CUMHURİYET ( Küçüh hikâye Kara yılan Koşunuz; hemen bir doktor bulunuz. Yılan ikimizi birden soktu. Çabnk, doktor!.. O sırada ben Merakeşin bir eczanesinde oturuyordum. Beni buldular ve: Yılan sokması!.. Dediler. Bir saatlik yola çıkmadan evvel icab eden şeyleri aldım. Serom lâzımdı. Fakat ecnazede bulabildiğimiz bir dozluk seromun kâfi gelemiyeceğini o sırada lahmin edemiyordum. Çunkü yaralıların iki kişi olduğunu bana söylememişleıdi. Köşkte yerli hizmetçilerden biıiı i, Madam Klayton un koluna ateçte kızarmış soğon tatbik ederken buldum. Musa Bey jatağında kıvranıyordu. Bitkin, ö'üriıe ha/ırlanan bir adamın sesi: Doktor, imdadımıza yetişin, ölüyoruz! Diyordu. Kaza olalı iki saate yaklaçıyor değil mı? Ne cins bir yılandı bu acaba? Diye sordum. Musa hemen cevab verdi: Karayılan... Kadını muayene ettim. Bayılmak üzere olan Madam Klayton'un kolunda bazı leketler ve son derece hafif iki ceriha vardı. Bazı sualler sordum. Kocasına seslendi. O zaman Musa Bey yatağ.nda doğıularak: Ben, dedi, ben katilim. Ve yatağından indi. Parnıağını sıkmakta devam ederek bir kaç kelime ıle cinayetini anlattı. Hem de karısının önünde anlattı. O anlatırken ben parmaklanndan bileğine ve bileğinden koluna doğıu zehirin seyrini görüyordum. lkisini de muayene edince şu neticeye vardım: Eğer kâfi miktarda serom bulamazsam ve derhal ikisine birden zerkedemezsem bunlann ölümü muhakkaktır. Madamın yarası bir sıyrık halinde idi. Sıyrıklar çok defa tehlikesizdir. Bu noktada vazifenin ağırlığı omuzldrıma yükleniyordu. tkisini birden kurtar mağa mecburken elimde yalnız bir doz serom vardı. Bu seromu, ikiye taksim edecek olursam hiç birine faydası dokunmayabilirdi. Hangisine zerketmeliydim? Erkeğe mi, kadına mı? Bu tereddüd içinde iken bir kere hizmetçilerden birini şehre göndermeğe ve bir serom daha aratmağa karar verdim. O gıdip gelinceye kadar iş işten geçmiş olacaktı. Fakat ne olursa olsun, bir kere aratmalıydım. Sonra, mademki kadının yara3i daha tehlikesizdi; seromu ona yapmağa karar verdim ve derhal Madamın kadın adalelerine bir pikür yaptım. Dört saat sonra, kâfi miktarda »erom geldi. Hemen Musa Beye kuvvetli biı doz tatbik ettim. Fakat onun vücudü çoktan takallusa başlamıştı. Arkasından MaBundan kısa bir zaman sonra Madam kendine gelmeğe başladığı halde Musa Bey kıvranıyordu ve sabaha karşı deveran durdu. Son nefesini verdi. Musa Beyin cenazesini Madam Klaytam pek parlak merasimle yaptırdı. Cenazeyi onun yanında takib ettim. Dönerken bu kadıncağız bilir misiniz bana ne sordu? Doktor, elinîzde fazla serom bulunsaydı o biçareyi de kurtarabilirdiniz, değil mi? Nakleden uam IMdyloll a un U Z uaııa U ynfiıııı. C ASKERLÎK İŞLERİ ) Ihtiyat erat yoklaması » Içlerinde şimalî Afrikayı baştanbaşa dolaşmış, görmüş geçirmiş bir doktor Vardı: Doktor Abdurrahman Bey. B'zim Tıbbiyeden mezun olduğu halde Mısira gitmiş, orada doktorluk etmiş ve Trablusa, Cezayire, Fasa geçerek daha üç beş sene evvel Istanbula dönmüştü. Mecliste bulunanlardan bir genc, onun bîr çok maceralarını biliyordu: Doktor bey, dedi, biz tstanbullular zehirli yılanlardan bahsolunduğunu çok işitcık. Fakat bunlann adam öldürenleri pek bu taraflarda görünmezken Afrikada kimbilir nekadar çoktur değil mi? Yaşlı doktor, akşam yemeğinden sonra toplanan komşularının kendisinden gene meraklı bir macera beklediklerini sezerek güldü: Afrika yılan yatağıdır; kobra, boa, hele karayılan... Bunların zehirlediklerini kurtarmak pek az nasib olmuştur. Hepsi onun yüzüne bakıyorlardı. Doktor bir lâhza durdu; düşündü. Sonra: Size, bir yıîan faciası anlatacağım. Fakat belki bu faciayı içinizde duyanlar da olmuştur. Çünkii yedi sene evvel yalnız Tunus, Cezayir ve Mısır gazetelerini değil, ingiliz gazetelerini de uzun uzun meşgul etmişti ve benim ismim de bu faciaya kanşmıştı. Belki bizim gazetelere de aksetmiştir. Ne faciası? diye sordular. Musa Bey ve Madam Klayton faciası... Meclistekilerin hiç biri haberdar değildi Ve doktor Abdurrahman onları daha fazla merakta bırakmıyarak hemen anlatmağa başladı: Musa Bey Mısırlı bir gencdir; yakışıklı, giirbüz ve lngilterede tahsil etmiş bir genc. Madam Klayton onun k^rısı, çirkin ve yaşlıca bir lngilizdir, ki bir kısmını babasından, diğer bir kısmını da ilk kocasından tevarüs ettiği mühim bir servete sahibdi. Musa Beyle nerede, nasıl tanışmışlar? Bilmiyorum. Yalnız Merakeş civarında onlara rasgelip biraz tetkik edince bu izdivacın, ne aşkla, ne şefkatle, ne karşılıklı hürmetle alâkası olmadığını anladım. Madam kendisinden bir kaç yaş genc ve dinc Arabla evlenmek istemiş, Musa Bey onun servetine göz koymuştu. Londrdan hukuk diploması alan Musa, kansının Mısırdaki emlâkinden, bankalardaki parasından istifade ederek müreffeh yaşıyor, seyahat ediyordu. Onun, bütün masraflarından, iaşesinden başka ceb harclığı olarak kansından senede iki bin İngiliz lirası aylığı vardı. Yaşlı ve çirkin kadına refakat ctmek mukabilinde aldığı bu para ile onun Kahirede geceli, gündüziü bir çıpkınhk hayatı yaşadığını bilmiyen kalmamıştı. Nihayet Madam Klayton giizel kocasını bu kadınlar âleminden çekip Afrika sahralarında, şimalî Afrikanm ıssız şehirlerinde seyahate çıkarmıştı. Bu seyahatte Musa Beym •nekadar sıkünu eğlendirmiyor, yanında taşıdığı kadin ona gittikçe tahammülsuz geliyordu. Hele büyük müstemleke şehirlerine varmak ıçin aşılan yollaıda müşkülâth, konforsuz, hatta tehlikeli bir çadır hayatı yaşamak Musayı bezdiriyordu. Üçüncü, dördüncü ayda Musa ya Avrupaya geçmek, yahud Mısna dönmek iizere bütün tehdidlerini ileri sürdü. Fakat Madam Klayton'a dinletemedi. Bir gün Musa, çocukluğundan beri yanından aynlmıyan lalası Ahmedle konuşurken bahis o kıt'anın yılanlarına întikal etmiş ve Ahmed karayılanı anlatmıstı. Musa Bey soruyor: Ahmed, bu karayılanın zehiri öldüriicü müdür? Daha kurtulana rasgelmedim. Bulundukları şehirde iki günlük bir mülâhaza, Musa Beye facianın esasını hazıriatıyor. Ahmed vasıtasile deriden mükemmel, muhkem, kapağı hususî teıtibatla açılan bir bavul yaptırtıyor. lçi katlı ve üstü delikli olan bu bavula ne yerleştirildiğini zannedersiniz? Biri erkek, diğeri dişi iki karayılan... Efendisinin karayılanlara neden merak sardırdığını anlayamıyan Ahmed onları kirrseye haber vermiyerek köyden köye taşımakla tavzif edilmişti ve Ahmed, an•laşılan bu uğursuz yükü bir hayli zaman taşımıştı. Nihayet onlar, Merakeş civanna gelip güzel bir köşke yerleşiyorlar. Sıcak bir may:s günü... Ogleden sonra, herkes, hatta hizmetçiler ve Ahmed bile uykuya çekılmış, Madam Klayton odasında bir koltuğa uzanmıştı. Musa, birdenbire bu odanın kapısında göründüğü zaman karayılanlardan birini iki elile tutmaktadır. Lalasmdan, belki onclan daha mütehassıslarından onun nasıl tutulacağını da öğrenmiş olduğu için korkunc hayvanla temasından asla korku duynıamaktadır. Sol elile yılanın vücudünü kavramış, sağ elile dilinin tam arkasını yakalamıştı. Bu vaziyette yılan çırpınıyor; fakat bu ustanın eünden kurtulanııyordu. Ayaklarının ucuna basarak, arka tarafından karısına yaklaştı. Kadının çıplak kok'iıa hayvanın başını uzatarak sıktı. Bir saniye, hayvan kendisine gösterilen yeri sokmadı. O zaman Musa, hayvanın başını serbest bırakmaya lüzum göıdü. Filhakika yılan, bundan sonra vazifesini gördü ve bir hamlede bir saniye içinde göıdü. Belki Musa da nasıl olduğunu bilmiyoıdu. Bir anda açılan ağzın zeh'rini boşalttığmı görmesile sağ elinde bir acı his^etmesi bir oldu. Kadın, hafif bir feryadla uyandı; ba$ım çe\ırdı. Kocasını ve yılanı gördıi. Dehşet ve korku içinde tekrar haykırdı. O zaman Musa Bey, heınen yıldiıı alarak balkondan bahçeye attı. Korku ve telâs içinde, ne yapacağını şaşırnnş, elindeki acının sebebini düşünerek yarıçılgın bir hale gelmişti. Madam Klayton'un acı sesi, köşkün dört bir köşesinde çınlavordu. Hizmetçiler koşustular. Madam hepsine birden emir verdi: Eminönü Yabancı Askerlik şubesinden: 1 Her sene mutad olan ihtiyat yoklamasına 21 mart 940 perşembe günü başlanacaktır. 2 Yoklama doğum doğum yapılaca ğmdan her mükellef yoklamasırn bizzat kendisi yaptıracaktır. Yoklama cumartesi günü haric olmak üzere her gün sabah saat 9 dan 12 ye kadardır. 3 İzdihama meydan vermemek ve mükelleflerin işlerinden geri kalmamaları için müracaatler ilân edilecek günlerde yapılmalıdır. 4 Bir doğum yoklaması bitmedikçe diğer doğumun yoklamasına geçilmiyeceğinden herkesin doğum sırasını gözetmesi lâzımdır. 5 311 doğumlulann yoklama günleri 21 mart perşembe, 22 mart cuma, 25 mart pazartesi. 312 doğumluların yoklaması 26 mart salı, 27 mart çarşamba, 28 mart persembe, 29 mart cumadır. Diğer doğumluların yoklama günleri ayrıca ılân edilecektir. 6 Yoklamaya geleceklerin nüfus hü viyet cüzdanları, askerlik ettiklerine dair resmî vesikaları ve oturdukları mahal zabıtasmdan musaddak fotoğraflı ikamet senedlerini beraberce getirmeleri meşruttur. Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden: 1 Şubemıze mensub ihtiyat eratın kanuni ve mutad yoklamasına 20 mart 940 sabahından itibaren şubemiz binasmda başlanacaktır. 2 izdihama ve beklemelere mâni ol ınak için yoklamalar, her doğumun kendisine tahsis edilen ve aşağıda gösterilen günlerde öğleden evvel ve sonra yapıla caktır. A 311 doğumlulardan Beyoğlu ve Galata nahiyeleri martın 20 sinde, Taksim ve Şişli nahiyeleri 22 sinde, Kasımpaşa ve Hasköy nahiyeleri 25 inde. B 312 doğumlulardan Beyoğlu ve Galata nahiyeleri martın 26 sında, Taksim ve Şişli nahiyeleri 28 inde, Hasköy ve Kasımpaşa nahiyeleri 1 nisanda. 3 Diğer doğumlu eratla Kemerburgaz nahiyesinin yoklaması hangi günlerde yapılacağı ayrıca ilân edilecektir. 4 Herkes yoklamaya mutlaka kendisi gelecek ve nüfus hüviyet cüzdanı, terhis veya ihtiyat vesikasını, şoförler de ehli yetnamelerini beraberinde getirecektir. 5 İstanbul dışında ikamet edenlerin bulundukları yerlerdeki şubelere müracaat etmeleri veya yoklama defter numaramızı vazmak sartile şubemize mektub göndermeleri ilân olunur. •** KANSIZLIK benizslılü icîn yegâne deva kanl ihya eden Eomunte'pe^baUr^'ndanterLIpedilıniştir. 19 Mart 1940 zaflyct ye Chlorose RADVO Bugunkü program j 12,30 Program ve memleket saat ayan, 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12,50 Muzik. Çalanlar: R«§ad Erer, Vecihe, Cevdet Kozan, Okuyan: Muzaffer İlkar. 1 Huzzam peşrevi. 2 Ahmed İrsoy Huzzam şarkı (Hatırında kalsın). 3 Huzzam Huzzam şarkı: (Aşkın bana bir gizli elem şarkı: (Tazelendi tabu âlem). 4 Bakımoldu) 5 Salâhaddln Pınar Huzzam şarkı: (Aşkınla sürunsem) 13,15 Müzik: Halk türküleri. Aziz Şenses ve Sarı Receb. 13,301400. Muzik: Hafif müzık (Pl.) 18,00 Program ve memleket saat ayarı, 18,05 Müzik: Oda müziği (Pl.) 18,40 Konuşma (Çiftçinin saati) 18,55 Serbest saat. 19,10 Memleket saat ayarı, Ajans ve meteoroloji haberleri, 19,30 Müzik: Dellâlzade İsmail Ef.nin hatırasmı tazlz için merhumun eserlerinden mürekkeb program. Ankara Radyosu Küme Ses ve Saz Heyeti. İdare eden: Mes'ud Cemil. 20.15 Konuşma (İktısad ve hukuk saati) 20.30 Müzik: Fasıl heyeti. 21,15: Müzik. Küçük Orkestra. (Şef: Necib Aşkın) 22,15 Memleket saat ayarı ajans haberleri, ziraat, esham tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat). 22.35 Müzik: Cazband (Pl.) 23 25 23.30: Yarınki program ve kapamş. KADİ'ODİFUZyON POSTALAHI Dalga nzuniuju: Türklye Badyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Ankara . T. A. P. 31.70 m. 8465 Kc/s. 20 Kw. TÜRKtYE Bu Akşam S Ü M E R sinemasında Mevsimin sinema harikası... Harikalar harikası olan ve 9 milyon dolar sarfile ve büyük bir ordunun iştirakile vücude getirilen sinema tarihinin en büyük eseri ve İngiliz edibi RUDYARD KIPLING'in âlem sümul şöhreti haiz edebî şaheseri: GUNGA DIN Fedailer Alay ı Eşsiz kahramanlık ... Savaş... Sergüzeşt... Entrika ve aşk ve ihtiras filminin ilk iraesi şerefine Fransa Enstitusü ve Siyasal Bilgiler mektebi profesörlerinden M. Siegfried'in verecegi konferansların tarıhleri ve mevzulan: 21/3/1940 perşembe (Sanayi inkılâbının zamanımız meseleleri üzerindeki tesirleri.) 22/3/1940 cuma (iki kıt'a arasmdaki tezad: Avrupa ve Amerika.) Türk Mikrobiyoloji cemiyetinden: 21/3/940 perşembe günü saat 18,30 da Etıbba Odası konferans salonunda yapüacak toplantıda «Basilll dizanteride tevadi> Dr. Osraan Şerefeddin Çelik ve «Türkiyede ekinokok hastalığı» Dr. Perihan Çambel tarafmdan tebliğlerde bulunulacağından muhterem meslekdaşların teşrifi rica olunur. Profesör Siegfried'in şehrimizde vereceği konferanslar Toplantıya davet FEDAILER ALAYI Fevkalâde Hususî Gala Baş rollerde: CARY GRANT DOUGLAS FAIRBANKS Jr. Victor Mac Laglen ve dilber Joan Fontaine Bu akşam için LOCALAR bittniştir. Mahdud kalan numaralı kolhıklar için biletler satılmaktadır. Beyoğlu Halkevinden: Türkçe fransızca tercüme dersleri bu sömestr başmdan itibaren tanümış edib Izzet Melih Devrim tarafmdan verilmektedir. Bu mühim dersten istifade etmek isteyenlerin Evimize müracaat ederek kaydolunmalarını rica ederiz. îzzet Melih tercüme dersleri veriyor Beyoğlu Yabancı Askerlik şubesinden: 1 Beyoğlu ve Beşiktaş kazalan mıntaka smda ikamet eden 311 (dahil) 331 (dahil) doğumlu yabancı ihtiyat eratmın senelik yoklamalarına başlanmıştır. 2 Yoklamalar haftanın çarşamba ve perşembe günleri sabahtan aksama kadar (ipvam prtecektir. 3 311, 312, 313, 314, 315 doğumluların mart 940 nihayetine kadar ve 316 ve daha yukarı doğumluların da nisan 940 nihayetine kadar yoklamaları devam edecektir. 4 Yoklaması yapılacak erler, nüfus cüzdanları ve bulundukları nahiye müdürlüklerinden bir ikamet tezkeresi ve iki adet vesika fotoğrafile ve evvelce şubemizde kayıdlı bulunanlar yalnız nüfus cüzdanlarile ve bizzat şubeye müracaat edeceklerdir. ALLAHIN CENNETI Münir Nureddin Türkçe ç A Y S U sinemasında Helecanlı filitn. ÖLÜM Darülfünun Tıb Fakültesi Seririyatı cildiye ve efrenciye müderrisi olup Dr. Kemal Muhtarın bacanağı, Güzel San'atlar Akademisinden mezun ressam Selim Turan ve Kabataş Inönü lisesi riyaziye muallimi Saide Turan ve Akademi resim kısmı talebesinden Feyzâver Turanın babaları değerli ve büyük Türk mütefekkirlerinden Prof. Dr. Hüseyin zade Ali Turan, Üsk,udarda İhsaniyedeki evinde evvelki gün ânî olarak vefat etmiştir. Cenazesi dün saat on birde ihtifalâtı lâyıka ile Üsküdarda Köprülükonak yanmdaki evinden kaldırılarak öğle namazı DoğancılaT camiinde kıhndıktan sonra Karacaahmedde çiçekçi kahvesi karşısındaki aile makberesine defnedilmiştir. Merhum, Kafkas Türklerindendi. Kafkasyanm Salyan şehrinde doğmuş, efkârı ahraranesinden dolayı îstanbula gelmiş, burada Tıbbiyeyi bitirmiş, Türklük ve hürriyet idealini bir an terketmemiş ve Türkçülük fikrîni ilk olarak memlekete o telkin etmişti. Eski yunanca ve lâtinceye kadar bütün garb dillerini bilir, çok değerli bir âlimimiz, hassas millî bir şairimiz ve çalıstığı şubede değerli bir hekimimizdi. Binlerce talebe yetistirmistir. Vefatı, Türk irfan ve harsı için büyük zayiattandır. Ailesine ve yetişmiş, güzide evlâdlarına tarivetler ederiz. DAĞLARIN KRALI Bugiln 1,15 3,30 ve 8,30 da Bu akşam saat 21 de FENMEN Fransız Tiyatrosnnda PİYA\O KONSERİ Biletler verecektir. gişede satılmaktadır. BEHÇET RONA YARIN AKŞAM: TÜRKÇE NÜSHASI BÜYÜK SİNEMA MÜSAMERESİ OLARAK FRANSIZCA NÜSHASI KOMEDİ FRANSEZ İSTANBULDA Evvelce de yazdığımız veçhile, Komedi Fransez Tiyatrosu Istanbulda Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda üç resmî suare ve iki matdne olarak beş temsil verecektir. Elyevm Komedi Fransez şeriklerinden bulunmıyan bazı artistler, kendi hesablarma ve Fransa haricinde temsiller vermeğe davet olunabilirler. Fakat bunlann Komedi Fransez şirketile hiçbir münasebet ve alâkaları yoktur. Bu kere şehrimize gelecek olan ve umumî müdürleri idaresinde bulunan trupun mühim bir kısmını teşkil eden heyeti temsiliye, bizzat Komedi Fransezi Istanbulda temsil edecektir. Bu heyet bütün kadro ve malzemesini, dekor, kostüm ve mobilyalarım da beraberinde getirecektir. Bu da, meşhur Molyer müessesesinin üç asırdanberi bütün dünyaya saçtığı cihanşümul şöhret ve muvaffakiyetinin yüksek bir ifadesi olacak ve şehrimiz için mükemmel ve artistik bir hâdise teşkil edecektir. Hâmiş: Biletler, 20 marttan itibaren değil, 22 mart cumadan itibaren Şehir Tiyatrosu gişelerinde satılmağa başlanacaktır. ^ Şişlı Halkevi Sosyal Yardım büyük ko mitesi tarafmdan 15 mart cuma akşamı Maksım salonunda verilen büyük gece eğlencesı ümidin fevkmde uç bin liraya yakın hasüat temin etmiştir, buna mukabil butün masraf yüzde ondan ibarettir. Bu meblâğla her gun sıcak yemek verilmek suretıle iaşe edılmekte olan Şişli civarm daki ilk okullara devam eden yardıma muhtac 400 talebenin elbise ve ayakkabıiarının yapılmasına başlanmıştır. Bu gece eğlencesine bir menfaat mukabili olmıyarak iştırak eden Bayan Safiye ve arkadaşlarile Maksim, Parkotel, Tokathyan, Londra, Turan. Florya, Stüdyo, Ayten, Sadi ve Ambasadör salonlan artist ve müzlsiyenierine bühassa teşekkür ederiz. ı İ P E K Yeniden kurulan şehirler, muazzam, muhteşan dekorlar arasında çevrilen SENENİN EN BÜYÜK ve HARİKALAR FİLMİ ve M E L E K sinemalarında Tiyatrosu AŞK ARKADAŞLIK MACERA ve KAHRAMANLIK şaheseri Kiralık apartıman RONALD COLMAN TARZAN'uı Baş Rollerde: Ve on binlerce figüran I YARIN GECE İÇİN NUMARALI KOLTUKLARIN ERKENDEN ALDIRILMASI RİCA OLUNUR FRANCES DEE BASİL RATHBONE Türbede, Piyerlotî cadesinde 19 numaralı Sinanağa dairelerinde 2 numaralı apartıman kirahktır. Her türlü konforu vardır. Kapıcıya müracaat olunması. En Müthiş Ve En Fevkalâde Maceraları DEV GORİL MAYMUNU... Esrarengiz ve balta girmemiş orman... Dünya hâkimleri filler... Afrikanın T ÖÜ TÜRKÇE SÖZLÜ BÜYÜK VE MERAKÂVER FİLM Baş Rollerde: A R Z A N JaclieCOOPER ADAMa Karşı ••• * UNı\ıE«S*t P.crıjSE İZGİLER İMDADA! Bütün İstanbul gencliği hazırlanınız! Amerika Reisicumhurunun tabtı himayesinde ve 25 bin gencin i?tirakile çevrilen büyük filim Şişli Halkevinin teşekkürü JOHNNY WEÎŞŞMÜLLER ve MAUREENOŞULLİVAN BU PERŞEMBE AKŞAMI S A R A Y Sinemasındı YARIN Matinelerden İtibaren KADIKÖY OP ER A sineması 25 kısım tekmili birden matinelerden itibaren B I R A K I L M I Ş Baş Mevsimin en güzel ve en müstesna 3 büyük Fransız artislinin iştirakile çevrilen K I Z L A R YARIN Rollerde: MARCELLE CHANTAL JACQUELİNE DELUBAC ANDRE LUGUET ALKAZAR Sinemasında baslıyor.