3 Nisan 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

3 Nisan 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Almanya etrafındaki çember son haddine kadar daralıyor ihracata mâni olacaklannı kaydetmiştir. Chamberlain, bu vesile ile Türkiye Cumhuriyetile müttefikler arasmda ak dedilen anlaşma hakkında Almanlar tarafmdan ileri sürülen iddialan tekzib ederek, mezkur anlaşmanın bilâkis Yakm Şarkta sulhun muhafaza ve idamesini son derece kolaylaştırdığmı beyan etmiş ve müttefiklerin hiç bir veçhile Balkanlar daki sulhu ihlâl etmek istemediklerini sarahatle söylemiştir. Başvekil beyanatına şu sözlerle başlamıştır: « Meclis, yüksek harb şurasımn 28 martta, Londrada yapılan toplantısı hakkında malumat edinmek arzusundadır. Bu toplantı, Reynaud'ya, Fransız BaşVekili olduğu tarihtenberi ilk defa «In giltereye hoş geldiniz» demek fırsatını bize vermiştir. Bununla beraber, Reynaud, ne bizim ne de Ingiliz milletinin yabancısı değildi. Onun, Fransız Maliye Nazırlığmdaki büyük icraatını ve 1939 kânunuevvelindeki Fransız Ingiliz malî anlaşmasında oy nadığı büyük rolü biliyorduk. Reynaud, iki memleketi birleştiren müşterek davaya yorulmak bilmez bir fecjakârlıkla bağlanmıştır. Yüksek harb şurası, son içtimamdanberi, askerî vaziyetin aldığı inkişaflan tetkik etmiş ve mütte fıklerin müstakbel hattı hareketi hakkında müteaddid ve mühim kararlar vermijtir. Bu müzakerelerin teferruatmı ifşa et rnek münasib olmaz. Fakat büyük bir ahenk içinde cereyan etmiş olan bu mü zakerelerin mevzuunu teşkil eden messlelerinin umumî mahiyetini anlatmakta, meclisin fazla güçlük çekmîyeceğini tahmin ediyorum. Bununnla beraber, millet îçtima esnasında verilen bir karara ittılâ hasıl etmiştir. İki hükumetin, müştereken yaptıklan beyanattan bahsetmek isteyorum. (Baş taraf\ birinci sahifede) 3 Nisan 1940 CUMHURiYET Boğazlar rasgele açılıp kapanmazlar (Baş tarafı birinci sahıieie) tereddüd etmemiştir. Almanya, bitaraf memleketleri istilâ ile tehdid etmekte de hiç tereddüd duymamıştır. Bu tehdidi ika ederken maksadı tecavüze uğramış bir komşu memlekete yardımda bulunmalarına, hulâsa kendi menfaatlerini korumalarına mâni olmaktı. Yüksek harb şurasımn kararları Bununla beraber, bitaraflarm hukukuna karşı beslediğimiz hürmet ve uğradıkları müşkülât dolayısile kendi haklarında duyduğumuz muhabbet gözlerimizi dumanlandırmamah ve bitaraflar, Almanyaya çok fazla cömerdce yardım ettikleri takdirde, bu yardımın, Alman siyasetine daha evvel kurban olanların uğradıkla.ı vahim akıbete onları da sürükleyebileceğini bize unutturmamalıdır. (Sürekli alkışlar) Eğer bu harbe bir nihayet vermek ve nihayet verirken de müşterek manevî e maddî medeniyetimizi kabil olduğu k.ıdar az sarsmak isteyorsak, Almanyayı, taarruz siyasetinin idamesi için en fazla muhtac olduğu maddelerden mahrum etmekliğimiz lâzımdır. Bu itibarla müttefikler iktısadî harbi, kudretlerinin azamî hadidne kadar şiddetlendirmeğe karar vermişlerdir. Bu sahada şirrtdiye kadir esasen çok gayret sarfetmişlerdir. Norveçle, Isveçle, izlanda ile, Belçika ile ve Holanda ile, harb zamanına mahsus olmak üzere ticaret muahedeleri akdetmişlerdir. Müttefikler, bu gün öğleden sonra, Ingiliz Hariciye Nezaretinde, Danimarka ile, keza bir muahede akdettiler. (Alkışlar) Isviçre ile, bu mevzuda bir anlaşma imzası için de müzakerelere devam ediliyor. lspanya, Yunanistan, Türkyie ile de mühim ticaret anlaşmaları yapılmıştır. Yugoslavya bankası müdür muavini Belin'in İngiltereye geldiğini görmekle memnunuz. Belin ile iktısadî, malî meseleler hakkında müzakereler yapacağız. Tediyata müteallik olarak halen mevcud anlaşmaları tadil için, yakında, Londraya, bir Rumen iktısad heyetinin mu vasalatını bekliyoruz. Fransız Abluka Nazın Bonnet'nin de hafta sonunda gelmesine intizar ediyoruz. Harb zamanına mahsus olarak akdettığimiz bütün anlaşmalar, Almanyanın harb faaliyetine devamı için elzem olan yağ larının ihracını tahdide matuf hükümleri de muhtevi bulunmaktadır. Tarafım şaşıranlara mukadder akıbet! di emniyeti îçin dilediği gibi kullanmak hak ve salâhiyetini vermiş bulundu. Bu icab bilhassa Türk emniyetinin tehlikeye maruz bulunması hal ve ihtimalimn ifadesidir. Bunun haricinde müstahkem Boğazlar milletlerarası ticarî seyir ve seferine daima açıktır. Harb gemilerinin Boğazlardan geçmeleri gerek Türkiye, gerek Karadenizin sahildar diğer devletleri ve bilhassa Sovyetler Cumhuriyeti bakımlarından sıkı takyidlere tâbi tutulmuş ve bütün bu hükümlerin icrası külfeti devletimiz tarafından kabul ve taahhüd olunmuştur. Boğazlara verilen son rejimin aynen ve harfiyen tatbikı mes'uliyetini bütün devletlere karşı deruhde etmiş bulunuyoruz. Bu vazifeyi yeni Türkiyenin haricî siyasetinde tahakkuk ettiregeldiği şaşmaz düriistlükle ifa edeceğinden kimsenin şüphesi olamaz. Yukarıki izahlara göre Türkiye harb haricinde kaldığı, yani kendi emniyetinde tehdid ve tehlikeye maruz ^ bulunmadığı müddetçe Boğazların bazı harb gemilerine açılabileceği rivayetleri bittabi tamamen gayrivariddir. Bizim yeni harb muvacehesinde garb demokrasilerile ciddî ve samimî anlaşmalar akdetmiş olmaklığımıza rağmen. Bilvesile tekrarı yerindedir ki biz garb demokrasilerile şarkî Akdenizin ve Balkanlarm emniyetleri üzerinde anlaştık, yani bu sahalarda emniyet hlâl olunduğu vakit yekdiğere en müessir yardımları yapmak hususunda mutabık kaldık. Sovyetler Rusyası hesabına koyduğumuz ihtiyat kayıdları, Türk siyasetindeki istiklâlin ve dürüstlüğün en açık fadeleridir. Herhalde şimal komşumu?la arada herhangi bir ihtilâf ve husumetin sebebi bizden gelecek değildir. Şarkî Akdenizle Balkanlar emniyetinin Türk emniyetile sıkı alâkaları gizli kapaklı bir şey değildir. Binnefis Türk emniyetinden ayrıca bahsetmeğe ise bittabi lüzum dahi yoktur. Bu üç nokta Boğazlar rejimi üzerinde Türkiyenin dilediği veçhile tasarruf edebileceği hallerin ve şartlann nirengi noktalarıdır. Boğazlar Montrö mukavelesinin derpiş ettiği açıkhğı muhafaza edebilmek için Türkiyenm selâmeti ve Türk emniyet sahaları tehdide uğramamalıdır. Şarkî Akdenizle Balkanlar emniyet sahalarımızdır ve zaten ittifaklarımız bu sahalarda bize vazifeler ve mecburiyetler yükletmiş bulunuyor. Bu havaliye teveccüh edebilecek taarruzkr biH «üratle harb haline götürecek sebeblerdir. îşte yalnız bu takdirdedir ki Boğazlar üzerinde dilediğimiz veçhile tasarruf etmeküğimiz devri hulul etmiş olur. Ingiliz sefirile uzun bir mülâkat yaptı [Baş tarajı birinci $ahifede] Amîral Scher ve Deutchland Alman zırhlıları hasara uğramış Bir Alman tahtelbahiri daha batınldı, Şimal denizinde ve Garb cephesinde hava muhareleri oluyor dalannın takriben 900 mil şarkında bir Alman tahtelbahri tarafından takib edil mekte olduğunu bildiren «Elciervo» is mindeki Ingiliz petrol gemisinin mürettebatı geminin tahtelbahri batırmağa mu vaffak olduğunu zannetmektedir. Çünkü Alman tahtelbahri petrol gemisinin takriben 40 metro ilerisinde suyun sathına çıkmıştır. Fakat o aralık tahtelbahre 1 6 kere topla ateş edilmiş ve mütearrız gözden kaybolmuştur. [Baş tarafı birinci sahifede] Yeni muahedeler presle şehrimize gelmişler ve istasyonda istikbal edilmişlerdir. Ankara Palasa misafir edilen sanatkârlar bu akşam saat 9 da, Halkevi sahnesinde ilk temsil olarak «Andromaque» ı oynamışlardır. Salon tamamen dolmuştu. Localarda devlet erkânı, kordiplomatiğe mensub simalar görülüyordu. Temsil başlamak üzere iken Millî Şefimiz Reisicumhur Ismet Inönü, refakatinde Başvekil Dr. Refik Saydam olduğu halde teşrif ettiler ve alkışlarla istikbal olundular. Temsilin nihayetine kadar hazır bulunan Reisicumhurumuz, dost memleket artistleri hakkındaki takdirlerini izhar buyurmuştur. Komedi Fransez san'atkârlan yarın (bu gün) saat 1 8 de Radyoevimizi ziyaret edecekler ve bu münasebetle 20 dakikalık bir müsamere vereceklerdir. Hitler'in Göring ve kumandanlarla bir mülâkatı Roma 2 (Hususî) Hitler bugün Mareşal Göring'i, General Brautschitel'i ve General Keitel'i kabul ederek, uzun müzakerelerde bulunmuştur. Bu mülâkata büyük ehemmivet verilmektedir. Garb cephesinde de hava muharebeleri arttı Paris 2 (a.a.) 2 nisan akşam tebliVosgeslerin garbında, fazla topçu ateşi olmuştur. Avcı tayyarelerimizle Alman tayyareleri arasında müteaddid musademeler yapılmıştır. Bu musademeler esnasında çifte motörlü iki düşman tayyaresi muhakkak surette düşürülmüştür. Bunlardan biri Fransız arazisine düşmüştür. Uçüncü bir tayyarenin düşürülmüş olması muhtemeldir. Avcı tayyarelerimizden biri avdel etmemiştir. Paris 2 (a.a.) Dün, Ingiliz hava ordusuna mensub üç avcı tayyaresinin, Metz şimal cephesinde dokuz aded, Messerchmidt 1 1 0 tayyaresinden mürekkeb bir filoyu dağıttığı, Ingiliz hava kuvvetlei kumandanlığı tarafından bildiriliyor. ngiliz tayyarelerinin hepsi üslerine dön müşlerdir. Bu gün radyodaki temsil Londra 2 (a.a.) Bu gün, Kral, Sylt ve Heligoland üzerine yapılan son bas kın esnasında temayüz eden tayyarecilere nişanlarını takmiştir. İlk defa olarak nisan alanların aileleri de merasimde hazır bulunabilmişlerdir. Londra 2 (a.a.) Alman tebliği dün bir Ingiliz keşif tayyaresinin düştüğünü bildirmektedir. Röyter ajansı, îngiliz Hava Nezareti nezdinde bu haberi teyid eder malumat bulamamıştır. Kral, Sylt kahramanlarına nisan verdi Bir Alman tebliği ve tekzibi ts birliği bütiin sahalara teşmil edildi Birkaç aydanberi, lngiltere ile Fıansa aTasındaki elbirliği ve gaye birliği kuv vetlenmiştir. 1939 kânunuevvelinde akdedilen malî anlaşmayı biraz evvel zikretmiştim. O zamandanberi, ticarî meseleleri, mühimmat tedariki meselesini ve müstemlekeler sa • hasındaki elbirliği meselesini, müştere ken halletmek üzere tedbirlerimizi aldık. Her iki hükumet bu tedbirleri, müşterek beyannamelerile, her iki milletin menafıi ve selâmetini alâkadar eden bütün sahalara teşmil etmişlerdir.» Bu sözden sonra, Çemberlayn, müstakbpl sulhun şartlarını ihtiva eden" 28 mart tarihli Fransız Ingiliz beyannamesinin metnini okumuştur. Avam Kamarası azası, beyannamenin her fıkrasını şiddetli alkışlarla dinlemiştir. Çemberlayn sözüne şöyle devam et miştir: < Eğer bu beyanname, sadece, haıbin sevk ve idaresinden bâhis olsaydı, iki me^rıleket arasında mevcud tam hedef birliği dolayısile bu beyannamenin beyhude olduğu söylenebilir ve tenkid edilebilir. Fakat bu beyanname, çok daha şümullüdür. Fransanın ve lngilterenin müşterek bir zafere ulaşmak üzere harbetmek hu Gusundaki kararlarını çok geride bırak maktadır. Bu beyanname sulhun tesisini milletlerin hürriyetini, kanun ve nizama riayeti, ve Avrupada sulhun muhafazasım temine matuf beynelmilel yeni bir nizamm kurulmasına fasılasız surette ve elbirliğile çalışmak imkânını verecektir. Bu beyanname sulhun tesisi için ve milletlerin hürriyetini kanun ve nizama riayeti ve Avrupada sulhun muhafazasım temine matuf beynelmilel bir nizam kurulması için, fasılasız bir surette elbirliğile çalışmak hususunda, Fransaya ve İngiltereye imkân bahşedecektir. Beyannamenin bariz iki fıkrası, mec lisin nazarı dikkatini çekmiş olsa gerektir. 1 Fransa ile lngiltere arasında tam mutabakat hasıl olmadıkça, nereden sadır olursa olsun, hiç bir sulh tekliHni müza kere etmiyecekleri gibi, bu melhuz tekliflerin, gerek kendi emniyetlerini, gerek Avrupanın diğer hür milletlerinin emniyetini kâfil, hakikî bir sulh akdini müm kün kılacak şeraiti taşıdığına kanaat getirmedikçe, bu teklifleri gene müzakere etmiyeceklerdir. (Alkışlar). 2 Sulhun akdinden sonra, Avrupanın imarı için bizimle elbirliği yapmak arzusu izhar edecek oaln milletlere hüsnü kabul göstereceğiz. Fakat, Fransız İn giliz müşareketi, Avrupanın imarı ve bu imarın tarsini için, icab ettiği kadar müddet, bütün sahalarda devam edecek tir. (Alkışlar). Ankara 2 (a.a.) Şehrimizde bulunan Komedi Fransez heyeti 4 nisan perşembe günü saat 1 6 da Andromak eserile Le caresse du Sainsacrement komedisini tekrarlayarak gelirini Kızılay Cemiyeti Ankara merkezine teberru etmeğe karar vermişlerdir. Heyetin bu güzel hareketi Ankarada büyük bir alâka ve memnuniyet uyandırmıştır. Bu oyuna aid biletler yann saat 1 4 ten itibaren Halkevinde satılacaktır. Perşembe günü verileceği evvelce ilân edilen matine poetik bu münasebetle cuma günü saat I 7 'ye tehir edilmiştir. Dost memleket artistlerinin Kızılaya teberrulart Orta Avrupada yeni bir kaynaşma tarafı l tnd sahifede) da Venedikte yapılmış olan görüşmeleri teyid etmiş olduğu mütaleasındadır. Paris 2 (a.a.) Paristeki Macarlar mehafiline göre, Teleki, Romada son derece müşkül bir siyasî vaziyet bulmüştur. Mumaileyh, hali hazırda memleketlerinin istiklâlini muhafaza etmek için Almanya ile mukarenet peyda etmek arzu eden bütün Macarların tehdidine maruz bulunmaktadır. Bu fikir, eski Başvekil Imredy tarafından verilen konferanslar silsilesinde ortaya atılmıştır. Budapeştenin siyasî mehafili, daha geçenlerde Imredy . Csaky kabinesi teşkil edilmesini derpiş etmekte idi. Teleki, Almanya ile mukarenetin Alman malî işlerinin bozukluğu dolayısile Almanyanın borclarını ödeyemiyecek bir hale gelmiş olduğu sırada Macar iktısad sisteminin Alman sistemine bağlanması demek olacağı mütaleasmda bulunan tiiyük emlâk sahibi Macarları temsil etmektedir. Diğer taraftan naziler, daima Macarların küçük emlâk sahiblerine muzaheret ve büyük mal sahiblerinin menfaatlerine doğrudan doğruya mugayir olan ziraî ıslahat hareketlerine taraftarlık etmişlerdir. Macar mehafili, Molotofun son nutkunun Macar kabinesini müşkülâta m?ruz bırakmış olduğuna işaret etmektedirler. Teleki, Transilvanya hakkındaki mutalebenin tehiri hakkında Almanya tarafından yapılan teklifi kabul ettiği sırada Moskovanın ortaya Besarabya meselesini atması, muahedelerin yeniden gözden geçirilmesine taraftar olan Macarlar tarafından bir nevi teşvik addedilmektedir. Bunlar, Almanya tarafından tecavüz edildiği sırada biraz menfaat görmüş oldukları ÇekoSlovakyanm Almanyaya ilhakı hini hatırlamaktadırlar. Bu düşüncede olanlar, Rusyanın mühim bir takım imtiyazlar elde etmek üzere Rusyanın Bükreş hükumeti üzerinde yapacağı tazyikten istifade etmenin zamanı hülul edip etmemiş olduğunu suale şayan görmektedirler Paristeki Macar mehafili, şu neticeye varıyor: Teleki muhaliflere mukavemet edebilmek için bütün meharetini istimal etmek mecburiyetindedir. Londra 2 (a.a.) tngiliz hava ordusu tayyarelerinin dün, Şimal denizi üzerinde uçuşlar yaptıkları Hava Nezareti taafından tebliğ edilmektedir. Dünkü gün zarfında, düşman devriyelerine bomba ile aarruzlar yapılmış ve çarpışma esnasında bir düşman tayyaresine isabet vaki ol muştur. Bu tayyarenin enkazı bilâhare bir harb gemisi tarafından görülmüştür. Bir tngiliz tayyaresi noksandır. Bugün Şimal denizi üzerinde devriye gezen üç ngiliz tayyaresi, balıkçı gemilerini taras lud eden iki Alman bombardıman tayyaesi görmüşlerdir. Bunlardan birinin kuvvetli bir mitralyöz salvosu karşısında göserdiği zayıf mukabele, diğer bir salvo aesile karşılanmıstır. Şimal denizinde hava muharebeleri Londra 2 (a.a.) Resmen bildirili yor: Fransız ve Ingiliz İstihbarat nazırlan, Ingiliz nezareti tarafından bütün sahalarda ve bilhassa müttefiklerin bitaraf memleketlerdeki propaganda sahasında tcş rikimesai için alacakları tedbirleri kararlaştırmışlardır. Bundan başka, İstihbarat nazırlannm vakit vakit Paris ve Londrada buluşmalan da karar altına alınmıştır. Brüksel 2 (a.a.) Ecnebi tayyare ler dünkü gün ve gece Belçika arazisi üzerinde uçtukları gibi bu sabah da yeniden uçmuşlardır. Hüviyetleri tayin edilmiş olan 8 tayyareden 7 sinin Alman ve birinin Ingiliz olduğu anlaşılmıştır. Belçika hükumeti, Berlin ve Londra • daki sefirlerini bu hususta şiddetle protestoda bulnmağa memur etmiştir. tngiliz, Fransız istihbarat nazirlarının kararları Belçika üzerinde uçan tayyareler Münferid sulh yapılmıyacak Bitaraflara karşı alınacak tedbirler Başvekil Çemberlayn bilâhare, Yüksek Harb Şurasımn günün en mühim meselesini teşkil eden bitaraf devletlerin vaziyetini de tetkik ettiğini beyan ederek demiştir ki: « Bitaraflara, vecibeleri bahsinde, kendi telâkki tarzını kabul ettirmek isteyen ve arzularına mutavaat etmediklcri takdirde onlan en fena akıbetlerle tehdid eden, Almanyadır. Almanya, bu suretle, ortaya, biri hakikî manasile, diğeri Alman ların verdiği mana ile iki cepheli bir bitaraflık meselesi atmış oluyor. Şimdi bi^araflarla bizim bu meseleyi halletmemiz lâzımdır. Müttefikler siyasetlerini, bitilaflann hukukuna harfiyyen riayet esasına göre tanzim etmiş olmalarına mukabil, Almanya siyasetine uygun geldiği zaman, bitaraflarm mülkiyetini tahribde. bitaraf devletler tebaasını boğazlamakta Elimîzde diğer bir silâh daha vardir ki o da, mubayaat silâhıdır. Almanyanın komşulanndan, ihrac edebilecekleri bütün mahsulâtı ve bütün mallan satın al • maklığımız imkânı, elbette mevzuu bah solamaz. Fakat, maden cevherleri ve yağlar gibi, münasib gördüğümüz mad deleri satın almaya çalışıyoruz. Bu suretle Almanyaya tahsis edilebilecek olan YUNUS NAD1 miktan, gitgide azaltıyoruz. Bir misaî: Norveç balıkçılan tarafından tutulan veFransa vapur yaptırıyor ya tutulacak olan ihracata mahsus bütün Londra 2 (a.a.) Müttefiklerin İn balık yağlarını satın almak üzere Nor veçle olan anlaşmalarımızı itmam ettik. giltere tezgâhlarında Fransaya gönde rilmek üzere yeni bir takım kargolann inTaf^îlât vermemekliğim daha iyi olur. şası tasavvurunda bulundukları haber veBazı bitaraflarm malını almak rilmektedir. için bir şart Bir müddettenberi kapatılmış olan bazı Keza, müttefiklerin, Avrupa cenubu Ingiliz tezgâhları yeniden açılacak ve şarkisinde, pek çok maden cevheri satın Fransa hükumetinin siparişlerini yerine aldıklarını da söylemekle iktifa edeceğim. getirecek hale sokulacaktır. lngilterenin Almanyaya komşu olan mü Japonlar da Çinde 230 bin teaddid bitaraf memleketlerle yaptığı ticaret, elbette artırılabilir. Bunu, bitarafkişi kaybetmişler lann ve bizim mütekabil menafiimiz ba Şungking 2 (a.a.) Siyasî meclisin kımından tasarlayorum. Fakat bu mem küşadında söylediği nutukta Mareşal leketler de idrak etmelidirler ki, lmpa ÇanKayŞek Çinde Japonlar tarafından ratorluğumuz eyaletlerinden istihsal etteşkil olunan yeni Vangşingvei hükume tiğimiz maddeleri kendi emirlerine amade tini reddetmiş ve demiştir ki: kılabilmekliğimiz için ancak ileride, Al « Vangşingvei'in kuracağı herhangi manya ile olan ticaretlerini tahdid ede bir hükumet ancak Japon ordusunun bir ceklerine dair garantiler vermelerile kaaleti olabilir. Binaenaleyh dünya bu hü bil ol" r . ^ kumeti tanımıyacaktır.» Donanma Şimal denizine Mareşal, Japon kuvvetlerinin bütün hâkimdir cephelerde gerilediğini ve uğradığı zayiaİktısadî harb cepaneliğimizi ki en kuv tm 230 bin kişi olduğunu ilâve eylemiştir. vetli silâhımız donanmamızdır müttefikler, bu silâhın istimaline devam etmeğe ve mizin, Balkanlar sulhunu bulandırmak olkuvvetlendirmeğe karar vermişlerdir. In duğunu iddia ettiler. giliz harb gemileri Alman ticaret vapur Bu iddia tabiatile yanhştır. Kaldı ki, larının lskandinavya sularından, gayri Türkiye ile yapılan anlaşmaların, Avrupa meşru surette geçmelerine kat'iyyen mâni cenubu şarkisinde, sulhu muhafaza ve olacak tedbirleri almışlardır. Ingiliz harb emniyet ve selâmeti temin hususunda çok sefineleri bu harekâtı, Alman deniz üsle faal tesir icra ettiğine kanaatimiz vardır. rinin ta yakininde icra etmişler ve bu suSefirlerin daveti retle, Şimal denizi hakimiyetinin kendi Avrupa cenubu şarkisi vaziyetinin icabı ellerine geçtiğini iddia eden Almanların bu tefahürü nekadar beyhude olduğunu olan, siyasî ve iktısadî mahiyette pek çok meseleleri tetkik ve kendilerile istişare etmeydana ko^muslardır. mek üzere, lngilterenin Ankara büyük elBaşka tedbirler çisile, Atina, Belgrad, Bükreş, Sofya ve Şimdi ittihaz edeceğimiz daha baska Budapeşte elçilerinin Londraya davet tedbirleri gözden geçirelim. Bence bitaraf leri kararlaştırılmıştır. Kısa bir mezuni geminin batmasma ve bence bitaraf bah yetle gelecek olan Roma elçimiz Sir riyelinin ölümüne sahne olan denizlerde Perrcy Lorrain'in burada bulunmasından ki harekâtımızın son haddine henüz ulaş istifade edeceğiz. madığımıza, Avam Kamarası itimad edeHem müttefiklerimizin davası, hem bu bilir. mıntakada sulhun ve emniyetin muhafaSon zamanlarda nazarı dikkatimizi çe zası bakımmdan feyizli neticeler verecek ken bir nokta vardır ki o da, Almanların, olan bu teşebbüsün, Avam Kamarasınca şimdıye kadar nadiren kullanılan bazı tasvib edileceğine eminim. memleketlerin yollarından istifade ederek Yüksek konseyin her içtimaı, lngiltere tedarikâtı artırmak yolunu bulmuş olma ile Fransayı birbirine rapteden bağların lan ihtimalidir. Vaziyeti, inceden inceye kuvvetini, daha fazla göstermiştir. Kontekrar tetkik ettik ve kuvvetli tedbirler al sey, her sahadaki İnailiz . Fransız elbir mak istiyoruz. Bu hususta meb'uslarımıza liğinin sembolü ve 22 mart tarihli beyanşunu hatırlatırım ki, ıngiliz egmileri, ahi name, bu elbirliğinin en son inkişafıdır. ren, Uzak şark sularmda, Almanyaya ka Ümidimiz, yalnız harbi devam ettirmek çak eşya naklettiklerinden şüphelenen için değil, ayni zamanda harbden sonra Sovyet gemileri musadere etmişlerdir. Bu Avrupa sulhunu tarsin edecek olan büyük eşya Vladivostok tarikile nakledilmekte eseri tekemmül ettirmek için Yüksek idi. Harb Şurası celselerinin daha sık ve daPek yakında, Avrupa cenubu şarkisin ha muntazam fasılalarla akdedilmesidir. de, vaziyetin inkişafı ihtimalinden bahse (Sürekli alkışlar) dildi. Avam Kamarası içtimaı esnasında, Belçika, Polonva büvük elçilerile Norver, Boğazlara dair Alman Yugoslavya, Hdanrla ve Letonya elçipropagandası leri de bulunmuşlardır. Hatta Alman propagandacıları, hedefi Diğer silâh Fen şehidlerine yapılan ihtifal j Muahedelerin yeniden tetkiki £iî Şehidlerin mezarlan başında... Ahmed ve Hüdainin vaktile çalıştıklari laboratuara gidilerek izahat verilmiş, buradan da şehidlerin mezarlarına gidılmiştir. Mezar başında albay lbrahim Erses, genc veterinerlerden teğmen Hamdi ve bunu müteakıb Mezbahamızın kıymetli veterineri Hakkı tarafından hitabede bulunulmuş, Ahmed, Hüdai ve Kemal Cemilin insanlara ve hayvanlara saldıran muazzam bir mikrobun yenilmesi uğrunda insan dimağının ve enerjisinin nasıl yorulmaz bir şekilde çalıştığı, bu uğurda Türk veterinerliğine düşen zorlu vazifenin Ahmed, Hüdai ve Kemal Cemil gibi Türk veterinerlerinin nasıl başardığı tebarüz ettirilmiştir. Bunu müteakıb Paxia Pastör Enstitüsüne şimdiye kadar Kemal Cemil gibi yüksek karakterli bir ilım fedaisini Fransızların bile takdir ettiklerlni ve her zaman takdir edeceklerini arlat makla sözlerine nihayet vermişlerdir. Haydarpaşadaki Baytar Tatbikat okulunda Türk fen şehidleri için dün ihtifal yapılmıştır. Ihtifalde şehrimîzdeki generallerle dok tor ve veterinerlerimiz hazır bulunmuşlardır. Merasime okulun şeref salonunda başJanmıştır. Mektebin bulaşık hastalıklar profesörü albay lbrahim Erses, davetlilere, 1928 de ruam hastalığile uğraştığı jsnada ölen veteriner binbaşı Ahmedle yüzbaşı Hüdai ve bundan beş sene ev vel Paris Pastör Enstitüsünde ayni has .alıkla mücadele esnasında ölen veteri ner yüzbaşısı Kemal Cemil, Ahmed ve Hüdainin hocası olup bir kaç gün ev rel ölmüş bulunan veteriner bakteriyolog ve kimyager Osman Nurinin hayatları ve mesaileri hakkında malumat vermiştir. Müteakıben bütün davetlilerle beraber İtalyada askerî hazırlık birdenbire sür'atlendi (Baştarafı 1 tnct sahifede) nebi memleketlere aid bulunanlar bu kararın haricindedir. Kadınlar ve 1 3 yaşından yukarı çocuklar da dahil olmak üzere askerlikten muaf bütün vatandaşların seferber edilmesi de karar altına alınmıştır. Alman Beyaz kitabı tarafı birinci sahi/ede] dandadır. Bu vesikalardan bİTİnde «rabıta» manasım ifade etmesi lâzım gelen «przekresily» kelimesi vardır. Buna mu« kabil Alman propagandasmın mütemadiyen kullanmakta olduğu «durch kreuztV, Alman kelimesi, tamamile ayni manayı ifade etmektedir. Almanların vesikaları tahrif ve lehçe «durchkreuz» kelimesini harfiyen almancaya tercüme etmiş olmalan ve bu su retle «przekresily» kelimesinin meydana gelmiş olması muhtemeldir. Ruslar Alman hudndunu tahkim vermiştir. Yalnız, artistik kıymeti haiz oediyorlarmış lan, yahud Papalığa, diplomatik veya ecBükreş 2 (a.a.) Havas muhabirinin Cernauti'den bildirdiğine göre, Sovyet ler, Almanyanın karşısında tahkim edil miş hat boyunca, betonarme istihkâmlar inşasına faaliyetle devam etmektedir. Hudud mıntakası ahalisi, bu mıntakadaki köylerini terketmek mecburiyetinde kalmış ve Alman Sovyet hududundan takriben yüz kilometre kadar geriye gö törülmüştür. Fındık ihtilâfı halledildi Almanyaya ihrac olunacak fındıkların muhtelif fındık ihrac mıntakaları tacirleri ve kooperatifler arasında tevziatmdan çıkan ihtilâf dün şehrimizde yapılan bir içtimada hallolunmuştur. İçtimada evvelki tevziat şekli hükümsüz addolunarak yeni ve gene stok esasına dayanan tevziat yapılmış ve bu şekil üzerinde mutabakat hasıl olmuştur. Yeni. şekilde İstanbuldaki tacirlerin başka fındık ihrac mıntakalarında bulu nan stokları da İstanbul stokuna dahil addedilmiş ve bu suretle İstanbulun ihrac hissesi 50,000 tona yüksehniştir. Slovaklar eski idareye hasret çekiyorlar Slovak hududu 2 (a.a.) Çek matbuat ajansı bildiriyor: Slovak halkının geniş bir kısmı Çeko. Slovak cumhuriyetini yeniden kurulmuş görmek istiyorlar. Bretislâvadaki Alman taraftan hüku met bu kabil tezahüratı şiddetle tenkil etmekte ve Slovak mahkemeleri işsiz kalmamaktadır. Bir Fransız profesörü şehrimizde Paris yüksek muallim mektebi müdürü profesör Sidet dünkü ekspresle şehri mize gelmiştir. Profesör Fransada, muharebeye rağmen bütün mekteblerin normal bir şekilde tedrisata devam ettiğini söy lemiş ve Türkiyeye karşı büyük bir sempati izhar edildiğini bildirmiştir. Profesör,, buradan Suriyeye giderek oradaki Fran' sız mekteblerini tefris edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: