29 Mayît T940 'CUMHURÎYET Fransa ve ingiltere asla metanetini kaybetmedi Reynaud ve Curchill dedilerki: «Vaziyet tehlikelidir, lâkin boyun eğmiyeceğiz, ve sonunda behemehal galib geleceğiz!» fBaş tarah 1 inci sahifede] lll cenubdan ve garbdan, Belçika or dusu da şimalde müdafaa ediyordu. Açık bir sahada Fransız ve İngiliz silâh arkadaşlarına malumat vermeksizin anî olarak kayıd ve şartsız teslim olan Belçika ordusu bu ordudur. Belçika Kralının emri Alman fırkalarına yol açmıştır. Bundan 18 gün evvel aynı Kral bizi imdadma çağırmıştı. Eiz de müttefikler erkânıharbiyeleri larafından geçen kânunuevvel ayındanberi tespit edilmiş olan plân mucibince bu daveti kabul etmiştik. Şimdi tam muharebe cereyan et mekte olduğu bir sırada her zaman Almanların sözlerine müttefiklerir. sözlerine verdiği kıymetin aynı kıymeti verir görünmüş olan Belçika Kralı Üçüncü Leopold, General Blanchaıd'a haber vermeksizin, kendisinin yardı mına koşmuş olan Fransız ve İngiliz askerlerine bir tek kelime söyiemck sizin terki silâh etmiştir. Bu, tarihte misli mesbuk olmıyan bir hâdisedir. Belçika hükunıeti, bana Kralın bu kararının mes'ul nazırlarm muvafakati olmaksızm ittihaz odilmiş olduğunu bildirmiştir. Belçika hüku meti, memleketin henüz elinde bulu nan bütün kuvvetlerle müşterek dava için mücadele etmeğe karar vermiştir Biz, kendi askerlerimizi düşünüyo ruz. Onlar şereflerinin masun kalmış olduğunu söyleyebilirler. Askeılerimiz. cephenin her noktasında haıikulâde bir faaliyet sarfetmektedirler. 18 gündenberi hergün, binlerce kahramanlık misalleri gösterdiler. Eski generallere henüz halef olmuş genc Fransız generalleri, sitrdideıı şan ve şeref kazanmışlardır. Şeflerimiz askerlerimiz, bir blok teşkil etmektedirler. Memleketin bu bloka tam bir itimadı vardır. Ve bu blok, yarın dünyanın hayranlığını uyandıracak hareketler yapacaktır. Karanlık günlerin geldiğini biliyorduk. Fransa yüz defa istilâya uğra mıştır. Fakat asla boyun eğmemistir. Biz, Fransanın yeni ruhunun ken disini göstermesini, memleketi her zamankinden daha büyük bir mevkle çıkarmasını mihnet ve meşakkatler aıasında bekleyoruz. Zafere olan imam mız, sarsılmamıştır. Bütün askerlorin ve Fransız erkeğinin ve her Fransız kadınının bütün kuvvetleri şimdi on misline çıkacaktır. Felâket, Fransayı daha büyük yapmıştır. Büyük şpfiroiz Weygand, Mareşal Petain'le hemfikirdir. Somme ve Aisne üzerinde k'.taatımız mukavemet ediyorlar ve muk.vemet ettiğimizden dolayı muzaffer olacağız.» kikada Avam kamarasına hüküm vermeğe temayül etmesini telkin eylemek niyetinde değilim. Bu ordu, büyük bir şecaatle muharebe etmiş, düşmana ağır zayiat verdirmiş, kendisi d? ağır zayiata duçar olmuştur. Belçika hükumeti Belçika Kralımn hareketine iştirak etmemiş ve kendi sinin yegâne meşru Belçika hükumeti olduğunu ilân eyleyerek Belçikanın acele talebi üzerine derhal Belçikanın yardımına koşan müttefikleri yanıbaşında harbe devam hakkındaki kat'î azmini bildirmiştir. Haberdar olduğumuz mikyasta hâ diseler hakkındaki hissiyatımız her ne olursa olsun, mütecavizin hükmü al tma düşmüş müteaddid milletlerle halen mütecavize karşı koymakta olan milletleri birbirine bağlayan kardeş !ik hislerini hatırlamalıyız. O milleller ki, bu gün geçirmekte olduğumuz günlerden daha iyi günlerde rollerini oy nayacaklardır. En çetin muharebelerden birine girişmiş olan İngiliz ve Fransız ordularının bu günkü vaziyeti, havadan ve aynı zamanda karadan üç taraftan mahsur bulunmaları cihetile, fevkalâde vahimdir. Belçika ordusunun teslim oluşu, maruz bulunduklan tehlikeyi ancak daha ziyade ağırlaştırmaktadır. Maamafih kıt'alanmızın maneviyatı mükemmel olmakta devam ediyor. (Alkışlar) Ve mücadele, azamî disiplin ve azimle devam eyleyor Kraliyet donanmasının ve lıava kuvvetlerinin yardımile bu kıt'alann halen ne yaptıklarına ve daha ne yapmak niyetinde bulunduklarına dair pek tabii olarak, tafsilât vermekten içtinab edeceğim. Halen devam etmekte olan şiddetli muharebenin neticesini öğıenmek ve bu netice hakkında hüküm vermek vaziyetine geldiğimiz zaman, umumî vaziyet hakkında Avam Kamarasında yeni beyanatta bulunmak niyetindeyim. Bu beyanatı, pek muhtemel olarak önümüzdeki haftadan evvel yapamıyacağım. Bu esnada, Avam Kamarasmm fena haberler öğrenmeğe hazırlanması lâzımdır. Şunu ilâve etmeliyim ki, bu muharebede olup bitecekler hiç bir suretle, müdafaasına kendimizi vermiş olduğumuz dünyanın davasını müdafaa vazifesinden bizi ayırmıyacak, felâketler ve tehlikeler arasında nihayette düşmanı daima yendiğimizi gösteren tarihimizdeki misallerde olduğu gibi kendimize yol açmak kudretimiz itimadımi7i lzırmıyacaktır.» Başvekil Churchill'in bu son sözleri. şiddetli alkışlarla karşılanrruştır. Bundan sonra işçi partisinden Lees Smith, Başvekile, beyanatmdnn dolsyı teşekkür etmiş ve şu sözleri söylemiştir: « Churchill'in önümüzdeki günierde. önümüzdeki haftalarda, önümüzdeki aylarda bizlere her ne bildirirsç büdirsin İngilterenin azmi hiç bir suretle haleldar olmıyacaktır.» Lees Smith'in bu sözleri de şiddetle alkışlanmıştır. Nasyonal liberal partisinden Percy Harris de söz almış ve o da1 şu beyanatta bulunmuştur: « Başvekilin vakur beyanatı. yalnız parlamentonun değil. fakat bütün milletin hissiyatına tercüman olmaktadır.» Parlnmp'ntoda başka bir nııtuk söylenmemiş ve Avam Kamarası haşka işlerle uğrnşması başlamıştır. Churchill beyanatta bulunurken, Avam KamaraFinda dİDİomatlar locasmda ezcümie. Türkive büyük elçisi, Sovyetler Birliği büyük elçisi, İspanyol büyük elçisi ve Brezilya ve Mısır büyük elçileri hazır bulunmuştur. O IV Hâdlseler arasında «Tercüme» mecmuası aarif Vekâleti bir tercüme mecmuası çıkarıyor. İlk sa yısından bana da bir tane gündennek lulfunda bulunmuş. Kapağımn ikinci sayfasında ve çerçeve içinde şu cümle var: «Tercüme mecmuasını Türk münevverlerine takdim ediyor ve kendilerini bu vasıfta sayanları bize jardıma davet ediyoruz.» Bu mecnıuaııın kusurları üstüne kıyasıya hükümler yiipıştıracak değilim. İlk adımdan kemal bekleyen bir tenkid, kemalsizliğin ta kendisine düşmüş olur. Fakat bu cümledeki .ve kendilerini bu vasıfta sayanlaıı» ihtarını pek lüzumsuz buldum. Sadece: «Tercüme mecmuasını Türk münevverlerine takdim ediyor ve kendilerini bize yardıma davet ediyoruz.. denebiürdi. Elbette yardıma koşmak isteyenler, kendilerinde münevver vasfını bulanlardır. Bu ihtardan maksad, münevver olnııyanları kendilerini yanlış tanımaktan kurtarmaksa, nafile. Bir sürü çeyrek, yerı ve üç çeyrek münevvere bu şuuru verebilmek için dört kelime değil, bütün ömürlerinde okumaktan kaçacakları dört bin cild kitab yetişmez. Bilâkis tam münevver, kendisinde bu vash bulnıak(a tereddüd eden adamdır. Mecmuanın Hasan Âli Yücel imzalı hnş yazısında şöyle deniyor: «Muayyen kitabların tercümesi teşebbüsü yanında lıi/zat tercüraenin ne olduğu ve nasıl f Iması iâzım geleceği hakkında bizden başka milletlerin bu hususta neler yaptıklarını da görüp göstererek tercüme işine bir istikamet ve hız vermeği ilımal ctnıedik.» Faydalı ve canlı bir progranı: tercüme davasını Tanzimattanberi mahrtım olduğu nıetoda kavuşturmak ve haşka milletlerin örneklerile mukayese imkânları hazırlamak isteyor. Mecmuanın daha sonraki sayılarında bu progr.inıa daha fazla sadık knlınacağını umarını. İlk sayıda ne metod var, ne de «başka milletlerin bu hususta neler yapıklarını görüp gösteren» yazılar ve örnekler. Yalnız, mecmuanın 114 sayfası içinde, Azra Erhat imzalı •Yunan eserlerinin Almanyada tercümesi» baslıklı 6 buçuk sayfa tutan küçük ve faydalı bir (üd. Geri kalan yazılar şunlar: «Shakespeare, gene Shakespeare» adlı bir makale; «Hakikate dair» adlı bir makale daha; «Okumağa dair» de bir makale; cdebiyata dair Düşünceler.: bir hikâye • bir piyes... Bunların tercüme davasile e hiç alâkası yok. Fakat, sanki bir alâka icad edilmiş olsun diye. bazı makalelerin almancası. fransızcası bir sayfaya, türkçeleri de karşı sayfaya konmuş. Bunun manası ne? İşte tercüme dedisin böyle olur!» nıu? Tercümelere bir göz aftım ve ilk bakışta akreb gibi iri iri yan lıMar buldum. Mecmua lise talcbesi için çıkarılmadığına göre gayesi lisan öğretmek ve müptedilere tercüme örnekleri vermek de değildir. Bu 114 sayfalık mecmua îçinde tercümeye dair iki makale daha var. Bunl.ir da bize «baska milletlerin bu hususta neler yaptıklarını giirüp gösteren» yazılar değil: Biri Ziya Paşanın Emile tercümesi hakkında uzun ve emek mahsıılü l>ir etüd; öteki «tercüme meselesi» hakkında. basit nasyonlarla dolu kısacık l>ir makale. Sonra Türkiyede ve Avrupada yapılmış tercümelere dair. rasgele bir tercihe göre yazılmış kısa bir iki not. Fakat tercüme mecmuasının Vekâlet (arafından çizilen yolıı güzel. İlk savula görünen yolcuları arasında salâhiyetli ve istidadlı imzalar var. Proçramına sadık kaimağa calıstığı müddetçe. bu mecmua. tercüme kütühhanemizi bir şaheserler rıezbahası haiine sokan kötü ve metodsuz tercümelere karşı uyanmasını bekledi?imiz smının miinpbbihi olacak. Mııvaffakiyetine d"a edivonım. Masraf bütçemiz Dün Millet Meclisinde aynen kabul edildi FBa? tarah 1 inci sahifedel Adliye Vekili Fethi Okyar, mahkemelerin seneden seneye devrettikleri iş miktarının filhakika artmakta olduğunu, adam öldürmek gibi suçlar son seneler zarfında mucibi memnuniyet şekilde azalmışsa da, diğer işlerde artış görüldüğünü, bunun için tedbirler alındi'i'nı, bazı rakamlar zikrederek izah etti ve kaçakçıhk suçları ne sebeble artmış olursa olsun, muhafaza teşkilâı Adliye Vekâletine bağlı olmadığı cihetle buna dair bu hususta cevab vermenin kendisine aid olmadığını ilâve etti. Berç Türker: Istanbulda nıüessif bir kaza oldu. İki senedir bu izdiham davası devam eder. Satie davası da öyle uzayıp gidiyor. Bir de Adliye binası meselesi var. Beş senedir yapılacak. Fethi Okyar: Her davanın ayrı ayrı ne safha takib ettiğini Adliye Vekâletinin görmesi nıümkün olmadığı gibi şayani arzu da dcğildir. Binaenaleyh Dolmabahçedeki zdiham davasınm ne safhada bulunduunu bilmiyorum. Satie davasına gelin:e, ben de gazetelerde okuyarak taraeynin müdafaalarını yapmış ve işin karara kaldığım öğrendim. Bildiğim bu :adardır. Bina meselesine gelince böye zamanda işe başlarsak inşaat masrafı ki, üç misli artacaktır. Bu gibi inşaatın daha müsaid bir zamana tehiri karar altına alınmıştır. Gerek arkadaşımızın dediği, gerek baro içtimaında söylendiği ibi yedi senedir devam ediyor, yedi sene daha devam edecekmiş kabilinden lözler yersizdir.» Fethi Ökyar, Sırrı İçözün (Yozgad) sualine cevaben icra işleri hakkında ve diğer bir suale cevaben de hazırlanan anun lâyihasile istinaf mahkemeleri nin teşkiüne meydan verileceği mevzuu üzerinde izahatta bulundu. gönderen Avrupa memleketlerinin ya Fransa vc İngilterede Soğokkanlıhk Adliye Vekilinin verdiğî cevablar harb içerisinde, yahud istilâya uğramış bulunduğunu, Birleşik Amerika için de elimizde kâfi miktarda serbest döviz olmak lâzım geldiğini istatikleıe na zaran Amerikaya ihracatımız artmakta olduğuna göre döviz vaziyetimiz dü zeleceğinden Amerikadan ithalâtın ko laylaşacağını, İtalyaya üç milyon lira kadar blokajımız hasıl olmuşsa da aramızdaki mukavelede derpiş edilen muhtelit komisyonun içtimaa çağırıl dığını izah etti. Hayat pahalılığı Hayat pahalılığı mevzuundaki mü r lâhazalara ce% abla, fiat tereffülerinin biri normal, diğeri anormal ola»ak iki cepheden mütalea edilmesi lâzım geldiğini, nakliyat ücretleri, vapur navlunları, harb sigortaları fevkalâde yükselmiş bulunduğunu rakamlar ve nisbetler söyleyerek anlattı ve mücadelenin anormal fiat tereffüile yapıldığı noktasını kaydetti ve bu eünkü vaziyet içerisinde mevcud teşkilâtla lıiks addolunan eşya fiatlarına müdahale etmenin güçlüklerinden bahsetti. Bu sırada Rasih Kaplan. «onlara karışmıyacağız dedin mi, yandı kâinat dedi. Ticaret Vekili: Karışmıyacağız demiyorum. Halkın en mübrem ihtiyaclarını daha önce düşünerek imkân bulursak onlara kadar gideceğiz. Ticarî ahlâk hakikaten mühim bir noktadır. Memlekette tavassut ti^areti yapanlarda yüksek bir ticaret ahlâkı bulunması hükumetin âmme menfaati yolunda aldığı kararların tatbikatını çok kolaylaştırmıştır. Müstehlikin hilekârın karşısında iyi mal ile kötüyü tefrik etmesi aldatıcı fiatlarla normali ayırd etmesi lâzımdır. Bu noktayı ihmal etmiş değiliz. İlmî manasil» tesıs edilecek istihlâk kooperatifleri kurmak için Cemiyeti Akvamdan bir muvahhas istemiştik. Fakat son zamanlarda harb dolayısile gelemedi.» Rasih Kaplan Allah rahmet etsin! Emin Sazak, ticaret erbabı denince ahlâkı zayıf insanlar olduğu telâkkisine mahal verilmemesini, bu san'atin içinde icabmda varını yogunu memlekete verenler bulunduğunu, lüks eşyadan evvel yaşatıcı zarurî maddeleri düşünmek icab ettiğini, kendi fabrikalanmızın kumaşlarından giyinilebileceğini söyledi. Bu sırada: «Onlar da pahalıdır» sesleri işitildi. Emin Sazak; . Hükumet nâzım olabilir, telâşa mahal yok, yapamazsa beraber aleyhinde bulunuruz» dedi. Rasih Kaplan Bu mallar kaç komisyoncu elinden geçerek zatuııza geliyor, farkındasınız değil mi? Fazıl Ahmed, ticarî ahlâk bahsi üzerindeki mütalealarının her hangi bir .;uitefehhüme meydan vermemesi yolunda izahatta bulundu. Fakat «Büyle bir zamanda vatandaşım bu kadar biaman surette istismar etmek isteyen bir •anavar varsa onun karşısında lâkayd kahnamıyacağını» da sözlerine ilâve etti. Churchill'in nutku Londra 28 (a.a.) Reuter bildiri yor: Başvekil Churchill, bu gün öğleden sonra Avam kamarasında umuınî alkışlar arasında aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: * Avam kamarası şimdiye kadar öğrenmiştir ki, Belçika Kralı, Alman başkumandanlığına bir nuırahhns göndermiş ve Belçika cephesinde muha samata nihayet verilmesini taîeb et miştir. İngiliz ve Fransız hükumetler:, generallerine bu müzakeratla alâ kadar olmamaları (şiddetli alkışlar) ve girişmiş bulunduklan harekâtta devam eylemeleri talimatmı vermiştir. Maa mafih, Alman başkumandanlıjı Bnlçika tekliflerini kabul etmiş ve Belçika ordusu bu sabah saat 4 te düşmana mukavemete nihayet vermiştir. Belçika Kralının Belçika ordusu baçkumnndanı sıfatile hareketi hakkınds, bu da PEYAM1SAPA Kanada mülteci kabul edecek Ottawa 28 (a.a.) Başvekil King. Kanada hükumetinin İngiltere ve Fransadaki mültecilerm bir kısmınt alarak onların yüklerini tahfif etmeğe karar vermiş olduğu hakkında Avam Kamarasında teminat vermiş, yalnız bunların Kanadaya nakledilmelerinin müşkül olduğunu söylemiştir. Karada tarafından kabul edilecek mülteciierin miktarı büâhare tespit edilecekfir. Yeni Ranen Elçisi İngiltere Rusya Cumartesi günü Bükreş Bir heyetin Moskovaya ten tstanbula hareket bareketini Londra matbuatı sevincle karşıladı ediyor Biikreş 28 (a.a.) Rumanyamn Berlin elçisi M. Crutescu, Ankara büyük elçiliğine tayîn olunmustur. M. Crutescu, 1 haziranda yeni vazifesine hareket edecektir. Berlin elçiliğine Âyan azasından Roma'o tayin olunmuştur. Muharib devletler, bir Ame. rikan gemisinin rahatsız edilmiyeceğine dair teminat verdiler Mısırda halk siikune davet edildi Kahire 28 (a.a.) Başvekil dün efkârı umumiyeyi sükuna davet etmiştir. Hü kumetin müteyakkız ve ihtiyatkâr, müdebbir vaziyetinden halkı temin ederek ahnan ihtiyatî tedbirler hakkında izahat vermiştir. Vasinçton 28 (a.a.1 Alman ve İngiliz Hariciye Nezaretleri President Roosevelt vapurunun Amerika vatar '.^larını Amerikaya nakletmek üzere hareket ettiği hakkında malumat aldıklarıLondra 28 (a.a.) Gazeteler, Sir nı ve vapurun seyahati esnasında deStafford Cripps'in riyaseti altında ve niz kuvvetleri tarafından rahatsız edilMoskovaya hareket eden heyet hakkın memesi için alâkadarlara talimat verda alâka göstermektedirler. c!iİTİerini Amerika Hariciye Nezaretine Times gazetesi şöyle yazıyor: bildirmişlerdir. • Moskovaya bir heyet gündermeyi Me'csikada komünîstler teklif etmekle hükumet neticeye varmak arzusunu göstermiştir. Kremlin'in tevkif olunuyor son derece realist politikasında cezrî Meksiko 28 (a a.) Troçki'ye tecabir tebeddül beklemek. romantik bir vüz edenlerin tevkifi hakkmd^ kendihayal olur. Fakat, bu politibanın çer sinden sansasyonel beyanat beklenen çe\'esi dahüinde. İngiliz ve Sovyet men Meksika polis müdürü General Munjez, faatlerinin birlesebileeeği pratik cihet şimdilik tebliğ edebileceği hiç bir neler mevcuddur. Bu noktai nazardan, iki tice mevcud olmadıaim söylemiştir. memleket arasında ticarî münasebat Bununla beraber komünist mahfillehakkında müzakeratın yeniden başla rinde ve bilhassa komünist Marciso ması projesi pek iyi karşılanabilir.» Bassol'le münasebette bulunantar araNews Chronicle gazetesi de funları sında tevkifler yapıldığı bildirilmektedir. yazmaktadır: Küba'da beşinci kolla mücadele Havana 28 (a.a.) Cuba'nın mi'him bir radyo istasyonu, beşinci kola mensub ve casusjukla itham edilenlerin ele geçmesini temin edebilecek haber verebilen her şahsa 1000 dolarlık bir ikramiye vadetmiştir. Amerikadaki nazi reisinin tâbiiyetten iskatı isteniyor Vaşington 28 (a.a.) Kaliforniyanın cumhuriyetci meb'usu Lelan Ford Amerikadaki Alman lideri Fritz Kuhn'ın .Amerikan tabiiyetinden ıskatını meb'usan meclisinde taleb etmiştir. Fritz Kuhn'ın faaliyetinin <Amerikan kanunu esasî prensiplerine muhalif olduğu» temin edilmektedir. «Sir Stafford Cripps'i Moskovaya göndermekle. hükumet cür'etkârane hareket etmiştir. Bu iş için en ehemmiyetli adam olduğu münakaşa edilemez ve Rusyaya gitmeden evvel vaktini ziyan etmemiş olduğunu görmekle bahtiayrız. Milletin işlerinin yürtülmesinde bu yeni müstaceliyet idrakini görr.ıek iyi bir =;ey olııvor. Bizim vereceğimiz her malı kendi istihlâkine kullanncaöım Rusya vadetti. Her halde Rusya Hitler'in muharebesine devam ettiŞini göımek için hiç bir arzu izhar etmemiştir.» Edirne^e fayd'lı köy gezmeleri Edinıe 28 (a a.) Edirne Halkevi büyük köy gezilerinden üçüncüsünü de yaptı. Trakya Parti müfettişi Kocaeli meb'usu Rağıb Akca. Parti. Belediye ve Halkevi reisleri. Halkevi idare kolları. kız muallim mektebi talebelerinden bir grupun iştirak eti&i bu gezide diâcrleri fibi köycülük ve köy davası bakımmdan çok faydalı oldu. , Çok çocuklu ve en çok asker yetiştirmiş ailelere mükâfat olarak Millî Çefimiz İnönünün çerçeveli fotografı. Türk bayrapı ve bir pulhık verümiştir. Fransız sefiri Japon Roma 28 (a.a.) İtalyayı ve İtalyan müstemlekelerini terketmek arzusunda Hariciyesinde bulunan bütün ecnebilerin evvelce memTok^'o 28 (a.a.1 Fransa sefiri Henry leket haricine çıkmak için hususî bir JaDonya Hariciye Nazırını ziyaret etmüsaade istihsal etmeleri" lâzım geldiği miştir. Bu mülâkat esnasında Avrupanın resmen bildirilmektedir. vaziyeti görüşülmüştür. Italyayı terkedecekler müsaade alacaklar Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, arttığı söylenen kaçakçıhk •ak'aları üzerinde izahat verdi. Sahil kaçakçılığının hemen hemen mevcud olmadığını, hudud kaçakçılığının da geçen yıüara nispetle azaldığını, Hatayın navatana lhakından sonra bu mınta kada kaçakçıhk vak'alannın nazarı diketi celbedecek mahiyet aldığım kay dettikten sonra dedi ki: « Dahildeki otoritelerle muhafaza :e?kilâtınm görüşleri arasında ihtilâflar olduğundan bahsettiler. İşaret etmek istedikleri mesele, eğer şu ise, arzede yim. Hatay, ilhka edildiği zaman mağazalardaki Suriye malı bir çok eşyanın gümrük resmine tâbi olmaması takarrür ctmişti. Şimdi Suriyeden memlekete kaçak gelen malları yakaladığımız zaman bize ilhaktan evvel mağazalarda mevcud mallardır, onlardan satın aldık, demektedirler. Buna çare olmak üzere tetkiklerde bulunduk. Hatay Valisi, bu mallara gümrükler tarafından marka vurulmasını bir tedbir olarak teklif etti. Bu tedbirden ciddî fayda geleceğine kani olnıadık ve vatandaşlarm serbest ticaıetlerini beyhude yere işkâl edeceğini dü şündük, faydasızlığını da Hatay Valisine izah ettik. Abdurrahman Melek arBaşvekilin beyanatı kadaşımız dairelerini teşriflerinde Vali Bundan sonra Başvekil Doktor Refik ile temaslarından bu neticeyi almışlarsa, Saydam söz alarak kürsüye geldi. Haişin mahiyeti bundan ibarettir.» al olan ufak bir tereddüdü izale için Vekile verilen cevab bahse karıştığını önceden kaydetti ve Doktor Abdurrahman Melek «Gazi buhran zamanlarından itibaren devlet anteb : elindeki banka ve müesseselerin halk Ben maruzatımda Gazisntebden ihtiyacına mahsus imalâtının fiatları bahsettim. Hatayı karıştırmadım. Ma pahalılaşmaması için mümkün olan her amafih beyanatınızdan istifade ettim. tedbirin alınmakta ve takib edihnekte Demek ki Hatayda da böyle bir me olduğunu ve bu müesseselerden çıkan sele varmış. mamul mevaddın müstehlik eline gayet Bundan sonra maddelere geçiierek kısa yoldan gitmesinin teminine çalıAdliye bütçesi, müleakıben Nafıa, İk şıldığını, bu yolda esaslı tedbirler alıntısad bütçeleri kabul olundu. dığını, müesseselerin ortada mutavassıt Münakale Vekâleti bütçesi vazifesini gören istasyonlarınm kırılıp konuşulurken kaldırıldığım beyan etti ve beyanatı Münakale Vekâleti bütçesinde Ziya sırasında: Rasih Kaplan arkadaşımız aradaki Karamürsel, Boğaziçi halkının bilet ücretlerinde tenzilât yapılması dilek komisyoncuların fiatları yükselttiğinden lerini söyledi ve Hamdi Selçuk (Ha bahsetti. Bahsettikleri komisyoncular tay), İskenderun limanına ehemmiyet kimlerdir? Bunları biliyorlarsa isimleverilmesi temennisinde bulunarak bu rile vazıhan ve bu kürsüden söylemelimanı körletmekte olan Payasın kul lerini rica ediyorum, dedi. lanılmasında bir fayda olmadığını zikMeb'usların cevablan retti. Süleyman Sırrı (Yozgad): Münakale Vekili Ali Çetinkaya, bu Yozgad tüccarlarından manifatudileklere cevaben beyanatta bulundu. racı İsmail İstanbula Nazilli basnıası alZiya Karamürselin bahsettiği mesele mağa gitmiş, fabrikanın oradaki rıünin tetkik edilip halledileceğini, İsken messili, ertesi günü geldiği takdirde derun limanına gelince tanzimine ça istediği kadar mal vereceğini söylemiş, lışıldığını, fakat şimdi bir Fransız şir fakat ertesi gün gelen mal hemen bir ve İsmaile de keti elinde olan cenub hattı elimize Yahudiye devredilmiş gectikten sonra bu lrmandan azami şe • Eğer bu Yahudiye yüzde iki komisyon kilde istifade tam manasile mümkün verirse ondan mal almak mümkün olduğu» söylenmiştir. Hâdise vâkidir. olacağını beyan etti. Rasih Kaplan: Ticaret Vekâleti bütçesi Arkadaşlar! Bu millî müessesatıMünakale bütçesvnin kabulünden son ra Ticaret Vekâletinin bütçesine ge mızın heyeti umumiyesinde okıınaıı raporu hep beraber dinledik. Bu rapoçildi. run heyeti umumiyede okunma^ını saZiya Krramürsel. yiyecek, içecek ve yın Başvekil kendileri istedi. O rapor Sİyecek maddeleri fiatlarının arttığın okunurken birçok arkadaşlarla biıükte dan bahisle mağazalarda bizzat yaptıhaber aldık ki, millî sanayii kurmak ve ğı tetkikatı anlattı. Kendisine bu pamemleket iktısadiyatını, memlçketi dahalılığa altm fiatının yükselmesi mü ha ucuz mal alabilecek vaziyette refaessir olduğunun söylendiğini kaydetti ha götürmek için milyorılar sarfolunFazıl Ahmed, hsr şeyden evvel ticarî maktadır. Başvekilimizin hepimizle beahlâkın tesisi lüzumunu kaydetti ve raber bilmesi lâzımdır ki, maalesef bu «koşa kosa vatandaşım olan Türkten müesseselerin mamulâtı muayyen ellefilân maddeyi almağa gittiğim zaman re verilmiştir ve memleket bundan her bir suç mu işleyorum ki o vatandaş zaman ıstırab duymaktadır. Meselâ tzçürük. mundar, kokmuş, âdi: dayan mitte kâğıd fabrikası satışınt bir ele maz; fpna malı üstelik pahalıya sat vermiştir ve sayın Başvekâlet İstpnbulmak suretile benden bir de cezayi nak da bir yazıhane açmasını bu müessesedî alsın?» dedi. ye tebliğ ettiği halde hâşâ huzuru âliTicaret Vekili Nazmi Topçoğlu gerek lerinden, bu yazıhanenin önünden Türk dünkü heyeti umumiye müzakeratında çocukları «Gidin vaktile aldığınız yerşerek bu günkü müzakerelerde temas den alın» diye koğulmuşlardır. İzmirdeedilen noktalara cevablar verdi. Bu ki bir ecnebi fabrikası bile bizim müarada buğday mahsulümüzün ihracın esseselerimizden görerek usul ittihaz da memleket hesabına zarar değil. etmiş, ipliğini manifaturacılıkla nlâkabilâkis iktısadî favda olduğunu, yeni dar olmıyanlara veriyor ve «onlardan mahsulün idrak edilmek üzere bulun alın. diyor. Memlekette böyle bir huduğunu ve buğdaysız kalmak tehlike sıısî ticaret şekli çıkmıştır. Neden Nasi mevcud olmadığını söyledi. Toprak zilli fabrikası pamuğunu pazardan alMahsulleri Ofisinin afyon mubayaası mıyacak da filân adamdan alacak? Bunüzerinde izahlarda bulundu. Halil Men lar memlekette cereyan etmekte olan teşin ithalâtın azalması üzerine vaki hâdiselerdir ve sinirlenmeğe sebeb yokmütalealarına cevabla harb başladık tur. Saym Başvekil bunların önüne tan sonra her memlekette bu zorlu geçmeğe muvaffak olursa iftihar duyağun baş gösterdiğini, bize mamul eşya cağu" Fakat iş eski şeklinde devam e lnhisarlar Vekilinin izahatı [Başmakaleden devam] ve dehâsı bulunuyor. Sekiz aydanberi ve hususile şu son günlerde hayret verici sürprizlerle karşılaşmış olmaklığımıza mukabil bundan sonra karşılaşacağımız daha pek çok sürprizler bulunacağım kabul etmek zafuridir. O kadar da değil. Dünyanın dijor, sayın Başvekil! Devam ediyor. mukadderatını bahis mevzuu ettirBen, bütün Türk milleti karşısında ilân mekte olan bu muazzam mücadeediyorum: Şimdiye kadar yalruz Büyük le önünde başta Amerika olarak Millet Meclisinde meşgul oldum. Ne ordiğer büyük d»vletlerin de söyletakçılığım var, ne de müstakıllen ticaretle uğraşıyorum, hiç birile alâkam yecekleri sözler vardır. Beşeriyeyok. Bu millî müesseseleri korurken | tin şimdiye kadar kurabildiği melâzım olan milyonları Türk milletinin deniyet yıkılmak tehlikesi gösternasıl ayırdığını icra vaziyetinde olan diği zaman şimalî Amerikanın ilâ Başvekil elbette benden iyi bilır. Bir nihaye bitaraflık halinde kalabiiebirimize sinirlenmeğe hacet yok. Bu işi ceğini farzetmek zordur ve adeta ıslah etmeliyiz. imkânsızdır. Onu diğer AmerikaBaşvekil tekrar söz aldı ların takib edeceği de şüpbesizdir. Müteakıben Başvekil Doktor Refik Demek ki daha ufukta henüz yeSaydam tekrar söz aldı: rinden kımıldamamış bir kıt'a var Herkes bilir ki Rasih Kaplan tüc j ki yarın ayaklanabilir. Bununla şu car değildir ve nihayet ben de Mecliste I hakikat sabit olur ki en fena ihtimeşgul olan bir arkadaşınızım. Maksadım sözlerini oturdukları yerde söyie mallerde dahi harb kolay kolay mektense kürsüden söylemeleriru iste sonuna varamaz. Mücadele uzunmekti. Buyurdukları rapor bir senelik dur, çetindir ve şümu'.lüdür. vakıadır. Ondan sonra alınmış bir çok Bütün bu ihtimalleri gözönünde tedbirler vardır ve bugün vaziyeti umu tutan İngilterede üç saat gibi kısa miyede bir yumuşaklık mevcud sa alı bir müddet zarfında bütün millenan tedbirler yüzündendir. Bunları hal tin mal ve canını Kralın emrine kın lehine daha iyi bir şekilde yaymak veren bir kanun kabul edilmiştir. için işaret verirlerse memnun oluruz.» Bu yersiz bir heyecan mıdır? HaBaşvekil, temas edilen diğer noktalara yır. Bu İngiliz milleti gibi kuvvetli cevablar verdikten sonra beyanatını bir cemiyetin başı sıkılınca neler şöyle bitirdi: yapmağa kadir olduğunun ve fe« Maksadım şudur: Vazıh olarak söylensin. Hükumet bilsin. millet bilsin, dakârlıkta ne kadar ilerilere gidehepimiz bilelim ve kontrola devam ede ceğinin bir alâmetidir. lim.» Almanyada ve diğer bazı memleMüteakıben Ticaret Vekili Nazmi ketlerde totaliter bir rejim caridir, opçoğlu tekrar kürsüye geldi. Milli ki şimdiye kadar Ingilizlerce as'a fabrikalar mamulâtmm fiatında teıef hoş görülmemekte ve tenkid edilfüler olmadığını, muhtelif maddelerın fimekte idi. Şimdi lngiltereyi bir atlarını okuyarak söyledi ve üzerlerinde hamlede en ileri derecesinde toihtikâr haber alındığı anda derhal şiddetli takibata geçilmesi tabiî bulunduğu taliter bir sisteme sıçrayıvermiş görüyoruz. Hem bir tek ferd kaşını nu ksvdetti. çatmaksızın ve gözünü kırpmaksıtktısad Vekilinin sözleri İktısad Vekili Hüsnü Çakır da söz nla zın. Bu kanun çıktıktan sonra Inrak bu mevzu üzerüıde izahat verdi ve gilizlerin daha rahat çalıştıklarım ezcümle dedi ki: hayretle temaşa ediyoruz. Muhak Devlet fabrikaları mamulâtının in kak Avrupanın içtimai bakımdan hisar mahiyetinde şuna buna veriİTiekte en kuvvetli cemiyeti olan İngilteolduğuna dair mubahase cereyan etti. rede bu karar hiç de fevkalâde Biz, bu nokta üzerinde evvel ve âhir çok bir hâdise gibi telâkki edilmemişdurduk, tedbirler almışızdır.» tir. Cemiyet kendini çok müdrikiktısad Vekili devlet fabrikaları matir de onun için. mulâtı hakkında alman tedbirleri anlatİngiliz cemiyeti dün krallık ve tıktan sonra İş Bankasına aid olan cam fabrikasının da inhisar mahiyeiinde sa imparatorluktu, fakat her cumhuritışına nihayet verüdiğini ve devlet fab yetten daha hür olarak, Bu gün ayrikalarile yerli mallar pazarlarınm mem ni millet kendi hürriyetile bütün va lekette fiat nâzımı vaziyetinde bulundu rını, ne yaptığını bilerek, devletiğunu beyan etti. nin emir ve idaresine tevdi eyîeAhmed İhsan Tokgöz: mektedir. Totaliter memleketleri Hayat pahalılığı memleketin en ağır geçen bu millî hamlenİH şimdiki yükü ve derdidir. Membaı ihtikârdır ve bir de devlet elindeki kuvvetlerin tat ölüm dirim mücadelesi icab ettiği bikındaki gevşekliktir. Bir defa müstah kadar böyle devam edeceğinde silin hali fenadır. İstanbul civarında en kimsenin şüphesi olamaz. ginar yetiştiren 4 kuruşa satar, eline yüz Fransada Başvekili gördük ki para geçer, fakat halde kaça sarılır. ba vaziyetin ağırlığını her zaman akınız. Hüsnü Çakırı canım gibi spverim, çıkça söylemekte zerre kadar tekâğıd fabrikası derdini şu kürsüdon belreddüde mahal görmedi. Fakat ki on defa söylemişimdir. bir defa memdaima umud dolu tekrar ederek ki leket ihtiyacım temin edemez. Bir biiıo açtılar, hiç kimse aradığı kâğıdı bulama Fransız milleti bu müşkülâtı yenmıştır. Fakat Babıaliye çıktınız mı be mekten âciz kalmıyacaktır. Tehlike Paris kapılarına gelmiş zirgânın dükkânında vardır. Maliye, vaktile tedbir alıp depo yapmasaydı dev olduğu halde Fransız matbuatınletin kâğıd işi de muzayakada kalırdı. da telâş ve endişe sayılabilecek tek İlâc bulamıyoruz. Fakat elaltından ara cümle değil, hatta tek kelime danınca bulunuyor. Ankarada şuracıkta hi görmüyoruz. İşte büyük millet sekiz buçuk liraya boyunbağlar gördi'ım şiarına yepyeni ve muhteşem bir ve yerin dibine girdim. Sekiz buçuk liramisal veya timsal daha. ya boyun bağı hangi boğaza takılır? ÇaBaldvin bir münasebetle: lıskan Başvekilimiz candan alâkadar oluyor; oluyor ama yaptıktan sonra iş İngilterenin hududu Ren boyürüyor zannediyor. Halbuki iş yürü yundadır. müyor. Ticaret Vekili, hayat pahahlığı Demişti. Bu sözlerin manası şimiçin Cemiyeti Akvamdan murahhas çadi Manş sahillerine yetişerek orağırıldığından bahsetti. Rica ederim Camiyeti Akvam hangi işi halletti ki, bu larda tutunmağa çalışan hasım hareketlerile adeta her gözün gcrenu da halletsin.» Müzakere kâfi görüldü, fasülara ge bileceği maddî şekillerde açığa çıkmış bulunuyor. Bütün tarihinçildi, bütçe kabul olundu. de her vesile ile Flandr'laı irin Diğer bütçeler Bundan sonra Ziraat Vekâleti bütçe daima muzaffer harbler yapan İnsinde Emin Aslan, Osman Şevki, Berc giltere, tekrar tarihini yaşayor. türker söz aldılar. Dahiliye Vekili Faik Yalnız şurasını ilâve edelim ki Oztrak da söz alarak Emin Asl=mn te yalnız İngilterenin değil, bütün mas ettiği bir noktaya cevabla Dahiliye dünya memleketlerinin hududları Vekâletinin köy kalkmması işinde nazakarışmış gibidir. Şimdi her yer ve rî müdshalelerde bulunmadığım ve nazariyat sahasmda çalışmadığını tebarüz hususile harb sahaları bu cidalde cümlesinin hayat ve mematlan e'tirdi Bundan sonra Millî Müdafaa erupları mevzuu bahis bütün dünya memhududları olmuştur bütçeleri kabul olunarak bütçer.in mas leketlerinin raf kısmı bitirilmiş oldu. Varidat kısmma denilse mübalâga olmaz. geçilmeden önce muamele versisinde Bütün bu muazzam macera karyapılan tadilâta dair lâyibanın müzake şısında tehlike ile kucaklaşan İnre edilmemiş maddeleri okunarpk kabul giltere ve Fransanın soğukkanlılığı olundu ve vakit pek geciktiğinden celen ziyade hayret ve en ziyade takseve nihayet \'erildi. dir ve taklid olunacak en ulvî vaziyeti teşkil ediyor. Rus Fin esirlerinin mübadeiesi Helsinki 28 (a.a.) Harb esirlerinin mübadelesi 25 ma*i!=t=» nihayet bulmuştur. Sovyetler 5468 Sovyet esirine mukabil 847 Fin esirini serbest bırakmıstır. YUNUS NAD1 V* KTS\ Amerikıd^ıı yeni bir $es daha! Nevyork 28 (a.a.) Nevyork Times şazetesinde neşretmiş olduğu bir makalede Hamilton Armistrong, Birleşik Amerikaya hitab edsıek müttefikler için tayyare ve harb malzemesi ve mülteciler için de para istemiştir. < Yüzlerce Amerikan gemisi kullanılmamaktadır. Neden dolayı bu gemilere kızılhaç işaretleri koyarak ambarlarımızda çürümekte olan buğday ve pamukları Avrupaya nakletmesi için kızılhaç müessesesinin emrine vermiyelim? E'ğer Amerika, bu harekette bulunmıyacak olursa Hitler en büyük zaferini kazanacak hale gelmiş olacaktır. Hitler, bu takdirde Amerikanın dehasını, hürriyet hissini, nazik sn'ardaki şecaatini fethetmiş ve onun fennî terakkiyatını tamamile boşa çıkarmış olacaktır. Müttefikler, Flandıes'in herhangi bir noktasında rutundukça onlara yardım etmenin zamanı geçmiş değiîdir. Eğer müttefikler mağ'ub olacak olurlarsa Almanlar. yalnız Saint Quentin ve Pas de Calais'de kalmıyacaklar. Bizim kapılarımıza da dayanacaklardır. Müttefiklerin 1940 senesinde yapacakları harbde onlara yardım etmek. 1945 senesinde yalmzbaşımıza yapacağımız harbden daha ucuza mal olux.> Paris 28 (a.a.) Reynaud bu &abah, Bullitt ile Amiral Darlan ve Pieriot'yu kabul etmiştir. * Vaşinşton 28 (a.a.) Hariciye Nezaretinin A\Tupa işleri direktörü Jav Pierrepont Moffa*: James Cromweli in yerine Kanadaya elçi tayin edilmiştir. * Ottawa 28 (a.a.) Kanada Başvekili Mackensi King Avam Kamara=ındT beyanatta bulunarak Kanada hava kuvvetlerinin şimdiki Avrupa vaziyetini karşı'amak üzere artrılacağım bildir mistir. Hazin bir vefat Muharrirlerimizden Faik Güncıinin babası, maliye memurlarından Ihsan Erurahn kayinpederi, Balıkesir meb usu Muzaffer Akpınarın ve röntgen mütehassısı doktor Muhterem Gökmenin eniştesi, Odemiş ağırceza reisi Şevki Beygeçin bacanağı Manisalı emekti önyüzbaşı Abdurrahman Güneri dün sabah tanrının rehmetine kavuşmuş ve cenazesi Eyübde Gümüşsuyu mezarlığına defnedilmiştir. Ölüye rahmet düer. aziz arkadaşımızla kederli ailesine taziyetlerimizi sunarız.