CUMHURİYET 3 Temmuz 1940 îhtikâra mâni olmak için Sümer Bank AnadoAkkâ mağlubu Napoleon lunun her tarafına Fransa İmparatoru olunca Türklerin en mümessil gönderiyor Hükumetçe musadık dostu olduğundan bahse başlamıştı cibince, devletittihaz edilen kararloptan fabrikalarınuı Napolyon'un Mısır hakkındaki iştihası yeniden kabarmaya başlamıştı. Ve bu iştihayı tatmin etmenin mümkün olup olamıyacağmı anlamak için, en mutemed adamlarından (Miralay Sebastiyani) yi bir ticaret ajanı sıfatile Mısıra yolladı. Bir taraftan da, İngilizlerin Mısırı derhal tahliye etmelerini istemeğe başladı. Sebastiyani, Mısıra geldi. Orada bir müddet kaldıktan sonra Suriyeye geçli. Sessiz, sadasız vaziyeti tetkike girişti. I i manları ve kaleleri gezdi. Ticarî ve âskerî vaziyeti inceden inceye tetkikten geçirdi. Uğradığı memleketlerin eşraf ve muteberanile mülâkatlar yaptı. Bunlar arasuıda; İngilizler, artjk Mısırda yerleşmek isüyorlar. Ve buna muvaffak olmak için de, Türk memurlarile kolemenleri birbirlerine çarpıştırıyorlar. Halbuki Franeızlar Mısırı işgal ettikleri zaman, halkı hoş tuttukları için, bütün aklı başında olan Mısırlılar, tekrar Fransızları isüyorlar... Fransa, eski Fransa değildir. Fransız ordusu büsbütün değişmiş, dünyanın en güzide bir askeri haline gelmiştir. Bugün altı bin kişilik bir Fransız kuvveti, bir anda Mısırı işgal edecek kudrete maliktir. Şayed Fransa böyle bir harekete geçecek olursa, ne Türkler ve ne de İngilizler, en kiiçük bir mukavemet göstermiyeceklerdir. Halk, kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmiyen İngilizlere esir olmak istemiyor. Babıalinin memurlarından ise, nefret ediyor. Diye yaptığı propagandalarla bir takım •afdil insanları kandırdı. Bunlara, Franaa idaresine geçmekten memnun olacaklarına dair Napolyon'a mektublar yazdırıp yollattı. Napolyon, bu mektubları, (Mısır halkının arzuları) diye, Fransa hükumetinin resmi gazetesinde neşrettirdi. Bu neşriyat üzerine hem Babıalide ve hem de İngilterede büyük bir telâş belirdi. Napolyon'un zâhiren gösterdiği dostluğa mukabil Türkiye hakkında hüsnü niyet beslemediği anlaşıhyordu. Ayııı ramanda, Hindistan yolu üzerinde de. İngilterenin şeref, haysiyet ve müKim meniaatleri baltalanıyordu. Babıali, yeni bir harbe girecek vaziyette olmadığı için, Fransanın yüzüne gülmeye, işlerini dostane bir şekilde yürütmeye karar verdi... Fakat İngilizler dayanamadılar. Derhal harb hazırlıklarına başladılar. ikisi de, Türkiye ile harbe girişmek fikrindelerdi. Napolyon, Rusyayı biran evvel büsbüliin zayıf düşürmek istiyor, buna bir.aen Rusya ile Türkiye arasında bir harb açılmasım dörtgözle bekleyordu. Fakat 3 üncü Selim, harbe taraftar görünmüyoıdu. Bunun üzerine Napolyon, mahiraııe bir manevra çevirdi. Bir müddet evvel Mısır ve Suriyeye göndererek Türk linıan ve kale'.erinde tetkikat icra ettirdiği Miralay Sebastiyani'ye generallik rütbesi vererek İstanbula sefir gönderdi. Vazifesinin ne olduğunu pek iyi takdir etmiş olan bu zeki diplomat, İstanbula kısaca deniz yolu ile gelebilirken bilâkis, orta Avrupa tarikını ihtiyar etti. (Eflak ve Bugdan) dan (1) geçerek. İstanbula geldi. Ve gelip de Babıali ile tenıasa geçer geçmez, dostane ve safiyane bir lisanla: (Arkası var) (1) Takriben, şimdiki Rumanya. satışlarını da bir elde temerküz ettiımeğe başlayan Sümer Bank Yerli Mallar pazarları, devlet fabrikaları mamulâtı üzerinde fiat hareketleri yaparak, ihtikâra yol açan mutavassıtları ortadan kaldırmak ve Anadolu tacirlerile doğrııdan doğruya teması temin etmek üzerc, yurdun her tarafını gezecek seyyar mümessiller göndermeğe karar vermiştir. Bugün, yurdda vilâyet ve kaza mer kezlerini gezerek tüccarla olduğu gibi Ticaret ve anayi odalarile de temasta bulunacak olan bu mümessiller derhal sipariş de alabilecekler ve tüccarla pazarlar merkezinin doğrudan doğruya temasını temin edip siparişlerin azamî sür'at ve en ucuza mahalline gitmesini temin edeceklerdir. Evvelâ Nazilli fabrikası basmaları ve mamulâtı toptan satıçları üzerinde işe başlanacaktır. Oğrendiğimize göre Sümer Bank Yerli Mallar pazarlarının sermayesini bir milyon üraya çıkararak şubelerin 20 ye çıkarılmssı hakkındaki proje Iktısad Vekâleti tarafından Koordinasyon heyetine verilmiçtir. Tarihî tefrika: Yazan: ZtYA ŞAK1R Millı korunma kanununa muhalif hareket edenler Demir fiatlarını yükseltme hareketleri sabit görülen iki tacir ikiser sene sürgüne mahkum edüdiler Millî korunma kanununa muhalif hareket iddiasile açılan dört davaya aid muhakemeler neticelenmiş, dördünde de kararlar bildirilmiştir. İstanbul sekizinci asliye ceza mahkemesinde görülen demir davasında, mevkuf olarak muhakeme edilenlerden demir taciri Garo Mehteryanm muhik bir sebeb olmaksızın demiri kilosu 35 kuruştan, Prodromos Yusufidisin de bu tacirden satın ahp 38 kuruştan satışa çıkarmak suretile, dtmir fiatlarını yükselttikleri sabit görülmüştür. Hâkim Cemil Tüzemen. her ikisinin de 32 nci madde delâletile 59 uncu maddeye göre beşer yüz lira ağır para cezası ödemelerine ve Garo Mehteryanm iki sene müddetle Kütahyaya. Prodromos Yusufidisin de iki sene müddetle Uşaka sürülmelerine ka Siyasî icmal İngiltereye hücum hazırhsı II Demir davası rar vermiştir. Karar, Temyizin tasdikile kat'ileşirse, demirler musadere oluna caktır. Mahkeme, bu kararla beraber her iki mevkufu da serbest bırakmıştır. Okunan kararm esbabı mucibesinde, bu noktadan «3780 numarah kanunun 66 ncı maddesi hükmünün yalnız son tahkikatın mevkufen icrasını âmir bulunduğu. verilen cezanın sürgünden ibaret olduğu ve dolayısile kararın tefhimi anmdan itibaren mevkufların serbest bırakılmaları lâzım geldi *i tebarüz ettirilmiştir. Diğerleri Diğer üc karar, İstanbul altıncı asliye ceza mahkemesinde bakılan davalarda hâkim Arif Çankaya tarafından verilen kararlardır. Mahmudoaşada «İrfanive» hanının yeni sahibi Havım Kanetinin, bu hanı tüccardan Esad Sonattan satın ahnca. bü Taksilere zam yapılacak mı? Sebze ve meyya (iatlarının tespiti I TARİHTEN I. Ingiltere adası kaç defa istilâ edildi? Ingiltere 1066 senesine kadar altı defa istilâya uğramış, bu tarihten sonra kendisi başka yerleri istilâya başlamıştır. re işlerinde bir çok yerler verilmesıle çoğalmıştır. O zaman Norman'lar oldukça medenî ve derlitoplu bir hayat sürdükleri halde Saksonlar yarı vahşi gölünüyorlardı. En mühim işler Emma'nın hemşerılerine verilmişti; hatta bunlardan biri (Kantorberi = Cantorbery) piskoposluğuna tayin olunmuştu. Kralın sarayında Sakson dili yerine fran.sızca kullanılıyordu. Sakson derebeyleri bunu fazla çekememişler; Kralın kaynatası Godvin de onlara katılmış; kralı zorlamışlar; Normanları saraydan ve memleketten çıkartmışlardı. Godvin ondan sonra kralı gölgesine alarak memlekeü dilediği gibi idare etmiş, hatta oğlu Harold'u kendi yerine namzed yaptırnuştı; Harold babasının yerini tutmuş, kral ölünce de Saksonlar tarafından kral ılân edilmişti. Normandiya dükü Giyom'u İngiltere istilâsına sevkeden son Eebeb bu suretle vücud bulmuştu. Ingiltere daha sonra dışarıdan istilâ görmek şöyle dursun kralları Fransada büyük ve zengin malikânelere sahib idiler; bu krallar Fransadaki arazileri itibarile Fransa kralına tâbi sayıldılar: öyle birer tâbi ki (metbu) larından daha sevketli, zengindiler. ingilizler için adada bulunmak hem bahtiyarhktır, hem de mahzurları vardır. Deniz bilhassa eski devirlerde karaya göre aşılması daha kolay bir yoldu; bundan başka bu ada Norman ve Cermenlerin garba doğru yaptıkları akınların önünde bulunuyordu. Bu itibarla donanması kuvvetli bir İngiltere ne derece kudret sahibi olursa donanması zayjf bir İngiltere de o nispette hücum ve akınlara acık kalır. Bunun içindir ki bu millet Büyük Elizabet devrindenberi dünyanm en büyük donanmasına sahibdir. Ondan sonra Ispanya Kralı Filip, İmparator Napolyon gibi kudretli hükümdarlar ada yı istilâ etmek istediler: lâkin jngilii donanması geçilmez bir kale vazifesini gördü. L YAPRAKLAR Otobü komisyonu yüz Fiat kontrolu komisyonu de 15 zammı münasib dün azamî kâr hadlerini buldu tayin etti Dün Belediyede toplanan otobüs komisyonu otomobil yedek malzemesüe benzin fiatınm artması dolayısile taksi ücretlerinin tezyidi hakkında şoförlerin taleblerini tetkik etmiş ve mevcud taksi ücretlerine yüzde on beş zam yapılmasını münasib görmüştür. Daimî encümen otobüs komisyonunun bu kararını kabul ettiği takdirde taksiye binenler taksi saatinin yazacağı miktara yüzde on beş zammederek vereceklerdir. Halen taksi saatlerinin dişlerini değiştirmek kabil olmadığından Şoförler cemiyeti otuz kuruştan yüz kuruşa kadar olan taksi ücretlerinin yüzde on beş zamla olan tutarım gösterir bir cetveli tabettirerek arabalaıa asacaktır. tün kiracılarm kira bedellerini yeni kanundan evvel yarı yarıya artırdığı ve Yorgi, diğer Yorgi ile İspironun kiralarım artırma hareketirdn. kanunun neşrinden sonra vaki ve onlaruı müracaati sebebile nakıs teşebbüs halinde sabit olduğu neticerine vanlmıştır. Bir maddenin defaatle ihlâline göre. cürüm vasfı tesoit ve 210 lira ağır para cezası tayin edilmiştir. Teşebbüs nakıs kaldığından bu miktar 105 liraya indirilmiştir. Evinin bir odasmı kasab çırağı Hayıma kiralıyan Münevverin. oda kirasını artırmağa tesebbüsten 78 lira ağır para cezası ödemesine karar verilerek. bu teşebbüste buhınmaktan maksadı. küçük yaşta üç cocuğunun pecim vasıtasını artırmak olduğu gözönünde tutulmuj, miktar 48 liraya tenzil olunmuştur. E\'velce denizden bir nakil işinde fazla para istediği iddiasile kendisinden 25 lira para cezası ahnmasına karar verilen armatör Nazım Sadıkoğlu, Temyizden nakzen muhakemesi neticesinde. Müddeiumumiliğin de isteğine uygun olarak, beraet kazanmıştır. vrupanm garbuıda büyük bir yeni fırtınanın başlangıd sayılacek nisbî bir sükun vardır. Bu sükunu iblâl eden yegaııe hâdise Jersey ve Guernesey isnıindeki iki İngiliz adasının Almanlar tarafın dan zapt ve işgal edilmiş olmasıdır. Fransa sahillerine pek çok yakın bulunduk larından müdafaasına imkân bulunmıyan bu adaların AJmanların eline düşmesinin ehemmiyeti renızî nıahiyetledir. Almanların Norvcçin şimal bıırnundan İspanya hududuna kadar bütün sevahilde umumî hücum için hum malı bir surette çalıştıklarına İngiliz devlet adamları şüphe etmiyorlar. Tarihte ilk defa yalnız kalan İngiliz milleti çetin bir müoadele karşısında bulunduğımdan herşeyden evvel millî birliğe ehemmiyet verilmektedir. Almanyanın yaptığı hazırlıkların en mühimmi İngiliz sahil ve limanların • dan anrak 38 ve 42 kilometre uzakta bulunan (Kale) ve Cap Gris Nez'de yerleşürdikleri uzun menzilli toplar dır. Bunların himayesinde eğtr, denizlere hâkim bulunan İngiliz donanmasından kaçınabiürlerse İngiltere nin cenub sahillerine piyade kuvvetlerî ve ağır tank fırkaları çıkaracaklarını tahmin ediyorlar. Alman donanması ve hava kuvvetleri bir çok taraftan sa şırrma hareketleri yaparak asıl işçal noktasını belli etmemeğe ve baskını temine çalışacaklarmış. Tam 900 senedenberi ecnebi istilâsı yüzü gormiyen İngiltere adalarında hükumet herkesi teslih ediyor. Fakat \ Almanya İngilizler çete harbi yapmak istedikleri zaman bunlara asker ınu amelesi yapılmayıp imha edilecekterini ve bu suretle İngiliz milletinin kökii kazılnuş olacağını şimdiden ilân et • miştir. Tarihin en büyük boğuşmasına yakında sahid olacağız. Dünyanın cn büyük, en müterakki ve en kuvvetli iki milleti birbirini imha için her vasıta ve çareye müracaat ederek mcrhametsizce boğusacaklardır. Bütün Avrupa • nın ve ihtimal dünyanın atisi ve bundan sonra alacağı şekil ve nizatn İn giliz Alaıan mübarezesinin varacağı neticeye göre taayyün edecektir. Bu mübareze başlayıncaya kadar dünya, Avrupanın garbı ile değil. şarkı ile oyalanacaktır. Sovyetler Birliğinin ültimatomile başlayan buhranın birinci safhası kapanmıştır. Altmış fırka Rumcn askeri bir milyon üç yüz bin Rumcn muhacirile birlikte Din yester nchrinin garb sahilinden eski Rusya Rumanya hududunu teşkil eden Pruth nehrinin garb sahiline çekilnıiştir. İki nehir arasındaki yetmiş bin küsur kilometre murabbaı arıııi Kızılordu tarafından işgal edilmiştir. Kızılordunun eski Bıığdan ve Eflâk hududuna ve Dobricenin şimalinc gelmesi buralardaki gizli komünist ana sıruu harekete gelirmiş ve bu yüzden Rnmen askerî kuvvetlerile amele arasında kanlı çarpısmalar olmuştuif. Rumanyanm dahili kajnamakta iken cenub ve garb hududlarında dahi bııralara tahaşşüd etmiş Macar \*e Bulgar kuvvetlerile Rumen muhafızları ara sında musademeler eksik değildir. Fakat bu çarpısmalar henüz umumilcş memiştir. Millî korunma k*mmunun ilk neticeleri Millî korunma kanununun simdiye kaHarki tatbikat neticeleri tetkik olunmakta ve mukayeseler yapılmaktadır Bütün Vekâletlerden, mütaleaları sorulmust'ir. Npticede kanunun bazı nnktalari"^a tadilât yar>ılması muhtem»ldir. Bununîa beraber, henüz tadiüjıe karar verilmis bir cihet yoktur. Bugünkü Ingiltere halkı da Fransa haikı gibi bir çok milletlerin akınlar ve hicretler neticesinde birbirlerine kanşmasından meydana gelmiştir. Etrafı denizle çevrilmiş olmasına rağmen bu adaları bir çok milletler istilâ etmişlerdir; çünkü bazı milletlerin karakter'eri cnlara deniz yolunu daha cazib ve kolay gösterir. Hıristiyanhğın doğumundan evvel Fransadaki (Kelt Ceites) lerden (Gal Gaels) ler İngiltereye geçmişİki tarafın tazyikı, Babıaliyi şasırtı lerdi. Daha sonra Breton'lar aynı yerden yordu... İngilizler, Fransızlarla bir harb ve yoldan geldiler; birincileri şimale vukuunda, Mısırı müdafaa edemiyecek sürdüler. Bunlar şimdi yukan İskoçya lerini anladılar. Mısırı çarçabuk tahliye ile Gal ve Kornuay kıt'alarında oturan lıalkm ilk dedeleridir. ye mecbur kaldılar. Milâddan 54 ve 55 sene evvel ikj defa Sezar İngiltereye ihrac yaptı ve bu haMısırın İngilizler tarafından tahliye reket, memleketin Roma hakimiyetine 8İ, Babıali için bir dönüm noktası idi. girmesine başlangıc oldu; lâkin iki yüz Çünkü Mısır meselesi, Babıali ile İngilte elli sene uğraştıklan halde bütün adayı re hükumeti arasındaki dostane münase işgal edemediler. Yerliler İskoçyanın batı külliyen haleldar ettiği için, yniden Grampian dağlarında tutundular. Hatta dost ve müttefikler tedarik etmek lüzum Koma İmparatoru Septin Sever dağhlave ihtiyacı başgöstermişti. rın aralıksız ve sert hücumlarını durArtık Fransa imparatorluğu tacmı gi durmak için şarkta Forth körfezinden yen Napolyon, 3 üncü Selime mektublar garbda Klid körfezine kadar büyük ve yazıyor.. Ve bu mektublarda, Türklerin \ rr.üstahkem bir duvar yaptırdı. Bu duvar en halis ve sadık dostu olduğundan bah j diinyanın meşhur (Çin duvarları) ile eettikten sonra: birlikte ve o arada anılır; daha kısa o!«Rusya, Babıalinin en büyük düşmam j m a k l a beraber san'at ve şekil itibarile dır. Yakında, hududlarınız taarruza uğ daha mükemmeldir. Romahlar gidince İskoçya dağhları rayacaktır. Vakit geçirmeyiniz. Bir an evvel, Fransa ve Prusya ile ittifak edi ovalara inmek, Breton'lara hâkim olmak istediler; Breton'larda kendilerine yarniz.» dım için Elbe nehri yani şimdiki HamDiye, tavsiyelerde bulunuyordu. burg civarında oturan ve Cermen ırkınFakat 3 üncü Selim, Napolyon'un hadan olan Angl ve Sakson'ları çağırdılar; risane emellerini anladığı için gerek hu ! bu hâdise Cermen istilâsının başlamasıtavsiyelere ve gerek Fransa sefiri Ge j na sebeb oldu. Beşinci asrın sonlarında neral Brun'un Babıali nezdinde gösterdiAnglo Sakson'lar İngilterenin bütün ova gj mesaiye ehemmiyet vermiyor, hatta, kısmım ele geçirdiler, buraya yerleştiNapolyon'un imparatorluğunu bile tasler. Kelt ırkından olan İskoçya ve Gal dik etmiyordu mıntakaları halkı müstakil kaldılar. Ay•*• nı zamanda Papa Birinci Greguvar AnBu hal, (1221 1806) senesine kadar glo Sakson'ları hırisityan yapmak için devam etti. Fakat İmparator Napolyon, misyonerler gönderdi. Osterliç'te Rusya ve Avusturya ordulaAdanm büyük bir kısmınm ve daha rıru mağlub ve perişan eder etmez, sonra hepsinin (Angleterre = İngillere) 3 üncü Selim de siyasetini derhal değiş adını alması Arıgel'ların oraya yerleşmetirmek mecburiyetini hissetti. Çünkü leri üzerinedir. (Akkâ mağlubu), artık Avrupada almış Böylece iki yüz sene daha geçti. (Noryürümüş.. Bütün Avrupanın hariiasıru mands Şimal adamlarınm kardeşleri altüst etmiş.. Bir harb kasırgası naline olan (Danois Danimarka) hlar Kel gelmisti. Binaenaleyh, Rusya ve Avus Şarl'm saltanatı zamanında Fransa saturya ordularmın başına gelen feiâket, billerini harab ediyorlar; hatta küçük ve Osmanlı ordusunun başına da gelebi seri gemilerini nehirlere sokarak memlirdi. leketin içlerine kadar giriyorlardı; o ka3 üncü Selim, bu endişeye kapılır ka dar ki Parisi bile muhasara etmişlerdi. pılmaz derhal Parise fevkalâde bir sefa Bu yağmacı yan vahşi adamlar aynı ret heyeti gönderdi. Napolyon'un impa zamanda İngiltere sahillerini de vurmağa ratorluğunu tasdik etti. Bunun üzerine başladılar. Regnard Lodbrog adındaki (Türkiye Fransa dostluğu), eskisinden yaman bir reisin kumandasında memJeçok kuvvetli bir vaziyete girdi... İngilte keti yağma ettiler; nihayet İngilizler bu re hükumeti, dostane bir maksadla Mısırı adamı yakaladılar; engerek yılanlarile işgal ettiği halde orada Türklerin dahili dolu bir fıçıya diri diri attılar. siyasetlerine müdahale etmek, Türk hüDanuva'lar evvelâ sadece yağma ile kumetinin nüfuzunu kırmaya çalışan kaldıkları, vakit vakit bu işi yapıp çekölemenleri himaye eylemek ve aynı za kildikleri halde sonraları Humber nehrimanda işgal kuvvetlerini uzun zaman nin yukarısi ile İskoçya arasındaki Mısırdan çekmemek yüzünden, Babıali Northumberland mıntakasında yerloştinezdindeki mevkiini tekrar kaybetmiş ler, 871 901 seneleri arasında kraihk ti. eden büyük Alfred'le ondan sonraki hü• *• kümdarlar bir asır kadar Danuva'ların Böyle olmakla beraber, İngiltere îıü cenuba inmelerine engel oldular; fakat kumeti Türkiyenin bütün vaziyetlerine 987 de Büyük Kanut idaresinde şiddetli gayet yakından alâka gösteriyor vs bil bir hücuma geçtilier; İngiltereyi istilâ ethassa. (Fransa Avusturya ve, Rusya) tiler. Sakson Krah Ethelred 1013 te hükumetlerinin Türkiyeye karşı besle Normandiya dükası ve kaynatası Risar'jn dikleri harisane emeilerin alacağı şekii. yanına sığındı. Kanut İngiltereyi büyük bir liyakatle büyük bir dikkat ve ehemmiyetle takib idare etti; Anglo Sakson'lara mağlub ediyordu. muamelesi yapmadı. Kanut'un ölümün1807 senesinin ilk günü başlarken, pr den sonra on sene geçmemişti ki cski tık Napolyon bütün Prusya ordulannı İngiltere Krah Ethelred'le Kraliçe Emtepelemiş. Lelıistana girerek Varşovaya ma'nın oğlu Edvard tahta çıkarılmL^tı. yerleşmişti. Rus orduları kımıldayacak Bu beş istilâdan sonra altıncı istilâ halde değiilerdi. Normandiya dükü Giyom tarafından Böyle olmakla beraber, Rusya hüku 1066 da yapıldı. Bu istilânın sebebleri de meti Osterliç hezimetile askerî şerefine Kral Ethelred'in vaktile Normandiya sürülen lekeyi temizlemek.. Avusturya dükü Rişar'm kızile evlenmiş olmasilc hükumeti de, kaybettiği yerleri Türk başlamış; onun oğlu Edvard zamanında topraklarından telâii eylemek için, her Normanlara İngiltere sarayında ve ida MOTEFERRIK Bir Vali taltif edildi Yozgad Valisi Feyzi Gürel, vilâyeti dahilinde 33 ü beş sınıflı olmak üzere 48 ilkmekteb yaptırmış ve Maarif Vekâle tince takdirname ile taltif edilmi=t;r. Yeni yolcu salonuna yerleşen daireler Evvelki gün küşad resmi yapılan yeni Yolcu salonuna dün Emniyet beşinci fubenin bir bürosu ve posta yerleşmıtir. Bugün gümrük yeni salondaki mevkiini alacaktır. Tophanedeki eski yolcu salonu Limanlar umum müdürlüğü tarafından antrepo haline getirilecektir. memleketlere ihracat lisansı Bakallar cemiyeti dün fiat kontrol komisyonuna müracaatle bakkaliye ve gida maddeleri için verilen kâr nispetlerini az bulduklarını bildirmişlerdir. Ko misyon bu müracaati tetkik edecektir. Fiat kontrol komisyonu dün Mıçtaka Ticaret tnüdürlüğünde dört saat devam eden bir içtima yapmış ve sebze i'e meyvanm fiatlarına şehrin muhtelif mıntakalarında yapılabilecek azamî kâr hadlerini tayin etmistir. Gerek manav. gerek seyyar, bütün sebze ve meyva satıcılan Hâl toptan fiatlarına nncak bu muhik kâr nispetleriin ilâve etmek FUADLIYEDE retile sat>ş yapabileceklerdir. Her maBir firara teşebbüs nav ve seyyar, her taleb eâ»n müşterive H41 farurasını gösterecektir. Bir meseleden iki seneye mahkum okKomisyon, satısı semtlere göre îViye rak. sonradan tedavi edlimek üzere Btavırmıştır. A mıntakası BevoŞlu, pî^li, kırköy Akıl hastalıkları müessesesiâe Marka, Aya^nara. Bo^aziçi. Adalar. Ka gönderilen Mehmed oğlu Kâmil. iyil«fHıköv. Anadilu b»n!ivösi' YesilVgv. Ba miş, dün hastaneden taburcu edilmişÜr. kırkövdür. B mmtakası Tsta"bul Bsl'k Kâmil, jandarma muhafazasında Adlijtpazarı, Sirkeci. K""!ininasa. Sî^ane. Fe ye getirildiği sırada kapı önünde birdenriköy. Toohane. Besiktas. Fatih. A Vl: a bire silkinmiş ve gerisinşeriye döneıtk ray, Fvüb. Samatva. Fdirn»!<aDi, Top Sirkeciye doğru koşmağa başlamıştr. kpm. KumkaDi VP Yenikamdır. Jandarma peşini bırakmamış ve kalaİBBilumum spbzpler. im'im, cüpk. '•' lığa karışarak, Sirkecide bir evin kapraz, visne, ka' r ısı. spft?li. yaz armvd sından iceriye giren Kâmil. orada sakI^rı. incir. erik. vaz eiması ve mu^mu lanmak istemişse de. tekrar ele gecmjş'a, A cemt]«"'i''i^'>ki manav Hükkânlan tir. Firara tesebbüsten hakkında tahtitarpfmdan. Hâl tootan fiatın^an a^amî kat yapılmaktadır. vüzde elli. sewarlar tarafından yüzde ."?5. B somtindeki manavlar tarafında" Bir katil maznunu yakalandı Kastamommun Aşağı Yuva köyünien '•Ü7'1o 40. sevvarlar tarafından yiizde Mahir, orada akrabasından olan g6ne 3" Vârla satilabilecpktir. Kıs mpvA'a'arile kavun ve ''arpnz .* Mahir adh bir köylüyü öldürdüğü İ n «•«»mt'ndpkî manaviar t»rqfın''i"n yii/.dc nile aranırken, kendisinin İstanbula feç• 0 sevvarlorca vı''de 30 ve R s<"r»t;n tığı haber ahnmıştır. Vaki iş'ar üzeine. 1. dpH rr>anavlar tarafı r "''n »•"IT»1P S.'î FPV burada yakalrnarak, Sultanahmed bivarlar torofm^or, yüzde 25 azamî kâr rinci sulh ceza.sında dün sorguya çekil!a «at''a^>'ecektir. miş ve hakkında te\rkif müzekkeresikec Tnrfanrl!» mp^'oiarı ve pbze'°ri ma silmi^tir. Mahir, tahkikatm yapıldığı yer na\lar vÜ7^o 30, seyyarlar yüzde 2f olan Kastamonuya yollanacaktır. DENİZLERDE İKTISAD Münakale Vekâleti iki Fran. İtalyadan limon geldi sız römorkörünü satın ahyor Tacirler tarafından İtalyaya sipariş olunan limonlardan iki vagon dün Sirkeciye gelmiştir. Tacirler bu limcnların pahahya mal olduğunu ve tespit edilen fiattan satılamıyacağını ileri sürerek Mıntaka Ticaret müdürlüğüne müracaat etmişlerdir. Tunada bulunan Fransız gemüerini getirmek ve yolda refakat etmek üzere Fransadan iki kuv\etli açık deniz ro morkörü gelmişti. Tunadan gelen gemilerin hepsi İngiliz bayrağı çekmelerine rağmen bu iki romorkör Fransız bayrafını taşımaktadır. Münakale Vekâleti bu iki açık deniz römorkörünü satın alınak üzere temasta bulunmsktadır. Muharrem Feyzi TOGAY Gümrüğün haziran varidatı İstanbul Gümrükleri haziran ayı zarfında 2,5 milyon liralık varidat temin etmistir. Bu varidatın kısmı azamı güınrüklere evvelce gelmiş olan malların ithalinden hasıl olmuştur. İstanbulun ekmeklik buğdayı Toprak Ofisi dünden itibaren İstanbulun ekmeklik buğdaymı doğrudan doğruya 300 ton olarak vermeğe başlamıştır. Bu buğday evvelce 200 ton olarak Jstanbul değirmencilerine verilmekte, 100 ton da Eskişehir değirmencileri tarafından öğütülerek İstanbula sevkedümekte idi. Ofis bundan başka mü'.hak kazalar için de 50 ton buğday vermeğe başlamıştır. Bunun yüzde altmışı yTimuşak, yüzde kırla serttir. Barsak ihracatçıları Barsak ihracat tacirleri dün bsşkontrolör Hakkı Nezihi Erksonun riyaseti altında toplanarak barsak ithalât birliği kurmağa ve bunun için Ticaret VekU:tine müraeaate karar vermişlerdir. CUMHURİYET Nüshası 3 kuruşrur. Türkiye nUUIIc ı}cluı ıı t için Senelit 1400 Kr. Altı a?hk 750 > Üç ayık 400 » Bir a'lık 150 » GÜMRÜKLERDE Gümrüğün bir yanlışlığı düzeltildi Gümrüklerden ithalât yapabihnek için ithalât birliklerine kayıdlı tjlmak lâzım geldiğinden gümrüğün karan namîarına ufaktefek eşya gelen halk» da tcjnral edilmişti. Bunun üzerine mei'cud kaydm yalnız işi tamamen ithalâtçılık olan ticaret erbabına aid olduğu gümrüklere bildirilmitir. Kırmncılann protestosu Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından şehrin ekmeklik unu icin verilen ucuz buğdayın tamamen değirmenlere hasrile kırmacıiara buğday verilmemesine dair ittihaz olunan karar, dün tebliğ olıın muştur. Fakat, bu karar umumî bir protesto ile karsıianmıştır. Kırmacılar dün toplanarak karan yüksek makamlar nezdinde protesto etmeSi kararlastırmıslardır. flhnnp tprajti / Haric için 2700 Kr. 1450 » 800 . Amerika ve interşanjabl Bakkalların bir müracaati Ticaret Vekâleti Amerika ve interşaııjabl takas yapılan memleketler için zarurî ve müstacel ahvalde muayyen ihracat maddeleri için lisans verilmesine İstanbul Mıntaka Ticaret müdürliiğünü mezun kılmıstır. Yoktur. Dikkat G«7etanize gönderilen evrak ve razılar neşredlsin edilmesin iade edilmeı ve n.VHinlan mes'uliyel kabul olunmaz. dokunnaz! Bu s»fer Nezihe benim kadar korkmadı. Sakin sakin önüne bakıyordu. • Deli 'ar!» diye feryadı basacaktım. Ondan utandım. Kalktık, yürüdük, fakat gitikçe sahilden uzaklaşıyorduk. Onun çin aşağıdaki keçiyolundan tekrar «ibrahampaşa» korusuna doğru kıvnldk. Oh!.. Orada bir küçük kır kahvej vardı: lezihe, dedim, sen burada otıu:.. Ben gdip bir polis veya jandarma bulayım Biliyorum ki, bu mecnan peşimizi bırakmıyacak! Ötere koştum. beriye koştum. Kimseyi )ulamadım. Bir çeyrek kadar dolaşmttım. Döndüm, geldim. A.. Kızcağız yerinde yok. Aşağıki kazinoda biraz fazla bira içtiğini hatırladım. Bulundığu yeri azçok tahmin ettim. Hamlolsun zirzop herifi de atlatmış tık. Çünkü görünürlerde yoktu. Memnun ve müsterih iskemleye çöktüm. Beş dakika bekledim. On dakika bekledin. Sabırsızlandım. Kalktım.. Öteyi berjT aradım.. Ne oldu, bu kıza.. Başınr bir kaza mı geldi, diye merak ettim Iıihayet dayanamadım. Kahveciye soıdum: Bizim hanım ne oldu? Dedim. İhtiyar ocakta taşmak üzere oluı kahve cezvesinden gözünü ayırmıyarak cevab verdi: Ha.. Şu beraber geldiğin kız mı? ETafta dolaşan izbandud gibi bir herif vardı hani.. Onunla birlikte kalktl gıtti.. Birden başımdan aşağı bir kazatl kaynar su dökülmüşe, beynimden yıldırımla vurulmuşa döndüm.. Lânet kan, alçak karı.. Ne süt kuzusu, ne ana >a\ıusuymuş doğıusu! Kadircan KAFLI Bilmem neden, Nihadın kadın hu susundaki fikri hiç birimizinkine uymazdı. Boyuna, bosona, dalgalı sayına, kemikli yüzüne nice kelli, felli hanunlar, hanımcıklar vurulduğu halde o iıiç birine aldırmaz, daima yanaklarının boyası aşkm, dudağının <ruj> u taşkın, kıyafeti haiif, ahlâkı zayıf bir tip arardı. Böylelerile ötede beride gözükmekten de korkmaz, her hafta bir boşkasmı yazları Boğaziçine, Adalara, Floryaya, kışları da «Park oteU e, •Maksim. e, «Rejans» a taşır dururdu. KUçUk hlkflye Süt kuzusu! Evet, uzun boylu, iri vücudlü. getrli. kasketli, esmer yüzlü, çatık kaşlı, katil bakısh zebellâ gibi biriydi. Bize doğru geliyordu. Hani benim de yüreğim oynamadı diyecek olursam yalan.. Ağ zında bir yanmamış sigarayı çiğner gibi tutuyordu. Affedersiniz, dedi, bir kibritiniz var mı? Bu müracaatin şimdiye kadar bin lerce, hatta milyonlarca insan tarafından en sıkı dostluklan, yahud en kuvvetli dü.şmanlıkları temine klâsik bir vasıta olarak kullanıldığım pek iyi bildiğim için ihtiyatkâr ve endişeli kutuyu uzattun. Kibriti çaktı, sigarasını yaktı, kutuyu bana iade etti. Ağzını bol dumanla doldurup etrafa îavurdu. İkimizi de baştanaşağıya süzdü. Damdan düşer gibi: Küçükhanımı, dedi, gözüm ısı rıyor ama, nereden bilmem? Silâhım yanımda olsaydı çekip beynini patlacaktım. Fakat boğazına atı'ıp debelleşmek imkânı yoktu. Hcrii be nim iki üç mislim cesamet ve kudret teydi. O halde yalnız dille müdafaa imkânı mevcuddu. Gayet sert ve hiddetli betelendim: Herhalde benzetmiş olacaksınız!. Biraz durdum. Kendimi haklı göstermek içuı kocaman bir yalan söylemek mecburiyetinde kaldım: Çünkü o benim karım! Güldü, lâkaydane "'""zlarını sükerek cevab verdi; Yazan: i hmet Hidayet Olabilir a.. Efendü, sen delisin galiba!. Deli meli değilim.. Fakat akhma eseni yapan soyundanım. Mademki ben bu kızı tanıyorum.. Oturup sohbetinize iştirak etmek isterim.. Sertçe başımı Neziheye doğru çe virdim: Sen bu adamı tanıyor musun? Diye sordum. Nezihe dııdak'armı müstehziyane büzerek cevab verdi: Ne münasebet! O vakit karşımdakinin yü?de yüz akhnı oynatmış olduğuna hükmettim. Bağırmak, çağırmak faydasızdı. Çünkü etrafta kimse göztikmüyordu. Beyhude yere herifi kızdırmış olacaktık. İyisi mi, yiğitliğin dokuzu kaçmak, biri hiç görünmemektir, fehvasınca yavaş yavaş firara karar verdik. Yüzümüz bu garib adama dönük geri geri yürü yorduk. O, gülerek sigarasını içiyor, manasız bakışlarile deminki söylediklerini unutmuş görünüyordu. Biraz daha öyle gittik. birden döndük ve tabanları kaldırdık. Tuhaf şey!.. Arka mızdan koşmuyordu. Hatta takibe niyetli bile değildi. Soluğu sahilin tamamen zıddı arka yamaçta aldık. Biraz oturup istirahal ettik. Korku damarlarımızı bastırdık. Ansızuı otların üzerinde bir ayak pı tırtısı duydum. Başımı döndürünce baktım gene o.. Bu sefer alçak sesle: Canım ne olur, diyordu, ben o kadar fena adam değilim. Beraber gezip tozmakla emin olun size bir zurarım Bak anlatayım.. Koluma girdi. Sağa sola zikz^klar yaparak denize nazır köşeye kadar gittik. Birer hasır koltuk çekip otuıduk. Dondurmalarımızı ısmarladık. Nihad mendilile terini kuruttu ve başGeçen hafta Beyoğlu caddesinde ras ladı: geldiğim zaman: Cumartesi, pazar gezmeyi hem Aman azizim, dedi, enfes bir par sevmem, hem de pek işime gelmez, biça yakaladım.. lirsin.. Or,m için Nezihe ile de salı gü Nihad, palavraya lüzum yok.. Sa nü buluşmayı kararlaştirmışük. na düşeceklerin ne mal olduklarını bi Şu, hani ana kuzusu, bir içim su, lirim.. diye ballandırdığınla mı? Öylesi değil vallahi.. Bir içim su.. Evet, allah müstahakını versin.. Daha süt kuzusu bir şey.. Gitgide zevOnunla.. Sabahleyin dokuz buçuk vakimin inceldiğine inanman lâzım!. Inanmadım ama, sokak ortasmda puruna bindik. Tath tath konuşa gü manasız bir münakaşaya tutulmak da lüse vaktin nasıl geçtiğini anlamadan kendimizi «Beykoz» iskelesinde bul istemedim. Peld, öyleyse, bu hafta niyet ne duk. Sahilde temizce bir kazino var.. Orada dinlendik, yemeğimizi yedik.. reye? biraz dağa tırmanalım da muhabbetli Diye sordum. Başını sallayarak ce koyulaştıracak daha tenha bir yer buvab verdi: lalım, dedik, eski «Abrahampaşa» ko Galiba.. Beykoza.. rusuna doğru tırmanmaya başladık. El sıkıştık ve ayrıldık. Ortalıkta in cin kimsecikler görünmü•** yordu. Bayağı gün.. Oralar tabiî teniki gün evvel «Taksim» bahçesinin hadır. Efendim az gittik, uz gittik, k^pıpmda az kaldı birbirimize çarpa şöyle geniş gölgeli bir ağac altı bul caktık. duk, oturduk. Nezihenin elleri par Ne o Nihad, pek dalgınsm böyle!. maklarımın arasında, bası omzumda idi. Hatifî bir cazibe yüzlerimizi git Vay Nüzhet!.. Sonra güldü ve omzuma vurarak ilâ tikçe birbirine yaklaştırıyordu. Ansı zın genc kızm vücudünden bir ürperve etti: me geçti. Bana biraz ötedeki çalıları Yahu, sen peygamber olacak a göstererek: damsın be.. Şu bizim nazeninle salı günü başıma geleni sorma.. Nihad bak, dedi, ne korkunc adam!. * Ne oldu? Ahmed HİDAYET