CUMHTTRÎYET 8 Eylul 1939 I KUçük hikâye Gece elbisesi! DUYDUNUZMU Buluslar (Yeni Belgrad Büyük Elçimizin itimadname takdimi merasimi RADYO u aksamki program j TurMye Radyodlfüzyon Postalan DALGA ÜZUNLUĞU 1639 m. 183 Kca. 120 Kw. T. A. Q19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A P. 31.70 m9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 program 12,35 Türk müzigi Pl. 13 memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 13,1514 müzik: (Riyaseticumhur bandosu Şef: İhsan Künçen 19 program 19,05 müzik (bir konserto) 19,30 Türk müziği (incesaz faslı) 20,15 konuşma 20,30 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri 20.50 Türlc müziği: (Müşterek ve solo teganni). Okuyanlar: Melek Tokgöz, Mustafa Çağlar. Çalanlar: Rusen Kam, Cevdet Kozan, Zuhtü Bardakoğlu 1 Bestenigâr peşrevl. 2 Bimen Şen: Bestenigâr şarkı (Derdimi ummana döktüm). 3 Eviç türkü (Atladım bahçene girdim). 4 Udî Fahri: Hicaz şarkı (Bahar olsa Çemenzar olsa). 5 Santur taksimi: Zühtü Bardakoğlu. 6 üdî Ahmed: Segâh şarkı (Bakıp ahvali perişanına ar eyle gönül). 7 Ethem Efendi: Hüzzam şarkı (Eşki çeşmim hasretinle ağlıyor). 8 Refik Fersan: Mahur türkü (Tepeler tepeler). 9 Faize: Nihavend şarkı (Kız sen geldin çırkışdm). 10 Refik Fersan: Mahur şarkı (Kirpiğine sürme çek) 21,30 haftalık posta kutusu 21,45 neş'eli plâklar R. 21.50 müzik (melodiler) 22 müzik (küçüta orkestra Şef: Necib Aşkın) 23 son ajans haberleri, ziraat, esham ve tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 23,20 müzik (cazband PL) 23,5524 yarınki program. Parisin en şık ve en kibar kadınlarını mişti, yoksa tezgâhtar mı eğleniyordu. îcadm irili ufakgiydirmekle şöhret bulmuş olan «Ivonne» Teşekkür ederim! lısı olur. Fakat, Almoda salonunun sah'bi Mösyö Dupuit Diyerek dalgn ve me'yus sokağa çıkmanyada, son zaatelyeye asık bir sural ve kızgın bir ta tı. Tekrar arabava doğru yürüdü. Başımanlarda icad edilen bir iki ufak tenı iyice kaldırarak tahtaperdenin en üst ^ vırla girdi: fek vardır ki, ikısmına baktı. Evet, hakikaten beyaz ffl Madeleine, Madeleine! caddan ziyade buluş Diye haykırdı. Köşede dalgın dalgm bandın üzerinde büyük ve kırmızı harflerîe demek caiz. sokagı seyreden uzuiı b:ylu, sarı saçh «Maurice Mercier» ısmi yazılıydı. DikMeselâ, dalgın ka bir genc kız bu sesi işitince hemen yerin kat etti, biraz daha yukarıdaki iskelenin dmlara mahsus bir el çantası icad etden fırladı. Mösyö Dupuit şışman gö üzerinde amele kıvafetinde bir genc ken mişler. Sokağa çıkarken anahtarmı evbeğini büsbütün iîeri vererek iki elile ha disine bakarak güîüyordu.. Tuhaf şey, de unutmasın diye çantanm içinde mini nekadar da Georges'a benziyor!. Gözle nrni bir ampul yanıyor. Eğer, kapı ava boşluğunda âaire'er çizerek: Madeleine, ded\ çabuk gayet gü rini kırptı, tekrar baktı. Evet Georges'un nahtan çantaya konulmuşsa lâmba yanzel bir gece tuvaletini kv;tuya iyice yer ta kendisi! mıyor. Çünkü demir, lâmbamn yanmaDelıkanlı birden iskelenin basamak sına, mıknatisî bir tesirle, mâni oluyorleştir, ama dıkkat et buruşmasın, yoksa halin yamandır ha.. Bir taksiye atla, doğ basamak sıralanmış kalaslarından aşağıya muş. Eğer anahtar evde unutulmuşsa, çantanın içi pınl pınl. ru Albert sokağ.nd? 14 numarada Md indi: Yeni elçimiz Tevfik Kâmil, Kral sarayı önünde İstiklâl marşımızı dinliyor Birde ,diş fırçası var. Sapının içi oyuk. Madeleine, dedi, ne çabuk gel dam Mercier'ye götiir! Belgrad (Hususî) Türkiyenin yeni bir kıt'a selâm resmini ifa ve İstiklâl Diş ilâcı o boşlukta duracak. din!. Madeleine dız kr.ırak: Belgrad büyük elçisi Tevfik Kâmilin marşımız çalınmıştır. Üçüncü buluş, meyva ağaçlarım silPrens Pol, yeni Türkiye sefirini ve Başüstüne efsnd'mi Kız saşırdı: itimadnamesini, Kral Naibi Prens Pol'a kelemeğe mahsus bir âlet. takdim ettiğini telgrafla bildirmiştim. sefaret erkâmnı büyük bir sempati ile Ne çabuk mu geldim, detnek bei bastırdı ve hemen camekânh dolabMuzibin birisi, bu icadlara, aklından İtimadname takdim: merasimi çok par karşılamış ve hepsine ayrı ayrı iltifatta ların bulunduğu yandalji odaya koştu. ni beklivordun! uydurduğu şu iki tanesini ilâve etmiş. bulunmuştur. Tabiî, Mösyö Dupuit sana bunu Mösyö Dupuit muayyer. bir model tarif Her lLsanı, otomatik olarak tercüme e lak olnıuş ve Türk Yugoslav dostluBüyük elçi ve sefaret erkânı, saray ğunun tezahürüne vesile teşkil etmişetmediği için kendi zevkıne göre mükem söylemedi mi? den bir âlet ve kâğıd üzerine bırakılmdan ayrılırlarken de İstiklâl marşımız Hayır, Mösyö Dupuit yalnız, Al ca, isiediğiniz yazıyı mükemmelen yazan tir. mel bir akşam elbises'. seçti. Kutuyu koTürkiye sefıri ve sefaret erkânı, hu çalınmıştır. luna takınca sokağa çı'stı. Otomobil Al bert sokağında 14 numarada Madam bir kalem. Bu mübalağayı bir tarafa bıraksak susî otomobillerle sefarethaneden alı Yugoslavya matbuatı, bu münasebetbert sokağına doğru yol almaya başla Mercier'ye şık bir gece tuvaleti götürmebile, fen, icad sahasında, otomatik ter narak halkın alkışlan arasında saraya ]e Türkiye hakkında sitayışkârane yazımıştı. Madeleine kutuvu yanına koymuş, mi söyledi.. cümana hakikaten yaklaştı. İşlerini ma götürülmüş ve saray methalınde askeri lar vazmaktadır. aşağı kaymasın diye üzerine hafifçe eüni Georges, kızı kolundan yakalıyarak: kinelerc gördüren insanlara da, boğuşdayamıştı. Biraz kevH kaçmış, canı sı Bırak şimdi onu, dedi, bu meseleyi maktan baska yapacak şey kalmıyor. Anadoluhisarı kulübünün Parlıyan benzinle muhtelif kılmış gibi görünir'ordu. Ama, bu geç sonra hallederız. Seninle birlikte oturmabalosu yerleri yandı Doyııran aç vakit deruhde ettiği iş yüzünden değildi. mız için kiraladığım küçük apartımanı Anadoluhisar İdman Yurdu, yirmi alFatihte Hasanhalife mahallesinde 31 Georges'a telefon etnrîge unutmuştu on görmek istemez misin? Eski Rus Çannm numaralı evde oturan 16 yaşlarmda A tıncı kuruluş •'•ıldönümü münasebetile, dan.. Dün akşam biraz atışmış olduklan Madeleine küçük dilini yutacakmış meşhur ahçısı Ma zize, dün öğle üzeri benzinle mangal ya Küçüksu plâj kazinosunda, kostümlü jçin onun gönlünü almak lâzımdı. Sa gibi derinden içini çekti: lişef Amerikada öl karken benzin parlamış ve alev Azize büyük bir balo tertib etmiştir. Balo 9 müş. bahleyin uzun uzun düşününce bir gün Beraber oturmamız için küçük anin elbisesine sirayetle vücudünün evlul ct'martesi günü verilecek ve sabaDünyanın en meş muhtelif yerlerinden yanmasma sebeb ha kadar devam edecektir. evvelki kavgada kendisinin haksız oldu partıman mı? hur ahçısı imiş di olmuştur. Yaralı tedavi altma alın ğuna hükmetmişti. Dalmış olduğu dü Kuçüksu sahillerinde, bu münasebet Ne zannettin ya!. Kışı da o eskı vorlar. Hem yalnız mıştır. le gondol ve sandallarla mehtab eğlenşünceden birden uyandı. Şoför ansızın a ahşab pansiyonda mı geçireceğiz sanı ahçı değil, sözü sohreleri, andal, kürek, kik ve yüzme yarabayı durdurmuş ve başını geriye dön yordun?. beti di^lenir hekim bir adammış. tktısad müdürü nşlan yapılacak, zengin kotiyonlar dadürerek sormuştu: Genc kız, nişanlısını kucaklıyarak: Pişird:ği yemeklerden yiyenler, maMıntaka İktısad ııüdürü Haluk Bel ğıtılacaktır. Biletler, Şirketi Hayriye gi Çok teşekkür ederim Georges, de ruf tabirile parmaklannı da beraber Albert sokağı numara 14, demişan bazı hususlar hakkında direktif al relerinde ve plâj kazinosunda satılmakdi, peki ama, bu elbiseyi ne yapacağız? yerlermiş. tiniz, değil mi? mak üzee Ankarava gitmiştir. tadır. Ay.. Çok safsın yahu.. Mösyö Sormuşlar: Madeleine sözlc cevab vermeğe ya Ahçıbaşı, senin hârikulâde yemeklüzum görmedi, yahud da vakit bulama Dupuit'ye telefon eden benim.. Bu işe muhakkak senı memur edeceğini bildi lerinin kıymetini hakiketen takdir edı. «Evet!» makamında yalnız başını ğim için muayyen bir model söylemedim.. denleri nasıl anlarsın? salladı. Cevab vermiş: Şoför arabayı tekrar sürdü. Fakat Kendi zevkine göre birşey seçeceğine Yemeğin tadmı gerçekten anlayanYeni Sinema Mevsimine Başlıyor. kanidim.. Bu akşam giyersin.. Lüks lo biraz sorra arkaya bakarak: kantalardan binnde yemek yer, sonra da lar çaşnisine bakarlar, Anlamıyan bo Madam, dedi, 14 numarayı bul ğazına düşkünler de, yerler. bir kabareye gideriz!. mak kabil olmuyor!. Ahçıdan beklenmiyecek bir cevab. Ah.. Sen ne şeker delikanhsın Senelerdenberi Amerikada bulunan m' Yan beline kadar dışarıya sarkm;ş, Georges.. Yalnız taksimetre hâlâ yazı Malişef orada sefalet çekiyormuş. Yan dikkatle kapılann üst kısımlaruıa göz yor.. Parasmı ver de şoförü sav!. bu sefaletten, yan hastalıktan ve ihtigezdiriyordu. Madeleine de bu tetkike Kızım, beni cürük tahtaya mı bas yarlıktan ölmüş. Fakat şu muhakkaktır iştirak etti. Şoför arabayı geri vitesine tatıracaksm. Mösyö Dupuit sana elbette ki aç ölmüştür. Türkçe sözlü ve dayanılmaz derecede gülünç, eğlenceli karak tersıne yürülmeğe koyulmuştu. 20.. yol parası da verdirmiştir, borcunu ora Vazifesi, seneler senesi aç mideleri bir mevzu. Filme ilâve olarak : 18.. 16.. 14 iin burada olması lâzım.. doldurmak olan bir adamm kursağına dan ödeyiversene! Şanlı Ordumuzun Trakya Manevraları Lâkin orası önüne tahtaperde çekilmiş koyacak bir lokma ekmek bulamaması Naldeden: henüz inşa edilmekte olan yeni bir bina Hakikî sesll ve Türkçe sözlU, 1OOO tnetre ne hazin NURt REFİK Fransız yıldızlarının en ateşlisi idi. Sözleri nasıl bir ahçıdan beklenmiyecek söziorse, akıbeti de bir ahçıya yakışMadeleine dudaklannı büzüp bir kaMüddeiumumiliğe davet mıvaca> bir akıbet olmus. şını kaldırarak: îstanbul Cumhuriyet Müddeiumum:Fransız edebiyatının en güzel eseri Garib şey, diye mınldandı, mu liğinden: hakkak Mösyö Dupuit bana yanlış bir YENİ ESERLER Kars azalığma tayin kılınan ve îstanbulda bulunan Beyazıd hâkimi Bürhan adres vermiş olacak!. 1 darenin Kazaî Murakabesi Vaziyeri daha iyi kavrayabilmek için Belgenın âcilen memuriyetimize mü Bordeaux Ün:versitesi Hukuk Fakül otomobilden indi. Köşedeki bakkala ka racaati. Yarın akşam saat 9 da esi profesörlerinden Roger Bonnard dar yürüdü. Inşaat olan yerin 14 numa( TEŞEKKÜR ~ ) arafmdan yazılmış olan bu eser, proferayı taşıması icab ettiğinde şüphesi kal ör Ahmed Reşid tarafmdan dilimize mamıştı. Çünkü sayılar 12.. 10.. olarak Pederimiz Neş'e Önolun vefatı dolayı çevrilmiş ve yüksek tahsil talebesinin issıra ile yekdiğerini takib ediyordu. sile gerek cenaze merasimine iştirak ve ifadesi için Devlet Matbaası tarafından Ikincl bUyük mevslm programını sllsllyecektlr. Bakkaldan iceriye girdi. Çıplak başîı, gerekse tahriren taziye etmek lutfunda basılmıştır. Bu eser 170 kuruşa satıl bulunan muhterem dostlanmıza, son maktadır. posbıyıkh tezgâhtara: Affedersiniz, dedi, bu sokakta 14 suz teşekkürlerimizi, ayn ayrı iblâğa teRAŞİD RIZA. numarada Madam Mercier'yi arıyorum essürümüz mâni olduğundan, bu vazifenin ifasına. sayın gazetenizin tavas E. SADİ TEK : ama.. Orada yeni inşaat var.. Herhalde sutunu rica ederiz. 19391940 yeni sinema mevsimine başlıyor TÎYATROSU kimsenin oturmadığı muhakkak.. Acaba, Önol ailesi namma: Bu gece Bakırköy MılAçılış programı : Sizi kahkahalarla güldürecek unutulmaz siz başka numarada böyle bir hanımın Profesör, Rüstü Önol tiyadide, (Saçlanndan oturduğundan haberdar mısınız? Utan) vodvil 4 perde Tezgâhtar kalın parmaklı ve kirli ya\arin gece Tepebaşmda rıklı elini başınra cilâlı sathında hafifçe GAİB ARANIYOR Şehid miralay Salıh Zeki oğlu gezdirerek uzun uzun düşündü: Ege tiyatrosu temsilleri Galatasaray lisesinden Hâbıl Ben Ha, diye cevab verdi, inşaat tahgisunun ruhuna ithaf edilmek üNureddin Gencdur ve arkadaşlan Neş'e ve kahkaha filmidir. taperdesinin üstündeki bandda görecekzere 8/9/939 cuma günü öğleden 6 eylul çarşamba akşamı Tamamen yeni bir hale ifrağ ve en son sinema tekemmülâtile VESTERN siniz ya.. Binayı yapan müteahhidin issonra Sanyer camiinde okunacak Üsküdar înşirah bahçesinde MlRROPHONİGUE makinelerile teçhiz edilen S U m e r s i n e m a s ı bütün mi Maurice Mercier'dir.. Mevlide bütün akraba ve dostları Dindar kahpe mevsim devamınea en müntehab ve birinci sınıf filmleri irae edeceğini Hay allah müstahakını versin!. Acave din kardesleri davet olunur. ^ ^ ^ ^ ^ g sayın müştetılerine vadeder. ^ ^ ^ ^ • • ^ • ^ ^ ^ • I B Zengin varyete programı ba Mösyö Dupuit mi kendisile alay et SARAY SİNEMASI Kış mevsimi için 7 eylule tesadüf eden yarınki perşembe akşamı sayın müşter.lerine kapılarını açıyor. Saray sinemasında, yeni mevsimi her sene mutadı olan ayni emin zevk ve saadetle açmak için büyük bir faaliyet vardır. Bu sinema saraymm, önümüzde ge lecek ve her vakitten fazla hali hazır günlerinde muhtac olduğumuz neş'eyi temin ve kederlerimizi kısa bir saatçik olsun unutmak için tertib etmiş olduğu ince ve nezih programm fevkalâdeliği hakkında adedler. pek çok olan sayın müşterilerinin nazarı dikkatlerini celbe, kendilerini ancak haberdar etmek noktai nazanndan lüzum görüyorum. Saraym hazırladığı zengin program arasında bu sene seçmiş olduğu filimler meyanmda yalnız yıldızlan, fevkalâdeI'klerıni teyide kâfi olan birkaçınm isimlerini zikredebiliriz: Açılış filmi yahut Mireille Balin ve Jean Murat, bize Casus Avcılannın bütün heyecanlannı yaşattıktan sonra bunu: Viviane Romance'in oynadığı Cebe üttank Casusu, Jean Gabin ve Michel Morgan'm temsîl ettikleri Martet'in büyük romanı Mercan Adası, Gary Coo per'in oynadığı Kovboyun Aşkı, büyük ilâhî san'atkâr Greta Garbo'nun yarattığı Minoşka, Victor Francen'in Gün Batarken'i, Vivian Romance'n oyna dığı v<1 Pierre Benoit'nm son romanmdan iktibas edilen Kanlı Gül, Tyrone Power ve Sonia Hennie'nin oynadıkları, İkinci Keman, Edwige Feullere'in temsili Yeni Vatan, Anna Bella'nm Şimal Oteli, Sacha Guitry'nin Şanzelizesi, Jannette Mac Donald'm Brodvay Serenadı, Claudette Colbert'in Zaza'sı, Clark able'in temsil ett:ği Harb Muhabiri, auric Chevalier'nin son filmi Tuzak gibi büyük filimler bunu takib edecek erdir. îki kelime ile, en büyük yıldızann en iyi filimleri, en iyi Amerikan ve Fransız mamulâtmdan itina ile seçilmış filimler gösterilecektir. En nihayet, sinema mevsiminin en büyük zaferi, sinema salonunu hmcahinç dolduran ve her smıf halkı celbeden îs tanbulda en iyi artistlerimiz tarafından oynanmış Türk filimlenle fevkalâde bir surette türkçeye çevrilmiş filimler gelmektedir. Allahm Bahçeleri, Leylâ ile Mecnun, Kahveci Güzeli, Lorel ve Hardy, Derdsiz Arkadaşlar, Üç Palavracı Polis Hafiyesi, Üç Ahpab Çavuşlar Srkte, Tarzan, Maymun Adam ve saire... Bunlan saydıktan sonra sinemasmı bekliyen muvaffakiyetten şüphe edilir mi? fazla ileri götürmeye imkân olmamıştı. Bazan yalnızbaşına bahçeye çıkıyordu. Annesi içeride, pencereden onun harcketlerini gözlerile takib ediyordu. Genc kız uzun zaman bahçede kendi kendine dolaşırdı. Fakat bu dolaşma daima öyle gayesiz, uzun bir yürüyüş haline gelirdi ki, nihayet Naciye Hanım dışarı çıkıp, onu kolundan tutarak: «Haydi içeri girelim» diye eve sokmaya mecbur olurdu. İ P E K Sineması YaNll LOREL HARDi KODESTE V İ V İ A N ROMANCE'ın en son filmi "ARKA SOKAK,, L A L E sinemasının Bu akşam S Ü M E R sineması GEORGES MILTON'un MEVLIT PRENS BUBUL Edebî roman : 12 Yazan : Peride Celâl I Odalardan birini sizin için hazır di. Henüz vak'anın nasıl ceteyan ettiğini, bu büyük kederin nereden geldiğini \ lattım doktor. bilmiyordu. Fakat öğrenmeye karar verGenc adam döndü, gülümsedi: Teşekkür ederim. Kalmam icab mişti. Nuru fazla şımarık ve kü«tah buluederse kalırım. Otomobilde parmağını ısırarak dü yordu. İlk odasına girdiği gün orun, üzeşündü. Mühim birşey düşündüğü zaman rine yastık atarak bağırmas;, öbürlerine böyle yapmak âdetivdi. Kendi kendine: yaptığı huysuzluklar, ilk intıba olarak, üŞimdi şu Mehmed Münif Bey hakkında zerinde fena tesir bırakmıştı. Bununla beraber, gene de ona acıyordu. Yüzündeki biz de bir tahkikat yapalım, diyordu. Genç kızın garib hastalığile bu eski aşk mahzun, bitkin ifade, yaşarnaktan bıkhikâyesinin muhakkak bir münasebeti ol mış hallerı, merhameti tahrik ediyordu. Muhakkak ki oldukça merak!>, garib bir du^una inanıyordu. vak'a karşısında idi. Acaba isteciiği neti1 Belki de kızm hakkı vardı, diye söylenceye varabilecek miydi? Genc kızı iyi idi. Onunla mes'ud olabilirdi... Birini seederek, derdine çare bulabüecek miydi? vip de uslanan, tamamen değişen, iyi bir Bir sigara yaktı, arkasma yaslandı. Bu insan olan kimseler yok mu? doktorluktan ziyade bir nevi polis hafiFakat bu kız bir gecenin içinde n>çin yeliği olacak, diye söylendi. Ve neş'eli bu kadar değişmişti? neş'eli gülerek sigarasından derin bir nefes O gece ne olmuştu, ne olabilirdi? lşte buna akıl erdiremiyordu. Hem artık çekti. Hayatından memnundu. îhtısasmı çok bu kızın kat'iyyen ıstırab çektiğine emin iyi vermişti. Bir iki haftaya kadar Beyoğlunda kliniğini açacaktı. Gencdi, ateşin mizaclı idi. Tuttuğu işi koparan bir karakteri vardı. İstikbal için birçok emeller besliyordu. Meşhur bir doktar olmaya gayret edecekti. Çok para kazanmak istiyordu. Fakat bu parayı, yaptığı işe karşılık olarak, alnınm terile kazanması lâzımdı. Çok çahşacaktı, hastalarına faydalı olacaktı. Işte ilk hasta olarak karşısına Nur çıkmıştı. Daha doğrusu kendisi Nurla meşgul olmak istemişti. Babası daha kendisine genc kızdan, garib hastalığından bahseder etmez meraka düşmüştü. Çünkü bütün güçlüklere karşı bir zâfı vardı. Hele bu hâdise, ona oldukça esrarlı görünüyordu. Babası ve bütün diğer doktorlar hastalığın esasını anhyamıyarak garib bir sinir hastalığı diyip çıkmışlardı. Halbuki genc adam, genc kızı bir hastadan ziyade, büyük bir felâket ve keder yüzünden muvazenesini kaybetmiş, hayatla alâkasını kesmiş, zavallı bir mustarib diye düşünüyordu. Mesele, onu bu hale düşüren hâdiseyi kesfetmekte idi. Kendisine güveniyordu. Hem şimdiye kadar cereyan eden şeylerden memnundu. Hasta ona iti Naciye Hanım: mad ediyordu. Evet, bu, muhakkaktı. Çok memnun oldum, dedi. Pek Ayni zamanda da ondan çekiniyordu. Şakaya gelmediğini anlamıştı. Bütün kısa bir zamanda tanınmış doktorlarımız bunlar ona cesaret veriyor, ümidini kuv arasında ismini işiteceğimize de eminim. vetlendiriyordu. Eğer bu kızı iyi edebiİkisi alçak sesle konuşmalarına devam Iirse... ettiler. «Oh, hayat ne güzel» diye mınldandı. Nur, biraz ötelerde bir balansuara uŞoföre daha hızlı sürmesini emretti. Ya zanmıştı. Gözlerı, üzerinde kurumuş yapnm saat sonra Beyoğlunda bir lokantada raklar sürüklenen havuzun sularına dalyalnızbaşına iştahla yemeğini yiyordu. mış, hafif hafif sallanıyordu. Naciye Hanıma, gece kalması için ısDoktor Şahin bir aralık Naciye Harar etmesine meydan vermek istemedi nıma, yavaşça: ğinden, bir arkadaşına davetü olduğunu Burası nasıl, kızımıza yaradı mı? bahane etmiş, yalan söylemişti. Diye sordu. Bununla beraber, bu suali III Bahçede, havuzun yanındaki ağacların gölgesine, hasır koltuklara yerleşince Naciye Hanım: Galib Bey gelmiyecek mi? diye sordu. Giderken, iki gün sonra gelirim, demişti. Bir haftadır uğramadı. Doktor Şahin, gözlerini Nurdan ayırmıyarak: Bugün gelecek efendim, dedi. Akşamüzeri buradadır. Çıkarken küçük çantasını da beraberine almıştı. Kalacağını zannediyorum. Onu mazur görmeHsiniz. Bugünlerde işi basından a«kın. Muayenehanesini yakında açmaya hazırlanıyor. Gülis kalfa onun, geceleri penceresînîn önünde uzun müddet oturduğunu söylüyordu. Fakat herşeye rağmen eskisine nalüzumsuz yere sorduğunu biliyordu. Genc zaran çok değiştiği muhakkaktı. Bu yedi kızın süzgün yüzünden, mustarib yeşil gün zarfında yalnız bir kere ilâc almak gözlerinden hakikati anlamak kolaydı. istememiş ve şişeyi yere atıp parçahyaHayır, değişen birşey yoktu ve Nur gene öyle hasta, gene öyle meyus, ken rak bağınp çağırmıştı. Sonra birdenbire dini kaybetmiş bir halde idi. Yalnız şim sakinleşivermişti. di bir küçük fark vardı. Eskisi gibi herNaciye Hanıma gelince, ihtiyar kadın kesten bucak bucak kaçmıyor ve anne bu bir hafta zarfında hep Doktor Galibi sinin rica ettiği bütün şeyleri yapmaya beklemişti. O gelirse herşeyin değişecegayret ediyordu. Ama nekadar zoraki bir gayretle!.. Evet, yiyor, içiyor, dolaşı ğini, Nurun daha başka türlü olacağını yordu, fakat tıpkı bir Robot gibi... Du zannediyordu. Genc adam yanlarında oldaklarının bir kere gülmek için aralan duğu zamanlar kendini daha kuvvetli ve dığını görmemişlerdi. Bir kere olsun o cesur hissediyordu. nunla bir muhavereyi iki üç kelimeden .{A.rkası var)