CUMHURİYET 19 Birlnclkânun 1939 Yediyi beş 1940 senesinin en birinci süper iilmi... Ve yılbaşı münasebetile S üM E R sinemasının Peride Celâl Ahmed Mecdi yediyi beşe nefes nefese kadını bulamadığı için biraz hiddelli, vayetişti. Vapura girince derin bir nefes purdan çıktı; evine yollandı. *** aldı. Gözleri ateş gibi yanıyordu. Yüzü heyecanla kızarmıştı. Fakat lükse olAradan aylar geçti. Ahmed Mecdi dukça sakin adımlarla girdi. Birkaç tanı hâlâ meçhul kadını bulamamıştı. Fakat dığı selâmladı ve dostlarından birinin, ondan ayni mavi kâğıdlara daktilo ile yayanında açtığı yere oturdu. Etrafmı dik zılmış mektubları almakta devam ediyorkatle tetkike başladı. lçinden «onun kim du. Artık bu mektublara o kadar alış olduğunu muhakkak anlıyacağım, diye, mıştı ki bir hafta almasa adeta üzülüyor, düşünüyordu. Muhakkak onu keşfedece keyfi kaçıyordu. ğim, ah, o zatnan alay sırası bana geleMeçhul kadının mektublarında işaret cek..» ettiği bütün kusurlarını düzeltmişti. Bir Ahmed Mecdi üç haftadanberi bir ka iki kere yediyi beşi kaçırdığı zaraan onun dın tarafından yazılan imzasız mektub biraz sitem ettiğini gördü. Artık vapura lar alıyordu. Bu mektublardan birini gene tam zamanında geliyordu. Kadın biı mekbugün almıştı. Bu son mektub her za tubunda «Benim arzularımı yerine getirmankinden daha uzun ve daha manalı diğinizi gördükçe memnun olduğumu ve idi. Şöyle başlıyordu: sıze daha çok ısmdığımı itiraf ederim, «Gene dün yediyi beşte idiniz ve etra demişti, bir de bütün sarışınlara yiyecek h tetkikle meşguldünüz. Kıs kıs güldüm. gibi bakmaktan vazgeçtiğinizi görsem Beni aradığınıza emindim. Fakat dostum, daha mes'ud olacağım. Bunu, beni araBulsanız hiç de memnun olmıyacaksınız. mak için yaptığınızı biliyorum ama gene Sizin esmerlerden hoşlandığınızı biliyo de sinirlenmemek elimde değil... Sizin isrum. Kaç kere gözucile hani kırmızı çan tediğim tekâmüle yükselmenizi bekliyo tası olan uzunboylu esmer, gene dulu rum. O zaman beni tanıyacaksınız.» süzdiiğünüzü yakaladım. Halbuki ben saİşte bilhassa bu satırları okuduktan rışınım. Geçen gün kırmızı kumlu bir kı sonra Ahmed Mecdi çılgına dönmüştü. ravat takmıştınız, beğenmedim. Sonra Hakikaten o eski çapkın, derbeder adabazan vapura tıraşlı geliyorsunuz. Çok mın günden güne nasıl ciddî, ağırbaşlı bir sigara içtiğinize de dikkat ectim. Lutfen insan olduğunu gördükçe bütün dostları sararmış olan parmaklarınızı temizleme hayretler içinde kalıyorlardı. Artık vapuryi ihmal etmeyin. Böyle ufaktefek kusur da pek etrafma da bakmıyordu. Nasıl ollarınız olmasa siz benim tam idealim olan sa onu bir gün karşımda bulacağım, dierkeksiniz. Şimdilik bu kadar. Size gene yordu. Dediği çıktı. Fakat ne şekılde!.. yazarım.» Bir sabah vapuru kaçırdı. lskelede Yediyi beşdeki dostunuz.» beklemektense evine kadar gidip unutBu meçhul kadından gelen mektubla tuğu bir iki kâğıdı almayı düşündü. Evi rın damgasından onların bazan Utanbul iskeleye yakındı. Acele döndü. Kapıyı dan, bazan Kadıköyünden postaya ve hizmetçi açmıştı. Doğru yatak odasına rildikleri anlaşıhyordu. Kâğıdlar mavi ve çıktı. Kapıyı açtı ve karısile yüzyüze geldi. Gene kadın onu görünce telâşla baiyi cinstendi. Yalnız adres ve mektublar ğırmış ve elinde tuttuğu bir sürü kâğıd ve daktilo ile yazılıyordu. Gene adam bu zarf yere serpilivermişti. Ahmed Mecdi mektubları uzun uzun tetkik etmiş; bir ipmavi kâğıdları ve zarflan derhal tanıdı. ucu yakalamaya çalışmıştı. Fakat imkânKarısına hayretle baktı, sonra iğildi, kâsızdı. Ahmed Mecdi, tek bir çaresi kaldığıdları, zarflan topladı. Zarfların birkağını biliyordu. Vapurdaki kadınlara dikçına daktilo ile adresi yazılmıştı. Ahmed kat etmek... Bu suretle mektubları yaza Mecdi hiddetten boğularak mektub kânı bulmak belki mümkün olacaktı. ğıdlarına birer birer baktı. lçlerinden bir Gene adam haftalardanberi işte bunu tanesi daktilo ile yazılmıştı. Derhal çekyapıyordu. Artık kaşla gözle anlaşmak ti, bir nefeste okudu. üzere olduğu gene, esmer dulun yüziine «Dostum, gene dün yedi beşte idiniz. bakmıyordu. Kendisine her zamankinden Hatta bir aralık bakışlarımız tesadüf etfazla itina ediyor, yediyi beşi kaçırmamati ilâh..» ya çalışıyordu. Evvelce arkadaşlarile Ahmed Mecdi gerisini okumadı. Bu, Beyoğluna çıkıp sık sık on iki vapurile aylardanberi kendisine gelen mektublardöndüğü halde şimdi bundan da vazgeçmişti. Bu hallerinden en çok memnun o dan biri idi. Başını kaldırdı. Karısı gülümsiyerek kendisine bakıyordu. Fakat gözlan da tabiî evde karısı idi. lerinde korku vardı. Ahmed Mecdi koAhmed Mecdi karısını düşündü ve zanuşmak istedi. Çok fena şeyler söylemekvallı kadın diye, söylendi. Eğer bilse... ten korktu. Bütün o kurduğu hayallerin Gene kadın kaç kere sigarayı biraz ayıkılması, hem de böyle bir şekildel. Fazaltmasını rica ettiği halde dinlememişkat niçin bunu yapmıştı? Gene kadın ti. Halbuki şimdi meçhul kadının salonda yaklaştı. Heyecanla anlatmaya başladı: bulunduğunu ve belki de kendisini tetkik Senin etrafla, bilhassa o esmer dulettiğini düşündükçe sigaradan sararmış olan ellerini saklayacak ycr anyordu. Kır la vapurda fazla meşgul olduğunu bana mızı benekli kıravattansa derhal nefret söylediler. Korktum. Ancak böyle bir hile ile seni etrafla meşgul olmaktan meneetmişti. debileceğimi düşündüm, plânım muvaf' Durmadan acaba hangisi? diye, düşüfak oldu. Üstelik fena itiyadlarından, nüyordu. V'apurda bazı tanıdığı, yaşını yapmanı istemediğim şeylerden de seni başını almış aile kadınları vardı. Onlara kurtarabiliyordum. hiç bakmayordu. Esmerlere hiç aldırmaGene kadın gülmeye başlamıştı. Kahyor, hep sarışın kadınları tetkik ediyorkahalar arasında: du. Meselâ kendisine o mektubları yazan şu duru beyaz tenli, menekşe gözlü gene Ne yapayım diyordu. Seni kurtarkadın olamaz mıydı? Yahud köşede o mak için.. Oyle hiddetle gözlerini açma.. turan alev saçlı uzunboylu gene kız... Nihayet bu oyunun sana.. Ahmed Mecdi artık dinlemedi. BirdenYediyi beşte şahıslar sık sık değişiyordu. Bütün bu kadınlarla gene adamın bire döndü. Kapıyı şiddetle çekerek dışagözgöze geldiği zamanlar oluyordu. Ba rı çıktı. İskeleye koştu. Ancak o zaman zısı pervasız bakıyor, bazısı gözlerini ka mavi mektubu buruşmuş, yumulmuş bir halde hâlâ avuclannda tuttuğunu farketti. çırıyordu. Vapur Kadıköy iskelesine yanaştı. Ve kâğıdı hiddetle denize fırlattı. Ahmed Mecdi her zamanki gibi meçhul 3 KIZLAR BÜYÜDÜLER son şaheserini takdim edecektir. Hiç gülmiyen ve çok güldüren komik MALEK'in türkçe sözlü taklıtli ve eğlenceli filmi. DEANNA llk hediyesl olarak DURBİN'in • YARIN BÜYÜK HAFTA BAŞLIYOR! Yurddaş! Türk de şaheser yapar: MILLI ve ALEMDAR sinemalarında Yanndan itibaren MALEK ZORAKİ HAYDUO Birincikânun Cuma matinelerden itfbaren T A K S I M sinemasında Bugün ve yarın: BAŞLIYOR. DİKKAT: Sesli makine tesisatımız İstanbul tarafı sinemalarında mevcud olmayan ve yalnız dünyanın en büvük sinemalarına konulmuş olan son sistem Western Elektrik Mirofonik ile teçhiz etti. Yapılan reklâmlar ne olursa olsun sinemalarımız gerek makinelerinin rakipsiz mükemmeliyeti, gerek film repertuvarının emsalsiz zenginliği ve gerek konfor bakımlarından saym İstanbul halkmı 25 senedenberi tatmin eden rakipsiz üstünlüğü • • H ^ ^ H ^ H H H V daima muhafaza edecektir. •••^•••Ji^aHBH TOSUN PAŞA I Pastırmacıyan ve şürekâsı 2 Deniz Kızı Movita Türkçe sözlü ve şarkılı İki büyük filim birden Kadınlarm en çok beğendiği ve şarkılar kralı T İN O R O S S İ' nin en çok muvaffak olduğu film ÇENBERLİTAŞ GAİB Sinemasında matinelerden YARIN itibaren Sinemacılık âleminin en büyük dehası: Rejisör KAPRAS'ın şaheseri: UFUKLAR TURAN , TİYATR05U ŞEHZADEBAŞl r URAN T1YATROSU İki büyük filim birden BEYAZ GÜL Şarkın Ses Kralı Abdülvehab Türkçe sözlü, arabca şarkılı tkinci filim: (Esrarengiz Çete) Büyük sergüzeşt filmi R O N A L D C O L M A Nın Bugüne kadar vücude getirdiği en büyük san'at abidesi... İnsan zekâsının erişemiyeceği büyük bir mevzu... Tibet'in psrarlarla örtülü efsanelerin içyüzü... Göz kamaştırıcı dekor, ihtişam ve lüks sahneler... Elhasıl milyonluk bir şaheserler şaheseri. Avnca : Amerikada Ahlâkı Koruma Cemiyeti tarafmdan altın madalya kazanan: 1928 senesi Holivud film müsabakasında birinciligi kazanan süper film PARtS IŞIKLARI Baştanbaşa şarkı, musiki, dans ve aşk filmi. Bu hafta S O K A K çok beğenilen Ç O C U Ğ U İ n hİSSÎ SIK sinemasında tlk Uyanış filminde J A C K Î E K O U P E R ' zamanda ahlâki filmi ' î Ç t i m a î a3 VATAN KURTARAN ARSLAN'la dünyanm en büyük artisti olduğunu ispat eden Şehrimizde yeni kahkaha tufanı dalgalanacak... ERROL FLAYNN kılıcile yeni bir şeref destanı daha yarattı. 3 Palavracılar ve Dev Maymunları Bütün dünyanın en meşhur üç komiği Bu perşembe akşamı ÇALINAN TAÇ Beş gündenberi bütün İstanbul Türkçe SARAY sinemasında Şimdiye kadar görülmemiş dereeede komik, eğlenceli ve kahkahalı L  L E y e akıyor... Her seans binlerce kişi yer bulamayıp geri dönüyor... Hiç bir filme nasib olamayan rağbetle devam ediyor... # Lutfen görenlerden sorunuz... LALE sinemasında Meşhur Gangster filimleri kahramanı Türkçe sözlü I filminde arzı endam edeceklerdlr. BUyük edlbimiz PALAVRACI POLiS HAFiYESi JACK de LA RUE'nin LONDRA BATAKHANELERİ En son eseri olan TAŞ YARIN AKŞAM Sinemasında laon J&^ REŞAD NURi Güntekin'in maruf eseri filme çekildi, yakında gösterilecektir. PARÇASI sahnelerini bir daha görmek istiyeceğiniz ş a h e s r : ELEK IIDDI Zevkine ve güzelliklerine doyamıyacağınız, Merak ve heyecan dolu müessir mevzuunu takdır ve alkışlarla karşıhyacağımz... Nefis ve şahane sahnelerini... Göz kamaştırıcı zengin PERİDE CELÂL VATAN KURTARAN ASLAN FLYNN ERROL 20 ayda Amerikan milyonlarının hazırladığı... 20 haftada on binlerce artistin 1001 ihtimamla hazırladığı... 20 büyük kimyagerin aylarca renklerini yarattığı. [Senelerin, asırlarm bir daha eşini yaratamıyacağı haşmet ve azamet şaleseri. YARINKİ Baştanbaşa heyecan, dehşet ve sergüzeşt dolu büyük GANGSTER FİLMİ Y A R I N ALKAZAR sinemasının şeref programı olacaktır. Matinelerden itibaren RICHARD GREENE ANİTA LOUİSE ev SHİRLEY TEMPLE Bu filim slnema tekniğinin en son harikasıdır. Dikkat: yarın gece için numaralı koltukların şimdiden aldırılması rica olunur. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Tele on: 40868 ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ Fransızca sözlü ve tabiî renkli : Baş rollerde: (ÇARŞAMBA) FERAH ve AZAK İPEK BUGÜN sinemasında H ü C U Heyecan Dehşet ve sergüzeşt filmi TÜRKÇE S OZ L U Tefrika No. 39 Nakleden: KEniAL RAGIB Keşke hiç yemek yemeseydim... dum, biraz kırıkhğım var da onun için Pişman olduğunuz, yalnız bu ise,kalktım. ko'ay... Ben de burada sıkıldınız, kalktınız Gene kadın, kocasının sesindeki acılı demiyorum. Onun için söylemiyorum. ğı duymamış gibi davrandı. Ya ne için?.. Kendi kendine: Yukarıya geldiğim zaman rahatsız Bari, biraz erken yatayım, Dinle olacaksanız, diye sordum. nirsem, belki geçer. Niçin rahatsız olayım?.. Kendi oDiye söylendi. danız değil mi?.. Hay hay. Siz buyurunuz, ben de Kendi odama değil, sizin yanımza geliyorum. geldiğim zaman... Kadın ayağa kalkmıştı. Birdenbire sar Benim yanıma mı?.. Nereye?.. Yatsıldı. Demin oturduğu koltuğa tutundu. tığım odaya mı?.. Oylece Muzafferin yüziine baktı. Güçlük Gayet tabiî değil mi?.. le duyulacak kadar korkak, cansız bir Gene kadının gözleri büyüdii; şimdi sesle: bir çığlık koparacak, deli oluverecek, sanırsınız. Oylece kocasının yüziine baktı. Benim için rahatsız olmayınız. Biraz durdu. Sonra utanıyormuş, sıkılıDedi. Hayır, hayır. Ben de yoruldum, za yormuş gibi ezildi, büzüldü: Aramızda bunun lâkırdısı bile olten. Erkenden yatayım, daha iyi. Satvet, hep ona bakıyordu. Gözlerin mayacak, sanıyordum. Behire Hanım teyde gittikçe artan bir korku vardı: zeniz, benim ricalarımı size de söylemiş Nasıl isterseniz... Yorgunsanız siz tir, elbet. Siz de bunlan böylece kabul de yatınız. Beni hiç düşünmeyiniz. etmek lutfunda bulunmuştunuz, diye biliyordum. Verdiğiniz sözü unutmadınız, Sizi sıkıyorsam, o başka... Hayır, neden sıkılayım?.. Yorul değil mi?.. Satvet, bunlan söylerken kendini sı Bu kadın, benim yerime size söz vermiş lâkırdısını bile açmaymız. Dayanamayo ladı: kıyor, zorlayordu. Muzaffer bir türlü bu olacak. Üstelik bana da hiç birşey açma rum... Bendan yana hiç korkunuz olmaişin içinden çıkamıyormuş gibi baktı: dı. En çok buna şaşıyorum, buna kızıyo Yalvarmaya değmez. Söz veriyo sm. Gelip de kapımzı zorlayacak, zorla Verdiğim sözü mü?.. Anlamayo rum. Her neyse!.. Verdiği söz ne olursa rum size: Mademki Behire Hanımla böy içeriye girecek değilim. Haydi, buyururum, ne diye söz vermişim. Behire Ha olsun, sanki ben vermişim gibi tutacağım. le konuşmuşsunuz. Ben de her istediğini nuz artık!.. Rahat rahat uyuyabilirsiniz. nım, bana ne söylemiş; emirleriniz, iste Bundan yana hiç korkunuz olmasın. Yal zi yapacağım. Beni istemeyene, elbet, ben Teşekkür ederim. dikleriniz neymiş, hiç birini bilmeyorum. nız, nedir, onu merak ediyorum. Hiç ol de yalvaracak değilim. Yalnız... Gene kadın oda kapısına doğnı yürüŞöylece bir ağız alışkanlığile kendisine mazsa onu söyleyiniz. Satvet artık hıçkıra hıçkıra ağlayordu. dü. Muzaffer başını çevirip bakmadı, biteyze dediğim bu kadın, ikide birde, neIkisi de karşı karşıya ayakta duruyor Muzaffer de demindenberi, gittikçe tutu le... Başkası olsa bu gece, belki de bir reden aramıza giriyor?.. du. Satvet başını çevirdi, artık kendini şan bir hırçınlıkla bunlan söylerken bir gürültü çıkarmaktan kendini alamazdı. denbire durdu. Sözünü bitiremedi. Sesin O da en derin yerinden kırılmış, o da Biliyorsunuz ki benim kimsem yok. tutamayormuş gibi ağlamağa başladı. deki o hırçmlık birdenbire söndü. iki ko öfkelenmişti. Fakat kendisini istemeyen Amcamla aramızdaki uzaklığı da gördıi Söylesenize, rica ederim!.. lu iki yanına sarktı. Bitkin, ergin bir yübir kadının üstüne düşecek kadar da künüz; birbirimize karşı yabancı gibiyiz. Vadetmişsiniz, demişsiniz ki... rüyüşle en yakın koltuğa kadar yürüdü. çülmek istemezdi; öfkesini belli etmeyi Teyzeniz, sizi de, beni de tanıyor. Bizi Ne demişim?.. Oraya ilişti. Kendi kendine söylenir gibi bile bir tenezzül saydı. tanıştıran da o oldu. Onun için kendisi Bekleyeceğim, demişsiniz. dedi ki: ne anlattım. Size söylemesini rica ettim. Neyi?.. Kapı gıcırdadı: Uç beş saat evvel ev Bana hiç birşey söylemedi, diyolenme memurunun nikâhla ona bağladıGene kadının dudakları kımıldadı. I Ben de yavaş yavaş belki birbirimirum size. Hiç birşey bilmeyorum. niltiyi andıran sesler çıktı. Ne dediği an ze ısınınz, yavaş yavaş anlaşırız, diye u ğı bu kadın, omuzları sarsıla sarsıla odadan çıkıyordu... Nasıl olur?.. Bana geldi: «Söyle laşılmadı. Göğsünü sarsan hıçkınklann muyordum. Nekadar yanılmışım!.. Muzaffer, acı acı güldü: dim» dedi. Siz de: «Peki» demişsiniz. arasında onlar da dağıldı, duyulmadı. Hele biraz arası geçsin, gene anla Sahiden deli, bu zavallı!.. Ne söylemiş, ben de neye peki, de Yatak odanızdan içeriye adım attı şırız. Diye söylendi. mişim?.. Anlamayorum ki... ğımı istemeyorsunuz, değil mi?.. Bilmem, Böylelikle mi?.. Böyle birbirimizDeli miydi, yoksa sadece zavallı mıySatvet, güçlükle soluk alıyordu. Şimdi yanlış mı anladım?.. tstediğiniz bu değil den uzaklaştıkça mı?.. Neyse, bunlan bıgözlerinden yaş boşanacak, ağlaya ağla mi?.. Behire Hanıma da bunu mu söyle rakalım, şimdi. Mademki isteyorsunuz; dı, bu kadın?.. ya kaçıp gidecek gibiydi. O kadar sıkılı miştiniz?.. 12 öyle olacak, demektir. Yalnız bir daha yor, utanıyordu. Kocası da başka türlü Evet. soruyorum. Son sözünüz bu mu?.. Böylece yaşayorlardı. sıkılıyor, o da utanıyordu. Karşısmdaki Demek benden bu kadar tiksiniyor Evet. Günde birkaç saat, sabah akşam, sakadın, onu yatak odasına almak isteme sunuz?.. lyice düşündünüz mü?.. londa karşılaşıyorlar; şuradan buradan yordu; açıkçası buydu işte... Kendisi de Tiksinmek için değil... Düşündüm. biraz konuşuyorlar, sonra birisi elindeki bunun için yalvanyor, zorlayor gibiydi. Oyleyse nedir?.. Ne diye evlendi Sonu neye varacak, bunu da gözö örgü işine dalıyor, öteki de gazetelerin Artık bu kadar küçük düşmeyi kendine niz?.. nüne getirdiniz, değil mi?.. arasında kendini unutuyordu. Akşamlan, yediremedi: Sormayınız artık bunlan... Daha Hepsini biliyorum. yemek sofrasında gene buluşuyorlar, ge Behire Hanımla ne konuştuğunuzu sonra... Biraz daha birbirimizi tanıyalım, öyleyse artık, diyecek söz kalma ce olunca da ayrı ayrı odalarına çekilibilmeyorum. Ne istediğinizi de anlayama belki o zaman... Ama şimdi?.. Yalvarı yor. Nasıl isterseniz... yorlardı, tıpkı bir otelde otnran iki yadıra. Hepsini şimdi sizden duyuyorum. lyorum, işte!,. Ne olursunuz, şimdi bunun, (Arkası var) Biraz durdu. Sonra yeniden söze ba§ . bancı gibi..«