1 Mart 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Mart 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Mart 1940 CUMHURİYE1 | Hâdiseler arasında Lamartine için SAN'AT ve HUKUK Viborg önlerinde Kanlı boğuşmalar devam ediyor, Kuhno'da Finler bazı müstahkem mevkilerî zaptettiler Helsinki, 29 (a.a.) Finlandiya tebliği, Kareli berzahındaki düşman tazyiklnın, dün Viborg gölü ile Vuoki sehri arasında devam ettiğini bildirmektedir. Finlandiyalılar, muhtelif noktalardan, yeni mevzilere çekilmektedir. Düşman çok ağır 7ayiat vermektedir. Taipale nehrinde üç Sovyet hiicumu tardedilmiştir. Ladoga gölü şimalinde, düşman taarruzları püskürtülmüştür. Kuhmo mmtakasında, Finlandiyalılar, Sovyet cüzütamlannın kuşatılması hareketine devam ederken, müteaddid müstahkem mevki zaptetmişlerdir. Petsamo cenubunda, Nantski nehri üzerinde müsademeler devam etmiştir. ler Havanın muhalefeti dolayısile tayyaresadece istiksaflar yapmıslardır. Norveç sahillerinde infilâk tesleri Oslo 29 (a.a.) Dün sabah, Nor veçe aid Stavanger limanı civannda Sola mevkiinde siddetli infilâklar işitilmiştir. Bu infilâkîarın sebebi anlaşılamamıştır. Bunun herhangi bir bahrî faaliyetten ileri gelmiş olması kuvvetle tahmüı edilmektedir. İ tngiltereden hareket eden gönüllüler Sovyet tebliği Moskova 29 (a.a.) Leningrad askerî mıntakası genel kurmayının tebliği: 28 şubatta Kareli berzahında Sovyet kıtaatının taarruzu inkişafta devam etmiştir. Düşmanm taarTuzumuzu durduımak için yaptığı teşebbüsler akim kal mıştır. Düşman, Büyük zayiatla geri çekilmeğe devam etmiştir. Salmenkopda nehrinin şimal sahili üzerindeki müstahkem bölgeleri işgal eden kıtaatımız, Vuoksijervi gölünün gaıb sahili üzerindeki Rirasari ve müteakıben de Markela, Hammarmiyevi ve Juropar jervi gölünün şimalinde Heşkurila, Bejnijoki istasyonunun 4 kilometre cebunu şarkisinde Kamaro ve Viipuri'nin 6 kilometre cenubunda Alassomme mevkilerini zaptetmişlerdir. Verilan muvakkat ra kamlara göre kıtaatımız 42 müstahkem nokta zaptetmistir. Cephenin diğer bölgelerinde mühi im bir hâdise kaydedilmemistir. Londra, 29 (a.a.) Finlandiya elçiliği Reuter ajansma Ingiliz gönüllülerinin Finlandiyaya hareketleri hakkmda tafsilât vermiştir. Bir Ingiliz gönüllü grupu yoldadır. Keza Londradan hareket eden 300 Macardan mürekkeb diğeT bir grup da yolda bulunuyor. Bir kaç yüz gönüllüyü ihtiva eden esas Ingiliz grupu da pek yakmda hareket edecektir. Bu gönüllüler, Westminter'deki Finlandiya gönüllü bürosuna müracaat eden binlerce kişi arasında sıhhî muayeneleri yapıldıktan sonra ayrılmışlardır. Finlandivada harbedecek Ingiliz alaylan yalnız lngilizlerden mürekkeb değil, fakat Avusruryah, Letonyalılan ve diğer memleketlerden gelenleri de ihtiva edecektir. Isveçin yardımt Londra 29 (a.a.) Avam Kamara sında işçi partisinden Henderson, îsveç hükumetinin Finlandiyaya mühim miktarda yardım ettiğinin doğru olup olmadığını sormuştur. Butler, bu suale «evett cevabını ver miştir. Yugoslavyada Rumanyanm çok büyük bir Alman mühim kararı casus şebekesi Belgrad 29 (a.a.) Havas ajansı bildiriyor: Yugoslavyada, Lîubliana'da. harbden sonra Almanlar tarafından vücude getirilen büyük bir casus şebekesi meydana çıkarılmiştır. Şimdiye kadar 28 kişi tevkif edilmiştir. Bunlar, Yugoslavyadaki Almanlann nazi teşkilâtı olan Rultur bund'a mensubdurlar. Zabttanın, bu gün doğrudan doğruya Almanyadan gelen bir Almanı tevkif ettiği ve mevkufun, casus jebekesinin en büyük şefi olduğu söylenmfktedir. ....unnııifiınıımıımııınıınııtnıniiiıııııtınııııi'nıııııınııiHiıtıııınıu. Şimdiye kadar 28 kişi f Oktanik benzin ve % 60j oktanik benzinli petrotevkif edildi lun ihracı menedildi Bükres 29 (a.a.) Bugün neşredilen bir emirname ile oktanik benzinin ve içinde yüzde 60 oktanik benzin bulunan ham petrolun ihracı menedilmiştir. Ayni zamanda bir kısım ecnebi dövizlerinin serbestçe alım ve satımı menedilerek bütün ecnebi döviz mübadeleler için sabit fiat usulüne rücu edilmiştir. Bu tedbirin yalnız dahilî piyasa için değil, fakat Rumanya ile müna. sebette bulunan bütün memleketler İçin istisnaî bir ehemmiyeti vardır. vvelki gün, büyük Fransus şaîri Lamartine'in yetmiş birinci ölüm yıldönümü imiş. Bu ince hesabı yapan ben değilim. Doktor Ihsan Unaner, Cumhuriyet'e gönderdiği, fakat yazık ki tam gününde neşredemediğimiz güzel makalesinde bunu haber verdikten sonra, tabiat, aşk ve Allah gibi üç büyük kudrete inanan Lamartine'in edebî portresini bir kaç net ve canlı çizgiye sığdırıyor, sonunda da şu satırlan yazıyor: «Lamartine en büyük Türk dostudur. Türkiye için, ve Türkiyenin asıl evlâdı Türkler için daima hürmet ve sevgi besleyen şair bir zaman Türkiyeye gelip yerleşmeği de düşünmüş ve bu maksadla Sadnazam Reşid Paşaya müracaat ederek Hünkânn müsaadesini istemişti. Padişah ve Sadnazam bu sevgiyi takdir etmiş ve kendisine müsaade ettücten başka bir de çiftlik vermisti. Şair ziraat merakı dolayısile girdiği borclardan yakasını kurtarabilmis olsaydı gelecekti. Bütün arzusuna ve basvurduğu her çareye rağmen Fransadan aynlamadu Ve kadirşinas Türk devlet adamı, çiftliğin kirası olan 80,000 kuruşu hayatının son demlerinde şaire bağladı. O, bu kadirşinaslığı asla unutmadı. Istanbula geldL Vesaiki tetkik ederek bir Türk tarihi yaxdı. Mukaddemesinde Ruslann istilâ siyasetini gayet beliğ mütalealarla tel'in ettikten sonra: (Türkiye Avrupa hürriyetinin piştandır. ölmüş sandığımız bir halkı canlı gördüğümüz için mesrur olahm.) diyordu. Lamartine'in lisanımıza pek az tercüme edilmiş olması, ikmali lâzım olan büyük bir noksandır.» Hatınmda yanhş kalmamışsa Rafael türkçeye bir defa, Graziella üç defa tercüme edilmiştir. Türkiye hakkındaki tarihî eserinin tercümesi olmadığuu sanıyorum. Şürlerinin türkçeye çevrümesini, kıymetlerine karşı septik olduğum için değil, nazmın nesre, hele tercüme yolile tahvü edilmesini doğru bulmadığım için tavsiye etmek niyetinde değilim. Fakat mekteb kitablanmıza Lamartine gibi, Loti, hatta Farrere gibi yabana Türk dostlannın genc nesülere tanıtılması için hususî bir bahis aynlmasını isteyeceğim geliyor. Böylece, kültürümüz için şart olan bir eksiği tamamladıktan başka, müstakbel bütün nesillerin ruhunda, Türk dostlanna karşı minnetimizi ebedileştirmiş oluruı. Edebiyat, hatta okuma kitablanmızda bir «Türk dostlan» faslının açılmasını istemek için bu satırlan yazarken, bütün Türk münevverleri arasında Lamartine'e karşı hayranlığını ve vefasını ispat etmek için, yetmiş birinci ölüm yıh gibi uzak bir fırsah bile kaçırmıyan tek adama, Doktor İhsan Unaner'e de alenî bir teşekkürü faala bubnuyorum. Hükümlerin çarpışması IHEM NALINA MIH1NA Henüz harb olmadı ki... eni bir sulh taarruzu başladı; fakat, bu defa, ilk teşebbüs Hitler'den değil, Amerika Cumhur Reisi Ruzvelt'ten geliyor. Bu sulh taarruzundan bahseden dünkü akşam gazetelerinden birinin başhklannı alıyorum. Onlan okuyunca, sulh teşebbüsünün muvaifak olup olamıyacagını anlarsınız: i taraf da sulk tşebbüsünün bir netice verereğini ümid etmiyor.Tf «.Almanya, ingUterenin Avrupa işlerine karışmamasıru, Orta ve Şarkî Avrupada scrbestçe hareketinin tanınmasıru istiyor.* «Müttefikler, bütün milletlerin hürriyeti temin edilinceye kadar harbe devam edeceğiz, diyorlar» Almanya ile Ingiltere ve Fransanm harb ve sulh gayeleri birbirinin tamamile zıddıdır. Bu itibarla bu günkü şartlar içinde, iki tarafı uzlaştırmanın imkânı yoktur. Vaziyeti şöyle bir teşbihle anlatabiliriz: İki kişi döğüşmek için birbirinin üzerine saldırmıştır. Kavgaya mâni olmak isteyenleri bir tarafa iterek ilk yumruklan yapıştırmışlardır. Ikisi de, karşısındakini döveceğinden emindir. Bu vaziyette kavganın önüne geçilemez; hele müdahale edenler, suratlarına birer yumruk inmesi ihtimalinden korkarak yalnız: « Etmeyin, ayıbdır yahu!» Gibi sözlerle uzaktan ve yalancıktan bir tavassuttan başka bir şey yapmak istemezlerse... döğüş devam edecektir, bir taraf, dayağı yiyip mağlubiyetini itiraf edinceye kadar. Milletler arasındaki harbler de ferdler arasındaki kavgalara benzer. iki muharib taraf da, harbi kazanacağını ümid ediyor. Gerçi, vaziyeti uzaktan, soğukkanlılıkla hesab ve mütalea edenlere göre, Almanyanın zaferi daha az muhtemeldir ama Almanya da, kavgacı bir Hind horozu vaziyetindedir. Dayağı yiyip kanlar içinde yere serilmeden mağlubiyeti kabul etmiyecek gibi görünüyor. Bilhassa, Sovyet Rusyayı, kimbilir, belki Italyayı da. beraber sürüklemek ümidini henüz kaybetmemiştir. Hitler'in son nutkunu okumadınız mı? O: Almanya, bir daha 1918 deki vaziyete düşmiyecektir. O zaman. 27 devletle harbediyorduk, Rusya, Italya ve Japonya da karşı tarafta idi; şimdi ise Sovyet Rusya ile Italya bizim müttefikimizdir, diyor. Bu iki devlet, altı aydır, Alcıanyanın yanında harbe girmemişlerse de, Hitler henüz ümidini kesmemiştir. Gerçi, Büyük Harbde, Almanyanın yanında Türkiye, Avusturya Macaristan ve Bulgaristan da vardı ve Hitler, bu devletlerin yardımlarını unutmuş gibi göriİP"yor ama, ümid dünyası, bul AmeTİka Cumhur Reisinin Avrupaya adamlar göndermesi, yeni bir sulh taarruzuna vesile olmuşsa da, harb taarruzlan olmadan sulh taarruzunun netice vermesi beklenemez. Bu harb, kolayca elde edilir, bir uzlaşma ile bitecek bir harb değildir. Bu mücadele, berabere ile neticelenecek bir profesyonel güreş, bir danışıklı döğüş değildir. Bu harb, topyekun bir harb, kıyasıya, öldüresiye bir döğüştür. Bir taraf mağlub oluncaya veya mağlubiyeti kabul edip aman dileyinceye kadar, devam edecektir. Bir tek şekil daha vardır ki o da müsteb'ad olmakla beraber mümkündür: Senelerce çarpıştıktan sonra, iki taraf da zaferden ümid keserler. frenklerin «muharebe edecek adam kalmadıgı için harb bitti » dedikleri gibi, iki tarafta da muharebe edecek hal kalmadığı için harb bitebilir. Fakat bu şekil de, ancak, bazı Amerikan filimlerinde gördüğümüz neviden uzun döğüşmelerden sonra, mümkün olabilir. Bu günkü sulh taarruzunun, üçüncü dffa Amerika Cumhur Reisliğine namzedliğini koyacağı söylenen muhterem Ruzvelt'ten baska kimseye faydası dokunmıyacaktır. Henüz harb olmadı ki sulh olsun. Buna rağmen, hepimiz barışın duacısıyız. Fasta bir ttalyan mahkum oldtt Oran, 29 (a.a.) Oran askerî mahkemesi, casusluktan suçlu bir Italyanı ölüm cezasına mahkum etmiştir. Sumner Welles'te bir sulh plânı varmış! Londra, 29 (Hususî) Amerika Hariciye müsteşan Sumner Welles bu akşam Bern'den Berline hareket etmiştir. Welles yann sabah Berline muvasalat edecek ve pazar gününe kadar orada kalacaktır. Amerika Hariciye Müsteşan bilâhare Parise gitmek üzere tekrar Isviçreye dönecektir. Sumner Welles'in bir sulh plânını hâmil olduğuna dair deveran eden şayialar hakkmda müspet malumat ahnamamıştır. Uzak şarkta harb gene şiddetlendi Çin taarruzları devam ediyor, 332 kasaba tamamen mahvoldu ÇungKing 29 (a.a.) Resmî kay naktan haber verildiğine göre, Tangşien, Yuanşien, Şuyang, Fuping ve Manşeng mmtakalannda 332 kasaba Japonlann Şansi vilâyeti şimali şarkisi istikametinde yaptıklan son ricat esnasında tamamen Bern'deki temaglar Bern, 29 (a.a.) Amerika Birleşik süpürülmüştür. 4720 aile tamamen yersiz kalmıştır. Sidevletlerinin Bern elçisi Harrison, Zürihe vil ahaliden 225 kişi öldürülmüş, bir çok p»i'>rek Suır>ner Welles ile grörü°rri'ştür. Molotof, Amerikan elçisini kabul kadın kaldırılmıştır. Köylünün bütün mallan bu meyanda 12,000 çuval un yağma etti edilmiştir. Moskova, 29 (a.a.) Birleşik AmeÇinlilerin taarruzları rika elçisi Steinhoark, elçilik erkânından Şekiang 29 (a.a.) Şekiang Çin müteaddid kimseler refakatinde, dün öğle yemeğini Hariciye Komiserliğinde, Mo kıtaatı çok büyük bir faaliyet sarfına devam ediyorlar. lotof la birlikte yemiştir. Şanghay Hançov yolu güzergâhında Italya, Almanyaya 30 bin kâın mühim bir Japon şehri olan Kaşindeki askerî depo, Çinliler tarafından taamele gönderecek memen tahrib edilmiştir. *Berlin 29 (a.a.) 1940 yıh zarfında 30 bin Italyan ziraat amelesinin Almanyada istihdamını derpiş eden İtalyan A'man anlaşması dün burada imza edilmiş'ir. Nevyork 29 (a.a.) Avusturya tahAmerikada nehirler taştî tının talibi Arşidük Otto Von Habsburg San Fransi«ko 29 (a.a.) Bu hafta yağan mebzul yaemurlar şimal Kaliforni dün Nevyorka gelmiştir. «Daily News» gazetesinin bildirdiğine ya'sınm muhtelif bölgelerinde tugyanlara sebeb olmuştur. Sacramento nehri ova gSre, Arşidük Otto, Amerikada bulun duğu esnada banker Morgan'la görüşmek s'nda vaziyet tehlikelidir. niyerindedir. Arşidük'ün niyeti KanadaAmerika 45 bin tonluk dört da bir Avusturya Lejyonu organize et mektir. zırhlı yapıyor Arşidük Otto Amerikada ordu kuruyor Vaşington 29 (a.a.) Bahriye müsteşar; Edison matbuata verdiği beyanatta hükumetin 45 bin tonluk 4 zırhlı inşasına hazırlandığmı bildirmiştir. Izmir Belediye reisi tstanbula geliyor Estonyadaki Almanlann hicreti Ankara 29 (Telefonla) Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Izmir Belediye reisi Behçet Uz bu akşam Istanbula hareket etti. viden hâdiseler, hu | Son seneler içinde kukçularımızın içti hukukî nizamm bekYazan: maî ve ahlâkî nizam çilerile, muharrir, tabi veya mütercim karşısında çok tetik ZÎYAEDDÎN FAHRÎ bazı kalem sahibleıi olduğunu gösteriyor. aTasında ihtilâflann Bu tetiklik, Türk huçıktığını, gazetelerin ve resmî makamlarla kukçuluğu namına takdire değer. Hele baheyetlerin bu ihtilâflarla meşgul olduğu zı hukukçuların bu tetikliğe ayni zamanda nu görüyoruz. Kâh bir broşürdeki bir kaç mücadelecilik ilâve etmeleri, kötü ve tasatır yüzünden, kâh bir tercümenin gayri affün etmiş bir hukuk konformizminden hlâkî ve müstehcen sahifelerinden ötürü uzaklaşmamız itibarile daha çok sevindidavalar açılmaktadır. 1923 ten evvel bu ricidir. Bununla beraber hemen şunu ilâibi hâdiseler, dinî otoriteler namına ya ve edelim: Hukukçularımız, bu mücadepılıyordu. 1923 ten sonra ise lâik ahlâk leci tavırlannı hukukî taleblerle bediî hâelâkkileri namına hareket edildiği söyle diselerin münasebetine değil, daha başnebilir. Filhakika meselâ sol zihniyetli ka hâdiselere tevcih etseler çok iyi ederbir eser veya romandan dolayı umumî id ler ve müsmir bir iş görürler. Bu hâdiseledia makamlanndan birinin açması muh rin nelerden ibaret olduğunu burada antemel bir davada, islâmî telâkkilere uy latacak değilim. Bu gibi hâdiselerle mügun olmamak meselesi bugün objektif cadele etmek için mutlaka mevzu kanun olarak artık iddia edilemez. Keza çıplak maddelerine takılıp kalmağa da lüzum bir resmin teşhirini, açık bir üslubla yazıl yoktur. Olabilir ki henüz kanunlaşmamış mış eserin neşrini dava mevzuu yapanla bir hukuk ve ahlâk kaidesi uğruna hukuk rm, blzce malum olmıyan enfüsî telâkkisiyaseti mücadelesi açmak icab eder. Içleri bir tarafa bırakılırsa, zâhirde, dinî imaî ve iktısadî nizamsızlığı izale mefzihniyetle alâkadar olmıyan bir sebebe kuresini taşıyan modern hukukçu için dayandıkları aşikârdır. mevzu kanunlar kadar henüz vazedilmeHer ne ise bu gibi dava ve ihtilâflar ye miş hukukî kaideler de mücadeleciliği isni Türkiyede şu hâdisenin cereyan ettiğini tilzam etmelidir. Bir müddet evvel on yegösteriyor: Hukukî ve bediî hükümlerin dinci yıldönümü anılan, daha doğrusu haçarpışması. Avrupa gazetelerine kadar bersiz ve sessizce geçen bir hâdise, Isviçakseden böyle bir çaşpışmadan içtimaî re kanunu medenisinin Türkiye tarafınbünye ve ahlâkî hissiyatımızda gerçekten dan tercüme ettirilip Türk kanunu medeeser var mıdır? Eğer böyle bir eser varsa, nisi diye kabul olunması hâdisesi, hakikî bu gibi davalan açan bazı umumî iddia ve tam manasile münevver olan hukukmakamlarınm, mevcud kanun maddeleri çular için ne münasib bir mücadele vesile birlikte efkân umumiyeyi de temsü et lesi, veya eğer bu kanun Türk cemiyetikleri neticesi çıkar. tinin ailevî ve iktısadî nizamını temine elFakat yeni Türkiyenin içtimaî yapısın verişîi bir eser ise herhangi bir ?ekil ve da hakikaten böyle bir çarpışmanın bu ruhta fikir faaliyeti sarfetme fırsaü idi. lunduğu iddia edilebilir mi? Yani filân Her ne ise, bu gibi ciddî hukuk broşürde içtimaî nizam ve ahengi ihlâl mücadeleciliği mevzuları dururken, buedici satırlann, filân romanda ahlâkî ve gün bir tablonun, yann bir kaç sahukukî düzeni bozucu sahifelerin bulun tınn, öbürgün filân broşürün... ilâh. masından dolayı dava açmak, âmme vic muhteviyatile Türk cemiyetinin içti danmda <oh! Tam yerinde bir dava!» maî düzeninin ihlâl edildiğini değil iddia fotmülü ile ifade edilecek sempatik ve etmek, akla getirmek bile doğru değildir. tasvib edici bir haleti ruhiyeye tekabül Uzak ve sosyal hayatı inkişaf etmemiş şeediyor mu? 1939 da ve daha evvelki se hirleriıniz de dahil olduğu halde bütün neler zarfmda mahkemeleri ve efkân u Türkiyede, hakikî san'at ve edebiyat namumiyeyi işgal eden ve neticelenen dava mına vücude getirilmiş fırça, kalem, mızlan ele alalım: Muhtelif ehlivukuf rapor rab... ilâh. mahsullerinin, filân ferde teları ve verilen kararlar, iddia makamlan sir ettiği, filân muhitin «hayâ duygulannı na hak vermemiştir ( 1 ) . Fakat denecek incittiği» yekten ve uluorta ileri sürületir kı cemiyette muayyen bir fonksiyon mez. Bununla beraber Türk ceza kanusahibi olan hukukçu, elindeki kanuna sa nunun 426 ve 427 nci, Matbuat kanunudakatten ve vazifesini yapmış olmaktan nun 31 inci maddelerini tatbik edecek mütevellid bir huzur duyuyor. Neticenin hâdiselerin bulunabileceğini inkâr etmek şikâyet edilen lehine çıkması, ikinci dere de manasız olur. Nitekim birkaç gün cede kalır. Lâkin acaba bu gibi hallerde evvel lstanbul asliye birinci ceza mahkekanun maddelerinin sözü gibi ruhuna da mesinin «Vivre d'abord» isimli bir risale PEYAM1 SAFA sadık olmadan doğan şuurlu bir itminan yüzünden ceza kanununun 426 ncı maddan bahsedilebilir mi> desini tatbik eden bir kararına kim ne deKanaatimizce modern hukukçuyu tat di? Ve kim ne diyebilir> min eden hüküm, yazılı kanun maddelerinin kelime ve kaziyelerinden ziyade bu Demek istediğimiz şu ki vazıı kanunun iw kaziyelerin istihale halinde bulunan girift herhangi bir formülü, resmi bir vazife baAfrodit meselesinden dolayı aleyhimi cemiyet realitesile karşılaşürılmasmdan şında bulunan hukukçunun geniş, bütün ze açılan davalar teakub etmektedir. Sa hasıl olacak bir nevi «şuur tecrübesi> ne siyass, bediî ve ahlâkî... müesseseleri vahyısmı saşınp miktar ve nev'ini yadırga istinad etmelidir. Sosyolojik, yani ilmî bir detli bir görüşle kavrayan «tecrübe» sinmamak için bunun 8 inci dava olduğunu zihniyet ve içtihad sahibi olan hukukçu den geçtikten sonra hâdiselere tatbik ekaydettikten sonra mahiyetini haber veri nun gözönünde bulunduracağı nokta şu dilmelidir. Bu ameliyeyi yapmasını bilen yoruz: Son dava, 25 şubat tarihli nüsha dur: Yazılı ve mevzu kanun maddeleri, hukukçu, o zaman artık vukuf ehli taramızda «Pazardan pazara» sütunlarımızda tıpkı müspet ilim mensublarına yarayan fından tanzim edilen rapor muhtevalarile çıkan Server Bedi imzalı llmin mahkemesi «faraziye» ler gibidir. Gerek vazıı kanun, çarpışacak fikirleri peşinden yürütmiyefıkrasile, ayni sayının ikinci sahifesinde gerek bu kanunu tatbik eden hukukçu, Salâhaddin Güngör imzalı (Şehrin için meselâ matbuat veya ceza kanunlannın cektir. Aksi takdirde, yani filân broşürün, den) röportajı için açılmıştır. san'at eserlerine ve müstehcen neşriyata filân tablonun... ilâh. kanunca menfi damilişen maddeleri karşısmda, tıpkı «vakıa» ga ile damgalandığını söylemek, sahiblelan «faraziye» lere uyduran ilim adamı rini hesaba çekmek haddi zatında yalnız gibi hareket edecektir. Kanaatimize göre içtimaî ahlâk ve hukuk nazarında değil, tablo, roman, resim... gibi bediî mahsul san'at ve estetik bakımından da belki lerin gayriahlâkî, gayriterbiyevî olmala kötü olabilecek bir eserin istemiyerek Sümer Bank umum müdürlüğünden is rı, binnetice hukukî kıymetlerle çarpışma propagandasını yapmış olmak neticesini tifa eden ve devlet sermayesile idare olu lan, ancak kültürlü hukukçunun kendi doğuracaktır. nan müesseseler yüksek murakabe heye psikolojik tecrübesinin mahsulü olacak bir ZtYAEDDtN FAHRt tine aza tayin olunan Nurullah Esad Sü kararla anlaşılacaktır. mer bu yeni vazifesinden de istifa etmişBu mesele vesilesile Istanbul sokaklatir. nndaki bir sinema reklâmını ele almak sineması oEskişehirde beş memura işten isterim. Istanbulda ve şüphesizbu sıralarda lan bütün Türk şehirlerinde el çektirildi «Sabahsız aşk gecesi» başlıklı bir filim Eskişehir 29 (Hususî) Eskişehirde gösteriliyor. Filmin tstanbul caddelerinde yedi aydanberi teftişlerde bulunmakta o asılı alelâde reklâmı, muhafazakâr telâkki lan Mülkiye müfettişi Raif bu gün Bele sahibi herkesi asabileştirecek mahiyetteTürk Yugoslav müşterek afyon satış diyede beş memura işten el çektirdi. dir. Hatta reklâmın hiç de estetik olmıyan şekli karşısında isyan duymak için bir arılaşmasmm müddeti bundan iki ay evIrlandalı tethişçilerin bakıma muhafazakâr olmağa da lüzum vel bitmiş ve üç ay müddetle uzatılmışmarifetleri yoktur. Buna rağmen yeni Türkiyenin şe tı. Bu uzatılan müddet de bu ay sonunda Londra 29 (a.a.) Irlanda tethiş hirleri buna tahammül ediyor ve hiç bir bitmektedir. çileri dün akşam Londonderry'de iki si ahlâkî, hukukî reaksiyon görülmüyor. lsTürkiye ve Yugoslavya hükumetleri anena salonuna gözyaşı çıkaran gazli terseniz bundan, yeni Türkiyede ahlâkî ralarında yeni bir afyon anlaşması akdine bombalar atmışlardır. Bu sinemalar tet telâkkilerin, ham ve behimî tabiatin ta karar vermiş bulunmaktadırlar. Bunun hişçilerin ihtarına rağmen Ingiliz aktüalite hakkümünden korkmıyacak kadar sağlam için yakmda bir Yugoslav heyeti şehriml filimlerini göstermekte ısrar etmekte idi olduğu neticesini çıkarınız. Herhalde böy ze gelecek ve burada yeni bir anlaşma ler. Salonlarda panik zuhur etmişse de le bir reklâmın bulunduğu ve hiç bir mu akdi için müzakereler cereyan edecektir. yaralanan olmamıştır. hakeme hâdisesine meydan vermediği bir Yeni Türk Yugoslav afyon satış a şehir veya bir memlekette meselâ îzmit laşması müzakerelerinin ihzan hazırlıklahâdisesine mevzu olan tablolar ve buna Bir düzeltme rile meşgul olmak üzere Toprak MahsulEvvelki günkü nüshamızda, Matbuat benzer vak'alar yüzünden bir nıeselenin leri umum müdür muavini Şakir Turalı müdürlüğünde yapılması mevzuubahs ye tahaddüs etmesi bizi gerçekten bir tenaAnkaradan şshrimize gelmiştir. Dün niliklere dair olan Ankara telefon habe kuz karşısmda bulundurmaz mı? Bunun içindir ki Türkiyede hukukî nizamın bek Toprak Mahsulleri Ofisi tstanbul şube rinde, şimdiki Umum Müdürün, vefat eden Tekirdağ valisi yerine ora valiliği çiliğini yapmakla mükellef olanlardan bu sindp bir toplantı yapılmış ve yeni esaslakanun rın hazırlanmasına başlanmıştır. ne tayin edildiği de bildiriliyordu. Hava gibi tenakuzlara düşmemelerini, disin maalesef muhabirimize yanlış ak metir.lerile içtimaî şeniyet, ve kendilerine settirilmiş olan bu kısmını hem teessür aid olup yukarıda işaret ettiğimiz psikohem de memnuniyetle tashih ediyoruz. lojik tecrübeyi birleştirmelerini, ondan Tekirdağ valisi Sâkıb Beyko halen sıhhat sonra harekete geçmelerini istemenin artık zamanı gelmiştir, zannediyoruz. Kate ve vazifesi başındadır. Neşrinden esef duyduğumuz yanlış ha nun maddelerinin metinlerine ve metinberi düzeltirken kendisinden özür diler ve lerin ruhuna uygun olmıyan her türli «anormal» tezahürlerin bulunması v« muvaffakivetler temenni ederiz. eğer varsa izalesi yolu ancak böyle bir «birleştirme» ile mümkün olacaktır. Matbuat davalarında ilmî içtihadın yolu ancak böyle olabilir. Aksi takdirde dogmatik ve metinci içtihadlann kurbanı olmak ihtimali vardır. Aleyhimize Bîr cfava *"daha açıldı! "*•' Nurullah Sümer istifa etti Yeni Türk Yugoslav afyon anlaşması hazırlanıyor Açık muhabere ve bir tavzih Bayan Saadet İzgiye; Şikâyetinizde kısmen hakİLsmız. O haber, resmi bir kaynaktan alınarak yazılmıştır. Gazeteciliğin acele haber vermek mecburiyeti bazan, daha derin tahkiklere imkân vermez. Cumhuriyet, ilk haberi de, onun tavzihinl de ayni şekilde yazmıştır; yalnız bir sahife meselesi kalıyor ki, bu da, o kadar mühim değildir. Bir tavzih veya tekzibin, kanunen gazeterun ayni sahife ve sütununda çıkması lâzımsa da gazete tekniği, bazı zaman, buna mâni olur. Sizi memnun etmek için, tekrar edeyim kP «Beykozun Ömerli kazasındaki dispanserde sıhhiye memuru Abdurrahmanm 11 yasmda, Fatma isminde bir kıza tecavüz ettiei hakkındaki ihbarın iftira olduğu restnî tahkikatla arıiaşıimış ve müfteri meydana çıkarümı§tır.> SCHERİNG ve KNOLL Müstahzarlarının eski fiatlarla her miktarda mevcud bulunduğunu Saygı ile bildiririz. SCHERİNG ve KNOLL lürkiye mUmessilliğl ENTERNASYONAL 20 Ağustos 2 0 Eylul İZMİR 194O Tallin 29 (a.a.) Estonyadaki Al Bir îtalyan*kömür mademan ekalliyetinin organı olan Revalsche ninde 60 kişi öldü Zeitung 80 senelik bir intişardan sonra yanndan itibaren faaliyetini tatil edecekTrieste, 29 (a.a.) Arsa kömür matir Estonya Almanlarından son kafileler deninde bir grizu infilâkı 60 kişinin ölme1.11 •sıuuj'a rvnuduıannaan son Karııeıer aenınae Dir grızu ınrııaKi ou Kişinin oımeb d d ' mart bidayetinde tren'e ve nisanda da va sine ve 100 kişinin yaralanmasına sebeb purla hareket edecektir. 1 olmujtur. 1 Fuarına hazırlanınız Son senelerde şahid olduğumuz bu ne SAYIN ECZAC1LARA , (1) Benim iştirak ettiğjm ehlivukuf heyetini alâkadar eden matbuat davası için (İş mecmuası, sayı 14) e müracaat edılebileceği gibi İzmit hâiîssji rr.ünasebetıle «Cumhuriyet> te teşrettiğim (San'at, ahlâk ve hukuk) makalesine de bakılabilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: