21 Marî T94Î CUMHURlYET" Mihverin tazyikma karşı şerefli bir mukabele ugoslavyamn son günlerde karşılaştığı en mühim hâdise, Yugoslavya hükumetinin milli iradeyi hiçe sayarak ülçer paktına iltihaka karar vermesi ve Viyanada imzaladığı vesika ile bu karan Yugoslav nulletuıe yüklemek istemesi idi. Gerçi Yugoslav hükumeti, şeref ve hürriyet icablannı her icaba üstün tutan Yugoslav milletini tatmin için memleketin bakimiyet ve bütünlüğünü tanıtan ve bir yabancı işgal tehlikesini, hiç olmazsa zâhiren bertaraf eden garantiler almayı da ihmal etmemişti, fakat amelî ve bakikî hiçbir kıymeti olmıyan bu gibi güsterişler Yugoslav milletini tahninden çok uzaktı ve Mihver devletlerinin Rumanyada ve Bulgaristanda neler yaptıklarını, Yunanistanın Mihver tecavüzünü nasıl kahramanca karsıladığını goren Yugoslavlann bu gibi gosterislere kanmalarına imkân yoktu. Onun için aksülâmel son derece seri oldu ve Yugoslavyalılar Mihver devletlerile paku imzalayan hükumeti de, o hükumetin istinad ettiği rejimi de bir lâhzaJa yıkarak Yugoslavyanın hürriyet ve istiklâlini, şeref ve haysijetini koruyacak bir hükumeti iş başına getirdiler ve genc Kral İkinci Piyer'i de tahtına oturttular. Mukabele o kadar anî oldu ki Mihver devletleri birdenbire neye uğradıklarını anlayamamış bulunuyor ve hâdisenin yalnız dahili mahiyette kalmasını ümid etmekle kendilerine teselli verivorlar. Fakat bu mukabeleyi icab ettiren hâdise malum olduğu için vaziyet tereddüd gostermeğe müsaid değildir. Gerçi bu satırlan yazdığımız ana kadar Yugoslavyanın mukadderatına va»yed eden yeni hükumetin üçler paktını imzayı reddettiğini bildiren sarih bir haber almamış bulunuyoruz, fakat yeni hükumetin Yugoslav hürriyet ve istiklâlini korumak azmile işbaşına ffeçtiği ve bunun için de harbi göze alnıaktan çekinmiyeceği muhakkak sayılabilir. Hâdisenin Mihver devletlerinde bıraktığı intıba, şimdilik behtü hayrettcn ibarettir. Bu behtü hojreti takib edecek vaziyet, yeni Yugoslav hükumetinin vacivetini tasrih etmesine bağlıdır. İngilterede ise İngiltere Başvekili Mister Çorçil söylediği bir nutukla İngilterenin hâdise karsısuıdaki vaziyetini tasrih etmiştir. Yeni Yugoslav hükumeti üçler paktını reddeder ve bu yüzden istiklâlini bir tecavüze karşı müdafaa etmek mecburiyetinde kalırsa, İngiltere, Yunanistana yardun ettiği gibi, Yugoslavyaya da hemen yardun edecektir. Mister Çorçil, Amerikanuı demokrasilere yaptığı yardımı, Yugoslavyaya da teşmilini temenni etmiş ve anlasılan Amerika hükumeti de istiklâl ve hürriyetini müdafaa eden Yugoslavyaya her yardımda bulunmak karannda olduğunu Yugoslav hükumetine bildirmistir. Bunun manası, İngiltere ve Amerikanm da yeni Yugoslav hükumetinin vaziyetini tasrih etmesini beklemektedirler. Yugoslavyanın yeni vaziyetini tasrih etmesi, Mihverin de ona karsı vaziyetini tasrih etmesini intac edeceği için Yugoslavyanın bir tecavüze uğrayıp ufcranuyacağı da hemen anlaşılacaktır. Hulâsa, Yugoslav milleti, kendi iradesinin ifadesi obnıyan bir karara, derhal ve kat'iyetle mukabele etmiş ve bu şerefli mukabele Mihver namına «i>asî hir mağlubiyet. YHfroslavva namına şerefli bir kalkınma teşkil etmiştir. ömer RITI Türkiye İş Bankasının umumî heyeti Bu millî müessesenin 1940 yılındaki faaliyeti ve elde ettiği neticeler takdir ve iftiharla harşılandı Ankara 27 (a a.) Türkiye İş Bankasının hissedarlar alelâde ve fevkalâde umumî heyetleri bugün öğleden sonra Banka idare meclisi reisi Ahmed Nesimi Saymanın reisliğinde ve hükumet komiseri huzurunda banka umumî merkezinde sıra ile toplanmışlardır. Hissedarlar alelâde umumî heyeti toplantısmda müessesenin 17 nci iş yılına daır idare meclisi raporu ile mürakıblar raponı, 31 birincikânun blânçosu, kâr ve zarar hesabı okunarak tasvib oluarnuştur. C. H. Partisini temsilen toplantıya iştirak eden Tevfik Fikret Sılay idare meclisi raporu münasebetile söz aiarsk müessesenin 1940 yıh faaliyetinden ve elde ettiği neticeden hissedarlann iftihar duyduklannı söyliyerek takdirlerini ifade eylemişür. İdare meclisi rsoorunda da tebarüz Pttirildiği vechile 1940 yıhnda Türkiye İş Banka"!indaki mevduat hesablin bir yıl evveline nazaran 3 698 974 87 lira fazlalıkla 51 645 575 50 liraya, tasarruf hesabları da bir vıl evveline n^net 1.185 098 37 lira fazlahkla 18 717.643.03 lirava yükselmistir. Bu suretle bankadaki tevdiat hesablannm umumî yekunu 1940 vıh sonunda 70 363 ?4R •> liravı = ; bulmuştur. Müessesenin 1940 yılı lüzumlu gorulen karsılıklan safi kâr ayrıldıktan sonra 1.032.385.10 liradır. Hissedarlar umumî heyetinin verdiği karara göre 16 numarah kuponlar mukabilinde tamamı ödenmiş beher on liralık hisseye net olarak bir lira tevzi edilecektir. Tevziata 15 nisan 1941 tarihinde başlanacaktır. 1940 yüı kârmdan ayrılan miktar ile bankanm ihtiyat akçası 4,164,580 lirayı bulmuştur. 1941 mürakıbhklanna Ali Barlas ve Arif Sayıl tekrar seçilmişlerdir. Hissedarlar fevkalâde umumi heyet toplantısında ise banka esas nizamnamesinin bazı maddelerinin tadili hakkında idare meclisi raporu ve bu rarjora ilişik tadıl teklıfleri okunarak müzakere edUmiştir. Bankalar ve devîet müesseseleri memurları barem kanunu mucibince e«as nizamnamede vapılması icab eden bu tadiller umumî heyet tarafından tasvib olunmuştur. Toplantılann sonunda banka idare meclisi reisi Ahmed Nesimi Sayman hissedarlar umuml heyetinde mesai arkadaşları hakkında izhar edilen takdirlerden dolayı şükranlarım beyan etmiftir. Günün mevzuu Aman dayanalım! ostum (VaNu) nun ve o» nunla ağızbirliği yapanlann hakkı var. San'atta, zevkte, edebiyatta, mimaride, resimde, heykelde hatta dilde bir takım aykınlıklar v« züppelikler belirmeye başlamıştır ki; bunlara mukavemet etmek her mütefekkir için, her kalem sahibi için bir va< zifedir. ÇizgUerinde bir insiyak, heyeti mfflmiyesinde bir mantık, hulâsa bir z*vld selim bulunmıyan züjjpe binalar * h r i mizi istilâ etmiş ve husnü tabiat namına fecaatlerle doldurmuştur. Bir çok büyük caddelerimizin hali, doktor muayenesi için dizilmi* raşitik, kambu* zambur bir takım hastalann şayaru merhamet ve ahenksiz sıralannı andınyor. Daha geçenlerde Beyoğlunda açılafl sergide bir çoklannın parmaklannı ısırtan modern resim mektebinin seçm« eserlerini değil, onlara bayılanlan büyük bir endişe ile gorüyoruz. Benim gi* bi bu eserleri tadamadığını açıkça söyliyenler az da olsa umumun şuuruna tercüman olduklan muhakkaktır. Hatta bazı resim üstadlan bile bunlann bire» resim olmadıklannı yazacak kadar ce. lâdet göstermişlerdir. Edebiyat bahsi d«i başka bir âlem! Birkaç gündür (VaNu) nun p ğına doladığı yenl şairlerin yeni şiirleri^ eski şairlerimizi mezarlannda fırıl fınl' döndüreeek birer ucubedir. Bunlann kıymetini anlamadığunızı söylemelerina bakıp (acaba nu?) tereddüde düşmek abestir. Serbest şiir vezin ve kafiye gibl | se» ve telâffua güzelliklerinden istianaeteıiyecek kadar güzel olmadıkça kimtenin zevkini okşayamaz. Hele manasr» olursa hiç yaruna yanaşılmaz. Geçende nğraştun uğraştun. Şı best şiiri yazdım. Pehlıvan ensesi gibi; Yağlı.' Kelle kelle dizmişler, Kesmesi kolay; Yemesi güç, Bir iki üç. Bunun isml kasarpeynirf. Maalesef bundan kaşarpeyniri sezildigi için yanl bir mana çıkabildiği için mütehassıslan bab tutmadılar. Bırakın saçmayı canmı! Böyle şeyler* şiir diyip gencliğin körpe tevkini dalâlete sevketmiyelim! Böyle nazım da olmaz, nesir de! Soz anlatmak için söylenlr; şlir beye* canlandırmak için. Anlaşılmıyan şeyden heyecan doğaf ı? Fonerik imlâ dediğimiz şeyin bir t a raftan kaidelerine tam riayet edemejişimizden, bir taraftan da birçok edib v« j üstadların hâlâ mütalea etmekte olduklan harf ve imlâ eksiklerimizden dolayı güzel dilimiz de bob stilleşmeye başlamıştır. Londra, hatta Ankara radyosunda meselâ: Karşılıklı alıp vermek manasına gelen taâtıy kelimesinin teati yazılmasuıdan dolayı türkçesi zayıf genc spikerlerin bu kelimeyi tıpkı dostumu» Artin Efendi gibi hiç imale yapmaksızın aynen okuduklannı, hâdisenin hadisa gekline girdiğini; değişmek manasına tahâlüf kelimesinin tehalüf olarak Ermeni taklidi yaptığuu esefle gbrdiim. Buna mukabil Londra radyosunda arasıra türkçe konferanslar veren Sör Windem Diyz ismindeki İngilizin şivesindeki yabancıhğa rağmen bu kelimeleri Türk spikerlerinden daha iyl söylemeye hiç değilse çalışüğım müşahede ettim. Aslı arabca ve farisl olan ve türkçey» girdikten sonra dildeki ses yeknrsaklığı, nı büyük nispette gidererek bilhassa İstanbul şivesine lâtif bir ahenk veren v« artık bizim malımız olan kelimeleri da yazı ve konuşma dilimizden atmaya çahşmakla ifade sahamızı daraltırken, diğer taraftan türkçenin kulaklara xevk veren güzelliğini de gidermekte ve onn î konsonunun çokluğu sebebile j a ^ poncaya benzetmekteyiz. Bütün bunlan ben, kolay âHmllk, şarlik, san'atkârlık, ediblik ve muharrirk için icad edilmiş şeyler ve bld'atle* sayıyorum. Bunlann hepsi zevkimia, ;an'atımız ve dilimiz için birer larardır. Bunu benim gibi gören ve farkedenlerin vazifesi her rasladıklan yerde hunlarla mücadele ederek bu manevi varlıklanmızın akli selim ve zevki selim cadde«dnden aynlmamasına elden geldiği kadar gayret etmektir. Aman dayanalım! Devlet ikfısadî teşekkülleri memurları tekaüd sandığı Bu hususta hazırlanan kanun lâyihası Meclise verildi Ankara 27 (Telefonla) Devlet iktısadî teşekkülleri memurjannm tekaüd sandığı hakkmda İktısad Vekâletlnce hazırlanan kanun lâyihası Meclise verildi. Lâyihadaki esaslara göre, sandıga dahll memurlann aylıkları tutarlarından mensub oldukları idarelerce her ay yüzde bes nispetinde tevkifat vapıİacaktır. Hizmete ilk giren memurlarm ilk aylık tutarından kesilecek yüzde yirmi beşlerle aylıklan artırılarak memurların ilk bir avhk zamları ve memurlarm mensub bulunduklan idarelerce her ay verilecek paralar sandığın sermayesinl teşkil edecektir. Memurların avlıklarmdan cezaen kesilen paralarla sandık sermayesinin bütün gellrleri müteferrik gelirler ve teberruat sandığa kalacak ve bu idarelerde mevcud diger sandıklar ve sairenin parası yeni tesise intikal edecektir. 3208 numaralı kanunla teşkil edilmiş olan yardım sandığı ilga edilmektedir. Memur ve müstahdemlerin bu sandıktaki aidat ve ikramiyeleri kendilerine tevzi olunacaktır. lllllll ' İn»ilterenin yeni r Grl. Antoneskonun bahrî inşaatı müphem sözleri Harp filosu için iki Önünde eğilmeğe mecbur olduğumuz vaziyeti biz asla kabul etmedik,, Bükreş 27 (a.a.) General Antonesko bir merasim esna^ında şunlan söylemistir: < Onünde boyun eğmeğe mecbur kaldığım vaziyeti biz asla kabul etmedik ve asla kabul etmiyeceğiz. Adalet yerini bulmadıkça, Avrupada sükunet olmıyacaktır. Fakat adalet yerini bulacaktır ve Rumanya askerleri bunu benim sesimle ilân etmektedri.> 41 misli gemi meydana getiriliyor Londra 27 (a a ) Bahriye Nazırı Alexander dün şu beyanatta bulunmuştur: « Son altı ay zarfında Imçaratorluk tersanelerinde inşa edilen harb gemüerinin sayısı iki misiinden fazla artmıştır. Çok miktarda ticaret gemileri için de siparişler verllmlştir.» Ticaret filosu olduğu gibi duruyor Londra 27 (a.a) Ingıliz Deniz Ticaret Nazırı Cross dün söylediği bir nutukta demiştir ki: t İngiliz hükumeti 1942 sen°sini itimadla derpiş ediyor. 1942 de Sudretimiz denizlerde ve havalarda pek çok artacak, düsman ise baza iptidaî maddelerinin yokluğundan sıkmtı çekecektir.> Cross, ticaret filosu seviyesinin simdiye kadar hemen hemen oldu$u gibi muhafaza edilebildiğini soyleır'=Hr. General de Gaulle Fransız Hattıüstüva Afrikasında yeni teşkilât yapılıyor Londra 27 (a.a.) Brazzaville radyosuna gore, hür Fransız kuv vetleri kumandanı General de Gaulle hali hazırda Fransız hattı üstüva Afrikasında Çad gölü mıntakasında bir teftiş seyahati yap maktadır. General de Gaulle bu mmtaka daki askerî kuvvetlerin ve ahalinin maneviyatmdan çok memnun olduğunu söylemistir. General de Gaulle Çad toprak lannın iktısadi inkisafını temin. eticin talimat vermistir. Bulgaryada Alman hava kuvvetleri General Söhr Sofyaya gelerek teftişler yapmağa başladı Sofya 27 a.a.) DN.B. bildiriyor: Hava generali Lohr, Bulgaristanda bulunan Alman hava kuvvetlerini teftiş etmek üzere dun Bulgaristana gelmiş ve Bulgar hava kuvvetleri kumandanı General Kocef tarafından Sofya tavyare meydanmda karşüanmıştır. Bir Bulgar hava müfrezesi selâm resmini yapmıştır. General Lohr, Kral BorLs tarafından kabul edilmis, Kralla samimî bir mülâkatta bulunmuştur. Oğleden sonra İtalya elçisi bir kabul resmi tertib etmiş ve buna Bulear ricalile Alman hava kuvvetlerine mensub büyük subaylar iştirak eylemiştir. General Löhr, dostluk ziyaretlerini yaptıktan sonra Bulgaristandaki Alman hava kuvvetlerini teftise git mistir. Bugünkü Meclis Ankara 27 (Telefonla) Meclis yarın saat 15 te toplanacaktır. Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti nin teşkilât ve memurin kanununun 53 üncü maddesine bir fıkra eklenmesi hakkmdaki kanun lâyihasUe Tıb Talebe Yurduna eczacı talebe alınmasını da temin edeçek olan lâyiha görüşülecektir. Yugoslavyanın genc Kralı Majcste Piyer, bir merasim günü tebrikleri kabul ediyor bunlara, idarî noktai nazardan, oldukça Bütün dünya efkârıumumiyesini, yegeniş muhtariyet verilmiştL ni nizama ıltihak teklıfi karşısında alNihayet, Kral Aleksandr, beklediği dığı azımkâr vaziyetle, kendi uzerıne sükunetin avdet ettiğine kanaat getirdi, çeken Yugoslavyanın, son yırmi yedı 3 eylul 1931 de, yeni bir ana yasa ile senelık tarilıini gözden geçirmek, onun parlâmanter rejimi iade etti. bugün vermiş bulunduğu kararın maO zamana kadar bütün icraatında nasi.nl hakkile kavramak bakımından tam bir isabet ve muvaffakiyet gorülen çok faydalı olacaktır. Fılhakika, Bosna genc Kral, dahilî endişelerin bertaraf emilliyetçi genclik teşkilâtı «asından dildiği o tarihten sonra, bütün faaliyeGavrilyo Prençip'in, Arşidük François'yı tini Yugoslavyanın haricî münasebetleöldüren kurşunu, Avusturya MacarUrini ıslah ve inkişaf hedefi üzerinde tektanm çoktanberi beklediği fırsatı verip, sif etti. Küçuk antant kuvvetli temellere Sırbistanı harbe sürükledıfi zaman, 10 dayanmağa başladı; Yugoslavya, Bulgahaziran 1914 tenberi Kral Naibi sıfatile ristanla ve Yunanistanla sıkı rabıtalar memleketi idare etmekte bulunan Prens tesis etti. Bu meyanda, Kral Aleksandr, Aleksandr, harbin devamı müddetince bilhassa Türkiyeye ehemmiyet vermiş, uhdesinde kalan ordu başkumandanhbugünkü sıkı ve samimî dostluk münağını ele almış ve muhasamatm daha ilk sebetlerinin esasını o zaman kurmuştur. günlerinde, büyük ve tarihî bir hakikat Nihayet, Balkan Antantı, Türkiye ile söylemişti. Prens Aleksandır, o harbin, elele veren Yugoslavyanın, sulh yolunyabancı devlet tahakkümünden kurtuldaki eserlerini tetvic etti. mak ve Sırblarm, Hırvatlann, SlovenFakat, Kralın, harici giyasetteki bu lerin ittihadmı temin etmek için yapımuvaffakiyetli faaliyeti, haan ,aksülâlacak bir mücadele olduğunu müıdelimel tevlid etti. Kral Aleksandr, 9 teşyordu. 7 kânunuevvel 1914 te, Sırb hürinievvel 1934 te, Marsilyada bir sui kumeti, Nişte, milet meclisi toplantıkasde kurban gitti. sında, ayni mealde beyanatta bulundu Bu feci suikasddan sonra, Kral AlekBugün, bütün dünyanın, sempati ile sandr'm yerine, oğlu, İkinci Pierre unkarşıladığı Yugoslav azim ve cesareti, vanile tahta çıkmış, yaşının küçüklüğü işte o ittihadın neticesidir. dolayısile bilfiil saltanat icra edemiyeBüyük Harb, Avusturya Macar imeeği için, Prens Pol saltanat naibi se paratorluğunun mağlubıyetile netıcelençümişti. dikten sonra, Hırvat millet meclisi, MaMüteveffa Kralın, bütün gayretîerine caristanla bütün münasebatını kestiğini rağmen, elle tutulabilir sekilde temin esöyliyerek bütün Hırvat toprakiarınm demediği Sırb Hırvat ittihadmı kat'i istiklâlini ilân etmiş, onu takiben Zağsurette vücude getirmek, son Başvekil rebdeki mület meclisi, Hırvatlarla SırbZvetkoviç'e nasib olmuştur. Hırvat lideri larm, müstakil bir devlet halinde, SırbRadiç'in katlinden sonra, onun yerine larla birleşmeleri kararını vermişti. Kral geçen Maçek, Zvetkoviç kabinesi ikti Naibi Prens Aleksandr, 1 kânunuevvel dar mevkiine gelinciye kadar hükume1918 de Sırb, Hırvat ve Slovenlerin, te mütemadiyen muhalif kalmıştı. Memhür ve müstakil bir devlet halinde birlekete, çok muhtac olduğu sulh ve huleştiklerini, Kral Birinci Piyer namına, zuru temin etmek için, Sırb Hırvat resmen lân e t t ittihadını yaratmağı gaye edinen Zvetkoviç, uzlaşmg zeminini ve esaslarını Bu ittihaddan »onra, yeni ve onun devHırvat partisinin kabul edeceği tarzda let adamlarını, ağır bir vazife bekliBugünkü Yugoslavyanın banisi hazırlamağa ve bu ittihadı, nihayet filî yordu. Memleketin harbden harabezara müteveffa şövalye Kral Aleksandr sahava cıkarmağa muvaffak oldu. dönmüs bir çok köşelerini imar etmek, ikinci derecede bir işti. Asıl mesele, ayni memleketin evlâdı olmakla beraber. tek devlet halinde birleşen ve asırlarca ayn yaşadıklan için hayat tarzları ve zihniyetleri başka başka olan muMeüf unsurln, tam manasile yekvücud hale getirmekti. Nitekim, dahs flk adımlarda, büyük güçlülerle karşılaşıldı. Devlete merkeziyet şekli veren ilk ana yasa meclisin tasdikinden geçtiği zaman, Hırvat lideri Badiç ve partisi, devlet ilşenne müdahaleden imtina ertiler. Kral Birinci Pierre'in 16 ağustos 1921 de vefatmdan sonra, oğlu, Naib Prens Aleksandr tahta çıktı. Yugoslavya, haricî siyasetinde, bilhassa Buyuk Harbdeki müttefiklerine istinad ediyordu. Ayni zamanda, Rumanya ve Çekoslovakya ile de sıkı ve sağlam rabıtalar tesis etmişti. Fakat, Büyük Harbin akabinde, haksızlığa kurban olduklan iddiasile geniş mikyasta propasandava başlayan bazı devletlerin faaliyetine, Yu goslavyayı Adriyatikte tehlikeli bir rakib gibi görmeğe balşayan İtalj'anın müzahereti de inzimam edince, Yugoslav haricî siyaseti, bir takım müşkül safhalar atlatmağa başlamıştı. Bugünkü Yugoslavya Nasıl kuruldu ve bugüne kadar ne safhalar geçirdi? Askerî musahabe Yugoslav ordusu Bir hamlede 32 (ırka çıkarabüecek olan cengâver Yugoslav ordusu çok kuvvetüdir B. FELEK Yurdda ekilmiş saha genişleyor Istatistik müdürlüğü bu nispetin, memleketin yüzde 18 ini bulduğu kanaatinde Başvekâlet İstatistik umum müdürlüğunden şu mektubu aldık: «Ahmed Arazın muteber gazete nizin 19'3/941 tarihli nüshasmda gorülen «Ziraî seferberlik lâzım» başlıklı yazısında bugün yurd toprağının ancak yüzde onunu sürebiliyoruz denilmektedir. 1934 te yapılan ve neticesi İstatistik umum müdürlüğü nesriyatmm 78 numa ralı Tarim İstatısUkleri (1928 34) mecmuasmda ve badehu 93 ve 135 numarah Tarim İstatistikleri mecmuasmda ve hulâsaları 90 ve 124 numarah Hayvan İstatistiklerile 88. 115 ve 149 numarah İstatistik yıl lıkiarında neşrolunan sistematlk bir tahmine gore sürülen toprak larm nispeti yüzde 13 79 idi. Zaman geçtikçe bu nispet yükseldiği ve henüz neşrolunmıyan elde mevcud sLstematik tahminlere göre 1939 senesinde yüzde 18 nipetini teca • vüz edeceği anlasılmaktadır. Bu nispetlere. bahçeler. bağlar dahil olmayıp sadece hububat, bakUyat, smaî nebatlar ve nadaslar dahüdlr K ; iyetm münasib s ^ ü d e tasrihinl saygılanmla dilerim.> Heyeti Vekile toplandı Ankara 27 (a.a.) İcra VeKİ'Jerl Heyeti, bugün Başvekil doktor Refik Saydamm riyasetinde haftalık toplantısını yapmis ve ruzname sinde yazılı mesaili müzakere ve tetkik etmistir. Panama kanah Nevvork 27 (a a.) dan Nevyork Herald Tribune gazetesine bildirildieine Röre, Panama kanalı eklüzlerinin 65 bin tonlıılî zırhlılarm eecmesi mümkün olac sekilde tadili tasavvur edilm^ı'ite dir. Ma'>*ya Bez f»bik»«»ının heveti umumiyesi Ankara 27 (Telefonla) Maiatva Londra 27 (a a ) B.BC. FranBez ve İplik Fabrik*l*rı Türk Ano sız Ofi ajansına göre, Suriyenin bir nim şirketinin heveti umnmivesi cok yerlerinde ve bilhassa Şam, HatODİanmıs fabrikanm 1940 faali leb, Beyrut, Humusta ciddi hâdisevetinin 363 bin lira kârla kapandı ler olmuştur. Şamdaki arbedelerde beş kisi ölmüştür. ; Suriyede arbedeler gittikçe büyüyor Alman'ar Akden zde bir Brezilya gemsini batırdı Daladye ve Reynaud evlerine bırakıldı Rio de Janeiro 27 (a a.) Hariciye Nazırı, İskenderiyeye giden bir Brezilya gemisinin Alman tavvareleri tarafından torpillendiğini resmen bildirmistir. Mürettebattan bir kısmı ölmüs, digerleri yaralanmıştır. J Vichy 27 (a.a ) Tass: Hapisa neden çıkarılan Reynaud ve Daladier şimdi ikametçâhlarmda mevkufturlar. Kendilerine siyasi faallyette bulundukları takdirde tekrar t a k d i r ^ tekrar hapse atılacakları teblıg edllmistir. Buna rağmen, Yugoslavya, her sahada ileri adımlarına devam ediyordu. Ticaretı ve sanayii inkişaf ediyor, memleketin her tarafından imar fasliyeti göriilüyor, yollar, yeni şimendifer hatlan yapıhyordu. Bu arada, dahitt siyasetin de düzelYugoslav ordusundan piyade kıt'alan geçid resminde meğe basladığına dair alâmetler beliriYugoslav ordusunun harbden evvelki Yugoslav ordusu, şeref ve namusu yordu. Radiç, 27 mart 1925 tarihinde, millet meclisine, kövlü Hırvat partisi muhafaza, yurd ve istiklâli koruma gibi hazerî kadrosu da hayli genişti, 15 bunamına bir beyanname vererek. parti mıllî davalarda hiç şakaya gelmiyen çuk milyonu bulan nüfusuna nazaran •îinin, ana yasadaki bütün prensıoleri kahraman bir ordu olduğunu bir defa mühim bir ordu besliyordu. 1938 se kabul ettiğini bildirmisti. Parti miim»s daha ispat etmiştir, Bu ordu, hüvriyeti nesinde ordunun mevcudu 134128 kişi yurdu için yuz bınlerce kahraman idi. Ayrıca askerce teşkilâtland'rılmış silleri kabineye girdiler ve bu arada kövlü Hırvat partsi reisi, Maarıf Nazır' evlâdlarım feda etmiş olan Yugoslav 9000 hudud muhafızı ile 20,000 jandarodlu. milletinin boynuna vurulmak istenilen ması da vardı. 5 orduya aynlmış olan bu hazer kuvvetleri 16 piyade ve 2 süLikin, çok geçmeden, partiler arasın esaret bukağusunu bir vuruşta kırıp parçalamış; miskin ve zelil şefleri, âciz ' vari tümeninden müteşekkildi Piyade da, yeniden, şiddetli mücadeleler baştümenleri 234 piyade alayı ile 1! Söstermişti. Gerginlik artıyor, s>vasî ve korkak nazırları başından atmıştır. Buyük Harbde harikulâde bir kıhra topçu alayından mürekkebdi. Süvar ihtiraslar havayı bulandırıyordu. İş o raddeve geldi ki, meb'uslar ar?>=ındaki manhkla butun bir kış yalnız başıny tümenleri, 4 süvan alayı ile bir bisiklet münaferetler yüzünden, günün birinde Alman, Avusturya Macar, Bulgar or taburundan 1 topçu grupundaıı teşekbir meb'us, mecliste, Radiç partkine dularınm karşısında hiç yılmadan adım kül ediyordu. Ayrıca 2 hassa süvm amensub bir kaç meb'usu tabanca ile 61 adım yurdunu müdafaa etmiş olan bu layı da mevcuddu. Bu tümenlere ist.hordu, o harbde Korfu adasına nakle kâm. nakliye vesair yardımcı kıt'alan dürdü. dıldıkten sonra pek kısa bir zaman için da ilâve etmek lâzımdır. Müteaddid Vaziyet vehamete doğru gidiyor, pprtiler ars^mdaki kavgalarm, umumi bir de tekrar canlanarak Makedonyaya koş müstahkem mevkiler de vardır Yugoslav topçusunun, hazerde 832 da kargaşalık doğurmasından korkuluyor muş ve orada Bulgar ordusuna ınd'rilen müthiş darbede en mühim har.ıleleri ve sahra topu, 180 ağır topu vardır du. Kral Aleksandr, o zaman. çok makul gene o, yapmış ve hakikaten bir vıldı Bir kaç sene evvel 120 tankı ve 83C tayyaresi mevcud idi ki o vakitteııbtr ve çok cezri bir tedbir aldı. 6 kânunu rım taarruzile vatanını kurtarmıştır. sani 1929 da ana yasayı lâğvetti. bütün O zaman maddeten küçük, manen bu silâhların sayısı her halde artmış partilerin faaliyetine nihayet verdi. Fi buyuk olan Sırb ordusu, şimdi ruhça olmak lâzımdır. Esasen bütün bu ha kirlere sükunet gelinceye kadar bekli da, sayıca da büyük ve yaman ordudur. zerî ordu, yapılan kısmî seferberl'k'o yecek, memlekette ikilik yaratan muzır Eğer, üçlu paktı yırtmağa kalkijtıp için şimdi çok genişlemiştir. Yugoslavyad kuvvetlerin faaliyeti durulduktan sonra, bir mihver taarruzuna uğrarsa kendi eli silâh tutar 3 milyon adam vardır parlâmanter rejimi ihya edecektı sini eskisi gibi kahramanca müdafaa et Bunun 2 buçuk milyona yakın kısm: 3 teşrinievvel 1929 da, Sırb, Hırvat meği bılecektır. Bu defa, geçen harb talim ve terbiye görmüştür. Bu itibarla, 1 ve Slovenler devleti adı. Yugoslavyaya deki gibi yapayalnız kalmıyacakti ". Yu Yugoslavya seferberlik ilân eder etmez, kalbedılmiş; kraliyet, a^pmi merkezi nanistan Ue İngiltere ilk hamlede yar 16 piyade ve 2 süvari tumenini hemen yet taraftarl=trını tatmin etmek maksa dımma koşacaklardır; Amerika da bü bir misline iblâğ edebilir. Bir Amerikan istatistiğine göre Yu dilç dokuz bana'lığa aynlmış ve tün geniş kaynaklarını ona acacaktır. Yugoslav hududundaki Macar askeri çekilmezmiş Budapeşte 27 (a.a.) D. N. B., Pester Lloyd gazetesl yazıyor: Bir ajans, Alman diplomasisinin halen Macaristanda orduda büyüls mikyasta terhis yapılmasmı ve Yugoslav hududıjndaki Macar kıtaatının geri çekilmesini temine çalış tığı hakkmda bir sayia yaymıştır. Macaristanda Alman diplomasisinin bu kabil gayretleri hakkmda hiç bir malumat yoktur ve bu kabil gayretler imkânsızdır. Zira malum olduğu vechile Macaristan sefer berlik yapmamıstır. Keza Yugoslav hududundan da kıtaat çekilemez. Bu hududda hudud muhafızlann dan baska kıt'a yoktur. goslav ordusunun hazerî mevcudu 149 bin, talim ve terbiye görmüş ihtiyatlan 1200,000 kişidir. 4 8 gün içinde 250,000 ihtiyatı silâh altına alabilir. Bizim radyo gazetesine göre 800,000 jj kişiyi silâh altma almış olan Yugoslavya tam seferberlik ilân edince hemen 32 tümen çıkarabilir. Yugoslav ordusu şimdi, büyük kısmını Üsküb Manasür arasmda tahşid etmiştir. Yugoslavyanın küçük bir donanmaa da vardır. 1 küçük kruvazör, 1 füotillâ lideri, 3 muhrib, 6 torpidobot, 10 hücumbotu, 4 denizaltı gemisinden ve sair yardımcı gemilerden mürekkeb olan mevcud deniz kuvveti haricinde 1 filotillâ lideri, 2 muhrib, 2 denizalü, 4 hücumbotu da yapılmaktadır. Hulâsa, cengâverliğile meşhur olan Yugoslav ordusu, harb etmek mecburiyetınde kalırsa 1914 18 de yaptığı üzere, gene aslanlar gibi sövüşecektir.