7 Haziran 1941 CUMHURÎYET Sigorta şirketleri Fransaya ihtarlar ransanın takib ettiği siyaset, artık hiç bir khnseye itimad tclkin etnıiyor ve Fransanın eski dostları birer birer onu ikaza çahşıyorlar. İngiltere Hariciye Nann Mister Eden bir kaç gün önce söylediği nutukta Fransanın Almanyaya yardua siyasetini ileri gütürmesi ve müstemlekelerini Al manyamn emrine vermcsi takdirinde İngilterenin bu harekete mukabele mec buriyetinde kalacağını ve Fransayı ya bancı işgaline tâbi ve gayritâbi iki ta sım saymıyarak ikisine de ayni muame leyi talbik edeceğini söyledi.. Evvelki gün Amerika Birleşik Cum huriyetleri Hariciye Nazırı Mister Hull de Fransanın tecavüz ve tahakküm maksadile başka devleüerle işbirliği si yasctini güttüğünü ve bu siyaseün Fransız İroparatorluğunun da parçalan masına sebeb olacağını anUttı. Gerek Mister Eden'in, gerek Mister Hull'ün Fransaya karsı vuku bulan bu ihtarlannın sebebi, şimdiki Fransıı ricalinin Fransayı mağlub ve menkub vaziyerten kurtarmak ve onu tekrat kalkındırmak için yeni bir hattı hareket tasarlamalan ve bu hattı hareketi Utbika uğraşmalandır. Tasarlanan hattı hare ketin esası, Fransayı mağlub eden ve yıkan Almanya ile işbirliği yapmak, ve Almanyaya yardım mukabilinde mağluyet vaziyetinden yavaş yavaş galibiyet roiüne geçmektir. Çünkü galiblere yardım, galibiyctin şeref ve neticesini paylaşmağa vesile teşkil eder. Bu yüzden Fransanın bu günkü ricali, memleketlerinin İngiltereden çektiklerıni anlatmağa özeniyorlar, hattâ İngilterenin Fransayı harbe sürüklediğinden bahsediyor ve artık bir daba sakalı İngilterenin eline vermiyerek Avrupanın tanzimine yardım etmck istediklerini söylüyorlar. Bu günkü Fransız ricalinin bu tartda so* söyleyebilmelerine, ve bn hattı hareket üzerinde ısrar etmelerine yardnn eden sebeblerden biri de, İngilterenin Avnıpada, Akdenizde ve Atlantikte uğradıği mağlubiyetierdir. Daha önce, y*ni İngilterenin şimalî Afrikada İtalyan ordusunu perişan ettiği, Habeşistanda miitemadiyen ilerlediği, Yunanistana yardım ederek İtalyan tecavüzlerine darbeler indirdiği sırada, Fransız ricali iç yüzlerini göstermckten çekinmekte ve Fransız efkân umumiyesine karşı, Avrupanm yeniden tanrimi için Mihver devletlerile tesriki mesaiden bah'îedememekteydiler. Bilâkis o «»manki moda, General YVeygand'ın Şimalî Afrikada mütemadiyen hazırlandığı, icabında Vişi hiikumetinin de Afrikaya hicret ederek Almanyaya karşı yeniden mnkavcnıete girişeceği tarzında idi. Hatta Mifvercilerle teşriki mesaiye taraftar olan Laval dahi, iktidar mevkünden atılmış ve Fransa biikiik bir boyunla harbin sonunu beklemeğe azmetmiş gibi Sörünüyordu. İngilterenin Şhnalî Afrikada gerile mesi, Almanyanın roüdahalesi üzerine Ynnan seferinin mağlubiyetle neticclenmesi, daha sonra Girid harbinin kaybediimes!, İngilterenin Atlantikte geııiş zayiata uğraması üzcrine Fransanın vaziyeti tekrar değisti ve Laval'hı siyaseü birden bire hortlayarak hüküm snnneğe başladı. Vişi hiikumetinin bu hattı hareketini, yarm harb talihinin İngiltereye gülümsemesi üzerine onun gene siyaset değistireceğini de ifade etmesi dolayısile, Mihvercilere de itimad telkin ettiği zannedilemez. Ve bu yüzden Fransa, harbin sonunu beklemiyerek düne kadar miistevli, mütecaviz saydığı devletlerin istilâ ve tecavüz semeresi olarak elde ettikleri neticeden hisse almağa özenmesi, bilhassa İngiltere ve Amerikada Fransa aleyhinde geniş aksülâmeller uyandır mış, ve bu yüzden Mister Eden de, Mister Cordel Hull de Fransaya karşı ih tarlarda bulunmak lüzumunu hisseylemişlerdir. Fransa bu ihtarlan dinleyerek dün mütecaviz, gasıb, müstevli saydığı Mihvercilerle elbirliği yapmaktan çekinecek; donanmasını ve İmparatorluğıınu koruyarak harbin sonunu bekleyecek mi, yoksa Mihverle işbirliği siyasetine devam edecek mi?. Bu giinkü alâmetler, Fransız ricaliıftn artık İngiliz zaferine inanmadıkları için Mihvere muzaharet göstererek, İngiltereyi zarara sokmak pahasına bir takıra istifadeler teminini düşündüklerini tebarüz ettiriyor. Fakat Mister Eden'in söz söylemesinden sonra Mister Huli'ün de ayni seyi söylemesi, İngilterenin yalnız olmadığını. ve Fransanın her hareketine karşı Leman, sordu: Ne diye, şimdiye kadar bahsetmedindi? Remziye, içini çekti: Sizin de neş'enizi kaçırmamak için söylemedim. Fikri, arkadaşlarına hiç de benzemez, uslu çocuktur. Onu, zorla baştan çıkarmağa, azdırmağa uğraşıyorlar. O, uymayınca, artık hırslanıyor, söylemedikleıini bırakmıyorlar. Ben, fabrikada. eziliyorum. Hem çalış, hem yürek ezintisi kolay mı? Leman, bir fısılü halüıde: Değil, dedi. Eemziyenin de sesi yorulmuştu: " Elbette değil! Çeken bilir. Sonra, bu gidişle, Fikri de elden gidecek, Arkpdaşlara uyacak günün birinde... Karşısmdakileri inandırmak isteyen ağır tonla: Onu kurtarmak, boynumuzun borcudur, dedi. Lemanla Edibe teyze birbirlerine bakmadan bakışıyorlardı. Remziye, hıjını kaybetmişti: Evet, boynumuzun borcudur. Sırası gelmişken, baştan başhyayım. Dar zamanlarımızda, bize, az yardımı dokunmadı. Bunu, inkâr edemeyiz. Gösterecekleri teminatlarını tasarruf bonolarına yatırabilecekler Ankara 6 (a.a.) Haber aldığımıza göre sigorta şirketleri tarafmdan muamele yaptıklan sigorta sahiblerine karşt teminat olarak tevdi edilen ve listesi Ticaret Vekâletince tespit olunan kıy metler meyanında kanunu mahsusuna tevfikan ihrac olunacak tasarruf bonolarının da ithali muvafık görülmüştür Bu suretle sigorta şirketleri irae etmekl mükellef bulundukları teminatlarını tasarruf bonolarına da plase edebilecek lerdir. Amerikari hava ttsleri Bu üsler Atlantik harbin de pek müessir bir rol oymyacak Groenland'da Bir küçücük fıçıcık! skideu bilmeceier vardı. Şirndi hayatın her safhasmda, ömrün her adımında insan bin tunu halledilentez muammaiarla karşılaştığı için artık uydurma biimecelere hacet kalmadı. Çocukluğumuzda bunlardan bir hayj lısını çözerek zekâ idmanlan yapar, sırosına göre (rihni evvel) olduğumuzu ispat ederdik. Bu bilmecelerin içinde harcıâlem o lanı yani şıp şrp tcrliği gibi herkese uyanlan olduğu gibi daha sivri akıllıiarın başına çıkabilecek kadar çetin olanlan da vardı. En müptezellerinden biri de şu idi: Bir küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk! Nedir o bil! (Fıçı deyince ayyaşların yüreği hop etmiştir.) Bunu dört yaşına basan çocuklar birbirlerine söyier ve bilirlerdi. Lâkin biçare Karagoz, Hacivad nam oppurtuuiste herifin karşısında bu basit bilmeceyi bilemez, kıvranır dururdu. Biz yaşta olanlar bilirler. Bilmecenin âdabı vardır. Muamma kendisine arzediien adamın mevzu hakkında: Yenir mi, yenmez mi? Canlı mı, cansız mı? diye bazı cihetleri Utifsaı etmek hakkı kabul edilmişü. Hatta Hacivad daha ileri giderek Karagö'ae iltuoas edip şöyle görüşürdü: Canun Karagoz! Sarıca sulucf.!.. Bildim bildim. Yumurta! Hachad.. Obnadı Karagözüm.. Dışı sarı, içi suln olacak!.. Buldum! Aksaray hamamı... Gene bitemedin Karagoz! Canua akşam ohınea odanın ortısma sini koaıazlar mı? Hayır, beni komaıUtr... Seni değil, sini!.. Evet! Sininin errafına ne diıerler... Zaptiye Yok a cazum, ekmek dilimleri dizmezler mi ya? Evet? Ortasına da çorba koymazUr mı? Tamam! Hah! Çorbanm içine ne sıkarlar? Karagöz bir müddet düşündükten sonra! Tabanca sıkarlar! cevabını verir, fcerkcsi güldürür de bu bilmecenin kahramanı olan (Bmon) n bir türlü bulamaz. Diyecck su ki, mübarek ycmiş bu sırada Karagözün değil, hatta en açıkgözlerin bile bulamıyacağı kadar nedret peyda etti. Amaaan! Ofanayrvenin! Limon yerine sirke knllanmz!.. Amenna!. Ben de o Gldrdeyim. Yalnra aklımın bir türlü ermediğf cihet fu: Bugün piyasada limon yok! Bir miktar gelmif, bitlidir diye hizmetçi savar gibi savmışlar. (Tüccann biri de oruı knraşa tatıesi limon getirmeye kalkmış.. Dünyada ne fedakfir adamlar var yahu? Otuz kuruşa ibadullah limon satıp sermayeyi kediye yükieyecekler!..) Evet! Piyasada limon yok!.. Pek Uâc için arayanlar otuz bes, kırk kuruşa buUbiliyorUrmı;. O halde her adım bafuıda bir şerbetçi dükkâmnda bardağı beş kuruşa satıbn limonataUr ne ile yapılıvttt? İkincisi: Bizim memlekette portakalm, mandalinanın H^ı.uitacı çjayor da ncden U n M » n yetişmiyor?. Limon hatta İstanbulun bahçelerinde olur bir yetniştir. Neden üretmiyoruz da böyle kırk kuruşa kadar pahahlanıyor?. Ah canına yandığun talihi... Ne olaydı, bu günlcrde limon olaydım. Ama sulu dijeceklermiş... Varsuı desinler, kadrim. kı>inethn biBnir, heritesin burnunda tüterdim ya!... Hayatta her şeyin ve herkesin bugün limonda olduğu gibi pahalılandığı anlar vardır. Hiiner o anı bilip kendini satabilmektedir. ».uuMiMinramıllllllllllHllllllllllKniliUIIIBIHIIIIIIIIIIIHlıı Sir Cripps Denizlerde faaliyet . • • • • • . " • • ' îngilterenin Moskova Bir İngiliz filosu, 14 elçisi, müşavere için ticaret vapurile Akde Londraya çağınldı nizden Atlantiğe çıkt Londra 6 (a.a.) Salâhiyettar kaynaklardan öğrenüdiğine göre, İngiiierenin Moskova elçisi Sir Stafford Cripps, Hariciye Naztrı M. Edenin daveti üzerine, müşavere için yakında Londraya gelecektir. Sir Stafford, Londrada birkaç gün kaldıktan sonra, Moskovaya vazifesi başına dönecekür. Yabancı memleketlerde bulunan elçilerin ve büyük elçilerin, vaziyetın bütün safhaları hakkında malumattar o'.abilmeleri için, şayanı amı addedı'ıdiği her defa, müşaverelerde bulunmak üzere Ingiltereye gelmelerinin mulad bir usulü teşkil ettiği kaydolunmaktadır. Algeziras 6 (a.a.) 14 ticaret vapu randan mürekkeb bir kafile Akdenizden gelmiş ve Cebelüttarıkta durmadan Atlantiğe açılmıştır. Kafileye üç torpi to muhribile iki denizaln refakat et mektedir. 3 Alman iafe gemisi batınldı Londra 6 (a.a.) Bahriye Neıarttinin tebliği: Bismarka karşı yapılan son harekâttan sonra, deniz kuvvetlerimiz, üç ıaşe gemisile bir silâhh balıkçı gemisine rastlamışlar ve bunları batırmışlardır Bu gemilerin Bismarkm ve ticaret gemilerimize karşı faaliyette bulunan diSefir Stokholmde tedavi oluyor ğer harb gemi'erinin iaşelerini temi Stokholm 6 (a a.) İngilterenin etmek msksadile denizde bulundukla; Moskova büyük elçisi Cripps tayyare mu^ıakkaktı. jle Moskovadan Stokholıne gelmiştir Cripps bir boğaz mütehassısını görüp bir kaç gün sonra Moskovaya dönmek üzere buraya geliyordu. Fakat muvasalatından sonra, Londraya gitmek için hazırlıklarda bulıınduğu öğrenilmiştir. Ankara 6 (Telefonla) Eskişehir ovasımn sulanması için yapılacak büyük barajm ettidleri bitmiştir. İrtifaı 3«, uzunluğu 196 metre olacak olan bu barajda 120 milyon ton su depo edilecek Felemenk Hindistanında büyük dok ve 160 bin dekarllk bir saha sulanabilar vücude getirüerek dört yüz seri hü lecektir. UITIASMDMH/Z =7 . «tr«t«| V Eskişehirde yapılacak büyük baraj Batavyada İngiltere için 00 hifcum hotu yanılriı cum botu inşa edilmiştir. Bunlann Atlantikte İngiltere nam ve hesabına kullanılacağı anlaşılmaktadır. (Ankara Radyo Gazetesi) Doorn 6 (a.a.) Sabık Kayıer VUhelmin nâşı, Doorn şatosunda büyük yemek salonunda tabuta korunuç ve tabut bu sabah kapatılmıştır. Tabutun Zürih 6 (a.a.) (Basler Nachrichten) üzerine eski İmparatorluk sancağı örgazetesinin Berlinden öğrendiğine göre, tülmüş ve çiçekler konmuştur. HohenAlmanlar İngiliz ordusuna dahil olmak zollern ailesine mensub prensler, ta ve «Alman paraşütçüJerine fena mua butun basında münavebe ile nöbet bekmele» etmekle maznun cetecileri muha lemektedir. keme etmek üzere Giridde askerî mahkemeler kurmuşlardır, Girid mii«hfi!eri muhakeme edilecek Hohenzollernler Kayzerin cenazesini bekliyorlar Kadın meb'usların tetkiklerî Ankara 6 (Telefonla) Kadm mebuslanmızdan Muammer Develi (Tokat), Hacer Diçle (Kastamonu), Şehime Yunus (İzmir), Şemsa İşcem (Seyhan), Merbube Gürleylğ (Sıvas) bugün Anara çocuk ıslah müessesesine glderek tetkiklerde bulunmuşlar ve müessese den. gördükleri intizamdan memnun kalarak ayrılmışlardır. AzizEI M:srî yakalandı Kahire 6 (a.a.) Geçen ay Mısırdan tayyare ile lcaçmaga tesebbüs eden eski Mısır Genelkıırmay reisi Aziz ElMısrî ve iki arkadaşı tevkif edilmiş lerdir. Almanyaya sevkedilecek yumurtalar Ankara 6 (Telefonla) Almanyaya Jırac olunacak konserve yumurtaların 720 lik küçük sandıklarla da sevkine müsaade edilmiştir. Atlas denizinin Vaşingtondan gelen haberler, Amerikanın İngiltereye yardım yolunda, bir adım daha attığını gösteriyor. Bu adım, Atlantik meydan muharebesine hemen hemen fili bir İştirak addolunabi'ir. Filvaki, Ruzvelt'in, hava üsleri kurmak üzere, Groenlanda asker göndermiş olduunu ve Amerika ordusuna mensub transatlantik bombardunan tayyarelerile diğer tayyare devriyelerinin Atlas Okyanusu yollorında, donanmanın yaptığı L'arakol faaliyetini takviye edeceklerini bildiren bu haberler, Amerikanın harbe ştirake doğru mühim bir adım atrnış olduğundan başka türlü tefsir edilcmez. Amerikayı, Groenlanda asker gönder meğe sevkeden âmiller arasmda, geçenlerde Groenland civannda vukuvulan deniz muharebesinin büyük bir rol oynadığına şüphe yoktur. Almanların Bismark nrhhsı ile Prince Eugen ağır krurazörünün, Groenland ile İzlanda ara ındaki Danimarka boğannda görünmeleri, Alman Amiralhğmm Şimalî Atlas Okyanusundan geçerek Amerikadan İngiltereye harb malzemesi getiren vapur tafilelerine karşı bir akm yapmak istediğini göstermiştir. Bu iki yeni ve seri Alman gemisi, tesadüf edeeekleri vapur kafilelerini, denizaJtı gemilerile tayyareerin aslâ beceremiyecekleri kadar müthiş zayiata uğratabilirlerdi. Nitekim, bir, iki defa, denizüstü Alman harb gemileri, böyle mu vaffakiyetli akınlar yapmışlar ve her defasında bir çok vapuru birden batırmışlar; kafilenin diğer gemilerini dar madağın ederek sağa sola kaçmağa ve gitmek istedikleri limanlardan uzaklaşmağa mecbur etmişlerdi. Kışın yapılan bu akınlar, fena rüyet şartlan yüzünden, Ingiliî donanması tarafmdan ne ön:eden görülebilmiş, ne de Alman korsan kruvazörlerini akından sonra yakalayalilmek mümkün olabilmiştir. Bismark ile Prince Eugen'in tesebbüs ttikleri akının muvaffak olaraamasında e Alman zırhlısının batırılmasında ise, hava kuvvetleri pek büyük bir rol oynamışlardır. Şimalî Atlas Okyanusunda esis edilecek sxkı bir hava kontrolunun evkalâde büyük olan kıymet ve ehem miyeti, artık filiyatla tahakkuk elnüştir. ngiliz hava kuvvetlerine gerek Bıitnnya daları etrafmda, gerek Akdenizde düşen /azfeler çok ağır olduğundan İngilizlein Groenland mıntakasında sıkı, mü r ve daimî bir hava kontrolu tesis tmeleri, bugün için, mümkün d^ğildir. Bu vazifeyi, İngilizlerin tabiî müttefikj lan Amerikalılarm üzerlerine aldıkları nlaşılıyor. Groenlandda, Almanlardan v\'el davranarak hava üsleri tesis etmek çin en münasib zaman, şimdidir. Mevsim yazdır; Atlantik harbi şiddedenmişir; Bismark zırhlısının batırılması üzeine maneviyatı sarsılan Alman Amiralğının geçirmekte ojduğu muvakkat ha* eketsizlikten de İstifade etmek lâzımdır. ve Groenland adasile diğer üsleri gösterir harita •• Yazan : « • ^ • • • • • • • • • • • • • • ı Abidin Daver himdir. Bu suretle Amerikanm doğu şimalindeki Nevyork, Boston gibi büyük Amerika limanlarile Şarkî Kanadadaki Kebek, StJohn ve Halifaks gibi Kanada ümanlarından hareket edecek olan vapurlar ve kafileler, Ternöv ve Lobradorda Kanada sahillerini kontrol eden Kanada devriye tayyarelerinin, Kanada, İngiüz ve Amerikan karakol gemilerinin himayesinde Groenland cenub sahillerine doğru tam emniyet içinde sefer et mekte devam edeceklerdir. Groenland sularuıa yaklaşınca, burada tesis edilecek hava üslerinden kalkan devriye tayyarelerinin himayesinde, izlanda adası sularına varacaklardır. İzlanda da, Groenland gibi Danimarkaya aiddir; fakat 1940 baharındanberi İngiliz işgali al tındadır. Buradan sonra, Şimalî İngiltere ile İzlanda arasında. gene Danimarkanın Far Öer adaları gelir ki bunlar da İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Böylece şarktan garba doğru Iskoçya Far Öer İzlanda Groenland Lab rador üslerine yerlesecek İngiiiz Kanada Araerikan hava ve deniz kuvvetleri, Şimalî Atlas Okyanusu deniz yollarını müessir bir kontrola tâbi tutabileceklerdir. Amerikadan hareket eden nakliye kafileleri Labrador Groenland İzlanda Far Öer İskoçya rotasını takib etükisri takdirde, denizden olduğu kadar r>avadan ve bilhassa havadan çok kuvvetli bir himaye görebilirler. Büyük mesafe bombardıman ve keşif tayyarelerinin, bu rotanın bütün imtidadınca mükemmel bir karakol ve devriye faaliyeti yapacakları şüphesizdir. Amerika, harbe girmedikçe, bu devletin bombardıman tayyareleri görecekleri deniz üstü veya denizaltı Alman harb gemilerine hücum edemezlerse de, bunlann mevkilerini İngiliz tayyare ve harb gemilerine bildirebilirler; ayni za manda kafileleri telsizle vaziyetten haberdar edebilirler. Diğer taraftan bir kısım İngiliz tayyareleri de, Groenlanddaki Amerikan hava üslerinden istifade edebilecekleri için, İngiliz tayyareleri de Amerikalı arkadaşlanndan alacakları kaberler üzerine Alman gemilerine saldırabilirler. Bu hava üsleri sayesinde, Amerika yaruı harbe girdiği takdirde, işe sıfırdan başlamak mecburiyetinde ka'jnıyacak; Amerika havacılığı ve denizciliği şimdiden hazırlanmış olan Groenland üslerinden istifade ederek mücadeleye müessir surette iştirak imkânuıı bulacak lardır. Almanlann Atlantik meydan muharebesinde tezahür eden bu İngiliz Amerikan işbirhgine karşı yapacakları en müessir mukabele İngilterenin malı olan Orkad (yahud Orkney) adaları ile Hebrid, Şetland adalaruu, Danimarkaya aid olup İngiliz işgalinde bulunan Far Öer adaları ile İzlanda adasını, hattâ İrlanda>T sıçraya sıçraya işgal ederek İngiitereyi tam bir abluka altına a!mak olabilir. Bu adalar iyi tahkim ve kuvvetli bir surette işgal edilmişse kl öyle olması lâzım gelir muvaffakiyetli Girid tecrübesine rağmen, Aimanların onian ele geçırmeleri kolay bir iş değildir. Almanyanın Groenlanda el atmağa kalkısması, Amerika ile harbe sebeb olacağı için, simdilik düşünülemez; Amerikalılar, hava ve deniz üsleri tesis edip buraya kuvvetli bir şekilde yerleştik ten sonra ise muvaffakiyet vadetmiyen bir cür'et olur. Alman hava ordusunun Giridde kazandığı muvaffakiyet, yukanda isimlerini saydığımız İngiltere şimalindekj adalarla İrlandaya hava taarruzları yapmayı mümkün bir hale koymuştur. İngilizlerin Gİridi geçen ikinciteşrinden ma yısa kadar işgal ettikleri halde, esaslı surette tahkim etmemeleri şaşılacak bir ihmaldir. Buna benzer bir hata, şimaldeki adalarda da varsa, bunun sür'atle tashih ve telâflsi icab eder. Çünkü İngilterenin ablukası ve Atlantik meydan muharebesi bakımından bütün bu adaların sevkülceyşî kıymet ve ehemmiyeti büyüktür. İngilizlerle İrlandahlarm buralarda sıkı durmalan lâzımdır. ABÎDÎN DAVER Holanda Hindistanı Ne yeni nizamı tammak, ne de Almanya ile işbirliği yapmak arzusunda değil Koordinasyon heyeti Atina 6 (a.a.) D. N. B. Hükumet tarafından kabul edilen bir toplandı kanunla muhasamat bittikten sonra harb Ankara 6 (a.a.) Koordinasyon heicin yapılacak istikrazlara iştirak eden yeti., bu sabah saat 10 da Başvekil Dr. Yunanlılar idam cezasına çarpılacaklar Refik Saydamın riyasetinde toplan dır. mıştır. Molotof, Tokyoya gidecekmiş! Tokyo 6 (a.a.) D.N.B. Hoşi Şimbun jazetesinin öğrendiğine göre, Sovyetler Blrliği Hariciye Halk Komiseri Molotof. bu yaz Tokyoyu ziyarek edecektir. Bu jiyaret üzerine Japon Sovyet münasebetlerinde yeni bir inkişaf gözükmesi beklenebilir. Yunanistanda istikraza iştirak edenler idam olunacak Hava Kurumuna yardımlar Ankara 6 (a.a.) Türk Hava Kurumuna yapılan yardımlara dair bugün aldığımız haberler Ödemişten Süley man Giıroğlu kuruma 250, Beyazıdlar köyünden Durmuş Ali Çimen, tütüncü Hüseyin Bozkaya, Mustafa , Güngelen. Mehmed Emin Eşmen kardeşler, uncıı Mustafa Çağlavan, Yeni köyden Halil Ayanı ikişer yüz lira, Cavid Tütün 166 ira, Marko Sardas, Süleyman Sivri. İbrahim Eroğlu. Osman Güner. İbrahim Köymen, Karadoğan köyünden Ali Bekâr yüzer lira ve diğer vatandaşlar da yekunu 2924 lira tutan bir teberruda bulunmuşlardır. tndianapolis 6 (a.a.) Mayi ile soğutulan yeni tayyare motörü Amerika ordusu tarafından kabul edilmiştir. Bu haberi General Motors kumpanyası ilân ;tmiştir. Salfthiyetli kimseler bu mo;örün bugün Avnroa harbinde kulla nüan bütün motörlerden üstün oldugunu beyan etmişlerdir. Bu motör 1325 beygir kuvvetinde olarak tahmin edilmektedır. General Motors müessesesi dokuz aydan evvel bu motörlerden avda en aşagı bin tane imal edilebileçegini tahmin etmektedir. Mayi ile soğutulan tayyare motörü Fransada Yah'jdiler aleyhine takibat Londra 6 (a.a.) Batavia radyosunun bildirdiğine göre, Japonya ile Holanda Hindistanı arasmda yapılan müzakereler neticesinde Japon metalibatına Holanda Hindistanının cevabı bu sabah Japon mümessillerine tevdi olunmuştur. Japon murahhası, bazı bakımdan bu cevabm tatmin edici olmadıgını, fakat muhtelif noktalann müzakere mevzuu R. FFA.EK olabileceğini söylemistir. Holanda Hindistanı murahhaslan beyanatta bulunmamışlarsa da umumî inüba Holanda Hindistanının hattı hareketi deglşmedigi merkezindedir. HoBükres 6 (a.a.) D. N. B. landa Hindistanı yeni hiç bir nizama iştirak etmek arzusunda olmadıgı gibi Hali firarda bulunan eski Rumanys Almanyaya. ne doğrudan dogruj'a, ne başvekil muavini ve lejyonerler reisi de dolayısile iptidai maddeler verilme Horia Sima'nın muhakemesi dün Sıyasinde işbirligi yapmak istememektedir. ben Bükreş di\'anı harbinde başlamıştır Horia muh«kemes! Vichy 6 (a.a.) D.N.B. Fransı»! emniyet menvurlan, C6te d'Azur boyunca bühassa Alpesmaritimes. Var ve Bouches de Rhone viiayetlerinde Yahudilere karşı takibat yapmışlardır. 42 yabancı Yahudi tecrid kamplanna jonulmuştur. 400 Yahudi mııa<'yen yerlerde ikamete mecbur edilmiştir. Bir ıgiltere n e Amcrikanm bhlikte muka ok Yahudiler de kara borsada faali *** ' bele edeceklerini göstermiştir. retlerinden doiavı mahkemeye sevke Groenlandda Amerika hava üsleri teOnun için bu ihtarlann müessir ol dileceklerdir. Yukanda ismi geçen vi isi, Amerika ile İngiltere arasınrSa, Şiâyetlerde polis temizleme tedbirlerine malî Atlas Okyanusundan geçen deniz ması ihtimali henüz mevcuddur. ömer Rıza DOĞRUL devam etmek*edir. o'.larının emniyeti bakımından pek mü İnkâr edemeyiz abla! Edibe teyzenin titrek sesi, kırık bir aksi sada gibi odaııın bosluklarını do Elbette inkâr edemeyiz, kızım! Elbette inkâr edemeyiz, kızım! Remziye. onlarla gözgöze gelmemek için önüne bakıyor, eUerini oğuşturuyordu: Bu muhakkak... Sonra nişanlım... Kimin, ne demeğe hakkı olabilir? Lemanla Edibe teyze, seslerini çıkarmadılar. Bu sükut, Remziyenin cesaretini kırmamıştı: O da, benün umurumda değil. Onun bize yaptığı iyilikleri, nisanhhğı bırakahm. Biz, evimize. bir kiracı alamaz mıyız. Herkesler alıyor. Lemanla Edibe teyze, gene seslerini çıkarmadılar. Bu ikinci sükut, Remziyenin cesaretini biraz zedelemişti, fakat, dişlerini sıktı: Evet, herkesler alıyor... Biz, evimize, kiracı, hatta pansiyon arayacak kadar muhtac değil miyiz? Leman, başmı önüne eğmişti: Muhtacız, abla! Edibe teyze, tespihini çekiyordu: Muhtacız, kızım! Remziye. derin bir göğüs geçirişile: Hep bunlar. bir araya gelince, Fik Sofya 6 (a.a.) Sofya hattı üzerineski Yugoslavya hududunda Dragoİzmir (Hususi) İnhisarlar idareman istasyonunda bulunan pasaport sinin Bayraklı civaruıd» kurmagı t»bürosu. Niç ile Dragoman arasında savvur ettiği çarab fabrikası. gene ayni f an yolda bulunan Pirot'a nakledilmismıntakada, fakat başka yeröe kurulair. c&ktır. Çünkü eski tespit edilen yerde tarüü bazı asann mevcudiyetinden Yemekten zehî'lenpnler şüphe edilmiştir. Fabrika modern ve İ7mir (Hususi) ödemişte DsJ büyük olacak, memleketin şarab ihti nahiyesinde bakfeü Sadık Uysal, ailes! yacının mühim bir kısmına cevab ve efradile beraber fazla bayatlaşmış yerecektir. Almanyaya bu fabrika için mek yÜTİlnden zehirlenmiş, aile aza3.5 milvon liralık makine sipariş edil smdan 65 yaşında Emine öîmüş. 17 miştir. Fabrikanın planı da hazırlan yasında bir kızîa 25 vaşında bir İO2 mıştır. hastaneye kaldınlmıştır. Yardımı dokunur, abla!! Yardımı dokunur, kızım! Remziye, sarfettiği kuvvetten yorulmuş, koliarım yanına sarkıtmıştı: Hali keyfiyet böyle işte... Şimdl, ıneyim, Fikriye, bu akşam, eşyalarım getirmesini söyliyeyim. Ve onların verecekleri cevabı dinlemeden odadan çıktı; koşarak aşağıya indL Fikri, kollarmı kavuşturmuş, bir İç dalgınlığı ile bekliyordu; Remziyenin ayak seslerıle uyandı. Gene kız, onun boynuna sarıldı: Leman da, Edibe teyze de, pek memnun oldular. Fikri, hâ!S, düşünüyordu Bizim fabrika ile burası uzak düşüyor. Gene kız, çimdikler gibi onun kolunu tutru, çekti: Sen, yoldan kaçmır mısm? İç aramak için, az yollar mı tepmedin? Fikri, yorsanının yatağınm, kara siiflî küliliğıni düşünüyordu; bunu söylemeğe utanıyordu. Onun sükutu, Remziyeyi kuşkulandırmıştı: Konuş... Söyle... Anlat... Geriledi. gözlerinin içine baktı: Yoksa, dışarıda bir bağlıhğın mı Başını iki yana sallıyordu: Dedıkodulara inanacağım geliyor, Fikri.. Fikri, daha faıla susamıyacağıru aniamıştı, açığa vurdu: Eşyalarım dediğim şeyler, ele alınmıyacak kadar kirli... Şilte, yorgan, delik deşik... Çarşaflar da yırtıldı, attım. Çok kirli, Remziye, çok kirli. Utamyorum. Remziye, gevrek bir kahkaha kopardı: Çocuk!.. E, sen, vallahi çocuksun... El evine kiracı gelmiyorsun ki... Bİ2, burada neciyiz, temizleriz. Öyle rahat edeceksin ki... Fikri. mahcub. boynunu bükmüştü: Size yük olacağtm. Remzive ellerini, onun omuzlanîia koymuştu: Böyle konuşma! Böyle konuşmanı istemiyorurn. Gücenirün, anlıyor miısun, gücenirim. Çektiğin sıkıntıUr. hep, benim yüzümden. Bunu. hiç unutur muyum? İnsan, yabancılara yük olur. Biz, yabancın mıyız? Edibe teyze, Allahhk! Hem anamız, hem teyzemiz. Evde o olduğu için, sana, gel! diyebiliyorum. Geride kim kalıyor, Lemanla ben. değil mi? Ben, nişanhnım... Leman da kardeşin.. (Arkan var) İzmirde kurulacak şarab fabrikası ar hududu Pirot'a alındı Biır AŞK UCURUMU 64riyi evimize alabiliriz. Yüzü, birdenbire, aydınlandı, gülüyordu; fakat, içten değildı, yalandı. Eunu bildiği. hatta pek de inandıramıyacağını hissettiği halde hissetmemiş göründü: Bü* kere, ona borcluyuz. Kiracımız desek, yalan değil. Evleneceğiz, nişanhm... Madem ki evimize bir kiracı almağa muhtac vaziyetteyiz, ne diye, yakından tanıdığımız bir adamı, Fikriyi, nişanhmı almıyalun da yedi kat elden birini alalım? Edibe teyze, tespihin imamesini dudaklanna götürmüştü: Artık. ben, giderim kızım. Remziye, yerinden sıçradı: İşte bu olmaz! İhtiyar kadın, tespihini düs.ürmüştü: Neden evlâdım? Nedeni var mı? Evde, anamız yerınde, bir sen varsin. Ben, sana güveniyorum. Eğer sen olmasan, Fikriyi eve alamam. O zaman, sunturlu dedikodular çıkar. Belki de karakolluk oluruz. Sana göre değü. Remziye, biraz ferahlamıştı: Şöyie düşünüyorum. Fikriye, aşağıki odayı veririz. Edibe teyze, bu odada yatar. Lemanla Edibe teyze. muhtac insanların açık teslimiyetile söylediler: Bu odada yatar, abla! Bu odada yatar, kızım! Mahmud Yesari Leman, tasdik etti: Bu açık teslimiyet, Remziyenin içinı üzüyordu; fakat buna katlanacaktı, kesip atan bir ses'.e: Hem gece misafiri değil... Sabah gelip, akşam gidecek, dedi. Evet, sabah gelip, akşam gidecek... Bize, her gün, bir ahpabımız, dostumuz, arkadaşımız, akrabamız gelemez mi? Lemanla Kdibe teyze, seslerini çıkarmadılar. Remziye, son cesaretile ilâve etti: Onu, dışarıda, han köşelerinde, sefil perişan bırakamam. Buna, Allah da razı olmaz, kul da... İşte olduğu için, sofraya da yardımı dokunur. Lemanla Edibe teyze, bir ağızdan cevab verdiler var? J