22 Hazîran 1941 CUMHURÎYET ğrenijoruz ki; Yerü Mallar Pazarı basma satışını tanzim etmeğe çalışıyormuş. Doğrusu Harf inkılâbı eski türkçenin imlâ ve bunu y&pmakla pek iyi eder. Çünkıi ba. gramerine mühim tesirler yaparak bunzan bu pazarların kapıları o hale geliyoc lan kendi ses ve kaidelerine yaklaştırırki; rabıtah bir adam çıplak kahnayı merika Cumhur Reisi Mister ken ilim ve yazı dilinin bundan mütegöze alır da orada saatlerce sıra bekleRuzvelt, dün Amerika konessir olmaması kabil değildi. Ürtazaman nıez. gresine gönderdiği bir mesajislâm kültürü içinde İnkişaf etmiş olan Bugün ne İstanbulda, ne Türkiyenin la Robin Moore nanundaki Amerika vaeski türkçe, harf inkılâbile, yalnız yazı Bununla beraber tarihî âmiller ve içtihad kapılarını kapatmış gibiydi. Bu başka taraflarında basma sıkısıkiığı yokpurunun bir Alman denizaltısı tarafınişaretlerini değiştirmiyor, ayni zamanda medeniyet tebeddüllerinin içtimaî mü na rağmen İstanbulun fethine yani XV tur. Zaten basma yokluğu bir sıkışjklık dan babnhnası hâdisesini nasıl telâkki Tanzimattanberi başlayan garb kültürü esseselerde ve bunlardan biri olan an inci asra kadar ciddî bir rakib görmediği teşkil edebilecek bir raaUb da değildir. Ankara 21 (ajı.) Ticaret Vekâle bulunduğu yerlerde, bunlann hissesi, hareketlerine sür'at ve kat'iyet vermek laşma vasıtasmda yaptığı tesirler inti için Osmanlı medreselerinde de arabca ettiğini anlatmış ve bu münasebetle hâ 0 halde bu basma buhranı nedir diye disenin denizler hürriyeti bakımından tinden tebliğ edilmiştir: toptancı ve perakendeci kâr yüzdeieri istediğini gösteriyordu. Fazla olarak, kal devirlerinde eski ve yeni tezad ilmî bir dil olmak an'anesini muhafaza arastırdım. İlgili olanlarla gönişlüm. 29 sayılı koordinasyon kararının bi meyanından teamüle göre tefrik edi on senedenberi yeni harflerle giyinen larmm çarpışmaları şeklinde olduğu etmiş bulunuyordu. Yalnız Hanedandan manasmı izah ettiği gibi deniz hürriyeYerinde vaziyeti inceledim. Bana da ti ne tahakküm etmek istiyen narizm » rinci maddesile Ticaret Vekâletine ve iecektir. türkçenin herşeyden evvel kendi sesleri için itiyad ve düşüncelerde buhranlar gayri Aristokrasi bırakmıyan Osmanlı mülâyim geien tahminlere göre basm» riimiş olan salâhiyete istinaden memleleyhinde de en ağır sözleri söylemiştir. İhtiyacını kendi mıntakasmdan teda ni ifadeye müsaid olan alfabesi onu tevlid etmekten hali kalmaz. E^kinin rejiminde medreselerin gerek hoca ve meselesi şundan çıkmıştır: Hatta Mister Rnzvelfîn bu dcfa nazizm ket dahilinde kuru fasulyenin azamî rik eden şehirlerde müstehlik fiatları farklı sesler taşıyan yabancı kelimeler asırlar sürmüş otoritesile yeninin henüz gerek talebelerin hep halk çocukların1 Şimdi haricden memlekete paaleyhinde söylediği sözler, şiradiye ka satış fiatları aşağıda gösterilmiş olduğu yalnız toptancı ve perakendeci kâr yüz den kolayca hoşlanmıyacak bir hale ge duyulan ihtiyaclan birbirlerile şiddetle dan olması ve ayrıca resmî ve edebî muklu mensucat girmemekte vc bütün çatışmağa başhyarak tezadlardan kurdar kullandığı sözlerin en ağın ve en veçhile tespit olunur: delerinin ilâvesile taayyün eder. Müs tirmek istidadını taşıyordu. İmparatordilin türkçe olarak taammüm etmiş bufabrikalarunız 1 Başlıca istihsal ve ihrac mmta tehlik mıntakalanndaki şehirlerde müs luğun inhilâli neticesinde mütecanis, tulmak zarureti hasıl olunca yeni bir lunması, derslerin, münakaşa ve müna ihtiyacı yahıız kendi acısı sayılmakta ve bu sözlerin Amekarşılamaya çahşmaktadır. (Bu fahrikarika ile Almanya arasındaki münasebet kaları olan Trabzon, Samsun, Maraş, tehlik fiatları ayrıca 3 üncü fıkrada yekvücud ve lâik millî bir devletin ku terkibe doğru gitmek hareketleri önüne zaraların türkçe yapılması, vaızların ların ihtijacatımız yekununun şimdileri kopmak derecesinde gereceği tah Kayseri, Çorum, Kütahya, Seyhan, Niğde mezkur nakliye masraflarınm hesaba rulmasile birlikte halkçılık hareketleri geçilemez bir kuvvet kazanır: Eskinin türkçe konuşmalan, şeyhlerin tarikatlelik yüzde altmıs beş kadaruu karşılayaAntalya, Çoruh, Konya, Rize, Manisa, katılmasile taayyün eder. yaşamak ve devam etmek istidadında min olunmaktadır. rini yaymak için türkçe eserler ve şiirnin başlaması sadelik taraftarlannı birBursa, Balıkesir, Bolu, Kırşehir, Zonbulunan kazanclarını kaybetmeden bun ler yazmaları, açık bir din olan İslâm bildiği söyleniyor.) 5 Yukarıda esaslan yazolunan fi denbire kuvvetlendirmiş, Ziya Gökalpın Mister Ruzvelt'e göre Amerikava aid guldak, Burdur, Kocaeli, Edirne ile 2 Yeni vaziyet dolayısüe haricle Hiara yenüerini kaynaştırmak işi, normal lığın kendi akidelerini yaymayı dinî bir vapurun baürılması iki manaya deiâict istihsali kendi istihlâkme yeten diğer atlar çah cinsinden temiz kuru fasul İstanbul ağzında gösterdiği örnekle iktifa yol bulununcıya kadar, çetin ve buhranlı vazife olarak tanımaları türkçenin bir cari münasebetleri hemen hemen kesilolunmıyarak cöz dil» namile bütün Türk ediyor. Birindsi Amerikan ticaretini, vilâyetlerde beşinci fıkrada cins vc ev yenin çuvalsız azamî satış fiatları olup, miş olan Suriye basma ihtiyacmı bizden bir safha geçirir. Terimler mevzuu buAbnanyamn bu ticareti muzır saydığı safı yazılı kuru fasulyer.in 1 kilosunun kuru fasulyenin diğer cins ve nevileri lehçelerinden derlenecek kelimeleri yazı gün işte bu mahiyette bir mesele olarak ilim ve felsefe dili olarak vücud bul temine çalışmıştır. Rivayete göre bizim masını temin ettiği gibi ayrıca askerlik diline maletmek temayüllerini uyandır1 inci fıkradaki esas fiatla mütenasiben her denizden uzaklaştırmak, ikincisi A toptan fiatı 17 kuruştur. kendini göstermiş bulunuyor. ilimleri dahi tamamile türkçe olarak ta Narilli basmalan orada yüz kuruşa samerikamn dost tanıdığı memlefcetlerle 2 Diğer bilumum müstehlik veya Is mutad fiat farklarma göre tespit olu mıştır. Filhakika Cumhuriyet Inkılâbına lım edildiğinden Osmanlı müverrihleri blıyormus. Hayatın her sahada yaratıcı bir tekâkadar binnisbe hafif sarsmtılarla devam ticaretini durdurmaktır. Amerikan va tihlâki kendi istüılâkine yetmiyen mm nur. 3 Yerli fabrikalar mamulâtı, balknin kültürü büyük bir ekseriyetle türkçe mül ile ilerlediğini hakikate daha yapurlarma ve ticaretine karşı bu hattı takalardaki vilâyetlerde kuru fasulye6 Her türlü kuru fasulyenin müs eden ilim ve yazı dilinin, geçirmekte olkm bir tekâmül nazariyesi olarak ka ile yuğrulmuş bulunuyordu. Tanzimat tan başkasına satümasın diye diğer peraduğumuz içtimaî, siyasî, iktısadi ve harbareketin takibi, Mister Buzvelt'in an nin toptan fiatları, mutad surette o ma tahsil mmtakalarda müstahsil, toptancı bul edenler için bu meselede de hakikî tan itibaren açılan topçu, harbiye, bah kendecilere verilmediği ve müşterilere latışına göre, korsanlıktır ve bugün A hallin istihlâkini en çok temin eden ve perakendeci ve müstehlik mıntaka sî değişikliklere karşı lâkayd kalması tesirin ve son sözün yaratıcı iktidar riye, tıbbiye, hukuk, mülkiye, yüksek mu de 4 metreden fazla satılmadığı ve bu merika dünyanm her denizinde kendini istihsal mıntakasmdan hakikî nakil laıda toptancı ve perakendeci azamî mümkün değildi. O da bütün içtimaî larda kalması lâzımgelir. O halde ilim allim mektebi, mühendislik, orman, zira satış bir takım saat, gün gibi tahdidala korsanhğın tevlid ettiği emniyetsizlikle masraflannın ilâvesi suretile bulunur. satış fiatları mahallin fiat murakabe ko müesseseler gibi ve onlarla hemahenk dili ve onun terimlerini yeni ihtiyac at ve baytar mekteblerinde dahi ayni an tâbi tutulduğu için halkta «basma yokkarşılaşmış bir halde görmektedir. Almisyonunca tespit edilerek Ticaret Ve olarak yeni lhtiyaclara intıbak etmek lara göre şekiüendirmek iktidarı her ane devam etmiştir. Binaenaleyh Türk i muş» gibi bir fikir hasıl olduğundan 3 Birinci fıkrada mevzuu bahis manya, Robin Moore vapurunu batırkâletine bildirilecek ve ayni zamanda için lâzım gelen tahavvülleri geçirccek kesten evvel ilim yapıcılarmda olacak lim dili ve onun terimleri tamamile yeni Nazillinin otuz kuruşluk basmasını dışatoptan azamî îiat yüzde 5 nispetinde ti. Eski türkçenin kalid taşı olan islâm makla Amerika jı ürkütmek istemistir. baştan yapılacak değildü". Yahıız bun nda kırk hatta elli kuruşa satın alanlar toplayıcı ve toptancı kârım ihtiva ey ilân olunacaktır. kültürü an'anesinin medreselerin zeva tır. Bu hususta ana dilinin köklerinden Fakat Amerika ürkmüyor, boyun eğnü7 Perakendeci azamî satış fiatlalan besleyen islâm ihni ve onun müş çokmuş. Bu ticareti görenler de Yerli mümkün olabilecek istifadeleri düşünlemektedir. lile sona erdiği ve millî bir uyanışın vüjor ve boyun «ğmiyecek! 4 Kuru fasulyenin bütün mem rınm hesablanmasında kuruş küsurla cud bulduğu istiklâl savaşının şanlı za mek ne kadar lâzımsa ilmin ihtiyacla terek dili olan arabca daha Osmanlı de Mallar Pazarına türlü kılıklarla mürannı ve milletler arasında müşterek ol virlerinde hükmünü bitirmek dolayısüe caat edip basma satın alıyorlarmış. Mister Ruzvelt bütün bunlan açıkça eket dahilinde müstehlik fiatı toptan nnın 50 santime veya vahide yuvarlaferile de teeyyüd edince artık hiç hlr ması icab eden terimleri gözönünden durgunluk ve inhitata uğramış bulun söylemiş ve Amerikanın denizler hürri fiatlara azamî yüzde 15 nispetinde bir tılması muvafıktır. Bir okuyucumun yazdığına inanraak tereddüd ve şüphe kabnamış görünüyorduklan için ümmet cemiasına bağlı olan lâzım gelirse, Taksimde Talimhanede kaçırmamak o kadar elzemdir. yeüni kat'iyyen feda etmiyeceğini an perakendeci kân ilâvesi suretile bulu8 Bu suretle ilân edilecek fiat du. Türk İlmi ve onun dili dahi bu şartlar Altıntepede kurulan pazar yerinde bir latmış olmakla beraber, Almanyanm bu nur. Bu perakendeci hissesi azamî nis hadlerinden herhangi bir suretle fazla Tanzimattanberi garblılaşmak dediğiİlim ve yaa dillerinin daima kendin miz şey haddizatında bir ortazamandan altında daha fazla inkişaf edemezdi. basmacı kadın yerli malı bftsmaların hatb hareketine mukabil ahnacak ted pet olup, mutad surette daha dun bir fiat teminine gidenler hakkında millî birlerden bahsetmemiştir. kâr yüzdesile çahşan yerlerde gene korunma kanununun hükümlerine tev den evvel inkişaf etmiş örneklerden is çıkmak, yenizaman ilim ve felsefe Bundan başka medreselerin yanında ye metresini altmışa satıyormus. Zahirî ni İlimleri okutan mekteblerin açılması buhrana sebeb olan şeyleri yazdım. BunFakat Mister Ruzvelt'in bu radidcki bu eski nispetlerin devam ettirilmesi fikan cezalandırılmak üzere kanunî ta tifade etmek mecburiyetinde olduklarına zlhniyetine doğru ilerlemekten başka ve bunlann günden güne rağbet bulma lan nasıl karşılamalıyız. Bence: bundan evvelki yazılarımda işaret ederkibatta bulunulacağı ilân olunjur. bir şey değildir. Garblıların daha evvel sükutunu denizler hürriyetini temin için matlubdur. Yan toptancıların da faal ken bu istifadenin modernleşmis ve mo yaptıkları bir şeyi tarihî ve içtimaî za ları ortazaman ilimlerinde kalan med•ıiMMUIUIMIIIIİIIIIItHlllllUlllUIIUIHllUlllllimıııuiMiu» 1 Namuskarlıği mücerreb olan bir hiç bir plân tasarlamamış oMuğuna ham dernleşmek ihtiyacında olan bütün mil ruretlerle daha sonra yepmak kendimizi resenin kifayetsizllğini gösteriyordu. kısım perakendecilere ayni şekilde dörletmek doğru olmaz. Bilâkis Mister letlerde umumî olduğunu da ilâve et kaybetmek, eski kültürümüzü inkâr eMeselenin bu tarihî seyri görüldükten der metre satmak sartile mal vennek; Ruzvelt'in, tasarladığı plânı ifşa etmemiştim. Mesele böyle olunca ve islâmî derek kökten sökühnek demek olmayıp sonra Türk ilim dili ve onun terimlerinin 2 Yerli basmalarını maktu fiattan mek istemis olduğu umumiyetle kabul bir ilim diü an'anesinin, bu an'anenin bilâkis tabiat ve cemiyetin realiteleri tamamile yeni baştan ve bütün mazisini fazlaya satanlar hakkında ihtikâr cürolunm&kta ve bu plân üzerinde bir takökleri çoktan kurumuş olmak dolayısi ne intıbakı temin eden modern ilimlere unutarak yapılmasma imkfin olmadığını müniin en siddetli cezasuu tatbik eylekım tahminler yürütülmektedir. le, artık devam ettirilemiyeceği düşünü ve onun muazzam tekniğine sahib olmak söylemek bile zaiddir. Yahıız yeni ilim mek; Amerika gazetelerinin neşriyafındın lünce bir terimler meselesinin çıkma gayretile hayatiyet ve iktidarımızı art ler her gün dalbudak saldıklan ve mü3 Kendi ihtiyacımuı karşılamak" anlaşıldığma göre Amerika, Robin smda hayret edilecek bir şey kalmaz. tırmaktır. Hakikat bu mahiyette olduk temadiyen inkişaf ettikleri ve ayni za için çıkardığımız basmaUnmızın Suriye Moore hâdisesini bir meydan okuma 1arYalnız böyle bir meselenin çıkması bu tan sonra Osmanhhğın medeniyet ve manda türkçenin alfabe, imlâ ve grame ve diğer memleketlere ihracını yasak etzuıda telâkki ettiği için bu harekete güne kadar gelen ve asırlarca çahşılmış ilim vadlsinde katetmiş olduğu yol ile rinde eski türkçeye nazaran mühim sa mek; nrakabele edecek ve onun için ticaret lâhlar hasd olduğu için meseleyi »slâh olan ilim dilimizin artık bu ise yara Tanzimattanberi takib edilen yol arasın4 Fabrikalanmızın ihtiyaca kâfi gemilerini silâhUyacak ve donanmasının bakımından ciddî bir surette tekrar almıyacak bir hale gelmesinden değil, da Aristo manüğına yeni ilimlerin manbasma çıkarmakU olduğunu ve piyasada mak ıstıran hasıl olmuş ve bu ıstırarla ticuret gemilerini himaye etmesini temin Londra ra.dyosunun bu aksamki neşbelki yegâne merci olan garb ilminden tığım katarak ilerlemek istemekten başdaima basma bulunacağını ilân etmek. evvelâ dil cemiyeti çalıştıktan sonra edecektir. rlyatına göre, Yugoslavyanın küçük ka bir fark yoktur. Yeni İlimler bize her daha esash ve ciddî bir surette İstifade Gördüklerim. öğrendiklerim ve düşünMaarif Vekâleti meselenin kontrol, Mister Ruzvelt'in plânı bu mahiyttte Kralı Petro, Londraya vâsıl olmuştur. Ankara 21 (Telefonla) Bu akederek onun bir yarduncıa olmp.yı is şeyin zamandan müteessir olduğunu, düklerim bunlardır. Bütün bu sahrlartetkik ve itmamını asıl merci olan Üise ve Amerika ticaret gemilcrini, do Krala, Yugoslav hükumeti erkanındaa şamki radyo gazetesinin neşriyatına tememizdendir. Darülfünunun garb ü canlı varlıklarla cemiyet ve müessesedan çıkaracağımız hulâsa, halka basma niverslteye havale etmiştir. nanmasiV himaye ederck denizler hür baalan da refakat etmektedir. Bu sujöre koordinasyon heyeti, ev, aparrriversiteleri gibi kuruhnası ve mühim lerinin yaratıcı bir tekâmül' ile mütekıtlığı olmadığı kanaatini vermek ve Gelecek yazımızda bu meselenin muhrijetini korumak yolunu tutacaksa bn retle Yugoslav hükumeti de İngilterede tıman sahibleri ile kiracılan alâkakültür merkezlerimizde emsalinin vücu madî oluşlar^geçirliğini göstermiş, orta telif telâkki ve Tcanaatler karşısmda Yerli Mallar Pazanndan satılan basmalureket iki ncticeden birini doğıırabi kurulmuş oluyor. (Ankara Radyo gadar eden bir karar hazırlamıştır. Made getirilmesi arzulan hep bu yardım zamanın «sükun» ve «beka» fikrini meuğradığı buhranlı safhayi göstereceğiz. ların yüksek fiatla başkalanna sahlmatafiziğe bırakarak yaratma ve ilerleme lir: lum olduğu üzere koordinasyon hezetesi) emelinin doğıırduğu hareketlerdir. sına mâni ohnaktır. Bunlar yapılırsa iş idealini kazandırmıştır. Binaenaleyh bu yeti, daha ewel gayrimenkul kira M. Şekib TUNC kendi kendine dunılur. Belgraddaki eski İngiliz Birincisi: Almanyanm Amerika ticaret Konuşma dili yahud gündelik ve prazihniyet ve bu İdeal ile ilerlemek istebedellerini tespit etmiş, fakat bu kasefirinin sözleri gon.ilcrine dokunmıması ve bu ticaret tik dü kendi selikasile ve pratik ihtiE. FELEK yen bu günkü Türk cemiyetinin ilim dibahsetmemişti. Londra 21 (a.a.) Röyter: tngilte rarda mobilyadan gemilerinin istcdiği yere tam hümyet yaclara göre kendiliğinden inkişaf eder. Bursada koza satışları linde buna göre esaslı temeller atmak Bundan istifade eden bazı bina sarenin eski Yugoslavya elçisi Mister içinde gitmesine müdahale etmemesi. Fakat yan dili ile ilim dili böyle dezaruretile terimler meselesile bir daha hibleri, evlerine ve apartımanlarına Bursa 21 (Telefonla) Bu senekl Ispanya Hariciye Nazırı İnğildir. Bunlan inkişaf ettirenler büyük İkincisi: Gene Almanyanm Amerikan Ronald Campell dün tngiltereye mukarşılaşmasında artık hayret edilecek bir koza mahsulü şimdiye kadar hiç bir bir kısım eşya koymak suretile movasalat etmiş ve Hariciye Nazın ile gömuharrirler ve âlimlerle filozoflardır. ticaret gemilerine ve bunlan himaye giliz ve Alman sefirlerile şey kalmaması ikbza eder. bilyalı bina kiraya vermek gibi yeni zaman görülmedik bir fiata yükselmişBunlann salâhiyetli ve teemmüllü çaeden Amerikan zırhhlanna taarruz et rüştükten sonra gazetecilere beyanatta bir kaçak yolu bulmuşlardır. tir. Geçen sene azaml 70 kuruştan saFazla olarak, ortazaman zihniyetinden bulunmuştur. Mister Campell, Belgralışmaları olmadan hiç bir yazı ve hiç görüştü memesi. Koordinasyon heyetinin yeni kadın başından geçen malum hftdiseler bir ilim dilinin kendi kendine geliş yenizaman düşüncelerine nasıl bir psi tılan koza bugün 195, hatta 200 kuruşMadrid 21 (a^ı.) tspanya Hariciye Birinci şıkkın iltizam olunması va üzerine Belgrad hükumetini takib etran bu gibi yolsuzlukları önlemeğe mesi kabil değildir. Bunun için yazı dili kolojik zaruretle geçildiği düşünülecek tan muamele görmektedir. Bir hafta Nazın Serrano Suner dün, birbiri ardırid değildir. Çiinkü bu takdirde Ameri tiğlnl söylemiş ve arada geçirilen mamatuftur. Yeni kararnameye göre, gibi ilim dili de salâhiyetli itinalarla olursa birinde tutulan yola diğerinde evvel 105 kuruştan başlıyan fiatlar git na İngiliz ve Alman büyük elçilerini kanın İngiltereye yapaçağı yardım, tam :eralannı anlatmış ve Sırblılann mumahallî belediyeler, evvelâ gayrivücud bulan hususî bir dil gibi düşü neden devam edilemiyeceğinl anlamak gide bu rakamı bulmuştur. Bunun da kabul etmiştir. bir emniyet içinde İngiltereye varır, kavemet tarafton olduklannı söyledikmenkullere, sonra da mobilyalara nülmek iktıza eder. Bu noktaya bilhas güç değildir. Biliyoruz ki şarkta olsun, ha da artacağı a!âkad=>r!ar tarafından Amerika, İsveç ve Isviçre fiat tespit edeceklerdir. Ancak, moİngiltere ba emniyet sayesinde Atlantik ten sonra yeni Hırvatistandaki Paveliç sa işaret etmek lâzımdır. Çünkü husu garbda olsun ortazamanm düşüncesine söyleniyor. Alıcılar çok iştahli ve satış bilya kirası hiç bir şekilde kira behaıbinin sebebiyet verdiği feci layiatın taraftarlannm a* olduklarını, Kral Asiliği olanca ehemmiyetile muhafaza ve hâkim olan ana fikir dinî ve mukaddes çok hararetlidir. blokelerini kaldırdı delinin beşte birini geçmiyecektir. iksandr'ın katline iştirak eden bu atesirinden kurtularak daha müsaid şarttespit edilmiyen bir ilim dilinin en çok addedilen maverâî yani tabiat fevki iVaşlngton 21 (a.a.) Amerika BirHırvatistanda deri satışlan Bu suretle evlerine ve apartımanmuhtac olduğu sarahat ve ölçüyü ka nançlardır. Bunlar hakikatte keşfedilmiş lar içinde harbe devam eder vc silâh lamm sevilmediğini anlatmış, daha leşik devletleri hazine dairesi, memlelarına hakikaten mobilya koyanlar zanması mümkün değildir. Pratik ga birer intıbak zaferinden gelmeylp kudfaikiyetini kazanmak yolunda daha mnra şu sözleri söylemiştir: menedildi ketteki tsveç ve İsviçre alacaklan üzebir şey kaybetmiyecekler, kaçakçılık « Müslüman halka gelince, Sırb yelere hizmet eden alelâde ve günde siliğine inanılmış mutlu fikirler, daha sür'atii adımlar atmak imkânını ihraz rindekl bloke karannm kaldınlmış olyapmak istiyenler de kanuna aykırı Zagreb 21 (a.a.) Stefanl a]an lik kelimelere ayni zamanda ilimde de doğrusu sözlerdir. Bir sözün kıymeti eder. Almanyanm buna göz yuroması. milletinln duygulanna istirak etmekduğunu bildirmektedir. Bu keyfiyet, İsharekette bulunamıyacaklardır. görülebilir, tecrübe edilebilir bir şeye sından: rol oynatmak gayesile terim çeşnisi verbile bile harbi kaybetmeğe raa olması tedir. Bunlann Almanlara o kadar veç ve İsviçrenin Amerika Birleşik devmuanz olmadıklan söyleniyordu. Pa mek kabildir. Fakat bunlar, zihnimizde delâlet etmesi nispetinde olur. Bunlar Yeni karar, 20 şubat tarihinden Sanayi Nezareti tarafından fabrika letlerindeki alacaklannın mihver ve dcmektir. arasında bir uygunluk olmaz, veya sökat böyle olmamıştır. Müslüman halk, uyandıracağı müşahhas ve pratik taitibaren mer'i olacağı için kaçakçılara ve toptan satı* yapan firmalara yahud mihver lşgali altmdaki arazi leOnun için bu şık varid değilılir. O Alman taarruzuna tekadöüm eden aysavvurlar dolayısüe, ilmin kasdettiği zün delâlet ettiği şeye tasavvur oluna gönderilen blr emirname ile deri satışı hlne kullanılmıyacağı hakkında temilık suretile müstecirlerden jimdiye halde Amerikanın ticaret gemiîerini si larda ve haftalarda Türklerin Almanmücerred tasavvur ve münasebetleri bilir bir şekil veya mâna verilmek mümkadar fazla kira bedeli alanlar bu 14 gün müddetle bütün Hırvat arazi nat vermiş olduğunu göstermektedir lâhlaması ve donanmasının himayesi al ya aleyhinde ve Alman tecavüzüne düşünmeğe mâni olduktan başka mana kün olmazsa bu mahiyette sözlerin anparalan iade etmeğe mecbur olatında harekete geçirmesi takdirinde A tarşı olduklannı göstermiş olmalannın Bir tren kazası lan bulandırmak ve karıştıımak gibi cak kudsiyet duygulanna bağlı kala slnde menedilmiştir. Ecnebi firmalann caklardır. merika ile Mihver devletleri arasmda ;esiri altmda kalmıştır. önüne geçilemez kusurlarla maluldür rak yaşamaları mümkün olur. Fakat Hırvatistandan yaptıklan eşya mübaBolonya 21 (a.a.) Stefanl ajanlıarbin başlamasına muhakkak nazarile Yugoslavlar, Arnavudlukta Yunan ler. İşte bunlara meydan vermemek tabiat ve cemiyetin realitelerine sadece yaatını kontrol etmek üzere blr kaç sından: bakilır ve o zaman Ameıika. Okyanus İtalyan harbinden sonra kendilerinin Arjantinde, millî hakimiyete içindir ki terimlerin ötedenberi eski bu inanclarla intıbak etmek kabil olRoma Bolzano hattında işliyen 66 güne kadar bir merkez tesis edilecektir. ta emniyet ve hürriyeti korumak için le İtalyanın hakkından gelebilecekleriilim dillerinden yapılması umumî bir madığından inanma melekesinden başka Bu merkez Hırvat finnalarile ecnebi numaralı tren dün öğleden sonra Bomuhalefet edenler takib elinden geleni yapmağa çabşır. an'ane olarak devam edegelmiştir. Bu diğer melekelerin de faaliyete geçmelerl lonya çivannda San Giovanni istasle kanl olmuşlardır. ediliyor yoldan gitmek istemiyen Almanlar bir ergeç bir zaruret olur. Yenizamanı ya firmalan arasmdaki kontratlan tetkike yonunda yoldan çıkmıştır. Yolcular aO halde Amerikanın harbe girmesi Rusya, Yugoslavlan sukutu hayale yaklaşıyor mu? Mister Kuzvelt'in Robin [ğratmıştır. Yugoslavlar daima Sov Buenos Aıres 21 (a.a.) Stefani çok terimleri gene eski dülerden vücu ratmakta başlıca âmil olan yeni ilimler salâhlyettar yegâne makam olacaktır. rasında iki ölti ve İki yaralı vardır. Ayde getirmekle beraber ana dilinden işte bu zaruretten doğmuşlardır. trende halk kültürü nazın Pavolini Moore hâdisesinin ademi tekerrürü için yetler Birligine ümid baglamışlardı ve ajansmdan: Gümrük murakabe heyeti ni yaptıklannda dahi gündelik kelimeleri de bulunmakta idi. Fakat mumaileyhe alacağı tedbirler bunu tayin edecektir. Alman taarruzundan bir, iki hafta evCumhuriyet müesseselerine ve milli tnsanda inanma kabiliyeünin yanuıda aynen kullanmıyarak bunlann köklerin zekâ, düşünce ve muhakemesinden gelen bir şey olmamıştır. reisliği Şayed Mistcr Ruzvelt, Amerika tica vel Imzalanan paktla bu ümidlerin ta hakimiyete muhalif olan eşhasın ve ıkkuk ettiği zannedilmişti. Fakat iş teşekküllerin faaliyeti hakkında tahki den yeni mürekkeb kelimeler yapmak bir de şüphe ve araştırma kabiliyeti olKral Boris Sofvaya döndü ret gemilerini silâhlamağa ve bunlan Ankara 21 (Telefonla) Gümrük sayesinde mezkur mahzurun önüne geç masaydı ortazaman zihniyeti olduğu r Yugoslavlann ümid ettiklerl gibi katta bulunmak üzere meb'usan mecSofya 21 (a.a.) Yabancı memle • Amerikan donanmasının himaye etmeVekâletine baglı tetkik ve murakabe meğe bakmışlardır. O halde terimlerin sine karar verirse, o zaman Amerikanın ;itmeyince sukutu hayale ugramışlar 11si yedi kişilik bir komisyon teşkil et tayin ve tespitinde riayet edilmesi mut gibi devam eder, hiç bir değişiklik ol heyeti reisliğine İnhisarlar umum mü ketlere yaptığı seyahatten avdet eder miştir. Bu komisyon tam salâhiyeti hamazdı. Fakat zekâ için ergeç ulaşılması, Kral, dün öğleden sonra Sofyaya gelharbe ginnek üzere olduğuna hükmet lır.» iz bulunmaktadır. Tahkikatı müteakıb lak olarak lâzım olan prensip, maşah inübak dolayısüe zarurî olan yol ancak dürlügü 500 lira ücretli idare işleri miştir. mek mümkündür ve bu takdirde Robin Fransa tngiltereye yeni bir komisyon meb'usan meclisine almma has manaları hatırlamıyacak ve gündelik ilim yolu olduğundan metafizik devre müdürlüğünden açıkta kalan Hurrem Moore. hâdisesi, Amerikayı, harbe süManisada Yardımsevenleı sı lâzım gelen kanunî veya idarl ted tedailere meydan vermiyecek surette den müspet bir düşünce devreslne ge Şeren, tnhisar umum müdürlüğü muarüklemis olur. işaretler yapmaktır. Aksi takdirde yaj nota verdi birleri bildirecektir. çilmesi anlaşılmıyacak bir tekâmül de vinlikîerine de halen tetkik ve muracemiyeti pılacak terimlerin bir hayırlan olmaMister Ruzvelt'in her zamankdnMadrid 21 (a.a.) Ofi: FransiE büBu komisyona arastırmalar yapmak dıktan başka yaşamaları da imkânsız ğildir. Manisa 21 (a.a.) Ma'nlsa kadınlan kabe heyetinde dört yuz lira ücretli adon daha çok sert bir lisan kulianmış ük elçisi Pietri, İngiliz büyük elçisi Sir veya tevkifatta bulunmak üzere polis olur. O halde boş yere emek ve vakit Biliyoruz ki ıruhteUf Müslüman kabugün Vali Faik Türelin riyasetinde zalıkta bulunmakta olan Feyzi Aladağ olması, bu yoida atümış mühira bir adım lamuel Hoare'a halen cereyan etmek kuvvetlerinden istifade etmek salâhi israf etmemek için bu prensipe riayet vimlerin din birliği içinde vücude getiryaptıklan toplantıda Yardımsevenleı sayüabilir. B olan hâdiseler hakkında yeni blr yeti verilmiştir. Bu tedbir mecliste bi etmekten başka çare yoktur. dikleri İslâm ilmi daha beşinci hicrî ve ve İstanbul Tütün fabrikası müdürü cemiyetinin şehrimizde de bir subesilota tevdi etmiştir. re karşı 95 reyle kabul edilmiştir. XI inci milâdî asnnda kemalini bularak Kemal Hilmi tayin edildiler. nin açılmasına karar vermişlerdir. ömer Rıza DOĞRUL Mister Ruzvelt'in mihvere hamlesi A Vekâlet kurufasulye fiatlarını tespit etti Çalı cinsinden temiz kuru fasulye toptan 17 kuruşa satılacak Terimler meselesi Yazanı * ^ Basma meselesi Profesör M. Şekib Tunç Yugoslavya Kralı Londrada Belgrad hükumeti de Ingilterede kuruldu Möbleli ev ve apartımanlar * Koordinasyon heyeti yeni bir kararname hazırladı gözünü kırpmıştı: Ama, gene biraz bolca biçeriz. Fikri, şaşaladı: O, neden o? Yıkandıkça çekilir. Fıkaralar, yeni esvabın keyfini süremezler. Ancak eskidikten sonra, vücudlerine göre gelir. Remziye, boşalan çorba tabaklarmı ve tencereyi kaldırdı; öbür tencereyi koydu. Fikri, yorgun yorgun, içini çekti: Benim, vücudüme tıpatıp gelen ipek pijama vardı! Diye düşündü. Gene kız, onun tabağına yemek koyarken, sordu: Neye içini çektin? Fikri, dudak büktü: Hiç! Fıkaralık! Remziye, hiddetle bakıyordu: Affl|n, sakın şikâyet edeyim, deme. Takdir>bozulmaz. Nasibde ne ise, o olur.. Bunu bulamıyanlar da var. Sen, kaç oy sıkıntı çektin, unutuyor musun? Fikri, başını önüne eğdi: Nasıl unuturum? Remziye; hayır, hayır! der gibi, çatalını oynattı: Unutursan ayıb. Pijamayı, sen alma, ben alırım. Fikri, sadece: Peki, dedi. Ne ile? demedi Sol Bu kısa cevab, gene kızın kalbini daraltmıştı. Sesini çıkarmadı. Fikri, bahsi değiştirmeği düşündü: Börülce, çok güzel olmuş. Remziye, iştahli iştahh yiyordu: Neme lâzım, Edibe teyze, pişüince pişirir. Yemeklerini ağır ağır yiyorlardı. Remziye, hatırlamıştı: Gelelim yaramazlıklarına... Burada, başbaşa, açık açık konuşabiliriz. Fikri, şikâyetli bir bakışla dudak büker gibi gülümsedi: Hangi yaramazlıklanm? Bari söyle de, anlayıp kurtulayım. Gene lrıy, gözleri dalarak cevab verdi: Ben, Şakir ağabeyin yalancısıyun. Senin... Durdu, birden söyliyemedi, kekeledi: Senin, bir ihtiyar Rum karısı dostun varmış! Fikrinin elinden çatal düşmüştü: Vallahi, ne dostum, ne bir şey... Şakirin oda komşusu. Ona hizmet ederken, bana da hizmet ediyordu. Remziye, ağır dunıyordu: Sana, ipek pijamalar almış... Üstüne yepyeni battaniye örtmüş... Çamaşırlannı yıkamış... Esvablannı ütüle AŞK roman Fikri, mosmor olmuştu: Kalleş! dedi. Ben ondan hesab sormağı bilirim. Remziyenin korkudan rengi uçuverdi: Oh, benim Fikriciğim, uyma, sen onlara.. Tekrar işinden olursun. Şakir hapisaneye şerbetli... Sen.. Parmağını tahtaya vuruyordu: Alışık değilsin... Hem, neden canım? Benim, sana, bunlan soruşum, pek inanışımdan değil, Şakirle aran neye açıldı? Onu anlamak istiyorum. Fikri, burnundan soluyordu: Tanıdığım, bildiğim bir matah değil... Emreden, Fikri... Meseleyi kısmen açığa vurmaktan başka çare kalmadığmı anlamışU: Bir UÇURUMU 78 Remziyeciğim, ben, Şakiri, bir kaç senedir tanırım. Erkek çocuk biliyordum. Ama, iç yüzünü öğrenince... Parmağını ısırdı, bakakaldı: Çok, yanlış adammış! Yanlış adammış! On tarakta bezi var. O sarhoş halile, nasıl da idare ediyor şaşıyorum? Remziye, diş biler gibi başını iki yana salladı: Ne kocamış kurddur o! Fabrikaya geç geliyor, aldırmıyorlar. Günlerce uğramıyor. Merak edip soran olursa, kâtib: Mubayaatta, diyor. Geldiği günler de, havyar kesiyor... Fikri, yemeğini bitirmisti, çatalını tabağın içine bıraktı: Yanlıs adam! Değişik adam! dcdim Mahmııd Yesarî sana... Remziye, sordu: Daha ister misin? Fikri, elile karnına bastırdı: Doydum vallahi! Gene kız, kaşlarını çatarak, sinirli sinirli: Kendini yabancı tutuyorsun, dedi. Fikri, elini onun dizine koymuştu: Hayır, yabancı rutmuyorum. Böyle şeyler söyleme. Doydum. Sen, sözümü kesme. Peki! Şakirin randevu işleten bir dostu var. Dargmlarmış, nihayet barıştılar. Ben, orada iken geldi. Ellisini ferah ferah geçmis, göğsü sarkık.» Fikri, «göğsü sarluk. derken, Remziye, göğsünü kabartarak dinJiyordu: Evet, Fikriciğim. Sonra? Sonra, kırış kırış bir yüz. pörsük, hantal bir vücud. Altın dişli karanlık ağzı öyle kokuyor ki... Remziyenin yüzü solmuştu: Onunla dizdize oturdun da mı ağzının kokusunu biliyorsun? Fikri, yakasmı paçasını yırtıp bağıracaktı: Beni, ağzımdan öptü. Nefcsi darlaşmıştı: Şakiri atıp, beni dost tutmak istedL Remziyenin gözleri a£ilmış, kıpkırmızıydı: Bak kaltağa! Seni, kendine lâyık görüyor! Yumruğunu masaya vurdu: Haddini bilmez, terbiyesiz! Fikri, onu yatıştırmak için gülümsedi: Fazla ehemmiyet veriyorsun. Karıyı tersledim. Aldı cevabı, oturdu aşağı! Gene kız, sağ elile göğsüne bastınyordu: Aferin Fikriciğim! Senin, ne iyi insan olduğunu bilmez miyim? Fakat Fikri, daha kuvvetle temin etti: Başka türlü hareket edeceğim hatır ve hayalinden geçer mi? Remziye, çenesirü yukarı kaldırmıştı: Geçmez! Fikri, artık cesaretle söylüyordu: Çirkef karı, beni, gizli işlettiği evde kavas gibi kullanmak istiyor. Gene kız, sofrayı toplamağa başlamıştı; donakaldı: Aman Fikriciğim, bu nasıl şey? Fikri, hiddetle iskemlesini geri cekti: Dahası var. Karı, Şakirin içkisine uyutucu ilâc atıyor. Gene kız, korkudan titriyordu: Aman sus, Fikriciğim, içüne fenalıklar geliyor. Dargın dargın baktı: Ah, sen, orada nasıl oturdun? Fikri, kaşlarını çatmıştı: Durmadım ki... Kaçtım... Gene kız, kap kacağı musluğun yanmdaki taşa bırakıyordu: kinayeli bir sesle: Epey kaldın ya! dedi. Sus... Fikri, kendini müdafaa etti: . Son geceden evvel böyle rezalet yoktu. Remziye, hırçın bağırdı: Peki, kocakan da yok muydu? CArkaa var)