CUMHURÎYET Kabahat bizde, hep bizde: msrnlar f dan daima. orlarda | olmıvan şeyleri istiyoruz. Hiç bir giin I kalkıp da bostan daki turplar bu sabah çilek verdi mi demedik. Yahud acaba bu yıl pathcanlardan muz alabilecek miyiz diye düşündüğümüz yok! Halbuki dostlarımızın karşısında böyle miyiz? Tamamen zıddı! Guya onlar da bizim gibi etten ketnıkten değülermiş gibi kendilerinden ciddiyet, akıl, vefa filân gibi bir takım külfetli şeyler bekliyoruz!. Bazı müesseseler karşısmdaki İntizarlarımız da ayni surette gülünc! Netice? Neticesi malum. Yani vaktile Mecellede okuduğumuz gibi cMahrumiyetle muateb olmak» cezası! Peki ama kabahat kimin? Neye bir midyenin küheylân tay olmasıru, maydanozun şiir söylemesini istemedik de tuttuk fikir adamlaruun nezaketten ayrılmamasını, tahsil şubelerinin bir vergiyi kırk kore almağa kalkışmamalarını arzu ettik? Tabiî gafletimizden, takdirsizliğimizden' Fikir adamlarım tahsil şubelerini flîân biltnem ama maydanoz hakkmda bir fikrim var. Şiir bahsinde artık onun lahmet etmesine lüzum kalmadı? Neden? Çünkü baa yeni şairler bu işi daha iyi görüyorler!.. Canım, sözün samimlyetini bozuyorsun! Ciddî şeyler karşısında gü'.ünür mü? Hakikatte gülünmemek lâzun. Ancak görüyorum ki dünyarnn en gülünc işlerine de, insanlarına da bu cciddî. eıfatını gasbedenler arasında rasiamyor! Lâkırdımızı değiştirmiyelim. Hasılı bir çok acımızın, sıkıntımızın ana sebebi kendimiz. Çünkü hem bir taraftan İnsanların goril, şempanze filân torunu oiduğunu iddia ediyoruz, hem de tutup böyle bir kalabalıkta mabudlarm bile malik olamadığı vasıflar arayoruz. Doğrusu tuhaf şey! clçeriye sabık bir hariciyeci girer. Elinde gazete vardır. Herkesi bastıran bir sesle» Aman, aman şu makaleyi dinleyin. Çok enteresan... «Okur». Napolyon'un on yedinci yüzyılda Hindistar.daki savaşı da başka türlü müydü? O vakit demokrasi egemenüğini sağ elinde tutan İspanyol kahraınanları... ilâh... Oturanlardan biri:Ben gerçi edebiyat fakültesindsn mczunum ama mektebden ayrılalı bir kaç sene geçüği için unutmuşum; Napo'.yon on dördüncü Lui'den çok evvel miydi? Bir genc edip Tahminen bizim Fatilı zamam!. Bir gazeteci Yok canım amma ettin. Napolyon daha dünkü adam. Ancak Abdülâziz devri filân!. •Köşede oturan bir ihtiyar söze karış Hakikaten hepinizi ayrı ayn tebrik ederim. Bugünü de, dünü de pek iyi billyorsunuz. Fakat o makaleyi yazan başmuharrir kimse onun ayrıca maşallahı var. Ben bu yükseklikte bir ilmi şimdi ancak yerli ajansın türkçe raiitercimlerinde görüyorum. Doğıusu onlar da fevkalâde şeyler! Artık şüphem kalmadı. Dilimizin istikbali emin! Biz ihtiyarlar gözü arkada gitmiyeceğiz! «Gazete okuyan zatı salonun öbür tarafından bezik masasına çağırırlar. Evvelkiler konuşmağa devam eder: Kendileri söylüyor Yazan: dan Sehir ^ haberleri Harbin umumi kaideleri Neb'uslarımızın r 3 Eylul 1941 Kızılorduya aid tetkikler ; 3 n IHEM NALINA MIHINA Bayram günleri halkı düşünmek lâzımdır alnız Zafer Bayramı gününe değil; bütün bayram günlerinıize aid olan bu umumi şikâyeti, 30 ağustostan birkaç gün sonraya bırakışıra, öyle heyecanlı ve sevincli bir günün tatlı hatırasına tenkid tuz biheri ekmemek içindir. Fakat bu hal her millî bayramda tekerrür ettiği için. yazmaktan kendimi alamıyoruın. Millî bayram günleri, herhangi bir meydanda bilhassa Taksim meydanında bir toplantı ve resmi geçid yapılacak mı, o gün, merasim başlamadan çok evvel bütün yollar kesiliyor; tramvay, otobüs, araba, hatta taksi gibi nakil vasıtalarının meydandan değil, civanndan bile geçmelerine müsaade edılmiyor. İşte size bir iki misal: Geçen sene. bir bayram günü, gene Taksim etrafındaki yollardan bütün umumi nakil vasıtalarının geçmesi menedilmişti. Şişliden Taksime, zorla bulabildiğim bir taksi ile geliyordum. Harbiyenin önünde bir polis yolumuzu kesti; şofbre Valikonağı caddesine sapm, emrini verdi. Hüviyetimi bildirerek Taksim meydanına gitmeğe mecbur olduğumu söyledim. \alnız, bana, müsaade etti; arkadaki diğer otoraobillere, yollarını değiştirtti. Polis Müdürüne vaziyeti anlattım; ertesi Cumhuriyet Bayrammda otomobiller, Taksim meydanının yanına kadar sokuldular ve oradan Talimhane nıahallesinin yollarına saptılar. Halk da rahat etti. Bu bayramda, Büyükdereden otobüsle Şişliye geldim; Taksime kadar gideceğim, diye seviniyordum. Her nedense, daha saat dokuzda, Osmanbeyin önünde yolumuzu kestiler. Otobüs orada kaldı. Tramvaylar da işlemiyordu. Taksiler ise mahdud ve doluydu. Halkı düşünmeden verilmiş olan bu emir neticesinde, 23 Nisan ve 19 Mayıs bayramlaruıda olduğu üzere, Şişliden Taksime kadar, bütün halk gibi yayan yürümek mecburiyetinde kaldım. Dağcılık Kulübünün önüne geldiğim zaman, orada dinlenmck için bir dakika durdum. Burada seyrüseferi tanzime memur iki polis memurıı arasında şöyle bir muhavereye şahid oldum: Artık yolu keselim, otomobilleri sola saptıralım. Bu karar, Şişli istikametindcn gelerek Talimhane mahallesindeki arka yollardan geçip Tarlabaşı caddesini takiben Beyoğluna ve İstanbula giden otomobillerin, Taksim bahçesile Sürpagop mczarlığı arasından Taşkışlaya giden vola sapmalarını istihdaf ediyordu. Bu yol. meseiâ Galatasaraya giden bir otomobili bilmera nereye götürür? Mete caddesinin bir ucu Taksime çıktığı ve orası da merasim münasebetile kapah olduğu için, her halde. o yol bir çıkmazdan farksızdl. İstanbul, umumiyetle büyük caddeleri tek olan bir şehirdir. Bu büyük yollan, merasim günleri, vaktinden evvel ve esaslı surette düşünmeden kesmek, halkı zahmete sokmaktan başka bir şeye yaramaz. İzdihamı önlemek için yolları kapamak, şuradan buradan kimseyi geçirmemek marifet değildir; büâkis Avrupalıların dedikleri gibi, kalabalığı akıtmak, seyrüseferi kolaylaştırmak marifettir. Yoksa, nüfus sayıınl günlerinde olduğu gibi, herkesi evindo tutmak. akla gelen en kolay tedbir gibi görünürse de o zaman, bayram kutlanmış olmaz. halkla teması Yazan: Bidayette Kızıiorduda, genc askeri nazariyeciler yoktu; onun için bir dereceye kadar eskı Çarlık ordusunun harb prensiplerini kabul etmtk mecburiyetinde kaldıiar. Bu ordunun millî müdafaa prensipi, herşeyden evvel mesafe esasma İstinad ediyordu. Düşman, P.us ordusunu kat'î bir hezimete uğratmadan evvel, sonsuz araziyi çiğneyip geçmek mecburiyetinde bırakılacaktı. : (Yani Napolyon a yaptıkları gibi kat'î neüceli muharebeler kabul etmeden memleket dahiline çekilmek tsası kabul edilmişti.) Kızılordunun şefleri, Avrupa askerlik îen ve san'atmı, esaslı surette incelemek mecburiyetinde kaldıiar. Yeni bir sistem kurmak için, daha önceki bütün Pskerlik ve harb nazariyelerinin, tarih boyunca takib ettikleri tekâmül ve mkj'âbı tefkik etmek lâsımdı. Mazınin askerî tecrübesine aid tetkiklerde Çarlık ordusu subayları, birinci derecede bir rol oynamışlardır. Onların mühim mesaisi sayesindedir ki Kızılordurun gonc subayları harb tarihi ile askerlik fen ve sar.'aünın tarihinı derin bir surette öğrenmek imkânını bulmuşlardır. 1929 ser.esine kadar, bütün askerî eserler ve talimatnamelerin pek büyük bir kısmı hep Çarlık subayları tarafından yazümıştır. Fakat, Kızılordunun teşkilâtçılan da, daha ilk günden itibaren, askerlik işlerile esaslı surette meşgu! olmuşlar ve Clausevitz'in fikirlerinden istifade etmişlerdir. Bundan sonra, Askeri Bilgiler Cemiyeti teşkil edilmiş ve 1936 da Ossoaviakirr cemiyetine kalbedilen bu teşekkül, idarecilerin ve halkın askerî bilgilerini geniş mikyasta arttırrmştır. Bu sayede tedricen, Kızılordunun yeni subayîarı yeni bir askerî edebiyat yaratmışlsrdır. Bunlar, harb tarihini tamamiîe orijinal bir şekilde tefsir etmişler, eski mekteb muharrirlerinin eserlerini şiddetle tenkid etmişlerdir. Şimdi Kızılorauda bir çok yeni mekteb mensubu askerî muharrirler ve bunlarm ciddî ve orijinal tetkikleri ve eserleri vardır. Bunların birinden bazı esas fikirier ve prensipleri hulâsa ediyoruz: Hayır efendim! Asıl fevkaJâde adam olur işte! Doğrusu ben öyle erkek görmedim. Hangi bakım I Bilir misin bu bizim Besimin çok mühim bir hususiyeti vardır. Htm diplonıattır, hem de kibirli ve cahil değildir. Sonra biraz lisandan, haylice de halden anlar. Hasılı makul keferedir vesselâm. Fîzemanina... Yaşhca bir hanım, siz Besim Beyin büyük kardeşini tenır mısınız? diye sordu. | Istlyoruz! | Divanyolu süratle bugünkü halinden kurtarılmalıdır Belediye, şehrin birçok yerlerinde olduğu gibi Divanyolunun da asfalta çevrümesine karar verdi. Hiç şüphesiz şehrin en güzel bir semti bu suretle daha şirin ve temiz bir şekil alacaktır. Burada asfaltlama işine takaddüm eden ihzar: ameliyelere birhayli zaman evvel başlandı. Havagazi, elektrik. terkos vesaire gibi caddenin altında bulunan tesisat yayakaldırımlarmm altma almmaktadır. Şimdi İki taraf kaldırımları baştan başa kazılmış, oyulmuş. yer yer çukurlar hasıl olmuş bir vaziyette bulunuyor. Yapılacak işin bir kısmı bitirilmeden diğerine girişildiğinden. hiç biri ikmal edilemiyor. Oralarda yürümeğe ve birçok dükkânlara girip çıkmağa imkân yoktur. Halkın gece ve gündüz çukurlara düşmesi ve bir kazaya uğraması tehlikeleri belirmiştir. Aylardanberi yeraltı tesisatının ikmal edilememesinin sebebini tahkik ettik: Belediyenin bu işi ihale ettiği müteahhid; bütün ameliyenin icrasını beş on amelenin eline bırakmıştır. Bu şekilde elbette oradaki faaliyetin çabuk bitmesi kabil olmaz. Onun için. sakinleri çok kesif o'an bu mıntakada bozulan caddenin bir an evvel geçilmez ha'den kurtarılmasını temin gayesile Belediyenin müteahhidi sür'atle barekete getirmesini efendim? Bir kere hem erkek, hem fena koca değil... Karısma sadık mı yani? Şaşılacak, derecede! Yaaü Hakikaten tuhaf! Snkın yanılmıyasınız!.. Ona karşı karısı nasıl? Bunu sormağa lüzum var mı? Doğrusu zekânıza yakıştıramadtm' Hakkmız var hammefendi... Mutlaka kadmcağız çok bedbahttır. Bir kadınm bilhassa ileri ve entelektüel bir kadırun bedbaht olması için, kocasınm iyi adam olmasmdan daha büyük hangi sebeb düşünülebilir? Çok yazık! Bari zavaılıyı, âşıkları olsun biraz teselli edebiliyor mu? Eğer oradan da ümid yoksa cidden facia! Hanımefendi bir kadın cidden şık ve ileri sayılabiîmek için evlenmeden evvel kaç flört yapmalı, evlendikten sonra kaç tane? Kat'î bir rakam söyliyemiyaceğim. LAkin hayatı biraz anlamağa başlayabıimek için izdivacdan evvel elbette bir kaç tecrübe lâzım. Biz maatteessüf çok kapah devirlerde yetiştik! Ben yalruz kartpostal muaşakası yapabildim! Sahi çok az!. Ama bunda biraz sizin tevazuunuzun da tesiri var sanıyorum. Çünkü siz herşeyde tok gözlüsünüz! İşte ondan dolayı hiç bahtiyar olamadım ya!. Ah hanımefendi, bizim asrımızda bahtiyarlık sözü edilir mi? İnsanlar bizden yüz kat daha sade yaşayabildikleri zaman biîe mes'ud olamamışlar! Şimdiden sonra böyle bir mefhumu biz nasıl düşünürüz? Siz çok değerli, çok dürüst adamsınız ama... Zarif değilim, nazik değilim değil mi? Ancak ben şimdi doğru konuşmağı, parlak söylemeğe çok üstün tutuyorum. Ziıa bakıyorum; bunun ikincisinden pek çok var. Halbuki birincisi günden güne azalıyor! Sizin zihniniz sivri akıllara da pek çıkamıyor galiba? Çok güzel söylediniz. Tamamiîe öyle... Bir kusurum daha var. Kafam sivri akla çıkamadığı gibi gönlüm de yayvan hassasiyete inemiyor. Onun için ömrüm, sıkıntılı bir muvazene buhraru içinde! Faydalı sandığınız bir takım fikirlere pek fazla bağlanmışsmız. Halbuki cihanda oniardan zararh hiç bir şey yok! O sırada hanımla M... beyin arasından gayet edalı ve boyalı bir genc kadın geçer. Hanım onu göstererek: Bakın bu bayan da sizi beğenmiyor! Hakkı var hanımefendi. Çünkü ben genc değilim, güzel değilim, zengin değiiim. O hanımefendi de alelâde bir insandan başka hiç bir şey değiü Şu halde benim nemi beğensin? Sonra şunu da soylememe müsaade edin. Ben bu gibi bayanlarm bazılarından çok aldandım. Sebebi şu: Gerçi kendilerinden beklediğim hiç bir büyüklük yoktu ama, beklemediğim hayli küçüklük vardı. Halbuki karşıma hep bu ikinci şeyler çıkageldi! Kabahat sizde! Demin arkadaşınıza kendiniz demiyor muydunuz? Niçin inssnlardan onların veremiyeceği şeyleri istiyorsunuz? İstemeyin... Tuhaf tuhaf bir takım kelimeler uydurmuşsunuz. Vefa, itidal, tevazu, filân filân... Bunlar ne kelime? VaUahi hanımefendi cevab veremiyeceğim!... Zira malum ya bizm eski gramer altüst oldu. Maarif Vekâleti ise henüz yenisinin projesini mütenassıslara tetkik ettirmekle meşgul! Onun için söylediğiniz lugatlerin şimdi ne kelime oiduğunu bilmiyorum! Fakat bildiğim şu kı bunlar hep modası geçmiş şeyler. Ferace, yaşmak.. çedik, pabuc. nazar boncuğu ve emsali gibi!. Demin acayib acayib teşpihlar yapıyordunuz; bilmem tavşan bıyığından, kuzu kulağından, frenk İnciri yetişir mi? Yahud yengecden, paguryadan dağ kcçisi veya ceylân doğar mı nev'inden abuk sabuk lâkırdılar... Bu hikmetleri biraz da kendi hayaünıza tatbik etsenize! Çok teşekkür ederioı hammefendi, verdiğiniz nasihatten istifade edeceğime şüphe buyurmayın ve emin olun ki badema acur fidanında şam kayısısı aramak şöyle dursun, şayed üzerinden bugün armud topladığımız ağacm yarın ahlat vermediğini görürsen bin teşekkür edeceğim! hakkında bazı maıum mütalealar ileri süıdükten sonra şöyle demektedir: • Demiryollarına karşı hakiki bir tehııke teşkil eden hava hücumları, ihtiyatların ve yeni birliklerin gelmesini ciddî surette ihlâl edebilecek mahiyettedir. îstanbul meb'usları dün de halkla teHarbin başlangıc safhasında hava hümaslarına devam etmişlerdir. Meb'usıar cbmlarından başka, motörlü birlik'erle Eminönü ve Fatih Halkevlerinde halkın tskviye edilmiş çok geniş mikyasta südiieklerini dinlemiçlerdir. Temaslarda vari kullanmak da gözönünde tutulmaVali ve Beıediye Reisi doktor Lutfi Kırlıdır. Süvari, hiçbir zaman tâli ehemmidar da iıazır buiunmuştur. yette vazifelerin ıiası için küçük parçaEminönü Halkevinde lara ajTilmıyarak büyük kütleler haDünkü konuşmalarda bir vatandaş, l:nde kullanılmalıdır. adliye Jcanunlarırıa nazaran beş sene Hava kuvvetleri, düşman arazisine evvcl işlenen bir suçun müruru zamana derinliğine nüfuz ettikten başka süvari uğradığını, halbuki poliste yirmi sene ve motörlü kuvvetlerle de işbhliği yapevvel dahi işlenmiş bir suçun her zaırıan nıalıdıri için bir sabıka teşkll ettiğini ve verüen Harbin hudud muharebeleri safhasınhüsnühal varakasına bu hjiusun da da iki taraf da, bu muharebelere hususî kaydediîdiğini söylemiştir. ve mühim bir mana vermek için, mümBir memur da bareme tâbi memuılakün olduğu kadar fazla kuvvet getirtın herhangi bir zamdan halen istifade nıeğe çahşacaklardır. Bunlar, umurnietmelerine imkân olmadığını, fakat yeile temas muharebeleri olacaktır. %30 nispetindeki hayat pahalıhğı dolaHudud muharebelerinin kat'î bir netiyısile kendilerine bir hayat pahalılığı ceye varabilmesi için, iki taraftan birizammı verilmesine imkân olup olmadınin sayıca üstünlük temin edebilmesi ğını sormuştur. çarttır. Bu devrede, muharebeler, bütün cephe boyunca taarruzî mahiyptte olaFatih Halkevinde cak, bununla beraber, bazı mıntakalarFatih kazasmda Halic Fenerindeki baaa tedafüî manevralarla müterafık buzı mahallelerde çekilen su sıkıntısı üeelunacaktır i'iiıde ehemmiyetle durulmuşur. Kırkçeşme suyunun kesibnesi üzerine bu Hudud muharebelerinde yapüan bir semtteki bazı mahalleler hemen hemen tnarruzun muvaffak olabilmes^nin esaslı tamamen susuz kalmışlardır. Terkos rujarlı, modern teknik vasıtaların azimyunun da bu semtlere henüz getirilmekâr ve ayni zamanda hesablı bir tavzda Her iki taraf yıprandığı takdirde, miş bulunması bu semti çok müşkül vakullanılmasına bağlıdır. Hava kuvvetle cephenin istikrar bulması mümkündür. ziyette bırakmış bulunmaktadır. Dilek ri, sür'atli tanklar, bol motörlü maki O vakit, modern müdafaa vasıtaları gözneli topçu, motörlü birlikler, hütün mü önünde tutulunca, cepheler sabitleşir ve hibleri meb'uslanmızdan bu iş tizehim istikametlere saldırılmalıdır. ıinde bilhassa durulmasını r;ca etraişyapılacak faaliyetler, bir mevzi harbi lerüir. Harbin başlangıc devTesinde ve bil r areketleri halini alır. Bu tevakkuf devMeb'uslarımız, bütün dilekler hakkınhassa hudud muharebeleri safhasmda, rtsinde kumandanlık ve birlikler, baskın sulh zamanmda meçhul kalmış, yeni va yspmağa müsaid şartlar yaratmak için da notlar almışlar ve bunlarla meşgul sılaların ve yeni faaliyet usulleıinin ışrarla y.^ni vasıtalar ve yeni faaliyet uclacaklarını vadetmişlerdir. meydana çıktığı görüiecektir. Daha faz su'ieri aramahdırlar. la inisiyativ, şahsî teşebbüs kabiliyeti Bu fikirleri sırahyan genc nskerî muKarısını 12 yerinden olan, kumanda heyeti daha kavrayışlı harrire göre, Kızılordu, yaratıcı faaliyet bulunan ve bu yeniliklere kar«ı lüzumlu yaraladı göstermek ve yeni şekiller, yeni usuller dan tabiyeyi bulmakta maharet gösteve yeni mücadele yolları bulmak husuKasımpaşada oturan Sabri adlı blrl, ren taraf, bunlardan istifade edecektir. sur.da düşmana nazaran büyükbir üsBu yeni mekteb mensubu muharrir, dün sabah, kansı Makbuleyi kıskanclık Birlikler, mutlaka, talim ve terbiyeloıini tesirile 12 yerinden bıçaklamıştır. Has düşman oıdusunu teşkil eden insanla tashih veya ikmal etmek mecburiyeün tünlük gösterecektir. Kızılordunun sulh zamanındaki talim ve terbiyey, herşeytaneye kaldınlan Makbulenin aldığı rın gayrimütecanis olması üzerinde ıs de kalacaklardır. den önce, inisiyativ ruhunu, tenmiye ve yaralardan ikiei tehlikeli görülmekte rarla duruyor. Ona göre bu tecanüs yokHudud muharebeleri şu aşağıdaki nelağu, Avrupa ordularım Kızı'crdu karterbiye etmeği ve harekâtın inkişafı sıdir. ticelerden birine varır: ' şısında zayıf bir mevkie düşürecekiir. rasında bunlarm mümkün olduğu kadar İthalât tacirlerinîn dilekleri Bu yüzden bu orduları teşkil eden in 1 Kat'î bir zaier: Düşman tamami tesirlerini çoğaltmak için yeni teşkilât Ticaret Vekâleti, ithalât tacirlerinin san malzemesinin askerî meziyetleri git îe tahrib edilir ve harb seri bir neticsye ve tabiye şekillerine u\Tnak kabiliystini bnğlamr. ithalât için verümiş kâr hadlerinin çok tikçe bozulacaktır. kuvvetlendirmeği istihdaf etmelidir. Or2 Daha az kat'î ve daha ez tam bir az oluşundan dolayı ithalât yapılamaBu genc mekteb muharriri, Kızılordu znîer: O zaman, galib gelen laraf, hare du, düşmanın tamamiîe imhası sur.«tile dığı hakkmdaki şikâyetlerini gözönün nun maneviyat bakımından seçme düşharbin neticelendirmesini göieten. seri kâtı daha hızlaştırarak kat'î neticeyi de tutarak, kâr hadlerinin arttırılması man kıt'alarile karşılaşacak'.arını blli aimak üzere daha enerjik bir gayret ve azimkâr bir faaliyet arzusi'.e meşbu için tetkiklere girişmiştir. İlk olarak yorlar. Fakat bunlarm düşman ordulaolmalıdır. Fiat Murakabe bürosunda manifatura rmda çokluk değil, azlık teşkil ettikleri ssrfına çalışır. tacirleri bir toplantı yapmış ve dilekleri ni söylüyorlar. Muharrire göre, düş 3 Müphem ve meşkuk neticeler. Görülüyor ki Kızılordunun genc naKat'î bir zaferin aşikâr deli'.leri şundinlenmiştir. maum teslihatına haddinden fazla kıy1 zariyecileri doğru ve canlı bir şekilde Manifatura ithalât tacirlerine veri met vermek yersizdir. Bunu hesablarken lardu : 1 Düşman birliklerinin manevî düşünmüşlerdir. Kızılordu da umumilen azami kâr haddi yüzde altıdır. Hin düşmanm silâh ve malzemesini yapandistandan getirilen manifaturalara Ml iaria onları kullananiarın şahsî kabili bozgunluğu, gittikçe artan ruhî İnhilâl yetle bu nazariyelerden iiham alan yttişsırda Mısır tacirleri yüzde 40 kâr vejetlerini de gözönünde tutmak lâzımdır. leri, mukavemelin ve manevra kabiliye tirilmiş ve ona göre harbetmekte bu'unmuştur. tinin azalması. rerek almak istemişlerdir. Bir kısım taAskerî harekât sahasının derinliği, 2 Hasım maizemesinin zapt ve tahABİDİN DAVER cirlerin mallanm orada sattıklan da harbin daha ilk günlerinden İtibaren. ögrenilmiştir. Vekâletin ithalât fcârla Iıava ku^etlerinin o sıralarda uçabilrını, İthalât yapmak için Imkân vere dıkleri »zamî mesafelere göre tayin eHaklarmda zabıt tutulan cek bir hadde çıkartacagı anlaşılmak dilmek icab eder. Esasen, bu haıbde Limanlar umum müdürlüğü Dün Eminönü ve Fatih halkevlerinde halkın dilekleri dinlenildi Abidin Daver J ribi, bu malzemenin yıpranması ve ateş kudretinin azalması; Z Ihtiyatlarmm tükenrnesi veya hareketsiz bir haie gelmesi neticesinde düşmanın harekâttaki inisiyativinin, teçebbüs kudretinin zayıilaması. 4 Ve nihayeı düşman arazisinin •iöptı. Hudud muharebelerinde kat'î bir netice almırsa, harbi hizlandırmak ve hemen sonuncu saihasına varmak kabil oiur. Yarım bir nıuvaffakiyet veya muvaffakiyetsizlik hslinde, muharibler, yeni bir safhaya başlamak mecburiyetinde kahrlar ve o zaman, geniş bir manevra ile, mümkün olan faydalı bir sevkulceyş vaziyeti elde etmeğe çalışırlar. KuduU muharebeierinin menfi bir netice vermesi, işi çabuk bitirmek ümidi tahakkuk etmemiş oiduğunu, aylar ve hatta uzun seneler sürecek bir harbin önüne geçilemiyeceğini gösterir. Bu takdirde başkumarıdanlık, iyi düşünüln üş bir karar vermeğe ve her ne oiursa olsun ilk plânım tatbik maksadile istenilen neticelere varamıyacak olan faydasız teşebbüslerden vazgeçmeğe mecburdur. Bu devrede, müdafaa, anzî bir surette ve muvakkaten taarruza tercih edilebilir. Taarruzi harekâtın durması, mecburî olarak devamlı bir cephe kurulmasım mucib olur. Burada, birlik.erin, yeni tanzim edilecek bir plâna tevfikan hareket teşebbüsünü ele almağa müsaid bir şekilde gruplandırılmaları lâzım gelir. nün teşkilât projesi cephe ile cephe gerisini ayıracak bir hat çizmek mümkün bulunmadığı için, harb Şehrimizde bulunan Münakale Vesahası muharib memleketlerln bütün, kili Cevdet Kerim İncedayı dün de Liyshud bütüne yakın arazisi genişliğir.de manlar umum müdürlüğünde meşgul Dün, Fatih Halkevi tarafmdan bina olocaktır. olmuş ve sabahtan saat 15,30 a kadar dahilinde bir dispanser açılmıştır. Bu askerî muharrire göre, her harb kalarak Limanlar umum müdürlüğü Dispanser, ufak mikyasta olmaKa şu üç devreyi geçirecektir: yeni teşkilât projesinin tetkikini ikmal beraber, muhitin ihtiyaclarile yakmdan A Başlangıc devresi: Harbin başm etmiştir. alâkadar olabilecek ve tedricî bir su dan. hudud mıntakasında v^ukua gelecek Limanlar umum müdürlüğünün yeni rette faaliyetini genişletecektir. kafî muharebeler için lüzum'.u ve kâfi teşkilât projesi Deniz Bankm lâğvınkuvvetlerin yığınağı yapılıncıya kadar dan sonra geçen müddet zarfmda elde Dükkânlara asılacak fiat devam eder. edilen tecrübelere göre hazırlanrmştır. listeleri B Hudud muharebeleri devresi: Bu Ayni şekilde Denizyollarınm da teşkiTicaret Vekâletince verilen emir mu devrede iki taraf birbirini en kısa zaman lât projesi hazırlanmış bulunmaktadır. Teşkilâtm tatbik şekli ve vereceği necıbince bü:ün dükkânlara, ticarethane içinde hezimete uğratmağa çahşır. C Harbin ınkışaf devresi: Bu dev ticeler bir sene tecrübeden sonra kalere asılmak üzere Fiat Murakabe kolâyihası halinde Büyük Millet misyonunca fiatları tespit edilen mad rcnin mahiyeti ve devamı üzerinde, hu nun Meclisine verilecektir. delerin listeleri hazırlanrmştır. Bu lisdud muharebelerinin hayli nıühim tesiri teler esnaf cemiyetleri vasıtasile ve Ti olur. Karacaahmedde define! caret müdürlüğü ile İktısad müdürlüğü Sovyet muharriri, harbin başlangıc Dün de bir şahıs Belediyeye müra tarafından bugünden itibaren tevzi e ysni seforberlik ve yığmak devresini dilecektir. Her ticarethane bu sekiz tip mümkün mertebe kısaltmak lüzumu caatle Karacaahmedde define aramak müsaadesi istemiştir. Belediye, kanuni listeden kendi ticaret şubesine aid îi[*] Bundan evvelki yazılar 18 ve 27 hükümlere riayet edilmek şartile müatlan ihtiva eden vitrinine koymağa saade vermiştir. ağustos tarihli sayılarımızda çıkmıştır. mecburdur. Fatih Halkevinde bir dispanser açıldı Kısacık bir zabıt a romanı tadır. fırınlar Her zaman halkı düşünen muhterem Yapüan teftişler neticesinde Kadıköy Vali ve Belediye Reisimizden, önümüzmıntakasında Lokman, Moda, Kara deki bayram günlerinde, Taksime giden göz, Lüks, Yeldeğirmen, Cumhuriyet, yollarda tramvay seferlerinin, merasimBostancı, Kızıltoprak fınnlarile Bey den saatletce e\Tel tatil edibnemesini, kozda Yalı fırınlan, Taksim ve Hasköy otobüslerle otomobillerin meydana yade müteaddid fırınlar hakkında zabıt kın arka sokaklardan muntazaman geçtutulmuştur. Bunların bir kısmı bozuk mesine müsaade edilmesini halkın istiekmek imali, bir kısmı da sıhhat cüz rahati namına rica ederim. danı bulunmıyan amele kullanmakla Bir sikâyet ve bir dilek suçludurlar. Okuyucularımdan cistanbul Hukuk Mekteb kitabları Fakültesi talebesinden Osman Zeki AkMaarif Vekâleti önümüzdekl sene bey. den aldığım bir mektubda, Zafer mekteb kitab ihtiyacını ta.mamile kar BajTamı günü, Taksimde tribünlerin şüıyacak tedbirleri almıştır. Tarih, üstüne asilmış olan bayrağımızın beyaz coğrafya ve okama kitablan tamamiîe ay yıldızımn turuncu ile sarı arasınbastırüdığı gibi diğerlerinin de 25 eyda bir renkte olduğu söylenerek şikâyet ve teessürü bildiriliyor. Eğer o lule kadar tabılan ikmal edilecektir. gün. tribünlerin üstüne hakikaten renkİzmire gidecek maarif leri birbirine karışmış bir bayrak asılmışsa, bir daha böyle bir dikkatsizliğ» müfettişleri meydan vermemek lâzımdır. İlk tedrisat müfettişlerinden 10 kişilik bir kafile İzmir köy enstitülerini ziyaret etmek üzere İzmire gidecektir. içerisinde Raifi bekliyorda. Uzaktan geldiğ'ni göriir görmez hemen karşılamağa koştu: Kuzum, dedi, böyle esrarlı bir şekilde nereye kayboldun.. Meraktan öldüm, akluna bin türlü fena şeyler geldi. Hanımefendi. zatıâliniz sinekkaydı traşlı delikanlı ile hoşça vakit geçirirken bendeniz kışhk mantonuza verilecek parayı tedarikle meşguldüm. Haydi Allahaşkma alayı bırak da nersclfeydin söyle.. Vak't E;ojiyor.. Boşuna çene çalacağımıza soyunup denize girelim!.. VaUahi yalan söylemiyorum Feride. Eğer tahminimde aldanmamış isem.. sana sade manto değil, kışhk elbise, şapka, ayakkabı da çıktı. Şu üç çeyrek zarfmda biliyor musun kaç para kazandım.. Tam beş yüz lira.. Alay ediyorsun.. Billâhi alay etmiyorum.. Yalnız, bundan sonra kat'iyyen benim gazete okumamdan memnuniyetsızlik göstermiyeceksin. Çünkü o sinekkaydı traşlı t e sadüfî ahpabımn Papazyanın mücevher lerini çalan hırsız oiduğunu keşfetmeme başka türlü imkân var mıydı? Ha... Şimdi anlıyorum. St?n onu hırsız diye yakalattırmak için karakola gittin!.. Ama, zannetme ki sade gazete sayesinde onun esrarını keşfettîn.. Ben kendisile ahpab oluo konıismeta başlamasaydım. kıskanclık damarLırın kabarmaz, böyle bir şey de akhna gelmezdi» Raif, yarı ciddî. yarı müstehzî mırıldandı: Doğru cancağızım, kadınlar her zaman haklıdır! Fazıl Ahmed AYKAÇ Kamyon altında kalarak öldü İstanbuldan Küçükçekmeceye bisikletle giden Osman isimli genc, asfalt yolda bir kamyon altında kalarak ağır surette yaralanraıştır. Bir müddet sonra da ölmüştür. Adliye hekimi Hikmet Tümer, cesedin gömülmesine müsaade etmiştir. Tahkikat yapılmaktadır. 16 yasında bir çocuk kayıb şişlide, Ostnanbeyde, apartıman kapıcısı Farukun oğlu 16 yaşmda Kâni, bir kaç gün evvel evinden çıkarak, bir daha eve dönmemiştir. Kayıb genc, her tarafta aranmaktadır. Doğum Yüksek Mühendis Mektebi Mimarî şubesi dcentlerinden ORHAN ARDAnın evvelki akşam bir oğlu dünyaya gelmiştir. Yavruya uzun ömür diler. Ebeveynini tebrik ederiz. İstiyoruzî Tabiî, senin indinde gazete benden daha kı>metli... Kuzum Feride gene saçmalamağa başlama.. Elbette, işine gelmedi. değil mi? Kış yaklaşıyor, herkesin kansı, kızı kürkçü dükkânlarile terzihaneler avasmda mekik dokuyor... Ben, gene ayni mendebur manto ile gezeceğim.. Feride Hanım tam hiddetlenip sesini yükseltmek üzere iken Floryaya gidecek trenin içinde bulundukları kom partımanm bütün oturulacak yerleri bir anda doluverdi Raif, münakaşayı u zatmamak için gözlerini gazeteden ayırdı. Pencereden dışarıya bakmağa başladı. Feridenin yanına sinekkaydı traşlı esmer yüzlü bir delikanlı yerleşmiş, havanın güzelliğinden bahseden bir cümle ile lâkırdı açarak genc kadınla tatlı tatlı konuşmağa koyulmuştu. Her gülüşünde kalın dudaklan aralanıyor, beyaz dişleri meydana çıkıyor, yüzü o dakikada tıpkı bir kurd çehresini andırıyordu. Herkes sıcaktan buram buram terliyerek serinlemek için en küçük bir delikten en hafif bir hava cereyamnm gelmesini beklerken o ellerine geçirdiği kalın domuz derisinden güderi eldivenlerini çıkarmayı aklına bile getirmiyordu. Şimdi sinirlenmek strası Raife gel mişti. Kendi kendine şöyle düşüntiyordu: Hani kıskandığımdan değiî, fakat karımm böyle rastgele heriflerle birdenbire can ciğer samimî oluvermesi kat'iyyen hoşuma gitmiyor!.. Kumkapı, Yenikapı, Samatya... Çocukluğundanberi seyrede ede bıktığı. kale Kadınlar her zaman haklıdır Nuri Reflk duvarlarını, eski ahşab evleri tekrar ve ken sinekkaydı traşlı delikanlı asabi azoraki temaşadan usanc getiren nazarla sabi cebinden bir altm tabaka çıkararak rını yeniden gazetesine döndürtrek sh'ek bir sigara yakmak istemiş, fakat kibriti kaydı traşlı yılışık gencin hareketlerini çaktıktan sonra kendisini çok alâkadar gözden kaçırmamacasına tetkike gi eden hırsızhk tafsilâtın.ı dalmıştı. Körişti. • şedeki ihtiyar kadın telâşlı telâşlı hayOmuzunun üstünden hırsızlama gaze kırdı: teye bakan şişman adam aradığmı bula Evlâdım, dikkat et parmağın yamamış yahud seçememiş olmalı ki niha nacak!.. yet dayanamayıp sordu: Sinekkaydı traşlı delikanlı hemen kib Şu meşhur kuyumcu Papazyanın riti elinden attı ve ihtiyar kadına dönemücevherlerini çalan tutulmuş mu arek teşekkür etti. caba?.. Şişman adam acıyan bir sesle: Bilmiyorum. Yazık, dedi, işaret parmağıruzın uSinekkaydı traşlı delikanlı heyecanîa cu kavrulmuşa benziyor.. Şimdi böyle lâfa karıştı: Papazyanın dükkâmnı soymuşlar deri nerede... Bir daha eşini zor bulursvınuu ha... Birden davrandı: Şişman adam izahat vermeğe kalktı: Aman yahu, diye haykırdı, burası Dünkü gazetelerde vardı okumadınız mı?. Bir çok yüzükler, küpe'er, in Bakırköymüş.. Ben iniyorum, Allaha ısci gerdanlıklardan maada fındık tanesi marladık çocuklar!. Tren Floryaya varıncıya kadar Feride kadar bir de tektaş pırlanta aşırmışlar.. Vay canma, fındık büyüklüğünde ile Sinekkaydı traşlı adam hiç durmadan konuştular, Raif de gazste sahifelerinin pırlanta ha.. Evet ama, zannederim. çaian pek üstünden delikanlıyı folcgrafım çekeryakında yakayı ele verecek.. Çünkü gene cesine göz hapsine almakta devam etti. dünkü gazeteler zabıtamn bazı ip ucları Küçük Çekmeceden bir istasyon evvel ve izler elde ettiğini söylüyorlardı. Hem sinekkaydı traşlı delikanlı ayağa kalktı, de Papazyan, hırsızı ilk keşfcdene beş Eldivenini çıkarmağa lüzum görmeden yüz lira mükâfat vermek vadi'ide bu elini Ferideye uzatıp veda etti. Vagondan lunmuş.. indi. Raif de karısına: Şişman adam hiç durmadan söylenir Ben şimdi geliyorum, sen en dib Kücük gazinoda oturmuş telâş ve 'nerak dfcki plâja git ,orada buluşalun! diyerek arkasmdan fırladı. *** Komiser tereddüdlü bir çehre ile: Peki, adamı tevkif edelim ama, ya böyle bir işle alâkası yoksa.. Sonra mes'ul oluruz.. Hayır komiser bey, sinekkaydı traşlı delikanlımn Papazyanm mücsvherlerini çalan hırsız olduğuna kat'ijyen eminim.. Çünkü bir kere hal ve tavrı insana acaib bir emniyetsizlik veriyor.. Sonra gazetelerde intişar eden zabıta raporunda kaydedildiği veçhile sağ elinin işaret parmağı yok... Trer.de dalgınlıkla kibrit eldivenini tutuşturdu, hem dc o parmağınuı üstündeki kısmı.. Kat'iyyen farkma varmadı. Ayni zamanda eldivenini çıkarmadan karımm elini sıkıp gitmesine ne dersiniz.. Öyle şık giyinmiş, kibarlık, zariflik taslamak isteyen bir adam mecbur olmasa böyle yapar mı idi. hiç... Pekâlâ.. Eğer bu kurnazca keşfiniz doğru çıkarsa Papazyar.ın vsdettiği beş yüzü ahrsınız.. Yok yanıldı iseniz. adam dava edince hem sizi hem de beni mahkeme mahkeme dolaştınr.. Belki de nıahkum eder.. Aksi zuhur ederse ben cezama razıyım!.. Feride, kabine tutmakta acele etmeden Nuri Refik