CUMHURİYET 18 Mart 1940 Şehrin I içinden i { Şehir ve Memleket Haberlerî Gümrüklerdeki sa Memur maasları hibsiz eşyanın satışı Baremin lâğvedilen Gümrük U. Müdürlüğü izahat veriyor Gazetemizin I 1 mart tarihli nüshasında gümrüklerdeki sahibsiz eşyanın satışı hakkında bir haber intişar etmişti. Bu mesele hakkında Gümrükler Umum Müdurlüğü bize aşağıdaki mektubu göndermiştir: «1 Satış gümrüğündeki eşya iki türlüdıır. Biri sahibsiz, dığeri de kaçak eşyadır. a) Sahibsiz tesmiye olunan eşya; Gümrük kanununun tayin ettiği müddetler zarfında ambar ve antrepolardan kaldırılmamış oianlardır ki bunlar, 1549 sayılı kanunun hükümlerine müsteniden 2490 sayılı kanunda yazılı şekiller dahilinde mutlaka gümrük resmini temin etmek şartile veyahud ecnebi memleketlere gönderilmek üzere satılabilirler. Bu gibi eşya bu nispette bir bedel temin etmediği ve ihalesı dakikasına kadar sahibi tarafından da istenmediği takdirde hayır müesseselerine verilmek veyahud bunların işine yaramaması halinde ayni kanun hükümlerine göre imha olunrrıak icab eder. Bu çeşid eşya bedelinden gümrük ve sair telkiflerden arta kalan miktar kanunun tayin ettiği müddet zarfında malsahibinin emrinde emaneten saklanır. b) Kaçak suretile tutulan eşya hakkında ise 1918 ve son defa mer'iyete girip bu eşyadan mevcudların sür'atle tasriyesini ve satıs formalitelerinin ıslahını temin eden 377 7 sayılı kanun hükümleri tatbik edilmektedir. c) Halen, satış gümrüğü emrinde bulunan işbu iki türlü eşya arasında, beklemekten ötürü çürüyenleri yoktur. Esasen 1 549 sayılı kanunda çabuk bozulabilen eşyanın müstaceliyetle ve bazı formalitelere lüzum bulunmadan satışı derpiş edilmiş bulunduğuna göre herhangi bir eşyanın bu âkıbete duçar olması mevzuu bahis değiidir. 2 Ambardaki eşya miktan milyonlarca kilo olduğundan bahsedilmiştir. Halbuki eylul 1939 tarihinde tesbitlerimize nazpran satış ambarlarındaki eşyanın miktarı 91,000 kilo kadar olup bunlar peyderpey satılmaktadır. 3 Herkesin müzayedeye iştirak edemediğinden bahsedilmiştir. Müzayedeye iştirak edeceklerin 2490 sayılı kanundaki şaıtları haiz olmalarını aramak zaruridir. Bu şartları haiz olmıyanlar müzayedeye iştirak edemezler. Bunların haricinde kalan fter vatandaş serbestçe müzayedeye iştirak edebilir. Bunların menedildiği vâki değıldır. 4 Satış gümrüğünde satılan eşyanın dışarıda birkaç misline tekrar satıldığına dair şimdiye kadar alınmış bir haber yoktur. Maamafih buradan alınan eşyanın aynen veya tamir edildikten sonra ve perakende suretile dışarıda daha fazla satılabileceği variddir. Bu meyanda resmî bir müessesenin satın aldığı bir malın vaktile gümriikten satılmış olması da melhuzdur. Esasen bu müzayedelere resmî müesseselerin iştirak eylemelerini meneden kanunî bir huküm yoktur. Bu kabil eşyadan resmî müesseseler haberdar edilmekte ve müzayedeye iştirak etmeleri tavsiye olunmaktadır. ) Siyasî Rumanya ve harb vrupada harb Lehistan yüzünden çıkmıştı. Finlandiya yüzünden de az kalsın bu kıt'anm şimalinde genişliyordu. Lehistan ve Finlandiyadan sonra Rumanyanın mevzuu bahsolacağı ve bu yüzden harbin Avrupa kıt'ası cenubu şarkisine yayılacağı tahmin ediliyordu. Bunun için Fin Rus sulhundan sonra bütün nazarlar Rumanyaya çevrilmiştir. Lâkin daha ilk nazarda Rumanyanın ne Almanya ne de Sovyetler Birliğile münasebatından, ne de dahilî vaziyetinin istikrarsızlığmdan dolayı Avrupanın cenubu şarkisinde huzur ve sulhun bozulmıyacağı anlaşılıyor. Her devletin haricî vaziyetinin sağlam olması her seyden evvel dahildeki vaziyetinin müstakar ve metin olmasına bağlıdır. Bunun için Fin Rus harbinin akabinde Rumanyada senelerdenberi dahilî karışıkhk unsuru olup vakit vakit mühim nazırların hayatına mal olan Demirmiğferliler hareketi şimdi Kral Karol'un etrafında toplanan «Millî Yeni Hayat» cephesine iltihak etmişlerdir. Bunlardan suikasd ve baskm faaliyetlerinden dolayı mevkuf bulunan sekiz yüz kişi affedilmiştir. Almanyaya kaçmış olan reislerinin ve mensublarının da Rumanyaya dönmelerine müsaade edilmiştir. Demirmiğferliler hareketi Almanyadaki Millî Sosyalist rejimine yakın bulunduğundan bu hareketin takibe uğraması Almanya ile Rumanya arasındaki münasebatı ideoloji ve siyasî içtihad cihetinden müteessir etmekte ve samimiyetin yerleşmesine mâni olmakta idi. Bugün yirmi milyonluk bütün Rumanya Avrupadaki yeni fırtınaya göğüs germek için birleşmiş bulunuyor. Rumanyanın harbe sürüklenmesi ihtimali en ziyade coğrafî ve iktısadî vaziyetinden ileri geliyordu. Avrupanın gerek ziraat, gerek madeniyat ve bahusus petrol cihetinden en zengin memleketi Rumanyadır. Ingiliz ablukası dolayısile Okyanuslarla muvasalası gesilen Almanya denizaşırı memleketlerden umumî ihtiyacımn yüzde seksenini temin ettiği petrolleri şimdi Rumanyadan tedarik etmek zarureti karşısındadır. Rumanya Almanyanın gerek petrole, gerek gıda ve yağ temin eden hububata olan ihtiyacını haricî ticaretinin imkânı dairesinde tatmin ettiğinden ve hatta bu maksadla İngiliz ve Fransız petrol şirketlerinin satışlarını doğrudan doğruya devlet idaresi altına aldığmdan iktısadî cihetten Almanyanın Rumanyaya taarruz hareketinde bulunmasına bir sebeb kalmamıştır. Rumanya Almanyanın Batum ve Karadeniz tarikile Bakudan almakta olduğu petrollerin Rumanyadan geçmesine ve hatta buradaki fabrikalarda tasfiye edilmesine de müsaade etmiştir. Rumanyayı harbe sürükleyecek ikinci bir ihtimal de kendi arazisinde gözü olan komşu devletlerin halihazırda harekete geçmeleridir. Bunlardan cenubî Dobricayı isteyen Bulgaristan şimdiki harbde bu millî emelini silâhla tahakkuk ettirmiyeceğini temin etmiştir. Diğerlerine gelince Besarabyanm Rumanyaya ilhakını hiçbir zaman tanımamış olan Sov>et Rusyasile Transilvanyayi burada milyonlarca Macarın yaşamakta olmasından dolayı almak isteyen Macaristanın Rumanya ile hiç olmazsa şimdilik anlaşmağa taraftar bulundukları haber veriliyor. Rusyanın ve Macaristanm Rumanya ile anlaşmalarına da Almanya tavassut etmiştir. Halihazırda Moskovadaki Rumen sefiri; Sovyet Başkomiseri Molotof ile mühim müzakerelerde bulunuyor. Bu anlaşmalar tahakkuk ettikten sonra Avrupanm cenubu şarkisinde dahi harb sahası olmaktan kurtulmuş olacaktır. Gittikce ragbet bulatı bir eglence: SİNEMA Yeni seyrisefer talimatnamesi Muhtelit encümen tetkikata devam ediyor Şehir Meclisinden »eçilmiş olan muhtelit heyet her gün toplanmakta, Şehir Meclisinin şubat içtimaında tetkik edilememi§ olan Belediye zabıta talimatnamesinin geri kalan kısımlarile seyrisefer talimatnamesini tetkik etmeğe devam etmektedir. Bu tetkikat yakında ikmal edilerek yeni talimatname Meclisin nisan îçtima devresine arzedilecektir. Yeni seyrisefer talimatnamesi, Adalardaki itfaiye araba ve arözözlerinden maada herhangi bir motörlü bir vasıtanın işlemesini menetmektedir. Lüzumsuz yere korne çalmak yasak olduğu gibi şehir hududu dahilinde meskun yerlerde klâkson çalmak da yasaktır. Otomobil ve kamyonların saat 24 ten sonra korne dahi çalmaları yasaktır. Bu saatten güneş doğuncaya kadar seyrisefer yalnız ışıkla idare edilecektir. Tehlikeli sür'at yasaktır. Belediye sürati gösterir ihtar levhaları koyacaktır. Otomobiller 40, kamyonlar 20, 15, 10 kilometre sür'atle seyredebileceklerdir. Bu sür'atler en yüksek hadler olup kalabalık yerlerde vaziyete göre idare edilecektir. Bilhassa yayaların geçiş yerlerinde en az sür'atle gidilecektir. Şehir içinde yaya koşusu yapmak için Belediyeden miisaade almak lâzımdır. Nakil vasıtaları mümkün mertebe yaya kaldırımlanndan açıkta geçeceklerdir. Cumhur Reisinin arabası geçerken yolda bulunan yayalar her tiirlü nakil vasıtaları yolu açık bulunduracaklardır. Tramvay, araba, otomobil, kamyon, otobüs ve mümasiü vasıtalara seyir halinde asılmak ve bunların basamaklannda durmak memnudur. Bu yasağa aykın hreket eden çocukların veli veya vasilerile nezdlerinde ikamet ettirmek suretile bunlara nezaret edenler mes'uldürler. Yaya kaldınmda yürüyenler yolun sağını takib edeceklerdir.. İki kişiden fazla kolkola yünimek yasaktır. Umumî yerlerde baston sallamak ve çevirmek, baston veya jemsiyeyi yan olarak koltuğu altına alarak taşımak, yağmurlu ve güneşli havalarda karşıdan ve arkadan gelenleri ve yanında yürüyenleri zarara uğratacak şekilde kullanmaları ve şapka veya elbise üzerinde etraftakilere zarar verecek şekilde iğne bulundurmak yasaktır. Tramvaylarda şarkı söylemek, yüksek sesle Jconuşmak yasaktır. Talinıatnamede asfalt yollardan geçecek yük ve binek arabalarının da evsafı tayin edilmi§tir. Çok zayıf, çok ihtiyar, kör, yaralı, fena huylu, topal hayvanları arabalarda kullanmak yasaktır, Çift koşulu hayvanlar kuvvet ve boyca eş olacaklardır. Beyoğlu, Beşiktaş, Eminönü şubei idarisile Fatihin sur dahilindeki mıntakalarında ve Kadıköy şubei idariyesinin Kurbağalıderenin garbında eşeklerin nakil vasıtası olarak kullanılması yasaktır. Tek beygirli araba 400 çift, beygirli 800, öküz arabası 1000, manda 1500 kilo esya yükleyebileceklerdir. Beygir yükü 100 120, eşek yükü 70 80 kilodur. derecelerine terfi etmiş olanların vaziyeti Son barem kanunile dereceleri ilga edilmiş ve gene kanunun neşrinden evvel İlga edilen dereceye en yakın üst dereceye terfi etmiş memurların lâğvedilmiş olan derecelerde geçirdikleri hizmet müddetlerinin terfi ettikleri maaş derecelerinde geçmiş sayılması icab edip etmiyeceğinde tereddud edilmekte idi. Bu mesele ile birçok memurlar alâkadar olduğundan keyfiyet Maliye Vekâletinden sorulmuş, gelen cevabda 1452 numarah kanunla kabul edilen derecelerden bazılannın 3656 sayılı kanunla kaldınlmış veya ilga edilmişse bu derecelerde geçen hizmetlerin yeni cetvele göre eski maaşlannm en yakın üst derecesine geçmiş sayılması icab edecektir. Buna nazaran yeni kanunun neşrinde 20 lira maaş almakta bulunanların 25 liraya kadar terfılerinde 16 ve 17,5 lirada geçen hizmetlerinin 20 lirada geçmiş sayılması lâzım geldiği gibi 12 ve 14 lirada geçen müddetlerin 15 lirada ve22 lirada geçen müddetlerin de 25 lirada geçmiş telâkki edilmesi icab edecektir. Artık, yarım saat süren her muhaverenin içine ya bir sinemanın aclı, ya bir yıldızın tadı karışır oldu ( Yazan; SALÂHADDİN GÜNGÖRJ Coğrafyadan sıfır numara alan ortaokul Nereye gidiyorsun? talcbesi, Amerikan sinema stüdyolarının Sinemaya... krokilerini size ezberden çizebilir! Bız öy Nereden geliyorsun? lelerini biliriz ki dunyada ne olup ne bil Sinemadan... tiğinin farkında değildirler ama, sinema Bu pazan nasıl geçireceksin?. Bilmem ki... Sinemadan başka gi dünyasının içyüzünü, avuçlannın içi kadar tanırlar. dilecek neresi var?.. Sorunuz onlara; size Billidov'un günde . . ı . Sinemasında bir film göste kaç kilo sütle sabah banyosu yaptığını, kaç âşık değiştirdiğini, bir sene zarfında riyorlar. Tavsiye ederim kaçırma... ne kadar film çevirdiğini haftada kaç do Dün biitün gün sinema sinema do lar kazandığını, söylesinler. Fakat sakın, yanılıp da meselâ «Vatanlaştım. Ne yaparsın, cansıkıntısı... Siiistre» yi kimin yazdığını sormayınız. Yeni bir gangster filmi gelmij. Oy Çiinkii Namık Kemal, henüz sinema ekranıııda görülmüş bir sima değildir. «Şeyh le ınüthiş sahnelcri var ki... Galib» mi dediniz. Bu, olsa olsa, Mısır Tuhaf degil mi? Ben her gece ya veya Suriyede çevrilmiş arabca bir filmin adıdır! tağsmda sesli film seyrederim. Bir tek zevk kâbesine taparlar: Holi Nasıl?.. Bizim bayan, giindüz yaptıklannı vud! Bir tek yıldız bilirler: Sinema yıldızı.. gece uykusunda, birer birer anlatır, uy Bir tek kahramanları vardır: Film kahrakum kaçar. sabaha kadar onu dinlerim!. manı... Zamanımızda öyle delikanlılar peyda Peki ama, filmi sen seyretmiş olmuyorsun ki... Bayan seyrediyor, sana da oldu ki, komşu kızına abayı yakar gibi, on binlerce kilometre uzaktaki artistlere şıp sadece sesini dinletiyor! diye gönıil veriyorlar. Sevgilileri sinema sahnesinde ve hayat sahnesinde, sahici ve Sonra türlii tiirlü haberler: Güstav Frölih tekrar evleniyormuş. yalancı, tiirlü âşıklarla fink atarken onlar Emil Yanings film çevirmekten vaz ceblerine yerleştirdıkleri üftadelerinin fotograflarına bakıp bakıp göğüs geçiriyorgeçmiş! lar. Moris Şövalye, Majino hattına gitEtrafınızla meşgul olacak vaktiniz varmiş!.. Jan Kravford'u ağır hasta, diyorlar. sa, siz de onları görürsünüz: Adolf Menju tipi bıyık salıverenler... Janet Makdollâh . . . Hâh . . . Uç genc arkadaş bir araya geldi mi, nald gibi, işvebazlık edenler... Moris Şövalye gibi nüktedanlık edenler... Tarzan başka konuşacak lâf yoktur: «Aşkın sesi» nde Janet Makdonald, kahramanı gibi, budaksız ağaclara çıkmağa yeltenenler... Koyboylar gibi giyinip süperiyördü monşer!.. türkceyi Lorel Hardi şivesile konuşanlar.. Aman sus... Lorel Hardi'nin bir Daha sayayım mi bilmem... filmini gördüm. Hâlâ, hatırladıkça gülüDenilebilir ki, ne kadar sinema yıldızı yorum... Fakat şu «Tiiccar Horn» a da ne varsa, lstanbulda bunların bir o kadar ber>dersin... Temcid pilâvına döndü. Isıtıp ısı zeri peyda oldu! Bir zamanlar komik Şarlo'yu meharetle tıp beyaz perdeye koyuyorlar! Gene de taklid eden bir adamcağız vardı. Bir gün öyle iken gidip seyrettim. bana: Rosalind Rusel nasıldı?.. Nasıl, demişti, Şarlo'yu iyi taklid e Ben beğenmedim. Gücenme ama, ben de senîn Char debiliyor muyum?.. Cevab vermiştim: les Boyer'ne boş veriyorum! (Bu tâbir ye Çok iyi taklid ediyorsun ama, keşki nidir, dıkkat!) Hepsini bir kenara bırak ama, şu Şarlo seni taklid etmiş olsaydı!.. Bu sahte yıldızlar arasında, kendilerinMarlen Ditrih kadar fotojenik artist görde gerçekten büyük bir istidad tevehhüm medim!.. edeıek, Holivud'a kapağı atmağı düşüVaktile bir «dereden tepeden...» sözü nenlere, «ah, ben Amerikada dünyaya vardı. Ciddî bahislere temas etmiyen mev gelmeli imişim!> diye öğünenlere sizi bilzular hakkmda kullanılırdı. Sinemaya da mem ama, ben çok rastlamışımdır. ir konuşmalar şimdi zamanımızın «dereGeçen gün bir gazete yazıyordu: Sineden tepeden...» i oldu. Yarım saat süren bir muhaverenin içi ma sahibleri, bilet fiatları indirildikten ne bile, ya bir sinemanın adı, ya bir sine sonra ziyan etmeğe başladıklarını iddia ediyoılarmış! Doğrusu ya, ziyanın böylesi ma yıldızının tadı karışıyor. Ne harbin tahmil ettiği mecburiyetler, dostlar başına... Çemberlitaştaki sinema salonunun dane bu harble beraber tesirini bizim üzerimizde de hissettirmeğe başlayan iktısadi ha sıvaları korumadan, Beyazıdda kocabuhran, ne şu, ne bu, sinemaya karşı gös man bir sinema binası yükseldi. Beyoğlunterilen umumî tehalükü, gevşetemedi. Bir da da bazı sinema salonlan açılmak üzere çoğumuz, hâlâ sesli filmi ilk defa seyret olduğunu işitiyoruz. Zavallılar, ne de çok miş insanların merakile mücehheziz. Ve ziyan ediyorlar! İFtanbul semtinde bir sene zarfında toIıâlâ, «sinema» nın adı anılır anılmaz yüreği hoplayanlarımız, bir film seyrederken pu topu iki yeni sinema açıldı! Bu gidişle o filmin kahramanlarile birlikte ağlayıp sıra artık mahalle aralannda sinema açgülenler, beyaz perdede sadece gölgesini mağa gelecek! Yirminci asnn karagözü o temcşa ettiği artisti avuçları patlarcasına kadar rağbette ki, perdeyi kurup «şem'a» alkışlayanlarımız var! On yaşında çocu yı yakan «zıllü hayal» i hemen hiç durğun kafası, mekteb derslerine yer kalmı madan göstermeğe başlasın!.. Fırsat, bu fırsattır... yacak derecede sinema yıldızlarının çeşid çeşid hayalî kolleksiyonları ile doludur! SALÂHADDİN GÜNGöR Pamuklu mensucat İthal kararnamesi mer'iyet mevkiine girdi Gümrüklerimizde bulunan pamuklu mensucatın ithalini temin için hazırlanan kararname dünden itibaren tatbik mevkiine girmiştir. Kararnamenin metni şudur: Sun'î lifler (zelgolle, sinyafil, siyako ve saire) ile kanşık olmalarından dolayı umumî ithalât tarifesinin: a. 135 inci numaTasının pozisyonlarına tatbik edilen pamuk, yün, kendir, jüt mensucat. L>. 145 inci numarasının b, c pozisyonlarına tatbik edilen pamuklu mendillerden bu kararnamenin neşri tarihinde gümrük ambarlar ve antrepolarma girmiş olup da ihtiva ettikleri sun'î liflerin nispeti yüzde yirmi beşi geçmiyenlerin yukarıda yazılı tarife pozisyonundaki resim hadleri, mezkur mallar en çok üç ay içinde gümrüklenerek yurda sokulmak şartile ve bir defaya mahsus olmak üzere bu sun'î liflerle karışık dokunmamış olduklarına göre tatbiki icab eden 106, 107. 377, 378, 379, 383. 400 ve 417/c tarife numaralarındaki resim hadlerine indirilmiştir. lhtaıın 2 numaralı bendinin birinci fıkrası hükmüne giren yün mensucat, deri nevilerinin gümrük resimlerine yüzde on beş zam yapılır. MÜTEFERRİK Dahiliye ve tktisad Vekilleri gitti ^ Ankarada ağaclandırma faaliyeti ı Bir müddettenberi şehrimizde muhte lıf tetkikler yapmakta olan Dahiliye Ve5 Inhisar idaresine verilmesi lâzım kili Faik Öztrakla İktısad Vekili HüsnU gelen şampanyalara gelince; bunlardan Çakır dün akşam Ankaraya gitmişlerdir. mezkur idareye yaramıyanlar kabul edilmrmekte, yarayanlar ise alınmaktadır. Yangm başlangıçları Yaramıyanları imha etrrek kanunun hüTaksimde Fırın sokağında 26 numakünleri icabındandır.» ralı Madam Elizeye aid evin ikinci katmda ikamet eden Nabet kızı Vartanoşun Kıza söz atmış odasındaki sobanm kurumları tutuşmak Ümmügülsüm adında bir kızla, kendi suretile bir yangm çıkmışsa da söndürülsine söz atmak suretile takıldığını iddia müştür. ettiği, Muzaffer Acar isminde bir genc Tarlabaşında 58 numaralı evin ikinci arasında Köprünün Kadıköy iskelesinde katında oturan kuyumcu Onnikin odasınbir münakaşa başlamış, nihayet hâdise zabıtaya aksettiğinden her ikisi de cür dan da soba tutuşmasından bir yangın mü meşhud mahkemesine verilmişlerdir. başlangıcı vukubulmuşsa da söndürülMahkemede Ümmügülsüm, gencin kendi müştür. sine takıldığını, Muzaffer Acar da kızın Kadıköyünde Yeldeğirmeninde Sanali hakaret ettiğini ileri sürerek şunları söy sokağında 4 numaralı evde oturan seyyar lemiştir: sobacı Onnik sönmemiş sigarasını dolabın « Een iskeleden geçerken bayan içine atmış ve buradaki entariler tutuşayüzüme istihfaf dolu nazarlarla baktı. rak yangın çıkmıştır. ltfaiye, oda kısmen Döndüm, o müstehzi bakışlarını artır yandıktan sonra ateşi söndürebilmiştir. mak suretile beni süzmeğe basladı. Ya nından bir kaç kere geçtim; bayan va ziyetinde devam etti. Bunun üzerine canım sıkıldı, kendisine «beni birisine benzettiniz galiba!» diye hitab ettiğim sırada elini kaldırarak «Şimdi şu şemsiyeyi kafana indiririm....» şeklinde hakarette bulundu. Yoksa iddia ettiği gibi ben herhangi bir surette kendisine takılmış veya söz atmış değilim.» Hâkim. kızın yaşının tespiti ve r A dise mahallinde bulunan diğer şahidlerin celbi için mahkemeyi başka bir güne bırakmış ve suçlu Muzafferi tevkif etmiştir. Çenğelköy Havuz başı mesiresi ihya edilecek Çok eskiden Boğaziçinin en iyi bir mesire mahalli olan Çenğelköy Havuz başının tekrar imar ve ihyasına Beledi • yece karar verılmiştir. Bu ağaclık mahallin etrafında büyük bir ilkmekteb de bulunduğundan Belediye burayı tanzim edecek, mevcud havuza su isale edecek, halkın oturması için sıralar koymak suretile buraya güzel bir şekil verecektir. Bu işin kuvveden fiile çıkmasile Üsküdar kaymakamı Ihsan ve Belediye Bahçeler müdürü Reşad meşgul olmaktadır. Muharrem Feyzi TOGAY Bir tramvay kazası Eminönü Bebek hattına işleyen vatman Süleymanın idaresindeki 652 nu maralı tramvay Tophanede Necatibey caddesinden geçerken Şaban oğlu Nuri adında birine çarpmış ve başmdan yaralamıştır. Nuri tedavi altına almmıştır. Bir duvar çÖktü Kasımpaşada Kulaksızda Gümüş so kağında Hasan isminde birine aid bah çenin 10 metre kadar yüksekliğinde o lan bir kısmı birdenbire çökmüştür. Çöküntü yanına gidenler toprağın altından sesler işitmişler ve derhal itfaiyeye ha ber vermişlerdir. Gelen itfaiye toprağı kaldırmışsa da hiç bir insana tesadüf etmemiştir. HAVA RAPORU Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan verilen malumata nazaran dün hava, yurdun orta Anadolu ve şark taraflarile Iskenderun havalisinde ve doğu bölge lerde bulutlu, diğer yerlerde kapalı ve yağışlı geçmiş, rüzgârlar Ege ve orta Anadolu, Akdeniz sahil bölgelerinde şarkî, diğer bölgelerde şimalî istikamette, Marmara havzasında kuvvetli, diğer yerlerde orta kuvvette esmiş, Marmara ve Ege denizlerinde şimal fırtması devam etmiştir. Dün lstanbulda hava, sabahleyin yağmurlu, sonraları karlı geçmiş, rüzgâr şimali şarkiden saniyede 5 7 metre hızla esmiştir. Saat 14 te hava tazyikı 1022.3 milyardı. Sühunet en yüksek 38, en dü şük 1.4 santigradı göstermiştir. Beyoğln HALKEVİNDE Tatlıcı Abdülkadirin ölümünün sebebi anlaşıldı Beyazıdda Veznecilerdeki Abdi şan tatlıcı dukkânı sahibi Abdülkadirin ev velki gün odasında ölü olarak bulunduğunu yazmıştık. Abdülkadirin ölümü etrafında yapılan tahkikat bitmiş ve cesedi üzerinde de yapılan otopsi neticesinde bir nezif saikasile öldüğü anlaşılmıştır. CUMHURİYET Nüsbası 5 kurustur. Abone şeraıtı! Senelik Alh ayhk üç ayltk Bir ayhk Tiirkiye için Haric Kavurmadan zehirlendi Beyoğlunda Lüleciler caddesinde berber Hüseyin oğlu Ismail, ayni sokaktaki bakkal Taliden kavurma almış, yedikten sonra midesinde müthiş bir sancı hasıl olduğundan kıvranmağa başlamıştır. İsBeyoğlu Halkevinin dünkü müsameresinde edebiyat ve tiyatro mevzuu mailin zehirlendiği anlaşıldığmdan Bey üzerinde yapılan münakaşalı konferans çok alâka uyandırmış ve bundan sonra Gazetemize gönderflen evrak ve yazılar Ankara (Hususî) Ankara Belediyesi son günlerde çok isabetli bir karar vermiştir. Bu karar mucibince Ankara Kalesi civarı ağaclandırılmaktadır. Gön oğlu hastanesine kaldmlmıştır. Zehirlen ! temsil kolunun verdiği bir perdelik (Mahcublar) komedisi de genc amatörlerin nesredilsin, edilmesin iade edilmez ve menin sebebi hakkında tahkikat yapıl tam bir muvaffakiyetile oynanmıştır. zıyaından mes'uliyet kabul olunmaz. derdiğim ıesim, ağaclanan sahayı göstermektedir. 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr. » 1450 » 800 » » Yoktur > Dikkat maktadır. i Resmimiz, komediden iki güzel sahneyi göstermektedir.