3 Terorouz CUMHURİYET SÖN vell'i âeğiştirmeğe lüzum £armiiş v,e anu Hindistaua göndererek Hindistandaki haşkumandajuru Ortaşarka getirmiştir. General Wavell, bn sene içind talihin en müstesna iUifatma nail ola rak şimalî Afrikada kazandığı mnvaf fakiyetlerle ve İtalyan ordtssunu aüip süpiirerek Biogaziyi işgal etmeöe dün (ramn her tarafında günün en cok a ırüan ve ber adunı merak ve heyecanla iakib olıınan en mühim şahsiyeti ol mnştu. Bn kadar büyük bir «nuvaffaki çetten ve bn mnvaffakiyetle mütenasib «eniş bir şöhretten sonra talibin bıı adama karşı küsmesi beklenmiyar, bllâkis onun hütün Ortaşarkta zaferden *aie»e k«çma»ı amttlayordu. Fakat General VVavell çok jjeçmeden harb talihinin dönmesile karşılaştı ve yıldırun süratile kazandıgi muvaffakiyet ve ş.öhrctin yıldınm süratile sönmege yüztuttngnnu fördü. İbtimal ki, General Waven"in ordosuna dokunubnamış ve Yunanistana yardım için daha başka kaynak'.ar bu^ Innınuş olsaydı, yahud Yunanistan seîerine iştirake karar verilmeseydi, General TV'avell de kazandı&ı zaferi idame eder, ve Almanlann Trablusgarba oık«nış olmalanna raftnen hiç olmazsa Siranikayı elde lular ve bu vaziyeti idameye muvaffak olucdu. Fakat General Wavell. ordusnnun bir kısmmı Habeşistana göndermiş oldujhı gibi, bir kısmını da Yunanistana yollamış, bumın neticesi ola rak Trablusgarbdaki İtalyan kuvvetlerinin bakiyesinl takviye eden Almanlann ileri hareketi karşısında gerîlemeğe meebur olmustur. Ve bn sayede Almanlar Mısır hududlanna kadar ileri!eme£e, hatta Mısır hududunu bir miktar Reçmeje Imkân bulmnşlar, diter tanrttan Yunanistan ve Girid seferlerînin mııvsffakiyetsMİlkle BeticeJenmesi de Mısır için ayn bir tehlike teşkil etmişür. Geçenlerde General TOavelI'in knvvetleri Alroanları ve İtaryan'arı H ı v fandmtnndan söküp aimak ioin bir teşebbüste tulnnmuş, fakat bu tesebbüs de muvaffakiyetstaUkle »»tioelenmis. ve bn da General Wavell'in harb talihinl tekrar Ichine çevirme*e kolay kolay imkân bulamıyacpjını göstermiştir. Bn hâdiseyi tak:b eden Suriye seferi de Gereral Wavell'in hesabına bir mnvaffakiyet sayılmamış ve bu seferin siirüncemede kalması ve adeta miizminleşmesi, her halde General Wavell'in kaıandı&ı nüfuz ve itibar üzerinde çok derin bir tesir yapmujtır. Nihayet General TVavell'in Mısırdan Hindistana nakledümesüe karşılaşıyornz. İngiltere hnkumeti Ortaşark cepheleri Baskumandanlı&ınm yalnıı askeri harekâila defil, ayni zamanda bir çok r.yasî ve sivil faaliyetlerle meşgul OHBfc>mu nazan dikkate alarak Ortaşark kumandanlığı ne«dinde harb kabinesinin mümessM olacak ve bn siyasi işleri «ernbde edecek bir nsnn tayine Jıarar vermiştir. Bnnnn sebebi, Ortaşark kuriandanlıjının yalnız Mısır ve Libya ile defU. Habeşistan, SomaU. Füistin ve Suriye ile ve bütün bu havalideki siyasî vaziyetle alâkadar olması ve bnna göre iedbirler almak ve icraatta buİBnmak mecburiyetinde bnlnnmasıdır. Şimdiye' kadar hn vazife bizzat başknmandanlık tarafuıdan denıhde olnranakta ^e bu da başkumandanlığın vazifeierini a*auji dere.cede genişletmefcte idi. İngiltere hükumeti. siyasî vazifeleri harb kabinesini temsil eden salâhiyetli bir şahsijete vermekle başknmandanh*m yalrt» askerî işlerle meşgul olmasını temin etmiştir. General vVavell'hı hnlefi bn kolay l.'daraan istifade ederek Ortasarfcta fa»Vıvete geçccek ve bn eenhenin haiz »1Pv.Svı krymetle mütenasib bir faaliyet r şterme&e çalışacaktır. U Ortaşarkta mühim Cumlıur Reisimiz; kabotaj bayramı münadeğişiklikler sebetile gönderilen tebrik teîgraflarına O ngiltereden aJınan haberlere II İngittere hükumeti Ortagark cepiltifatlarla mukabeîe buyurdular hesi Başkunandam Genecal \VaAnkara 2 (a.a.) Riyaseticumhur rammm on altıncı yıldönümünü tes'id Umumî Kâtibliğinden: ettiğimiz gu anda Münakalât Vekâleti Kabotaj hakkının Türk bayrağuıa ailesinin ve Türk derüzcilerinin sonsuz geçtiği günün 16 ncı yıldönümü müna tazim ve minnetlerini ve sarsılmaz bağsebetile yurdun her tarafuıdan aldlk lıüklarmı anetmekle mes'udum. ları tebriklerden mütehassis olan ReMünakalât Velsüi isicumhur Millî Şefimiz ismet İnönü Cevdet Kerim İncedayı teşekkürlerile karşılık tebriklerinin lbMillî Sefimizm cevabı lâğına Anadolu Ajansmı tavsit etmiştir. Cevdet Kerim İnoedayı Münakalât Vekîlinin Cumhur ReiMünakalât VekiH simize «ektiği tazim teltrrafı İsfanbnl Denizciler bayramınm on altıncı yılDenizciler bayrarm vesilesile bildirdönümü münasebetile Münakalât Vekili Cevdet Kerim İncedayı, Reisicum diğiniz asü duygulardan ,dolayı size ve hi'r Milli Şef İsmet İnönüne şu tebrik terasil ettiğiniz Vekâlet ailesile Türk denizcüerine teşekkür ve tebriklerimi ve tazim telgrafını çekmiştir: sunarım. BHllî Şef ve Cnmhur Reisi İsmet İsmet İnönü lnönünün Yuksek Katına Münakalât Vekili Cevdet Kerim İnGarb cephesinde muzaffer ordulannızla kurtardığınız, "Lozan sulhu İle kur cedayı, Büyuk Millet Meclisi reisi Abduğunuz yeni Türkiyede, tedbir, kuvvet dülhalik üenda, .Başvekü Dr. Refik ve temkinin bahşettiği saadet ve inti Saydam ve Parti Genel Sekreteri Dr. bah içinde Türk sularında kabotajı Pikri Tüzere bu münasebetle tazim ve Türk bayrağına ve "Türk çocuguna hak tebrik •telgrafları çekmiş ve oevablar alolarak kazandırdıgımz denizciler bay nııştır. ırımınmııuılllllllillllllllllllllllUllllilllllllllllllllllUnilllllUUIuıiMKiumK Millî Şelin teşekkürieri Avrupaedebiyatı ve biz Dostum, kıymetli edib ve mütefekkir İsmail Habibin uzun bir tetebbu semeresi iki oildlik Avrupa edebiyatı ve üz» eseri önürnde dmuyor. üeıhangi bir sahifesüü açsam, bühassa şark teekkür ve harsına dair olanlar, müeUifin derin ihnini ve seyyal üslubunu tespit eden birer nümune. Bu büyük eseri okuyup hazmetmek "° tenkidıni yapabilmek için daha doğrusu methiyesiniuzun zaman lâzım. Bu noktadan «Avrupa edebiyatı ve biz» den .etraflıca 'bahsetmeği diğer bir yazıma bırakarak, şimdilik dikkat nazarımı çeken, kültürümüzü yakından alâkadar sdsn bir .dava üzerinde duracağım. «Avrupa edebiyatı ve biz» in esas mevzuu garb ve şarktan Türkiyeye gelen kültür ve tefekkür hareketlerini ve dilimize tercüme edilen eserleri telhis ve tetkiktir. Bunların arasında hayretle şuna şahid oldum. Garbdan aldığırruzm büyük ekseriyetini Fransız hafsı ve edebiyatı teşkil ediyor. Hatta o kadar ki, Fransız fikir emtiası yeryüzünde mevcud olmasaymış, acaba Avrupadan biz ne alacakmışız diye insanı düşündürüyor. Tetkik ve tenkid «Kıl» a verdiğhmz eîıemrniyet! ki .temin edeiim Jd; anadan doğma tıraşlı yani kösedeğildim... GencUğimde tükrükliye tükriikliye büktüğümuz bıyıkJarı bir umumî cereyana kamlarakkestikten yirmi sene sonra tekrar, fakat meslekî bir itiyada uyarak biraz daha ihtiyatla uzatttğunız raman eş dost arasmda dedikoduj u mucib olduydu. Kimisi ihtiyarladığımı, kimi gencleştiğimi fakat hepsi muhakkak şemailce değişmiş olduğumu söylenıiştiler. Eena bir şey değiîdi. İnsanların arasıra karıaat. meşreb değistirmesi bunu yapamıyanlar için de hiç olmazsa şemail değislkliği temcnni edilir birşeydi. Çünkü malumu zaraiet: Her yenide bir tad vardır, diye bir arabca darbımesel söylenir. Bir bıylk yüıünden eşin dostun hakkımda gösterdikleri alâkadan mütebassis olduğumu bunlardan bir aşinanta açtığım zaman: Yok a gözüm! TCendi kendine gelin güvey olma! O alâka sana değil kıladır. Anlıyamadım! Anlaşılmıyacak birşey yok! Bizde küa karşı bir büyük rağbet ve hürmet vardır. O yamtz Sukalı Şerifc karşıdır. Evet! Sakalı ^erife karşı olan hürmetimiz dinîdir. Önu demiyorum; fakat alelumum kıla kaısı şuurumuz altında bir alâka vardır ki; 'hemen her hareketimiıde, her sözümüzde kendini ^österir... Bak nasıl! Meselâ hirseyi inceden inceye tetkik den adama «kılı kırk jararU dcriz. Bu jir.. Yazan: ^IT.^^«»««•« Ceîaleddin Exine Geçen ınakaiemde .edebiyatırnızın garbdan aldığı örneklerden lâyıkile müstefid olamadlğını yazmıştım. Bunun sebehlerini araştıracak olursak, yalnız Fransızlara temayülümüzün esas olduğunu takdir ederiz. Fransız romanmın bize verebileceği şehevî psikolocia tahlilleri, hele bugünkü ferd ve cemiyet rabıtalatıru sevkeden nazariyeler arasmda şüphesiz ki müspet bir verimdir. Fakat müteroadiyen de Gide yahud Maurois'nın şehevî tahlillerini tlünya edebiyatının nümuneleridir sanmak bilmem ne kadara Jffldar doğru bir görüştür. Edebiyatla fazla meşgul ohnıyan mür nev\ erlerimiz bile Fransanın çok az tanınmış bir muharririni okudukları halde. diğer edebiyatlara tamamile lâkayd kalmışlardrr. Yeni bir teknik, görüş ve tasvir tarzile Avrupa ve Amerika edebiyat âlimlerini hayret içinde bırakan, eserleri yeryüzündeki medenî dillerin hepsine tercüme edilen Alman romancısı Wasser mann, Ingüİz Huıdey ve Amerikaiı Sinclair Lewis'in lisanımıza tercümeleri ber taraf, fransuca tercümeleri bile acaba kaç münevverımlz tarafından okunmuştur? Sonra kitabları Avrupanın şimendifer istasyonlarmda ve vapur İskelelerinde satılan dördüncıi sınıf bir Fransız muharrirınin eserlerin•den başka, hususî hayatiie de alâkadanz. İşin acı tarafı, Maarif Vekâletinin tercüme heyeti, mütercimıerimiz, nâsirlerimiz ddhi yüzde doksan niapetile yalnız Fransız edebiyatından teıcümeleri tercih etrnektedirler. Garbdan türkçeye çevrilecek eser diyinoe hemen aklımıza Fransa geliyor. Bn inae noktalarına kadar, hatta bir çok münevverimizin bir Parisliden daha iyi bildiklerj Fransız •edebiyatınm yanmda, kül halinde bile olsa, diğer dünya edebiyatlarjnda olan bitenden haberdar bile değiliz. İsmail Habibin «Avrupa .edebiyatı ve biz» eserini okurken şunu düşündüm: Acaba müellif kitabına «Fransu edebiyatı ve biz» deseydi daha doğru olmaz mıydı? Celâkddin EZİNE Habeşistauda yeoi Suriyeye esirler alındı Esîrler arasında iki General Catroux Surîye Başvekiline bir general? 240 mektub gönderdi zabit var Kahire 2 (a.a.) OrtaşarJc İngiliz kuvvetleri umumî karargâhı laraiından dün neşredilen tebliğ: Ubyada tş'ara değer bir hâdise olmamıştır. Habeşistanda: 27 haziarnda. Ghim bi'nin işgali esnasında General Bertello, General Cam ve General İsti ile 245 subay ve 1941 İtalyan ve 841 de yerli asker İngiliz kuvvetleri tarafından esir edilmiştir. İğtinam edilen malzeme araiinda 6 sahra topu vardu*. Ortaşarkta düşörüien tayyaaeler Londra 2 (a.a.) İngiliz Hava Nezareti istihbarat bürosunun bildirdiğine göre, bu senenin ilk altı ayı içinde İmparatorluk hava kuvvetleri Ortaşarkta yerde ve havada 1453 düşman tayjraresi İmha etmişlerdir. Haziranda 210 düşman tayyaresi düçürülmüştür. Bunlardan 55 i Suriye hsrekâtı esnasında düşürülen Vişi hükumeti kuvvetlerine meosubdur. İtalyan tebliği Homa (a.a.) r İtalyan ordulan umumî karargâhınm 392 numaralı tehliği: Şimalî Afrikada Sollum cephesinde topçu faaliyeti kaydedilmiçür. Alman ve İtalyan tayyareleri Tobruk istihkâmlarını ve tesisaöm bombardımana devam etmişler ve limanda bulunan bir kaç gemiye isabetler kaydetmişler dir. Dünkü tebliğde zlkredilen Bardianm şimalinde düşman gemilerine karşı yapıian hava taarruzlan netrcesinde mütevali hücumlarla iki muhrib hasara uğratıl»ıştır. Bundan başka bu gemileri himayeye teşebbüs eden üç av tayyaresi düşürülmüştür. Şarkî Afrikada düşmanm Debra Ta • bor'a yaptığı yeni hir taarruz kahraman kıt'alarımız tarafından müştür. geri püskürtül Rurvek, fngiliz mîlletine hitab edecek Londra 2 (a.a.) Burada öğrenildiğine göre, Ruzvelt, 4 temmuzda İngiliz milletine hitaben radyoda bir nutuk söjliyecektir. etme^e baktıklan gibi Çnnking hükumeti de, yani ÇanKayŞek'in idaresindeki mllli Çin hükumeti de Mihver devletlerile siyasî münasebetlerini kesmiştir. Çin mflliyetçileri, bu şekilde hareket etmekle, Japonyayı hoşnud etmek mukabilinde bütün Çin milletini inkâr eden Mihveri protesto etmiş oluyorlar. Dün, TTzakşarktaki vaziyetten bahsederken Avrıyıada daha haşka devletlerin Mihveri takib edece|ine işaret etmiştik. Nitekim bugünkü haberiere çöre tspanya hükumeti de Nankin faükumetini tammafa karar vermiştir. Japonyanın da tereddüd göstermesine ragmen vaziyetini taarih eâeceği zaman her halde uzak değilflir. Japonya hükumeti Japon tmparatorcnnn iştirakile Rns ftlman harbine kar&ı ittihaz edeeeği hattı hareketi kararlaştıran bir tophıntı yapmışsa da Saponya Hariciye Nazın Matsnoka'nın içtimaı müteakıb vuku bulan beyanatından verüen karann mahiyeti anlaB'amamıştır ve bn karann malıiyeti anlaşılamadığı için Almanya, İtalya ve Sivyetler Birllginin Tokyodaki sefirleri, PTatsuoka ile aynca görüşmeğe lüzum göonüşlerdir. Matsuoka'nın beyanatından büttin anlaşılan, Japonyamn va«iyeti sıkı bir alâfca İle takib ederek nyotuk davranacagından ibarettir. Japonyanın henüz karar vermedigi hu sırada Mihver devletleri Nankin hütannnakla Janonyayı hoşnud Bazılan, hafokanlarım yeniyorlar; dişlerini gösteriyorlardı: Kayıdlara geçirtti.. Çalgılar ge•tirtip düğün de yaptırtacaktır elbette. Güvey Masallah, boylu poslu. Remziye kız, onun yanmda yanguı kulesine fener asılmış gibi kalacak.. . Bunlara benzer benzemez sözler, ta rizler, mahallenin haTasını zehirleyordu. Remziye, bir şey öğrenmişti. Bes çıkprmadığı ve lâkayd kaldığı için üzülmüyor, mahalleli küplere biniyordu. F.vdekiler, gülmeğe, eğlenmeğe başlamıştı, bir ses duyunca, birbirlerine kaşla gözle işaret ediyorlardı: Zelihanın bağırmaktan sesi kısılmış! Huriye, hırsını alamıyacak, bayılacak galiba? Sırım karıdır o! Bir şeycik olmaz. Fikrinin canı sıkılıyordu; o geçerken, çeneerelerden, işiteceği tarzda fısıl flaşıyorlardı: Damad bey geçiyor... Nazar değmesin masallah. Ayol, mahallede kayid var. Bugüne bugün damadımız sayıhr. Hoşt eUn haytası, neden damadımız oluyormuş? Ömer Rıza Tanzimat, «Gülhane HatU» jle Vıze Avrupanın kapılannı açtı. Fakat ne açış! Sanki A\Tupa yalnız Fransa imiş gi bi fikir, san'at, müspet ilimler ne varsa, hepsini oradan almışız. Yalnız ilim, fikir, san'at ve edebiyat sahalarmda değil, uhudu atikadan istifade ederek iktısadî hareketlerimize de nüfuz eden Fransa, malî ve mülki idare sistemimizde de başhca rolü oynamağa başlamış. Bu suretle maddî ve manevî iki tazyik arasında kalan içtimal hayatırnızın yapma ve mukallid tarafı da Fransız usül ve örflerini benimsemiş ve bühassa diLondra 2 (a.a.) Hür Fransız kuvlini konuşmakla Türk cemiyetinin garb. Vaşington 2 (a.a.) Hariciye müstevetleri umumî karargâhmm Suriyede hlaştırıldığı yanlış zehabına kapılmış. şarı Sumner 'Welles gazetecilere beya buiunan harb muhabirinin bildirdiğine Edebî cephede, Tanzimattan sonra da natta bulunarak iki Fransız vapurunun göre, Suriye hükumeti General Cat Fransız hayranlığı ..çorab söküğü gibi yakında Amerikadan şimalî Afrikadaki roux'nun Suriye başvekiline gönderdiği Fransız müstemlekelerine hareket edemcktubu neşretmiştir. Bu mektubda gitmiştir. Namık Kemal epey müddet Londrada kaldığı halde, sanki İngiliz ceğini söylemistir. 3 u vapurlar mezkur Suriyenin istiklâline taalluk eden mevmüstemlekelerin şiddetle muhtac ol zulann geçirdiği muhtelif safahattan İlim ve irfanı mevcud değilmiş gibi, Montesquieu ve mütemmimi Fransız dukları bazı maddeleri hamil bulunmakelde edilen neticeler bildirilmektedir. tadır. Diğer taraftan Marsilyadan ayni Muhabire göre, General Catroux mek mütefekkirlerile meşgul olmuş. Jlecaizade Ekrem Bey için şiir demek yalnız günde yola çıkacak olan iki vapur da tubunda karşıhklı ve müsavi haklara Amerikaya gelecektir. istinad eden bir muahede İmza edilece Fransız nazmı ve türkçeye tercüme ettiği mısralar da sade fransızcadan alınWelles, bu yiyecek maddeleri sevkiyağini ve bu muahedede Fransız Suriye işbirliğinin esas ve şartları tayin edile ma. Şinasi Fransada okumuş ve Fransız tının Amerika hükumetlle General Weyceğini beyan etmiştir, Catroux Suriye ideolociasma âşık; bizde yapılmasına gand ve Fas ve Tunus makamları araişaret ettiği yeniliklerin örneğini Eran sında akdolunan anlaşmaya tevükan yanin kanunu esasisini kendi arzusuna gösada görüyor. Daha sonra «Edebiyatı pılacağını beyan etmiştir. re hazırlamak hususunda serbest bıraCedide» zümresinin yüzde doksan gibi Amerika limanlarüe şimalî Afrikadaki kılacağını ve millî menfaatlerini en iyi ağır bir nispeti fikir ve tetaiğini Fran Fransız limanları arasında normal ticaidare edecek kimseleri iş başma geürebisız kültürune borclu; hem öyle gözü rat münasebetlerinin yeniden baslamasılecefini vadetmiştir.. Hür Fransa, bütün bağlı bir halde ki; Ahmed Şuayb gibi nı İstihdaf eden bu anlaşmayı Vişi hüSuriyenin müttefik işgal kuvvetleri ta«Serveti Fünun» edebiyatının mütefek kumeti tasvib etmiş bulunmaktadır. rafından manda rejirninden tahlis edikir geçinen bir zavalhsı «Hayat ve kilir edilmez bu gayeleri müstacelen ta tablar. adh eserinde hayat ve kitabların Welles Pransız makamları verdikleri arantilere riayet ettiği müddetçe bu hakkuk ettirmek arzusundadır. General yalnız Fransada mevcudiyetine kani. Catroux, Suriyeyi, Suriye hükumetinin Tevfik Fikretin, nazrm denince hemen sevkiyatın muntazaman devam edeceğini 20 haziran 1941 tarihicd«ki salâhiyetle aklına avam şairi François Coppee ge ilâve etmiştir. VeTİlen teminata göre rile idare etmesine müsaade edilmesini liyor. Cenab Şehabeddin Fransada oku Birleşik devletlerden ithal edtleeek, m?ddelerin münhasıran Fransız müsistemektedir. Catroux bütün Suriye muş, oraya hayran. temlekelerinde istihlâk edllmesi tcab müttefik kuvvetleri tarafından işgal ediHalid Ziya, İzmirde Fransız mektebin ermektedir. Bu iaşe maddelerinin An»' lir edilmez vazifesinin nihayet buia de tahsiline başlamış, ileride yazacağı rika konsoloslukları memurlarının necağını bildirnüştir. eserlerinin usul ve tekniğini, bazüarmda zareti altmda tevzii de şart kosulmuş İngiliz tebliği ' örf ve âdetterine varmcıya kadar; üçün bulunmaktadır. Kahire 2 (a.a.) İngiliz resmî teb cü cumhuriyet devri "Fransız romancılaliği: rından ahyor. Yalnız Mehmed Raüf, İnSuriye: Şam ve sahil kısımlarında gilterede bulunduğu için biraz İngiliz havası geüriyor. jtalyun, Rus, Alman, mahallî terakkiler kaydedümiştir. Sair mıntakalarda vaziyette değişikHk İspanyol kültüfleri bahis mevzuu bile Ankara 2 (Telefonla) Devlet Kondeğil. Ve bütün Tanzimat» ve «Edebiyoktur. yatı Cedide» bu kadar. Başka? Başka, servatuan bu yıl ilk mezunlarını ver Viji hükumeti, Beynrtta sermayesile maddeten yerleştiği memle rnistir. Yarın saat 16 da Konservatuar tevkrfat yaptı ketimizde Fransa, manen de hâkim; ede salonunda İlk devlet artistlerine msrasımie diplomaları verilecektir. ; Kudüs 2 (a.a.) Vişi makamlarınm biyatile, lisanile, mekteblerile... • Beyrutta bazı mühim şahsiyetleri tev Terfi edemiyen Koca bir inkılâb geçirdiğtmiz halde kif ettikleri öğrenilmiştir. Bu şahsiyetler, son nümayişler .esnasında Vişi kıt bugünkü vaziyeümiz nedir? Fransız kaym akcnnlar alarmın şehirden çekilmesini isteyenler nispeti azaldığı halde, şunu da itiraf etAnkara 2 (Telefonla) 3888 sayılı dır. Mevkuflar arasmda mühim gazete meliyiz ki, gene ayni kültürün tesiri alkanurmn 2 nci maddesine bağh 3 numalerm sahibleri, muharrirler, avukatlar tmda buiunmaktayız. Hem bu sefer üstelik de, sadeleştirdiğimiz türkçeye, ralı oetveHe değişiklik yapan lâyiha, ve eski Lübnan Maarif Nazırı da bu Arab ve Farsça kelimelerin yerine al Meclisin alâkah encümenlerinden geçti. lunmaktadır. dığımız ecnebi kelimeleri bile menşele Lâyiha ile iavmakamların kadro eksikBazı haberiere göre, Vişi kuvvetleri rinde olduğu gibi yahud millİleşüreFek, liği yüzünden yıllarca bir jlerecede kaMerciayun'u tahliye etmeden evvel İnmeselâ ideolocia, dramaturcia diye kul lıp terfi edememelerinin önüne geçil gilizler hesabına çabştıklarmı bahane emekte, jıyni zamanda kayrnakamlıktan derek bir çok kimseleri kurşuna diz lanacağımız, halis fransızcasını, ideoloji, valiüge terfie de yol açılmaktadır. (ideologie), dramatürji (dramaturgie) mişlerdir. Bunlar arasında iki de kadtn diye sarfediyonrz. Fransız fikir ve sanvardır. îngrlterede bir tren kazası at haseketlerinin ehemmiyetini İnkâr Londra 2 (aa.) Bu sabah JSlough edecek kadar safdll değilim. Ben de müMeclise yapılan ieklifler clvarında Plymouth ekspresile bir marAnkara 2 (Telefonla) Seyhan meb tevazı bilgi ve görgümün mühim bir kıs şandiz treni arasında bir çatpışma olusu Sinan Tekelioğlu kazanc verglsi mını Fransaya borcluyum. Fakat Fran muştur. 5 .kişj ölmüş, 5 i agır olmak ükanununun 3 üncü maddesinin 13 üncü sız fikir \e san'at harekefleri kadar e zere de 23 kişi yaraîanmıştır. Bunların fıkrasmı değiştiren bir kanun teklif temmiyctli ve belki de bir çok husus çogunu izinli .deniz erleri teşkil etmeketmiştir. Teklif, İktısad, Bütçe ve Ma larda onlara üstün olan diğer ecnebi tedir. liye Encümenlerinde tetkik olunacaktır. kültür hareketleri de mevcuddur. FelPaderevski'nm cenazesi Kocaeli meb'usu İbrahim Tolon da as sefe, dramaturcia ve klasik nazımda Alkerlik kanununun 3920 numaralı ka man ve İngilizler; romanda Ruslar ve Tîevyork 2 (a.a.) Paderevski'nin nunla değiştirilen 35 İnci maddesinin Amerikalılar; «piece â these» de İsveç cesedi cuma günü Vaşingtondaki PoC fıkrasının tefsiri hususunda bir tak ve Norveçliler ve saire ^ibi... onya büyük elçlliğinde halka teşhir erir vermiş ve bu takrir, Meclisin Milli Bu .edebiyatların, örnek ve ölçü bakım dilecek ve cumartesi günü Arlington Müdaiaa Encümenine havale olunmuş larından Türk edebiyaiında hiç bir rol mezarlığına gömülecek ve harbden tur. oynamadlklarmı Jddia etsek yeri vardır. ronra Polonyaya nakledilecektir. Amerika Şimalî Afrika anlaşîiıası Fraiîsız müsteınl«kc Bir Vaşington habelerme gtda. maddeleri rine gore Stoklıolm gönderilmesi bükura«eti bunların kararlaştı hepsini reddetti Vaşington 2 (a.a.) Vaşingtonun iyi haber alan mahfllleri son gtinlerde Almanya ile İsveç arasmda yapılan ve bir Alman fırkasmm İsveç topraklanndan geçmesine dair bulunan anlaşma hakkmda mütalealar serdetmektedrrler. Bu mahfiller mezkur anlaşmanm azami talebler karşısmda kabul edilen asgarl bir fedakârhk teşktl ettiğini tebarüz ettirmektedirter. Vaşington mahfillerrne göre, "Berlin, İsveç aükumetinden dört §ey istenuştir: 1 7 Alman îırkasırun .rinlandiyaya geçmesi. .2 İsveçle İngiltere arasmda yapılan İsveç hava seferlerinin derhal tatill. 3 isveçtekl bütün İngiliz tebaasınm Stokholmde toplanması. 4 Finlandiya taraîından sipariş edilmiş olan Bofors toplannın Almanyaya verllmesi. fcveç bu tatebleri redüetmiştrr. Almanya, Finîandiya hükumetine müracaat ederek İsveç hUKumeti nezdinde ayni rtaleblerde bulunmasmı istemlştir. Fakat Pinladiya İsveçten yalnız bir Alman fırkasının geçmesine müsaade istemekle iktifa etmiştir. flimanya, netef îstemipriş? Birşeyin ohnasına. bir felâketin ruhuruna pok yaklaşıldığı zaman kıl kaldı, diye ifade ederiz. Bu da iki. Soyliye «öyliye yorulmuş ve sözünii dinletememiş olanlar •dilimde tüy bttii» derler. « u üç. Tanrının mağfiretini celb için «tüyii bttmemis sıbyan hürtnetine» diye dua deriz, bu dört! lıüıumsın: bir aeyi İfade için .«W başa şimşir tarak» dediğimni hep bilifsiniz. bu beş! Sftzünü dinletemiyeııleT sakalun yek 6; sözüm diniensin» söıünde kıla atfe[ilen ehenrmiyet aşikârdır: bu altı! Bir şeye kasem ermek istiyenlerin bıvıklannı gösterip «eğer ben o işi yapına7sam bunlar bana •haram «lsun» dciklerini bllirsiniz; bu yedi! Hiddetli, ritir. asabî adamlar hakkmda burnundan kıl aldırmaz» derler fleSil mi? Bu da; sekiz! Durun! Daha var: İki tarafı Jarmamak meoburiyetinde olanlar «yukarı tükürsem bıyığım. aşağı tükürsem sakabm» uemez tni? Bu da dokuz! Kimseye eyvaltah demiyenlerin «ne ;akala minnet. ne bıyığa. demesi de maıum. Bu da on! Kaş yapayım derken göz çıkarmak da sayllabllirse on bir eder. Lâkin bütün bunların en knvvetlni şudur ki, dirayetin. Tovivotin en hiiyük «Jintnru «zülfü yâra dokunmamak» oMuğuna göre en ntfihim mevTOİan hulâsa etmek için. «zülfüypr» m seeilnıesi kıla verdiğimi* chemmiyetm en parlak delilidtr. Bevlet ilk Uzunköprji B. FELEK fcamıa Ankara 2 (Telefonla) Uzunkönrü Sivilmgratl arasmda Türk toprağı hari•cmdeki ttemiryolu kısımlarmm işletilmesi hakkmdaki kanun lâ^ihası Meclise verildi. ve gemş ieyezanlar Her tarafia mîinakalât "bozuldu, siklon 36 &aat devara etti Bombay 2 (&&.) Bombayla distanm diğer başlıca selurleri arasındaki telgıaf ve telefon mııhaberatı, rauson rüzgârları ve yağan şıddetliyağtruırlar neticesinde inkitaa uğramıştır. DemiryollarUe yapüan münakalât da kezalîk tamameri keailmiştir. Bombay ve mucavir mıntakalarda yagmur ço& tahrrbat yapmıştır. 36 saat devam edea yağmurla beraber müthiş hir siklon frrtması da hüküm sürmüştür. Bombay civannda garbî Glates roıntakasına 38 santimetre yağmur düş müş ve bir demiryol iltisak noktasında hiddetli ieyeaana sebebiyet vermiştir. Bu jıoktadan bir çok istikamete giden demiryolları ayrılraaktadır. Sular iki yerde gedik açmıs ve buralarda münakalât çok bozulmuştur. Bombay garı trenlere binmek için gelen yolcularla dolmuştur. Bir tayin Ankara 2 (Telefonla) Devlet Şurası bkinci smıf müddeiumumilerinden Ali Rıza Göksu, İktısad Vekâleti teftiş heyetinde birinci sınıf müfettişliğe tajiin olundu. İatanbul Seferbarlik roüdürü Vekâlet emrine alındı Arikara 2 (Telefonla) İstanbul Seferberlik müdürü Ekrem Gönen görülen lüzuma binaen Vekâlet emrine ahndı. •Hatay Ziraat Banka&ının tasfiyesi Ankara 2 (Telefonla) Hatay Bfehallî Ziraat Bankasının tasîiyesinde ipotelsli ve müteselsil kefaletli ziraî alacaklann taksitlendirllmesine dair kanun lâylhası İktısad Encürneninde de trörüşüldükten sonra, ummnl heyete «evkölunflu. Esasrarmı evvelce bildirdiğim bu lâyiha ile bu kabil aracakter Bir İspanyol vamıru battı Ziraat Bankasına devrolurunakta ve Madrid 2 (a.a.) Pelipe Crespi islaiz haddi yüzde üçe indirilerek 15 sene mimieki İspanyol vapuru Baroelona • müddetle taksitlendirilmektedir. dan Marsilyaya giderken batmıştır. ma geldikçe ürperiyorum. 3 i r cesaretten ibaretmiş! Bir eesaretten ibaret ama, az da çekmedik. Tîemen unutuvermiyelim. "Hiç unutulur mu? Unutursak ayıb! •Remziye, göğsünü yumrukluyordu: Ah, ben, ne kadar üzüldüm. Fikri, kapıdan çıkarken halecandan baygm lıklar geçirirdim. Leman, ablasraa hak vermekle beraber, gene kendini haklı bularak mah zun gülümsüyorSu: Sen, gündüzleri, fabrikadasm. Ne çektikse, Edibe teyzeyle ikimiz çektik. Ihtivar kadın, başmı salladı: Öyle kızım.. Her gün. yanm saatte, üç çeyrekte bir yüreklerimiz ağzrmıza gelirdi. Fikri, hükmünü verdi: Dua edin. gürıler kısa... Remziye, mubabbetle baktı: Zavellı Fikri... Günler kısa ama, geceler uzun.. Senin ca..'n çıkıyor. Hftjrvr. Nöbetieşe. bir İki saat kestiriyoruz. Batganiiyan dolaşıyar. Yoki sa, ran day»nrru.z! Remziye, «özlerini kapayarak gögüs geçiriyordu: Allah gayret »eriyor. Fikri, t>ir sabai) neş'e içinde eve gelmişti, taşlikta kimse ohnadığı İçin boynuna sarıldı: Paralıyız Reırrziyecrğrm. Gene kız, şaşrrmıştı: Aylığmı mı aldm? Fikri, bir ay. rasıl disini sıktığmı anlatacaktı, fakat, bu, çok uzun sürerüi; kısa kesti: Önce ücretle ahnışlardı. Sonra, beş gardiyan, bana, îısladı: 'Eğer bekleye bilirsen aylıkçı ol. Tekaüd sandığı ikrami\resi vardır. dedi. Remziye, ellerini çrrpıyordu: Bak, Fikriciğim, bizden gizli ne isler yapmış! •Onun çenesini okşuyordu: u h benim sevğilim. Fikri, hemen elini cebine atmıştı; fiemziye: TJur, dedi. Acelen ne? Ve Fikrinin odasına girdiler. Yateğın üzerine oturdular. Fikri, cebindeki parayı battaniyenin üzerine döktü: Ay sonuna doğru, avans almıştım, onu; sonra, tekaüdiyeyi kestiler. Kalan bu» < • <Arkaıa vnr) Fikri, rezalet çıkmasın diye, hep başım önüne eğiyor, duymamazlığa gelip yürüyorduJüahalle çocuklarının arsuUkları, Remziyelerin neş'elerini kaçırmıştı. Yamalı, yırtık gömlekli, kabak kafa, fırça saçlı oğlanlar, bir tasımına getirip, küçük taşlarla evi, bahçeyi taşlamağa başlamışlardı. Bix gün bir büyük taş isabet eder, carnlardan birini kırardı. Kime şikâyet edeceklerdi? Alacakları cevab hazırdı: İlâhi... Çocuklar, oynuyorlar... Çocuklaummn oynamasını da mı yaaak Vallahi bir daha yapmam ağabeyettireceksiniz? ciğim.. Vallahi bir daha yapmam.. . Fikri, bir akşam, sokağa çıktıktan biFikri, çocuğu pis bir şey tutmuş •gibi raz sonra, arkasında, anî bir acı duy ailkeleyip bırakrruştı: du, sendeledi. Ortahk, alaca karanlıktı. Arkadaşlarma söyle.™ Fakat o, İki mahalle çocuğunun köşe Oğlan, az ceza İte kurtulduğuna se dönüp kaçtiklarını görmüştü. Arkala vinmiş, sümüklerini yutarak kekeliyornndan stgirtti ve birini yakaladı: du: Bacağına bakmadan taş atıyorsun Tövbe, ağabeyciğim.. Vallahi, hüöyle mi? Bir tokat atsam geberirsin. lâhi tövbe. Kulağmdan tuttu, çekti: Fikri, döndü, işine gitti. Bir daha yaprnaym... Sen de, arTöahallede, bu, yeni bir dedikodu zekadaşlarınız da.. Eğer babalarımza, ana mıni açmıştı: larınıza güveniyorsanız, bana vız gelir. Çocuklanmızı nasıl dövermiş? Bakroam gözlerinizin yaşma döverim. Dağ başmda mıyız, ayol? TX krran, Oğlan, sümükleri akarak hıçkırıyor; baş kesen; şuna bak! sesi kesilerek yalvarıyordu: Feyziye, anamzdan, babanızdan Bir AŞKÜÇÜRUMÜ rojnan 8 7 j korkmam, demiş. Korkmaz ya! Hem karakala, hem de kendine güveniyor. İzbandud gibi herif! Fakat, bunVarı konuşmakla beraber, düşünmüyor değillerdi: Hanım, bizim çocuklar da afa can... Bizim, ellerinden çekmediğimiz kalmıyar... Yapar, yaparlar.. X>oğru... Allah etmesin, kulağı tozuna, ensesine, olmıyacak bir yerine rastlar. Dövse de, bir tarafını kırsa fe hskh. Biz, arraları iken dayanamayrp, terlikle, sopayla, takunye ile dövüyoruz ayöl. Kulaklarını lyice bükmeli. Başnnız derde girer. Mahmnd Yesari Herifin kafası, gözü yarıhrsa, ka•pı!ı, bacalı oluruz, vallahi! Hamdiyenin torunu Vahdi. zerze.vatçırun auMnı nasıl yarmıştı? Herifin gönlünü edene kadar akla karay; seştiler. Üstelik, yarım Ura da ecza paraSı •verdiler, Artık mahalle, tamamile sinmisti. Remziyenin evinin içi adeta aydınlan mıştı. Gülüyorlardı. İştihalan açılmMü; istekle yiyorlardı. Leman, canlanrra»ti. Remziye, dalgm. yoıgun değildi. Fıferi, konuşuyordu. Edibe teyze. hamdederek tesbihini çekiyordu. Birbirlerine bakarak söyleşiyorlardı: Ne idi o günter? r Ne kadar korkmustuk, sus! Hatırı