15 Haziran 1940 CUMHURİYET ON Hazin bir macera Hakkını alamadığından katil olan bir vatandaşın macerası dünkü Mecliste münakaşa mevzuu oldu Ankara 14 (Telefonla) Meclis Arsuhal encümeninin bir kararı Nazım Forayin teklifile bu güntü Meclis heyeti umumiyesinde müzakere edildi. Arzuhal encümeninin kararına mevzu teşkil eden mesele hazindir. Resneli Dilâver isminde birine Orduda baa tarlalar tefviz edilmiş, fakat bunlar sonradan Kesriyeli Recai ve arkadaşlarına verilmiştir. Resneli Dilâver yıllarca uğraşarak hakkını aramış, hatta alâkadar makamlardan emirler de getirdiği halde bu hakkını elde edemeyince bir gün kendisini katil olarak hapse sürükleyen bir cinayetin de faili olmuştur. Dilâverin bu işte hakh olduğu «abit olarak kendisine Balıkesirde bazı yerlerin verilmesi takarrür etmiştir. Nazım Poray (Tokad) söz alarak dedi ki: Dilâvere verilen fındık tarlalan niçin tapuya raptedilmemiştir? Bilâhare Kesriyeli Recai ve ortaklarına nasıl verilmi? ve tefviz komisyonu buna nasıl razı olmuştur? Sonradan Kesriyeli Recainin gösterdiği vesaikin sahte olduğu meydana çıkmıştır. Nihayet Dilâverin fikâyeti üzerine Dahiliye Vekâletince mahalline verilen emirlerin hiç biri infaz olunmamıştır. Dilâver (dosyalan ortadan kaldıran meş'um bir el) den bahsetmiş, bur.un halen çahşmakta olduğu yeri söylemiştir. Bu hususta takibat yapılmış mıdır? Kat'iyyen gayrimübadil olmadıkları anlaşılan Recai ve ortaklan bu tarlalan başkalarına satmışlardır. Bu hususat da adli takibat yapılmış mıdır? Dilâvere Bahkesirde bir yer verilmesi üzerine Arzuhal encümeni (mesele ahsen surette hallolunmuşrur, bizce yapılacak iş yoktur) diyor. Fakat Meclis böyle düşünmez. Bu kadar müşevveş ve mülevves bir iş Meclisten geçerken bunun altındaki gizli noktaları her halde öğrenmek İBter. Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili Hulusi Alatas söz alarak şu izahatta bulundu: « Dilâver işi acıklı bir maceradır. Iki haksızlık yapılmıştır. Biri, verilen tnah elinden gitmiştir. İkincisi haksızhğı yapanlar hakkında takibat tamamlanmış değildir. Vekâlet, vaziyete muttali olduktan sonra davanın pesini bırakmadı. Dilâvere orada bir katil vak'a81 yapmış olmasından dolayı inzibat noktasmdan başka bir yerde yer verilmesi muvafık görüldü ve ailesinin Balıkesirde iskânı temin olundu. Hâdisenin diğer safhalan hakkındaki takibata devam olunmaktadır » Arzuhal Encümeninin mazbata muharriri söz alarak encümenin noktai nazarını »öyledi. Fakat ayni zamanda Ordu meb'usu olması ve hâdiseyi yakinen bilmesi dolayısile şu izahatı verdi: « Resneli Dilâverle Vali Ali Kemali arasında uzunboylu münakaşalar oldu. Dilâver, Dahiliyeden aldığı emirle yeri istemiş, Vali, vermemekte ısrar etmiş. bu yeri Recai ve ortaklarına vermiştir. Bundan mueber olan Dilâver. hem Valiyi, hem Recaiyi, hem de bahcelerin mahsulünü yedi emin sıfatile toplamağa memur Belediye reisi Yusufu öldürmeğe kasdetmiştir. Peşlerinde dolaşmışür. Nihayet Yusufu öldürmüştür. Belediye reisi memleketin sevdiği bir 7attır. Ölümü Orduda umumî bir matem tevlid etti. Hatta kahvelerde bir hafta tavla oynanmadı.> Bu mesele bir müddet daha konuşulduktan sonra müzakere kâfi görüldü ve ruznamenin diğer maddelerine gecildi. Pariste bulunan Türk talebeleri Hariciye Vekâleti, talebelerimizin vaziyetini izah ediyor Fikir cephesi Yeni bir çağa giriyoruz de bu mitoloji. cenubunkinden çok üstündür. Çünkü ırkına nispeti var. Carlyle «kanı hâlâ İngiliz damarında dolaşan dedelerinin itikadlarına dön meği» istedikten sonra, İskandinav atalarının, bu gün şüphe içinde kıvra nan nesillerden daha yüksek bir il hama sahib olduklarını anlatır. Çünkü büyük İngiliz mütefekiri, dünyanm mehanik ve hayatın jaydac\ utilitaire telâkkisinden nefret eder. Her büyüklüğün altında kahramanlık vardır. Ruhsuz bir dünya ve idealsiz bir hayat iğrencdir. Carlj'le iskandinav an'anesınden bahsederken der ki: «Orada bir insan için tek lüzumlu şey cesur olmaktı: Valkiriler ölmüşleri ararlardı. Snorro bize anlatır ki harbde ölmemek en büyük sefalet ve rezaletti: eğer tabiî ecel yaklaşırsa, şi malliler, harbde ölmüş cengâverler gibi etlerine kendi ellerile yaralar açar lardı. İhtiyar krallar, öleceklerine ya NALINA I MIHlNA j Afrika harbi ve Libya D talyaya karşı ilk harb hareketine I I Libya sahne oldu. İngiliz tayyareleri U Libyadaki İtalyan hava üslerini bombaladılar. Çıplak çöllerde tayyare kuvvetlerini gizlemeğe imkân olmadığı için, bu bomba hücumunun muvaffakiyetle neticelendiğini kabul etmek lâzımdır. Esasen bombardımanı yapan İnşiliz Uyyarelerinden bir kaçmın düşürülraiis olması, bu tajvarelerin iyi neticeler almak için çok alçaktan uçmuş olduklarını gösterir. Alçaktan uçunca da atılan bombalardan çoğu hedefi bulur. Afrika harbinin hedefi, bu kıt'ada İtalyanların kökünu kazımak olacaktır ve ilkönce Libyadakilerin. Filvaki Lib>a (bizinı eski Trablus Garb) bu gün müttefiklorin Afrikadaki toprakları arasına girmiş ve onlan biribirinden ayırmıştır. Müttefikler için, Tunus ile Mısırın arasında bulunan Libyadaki Italyan ordusunu ezerek bu memleketi zaptetmek, büyük sevkülceyşî ehernmıyeti haizdir; tabiî Afrika ve Akdeuiz harbi itibarile. Libya işgal edildiği takdirde, müttefikler Afrikanın şimal sahiUerini kâmilen ellerine geçirmiş olacaklardır. O zaman Fastan ve Fasın gerisindeki Fransız garbî Afrika mustemlekesinden itibaren Mısıra ve Mısırdan da Suriyeye kadar, bütün Afrika ve Asya kıjıları ve memleketleri biribirile muvasala halinde tek bir müttefik kütlesi, hatta bir müttefik kıt'ası teşkil edecektir. Müttefikler harbi uzatarak kazanmak isteyorlar. Bu takdirde sağlam bir muvasala hattına muhtacdırlar. Bu günkü vaziyette, Akdeniz hakimiveti düsmanın abluka bakımından mevcud ise de, mıittefiklerin kendi muvasalası bakunından mevcud değil denilecek kadar emniyetsizdir. İtalyanlar Sardaignes, Sicilva, Pentelleria adalarile Libyadaki üslerinden istifade ederek bu muvasalayı tehlikeli vc müşkül bir hale getirebilecek vaziyettedirler. Fas, Cezayir ve Tunus kıyı sularını takiben Akdenizin merkezine gelen deniz muvasala yolu, burada yüzlerce mil mesafede Libyadaki İtalyan deniz ve hava kuvvetlerinin taarruzlarına uğradıktan sonra Mısır sularına varmaktadır. Halbuki Libya müttefiklerin eline geçince vaziyet değisir. Deniz yolu daha büyük bir emniyet altına girebileceği gibi karadan da bir muvasala hattı tesisi mümkün olur. Kazablanka'dan Tunusa kadar demiryolu vardır. Libyada İtalyanlar, sahil boyunca mükemmel bir asfalt yol yapmıslartlır. Binfazi Mısır hududundan itibaren İskenderiyeye kadar bir demiryolu vardır. İskenderiyeden Süveyşe, Süveyştea Filistine ve Suriyeye bir demiryolu mevcuddur. Böylece, müttefikler, Atlas Okyanusa Ümidbumu Hind Okyanusu Kızıldeniz yahud Atlas Okyanusu Hind Okyanusu Vmman denizi İran korfezi gibi gayet uzun yollar takibinden kurrulurlar. Uzun bir harbin muvaffakiyelte devamı için, Lib>anm İtalyanlardan alınması ve bu kısa muvasala hattının tesisi şarttır. Müttefiklerin bu yüksek sevkülceyş plânını tatbika çalışacaklannı ku\vetle ümid ediyomz. Elverir ki Tunustaki Fransız kıt'alan, Alman taarruıuna karsı koytnak için, kısmen Fransaya nakledilmiş ve oradaki ku\rvetler, yalnız bir müdafaa harbi yapacak miktara indirilmiş olmasın. Bu takdirde, Afrikada bu işi hasaracak kuvvetler toplanıncava kadar bcklemek zaruretd hasıl olacaktır. Hâkimler kanunu hakkında Adliye Vakilinin beyanatı Meclis eylul lkinciteşrin 1939 ay iarına aid Divanı Muhasebat raporunun üçüncü fıkrası hakkındaki Maliye encümeni mazbatasını da tasvib et tikten sonra hâkimler kanunile bu kanunun bazı maddelerini tadil eden kanunların bir kısım maddelerinin de ğiştirilmesi ve yeniden bazı hükümler ilâvesine dair kanun lâyihasınm mü zakeresine geçmiştir. Bu günkü toplantıda birinci müza keresi ikmal edilen kanun lâyihası üzerinde ileri sürülen bir mütaleaya karşılık olan Adliye Vekili Fethi Okyar verdiği cevabda yeni hükümlerle imtihan usullerinin kaldırılmakta ol masına mukabil staja tâbi olanlarla meslekte bulunanlann iki sene zarfında seciyeleri, halleri, nazarı itibara alınarak ehliyetleri sabit olduktan sonra muavin sıfatile hâkimlik sınıfına geçeceklerini isaret eylemiş ve demiştir ki: « Bir defa hâkimlik sınıfına geç tikten sonra hâkimler mütemadi su rette imtihana tâbidir. Bunların ver dikleri kararlar Temyiz mahkemesin den geçectk, ona göre not alacak, ona göre terfi edecek veya etmiyeceklerdir. İki defa terfiden mahrum olanlar da meslekten tasfiye edileceklerdir. Maksad imtihana girmesi ve liyakatinin tecrübe edilmesi ıse bundan daha büyük imtihan tasavvur etmiyorum. Yazı ile herhangi bir talebeyi imtihana tâbi tutmakta hiç bir fayda ycktur. Nazarî olarak imtihan verenlerin meslekte muvaffak olacaklarına dair eli mizde bir emare yoktur. 0nun için Belçikadaki talebelerimiz ayrıca nazarî olarak imtihana tâbi olAnkara 14 (a.a.) Hariciye Ve malarında fayda görmüyorum, belki kâletinden tebliğ edilmiştir: zarar da vardır. Yüksek mekteb ı w Belçikadaki talebemizin Almanya zunu herhangi bir genc bir Vekâlete yolile memleketimize avdetlerini te intisab etmek isterse hiç bir zaman min için icab eden tedbirlere teves imtihana tâbi tutulmaz. Yalnız Adliye sül edilmiştir. Vekâletine intisab ettiği takdirde imtihana tâbi tutulacak olursa Adliye Vekâletine intisab etmek isteyen Hukuk mezunlarının adedini azaltmaktan başka bir netice vermez. Bizim bu gün hakikaten hâkimlere fazla ihtiyacımız vardır. Binaenaleyh bıî rmtthan kaideFransa Harbde ölen asker, Tıahriyeli ve Tıastabalâcıların nısinin, zaten şimdiye kadar hiç bir su | hunu taziz için Fransız Kızılhaçı tarafından Pariste Saint . Eusretle tatbik edilmemiş olan bu imtihan tache kilisesinde büyük bir ayin tertib olunmuştur. Yukarıki rekaidesinin ipkasında hiç bir fayda yoktur, belki de mahzur vardır. Binaenasim bu ayin esnasmda kilisenin dahilini gösteriyor. [Bs>şmakaleden devam] leyh bu mütalea ile imtihan kaydını dahalesi haberinden sonra gene kaldırdık.» Eskılerin «Ezminei kadime» dedik leri Antıkite, kahramanlar çağıdı. İki Ankara 14 (a.a.) Hariciye Ve harika yatağı: Şimal ve cenub; Iskankâletinden tebliğ edilmiştir: dinavya ve Yunanistan. Bizde, Homiros Paris başkonsolosumuz Cevdet Dül tam tercüme edilmemiş olduğu halde gerden Fransadaki talebemiz hak Aşil, Agamemnon destanları meçhul kında Hariciye Vekâletine gelen tel değildir. hiç olmazsa mekteblerde o grafname aynen aşağıdadır: kutulduğu kadar. Cenubda kıyılarımız • Resmî ve hususî talebeden bu saate ve cenubla eski bir ülfetimiz var. Ilk kadar vize ve pasaport alanlar doksan çağm kahramanları denince gözümü beş kişidir. Buyük elçiliğin talebeye zün önüne Truva'nm gönüllüleri, Ter«isteyen gidebilir», «isteyen kalabilır» mopil'in yiğitleri gelir. Şimali az ta tebKği üzerine konsolosluğun nakdî nıyoruz. Orada, eski Yunanın Teze'sine yardımile çıkış vizesi alıp haber ve bedel, İskandinavya mitolojisinin tanrerek gidenler şunlardır: rısı Odin hükümrandır. Bu mitolojiyi Ergenc, Boylu, Erhanoğlu, Ulusoy Almanlar ve İngilizler hepsinin daBudak, İşmen, Atmersoy, Ergil, Ulu mannda cermen kanı dolandığı için and, Erkmenol, Yasa, Urgan, Tiner, aynı gururla benimserler. Meşhur ValYalabuk, Batuk, Eskici, Epirden, Pe kiriler efsanesi ki harbde ölülere mukinel, Rona, Atsan, Gelenbevî, Gö kaddes su serpen kızoğlan kızlann mülü, Ekicioğlu, Çorluhan, Dosdoğ efcanesidir Wagner'e en büyük operu, Ansen, Bayjai, Çölgeçen, Kankat. ralanndan birini ilham etmiştir. Büyük Turgay, Azakoğiu, Derman, Melıha, İngiliz mütefekkiri Tomas Carlyle için Armay, Baraz, Tiner. Bunlardan maada yardımsız veya konsolosluğa haber vermeden daha 15 talebenin yurda döndüğü tahmin edilebilir. Gene iane ve iade parasından ve Maariften gönderilen paradan tafsilât ve miktarı ayrıca arzedilecek yardımla Paristen cenuba gidenler şunlardır: Kalmıklar, Obay, Aytuğ, Bağoğlu. Güreli, Çopuroğlu, Bengisu, Kulay, Aybar, Rifat Cimboz, Ulucay, Dobra, Burcu, Cemile, Alâiyeü. Gene yardım görüp imtihanlannın geç bittiği iddiasile şimdiye kadar gitmiyenler: Gürsoy, Ozbay, Aytaç, Sayar, Kocamemi, Akbay, Kamamcıoğlu, Taner, Pirinççioğlu, Tarancı, Dicleli. Barda Yeşil, Çokdeğerli, Özgür, Öz türk, Sebuk, Çaucı, Dalayman, Neoib Alâiyeli. Bu son talebe dahi Parisin malum vaziyeti dolayısile derhal şehri ter ketmek istediklerinden bu sabah bizzat prefet ile temas ederek nakliyp vasıtası istedim. Bütün vasıtaların musadere edilmiş olması ve ciheti askeriyece kullanılmakta bulunması hasebile imkân görülememesi üze rine büyük elçilikteki otomobil lerden bir tanesini kalan tale benin en yakm ve emin bir yere nakli için âcilen ve muvakkaten gönderilmesini telle ve telefonla istedim > Yazan: Peyami Safa kın bir gemiye binerlerdi; enginlerde gemi ateşe verilirdi ve ihtiyar kahraman, böylece, Okyanusla gökyüzü arasmda tutuşarak ölürdü. Eski deniz krallarında da ne yıkılmaz enerji! Şimdi tahay>ul ettiğim gibi dudaklan kapalı ve sessiz, cesaretlerinden bile habersiz, Okyanusa, insanlara ve eşyaya meydan okurlardı. Blake'lerimizin ve Nelson'larımızın ataları! Hiç bir Homiros bu deniz krallannı terennüm et memiştir. Agamemnon'un cür'eti bunlarmki yanında küçük kalır.» Payen medeniyetinin ana fazileti • cesaret> ti. Sonra, ortaçağda hıristi yanlık bunun yerine «merhamet» i getirdi Aralarındaki tezad hemen goze vuruyor. Bu gün de aynı tezad içindeyiz: Garb cephesinin top seslerile Vatikan'ın dualan kulaklarımızda idrakimizi gıcıklayan bir uğultu yapıyor. Yeni çağ bu tezadın içinden çıkamadı Kuvvet mi, merhamet mi? Nietzsche haykırdı: Kuvvet! Tolsto! inledi: Merhamet! Carlyle yeni zamamn kahra manında kuvvetin ve merhametin bir sentezini aradı. Nafile. Faydacı on dokuzuncu asır üçüne de kulak asmadı Ne kuvvet, ne merhamet; fayda, yalnız fayda. Dikkat ediniz: Kahramanlıkts da, merhamette de, canını veya menfaatini başkasma feda etme aşkı var İkisinin de ideali «fena filcemiyet» olmaktır ve sosyaldir. (Cemiyet = klan. şu, bu veya millet. Çünkü morfolojisi şekilleri tayin edilmemiş bir cemiyet mefhumu boş bir abstraksiyondur.) Fakat, Rönessansın ferdciliğinden do ğan ve buhann keşfinden sonra, on dokuzuncu ve yirminci asırda zirvesini bulan faydacılık (müthiş kazanc oburluğu), payen devirlerin kahramanlığına da, hıristiyanlığuı merhametint de yan çiziyordu. Bu zihniyet kahraman olamazdı, çünkü başkaa için ca nını değil, tırnağım vermezdi; merhamet sahibi olamazdı, çünkü menfaa tinden zımık vermezdi. Tarihin üç devrinde üç kıymet yaşadı: Cesaret, merhamet, menfaat. Bunlar ebedî kıymetlerdir. Fakat her birinin bir çağda hâkim bir ihtiras ve ideal halinde yaşamış olmasından aluıabilecek iyi ve kötü bütün neticeler alınmıştır. Bu gün bu üç kıymet son kanh imtihanını geçiriyor. Daha doğrusu bunları ikiye indirmek lâzım: Fedakârlık menfaat İnsan ruhumm kutubları arasındaki ezelî dram. Ezelî, fakat bu böyle gider mi, dersiniz? Her mücadelede cemiyet hesabına yapılan fedakârlık ideali, ferd hesabına güdülen menfaat idealini tepeledi ve tepeleyecek. Kahramanlarla madrabazların kavgasında netice, elbette canını dişine takanlara gülümser. Şüphesiz, büyük İngiliz mütefekkirinin de tahmin ettiği gibi her ihtilâf bir terkibin içinde nihayet bulur. Tez, antitez, sentez. Her düşünen adam bu diyalektiğe inanıyor. Her çağ kendine göre orijinal bir terkibe sahib: Antikite cesurdu, fakat merhamet ve menfaat duygularına da sahibdi; ortaçağ hıristiyandı ve nihayet şövalyeyi maskara etti, fakat cesaret ve menfaat ideallerine yabancı kalmadı; modern çağ. bilhassa buharı ve elektriği yakaladıktan sonra hasis ve menfaatçidir, fakat büyük ihtüâllerini ve harblerini yaparken cesaretten, büyük yeni muaşeret an'anesini kurarken merhametten mahrum değildi. Şu var ki her devir, bu üç kıymerten birini başa alıyordu ve terkibindeki oriiinallik de bu tercihten ileri geliyordu. Bu gün bütün dünyanın bir kıymet alaburası içinde olduğunu hiç kimse inkâr etmiyor. Yeni bir terkibe kostuğumuzu hep biliyor, hep yazıyor ve söylüyoruz. Fakat bu terkibin baş kıytnetini tayin ve ispat için yazılacak ve söylenecek şey cildler doldurur. Harb sonrasmın binlerce kitabı bu münakaşalarla tıklım tıklım dolu. Fakat, artık münakaşa paydos. En büyük mahkeme, realite kararım veriyor. Yeni bir çağa giriyoruz. Tarihin en büyük virajındayız. Meseleleri eski kıymet manzumeleri içinde tahlile devam edenler, bundan böyle, halin ve istikbalin manasını anlamaktan mahnim, tarihte ikamete memur olacaklardır. Italyan Müdahalesi Karşısında bir hayli fecaat kazanmaktan kurtulamıyordu. <muıııınılllllllllHII!llllllllllllltllllllNlli|llltllUlllııııuıtuım<H» Duçe'nin nutkunu Italyan kuvvetlerinin Riviera'ya girdikleri haberi takib etti. Esasen sonradan teeyyüd etmiyen bu haberde şaHarbin sikZafere kadar müttefik ] şılacak bir cihet yoktu. cephesi üzeTicaret Vekâleti bir let merkezi olan şimal lerle beraber bulunacak rinde büyük endişelerle duruluyor. tebliğ neşretti Vaşington 14 (a a.) Yeni Zelânda Dün Fransız tebliği harbin yalnız Ankara 14 (a.a.) Ticaret VekâleBaşvekili Froser. Fransa Başvekili Rey Argon'dan denize kadar sahada tinden tebliğ edilmiştir: 2 13477 sayılı kararname ile bir çok naud'ya gönderdiği bir mesajda Fransız şiddetle devam ettiğinden bahseBuna mallarımızın ihracı lisansa tâbi tutul kuvvetlerinin kahramanca mukavemeti den tek satırdan ibaretti. mustur. İşbu kararnamenin sureti tat ni medhü sena etmekte ve İngiltere ile mukabil Alman tebliği harbin uzunbikına mütedair talimatname 10 6 1940 Fransanın girmeye mecbur edildikleri luğu 350 kilometreyi bulan bütün tarihii 4531 sayılı Resmî Gazetndp ilân savaşı zaferle nihayet buluncıya kadar boyunda çok şiddetle ve Almanedildiğinden mezkur kararname bu Yeoi Zelândanm idame hususundaki a lar lehine büyük kazanclar kaydetarihten itibaren meriyete girmiştir. zim ve kararını bir kere daha teyid eyderek devam ettiğini tafsil etmekAynı Resmî Gazetede ilân edilen 1 lemektedir. te idi. Aşağı Seine mıntakasında, sayılı listedeki mallara liasns verilmiBir İngiliz muavin kruvazörü yani bu nehrin Paristen denize kayeceğinden alâkadarların müracaat etdar olan kısmının deniz taraflamemesi bildirilir. battı nnda Alman ilerleyişleri kaydedil2 sayılı listede yazılı mallar için liLondra 14 (a.a.) Amirallık, Scotsganslar Ticaret Vekâleti «Dış Ticaret toun ismindeki muavin kruvazörün miş bulunmaktadır. Demek ki bu dairesî reisliğince» verileceğinden a!â dün bir tahtelbahir tarafından batırıl dakikada Fransız ordusu Loire gekadarların mezkur daireye müracantle dığını teessürle bildirir. İki zabitler dört risine çekilmeyi göze almış ve bu ri lâzımdır. bahriyelı eksiktir. Telef olduklan zanne muazzam licati yapmakla meşgul 3018 sayılı kanuna müsteniden te dilmektedir. bulunuyordu. gekkül etmiş bulunan birlikler tsra Diğer zabitler ve mürettebat bir İn Vaziyetin inkâr edilmek ihtifmdan lisansları verilecek maddeler 3 giliz limanında karaya çıkmışlardır. ınali olmıyan müşkülâtına rağmen sayılı cetvelde gösterilmiştir. İşbu cetLondra 14 (a.a.) Scotstoun muavin Fransa ile lngilterenin mağlubiyeti velde 34 ve 183 tarife numarasma giren kruvazörünün 350 kisilik mürettebatı kabul eden bir teslimiyette karar yumurta ve fındık için henüz 3018 sayılı kanuna müsteniden ihracatçılar vardır. Scotstoun batarken, son dakika kılamıyacaklan kanaatinin yanıbabirliği kurulmamış olduğundan. bu bir ya kadar toplarile ateş etmekte idi. Bu şında Amerikanın ve Rusyanın tulikler kuruluncıya kadar bu mnddeler esnada topçular bellerine kadar su için tacakları kat'î ve hakikî hareket için ihracat lisansları Ticaret Vekâleti de kalmışlar ve ıslanmamak için baş hattı günün en büyük meselesini Dış Ticaret dairesi tarafmdan venle larını kaldırmak mecburiyetinde bu lunmuşlardı. Sağ kalanlar düşman tah teşkil ediyor. cektir. İstanbul mıntakası Hububat. Bu vaziyet üzerinde bu gün için Bakliyat ve Yağlı Tohumlar Buliği he telbahrini denize dalmadan batırıldığını nüz hali teşekkülde olduğundan bu zannetmektedirler. daha fazla söz söylemeğe yer yokbirlik kuruluncıya kadar İstanbuldan tur. Rumanya kendi hudud ve huFinlandiyanın borcu sevkedilecek buğday, çavdar, mahlut. kukunun mahfuziyetine itina etVaşington 14 (a.a.) Âyan meclisi, arpa, susam ve ketentohumu için de Finlandiya harb borcunun 159,000 do mekten ibaret olarak zaten kabul lisanslarm Ticaret Vekâleti Dış Ticaetmiş olduğu vaziyette devam ve ret dairesi reisliğinden alınması lâzım larlık altı ayhk taksiti tediyesinin tehisebat etmekten başka yapacak bir rini ittifakla kabul etmiştir. geldıği tebliğ olunur. şeyi olmadığı azim ve kararını izAmerikada yetiştirilen Yukarıda adı geçen listelerde her har etmektedir. Meclis pazartesi günü toplanacaktır. Lisansa tabi tutulan maddeler Yeni Zelandamn verdiği karar Reynaud^nun mesajı ve Amerika Sakin cephesi! (Baştarafı 1 inci sahifcde) NewYork Herald Tribune diyor ki: «Fransızlar, mücadeleye devam edeceklerdir. Bu mücadeleye son vermek kendılerinin mahvı demektir. Eğer dün çizilen tablo aşağı yukarı doğru ise, bu tahribin önüne, yalnız kuvvetli bir yardımla geçilebilir: Evvelâ vakit kazanmak için İngilterenin kâfi derecede yardımı ve bilâhare, muvazeneyi yeniden az çok tesis için hür dünyanın seferber İtalyan tayyareleri Fransa üzerinde edilecek fabrikalarının kâfi yardımı. Londra, 14 (a.a.) • Fransız radyosunun bildirdiğine göre, İtalyan tayyareÜmid, belki zayıftır, yardım imkânlan belki de halen elde mevcud de leri, dün gece, Fransanın cenubu şarkî ğildir. Fakat bu hususta en ufak bir mıntakası üzerinde uçmuşlar ise de haümid dahi varsa, muharebeye devam va dâfi topları düşmaru çabuk surette değer. Reynaud'nun dediği gibi Ame geri çekilmeğe mecbur etmişlerdir. Bir çok kişi yaralı vardır. rikadaki Fransız arazisinden idare ediMaltaya bef hücum daha yapıldı lecek olsa dahi gene değer.» Malta, 14 (a.a.) Royter: Dün MalNewYork Times gazetesi, başmakata üzerine. üçü öğleden evvel ve ikisi lesini, bu günkü vaziyette Fransızların öğleden sonra olmak üzere, beş hava gösterdikleri kahramanlığa hasretmekte hücumu yapılmıştır. Harb kaçağı konve şöyle demektedir: trolu dolayısile harbin ilânından evvel «Ne cepheden gelen haberler, ne cep Maltaya getirilmiş olan dört İtalyan vahe gerisinden alman telgraflar, son se puru mussdere edihniştir. Bu vapurlarkiz günün darbeleri altında bir inhi dan birisi, İtalyan tebaasınm İtalyaya dam olduğu fikrini vermemektedir, Pa iade olunması için serbest bırakılmışrisin trajik tahliyesi şunu ispat etmiş tu. Fühakika, hükumet, İtalyanların tir ki sivil Fransızlar da muharebe mey Maltada kalmasını arzu etmemektedir. danmdaki askerler kadar kahramanlık Londradaki İtalyanların hareketi gösterebilmektedir.» Londra, 14 (a.a.) İtalyan büyük el (Baştarafı 1 inci sahifede) vetleri, Afrikadaki İtalyan askerî hedeflerine hücumlarına devam etmiştir. ingiliz hava kuvvetlerinin bir tebliğıne nazaran, İngiliz bombardıman tayyareleri Mısır Trablusgarb hududu üzerinde bulunan Capruzzo kalesine bir çok bombalar atmıştır. Şarkî İtalyan Afrikasında Assaba atılan bombalar hedeflerine isabet etmişlerdir. Adene vaki olan İtalyan hücumu esnasında bir İtalyan bombardıman tayyaresi alevler içinde düşürülmüştür. Parti Grupunun dünkü içtimaı (Baştarafı 1 inci sahifede) Müstakil Grup da toplandı Ankara 14 (a.a.) C. H. P. Müstakil Grupu reis vekilliğinden: C. H. P. Müstakil Grupu umumi heyeti (14'6'1940) cuma günü reis vekili istanbul meb'usu Ali Rana Tarharun reisliği altında toplanmıştır. Parti Grupunun bu günkü içtimaında haricî siyaset hakkında Başvekil ve Hariciye Vekili tarafından verilmis olan izahat üzerinde müzakerede bulunulmuş ve hükumetin tuttuğu yol ittifakla tasvib edihniştir. PEYAMİ SAFA Ottawa'da Vaşington 14 (a.a.) Woodning, askerî hava kuv^etleri inkişaf programının Ziraat Enstitüsii talebesi 7000 pilot olmak üzere 10,600 kişinin taBursada lim ve terbiyesini derpiş eylediğini bilBursa 14 (a.a.l Ankara Yüksek dirmiştir. Ziraat enstitüsü Veteriner fakültesi talebelerinden 53 genc profesörlerile bir Trondheim'a yapılan taarruz likte buraya gelmişler ve tetkiklerine Londra 14 (a.a.) Amirallığm tebliği: ba«lamışlardır. Dün, perşembe sabahı, bahriye tayjaBelgrada giden heyetimiz releri Trondheim fiyorunda Alman bahriye cüzü tamlarına hücumlar yapmış dönüvor lardır. Atina 14 (a.a.) Balkan Antantı eScharnhort zırhlısının baca arkasma konomik konsevindeki Türk heyeti reisi Hasan Saka. Beleraddan buraya gel ağır bomba ile bir isabet vuku bulmuşmistir. Bu gün İstanbula hareket ede tur. Ayni zırhlıya ikinci bir isabetin daha olduğu bildirilmektedir. cektir. hanai bir tadilât yapıldığı takdirde keyfiyet a>Tiı suretle bildiri'ecpktir. ' pilotlar Burâda dünyanm gittikçe vahimleşen vaziyeti bu gün dahi her türlü takdirin üstünde bir soğukkanlılıkla telâkki ve takib olunu yor. YUNUS NADİ İtalyanın Kahire elçisi Kahire 14 (a.a.) İtalyarun Mısır elçisi Kont Mazzolini, maiyeti erkânile beraber Suriye, Filistin, Rumanya tarikile memleketine azimet etmek üzere derhal Kahireyi terkedecektir. Mısırdaki İtalyan menfaatinin himayesi Mısır İsveç elçiliğine tevdi edilmiştir. İtalyadaki Mısır menafiinin hima yesi de Romadaki Birlesik Amerika sefaretine tevdi olunmuştur. Molotof. îtaiyan elçisini kabul etti Moskova 14 (a a.) Tas ajansı ve riyor: Hariciye Halk Komiseri Molotof. 13 haziranda İtalva sefiri Ro^so'vu kabul etmiştir. Mülâkat yarun saate yakın sünnüstür. Japonyanın protestosu Tokyo 14 (a.a ) Japon Hariciye Nezaretinin sözcüsünün bildirdiğine gö Sovyetlerin Sofya elcisi Bükre, Japonya. bir Holanda tayyaresinin reşe taytn edildi Holanda Hindistanı açıklarında bir JaMoskova 14 (a.a.) Sovyetler Birpon balıkçı kayığına ateş açmış olmasını liği Yüksek Sovyet meclisi riyaset diHolanda Hindistanı nezdinde protesto vanı, Levrentiev'i Sovyetlerin Bükreş elçiliğine tayin etmiştir. edecektir. Roma, 14 (a.a.) Polonya, Holanda ve Norveçin sefaret ve konsolosluklan erkân ve memurini dün akşam husıısî trenlerle Romadan ayrılmışlardır. Ayni Müttefiklere yeni yardımlar trenlerle gazeteciler ve vazifeleri itibaLondra 14 (a.a.) Amerika Birlesik rile İtalyada ikamet etmekte olan diğer devletleri hükumeti, müttefiklere 80 ye zev^t da Romayı terketmişlerdir. ni bombardıman tayyaresi gbnderilmesiPapanın gazetesi kapanmadı ne müsaade vermiştir. 92 bombardıman Roma. 14 (a.a.) Ortada dolaşmakta tayyaresi, Atlantikte yoldadır. 40 avcı c'an şavialara rağmen .Osservatore Rotayyaresi ve 40 deniz tayyaresi de hemano» nesriyatını tatil etmiş deği'.dir. nıen derhal hareket edecektir. Papalık makammın gazetesi bermutad Amerika Birlesik devletleri meb'usan dün öğleden sonra intisar etmiştir. meclisi, muttefikler için bir milyar 670 milyon hai'b malzemesi imal edilmesi Otel hırsızı hakkmdaki kanun projesini bir muhalif Sirkecide Şeref oteline müşteri sıfareye karşı 401 reyle tasvib etmiştir. Bu rakam, Ruz\'elt'in âyan meclisine teklif tile gelen Celâleddin adında bir genc. gece ajTiı odada yatan Ahmedin dı ettiği rakamı 320 milyon geçmektedir. şarı çıkmasından istifade ederek yastıRoosevelt'in gazetecilere beyanatı ğı altında duran 30 lirasım çalmak isVaşinşton, 14 (a.a.) Bu günkü ga terken yakalanmıştır. zeteciler toplantısında Ruzvelt, evvelki Celâl, evrakile birlikte bu gün Adbeyanatını tekrarlayarak müttefiklere liyeye verilecektir. kabil olan her yardımuı yapılmakta olduğunu söylemiştir. Ruzvelt, ReynaudHayırh'evlâdhk nun ikinci müracaatini henüz almadığıBursa (Hususî) Mudanya hancısı nı bildirmistir. Sekiz azadan müreVıkeb Mahmudun evlâdlığı 14 yaşlarında bir lıir millî müdafaa komitesi teşkil edil kızın, Mahmuda aid 100 lira kıymetinde dieini ve ordunun arttırılması ve ordu bilezikle 50 lira kıymetinde bir çift kühsisatmın 1.498.000.000 dolara iblâğı peyi çalarak ortadan kaybolduğu anlahakkındaki kanun projesinin imza edil şılmıştır. Bu hayırlı evlâdlık aranmaya baslanmıştır. digini beyan etmiştir. Ottawa 14 (a a.) Reynaud'nun Ruzvelt'e göndermiş olduğu son mesaj Ottawa'da pek büyük bir tesir yapmıştır. Bütün mehafilde hüküm süren kanaat, Birlesik Amerikanın demokrasileri kendi hallerine terketmiyeceğidir. Ruz\"elt'in cevabı Kanadalılara. bu devlet adamı nın, bir politikacı mı, yoksa insaniyetper\er şahsiyet mi olduğunu ispat edecektir. çisi Bastaianini ve ailesi de dahil olmak üzere diplomatik pasaportu hâmil 700 İtalyan, İtalyaya gitmek üzere bugün Clascow'da bir İngiliz vapuruna binmişlerdir. Bu vapur, Lizbona gidecek ve mahiyetini bildirmek üzere gece elcVtrikle ısıklı bulunacaktır. Romadan aynlan elçiler Ankara 14 (Telefonla) Başvekil Dr. Refik Saydamın siyasî vaziyet hakkınMaarif Vekâleti. umumî kütübhane da Büyuk Millet Meclisinin pazartesi lerin açılıp kapanma zamanlarile hafta günkü celsesinde beyanatta bulunacağı tatilleri hakkuıda yeni bir program anlaşılmaktadır. hazırlamıştır. Buna göre, bütün kütübhaneler saat 9 1 8 arasında açık bulundurulacak tır. Memur sayısı üçten az olan kütübhanelerde saat 12 13 arasında bir saat öğle tatili yapılacak. memur ade(Baştarafı 1 inci sahifede) di 4ten fazla olanlar ise öğle zamanı da açık bulundurulacakür. Memur ze ithalât imkânını veren bu anlaşTia sayısı 4 ten fazla olan kütübhaneler çerçevesi içinde vâki olacak emtia mühaftanın hiç bir gününde kapanmıya badelesi bu hususta açılacak muayyen caktır. Nobetçi kalan memurlar, buna bir hesab üzerinden ve bu hesabta bir mukabil haftanın diğer günlerinde bir terakümü önleyecek ve böylece ithalât mukabili ihracatı müemmen kılacak bir bucuk gün mezun olacaklardır. İstanbul Maarif müdürlüğündeki mes şekilde cereyan edecektir. Esas anlaşma lekî kütübhane, muallîmlerin istifade için müzakeıelere devam edilecektir. etmeleri için. yaz tatilinde de açık buCUMHURİYET Almanya ile yeni lunacakür. bir ticaret anlaşması akdi için bir kaç aydanberi Ankarada cereyan eden Konservatuardan 12 kişi muzakerelenn ihzarî bir anlaşma ile neticelenmesi 22 milyon liralık mütemezun oldu kabil ihracat ve ithalât imkânı vere İstanbul Konservatuarında imtihanlar cektir. Almanya ile aramızda son ti bitmiştir. Bu sene Konservatuardan 12 caret anlaşması 25 temmuz 1938 de kişi mezun olmuştur. Bundan başka 21 yapılmış ve bu anlaşmanın muddeti talebe son sınıfa, 46 talebe de diğer 1939 temmuzunun 25 inde biterek o yüksek sınıflara geçmiştir. İlk devreden yüksek devreye geçen talebe mik zamandanberi yeni bir anlaşma yapılamamıştı. Ancak bu sene başında Altarı da 49 dur. manya ile 7,5 milyon liralık muvakkat bir ticaret mukavelesi yapümıştı. Kütübhanelerin açılıp kapanma saatleri Başvekilimiz pazartesi günü Mecliste beyanatta bulunacak Türk Alman ticareti Bir hamal yaralandı Sebze hâlinde hamallık yapan 70 yaşlarında Musa, dün sabah Ayazma caddesinden hâle gelirken, şoför Taceddinin idaresindeki 3121 plâka sayılı otobüsün sadmesine maruz kalarak yaralanmış, Cerrahpaşa hastanesinde tedavi altına alırunısür. Memlekitimiz Almanyaya 11,179,000 lira verecekli vaziyettedir ve bu blokaj, klering hesabında bulunmaktadır. Evvelce daha fa?la olan klering bakiyesi, yapılan ihracatla bu miktara inmiştir. Yeni anlaşma ile bu miktar da tamamen eriyecektir.