20 Mart 1940 CUMHURİYET Kâdlseler arasında Besim Omer Akalın Rumanyada nüfuz yarışı Hitler, Bükreşte Sovyet tazyikı yapılmasına müsaade etmiyecekmiş! [Bo} tarafi birinei takifede] nizdeki vaziyetini muhafaza etmek mecburiyetinde bulunduğunu söylemekte, fakat, Rumanya sahilinde üs istemek ni yetinde bulunduklarından haberdar ol madıklanm ilâve etmektedirler. Almanlar, Sovyetler tarafından Ru manya üzerinde bir tazyik yapılmaaına Hitler' in müsaade etmiyeceğini Rumanyaya vadetmişlerdir ve bu vaid, Rumanyanın Almanya tarafından tasavvur edilen bitarafhk siyasetine iltihakım intac etmiştir. Son zamanda, Almanya, Ru manyaya, sahil muhafazası için hava defi topları ve Rumenlerin muhtac bulundukları diğer silâhlan vermek teklifinde bulunmuştur. zim mahsullerimizin herhangi bir kimsenin sulh emellerine yardım etmesini ka bul etmiyoruz. Bizi komşularımıza yaklaştıran ve muhtelif etnik gruplara mensub Rumen vatandaşlarını birbirine ve daha iyi olarak birleştirmeği istihdaf eden teskin siyaseti, bütün Rumen vicdanlarına ancak »ulh getirecektir. Bir tek kelimelik «Ruman ya> vecizesile istisnasız bütün Rumenlere hitab eden böyle bir faaliyet eski hırsların uyanmasını müstebad kılmaktadır. Esasen bu eski hırslann bu günkü vazi yette artık yeri yoktur.> Alman heyeti Bükreste Bükreş 19 (a.a.) Doktor Clodius, dün öğleden sonra tayyare ile Berlinden Bükreşe gelmiştir. Doktor Clodius'a bu seyahatte refikası ve sekiz ekonomi eksperi refakat etmektedir. Balkanlara dair müşterek beyanname Zürih 19 (a.a.) Reuter Ajansı bildiriyor: liasler Nachrichten gazetesinin Berlin muhabiri Mussolini ile Hitler arasında yapılan mülâkatın neticelerinden biri, Al manya, Sovyetler Birliği ve Italya tarafından müşterek bir beyanname neşroluna cağını ve bu beyannamede bu memleketlerin Balkanlarda sulhu muhafaza etmek aızusunu bildireceklerini söylemektedir. lsviçrede tahmin edildiğine göre, Almanya }imal cenahını o taraftan gelecek herhangi bir tecavüze karçı muhafaza altına almış bulunduğundan şark tarafından da korunmak üzere Avrupanın bu kısmındaki müttefik devletleri uzaklaştırmais maksadile kcndi müttefikleri olan Italya ile Sovyetler Birliğini teşvik etmektedir. Almanyanın Rumanya hükumetile Demir muhafız teşkilâtını barıştırmağa muvaffak olmak suretile esasen bir istifade temin etmiş olduğu söylenmekte ve bu uzlaşma Avusturya nazilerinin Anşlustan evvel vatanî cepheye iltihaklan hâdisesile mukayese edilmektedir. elki çok iyi doktordu, belki çok iyi hocaydı, belki çok iyi mebustu, belki onun bu vasıflarını sayan cümlelerin başına birer «belki» ilâve etmek, şöhretinin temsil ettiği kıymetler önünde haksız bir şüpheye düşmek oiur; fakat benim gözümde Besim Omer Akalmın doktorluğundan da, hocahğından da, meb'usluğundan da üstün kıymeti, bu memleketin en büyük davasını bir çok doktorlardan, bir çok hocalardan, bir çok meb'uslardan ve fikir adamlarından daha önce, daha fazla kavramau, ve onun üstünde, millî sinirinin bütün gerginliğile çırpınmasıdır. Bu dava malum: Nüfus davası. Bir ebenin, on parmağile bu dava lehinde göreceği hizmet, Besim Ömerin kalemiie ve sesile yaptığı işin yanında mahdud kalır; bir hocanın yalruz talebesine inhisar eden telkinlerinin de sirayet hududu o kadar geniş değildir; bir meb'usım da, çok çocuklu ailelere yardım gibi hiç tatbik edilmiyen kanunlar hazırlanmasında rol sahibi olması, bu davada, nazarî bir kıymetin fevkine çıkmaz; fakat Be^im Omer yalıuz on parmağile, yalruz takrirlerile ve yalnız Mecliste el kaldınp indirmesile değil, kitablannuı aduıa varıncaya kadar memlekette nüfusun artman, doğanlann yaşaması zanıretini millî müdafaamn en büyük kanunu halinde telkin eden sayısız yazılarile de besiğin tabuta ve kundağın kefene karfi zaferini temine çalışmış ilk adamdır. Ben ve kardeşlerim onun elinde doğduk. Bu çok bir sey ifade etmez. Kimbilir kaç bin çocuk onun elinde doğdu; bugün 4050 yasında olanlar ara<uıda bir çokları da, onun teknik delâletile ilk nefeslerinı aldılar; fakat bu da, onun hazakat muhiti içinde bulunmu; olmak bahtiyarlığından fazla bir şey ifade etmez. Onun, yarun anrdanberi, ayaklarile gidemediği yerlere ve memleketin her köşesine halk dilile yazılmış kitablannuı saldığı ışık, heıhangi bir ebe elile doğabilmiş nice çocuklaruı yaşamasına engel hurafe karanlığuu yaıdı. Ben onun elile doğmadığı balde onun kitablarile büyütülmüş gürbüz çocuklar bilirim. Onun kitablan, yanm asırdan fazla, çocuk bakımı hakkında ampirik ve üstünkörü bilgilerden baska hiçbir vukufa sahib olmıyan genc annelerin »ağlık incili hizmetini gbrdü. Onun kitablannda, yazılannda ve konferanslarında herhangi bir vülgarizaıyoncunon halka ders verme hedefini asaa bir nüfus davası heyecanı, bir üretme ve büyütme humması vardı. Gencliğin ondan alacagi ders bu humnıaya varis olmak ve nüfus davasını onun kitablanndan da çıkararak tam bir aksiyon kıymetine bağlayan teşkilâta kavusturmaktır. Çünkü, içinde Besim ömer Akahn da dahîl, bizden evvelki nesiller, bu nüfu<> davasını sıcak bir özleyis, ifadesi ha'inde kahnaktan bir türlü kurtaramadılar. BESIN OMER Akalutın ölümü Daladier kabinesi tadil ediliyor Bugünkü hükumette pek çok değişiklikler yapılacak Büyük Profesör hekimlik tarihimizde bir timsal olarak kalacaktır ve millî Paris 19 (a.a.) Çarşamba gününden evvel kabinede bir değişiklik olmı yacağı tahmin edilmektedir. Fakat tadimefahirimiz arasına girmistir lât o kadar büyük ve geniş mikyasta yaYazan: Profesör Dr. TEVFİK REMZt KAZANCIGlL pılacaktır ki şimdiki kabine değismiş bir hale gelecektir. tamamile Paris 19 (a.a.) Reisicumhur Lebrun dün akşam sağ cenah partilerinin şefi Louis Marin'i kabul etmiş, bu suretle kabinede yapılacak tadilât için siyasî grupların jeflerile istişarelere başlamış tır. Paris 19 (a.a.) Siyasî gruplar hükumete karşı tarzı hareketlerini tespit etmek üzere parlamentoda toplanmışlar dır. Radikal sosyalist partisinin içtimaında Welles'in seyahati ve Fransanın Italya, Rusya ve bitaraflarla münasebetleri hakkında uzun münakaşalar yapılmıştır. Bütün hatibler müttefik hükumetler tara fından tespit edilen şartlara uymıyan bir sulh akdine matuf diplomatik manevralan meydana çıkarmağa azmef.tiklerini sarahaten bildirmişlerdir. Sosyalist gru punun müzakereleri uzun sürmüşse de grupun kabineye karşı tarzı hareketi hakkında hiç bir karar verilmemiştir. Bu hususta bir kaç ceTeyan mevcudsa da gnıp ancak Daladye'nin izahatım dinledikten sonra vaziyetini tespit edecektir. Cumhur Reisinin istişareleri Siyasî grupların toplantısı Solda merhum Profesör, bir şehır gezintisi esnostnda, sağda bir kongreye riyaset ederken Clodius'un teklifleri * Bükreş 19 (a.a.) Reuter: Haber alındığına göre, Alman iktısadcısı Doktor Clodius Rumanyaya Alman ihracatmı artırmak istemektedir. Malum olduğu üzere, Rumanyaya Alman ihracatı mark kurunun leye nispetle yükselmesi üzerine azalmıştı. Diğer taraftan Clodius, Rumanyadan Almanyanın iki milyar leylik mal satın alabilmesi hususunda ısrar göstermesi de bekleniyor. Bu meblâğ, Almanlann Ru manynda yapacaklan nafıa işlerinin mukabilidir. Bu husustaki mukaveleye nazaran Rumanya bu yardımı dört senede ödiyecektir. Binaenaleyh Rumanya millî bankası bu kredinin derhal Alman ihracatlanna açılması hakkında Almanyanın talebini kabul etmemektedir. Rumen Yugotlav anlasmast Belgrad 19 (a.a.) Rumen iktısad heyeti basında Haricî Ticaret Nazın Jon Cristu olduğu halde dün sabah Avala tepesine giderek meçhul asker abidesine bir çelenk koymuştur. Heyet bundan sonra Plenatz'^ giderek Kral Birinci Aleksandr'm mezarı önünde eğılmiş ve mezara bir çelenk koymuştur. Dün Rumen heyeti Belgraddan ayrıl mış ve Yugoslav Ticaret Nazın Andres ile bir çok zevat tarafından uğurlanmıştır. Belgrad 19 (a.a.) Yugoslavyadan Almanyaya bir milyon kilo tütün veril mesi hakkında Yugoslav ve Alman ti caret heyetleri arasında Dubrovnik'te yapılmakta olan görüşmeler dün bir anlaşma ile neticelenmiştir. Cafenko'nun beyanatt \ Bükreş 10 (a.a.) Rador ajansı bildiriyor: Kralın nutkuna verilecek cevab mü zakereleri esnasında âyan meclisinde nutuk söyleyen Hariciye Nazın Gafenco, etnik ekalliyetler mümessillerinin beya natını büyük bir memnuniyetle kaydet miş ve haricî siyaset hakkında ezcümle şunlan söylemiştir: « Balkan Antantı konseyinin son tebliğinin başında <sulh, nizam ve emniyet» kelimeleri yazılıdır. Rumanya, bütün devletlerle iyi münasebetlerini inki şaf ettirerek tam bitarafhk yolunda de vama azmeylemiş bulunmaktadır. Ru manya, Italyadan eski bir dostluğun yeni bir tezahüriinü almış olmaktan bilhassa bahtiyardır. Hiç kimse bizim hüsnüniyetimizden, sulhperver niyetlerimizden ve bize aid olanı müdafaa azmimizden şüphe etmemektedir. Şimdiye kadar varılan neticeler, istikbale tam bir rahat ve huzurla b&kmamızı mümkün kılmakta dır. Rumanyanın haricî faaliyeti, ekonomi ve ticaret münasebetleıini de nazan dikkate almak mecburiyetindedir. Fakat, bi PEYAMl SAFA Ikmal edilmemiş takas muameleîerinin tasfiyesi Ankara 19 (a.a.) Ticaret Vekâletinden tebliğ edilmiştir: 2 /8099 sayılt takas karamamesinin takibine mütedair talimatname hükümleri dairesinde bir sene zarfında tekemmül ve intac ettirilemiyen takas muameleleri aşağıdaki esaslar .dairesinde tasfiye edilecektir: 1 Evvelâ ithalât yapılmış olup da mukabilinde bir sene zarfında ihracatta bulunulamadığından dolayı tekemmül ve intac ettirilememiş takas muamelelerine 2 0 / 3 / i 940 tarihinden başlamak şartile üç aylık bir tasfiye müddeti verilir. Bu nıüddet zarfında evvelce ithalâtı yapmış olan tüccaT doğrudan doğruya ihracat yapabileceği gibi gerek ithalâtçı ve gerekse ecnebi müteneffi tarafından cari prim tediye edilmek suretile dahi ihrac hakkı takas limited şirketine devredilebilir. Bu tasfiye müddeti zarfında takas muameleleri intac ettirilmediği takdirde bankada bulunan ithalât bedeli ecnebi müteneffiin muvafakati alınmak şartile kliring hesabına nakledilir. 2 Evvelâ ihracat yapılmış oup da mukabilinde bir sene zarfında ithalâtta bulunulmadığından dolayı tekemmül ve intac ettirilmemiş bulunan takas muamelelerine de 20 3 1940 tarihinden başlamak şaıtile üç aylık bir tasfiye müddeti verilir. Bu müddet zarfında mücbir sebeb olmadığı halde takas muameleleri intac ettirilmediği takdirde alâkadarlar ithal hakkını kaybederler ve ithal hakkı takas limited şirketine devrolunur. Bu hususta alâkadarlann Türkiye Cumhuriyet Merkez Bnkasına ve takas tetkik heyetine müracaatleri lâzımdır. Mısır . Rumen anlaşması tatdlk edildi Kahire 19 (a.a.) Nazırlar meclisi, 18 teşrinisani 1939 da Kahirede imzalanan Mısır Rumen iktısadî anlaşması metnini tasdik etmiştir. Anlaşma, iki memleket arasında ticarî mübadelelerin, bilhassa Mısır toprak mahsullerile Ru manya petrolu mübadelesinin artırılması esası üzerinden yapılmıştır. Aynca ahi ren Tokyo tarafından teklif edilen Mı sır Japon dostluk muahedesi projesi de tasvib edilmiştir. mıııuıllllllllllllllllllilllllll Amiral Muren îzmire de gidecek Ankarada tetkikler yapan mütehassısın muhabiı imize beyanatı Ankara 19 (Telefonla) Başlıca Fıansız şehirlerinin pasif müdafaa tesisatı ve teşkilâtını tanzim eden Amiral Muren Ankarada alâkadarlarla birlikte tetkiklerine devam ediyor. Başvekil Dr. Refik Saydamm davetile memleketimize gelmiş olan Amiral, bir hafta sonra lzmire gidecektir. Kendisini m'safir edildiği Ankara Palasta gördüm, bana şunları söyledi: « Buraya hükumetinizin daveti üzerine geldim: Pasif korunma işi için hükumetinizin bu davetinden bittabi çok memnunum. Üç gündür temas ve tetkiklerime devam ediyorum. Bir hafta daha sürecek olan tetkiklerimden sonra îzmire, oradan Istanbula gideceğim. Müteakıben bu şehirlerin pasif korunmalan hakkında hükumetinize bir rapor vereceğim.» Meşgul olduğu mevzu etrafında bu gün için birşey söylivemiyeceğini kayıd ile hükumetin davetile geldiğini tekrarlayan Amiral, beyanatı sırasında, «Türk enerjisinin büyük örneği» cümlesile tavsif ett'ği Ank=rad=ın hayranl'kla bahsetti ve gerek Millî Şefimizden, gerek hükumet <"'ân'ndan gördüğü hüsnükabulü şükran hie'erüe andı. Amiral dedi ki: « Burada bir daha kani oldum ki, bir zamanlar kaybolduğu zannedilen ananevî Türk Fransız dostluğu devam etrrektedir. Birçok yerleri dolaştım, hiç bir m»mlektte kendimi bu kadar aamimî bir muhitte hissetmemiştim.» Ata'nm hatırası Mersinliler 17 martı tes'id ettiler Mersin 19 (a.a.) Ebedî Şef Atatürkün Mersini ilk ziyaretlerinin 1 7 nci yıldönümü olan 1 7 mart günü Halkevinde büyük tezahüratla kutlanmıştır. Meıasime İstiklâl marşile başlanmış, doktor Tahsin Soylu, Ebedî Şefin hayatını anlatmış ve mektebliler tarafından şiirler okunmuştur. Bundan sonra Atatürkün köşesi ziyaret edilerek merasime nihayet verilmistir. Brüksel 19 (a.a.) Atış talimleri esnasında bir Belçika askerî tayyaresi di ğeT bir tayyare tarafından çekilmekte oAnkara 19 (a.a.) C. H. Partisi lan müteharrik bir hedefe çarpmıştır. PiMeclis Grupu bu gün (19/3''940) saat lot paraşütle atlıyarak kurtulmuştur. Tay1 5 te reis vekili Trabzon meb'usu Hasan vare parçalanmıstır. Se'*nm riyasetinde toplandı: l'k defa söz alai Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlunun, Meclisin kıs tatili esnasında cereyan e d c siyasî ahval ve vakayii ve devletlerle olan temas ve münasebetleri ihHva eden uzun beyanatl dinAnkara 19 (a.a.) Haber verillendikten v« bazı ^orulan sualleıe icab diğine göre, bu güne kadar ihracı eden cevahlar vekil taraf'ndan verildikmemnu olan peynirin memleket ihten sonra bu beyanat ve izahat Gruo utiyacından fazla olan kısmının ecmumî heyetince müttefikan ta«vib o!unnebi memleketlere satılmasını temidu ve ruznamede basW bir mad^e olmanen ihracı lisansa tâbi maddeler aradığından too'antıya nir»=ıyet verildi. sına alınmasına karar verilmistir. Bükreş sefirimiz Bu kararın piyasaya yeni çıkacak Ankara 19 (Telefonla) Bükreş se. yeni peynir mahsulü fiatlarına hafiri Hamdullah Suphi vazifesi başına gityırlı tesiri olacağı gibi müstahsillerin m«k üzere bu akşam Ankaradan hareket vüzünü eüldürecfği de süohesizdir. etti. / Hariciye Vekili Parti Grupunda izakat verdi îki Belçika tayyaresi çarpıştı Pejmirlerimizin ihracına müsaade edildi Kara haber hekimlik âlemimize matem saldı. Onun dostları, talebesi, minnettarları, hastaları, ölümünün derin manası önünde mephutturlar. Ak alnında şeref ve vazifenin halesile uzun bir ömrün merdivenlerini ağır ağır çıkan Besim Ömer, millî tefahürümüz arasına girmişti. Aramızdan ayrılmasını imkânsız sanıyorum. Ölümile Tıb fakültesi değerli bir üstadını, ümidsiz hastalar, daima yardım istedikleri hekimlerini, bütün tıb nesilleri hocalarını, kaybettiler. Bugün hayatta didişen üç, dört nesil, onun ismini duymuş, iyiliğini görmüş ve şerefine gıpta etmiştir. Besim Ömerin uzun hayatı özlü ve dolgun işlerle doluydu. O ve kendisini sevenler için buhayat uzun değil, belki kısa bir an gibidir. Besim ömer ağırlaşan bir vücudün üstündeki geniş, güzel alnı, zeki başında ruhunun ebedî baharını gizlemiştir. Daima niyet ve proje ile doluydu. Ruh gencliğini hayretle seyrec dim. İki ay evvelki son ziyaretimde evinin üst katında tavanaltındaki mükemmel kütübhar.esinde, kitab okurken gör dam. Yorulmadan, uzun şeyler konuştuk. Bir kelimenin manası üstündeki tereddüdünıi izale için kütübhane raflarına koşan bu ebedî genci hayretle seyrettim. Bir insanda belki en mühim ruh miyarı; «hali hazır» a karşı aldığı fikrî vaziyette gizlidir. Genc bir ruh hali hazıra intıbak edebilendir. Besim Omer yeniliğe intıbak ederdi. Onun hayatı bütün bir tarihi işgal eder. Ve bütün bir devrin tıbbî, idarî, fıkrî hadisatı içinde Besim Ömerin izi vardır. Asil bir ailenin evlâdı idi. Babası ( 9 3 ) meb'uslarındandı. Çocukluğunda millet iş'erinin manasını öğrenmiştir. Tıbbiyeden çıktı. Derhal talih ona güldü ve sonuna kadar onu bırakmadı; Avrupada da doğum bilgisini öğrendi, memlekete geldi. Genc, faal zeki adam derhal işe başladı. Doğum sahasında mevcud cehaleti izale etrr.eğe uğraştı. Tıb fakültesi derslerinde zamanının en yeni malumatını tedris ederdi. Senelerce uğraştığı halde dogum mektebini kuramıyordu. Abdülhamidın vehmi mâni oluyordu. Besim Ömer bir taraftan ders veriyor, bir taraftan tıbbî kitablarla halkı ve hekimleri tenvir ediyor. Neşrettiği (Nevsalı Afiyet) ler, muhtelif kitablar, makalelerle memlekette tıb kültüıüne hizmet etmiştir. Herkesi yeni he k;mliğe, kadınları hekime müracaate alıjtıran Besim Ömerdir. Hocamızın kuvvetli hafızası bu devre aid rnaceralan nakletmeğe müsaade etnuştir. Son nesil bunları bilse, şaşar ve o zamanı, başka bir âlem zannederdi. Neşrettiği kitablar pek çoktur. Bunun muntazam bir bibliyografisıni neşretmeği ümid ediyorum. Bir taraftan tıbbî kültürü yayıyor, diğer tarafcan derslerini veriyordu. Bu sahada denilebilir ki, memlekete yeni velâdiye bilgisini Besim Omer sokmuştur ve yerleştirmiştir. Bugün memlekette çalışan kadın hekimlerinin ekserisi onun talebesidir. Merhum hocamızın bir ikinci cephesi de içtimaî muavenet sahasındaki çalışmalarıdır. Meşrutiyet ilânından sonra, memlekette uyanan heyecan ve ümid dalgaları içinde onu da yükselmiş görüyoruz. Hilâliahmer yeniden kuruluyor. Himayeietfal, Veremle Mücadele hep bu teşkilâtta onun izleri, çalışmaları tesir etmiştir. Ruhan cemiyete bağlı olan Besim Omer. hiçbir hizmeti reddetmemiştir. Daima hüsnü hizmete çahşmıştır. İdarî mevkilerde mühim rolleri olmuştur. Umumî Harbden sonra, ilk Darülfünun Emini olarak, kültür işlerimizin son safhalarile de alâkalanmıştır. Onun ruhu hizmet etmek arzularile doluydu. Dünyada kendi sahasında bir insanın nail olabileceği en büyük şartlan kazan dıktan sonra, artık hiç bir şey arzu etmediğı son senelerinde gene millet hizmetinden fariğ olamadı. Kadirşinas bir alâka bu eski tıb üstadına Millet Meclisinin kapılannı actığı zaman, bu son şerefi, hakkedilmiş bir mükâfat olarak telâkki ettik. Gene durmadan, bir taraftan millet işlerile uğraşıyor, diğer taraftan gene ki tablar yazıyor, nesrediyordu. Son zamanda çocuk hıfzıssıhhası ve içtimaî, tıbbî meseleler üstünde dört beş cild kıymetli Mecliste hafi müzakereler Paris 19 (a.a.) Meb'usan meclisi, harbin sevk ve idaresi ve Finlandiya hakkındaki istizahların gizli bir celsede müzakeresine ittifakla karar vermiştir. Bunun üzerine tribünler boşaltılmış ve saat 15,30 d agizli celse akdedilmiştir. Saat 1 7 de celseye fasıla verilmijtir. Mühim suiistimal Devlet Denizyollarında tahkikat yapılıyor D rofesor General Besim Ömer, en yaşlı aza sı/atıle 6 ncı Türkiye Büyüîc Millet Mecîlsini açarken kitab neşretmiştir. Besim Ömerin hayatı herkes için gıpta ile bakılacak mazhariyetlerle doludur. Bütün bunları hak etmiştir. Onun parlak mevcudıyeti; milletin kendisine hizmet edenlere ve millet hizmetini şeref bilenlere nasıl mukabele ettiğini gösterir bir misaldir. Besim Ömer Türk milletine hizmet etrreği şuurla tasarlamış ve buna bütün kudretile çahşmıştır. Bu faal ve uzun hayatın her devrinde; yaşadığı cemiyetin ruhile ihtizaz eden maneviyeti; asla tavsamıyan bir hızla hcdefe doğru yürümüştür! Besim Ömer, hekimlik tarihimizde bir timsal olarak kalacaktır ve mefahirimiz arasına girmiştir. Memlekette bu kadar mühim roller oynıyan bu mümtaz şahsiyetin bir de hususî hayatına, şahsına bakacak olursak, orada nezahet ve zarafeti en asil tecellilerıle buluruz. Besim ömer bir «efendi» idi. Tavır ve edası; üslubu, konuşması, itidali ve terbiyesi onu emsalsiz yapmıştır. Son 25 senenin hoyrat, hırçın hayatı insanları o kadar değiştirdi ki, şimdi Besim Ömerin, medenî meziyetlerini tebarüz ettirmek zordur. Yalnız şu kadarını söylıyeyim ki Besim Omer kendi yaşadığı eski devrin en «çelebi» insanlarından birİ3İ idi. Memleket dahilinde her işi terbiye ve zarftfetle yapmıştır. Memleket haricinde şeref ve haysiyetle bizi temsil etmiştir. isviçTede uyandırdığı hürmet ve tepcil muhitini ben görmüşümdür. Kendisini bir kere gören kim olduğvınu sormaktan nefsini menedememiştir. Ta'ihin sevdiği Besim Ömer, kendi talihiıe asla öğünmemiştir. Dünyaya bir « • > yapmak için geldiğine kani olan in§> ' sanlardandı. Bu sebeble onu daima yeni bir iş, yeni ufukta çalışır görürdük.. Besim Ömer millî şereflerimizden birisidır Orun şahsında elli senelik profesör; kültür adamı; içtimaî hizmetlerin âşıkı bir rehter; millet işlerinde, hayır işlerinde muhteris ve genc ruhlu bir tesvikci, husuiî hayatında bir centilmen kaybettik. Onun asil çizgilerle dolu nahif bedenini toprdğa veriyoruz. Fakat onun sönmez ruhu içimizdedir. Vazife için, millet için ve cemaat için çalışmak suretile genc nesil, onun mirası manevisine lâyık olduğunu ispat edecektir. Sev?ili hatırasile meşbu olarak. bıraktığı kadın hastal'klan ve doğum kürsÜ3Ünün bugünkü mümessili sıfatile, aziz ölüsünar. önünde hürmetle, yeis ve kederle Verilen malumata göre Denizyollan idaresınde mühim bir suiistimal meydana çıkanlmıştır. Suiistimal, yolcu ve yük biletleri sa tışında yapılmıştır. Müfettişler ehemmi yetle tahkikat yapmaktadır. Suiistimalın uzun zamandanberi devam ettiği ve bir memurun hastalanması üzerine yerine gelen diğerinin şüphesi üzerine meydana çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Tahkikata başlanınca görülen lüzum üzerine iki üç kişiye işten el çektirılmiştir. Henüz bitmemİ3 olan tahkikatı işkâl etmemek için hâdise hakkında fazla tafsilât veriîmemektedir. Yalnız suiistimalin 40 50 bin lirayı bulduğu tahmin olun maktadır. Tahkikata ehemmiyetle devam edilmektedir. Bulgar bitaraflığı Başvekil komşuların müşkül vaziyetinden istifade edilmeyeceğini söyledi Sofya 19 (a.a.) Stefani: Le Soir ismindeki Belçika gazetesine beyanatta bulunan Bulgaristan Başvekili Filof, Bulgaristanın bitaraf kalmağa devam edece» ğini, fakat icab ederse istiklâlini ve hür riyetini her taarruza karşı müdafaa edeceğlni söylemiştir. Başvekil, memleketin' millî emellerini tahahkkuk ettirmek üzere bazı komşu memleketlerin içinde bulundukları müşkül vaziyetten istifade etmeğe teyebbüs etmiyeceğini ilâve eylemiştır. Paris 19 (a.a.) Finlandiya olem pik komitesi, harbin bitmesini müteakıb, 1940 Olimpiyadlannı takarrür ettiği veçhile organize etmek niyetini bildirmişii. Fakat halen bu hususta enternasyonal Olimpiyad komitesinin yeni bir karar vermesi icab etmektedir. Komite bu meseleyi görüşmek üzere mayıs ayı içinde Brükselde bir toplantı yapacaktır. 1940 olimpiyadı hakkında kat'î karar verilecek Aynaroz napazları sulh için dua ettiler Atina 19 (a.a.) Atina aj'ansı, Ay naroz'dan bildiriyor: Aynaroz kilisesine bağlı 17 Rum, bir Rus, bir Yugoslav, bir Bulgar ve bir Rumen olmak üzere bütün ortodoks mansstırlan geçen cumartesi akşamı sabaha kadar dünya sulhunun teessüsü için dua etmişlerdir. Dr. Tevfik Remzi Kazancıçil M^uğla 19 (a.a.) Dün geceyarısı başlayan fırtına sabahleyin kar fırtınası halini almış ve iki üç saat devam etmiştir. Her taraf kar altndadır. Çiçek açan bademler mahvolmuş sayılabilir. Fırtma devam etmektedir. Muğlada kar yağıyor Budapeşte 19 (a.a.) Donların eıimesi dolayısile Tunanın seviyesi yüksel meğe devam etmiştir. Sular yedi buçuk metre kadar yükselmiştir. Şimdiye kadar sularm bu kadar yükseldiği görülmemısti. Tunanın sahilleri ve adaları hemen kâ milen su altında kalmışür. Hasarat pek büyük^r. 15 bin domuz boğulmuştur. Tunada 15 bin domuz boğuldu Sarnsunda tütün satışları Samsun 19 (a.a.) Samsun ve Bafrada tütün satışları hararetle devam etmektedir. Samsun rekoltesinin beşte üç kadan çok iyi fiatlarla elden çıkarılmış bulunmaktadır. Taşovada ise demet satışları memnuniyet verici bir seyir takib ediyor. Zürra bu seneki satışlardan son derece memnundur. Ebe Naciyenin Temyizdeki duruşması Ankara 19 (Telefonla) Doktor Mehmed Aliyi oturduğu otel odasında tabanca ile öldüren ebe Naciye hakkm daki karar Temyiz edilmiş ve ayrıca doktorun babası da Kilisten gelerek müdahil davacı sıfatile müracaatte bulunmuştu. Ebe Naciyenin Temyizde duruşması bu ayın 23 ünde Temyizde yaptlacaktır.