CUMHURÎYET 10 Ağustos 1941 Sehir haberleri Ingilizf donanmasımn Denizeilik bahisleri (Baştarah 1 inci sahifede; nüz bir ihtimal halinde yaşamakta olup denizden böyle en küçük bir teşebbüs bile yapılmamıştır. Bir bakışta birbirinden ayrı gibi görünen bu iki müdafaa arasında esasl bir irtibat vardır; ikisi de birbirinin inütemmimi olmak vaziyetindedir. Filvaki, Atlantik meydan muharebesi, İngiltereyi ac, ham maddesiz, petrclsuz, ve malzemesiz bırakmağa matuftur. Bu meydan muharebesi Almanlar tarafından kazanıhrsa, arkasından ihrac ye is tilâ teşebbüsü, muhakkak yapılır. İtıgiltereye bir çıkarma veya indırme yapılıp muvaffak olur da İngiltere meydan muharebesi başlarsa, Atlantik meydan muharebesi, adaları müdafaa edenlerin Kanadadan, Amerikadan ve denizaşırı diğer İngiliz topraklarından yardım gdrüp görmemeleri bakımından da gene büyük bir ehemmiyet kesbeder. Şimdi bu mukaddimeden sonra, İngiliz deniz kuvvetlerinin İngiliz adalarına karşı mükellef olduklan bu iki müdafaa vazifesini ayrı ayrı tetkik edebiliriz. Yalnız daha evvel, şu noktaya işaret edelim ki bundan sonra, artık, yalnız deniz kuvvetleri arasında bir »ücadele mevzuu bahis değildir. Bütün kara muharebeleri gibi deniz muharebelerinde de hava kuvvetleri mühim bir rol oynıyacaklardır ve oynamaktadırlar. Bu itibarla deniz muharebeleri dediğimiz zaman Frans'zların aero naval dedikleri, deniz ve hava kuvvetlerinin işbirliğile cereyan eden muharebeleri kasdediyoruz. Bu mühim noktaya balmumu yapıştırdıktan sonra mevzua gelelim. Askeri vaxiyet IHEM NALINA MIHINA Berline Sovyet akını erlin üzerinde İngiliz tayyarcierinden sonra, Sovyet tayjareleri de göründü. Moskovanın resmî harb tebh'ğlerine gö^ re, Kızılordunun bombardıman tayyare. leri, iki gece üstüste Alman devlet mcrkezini bombalamışlardır. Sovyet hava ordusunun Berline yaptığı bu hücumlar, şimdiye kadar neden teahhur etmiştir? 22 haziıandanbcri geçen 47 gün içinde Rus tayyareleri Almanya üzeıinde pek az giirürımüşler, BerUne ise hig gitmemişlerdir. Bu tayyareler, Finlandiyayı. Macaristanı, Rumanyayı, Slo» vakyayı botnbaladıklan halde nefsi AU man topraklan üzerinde, yalınz şarkl Prusjaja rrahdud akınlar yapnuşlardır. Bunun sebebi nedir? Güzide havacı arkadaşırnız Avif Ahıskal elbette bu merakımı/ı tatmin edecektir. Bizim akh> nuza gelen iki ihtimal şunlardır: 1 22 haziran sabahı başlayan Alman basknıı. Sovyet bombardunan tayyare • lerine çok apır zayiat verdirmiştir; 2 Rızıl beva kuvvetleri, bütün gay» rerlerini, kara rauharebelerine iştirak etmek ve yakuı Alman hava ıneydanlarilt Alman ordusunun hemen gcrilerindeki muvasala yollarını bombalamak gaycleri üzcrinde teksif ederek uzak bcmbardunaalara heves etmemişlerdir. Çünkü Berlin gibi hedeflerin bombardı« manı. iki oıdtı arasındaki meydan muharebeleri üzerinde hiç bir tesir husule geıiremezdi, ve bunun için kuvvet dağıtnıak hata olurdu mühim rolü * Ok ıı 1larda Abidin Daver Yazan: " Ikmal ve olgunluk imtihanları İlk mektebler 25 eylulde tedrisata başlıyacak Orta tedrisat müesseseleri ikmal lmtihanlan 25 ağustosta başlıyacak ve 17 eylulde sona erecektir. Lise olgunluk imtihanlarına 18 eylulde başlanacak. 23 eylulde bitirilecektir. Her mekteb idaresi imtihan listelerini süratle ikmal ederek Maarif müdürlüğüne varecektir. Maarif müdürleri de umurnî vazlyeti 23 ağustos akşamına kadar Vekâlete göndermiş bulunacaktır. Veklâet, imtihanlarda bulunmak üzere 12 umuml müfettişi vazifelendirmiş, bunlara lâzım gelen direktifleri vermiştir. Teftiş edecekleri mektebler, kapalı zarflarla kendilerine gönderilmiştir. Diğer taraftan orta mekteblerle liselere talebe kaydına 2ö ağustosta başlanacak, 22 eylul akşamına kadar tamalanacaktır. tstanbul Maarif müdürlüğünde teşekkül eden bir komisyon, ilk mekteblerden orta mekteblere, orta mekteblerden liselere girecek talebelerin mezun olduklan mekteblere göre, hangi mekteblere girebileceğini gösteren bir liste hazırlamış ve Maarif Veklâetine göndermiştir. Vekâlet bu listeyl muvafık bulduğundan, mekteblere dağıtıl mıştır. Orta tedrisat müessesleri için olduğu gibi. ilk mekteblere alınacak talebeler için de mekteblerin bulunduklan semt lere göre haritalar hazırlamıştır. Haritftlar, mekteblere gönderilmi$tir. İlk mekteblere bu sene 933 934 ifamlular kabul edilecektir. t k mektebler tedrisata 25 eylulde başlıyacaktır. Bu teklif meclis tarafmdan kabul edildiğl takdirde mekteblere tebliğ edilecektir. ham maddesiz, petrolsuz ve malzemesiz bırakamıyacağı anlaşılıyor. Demek ki İngiliz donanması birinci vazifesini ifa etmektedir. (Baştarah 1 inci sahifede rebelcrde tamamile mağlub olarak Dün kerkten anavaiana kaçmış olmasma rağ men, ne o vakit teslim olmuş ve ne d < o gündenbeıi haıbetmek arim ve arzu sunu kaybe1mi»tir. Çiinkü İngiltere bi adadır ve çok iıslün bir donanmaya raa liktır. Büyük Britanya aiaları istilâ edilebilir mi? Yazan: Emekli General H. Emir Erhilet ingiltereyi istilâya karşı 'Atlantik meydan muharebeai Bu muharebeye iki taraftan da hemen hemen ayni vasıtalar ve silâhlar iştirak etmektedir: 1 Denizaltı gemileri, 2 Tayyareler, 3 Denizüstü gemileri (zırhlıdan hücumbotuna kadar), 4 Maynler. Bu mücadele harbin başındanberi devam etmektedir. Başlangıcda Alman denizaltı gemileri 6 0 6 5 kadardı; buna mukabil, İngilizlerin yanmda Fransız donanması da harbediycrdu Sonra, Almanlarm kullandıkları deniz ve hava üsleri mahdud ve Şimal denizinin Alman körfezi denilen kısmına munhasırdı. Bu sebeble «Atlantik meydan muharebesi» denilmeğe lâyık ehemmiyette bir mücadele olmuyor ve müttefikler vaziyete hâkim bulunuyorlardı. Fakat sonra iş değişti. Almanya 1940 nisanından itibaren garbda yaptığı muzaffer muharebelerle üç mühim muvaffakiyet elde etti: a Norveçin şimal burnundan Ispanya hududuna kadar bütün kıt'a sahilleri Alman işgaline geçti, buralarda deniz ve hava üsleri tesis edildi b Fransa aman dilemeğe icbar edilerek mahdud Hür Fransız deniz kuvvetleri haric bütün Fransız donanması ortadan çekildi, İngilizler yal nız bırakıldı; c Bu Alman muvaffakiyetlerinden cesaretlenen İtalya harbe girdi ve İtalyan deniz ve hava kuvvetleri de İngiltereye karşı Atlas Okyanusunda, Akdenizde, Kızıldenizde, Hind Okyanusunda mücadeleye başladı. Fakat gimdi son iki denizde İtalyan bayrağı görünmez olmuştur. Bu arada, Alman denizüstü ve bilhassa denizaltı gemilerinin sayısı da çoğaldığından ingiliz donanması, «Atlantik meydan muharebesi» denı'meğe lâyık muazzam bir mücadele yapmak rnecburiyetinde kalmıştır. Bu meydan muharebesi, her gün binlerce ton geminin ziyaile devam etmektedir. Almanlar da batınyor, İngılizler de batınyor. Bu müthiş çatışma, acaba hangi tarafın lehinde ceıeyan ediyor? Her iki tarafuı verdikleri zayiat listeleri arasında büyük farklar vardır. Almanlar, İngilizlerin kabul ettiklerinden bir misli fazla gemi batırdıklannı iddia ediyorlar. Geçenlerde, İngiliz amirallığı, düşmana malumat vermemek için, ticaret gemisi zayiatı listelerini neşretmiyeceğini bildirmiştir. Bu sebeble temmuzdan itibaren bir mukayese yürütmek imkânı da kalnıamıştır. Almanlann temmuz için verdikleri İngüiz zayiatı 408 bin tondan biraz fazl?dır. İngilizler ise temmuzdaki gemi zayiatının 1941 senesinin muhtelif aylarında uğranılan kayıbların tn azı olduğunu söylemekle iktifa etmişlerdir. M. Çörçil de, geçenlerde, Atlantik meydan muharebesinin kazamlmakta olduğunu ve Amerikanın yardımile büsbü tün kazanılacağını söylemiştir. Temmuz aymda, Alman iddialarma göre, İngiliz : ve müttefik gemi zayiatının, diğer ayilara nispetle yarı yarıya azaldığı muhakkaktır. Atlantik meydan muharebesinin bugünkü gidişile İngiltereyi EC. Almanlar, İngiltereyi istilâya teşebbüs ettikleri takdirde, bunu havadan ve denizden yapmağa çalışacaklardır. Böyle bir hareket karşısmda İngiliz donanmasının ismi üstünde anavatan filosunun zayiata ehemmiyet vermiyerek bütün kuvvetlerüe müdshale edeceği tabiidir. Almanlar, havadan indirdikleri veya denizden çıkardıklan kuvvetleri mütemadiyen ıkmal ve irşe mecburiyetindedirler. Alman istilâ ordusunun büyük olması lâzımdır; çünkü İngilterede pek mühim İngiliz kuvvetleri mevcuddur. Büyük bir ordunun ikmal ve iaşesi havadan yapılamaz. Tanklar, kamyonlar, zırhlı otomobiller ve ağır toplar tayyarelerle naklediîemez. Bütün bunlann denizden naklini, ingilizler hava ve deniz kuvvetlerüe men'e çalışacaklardır. ingiliz anavatan filosunun zırhhlan, tayyare gemileri, ağır ve hafif kruvazörleri, hava defi kruvazörleri, muhribleri, denizaltıları, hücumbotlan, büyük küçük bütün karakol gemileri, Almanların nakliye gemilerine, zırhlı dubalanna, araba vapurlarına, feribotlarma, motörlü mavnalarma ve bunları himaye eden harb gemilerine hüctım edeceklerdir. İngiliz av ve bomba tayyarelerinin de bu çetin mücadeleye bütün şiddetlerile iştirak edecekleri tabiidir. Almanlarm, Kale boğazmda mayinler ve diğer vasıtaJarla bir koridor teşkil ederek buradan İngiliz kıyılarına nakliyat yapacakları ve bu koridoru, Fransız sahilinden İngiliz kıyılarına kadar ateş açabilen ağır sahil bataryalannın himaye edecekleri söyleniyor; fakat bu koridorun İngiliz sahillerine yakın olan kısmı da, elbette ingilizlerin hakimiyeti altında buluna Galatasaray lisesinde açılacaktır. Fevkalâde tahkim edilmiş olan cak resim sergisi o kıyılardan harekete geçecek olan inGüzel San'atlar Birliği resim şubesi giliz hücumbotlan, ağır ve yobuz Alman vapurlarına, dubalanna ve mav tarafmdan Galatasaray lisesinde açınalarına, hiç şüphesiz çok müessir hü lacak resim sergisinin 25 inci senei devriyesi münasebetile dün akşam İscumlâr yapacaklardır. tanbul matbuat erkânma bir çay ziİngiliz anavatan filosu, her çeşid harb yafeti verilmiştir. gemileri bakımından Almanlardan saGüzel San'atlar Birliği resim sergisi. yıca çok üstündür. İngiliz denhciterinin yannki pazartesi günü saat 17.30 da maneviyat ve talim ve terbiye bakı Vali Lutfi Kırdann huzurile açıla mından bir derece üstürjüklerini de caktır. kabul etmek lâzımdır. İngiliz donanSereide Şevket Dağ, Hikmet Onat. ması, İngiliz vatanını her hnlde mu Ali Karsan, Sedad Akdik, Sami Yetik vaffakiyetle müdafaa edecektir. gibi tan'nmış ressamlann iki yüzü müABİDlN DAVER tecaviz tablosu teşhir edümektedir. Dookerk'len ricat sırasında olduğu kadaı, İngillere hiç bir zaman tehlike ve tehJide uğraınamiştı. O zaman, Alman lar hunr olsaydı, Dünkerk'ten sayısız kıioük gemi ve kayıklara binerek Bü jük Bıitanyanın, en yakın sahillerine can Rîan bozulnıuş ve dağıimış İngiliz askcrlcrinin t rdından. hatta onlarla beral er, kanalı geçerler ve İngiltereyi istilâ cdebilhlerdi, diye iddia edenler olmuştu. Fakat Alnıanlar, bu hususla sustuiar ve İngiltcvenin o zaman derhal islilu'inm mümkün olup olamıyacağı meselcsini'i tetkik ve hallini tarihe aid sontaki bir iş telâkki ettiler. İngilterenin Almanlar tarafından istilâsı ihtimali geçea yaz sonunda yan Franvanın meğlubiyetini müteakıb bir daha şiddetle bahis mevzuu olmuş ve hatta sonbaharın ve kışın fırtınasız, fakat sısli haftalannda Almanlann İngiltereyi havadan ve denizden istilâ etmeleri Ingilizlerce her vakit mümkün ve muhienıel aıitiedilmişti. Nitekim İngiliz Basvckilı Çorı;il, Büyük Britanyamn Altnjılterenin havaya karşı müdafaa manlar taraf;r>dan bir istilâ teşebbüsüne tertîbatı da mükemmelleştirilmişti ve uğraması tchlikesini daima gözönünde gittikçe mükemmelleştirilmektedir. Bağrutardk adanın müdafaasını durmadan Iı hılunlann bir memleketi havaya kars temin ve takviycye çalışmıştı. müdafaa hususunda fazla işe yaramaFilvaki Dünkerk'ten ricat sırasında dıklan anlasıldıktan sonra İngilterenin ve bunu takib eden günlerde İagiltere hava mitdafaasının başlıca vasıta ve nin kuvvetli bir hareket ordusu kalma unsurlarını »v ve mııharebe uçaklarile dığı gibi İgniliz lıava kuvvetleri Belçika hava müdafaa tüfek ve topları teşkil etIransa muharcbelerinde pek fena bo mistir. Işte İngiltere, Dünkerk'ten sonra zulmuş ve lıırpalanmı? olduklanndan kendi adasım bnylece müdafaaya hazırbunlann DiL\kerk ricatinden sonra geri lanmış ve hu hu^usta elinden geleni kalanları, havadan ve denizden vuku fazlasilp yapmıstır. Girid muharebeleribulacak bir Alman istilasına karşı İn nin verdiği tfcrübelerden azamî istifade giitereyi koru>abilmeleri pek süpheli edilnıi'j ve l;u suretle Büyük Britanya görüiıüyordu Oerci İngilterenin. üstiin müda'aasının bugün en yüksek derecelüğü şüphe pötürmez bir donanması sine çıkarılmiıj olması pek tabiidir. vardı. Fakat bu donanmanın dikine hüBununla beraber İngilterenin istilâ ocum uçaklarından fazlaca müteessir olabiiectği. iki ay evvelki Norveç muhare lunınak tehlikesi, Çörçil'in geçenlerde belenmle tecriibe edilmişti. Bu sebeble dediği gibi. Alman Rus harbinin patlaDiinkerk ricati sıralannda ve yahud ma^ına rağmen dahi, ortadan kalkmış Fransanm teslim olmasını müteakıb Al değildir Çünkü marttanberi başlıyan ve man ordularının İngiltereyi istilâya te nisanla daha soııraki aylarda şiddetini şebbüs ermcmcleri kendileri için telâ artırımş olan Alman mukabil abluka fisi ınürakün olmıyan bir hata ve bir muharebeler! (jani Atlantik muharebefırsaı zıyaı addcdilmişti. Fakat Alman si) hâî\ devam ettiği gibi İngilterenin başkunıandanlığı. bunu böyle telâkki bilhassa tayyare meydanlan. san?yi bölelmiyerek Almanlann o vakit neden İn geleri ve iaşe l'manları gibi ehemmiyetli havadan giltereye taarnız etmemiş olduklannın muhtelif a^kerî tesislerinin sebeblerini taröıin ileride izah edeceğini taarruHarla yıkılmalan faaliyctine de beyan etmekle yetsinmiştir. Bununla be devam olunmaktadır. raber d^nilebilir ki, eğer Almanlar İnirilte'«yi havadan ve denizden muvafHalta bazı tahminlere göre, Almanlann İngiltereyi istilâya tahsis ermiş olduğu InıvveHer ve vasıtalar cenub batı Norveçle şinıaî vc şimal batı Fransa sahillerinde hazır beklemektedir. Fakat bu nevi lahminlcrin mubalâğa ve hayalle karışık olmamalan iddia olunamaz. Hakikat şii.'ur ki Almanlar, Rus harbini 7aferle bilirmeden İngiltereyi istilâya teşebbüs edemezlcr; çünkü heşreyden cvvel İngiltereyi İstilâ isinde ehemmiyetle kullanılacak ve hatta baş rolü oyna>acak olan Alman hava aranadasının büyük kütkleri şimdi Rusyada meşguldürler ve harbin sonuna kadar oıada meşiful kalmak zaruretindedirler. fakivıile istilâya hazır olsaydılar bunu geri bıraknuzlardı. Almanlann İngiltereyi bu yılın ilkbahaıında istilâya teşebbüs etmeleri de boki'amişti. Fakat Dünkerktenberi üç mcvfim geçmis ve İngilizler, adalarmı havadan ve denizden vuku bulnıası melhuz istilâ haıeketlerine karşı korumak irin kâfi derecede sabit ve müteharrik kuv\Ltler tcşkil edebilmişlerdi. Bundan başka ınmamiaııar. sahil müdafaa tertibatı, adanın kıvılarına Manşın ötelerindcn ve yahud N'orveçten gelecek her taarrtızu ve he> asker çıkarma tesebbüsüniı okiın bi'pkmayı hedef edinmiştir Bıınun için Insiherenin sahillerine çepeçcvre tahkimat yapılmış, top yerleştiıilnıiş ve yerli müdafaa askerî kıt'alar tahsis olunmuştur Ayrıca her tarafa sür'atle haıeket edebilen mıntaka ihtiyatları tir. Bu ihtiyatlat moötrlü vasıtalara bindirilmiş piyade kıt'alanndan olduğu gibi yaya kıt'alardan ve yahud zırhlı araba tesekküllcrinden de mürekkebdirler. Bunlarla beraber, İngiliz sahil müdafaa teıtihafımn kesif ve muharebc uçak filclan da vardır. vaki i'lamaıaas'inın scbcbleri bunlardır. Bununla beraber İngiltere, Atlantikte hergün batııılan vapurların üçte birinin bile yerlerine konmadığuu gorerek vaziyetin valıim ve ciddî olduğunu takdir hususunda birlâhza bile tereddüd etmemekte ı e bu hususta kendi sâyile beraber biihassa Birleşik Amerikaıını y?rdımına çok güvenmektedir. Çünku, Birleşik Anıer;kada, İngiltereye sovıına kadar yardım lüzumuna kani olarak ttşriî meclisierdc ekseriyeti elinde tutan zumrenin bb=ır,da ayni zamanda çok kuvvetli bir şahsiyet olan bizzat Keisicumhur Rur. elt vardır. Bu sebeble Birleşik Amerıka. bilhassa Fransanın mağlubiyctindeijberi, en son tedbirlere müıacaat edeıek her türlü harb sanayiini, harh gemisi ve şilep tezgâhlannı büyük ölçvlerde arti'abilmiş ve bu sayede bir tarıftan İngiltereye uçak, top, tüfek, tank vc yiye.pk gondermekle beraber k^ndisi için de büyük birer kara ve haBize kalırsa Berlin bnmbardımanınm \a OK'USU VC ikinci büyük bir donanma böyle bir buçuk aydan fazla gecikmeteşkil ve insasına başlamıştır. sinde hu iki sehebin her ikisi de müessir olmu«tur. Bidayette Sovyet hava kuvGöıülüyor ki eğer Birleşik Amerika vetleri baskma uğrayıp ağır zayiat vernın pek büvük olan maddî ve manevi meselerdi, uzun menzilli bombardunan yardınılan tlmasaydı İngiltere, belki de tayyareleri, Alman Rus hududile Berroktan boyun eğerdi. İşte Birleşik A lin arasındaki ınühim Alman şchirlerirıerikavı korkutan bu ihtimal olduğu nin hepsini hombardıman edebilirlerdi; için ^ arkuvA'etile İngiltereyi ayakta tut hem de bugün Berline yapılan hücummajja çalışıyor. Hatta İngiltereye muh lardan çok daha ağır bir şekilde. Çünkü tac olduğu ber türlü silâh ve malzeme önceleri hudud gcrisindcki Sovyet tayyi parasız ve müddetsiz icar vc iaıe yare meydanlan, Berlin de dahil olnıak surei'e vernek kâfi gelmiyormu? gibi üzere, Alman şehirlerine pek yakın mebnnları bizzat kendi vasıtalarile İngıl safelcrde bulunuyorlardı; meselâ Biyaterepin yakıntarına kadar sevke bile listok'tan Berlin 600 kilometre bile tutçahşıyor. Bunıın için Birleşik Amerika muynrdu. Şimdi ise Sovyet tayyarelerinın Groenland» ve İzlandayı işgal ede nin Berlini H00 kilometre mesafeden rel; buralarc üs)er tesis ettiğini ve hn gelerek bombardıman ettikleri bildirilisuretle İngilteteye gittikçe daha yak yor. Londracian Berlinin 900 kilometre laştığını görutüz. olduçu düşünülürse Berlini ziyaret eden H. E. ERKİLET Rııs tayyarecılerinin İngiliz havacıların. dan daha güç ve daha uzun akınlar yapnıak mecbuıiyctinde kaldıklan anlaşılır. Kanun meselesi Renkleri Kanun meselesi Şehrin yazlık bahçelerinden birinde bir meşhur okuyucu konser verecek... Halk büyük rağbet gösteriyor. Kırk kuruşa bileti... Gişenin önü mahşer! Tabiî böyle bir musiki ziyafetine zabıta müdahale etmez. Bahçeden içeri girenlerin elinden biletini koutrol eden açıkgöz birisi hem biletleri yırtıyor, hem bağırıyor: Baylar, bayanlar. Şanonun yanmda sandalyeler var. Herkes bir tane alsm... Birden fazlasına oturmayın ha] Lâübali bir manzara... Kadın erkek, Ada iskelesinin kapısı açıldığı zaman vapura koştukları gibi koşuşuyor, demir bir ukemle yakaladıktan sonra toz toprak içinde şuna buna çarparak bir yere yerleşiyor. Parayı aldıktan, bileti kestikten sonra bahçe sahibinin halk ile uğraştığı yok. Ne ise, bahçe doluyor, konser saati geliyor. Perde bir türlü açılmaz... Bekliyorlar, bekliyorlar.. Halkta sabırsızlık. Birbirine bakıp pufamalar falan. Aradan yarım saat geçiyor. Hâlâ ses yok. Islık çalanlar: Bu ne rezalet? Verin paramızı gidelim. Geceyarısı oldu, hâlâ konser yok! diye bağırıp çağıranlar oluyor. Nihayet perde aralık edilip bırisi çıkıyor. Süklüm pülüm halile bir hanende olduğu anlaşılan bu adamcağızı bir kaç kişi alkışlıyor. O da başile teşekkür ttikten sonra söze başlıyacak iken önden biri soruyor: Bu ne rezalet yahu! Konser neden başlamıyor? Adam cevab veriyor: Ne yapahm bayım! «lesi. Elden ne gelir? Kanun me Meydan muharebeleri, hâlâ bütün şiddetile devam etmekte olduğuna göre, Firf sevkulceyşı ve tabiyevî sebeblerle Sovyet hava kuvvetlerini kat'i netice alınacak mühim yerlerde kullanmak zanıreti ortadan kalkmış değildir. Buna rağmen, Berlinin bombalanması, ağır bombardıman birliklerinin başka cepheHrden garba getirildiğine, yahud da stoklardan ve fabrikalardan uzun menzilli yeni tayyareler alındığına delâlet cder. Bu tayyarelerden bir kısmının, ordu iie işbirlili yapmak gibi daha doğru Ham kauçuk geliyor bir faaliyet yerine Berlin akınlarına meOrta ve Uzakşarlc memleketlerinden mur edilmesi, Moskovaya yapılan Almuhtelif firmalar hesabına 125 ton man lınva hiirumlanna mukabelede buham kauçuk gelmektedir. lunmak gibi daha ziyade manevi bir Kalkütadan 300 ve Portsaidden 180 gaye takib edilmekte olduğunu gösteriton pamuk ipliğinin memleketimize ge yor. Sovyetler Birliği halklannın sinirtirilmesi için müsaade alınmış ve ip lerini kuvvfctlendirmeği, Alman milletilikler kısmen yola çıkmıştır. nin sinirlerini bozmağı istihdaf eden iki cepheli bir manevî gaye! tstanbula deniz yolile giren kasablık hayvanların miktan günü gününe tesplt edilmekte, klmlerin namına ne kadar hayvan getirildiğinden muntazaman malumat alanmaktadır. Celeblerin, fiatlan artırmak maksadile, bazan yola çıkanlmış olan hayvanların çehre sevkedilmemesl için telgrafla ve diğer vasıtalarla gönderdikleri haberlerin de devamlı surette kontrolu temin edilmistir. Kasablık hayvan müvaredatı Kâfi miktarda çimento var Yazan: BURHAN FELEK karpuz, hıyar turşusu, dondurma, üzüm... Lokanta listesi mi okuyorsun? Hayır liste değil! Kanunî Süleyman efendinin yediklerini söylüyorum. Afiyet olsun.^ Yemiş... Demincek fena Iralde sancılandı. Doktor getirdik... İçeride yatıyor. Kendine gelirse konsere başlıyacak... Ya gelmezse ne olacak? Aradan birisi: O zaman biz başlıyacağız... Gürültüler... Bu sırada şano içerisinden bir çocuk koşarak gelir ve söz söyliyen adama: Baba! Açıldı... Hah] Açılmış efendim! Şimdi başlanz... Alkışlar ve perde kapanır. Üst tarafı olsa da bir olmasa da... Hangi konserde bu kadar şirinlik vardır. Yaz gelince de hevesiniz, derinizi karart maktır. Teninizin rengini, bir Habeş güzelinin derisine yaklaştırdıkça memnun, mes'ud görünür ve ne kadar karanrsanız: Oh ne iyi yandım! diye bahtiyar olursunuz. Biz biçareler de yananz, hatta sizden çok, ama pek çok daha fazla yananz. Lâkin rengimizi sizin gibi dışarı vurma>nz. Siz güneşte yanarak Habeşe benzemiye çalışırken biz ateşe yanarak kül oluruz; lâkin rengimiz kararmaz, sararır. Bu yaz da yanın bakalım! Bir ahpabıma göre bir kadının yanması, bir çeki odun yakmaktan daha pahalıya mal oluyormuş. Siz bu hesabı yaptımz mı? Ne gezer? Tenden, bedenden, senden, benden, yapandan, edenden vakit var mı bu hesablara arkadaş? B. FELEK Haydi artık biraz dışan çıkalım Süha! Şu, son saatlerimizi olsun, didişmeden geçirelim. Bittik ve beni de bitirdin. İşitmiyor rnusun? diyorum. Kalk çıkalım Memlekette kafi miktarda çimento mcvcud olduğundan evvelce çimentoya konulmuş olan müsaade ile tevziat usulü kısmen kaldınlmıştır. Yalnız büyük ve külliyetli çimentoya ihtiyac gösBundan başka, Almanlarm İngiltereyi teren işler için Vilâyet müsaade verefilen havadan ve denizden istilâya te cek, fakat alelftde İşler İçin çimento şebbüs edemlmeleri için yalnız Rusya satanlardan alınabilecektir. harhini değil, asıl Atlantik muharebePaşabahçedeki tecavüz ıini kazanmaları lâzımdır. Çünkü Alhâdisesinin muhakemesi manlar, beş aydanberi devam ettirdikleri bu müfhıs nıuharebeyi kazanmak Bir hafta kadar evvel Paşabahçede sııretüi İngiltere açhktan, silâh ve mü ki kadın ve iki genc erkekten mürekhimmalsızlıktan bitab bırakılamadığı keb bir kafile. kırlarda gezerlerken dört takdirde, orssmtn istilâ edilemiyeceğini kişinln taarruzuna uğramışlardı. herkeslen iyi bilirler. Filvaki birkaç Mütearrızlar Adliyeye teslim edil milyon askerin, yüzlerle ve binleıle miş, birinci Ağırcezada bakılan muha•op, tank ve nçağın müdafaa ettiği İngil kemede maznunlardan Avni tevkif e:ere, dipdin kaldıği müddetçe, istilâ ouna.'.ıaz. Akim kalması ihtimali fazla dilnüş, diğerlerinin muhakemelerinin karar 'an bir istilâ hareketine de Almanja gayrimevkuf olarak devamına nın teşebbüs etmiyeceği aşikârdır. Iste verilmiştir. Çörçil'in her vakit beklediği İngilterenin Muhakeme. şahid celbi için başka bir Alminlar tarafından istilâsının bir türlü güne talik edilmistir. Bir kazino sahibi mahke. meye verildi Beyoğlunda Taşkışla caddesinde Yor gancıbahçesi müsteciri Mateos Tonidisin Belediyece musaddak meşrubat tarifesinin fiat kısmını keserek yerine iki misli zamlı bir tarife eklediği ve sınıfı üçüncü iken yükselterek ikinci sınıf olduğuna dair bir yazı ilâve ettiği anlaşılarak Belediyece mahkemeye veıilmiş ve dükkânı kapatılmıştır. Ekmek fiatlan arttı İstanbul Belediyesinden: Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından ekmeklik ve francalalık unun çuvalına yapılan zam üzerine 10/8/941 sabahından itibaren ekmeğin on üç kuruş va francalanm kilosu 22,5 kuruş olduğu ilân olunur. Sühanın kazancı, ancak yemelerine yetişiyor ve haftada bir gezinmelerine imkân veriyordu. Eğleniş tarzlarile Muallânın giyimi arasında hiç bir münasebet yoktu. Taksimden, TUnele yürümiyen Muallânın varlığı. sanki şu ayakkabüann dillle, Sühaya isyan ediyorlardı. Biz, tarn yirmi beş liraya alrndık. Çorablarımız da şerefimizie mütenasib olmah. Göğsümüzde koruduğumuz o ipek ayaklan biz incitmekten çekinirken, sen ne hakla kaldınmlar üzerinde sürütüyorsun? Bitkin adam yüksek sesle tekrarladı: Evet, ne hakla?. Onun, ayaklanna dikllen gözlerinden düşüncesini anlıyan Muallâ, kalktı, çenesinden tutarak kuru ve ateş gibi yanan gözlerine ıslak bakışlarını diktl ve ölüm haberi verlyormuş gibi, ağır ağır; tane tane söyledi: Bu, böyle devam edemezdi Süha... înan ki, beni en çok öldüren, senln bana bir şey yapamamaktan doğan azabîarın oldu. Benim de bunlardan vazgecmeme imkân yok. Bana, bütüa ömrümce devam edecek, aylar yaşattm... İşte, ben şimdi ona ağhyorum. Genc kadın, güzel kadın, ağhyordu. Göz yaşlarından bir kaç damla Sühanın yüzüne düştü ve geri geri kapıya doğru giderken. masanın başında, gözleri kristalleşmiş bir ölü gibl duran adamdan adeta korktu ve hakikaten bir ölü odasından çıkar gibl sessizce kapıyı açtı ve kapadı. Ölü adam, kapının arkasından onun uzaklaşmasını görüyormuş gibl hıçkırdı: Ağlıyamıyorum; ağlıyamıyorum. fp= KUçUk hikâye Renkleri... «Belli olmaz. «Saçlarının renkleri. «Başmda çelenkleri; cEllerinde çıkın çıkm. «Oya boya denkleri. «Kollarında dizin dizin «Bilezik hevenkleri. Beğendiniz mi bayanlar? Bu yeni moda bir şiirdir ve size ithaf edilmistir. Acizane şiirde yazanz. nesrde. Gönüller ferah olsun yoksa! Bunlar da iş mi? Ama siz diyeceksiniz ki Neden renklerimiz belli değilmiş? Allah aşkına bizbize konuşalım. Hanginiz esmer. hanginiz kumral, hanginiz sarışın, hanginiz kızıl yani kırmızı renkli? Belli midir? Hepiniz usta veya acemi bir berberin boya paleti gibisiniz. Dün kumral bugün kuzgunî siyah, yarın başka renk, öbür gün kmalı saçlarla gezdiğinizi inkâr edemezsiniz ya! Grözlerinizin, yanaklanmzın ve dudakarınızm anadan doğma renşini bizim Hlmemiz şöyle dursun, kendiniz bile unutmuş olmalısınız. Çünkü boyalarınızı temizledıkten sonra yüzünüze kendiniz bile bakmak istemezsiniz. Nerede kaldı Dİzler! Merhum İhsan Tavın cenazesi şehrimize getirildi Büyük Mıllet Meclisi encümenlerinde Içalışırken vefat ettiğini yazdığıraız |Ağn meb'usu İhsan Tavm cenazesi dun ğle trenile Haydarpaşaya getirılmış. tasyonda bir polis müfrezesi resmi elâmı ifa ettikten sonra Sirkeciye geumiş, cenaze namazı ikindi vakti eyazad camiinde eda edildikten sonŞehidliŞe defnedilmiştir. Cenazede IVali ve Belediye reisi Lutfi Kırdarla IParti idare reisi Reşad Mimaroglu ve Partl azalarile merhumun akraba ve :lan. bir asker ve polis müfrezes) bazır bulunmuştur. Masaya abanmış ve pelteleşmiş bir vücudün üstünde zorla duruyormuş gibi ağır ağır hareket eden bir baş. gölgelerle dolu ve mütekallis hareketlerle kırış kmş olmuş genc bir yüz ve ateş gibi yanan bir çift göz, masanın önünde direnmiş olan güzel kadına dofru kalkıyor. Bu ağır kalkış, öyle manalı oluyor ve aıeş dolu gözler genc kadını o kadar yakıyorlar ki, kadın bir adım geri çekiliyor. Ve biraz evvelki mütehakkim sesi yumuşuyor, ölgünleşıyor. Yalvarırım Süha, haydi çıkalım. Ses değil, bir soluk soruyor: Nereye? Kadın da bunu düşünmemişti l^te. Evet, nereye gideceklerdi? Bulamadı ve omuz silkti. Erkek inledi, tekrar başı avuclanna diiştü. Süha, Muallânın avaklarına, Muallâ da onun başına bakıyor ve düştlnüyorlardı. Muallâ, tahlilden 8ciz kaldığı bir sürü düşüncenin altında eziliyor, önündekl başı okşamak mı, tokatlamak mı icab edeceğini kestiremiyor ve gene en kısa yolnn kaçmakta olduğunu kabul edlyordu. Fakat, bu kaçışın, kendisinden ziyade. önünde bir ktilçe kemik gibi yığılan Sühayı ne hale koyacagını. içl sızhyarak düsünmekten de kendini alamıyordu. Birdenbire hayret ettt «Aman yarabbi, daha beş ay ev Izin alamadmızsa, kanunî tedbirleri ikmal edemedinizse ne diye üân ettiniz? Niçin bilet kestiniz. Hayır efendim! İzin aldık. Kanun meselesi dediğim yani kanunî Süleyman... Tarih dersi isterniyoruz. İstemiı'oruz. Adam ısrarla ve alnının lerek: terini si Hayır efendim tarih dersi değil vallahi. Müsaade edin de söyliyeyim. Bırakın da söylesin! Hükumetimiz 1941 beynelmilel Layp Efendim kanunî Süleyman Efendi... Jsig panayırma iştirake karar vermiş O da kim? Bu panayıra aid hazırlıklarla BerKonserde kanun çalan kanunî |lin Türk Ticaret Odası meşgul olmak , Süleyman Efendi birdenbire sancılandı. [Jır. 1 Gündüzün zeytinyağlı dolma, revani. Laypzig panayırma iştirak edeceğiz vel, bir gece içinde bağlandığı adam bu muydu?» Düşünceleri birdenbire senelerin ötesine kaydı. Onu, daha çok kıiçükken, bir doktorla evlendirmişlerdi. Anadolunun en uzak kıyılarmdan bir kasabada bir sene, bir tek odada ve tek başma yaşamıştı. Doktor, onu manasız bir kıskanclığın buhranlarile o kadar kapamıştı ki, bu kapanış, on yedi yaşm bütün hulyalarile onun gözlerini açmış ve güııün blrinde, doktorun, bir köye cürmü meşhuda gitmesini fırsat bilerek vapura atlamış, İstanbula canmı dar atmıştı. Her geçtiği yerde üzerine bir ipek böceği yumuşaklığile yapışan bakışların, arzu ve iştıha ile kıvılcımlanmasını, isterik bir lezzetle benimsemişti. Hâdiseler, kendisini toplamağa ve sukutunu önlemeğe vakit bırakmıyacak kadar hızlı ve cazibeli geçlyorlardı. Bugün, billur kollarını okşıyan bir el, avucuna bir kaç on liralık sıkıştınyor. yann göğsüne tırmanan bir pençe. kombinezonunun danteline bir ellilik iliştlriyordu. Nihayet işte o gece, o ilâhl gece, o cennet gece bütün günahlarının karsısına bir <Meleküssiyane> gibi çıkmıştı Arkadaşı Leylftnın tanıştığı Süha ile dört kişilik bir çrup olarak Boğazın mehtabla yıkanan tertemiz kıyılannda. ağac, çimen, deniz ve yıldızlarla çerçevelenmlş bir tepecikte sabahın bülbül ^ Ağlıyamıyorum! lerile şarkı söylemişlerdi. Muallâ, bu şekilde bir eğleniş tasavvur bile edemezdL İki şışe bira, bir kaç konsene, peynir ve meyvadan ibaret olan sofralarıle, Sühanın kemanı... İşte, Muallâ, böyle bir gecede, bütün günahlarmdan sıynlmış bir melek temlzliği ve içten gelen bir samimiyetle Sühanın omuzuna başını koyarak, bütün mazisine aglamış ve humma içinde fısıldamışti: Süha, beni hiç tanımadığım bir dünyada yaşattın. Ne olur, bırakma artık... Hasret olduğum şeyi bulduğuma inan. Muallâ, inler gibi oldu ve kımıldandı. Bu kımıldanış, sanki onun kafasmda yenilenen bu âlemi olduğu gibi SUhanın dimağma aksettirdi ve genc adam genc kadmm düşüncelerini, mezardan geliyormuş gibi ürperti veren bir sesle tamamladi: Evet Muallâ, «hasret olduğun şeyi bulduğuna» beni tam beş ay inandırrlm. Hakikatte değil, hayalde yaşadık biz. Sustu ve Muallânın ayaklarında kalan gözlerinin yerlerinden fırlamasını istedi. Kendisine bu şür ve füsunla dolu hayatı beş ay sonra kaybettiren bu ayakkabılardı işt» .. Pakir Sühanm oda?ı ve küçük karyolası. onlann bir tek ruh kesilen vücudlerini, ancak, beş ay koynunda besliyebilmlştl. Sadi Günel =J i