbulun Kuıtuluş bayramı yakiaşşab mahalleleri rüzgârlı havalarda nin hâkim olduklan yün piyasasını, teyanında çalışan Kirkor, Sultanahmsd Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan yeti teşkil ettiği için çok ufak bir ekalSirkeci istasyonunda en ziyade tehlilieye düşüren sebemelinden yıkabilecek bir verim bolluüçüncü sulh ceza mahkemesince tev tığı için, o yazımdaki ricayı hatrrlatmak Dahiliye Vekili Faik Öztrak, tetkiklerı üyeün millî ahlâkımıza menfi tesirin: bin asıl yangın merkezi değil, orağu gösterebilirlermiş. Bu hesablar doğkif edilmiştir. İddiaya nazaran, Kirkor, isterim. bir kaza ni bitirerek dün akşamki ekspresle An aşıîamağa muvaffak olabileceğindtn dan uçarak başka yerlere konan aruysa, bugünkü harbin ferdasında, menkaraya hareket etmişür. Devlet Demiryolları amelesinden Dur bir zaman çahştıgı yeri bir gün ziyakorkmuyoruz. Fakat bizi hayrette b u a levli parçalar olduğunu meydana sucat sanayiini doyuran iptida! madde rete gelmiş ve bu sırada dükkânm akan ve müteessir eden cihet; ufak bir sun, Sirkeci istasyonunda hat üzerinçıkardı. Tabiî asıl büyük ateşle meşÇok güzel bir karar merkezlerinde bir yıldız sönüklüğü görde dolaşırken manevra yapmakta olan nahtannı ele geçirmiştir. Sonra da, gul olan itfaiyeler bu parçalann umemiz ihtimali çok ku\"vetlidir. Bu ihŞehrimizdeki ekmek sariiyatı hakkm zümıe bile olsa, bir Türk aılesinın vagonlardan birinin çarpmasına maruz bir gece bu anahtan kullanarak girdiği İki yangın zaklarda çıkaracağı yeni yangınları timal uzak bile olsa, şapkasının tepe da son yapılan tetkiklarde, lokanta ve frenk üslubunu asil Türk örflcıine; kalarak muhtelif yerierinden yaralan dükkândan blr nümeratör aşılmış, buÜsküdarda Zeyneb Kâmıi doğumeviönlemeğe imkân bulamıyorlar. Halsinden kundurasının bağına kadar, ren mekteblerde, yemeklerds her şahsa bir miislün Türk harsına tercih etmasiJi.r nu 32 liraya satmıştır. mış. tedavi altına ahnmıştır. nin müştemilâtından olan dört odalı buki o parçalann önce yaktıklan gârenk sütten mamulâtla örtünmüş gü ekmeğin dörtte bir parçası verildiği ve Bu gibi «yarım Türkler» bizce eValçamaşırhaneden yangın çıkmış ve bu yerler tanınmış tabirile ancak <cizeller göreceğimize şüphe yoktur. Dün bu parçanın hepsi yenmediğinden bir liyet unsurlarından, hatta düşman^rıkısım tamamen yandıktan sonra itfaiye rtmlerl kadar> dır. Üzerlerine sıkıyanın, bugünkü keşmekeşten kurtulup kısmmın atıldığı, bu hareketin ekmek rrızdan daha muzırdır. Onlara hiç bir tarafmdan söndürülrnüştür, lacak az miktar bir su bunları ziyan süt liman olmasına bağlı bulunan bu sariiyatına müessir olduğu anlaşılmış zaman emniyet edemiyeceğimizi bilirız Evvelki gece sabaha karşı Ortaköyvermiyecek bir hale getirebilir. Fainkılâb, insanlar gibi, hajvan'arm da tır. Bundan sonra gerek mekteblerde Fakat bunlar, içimizde yaşıyan, bizdon deki Musevî sinagonunun üst katınkat mahallelerde birer yangın tuYeni bir muvaffakiyet teşkil edecek olan sütü bozuk olanlarmı tefrika yaraya ve lokantalarda ekmek, dilim halinde olan kimselerdir. dan yangın çıkmıştır. Yangın sinagolumbası bulunmaması tutuşan nokcak bir fayda daha temin edebilecektir. verilecek ve buna mukabil lokantalar Frenk kültürünü, frenk medeniyeün: nun çatı kısmı kâmilen yandıktan sontaların büyüyerek tahribatlarını armuayyen bir ekmek parası alacaklardır H. BİLGİÇ inkâr edecek kadar safdil değilim. Hatra itfaiye tarafından söndürülmüştür. tırmalannda ve yangının muhtelif Cezalandırılan kasablar ta o medeniyetten bir çok şeyleri övnek kollara aynlmasında büyük bir âKasabların son günlerde narka riaye altnamızın elzem olduğu kanaatindeyl.rı, mil oluyor. Binaenaleyh her semtLisans talimatnamesi etmedikleri, eti muayyen nark üzerin Fdkat usulle, metodla ve kendi var'ığıte polis karakollanna tevdi edihazırlandı den on kuruş fazlasma sattıkları arıla mızı kaybetmeden; meselâ Japünların lerek icabmda bekçiler tarafından Nüshası 5 kuruştur. Cesaret... Zafer... Aşk... Ve Kahramanlık timsali kullanılabilecek birer yangın tulumBeden terbiyesi merkez istişare he şılnıış, bu suretle hareket eden sekiz ysptıkları gibi... basmın bulundurulması hususu yanBu mukaddemeyi yazmama sebeb müyetince lisans ve slcü talimatnameleri kasab cezalandırılmıştır. Baş rollerde : gınlara karşı alınacak tedblrlerin refieh burjuvaziye mensub bir ailenin projelerinl hazırlamak üzere kurulmuş 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik Şubeye davet başında gelmeHdir, diyoruz; davetinde şahid olduğum şu hâdisediı: olduğunu evvelce haber verdiğimlz ko750 > 1450 » Altı avlık Evin genc kızile konuşuyordum; terbiÜsküdar Askerlik Şubcsinden: misyon, lisans talimatnamesinl bltir 400 » 800 » Üc avuk Kuleli Askerî Lisesi riyaziye öğret yeli, edebli bir bayandı. Genc yaşım dümiştir. Sicil talimatnamesi üzerinde 150 > Yoktur. Bir aylık menliğinden istifa ederek İstanbula gel şönerek havaiyattan bahsi açtım. Sanhenüz calışılmaktadır. miş olduğunu dilekçesmde bildhen ve dım ki onu son Galatasaray FenerZAFERE DOĞRU UÇAN İNSAN KARTALLARI ikametgâhı belli olmıyan emekii jandar bahçe futbol maçı yahud sinema artistGazetemize eönderilen evrak ve vazılar tâveten : MOO£KET JURNAU (Türkçe Sözlü) ma binbaşı Osman Dorkibin derhal şu lerinden biri alâkadar eder. Pek cahıli nesredilsin edihnesin iade edilmez ve clduğum bu iki mevzuu çarnaçar eşebeye müracaat etmesi. rivaından mes'nlivet kahııl nlıınmaz. Sütten f yün Holandad yunu, yu chwolle namile yapılan süt tabiisine kat kat faik çıktı Halkın cebinden haksız olarak çıkan para Tetkik ve tenkid Sehir haberleri Cemiyet ve inkılâb H Celâleddin Exine I H F M NALINAI | f l C r l MIHINAJ Şarkî Afrikada abeşistanda iki ada halinde kalmış olan İtalyan kuvvetleıinden V'olşefit'teki garni» zonu teslim oldu. 1450 si yerli olmak üzere 3081 kişiden ibaret olan bu garuizoıı, 15 nisandanberi muhasara altında idi; İngilizler gerek buradaki, geıek Gondardaki ma'miud kuvveıleri çevirip sardıktan ve zararsız bir hale getirdikten sonra, İngiliz Somalisiııi istirdad eden, Habeşistanı kurtaran İtalyan Soınalisi ile Eritre müsteralekesini de faizi mürekkeb» hesabile üste alan ordulannı Ortaşarka Mısırın müılafaasına talısis etmişlerdi. H. Bilgiç Odun işinde halktan 50 bin lira fazla para alındığı anlaşıldı Dün yeniden otuz kişi ihtikâr ciîrmile Adüyeye verüdi \ Doğru dcğil mi i? Bu Akşam S A R A Y Sineması Ikinci fevkalâde programına başlıyor 20,000 KAHRANAN PRESTON FOSTER RANDOLPH SGOTT MARGARET LİNDSAY CUMHURİYET Doğru decil mi? S ES SE S Fevkalâde güzel bir Dikkat Tepebaşmda Pek yakında Tepebaşında S E S S E S S E S Fîem duj'ulacak, hem seyredilecektir Tepeb5p""*3 Pek yakında Tepebaşmda S E S SE S Dâhi Reiisör BİTMEMİŞ W I L L Y SENFONİ... F O R S T MASKELİ tarafmdan vücude KADIN... getirilen MAZURKA ve nihayet OPERET Bütün sevircilerini eaşvedecektir. şaheseri sinemasında Katiyyen unuhılmıyacak olan bu zenein ve muhtesem film m Pek yakında ŞARK Dılmiyorum, niçin bu mektubu yazıyorum. Onunla uğraşacak yerde yapacak çok işim var. Hem de öyle bir mektub ki, sana ne göndermek, ne de göstermek ihtimali var. Faka: içimi dökmek, boşaltmak ihtiyacmdaymı. Onun için şu önümdeki beyaz sahifeleri çalakalem dolduracağım. Sen ne hırçm, zünden. lardan apayrı bir insan belîemiştim. ne zalim adamsın. Bir çeyrek evvel beni Beni paylamanın, haşlamanın hari eSon cümle bilhassa bana çok dokungözlerim yaşlı, boğazımd.i hıçkırıklar saslı bir sebebi olsa yanmam. Nejmiş, du Raif. Onu bir türlü unutamıyorum. tıkalı. tek başıma evde bırakıp gittin. ahşverişten biraz geç geimişım. Kapmın Zonklayan beynimin içinde hâlâ ötüp Hem de kapıdan çıkarken kanadı hid önünde genc şair Cemai Mahirle biraz duruyor. «Hepiniz ayni hamurdan!» ne detle «çat!» diye \njrdun, lâfa dalmışım. Kapıdan ıçeri girdiğim demek? Sevilen insan ayni hamurun Bir an koridorda hiç kımıldanmadan zaman hiç tanımadığım asık bir yüz bir parçası olamaz. Nıtek'.m, ben seni olduğum yerde kaldım. Belki dnner ge ve kaba bir insanla karsılaştım. öyle görmüyorum. Sen bana erkeklerin lir, kucaklar, öper, beııden af dilersin, Biliyorsun işim var, diye bağır en güzeli, en kuvveîlisi, en zekisisin diye. dın, o serseri ile uzun uzadıya çançan gibi geliyor. Fakat b e ı ne yapıyorum, Heyhat, onu da yaprnadın. Zavallı edip kahvaltıyı gecikürmenvn ve beni Raif? Demin. senden nefret ettiğimi ben, hemen sedirin üzerine kapandım. geç bırakmanın lüzumu var mıydı? söylüyordum. Şimdi, sevdiğimden bahKimseden çekinmeden, utanmadan doTabü birden afalladım ve sinirlen sediyorum. Öyle ya, seıı. kıskanç, hakya doya ağladım. Raif, utanmıyor mudim. Sakin halimde sana kat'iyyen söy sız, hiddetli, kaba bir adamsın. Lâkin, sun hiç, böyle ılık ve aüneşli bir sonlemeğe cesaret edemiyeceğim bir bahse bunlara rağmen gene ben seni sevibahar gününde beni ağHtmaktan? yorum. Şu anda yanımda olmanı ve dokundum. Biraz sonra güç haile kendime gel Evet, dedim, benim Cemal Ma yumuşak saçlarının divanın yastıkları dim. Başımı kaldırıp ^aşkın saşkın etarasına gömülmesini o kadar isterdim rafıma bakındım ve hafifçe mırıldan hirle biraz fazla konuşmam kabahattir. Fakat geçen akşam Taksim kazinosun ki. Daha ne isterdim, biliyor musun? dım: sa Kâniye ile nasıl dansettiniz. Onu Beni kollarının arasma alıp sıkmanı ve: Ben neredeyim, bana ne oldu? Yavrum, affedersin, seni istemiyehatırlıyor musun? Beni kör mü zanneHayret etme Raif, ikı senelik evlilik haya:ımızda beni ilk defa üzdüğüııe diyorsun? Aptal mı sanıycrsun? Yek rek incittim. Her şey geçti. Artık üşahid oluyorum. Halbuki, bugüne kad&r diğerinize o kadar sokulmuştunuz ki a zülme! deta yanaklarınız birbirine dokımuyorDemeni... Bibnem, bu dakikada sen de öyle mes'uddum ki Raif! Dün akşam getirdiği.ı kmnızı karan du. Karısını kıskanan adamm biraz da öyle mi düşünüyorsun? Beni affetmeğe filler ne canlı ve ne renkli idiler. Yeni böyle şeylere dikkat etmesi lâzımdır!. niyetleniyor musun? Çünkü, ben de arO vakit büsbütün hidde:ltndin. Biraz zu etmiyerek seni kırdım. Bir tatlı söz boyanmış bir genc kız dudağını andırıyorlardı. Bir de gül, şimdi bak, sol sustun ve durdun. Sonra birdenbire ve bir buse ile gönlünü alahrilirken tuttum Kâniyeden bahsettim. Ha'buki o muş, boyunlarmı bükaıüşler. Onlar da parladm: benim gibi mahzun, onlar da benim Ya, şu küçük ihtarım bile gücüne dans meselesinde hiç de sende kabahat gibi harab ve bitkin!. Sade karanfiller gitti değil mi? dedin, hemen lâkırdıyı yoktu. Kâniye, bilirsia, herkese sırnami böyle. Sedirin örtüsu de koyu yeşil değiştirdin. Ah. Siz kadıniîr yok mu şır. Sana da ayni muameleyi yaptı. Akolmaktan çıkmış. Tıpkı tozlu tirşe bir sunuz, hepiniz ayni hamurdansınız. lından, fikrinden böyle bir şey geçirduvarı andırıyor. Niçin? Hep senin yü Halbuki, ben seni büsbütün başka, on mediğin için sen tabiî ehemmiyet ver = Küçük hikâye Gökte ilk buluL. Nuri Refik medin. Evet, Raif ben de diğeıleri gibi mişim. Kıskanç, yalancı, iftiracı. Hakkm varmış. Buna rağmen acaba beni affedscek misin? Yuvamız gene şenlenecek, sedirin örtüsünün rengi tekıar koyulaşacak mı? Pek merak ediyorum. Bunun için tek bir kelime kifayet edecek. Her zamanki tatlı tebesümünle gülerek: Yavrum! Demen!. Raif... Küçük bir kavganm bir insana bu kadar ıstırab vereceğini mümkün değil, tahmin edernezdim. Şu anda o kadar yalnız ve bedbahtım ki, sorma, Raif! Hayatm, renklerin, neşerin senin üzerinde toplandığının ka'.'iyyen farkında değildim. Haydi, biraz dışarı çıkıp dolaşayım. Sanki sokaklar, caddeler, dükkânlar beni teselli mi edecek? Hiç zannetmiyorom. Ah. Bütün cihanı tek şahsın vücudünü şeffaf bir adese farzederek, onun arkasından görmeğe çalışrnak ne fena şeymiş. Lâkin, zannediyorum ki, işte, aşk, bu.. Raif!. *** Telefon çalıyor. Büvük bir hoyecsn ve korku içinde ahizeyi elime alıyorum. Acaba, sen misin? diye. Evet sensin. O küçük siyah alete hiç bir zaman bu kadar büyük ehemmiyet vermemiştim. Yavrum, beni affeî. bilmem neden, bu sabah çok sinirîiydim. Yok yere seni incittim. Istafurullah şekenm, katehatin birazı da bende. Onun için ben de senden af dilerim. Ahizeyi yerine koyduğum zaman gene gözlerime yaş doldu. Fakat bu sefer sevincden ağhyordum. Şimdi kalemim kâğı^ın üzerinde sekerek, sıçrayarak j"ürüyor. Halbuki demin bir kötürüm, bir ali! gibi emikliyor, sürünüyordu. Oh. Baktım, karanfiller birdenbire kızıılaştıiar. Sedirin örtüsü taze bir çayırm yeşilliğme büründü. Evin içi anide ferahladı, şenlendi. Raif. Bu akşam senin en sevdiğin yemekleri yapacağım. İsteısen, bir iki kaheh de bira içeriz. Sedire yanyana birbirimize sokularak otururuz. Sonra beraber kalkar, mektubu rmıtfakta yakarız, olmaz mı?. Ama. istersen. sen bir kere okursun. Ne ise, çok şükür, yuvamızın göğünde be'iren ilk bulut, bizi ıslatmadan, bize hiç bir zarar vermeden, geldi, geçtü. Nuri REFİK Perşembe 10 Ramaz?n Vasatî saat Ezanî saatj 5.58 12.06 Güneş Ogle Ikindi Akşam Yatsı Imsak 12.03 15.21 17,53 19.23 4.19 6.11 9.30 12.00 1.31 j 10.27 ! 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: