CUMHURİYET 5 Haziran 1940 Brüksel Elçimiz Ankaraya çağırıldı Tarihi tefrika: İngilizlerle ilk ittifak Belçikadaki talebeleriYazan: ZtYA ŞAK1R mizden bir kısmı da Almanya yol ile gelecek Brüksel elçimiz Ankaraya davet edilmiştir. Kendisinden Belçikadan Fransaya geçen talebemizin vaziyeti hakkında malumat ahnması muhtemeldir. Brüksel sefaret büıasınm muhafazası için, elçiîik kâtiblerinden Hayn Brükselde bırakılmıştır. ühim bir kanun n Siyasî icmal Ingiliz Başvekili ngiltere Başvekili Çörçil harbin birinci safhasmı ve bunun doğurduğil neticeleri gayet açık ve şümullü olarak paılamentoda izah etmiş, muvaffakiyetlerle ademi muvaffakiyetlerin bir bilânçosunu yapmıştır. Başvekil geçen haftald beyanatında çok vahim vaziyetleri haber vermek mecburiyetinde kalabileceğini söylemişti. Bundan maksadı Fransanın şimali şarkisindeki Ingiliz ordusunun muhasarajı yaramıyarak teslim olmak yahud imha edilmek gibi hir ihtimal olduğunu anlatmak idi. Şimdi Çörçil İngiliz ordusundan üç yüz bin küsur askerin gayet müşkül şerait içinde tahliye edildiğini ve korkulan ihtimalin tahakkuk etmediğini tepşir etmiştir. Maahaza tahliye muvaffakiyetinin bir zafer olmadığını, pahalıya mal olduğunu. çünkü ordu bütün ağırlığını ve bu arada bin ağır top bıraktığını kaydetmiştir. Gene harbin ilk safhasının gayrimüsaid neticelerini sayarken beş yüz bin kisilik Belçika ordusunun harb harici kaldığını. Fransanın az çok zâfa uğradığı m, Almanlanıı eline bir çok madcn lıavzası girdiğini söyleyerek hakikati bütün çıplaklığile anlatmıştır. Harbin bundan sonraki safhasının ihtimallerinden bahsederek Almanların İngilizlerc ve Fransıziara gayet ağır darbeler indirmeğe teşebbüs edeceklerini söylemiştir. İngilterenin müdafaasına fjelince her İntriliz öz yıırdunu müdnfaaya canla başla azmettiği takdirde Büyük Britanya adasının müdafaası kabil olacağını ve harb talihi olarak nefsi İngiHerenin miihim bir kısmı istilâya ıığrasa bile kalan her karış toprağın ve hatta şchirde her sokağın anudane müdafaa edileceğini bildirmistir. Başvekil harbe siddetle devam ve behemehal niha>ette zaferin istihsal edileceğini lıyid için ajrır ihtimalleri de göze alarak İngilterenin mühim bir kısmı isgal edilmckle dahi harbin bitmiyeceğiııi ve İnjrilizlerin imparatorluğun baska hir kısmına çeküerek donanmanm faikiyetine dayanarak harbe devam edeceklerini ilâve etmistîr. Çörçil bu son sözierie İntriliz adalannın bilfarz istilâsı bile İn^lizleri teslim olniBea sevkermijeceğini. hilâkis imparatorluçıın diğer tarafianna dayanarak sonuna kadar ve siddetle harbe devam nlvnacağını kat'ivetle ifade etmiş oluyor. Almanya ile anlaşmak ve sulh yapmak varid He&i'dir demektir. İneiliz Başvekili tarihte İneiliz adalarının istiİHsına dcfaatle tescbbüs pdildirini ve her defasında düştnanin hareketi kendisi k>n acı bir hüsranla akirn kaldıinııı hadrlatürak a>nı neticenln simdiki harbde dahi mukadder bulunduğunu ilâve etmistir. Mister Çörçil İtalyanın harbe girmesinden bahsctmemiştir. İtalya kabinesinin dünkü toplantısında da alelâde u mur hakkında kararlar verilmekle iküfa etmiştir. Bundan anlaşılıyor ki İtalya gene vakit kazanmak istcyor. Rivayetlere şöre ya Almanların büyük taarruzu başlamasını beklc'mekte ve yahud bunun ııelicçSÎoe göre hareket etmek istemektedir. Maahaza, emin membalardan alınan haberler, Mussolini'nin etrafinda bulunan beş on Alman tazyikındaki revattan başka İlalvan milletinin kat'iyyeıv harbe taraftar olmadığı. bilhassa Fransa ile dünya medeniyetinin tehlikeye maruz bulunduğu şu sırada Fransaja arkadan hücuna etmeği vicdanına yaraştıramadığı meıkezindedir. Normal şartlar içinde İtalyan ordusunun Fransız ordusuna karşı daima akametc mahkum bulunduğu bizzat yüksek İtalyan ricalinin dahi itiraf ve kabul ettikleri malı'ım hakikatlerdir. Bunlara ilâve olarak, Alman işgalindcki katolik memleketlerde milletlere yapılan zulümler, katolikliğin merkezi olan İtalyada derin infial ve nefret de uyandırmış olduğunu söylemek lâzımdır. Halkı heyecana düşürecek yalan haber D cıkaranlar siddetle cezalandırılacak Ankara 4 (Telefonla) Halkı heyecana düşürecek yalan haberler işaa eden ler hakkında cezaî hükümleri teşdid eden bir kanun lâyihası haarlanmaktadır. lerin ne şekilde yapılması lâzım geleceği etrafinda izahat verilmiştir. Bu izahatta muhtelif kazalarda sığınak inşaatında yeknesakhk göze çarpmadığı beyan edilerek sığınak nizamnamesile Amiral Mouren'in raporuna nazaran Inzıbatî tedbirler alınıyor Dün İstanbul Vilâyetinde Emniyet bunların ne şekilde yapılacağı hakkınmüdürü, Jandarma kumandanı, Liman da malumat verilmiştir. umum müdürü, Muhafaza müdürü. MınEvvelce sığınak kepenklerinin demir taka Liman reisi ve diğer bazı rüesa>T olması mukarrerdi. Halbuki demir bulmemurinin iştirakile bir toplantı yapıl makta güçîük çekildiğinden bunların mış, şehrin ve limanın inzıbatı ve emni yerlerine konstrüksiyon yapmak sureyeti ve müesseselerin muhafaza ve kon tile tahta kepenkler kullanılması, b«nrrolu gibi bazı kararlar almmışür. Bu lann arasına ince saç konulması mukomisyon icab ettikçe toplantılarına de vafık görüJmüştür. vam edecektir. Sığınak mahallerinin yerden yukarı Şehrimizdeki sığınaklar nasıl olan duvarlarını bomba tanelerinden yapılacak ? muhafaza için bunların kum torbalariDün Vilâyette Belediye kaza fen he le takvijesi ve buralardan miimkün yetleri reislerile Emniyet âmirlerinin mertebe harice çıkabilmek için ihtiyat huzurile bir toplantı yapılmış ve sefer çıkış yerleri temin edilmesi münasib berlik ve pasif korunma teşkilâtı mi görülmüştür. marı Fahri tarafından sığınak ve siperSiperler. muhtelif kazalarda Belediyenin yaptırdığı nümunelere muvafık olacaktır. Bundan başka sığınak işlerinde binalann yangına karşı korunması için esaslı oiarak 200 gramdan beş grama kadar olan yangın bombaları kiredimi delerek çatı arasına düştüğünden bir müddet sonra ateş aldığına göre 200300 derecei hararet neşrederek etrafinda yanmağa müsaid şeyleri yapmaktadır. Buna karşı da çatılardaki ahşab direkler alçı ile sıvanacak. bunlar da yapılamazsa sönmüş kireç sulandınlarak tuz kanştırılıp iki, üc defa badana edilecektir. Sektedar olan Ingiliz menfaatlerini Ingiliz ve Türk donanmaları koruyacaktı (1660) senesinde, (İkinci Şarl) in İn tere hükumetini ve hem de Babıaliyi Belçikadan Fransaya geçen talebemizgiltere tahtına cülusunu bildirmek için memnun etmedi. Fakat ne çare ki her sefir sıfatile İstanbula gelen (Sör,, Vin iki hükumet de o sırada korsanlar a den dün dört kişi daha Paristen şehrimiçelzi) büyük bir nezaketle karşılandı. leyhine büyük ve müşterek bir haıb ze gelmişlerdir. Bu gencler, harbin ilâKöprülü Mehmed Paşa, sefiri padişa açacak vaziyette değildi. Cünkü İngil nmdan evvel Belçikaya gönderilmişlerhın huzuruna takdim için, parlak bir terede dahilî harbler bütün jiddetile di. Talebemizden bir kısmı, Brükselden devam ediyor, İstanbulda da saltanat Parise gidinceye kadar, günlerce yaya program hazırladı. tebeddülleri birbirini takib eyleyordu. yürümeğe mecbur olmuş ve bazı noktaSefir, (1660 senesi mayıs ayının 8 inei günü) saraya davet edildi. O gün, Sığınak yaptırmıyanlardan ceza larda Alman tayyarelerinin bomba yağyeniçerilere ulufe tevzl edilecektir. (1) muruna maruz kalarak, güçlükle yollaalınacak Ingiliz elçisi, hiç bir sefire gösterilrına devam edebilmişleıdir. Vilâyet Seferberlik müdürlüğü bir kaç miyen bir merasirrde saraya girdi. güne kadar siper ve sığınak inşaatı işini Türkler. Ingiliz dostluğuna daima riTalebemizden biri. yaptığı seyahat (Orta kapı) ile (Akağalar kapısı) nın ayetkâr bulunuyorlar; İngilbleri rnem esnasında, çok müşkül bir vaziyete düşkontrola başlıyacaktır. Vilâyetin emri arasındaki geniş meydanı dolduran Ye nun edebilmek için onlarm her arzu müş ve o sırada imdadına yetişen bir hilâfına bunları inşa ettirmemış olahniçerilerin selâm vaziyeti alan safları larını yerine getiriyorlardı. lar mehkemeye verilecektir. Bu suçun Fransız zabiti tarafından kurtarılmıştır. arasından geçirildi. Askerin ulufe al cezası üç yüz liraya kaHar para cezası ve Türkler. müteaddid defa CenevizlileGelen talebeler, Fransaya geçen arkama merasimi seyrettirildi. Sonra, (Kııb3 aya kadar hapistir. İlk partide bir liste rin ihanetlerine maruz kalmışlardı. Bun daşlannm şimdi emin vaziyette bulunbealtı) nda hazırlanan muhteşem zi verilecektir. dan dolayı da, Ceneviz ticaretine kapı duklarmı söylemektedirler. Ori kişilik yafet sofrasına davet edildi. larını kapamışlardı. Cene'/b.liler, Tür bir Türk talebe grupu da, bugünkü trenBu merasimde bizzat ha7ir buiunmuş kiyeye ancak başka vasıtalarla msl gön le şehrimize geleceklerdir. clan sefaret kâtibi «Riko» 2], gördüklederebiliyorlar, bundan da pek çok zarini söyle naklediyor: Fransa hududunu geçmeğe muvaffak rarlara giriyorlardı. Bu vaziyet seneler(Ziyafet odasmm bir köşesine geniş hir olamıyan Belçikadaki bir kısım talebece devam etti. Menfaatleri Türkiyede gümüş sini konmuştu. Aynı odaya. sefiolan bir hayli Ceneviz tüccan, adeta mizin, Berlin büyük elçiliğimiz vasıtasile rin maiyeti erkânma mânsus olmak üzeiflâs haline geldi. Cenevizliler. arttk da Berlin üzerinden memlekete dönebilmere iki sofra daha kurulmuştu. Çıkarılan yanamadılar. [Arkası var] lerini temin için teşebbüsler yapıhnıştır. yemekler. altmış türlüden ziyade idi. Ve Bu talebemizin, Almanyadan gelmeleri bunların hepsi, en nefis ve kıymettar (1) Sefirlerin kabul günlerini, Ye beklenmektedir. çini tabaklar ve çanaklar içinde getirilniçerilerin ulufe aldıkları güne tesadüf Ortamekteblerın son sınıf eleıpe imdi. Demir malzeme celbindcki imkânsıılık dolayısile. İstanbul Tramvay idaresi ettirmek âdetti. tktısad Vekili gitti müşkülat içinde bulunmakUdır. İngiltereye sipariş edilen demirlerin, harb ima tihanları bir kaç gün evvel ikmal edilYemekten sonra, çavuşbaşı. sefir ile 2] Bu zat. İstanbuldan İngiltereye aviâtı yüzünden vaktinde teslim edilemiyeceği anlaşılması ürorine Karabük fabri miş ve neticeler de Maarif Vekâletne maiyeti erkânından bazılarını bir odaya Bir kaç günd»nberi şehrimizde bu kasına müracaatler yapılmıştır. Ancak Karabük fabrikası da bu ihtiyacı karsı bildirilmişti. Vekâletçe yapılan tetki götürdü. Orada, onların arkalarma ipekli detinden sonra, «Osmanlı devletinin hali lunan İktısad Vekili Hüsnü Çakır dün lıyacak miktarda demiri şimdilik göndererek vaziyette bulunmadığuu bildirdi katta kazananların sayısının pek az olhü'atler giydirildi. Sonra kapıcıbaşı elin hazırdaki hali» ve «Osmanlı devleti taakşam Ankaraya hareket etmiştir. ğinden Tramvay idaresi, bir takıra ihtiyat tedbirlerine başvurmak mecburiye duğu ve muvaffakiyet nispetinin yüzde bir değnek olarak sefirin önüne geç rihi» isminde iki eser yazmışljr. tinde kalmıştır. Şehrin münakalesini her hangi bir ârizaya uğratmadan temin de 10 20 arasında tehalüf ettiği göti. Sefir, onu takib ederek maiyeti erkâetmek vazifesini üzerine alan Tramvay idaresi, demir malzemesi tedarikindeki rülmüştür. Bilhassa matematik derslenından birkaç kişile Padişahın huzuruna müşkülat devam cdecek olursa. nakliyatı yalnız tramvaya miinhasır olmıyan rinden muvaffakiyetsizlik daha fazla girdi. Bebek hattına muvakkat bir müddet için, tramvay işletilmesine fasıla vermesi olup. ban mekteblerde altmış küsur Padi?ahın odasmın önünde, derin bir ve bu hat üzerindeki demirlerin daha lüzumlu hatlarda kullanılması muhtemel mevcudlu sınıflardan geoen talebe mik•ükun hüküm sürüyordu. Bu sükunu, dir. Henüz bu yolda verilmiş bir karar yoksa da, ileride. böyle bir çareye baş tan ancak beş altı kişidir. yalnız oradaki çeşmelerin altın yaldızlı vurulması. şehir nakliyatının seiâmeti namına, şimdiden gözönünde tutubnakmusluklarından mebzulen akan suların Bu vaziyet karsısında Maarif Vekâladır. İhtiyac hastl olan demir malzemenin Karabük fabrikası tarafından, kısa çarütısı ihlâl ediyordu. Odanın kapısıbir müddet zarfında teslimi halinde ise tabiatile böyle bir tedbir ittihazına lüzum leti mekteblere bir emir göndorerek nın önündeki tavana, etrafı ir.cilerle müimtihan kâğıdlarının komisyonlar ta kalmıvacaktır. eeyyen bir altın top asılmıştı. rafından tekrar tetkik edilmesdni istecArz odası> denilen bu kabul saloİKTISAD ŞEHtR tSLERt miştir. Bu emir üzerine dün sabah nunun zeminine, kenarı sırma işlemeli mekteb idareleri komisyon az?.lannı ve al renkli gayet kıymettar bir halı Belediye memurlarınıri derhal mekteblere davet etmişlerdir Fiat kontrolu talimatnamesi yayılmıştı. Bu hahnın çiçekleri üzerinAksama kadar kS»'I1nn tetkikı bitYeni fiat kontrolu ve ihtikârla müde, birer şebnem gibi parlayan iri taneli tekaüdlüğü cadele kararnamesinin tatbikatma aid inciler vardı. Dahiliye Vekâleti, Belediyelerde çah miş ve neticeler birer liste halinde Maarif müdürlüğünde, umun\î miifet Başka milletlerin Padişah, yerden yüksekçe bir taht yetleri üzerine: «Yere düştüyse bir talimatname esaslarını tespit etmek ü şan memurlar için yeni bir tekaüd kanuzere dün akşam Vali ve Belediye reisi nu hazırlamaktadır. Bu kamına nazaran tişlerden mürekkeb bir komisyona vehazineleri, üzerinde oturuyordu. Bu talıt, altın iş folklor meyva, dirahtı payidar olsunl», Boz rilmiştir. Son vaziyet gözden geçirile lemeli dört sütun üzerine kuıulmııştu. atalar sözü bakıguncu propagandaları karsısında: «İt Lutfi Kırdarın riyaseti altında gene bir Belediye memurlarından yüzde beş teSütunlarm üzerinde, altın toplar par mından bilmem biürür, kervan yüriir..», «Söyleyene bak toplantı yapılmış, fiat kontrolu tali kaüdiye kesilecek ve otuz sene hizmet rek Vekâlete gönderilecektir. layordu... Padişahın oturduğu minderle zimki' kadar zenma söyletene bak!>, «Âbı pâke ne za matnamesinin esasları tamamen tespit eden her hangi bir memur bu müddetin sonunda tekaüde istihkak kesbedecektir. dayandığı yastıklar, göz kamaştıracak gin midir? BunlarMAARIFTE rar, vakvakai kurbağadan!», Müttefik olunmuştur. Bunlara aid hesabları Belediyeler Banderecede parlak altın sırmalarla işlen dan bir kaç taneİthalât ihracat lerin parolası: «Merd olan ferd kal ni's; araları'büyük incilerle süslenmişti. sini. kendimi hiç yormadan kafamm maktan korkmaz.» İstikbal hakkında Maarif Vekilinin tetkikleri Dün limanımız için ithalât bakımın kası tutacaktır. Yalnız İstanbul BelediSadrıazam Köprülü Mehmed Paşa. tesbihine gelişigüzel dizip sıraladım: tahminler yürütürken: «Gün doğına dan hareketli bir gün olmuçtur. Sva yesinin bir çok mülhak müesseseleri olMaarif Vekili Hasan Âli Yücel dün b?=mda beyaz ve yüksek «kallâvî» de Hepsi de günün mevzularına, iyi roadan neler doğar!», «Harman sonu der netia isirrtliiS^tryetvapunindan amba duğundan İstanbul Belediyesi için ayrı Ürtiversiteyi zrjaret etmiştir. Vekil, bir kanun yapılacaktır. nilen kavuğu, uzunca ak sakalı, nafiz kastar elinden çıkmış ısmarlama rlbise vislerindir!» Amerikanm müttefikler lâj kâğıdı. sun'î boynuz, kıtık, kibrit Rektör Cemil Bilselle uzun müddet göbakışlı gözlerile, tahün sağ tarafır.da, gibi tıpatıp geldi. lehine harbe müdahalesi ihtimalleri: sapı, Vesta İtalyan vapurundan kâğıd, Sebze ve meyva satısları rüşaeek. .yaiversiteaiu tedlif vaziyeti, büyük bir tevazula ayakta duruyor; Meselâ, sulh içinde geçirdığimiz gün <El elden üstündür, Arşa kadar...», kırmızı biber, Teofil Gotye'den ttlefon İstanbul Sebze Halindeki kabzımalla yeni ders senesinde yapiracak işler hakgenc Padişaha son derecede hürmet ve leri düşündüm: 'Evvelâ can, sonra canan...», büyük malzemesi, bakır tel, demir tel, çinko nn iştiraklerile Belediye İktısad müdü kında izahat almıştır. Ha^an Âli Yücel tazim gösteriyordu.) hulyalar peşinde koşan bazı devletle levha, yün mensucat, boya, vernik ve rünün başkanhğında bir toplantı yapıl şehrimizde birkaç gün daha kalarak tet«Geçmtj zaman olur ki hayali cihan macun, alüminyom levha, African Prince Riko'nun şu tasviri mucibince huzudeğer!* re: sAç tavuk, kendini buğday amba vapurundan vagon, yol silindiri, çelik mıştır. Bu toplantıda Hâlde satılan seb kiklerine devam edecektir. ra kabul edilen İn^iliz sefirine, Padirında görürmüş!», çalgıcı adı altında zelerin dışarıdaki satışlanna semt itişah tarafından büyük bir riayet gösBu ara, aklı erenin, ermiyenin stra seyahat eden çantası silâhhlara: «Üs boru, kazma ve kürek, Exermant Ame barile nark koymak imkânlan araştırılKöstebek avlarken terilmiş; huzura kabul edilen Avrupa tejik vaziyet hakkında mütalea yürüt tü kavaf, altı şişhane!>, «Gündüz kü rikan vapurundan da sinema filmi, te mıştır. Belediye. sebze ve meyvanın dıneke levha, yazı makinesi ,elektrik mal şandaki satışını tahdid etmek arzusun•lçilerine on sekiz aded kaftan veril tüğünü hatırlayarak: «Tuhaftır Edimekapı haricinde bahçıvanlık yahâli lâhh, gece silâhlı...», Türkiyenin yıllarmek mutad olduğu halde İnsjiliz sefi âlem, dedim, bilmiyen söyler, bilen danberi takib ettiği siyaset: «Ne scn, zemesi, kimyevî ecza, kanaviçe, kâğıd. dadır. Bu hususta tetkikat icra edilmek pan Davud, dün civar taılalarda kösrine on dokuz kaftan hedive edilmek söyler...» Derken, başımı garb cephe bir kimseden incin... Ne senden kimse boya, cilâ ve macun, beziryağı, resim tedir. tebek avına çıkmıştır. Bulduğu bir kösBur^tile. emsaline tercih edilmişti. tebek deliğini karıştırırken, elinde busine çevirdim; tam manasile: incinsin!», «Hazır ol cenge efier ister kâğıdl çıkarılmıştır. İlk arpa ve buğday mahsulü lunan köstebek avına mahsus tabanca Köprülü, Ingiliz sefirine gösterilen isen, sulhu salâh...», Balkanlardaki tahİplik ihtiyacı «Birbirine girdiler dolâblarla âblar...> İstanbul Ticaret borsasına Çukurova ateş almış ve çıkan kurşun Davudun hürmet ve riayetin bu derecesile de ikrikât etrafinda: «Yılanın başı küçük İplik kullanan sanayi erbabı dün Millî dan ilk arpa ve buğday gelmiştir. Bu tifa etmemişti. Sefire her gün on koTayyare bombalarile yapılan talıri iken ezilir...3. Avrupanm müstakbel hakalbine isabet ederek derhal ölümüne Sanayi birliğinde bir toplantı yaparak yun. elli tavuk, yüz ekmek. yirmi cö batı gözümün önüne getirdim: ritasını şimdiden çizmeğe kalkışan'ara: iplik ihtiyacı üzerinde görüşmüşlerdir. ilk muvaredat mahsul senesi münasebe sebebiyet vermiştir. Adliye ve zabıta, rek, on aded beyaz ve on aded sarı Gökten ne yağmış da yer kabul «Ayıyı vurmadan postunu satmaÎJ, Sümer Banktan Millî Sanayi birîiğine tile tamamen kalkmış olan tüccar sa yaptığı tahkikatta ölüm hâdise<;inin kpnmum tayin etmek suretile Türklerin, etmemiş'.. harb nümayişleri devam ederken: «Kes banka tarafından millî sanayi için • e tışlarının tekrar başlamasmın bir müj di dikkatsizliği neticesi \ukua geldiği •dostlanna karşı mutad olan misafirperkin sirkenin küpünedir zaran...», tDa rilebilecek ipliklerin miktar ve numa decisi telâkki edilmektedir. Hatta tüc neticesine varmışür. Adliye tabibi SaBelcika Kralımn teslim oluşu: carın ihtiyaten elinde tuttu*u geçen ve'Hğini de göstermişti. raları bildirilmistir. Bunun için bü'.ün seneki buğdaylardan günde birkaç va lih Haşunin muayenesini müteakıb ce Bir münafık, bir orduyu bozar! vul ses verir ama, içi boştur!» sed Morga kaldırılmıştır. İngilterenin aldığı fevkalâde müda fabrikaların aylık iplik ihtivacmm ni gon gelmeğe başlamıştır. AJman zayiatmın dehşetini hatırla Bumınla beraber şimdilik malum olan faa tedbirleri karsısında: «Allaha sığm hayet bu aym onuna kadar bildivilTürk korsanlarmın Atlas Okyanusun dıkça: İstanbulun ekmeklik ve francala. mabir şey varsa İntriltere ile Fransa, İtalva şahsı halimin gazabından zira yu mesi birlikçe istenmiştir. Sümpr örnkın karna, simid, pasta ve böreklik buğday Gümrüğe giren hırsız daki faaliyetleri. tehdidkâr bir hşl al Sayı ile vermediler ya... harbe girsin girmesin sonuna kadar musak huylu atın çiftesi pektir'». Bu! vereceği iplikler 10 numaradan 40 nu ihtiyacının tamamen temini için ahnamıştı. Bundan da en ziyade Ingiliz Yenişehirde oturan kahvoci Aii adm harbetnıeği tasmim etmiş bulunuyorlar. Müttefiklerin ağırbaşlılığı ve soğukmara%a kadardır. gar komşuya, verilen kötü nasihatler tüccar gemileri zarar görüyorlardı. cak tedbirlere aid proje Başvekâlete da biri, akşamüzeri Sirkeci gümrüğü kanlılığı: üzerine: «Yiğitsin derler, insanı can İngiltere hükumeti. bu korsanların arzedilmiştir. Bundan sonra yeni mah salonuna girerek saklanm'ş ve gcceyaMnharrem FevzS TOGAY menzili maJcsuduna aheste giden dan ederler!», İsviçrenin hali: «Esen Bir otomobil kazası tedibi için birkaç kere Osmanlı hükusul piyasaya geleceğinden francala. ma rısına doğru içinde Iran mamulâtı finTîzi reftar olanın pdyine dâmen dolajtr.'* rüzgârdan hile sezer!» Beyoğlunda Rumeli caddesinden geç karna ve simidlik un için buödayın can ve saire bulunan bir sandığı yük tşsiz kimseler memleketlerine metine müracaat etti. Hükumtt. dost Avrupa harbinin sebebleri araştırı mekte olan şoför Nurinin idaresindeki buğday tacirlerinden tedariki kabil oia lenerek kaçmak istemiştir. Fakat podevletlerin gemilerine tecavüz edilmeGazetede yer, bende devama kudret. gönderilecek mesi için Trablus, Tunus, Cezay'r Va lırken: karilerde okumağa tahammül oisa, size 1515 plâka numaralı taksi ntomcbili cad bileceği kanaati vardır. Ekmeklik un lisin geldiğini gören Ali kaçamıyatağını İşi olmadığı halde İstanbula eelmiş «Bir deli, kujoıya taş atmış, kırk a daha böyle, zemine zamana uygun ne de üzerinde çahşan tanzifat amelesi Rı için ise Toprak Mahsilleri o'isi bucday anlayınca bir sandığın <çine girerek ve halen esaslı bir işle meşgul obnalilerine emirler verdi. Fakat korsanlar zaya çarparak muhtelif yerlerinden ya ve un stokunu daimî şekilde yüksek saklanmak isterken yakalanımştır. Ali artık o kadar şimarmışlardı ki. bun kıllı çıkaramamış!» atalar sözleri bulup çıkarırdım. mış ve şehirde izdihama sebeb olmakralamıştır. Rıza, Beyoğlu hastanesine tutmak üzere muntazam buŞday vere dört ay on gün hapse mahkum olmuşların bir türlü önüne geçilemedi. İtalya harbe girecek mi, meselesi: ta bulunanlar memleketlerine gönde SALÂHADDİN GÜNGÖR kaldırılmış, suçlu şoför yakalanrruatır. cektir. İngiltere donanması, korsanlan tedi Ateş olsa cirmi kadar yer yakar!> tur. be girişemiyordu. Çünkü, Beıberistan Gafletleri yüzünIhsan kalabalığın arasına karısmış bayrağını taşıyan gemilerle ımicadeledalgın bir tebessüm içinde heyecanını den haritadan sili vapura giriyordu. Bir el omzuna dokunKUçUk hikâye ye girişmek, «garb ocakları» na tecavüz arkadaşuıdan gizlemeye çalışıyor, şimnen küçük millet du. Genc adam döndü. Karsısında eski «ddolunuyordu. Böyle bir hareket. derdiden bu meçhul kadına adeta âşık ve lere: «Son pişman mekteb arkadaşı Cemili görünce hayrethal ocağın husumetini celbedecek; o hayran, kalbi hafif bir çarpınü içinde lık fayda vermezît le: «Vay sen nereierden çıktın?» diye, takdirde hiç bir İnffiliz ticarei gemisi yürüyordu. Bazı devletlerin ta bağırdı. Öbürü gülüyordu. Kolkola gireAkdenize giremiyecekti. Toprak bir yolu takib ettiler. Çitler arruza kalkışmak rek yürüdüler. Ihsan bu tesadüften atladılar. Yeşil meydancıklardan geçtiArtık, dikbaşlılığı son haddine vrrdıiçin bulduğu gü memnun dosrunun kolunu sarsarak, neşe gibi görünüyor ya.. O da başka.. Ben se Anlaşıldı. Peki şimdi ujTişamama ra benim kumralm köşküne doğru bir ler. Nihayet büyük, beyaz bir köşkün ran korsanların bu vaziyetlerinden, Oslünc sebebler: Ya ile konuşuyor: nin gibi becerikli değilim. nıza sebeb? ıızanırız. Bu saatlerde pek çıkamıyor önünde durdular.. İşte ancak o zaman tnanlı hükumeti de müteessirdi. Fakat \TJZ hırsız, ev sahibini bastırırmış.» Seni artık kaybettik yahu, diyordu. Ihsan heyecanla onun dizine vurdu: Cemil omzunu silkmişti. ama pencerede, yahud bahçede bana Cemil dalgınlıktan kurtulur gibi oldu. ne çare ki, hükumet de bunların tedi Bitaraflara verilen cevab: «Köpürsen Geçenlerde Celâle sormustum. «Konya Seni istediğinden âlâ gezdirip eğ Oldukça müsrif ve havaî dedi. Zev muhakkak görünür. Geçen sabah yolda Hayretle etrafına bakü. bi^den âcizdi. de yiyeceğim, köpürmesen de.. taraflarmda bir yol işi almış, altı ay ka lendireceğim. ce olacak kadın değilmiş. Asıl büyük yalnız yakaladım. İlk defa konuştuk. Bu İngilizler, bu vaziyeti ıslah etmek için Haftada iki gün et kesilen memle dar gelmiyecekmiş» dedi. Görüşmeyeli ihsana gelince muzaffer bir tebessümGözleri şeytanetle parlayordu; eğildi kusuru fazla kıskanc olması.. Bana bağ hafta içinde bir rande\aı alacağıma emibir çare düşündüler. Evvelâ. Trablus. ketlerde: «Et lokması lâzım mı, yetiş bir, bir buçuk sene oluyor değil mi? lı sadık bir kadm ohnasa bir an düşün nim. Biraz nazlanmakla beraber söz le: ve genc adamın kulağına fısıldadı: Tunus ve Cezayir Valilerile ve «onra da mez mi sana nân?» Yapılan zu'ümler İyi arkadaş olmalanna rağmen Cemil Işte benim sevgilinin evi, diyordu. B?.bıali ile müzakereye giriştilcr. Kor münasebetile: «Yırtıcı kuşun ömrü az Hem biliyor musun iyi tesadüf.. meden başımdan atmanın çaresine ba verdi gibi bir şey.. Zaten aylardır gözleİhsana hiç benzemezdi. Ne onun gibi Şimdi nerede ise ya pencerede, yahud sanlarm müştereken tedibi için bir itti olur...., Belçikada kalan müttefik kıtYeni bir maceranın eşiğindeyim. Kum kacağım. Fakat nihayet bu kıskanclık rimizle anlaşıp duruyorduk. Dinle Alagösterişli, hoşa giden bir erkek, ne de sevgisinden ileri geliyor diye, düşünüyo cağım randevuya benim yerime sen gi bahçede görünür. Eğer vaziyet müsaidse fak akdettiler. alarınm kahramanca mukavemeti: «Geç âteşin mizaclı atılgan bir adamdı. Fakat ral, enfes bir mahluk.. Fakat sana yerimi rum. dersin. Hiç gülme, itiraza kalkma. Pekâ işaret eder, parmaklıktan konuşuruz.. Türklerle İngilizler arasında ilk defa me namerd köprüsünden ko aparsın gözlerinde öyle tatlı, sakin bir mana var terketmeğe hazırım. Bunu güzel hatırın Genc adam sözünü bitirir bitirmez Desene sana göz açtırmıyor? lâ olur. Benim rahatsızlandığımı, geleolarak akdedilen bu ittifak. iki devlet su. seni...>, Bir gün kendilerini müda dı ki onu tanıyanların çoğu belki farkm için yapacak değilim, ben Nazime üe ya Nerede ise kediyi kıskanıp kavga miyeceğimi söylersin. Ondan ötesi senin hakikaten pencerede itina ile boyanmış, şıyorum. Tanıdın değil mi? Şu Lâle baharssıidaki dostluk münasebetlerini bir faa zaruretinde kalacak olan milletle da olınadan bakışlarındaki bu sakin, tatkumral bir kadm göründü. Fakat onlaçesinde şarkı söyleyen kadm.. Daha da edecek. Konyada bile beni yedi bitirdi. meharetine kalmış bir şey.. Evet, evet kat daha kuvvetlendirdi. Türkler. İnşîi re: «İki el bir baş içindir!» lı mana, halindeki yumuşaklık, efendilik Zaten daha ziyade bu yüzden bir an ev bugün muhakkak benimle gelip onu n eörmesile içeri kaçması bir oldu. İhsan bıkmadım. İkisini birden idare edemelizlere karşı büyük bir hüsnüniyet gösBeşinci kolun faaliyeti etrafinda: için ona bağlanır, severlerdi. vel İstanbula yolladım ya. Şimdi de görmeiisin.. Kanna vapuru kaçırdığını arkadaşına döndü. O zaman onun perinıekten korkuyorum. terdüer: sektedar olan İngiliz menfaatİki arkadaş kolkola yukarı güverteye fSu uyur düşman uyumaz.» «Kaplanm guya yazı geçirmeye, hem dinlenip söylersin canım.. Sana onu göstermeü şan, şaşkm halini farketti. Sebebini sorlerini korumak için. Londıads tanTİm Cemil içini çekü: maya hazırlanıyordu ki, Cemil boğuk alacası dışmda, insanm alacası içinde çıktılar. Vapur kalabalıkü. Nasılsa boş hem de biraz eğlenmeye geldik.. Köşkü yim, öyle güzel, nefis bir kadın ki.. edüen ittifak mukavelesini eynen kabir sesîe: Fakat ben evliyim diye, mırıldandı. Erenköyünde nerede tutsa beğenirsin? dir!» «Yere bakan, yürek yakan.» Ve kahmş olan iki hasır koltuğu uca doğru Cemil itiraz edecek oldu. Fakat İhsan bul ve tasdik ettiler. Nasıl! bu münasebetle bazı nasihatler: «Ağ çektiler, yerleşerek sohbete hazırlandıEn ücra, sessiz bir köşede. Tramvaya onu ikna etmek için bir çok diller dök Beni kendi evime getirmişsin, dedi, Garb ocakları bunu haber alır almaz, zından çıkanı kulağm işitsin», «Dilim lar. Cemil İstanbula geleli iki gün ol Evet, Konyaya hareket etmeden ev çıkmak için yalnız yanm saat yürümek tü. Zaten Cemil de arkadaşının methct ancak şimdi farkediyorum. Cezayirde derhal Divan toplandı. Korseni, dilim seni... Dilim dilim, dilem muştu. Seyahatinin fena geçtiğini söyle vel evlendim. Sonra orada karım ra lâzım. Etrafta başka ev olmıyacakmjş. tiği bu güzel kadını merak etmlyor deDostunun dehşetle irkildiğini görerek s=>*ı reisİTİnin vekillerinden ve en niiseni!» «Adın ne, Reşid... bir söyle iki yerek yorgunluktan şikâyet etti. Sonra hatsızlandı. Hava vurdu galiba.. Onu kalabahk istemiyor. Hele güzel komşu ğildi. Nazlanmaktan vazgeçti. İhsanın garib bir şekilde gülümsedi: fuzlu yerlilerden mürekkeb olan bu diişit!», «İnsanı sözünden, öküzü boynu harbden konuşmaya başladılar ve birhareketimden dört beş ay evvel gönder lara hiç tahammülü yok. Şimdi vaziyeti teklifini kabul etti. İskeleden bir otomo Sen de şaşırdm değil mi? Fakat asıl vanın büyük bir ehemmiyeti vardı: aralık Dısan arkadaşına: zundan tutarlar.» şaşılacak şey bu kadınm beni kıskanclık nıeye mecbur oldum.. Bizimki Erenköy anladınya .dostum, bana hiç o güzel bile atladılar. Divan meseleyi müzakercye girişti. Ve Sen dedi, görmiyeli çok değişmişsin. taraflarmda bir köşk tutmuş, daha yo kumraldan bahsedip de kafamı kaııştırCephe gerisinde yapılan zulümlere Otomobil "asfalttan saptıktan sonra bir oyunlarile oyalayıp, aldatmaya kalkmaüc maddeden mürekkeb olan şu karan Gücenme ama biraz bozulmuşsun. Hsy lunu bile pek iyi öğrenemedim gibi bir mağa kalkma.. dair hikâyeler dinledikçe: .Kork Al çok sokaklara girip çıktı. Nihayet tek sı değil mi? Ne ise, haydi geliyor muverdi: di yorgunsun, onun için diyelim ama bu Vapur Haydarpaşayı geçiyordu. İki ar katlı bir evin önünde durdu. İhsan, «be sun? Artık o pencereye çıkmıyaeağı gibl 1 Devleti Aliyye ile İnçiltere hü lahtan korkmıyandan!», «Elbette olur hayattan bezgin, küskün haline ne makadaş bir an sustular. Etrafı seyre ko nim evim» dedi. Gel bir kahve içip yor ben de içeri girmiyeceğim. Evvelce d t ev yıkanın hanesi viran...» Alman istiİhsan harareti sönmüş bir sesle: k'iıeti arasında cari olan dostluğa hana vermeli bilmem. yuldular. Sonra İhsan bir şeye karar gunluğumuzu alalım.» dediğim gibi beni ona bağlayan tek şef lâsının nerelerde duracağını soranlara: Tuhaf, dedi. Sende, evlenmekten IP 1 getirmek caiz değildir Cemil önüne baktı. Dudaklannda acı vermiş gibi birdenbire arkadaşına dönSel gider kum kalır...ı, «Çok koşan Kahvelerini içer içmez sokağa fırladı sadakati idi. memnun bir hal görmüyorum. Bir sene2 Ancak, korsan gemileri. açık debir tebessüm kıvrılmıştı. dü. Onu dalgınlığından uyandırmak için lar. Akşam ohıyordu. Gök hafif bir pemihsanın cevabını beklemeden dönmii% nizlerde hürriyet ve istikiâücrini mu çabuk yorulur..», «Bu meclis böyle kal Seyahat insanı yıpratıyor dedi, işim lik evli bir adamın karısından böyle içi kolunu yavaşça sarstı: belik içindeydi. Yolda yer yer gölgeler >ürümeye başlamıştı. Kendi k e n d i * ni çekerek bahsedip dışarıda eğlenmek hpfaza ederler, hiç bir tesir ve nüfuz maz, mestler mahmur olur bir t;ün..» de oldukça ağırdı. İşçilerle uğraşmak Bana bak Cemil, dedi. Gel şu senin dolaşmaya başlayordu. söyleniyordu: al'ına girmek istemezler. İngiliz İmparatorluğunun uğradığı kolay değil. Altı ay için gitmiştim. Bir için can attığını gizlememesi şaşılacak kıskanc karına bir oyun oynayalım.. Duvar diblerini takib ettiler. Havayı 3 Buna binaen, divan azaları, İn müçkülât bahis mevzuu olurken: «Bü sene kaldım. Kışm fena günlerde çalış şey doğrusu.. Artık serbestçe eğlenebiliriz, h e » Cemil gülümsedi: dolduran çiçek ve toprak kokusunu de de istediğimiz kadar. giltere hükumetinin, Berberiye Porsan yük başın derdi büyük olur!», «Sular mak imkânsızdı. Ne ise artık uzun za Haklan var. Gözümün karardığı bir Nasıl oyun! rin derin içlerine eekiyorlardı. İhsan larmı tedib etmek salâhiyetini kabul bulanmaymca durulmaz!., «Her yoku man İstanbuldayım. Dinlenmek isteyo anda evlendim. O zaman sevisiyorduk. Sesinde kırık bir mana vardı. İhsan Şimdi kalk benimle gel. Zaten yoetmezler. bir inişi vardor.., Flânca kale zap rum. Eh biraz nefes almak, eğlenmek Bir çok kusurları bana meziyet görü lumuz bir. Ben de Erenköyünde oruru kumral kadımn boyunu bosunu metheç bir şey söylemedi, suçlu bir tavırla Divanın verdiği bu karar, hem İngil tedildi, füân yere düsman girdi riva hakJomu değil mi? fiu da lafta kalacak nüyordu. ı yorum. Senlnle söyle bir dolaşınz. Son diyor, bakışmdan, gülüsünden, hararetle önüne bakarak onu takib etti. İki arkabahsediyordu. O böyle anlattiça Cemil daş, köşeyi dönüp kayboldular. Dün gelen talebeler Ingilizlere gösterilen cemileler Demir ihtiyacı Orta nekteblerde imtihan neticeleri üzerine Tramvay idaresi, haricden demir getirile Görü^en lüzum t~krar imtihan evraki tetkik edildi memesi üzerine müşkül bir vaziyete düştü Şehrin içinden Atalar dilile hâdiseler Büyük hulyalar peşinde koşan bazı devletlere « A ç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş!» însilizlerle ilk ittifak Kıskanc bir kadın Peride Celâl