22 Temmuz 1939 CUMHURÎYET SON HABER Hâdiseler arasında ÎKTlBASLARi Danzig, Alman asker T ve polislerile doldu ( Hitlerin Förslerle yaptığı mühim mülâkat, Ayın sonunda, Danzig'de bütün Nazi şeflerinin bir konferans akdedecekleri bildiriliyor Paris 21 (a.a.) Gazeteci Blum, Danzig meselesi hakkında, Berlinden Journal gazetesine şunları yazıyor: «Askerî hazırhklann geçen eyîuldekinden çok daha fazla oldı^unu bildiren birçok haberler verilmektedir. Danzig'te bile, şehir, bazısı Danzig'li fakat diğerleri Almanyadan gelmiş askerlerle doludur. Danzig'te 4 bin resmî polis memuru vardır. Buna Heimwehr'e mensub binlerce kişinin ilâvesi lâzımdır. Bunlar için kışlalar yapılmakta ve mekteblere el konmaktadır. Şehir askerî işgal altında addedilebilir.» Berlinden Figaro gazetesine bildiriliyor: «Dün Berlinde Führerin Berchtesgaden'de Danzig Nazi şefi Förster ile yaptığı mülâkat esnasında mühim kararlar verdiği bildirilmiştir. Bugünlerde hiçbir kuvvet hareketi mutasavver olmadığı anlaşıhyor. Bu aym sonunda Danzig'te bütün Nazi şeflerinin bir konferans halinde toplanacaklan öğrenilmiştir. Toplantı Hersalberg'te yapılacaktır.» dövüşecektir. Milletimiz için başka yol yoktur. Polonyayı Danzig'ten manevralarla ve bir çarpışmaya mahal kalmadan çıkarabileceklerini ümid edenler, bu beyanatı okusunlar ve manasını anlasınlar. Şunu da nazan dikkate alsın'ar ki blöfün Polonya siyasetinde yeri yoktur ve Polonya, başkumandanının ağzile son sözünü söylemiştir.» Rejim ve mekteb tngiliz heyeti döndii Varşova 21 (a.a.) İronside, bugün Polonyadaki ziyaretini itmam ederek tayyare ile İngiltereye hareket etmiştir. Hareketinden evvel, mavi üniforma giymiş olan bir Polonya müfrezesine Polonya lisanile bir hitabe irad etmiştir. Bu müfreze efradı, vaktile Büyük Harbde kendisinin kumandası altında muharebe etmiş kimselerdir. Hitler müzakereyi tercih ediyor Londra 21 (Hususî) Alman devleti namma söz söylemeye salâhiyeti olan bir zat bugün Berlinde gazetecilere beyanatta bulunarak Danzig hakkında Almanyaya atfedilen askerî hareketleri tekzib Lehistan Danzig için döğüşecek! ederek Hitlerin Danzig ihtilâfını musliVarşova 21 (a.a.) Maraşal Smig hane müzakerelerle halletmek istediğini ly Ridz'in Amerika matbuatma verdiği söylemiştir. Ingiliz gazetelerinin neşriyatı beyanat, geniş, surette tefsir edilmekte ve Berlin, 21 (a.a.) D. N. B. bildiıimareşalin sözlerindeki kat'iyet ve verdiği ihtarlardaki ehemmiyet tebarüz etti yor: İngiliz gazeteleri, Alman menabiinden aldıklarını söyliyerek Almanyanın rilmektedir. Bu beyanat radyo ile neşredilirken a Danzig icin bir harb yapmak istemediğini şağıdaki komanter de ilâve olunmuştur: fakat daha ziyade bu meseleyi sulhper«Mareşal Smigly Ridz, çok açık su verane bir surette halietmek arzusunda burette bildirmiştir ki Polonya, Danzig için lunduğunu bildiriyorlar. Münakale Vekili Demiryolu Izmirde Erzuruma yaklaştı Şehirde treni karşılamak AIi Çetinkaya, Uşak ve için büyük bir faaliyet Manisada ihtiyacları tespit etti gözükmektedir Erzurum, 21 (a.a.) Erzuruma varacak tren yolu ferşiyatı Aşkale kazasmın Pırnakaban mıntakasında Kaptıran köyüne varmıştır. Aym 25 inci günü Aşkale istasyonuna varmış bulunacaktır. Trenin var dığı köyler kurbanlar kesmek suretile meserretlerini göstermektedirler. Erzurum, trenin varması münasebetile yapılacak merasim hazırlıklarını ikmalle meşguldür. Vilâyetin giriştiği imar işleri trenin vürudunda ikmal edilmiş bulunacaktır. Bu arada iki hastane, bin kişilik bir sinema, bin kişilik Halkevi, bir tayyare binası, ile Ilıcada modern iki banyo ve vilâyetin muhtelif yerlerinde 31 büyük mekteb bulunmaktadır. Cumhuriyet caddesinin İstanbul kapisına imtidadı tesviye edilmiş ve yeni kestirilen parkelerin döşenmesine başlanmıştır. Şehir bu ayın sonunda elektriğe kavuşacaktır. Uşak, 21 (a.a.) Turgudlu istasyonunu açmak üzere Turgudluya gitmekte olan Münakalât Vekili Ali Çetinkaya bu sabah 8 de Uşaka gelmiş ve istasyonda yeni inşaat ve tesisatı tetkik ederek izahat almıştır. Münakalât Vekili ayni zamanda gayri müsaid olan postane binasının yeniden ve tevsian inşasmı, simendifer atelyesinin daha ziyade genişletilmesini terviç etmiştir. Ali Çetinkaya buradan, Manisada bir müddet kaldıktan ve şehrin otoray ihtiyacını dinleyip tespit ederek Izmire gitmiş ve istasyonda karşılanmıştır. Metz 21 (a.a.) Fransız ve Lngiliz pullarını taşıyan bütün mektublann Alman Fransız hududu boyundaki Alman şehirlermde mevcud sansür bürolanna tevdi edilmekte olduğu haber verilmeKtedir. Sahifeleri arasma mektub sıkıştırılmış olup olmadığı anlaşılmak üzere bütün gazeteler de açılmaktadır. iirkiyede Meşrutiyet ilân edildiği zaman, Rousseau'nun adını Ahmed Rızadan başka pek az adam biliyordu. «İçtimaî Muka vele» muharririnin tek eseri türkçeye çevrilmiş değildi. On sekizinci asır Fransız ansiklopedicilerinden de hemen hiçbirini tanımıyorduk. Meşrutiyet bize bir ideoloji halinde değil, kanun halinde geldi. Rousseau'dan fırlama muasır terbiye fikirlerile temasımız çok sonradır. Rejimle mekteb arasmdaki muvaziliği kurmağa başlayacağımız vakit Büyük Harb patladı. Arkasından mütareke ve Cumhuriyet. Bu muvaziliği inkılâbdan sonra kur muş sayılabilir miyiz? Bakalım: Kemalizm fikirde geniş hürriyetçi, harekette sert disiplincidir. Türkiyede her çeşid siyasî ideolojiyi müdafaa eden kitab vardır; fakat Kemalizmden başka bir ideolojiyi gerçekleştirmek isteyen tek parti yoktur. Bu hale göre mekteblerimiz nicedir? Mekteblerimiz tam aksi: Faşist memleketlerde kullanılan tek kitab usulü, öğretim sistemimizi yüzde yüz devletleştirmeğe doğru gittiği halde, mekteb disiplinimiz talebeye İnçilteredekinden fazla bir hareket serbestliç; vermistir. Şöyle dersek hiç yanhs olmaz: Türkiyede kafası en bağlı ve kolları en çözük vatandaş, talebedir. Eger mektebin rejimle bir hizada ayak atmasım istiyorsak baş kaidemiz şu olacak: Kitabda hürriyet, harekette disiplin. Kafası bağlı ve elleri serbest bir talebenin çok defa kalem yerine bıçak kullanmış olmasma hiç şaşmıvahm. Fakat Maarif Şurası, mekteblerimizdeki ceza sistemini tetkik ederken «şahsiyet yetistirici» ve «otomat yetistirici» iki türlü mekteb ve iki türlü terbiye üstünde çok düsünmelidir. Bir memleket, idare edenlerle idare edilenlerden mürkkeb olduğuna söre, belki her iki türlü mektebe de ihtiyac vardır. Şahsiyet yetistirici mekteble otomat yetistirici mektebin öğretim ve eğitim sistemi bir olamaz. Bizde maarif çorbası, mekteble rejim arasındaki tezad cînsinden bir sürü nispetsizliklerle karışıyor ve ekşiyor. Maaris Surası, ki maarif aşurâsı demek değildir! komisyonlarda Darça parça uerasmadan evvel, maarif davasını kül halinde önüne koymalıydi. Parçalar bu bütüne göre ayarlanmak lâzımdı. Bari suranın sonunda, müşterek bir maarif sivasetine göre kararlarî tadil edecek bir vahdete kavuşmak için tonlantı vamlsa... (Fçer bu nevi topl?ntılardan bir sey iîmî'l pden kbin «ohbet an'anemize bağlı kalıyorsak!) 1 urk lngiliz ışbırlığı Yazan Deyli Telgraf gazetesinin İstanbul muhabiri faka sevkeden başlıca düşünceler tabiî siyasî ve askeridir. Lâkin şüphesiz iktısadî tahminlerin de bu işte büyük bir hissesi vardır. Binaenaleyh Türk İngiliz ittifakın dan beklenen iktısadî halâs hakkında inkisarı hayale meydan verilmemelidir. Eğer siyasî kanaatlere iktısadî menfaat ler dahi inzimam edecek olursa aradaki işbirliği ve anlaşma daha samimî olacak ve herhalde daha sağlam temellere da yanmış olacaktır. Çünkü anlaşmanın arkasmda halkın maddî menfaatlere istinad eden hissiyatı bulunacaktır. İngiltere şimdiden ihracata mahsus kredi kefaleti dairesi vasıtasıle Türkiyeye bazı iktısadî yardımlarda bulunmuştur. Bu daire Karabük çelik fabrikaları için 3,000,000 ve sanayi malzemesi için 10,000,000 ve harb levazımı için de 6,000,000 İngiliz lirahk krediye kefalet etmiştir. Fakat Türkiye dahi bazı hare ketlerde bulunmalı ve kendi müstahsillerini cihan piyasası fiatile mallarını satmağa teşvik etmelidir. Türk müstahsılleri bunu kabul ettikleri takdirde İngiliz ithalât müesseseleri de Türkiyedeki mübayaalarını şüphesiz arttıracaklardır. İntikal devresini atlatmak için de yardım lâzım gelecektir. Müdafaaya aid ağır masrafları karşılamak için tahsisat bulmak üzere ithalât üzerindeki kontrolun bir müddet daha devamı lâzım gelecektir. İngiliz ve Türk malî ve sanayi mütehassıslarından teşkil edilecek bir komite; Türkiyeyi tekrar sterlin zümresine ithal için vaziyeti tetkik ederek faydah fikirler verebilirler. Bu sırada îngiltere, Türk tütünleri hususunda yardımda bulunabilir. Eskiden İngilterede Türk tütünü mühim miktarda sarfolunuyordu. Umumî Harbde Türk tütünlerinin yerini Amerikadaki Virjinyada yetişen tütünler tutmuştu. Geçen sene Türk ve Virjinya tütünlerinden bir halita yapılmıştı. Mütehassıslar bunu halis Virjinya tütününden farksız bulmuşlardı. Lâkin şurası teessüfe şayandır ki İngil terede Türk tütünlerinin sarfiyatını ar tırmak için yapılan teşebbüsler; cesareti kıracak hareketlerle karşılaşmıştır. îngilterenin tevzi usulü esaslı surette değiştirildiği ve tensik edildiği takdirde Türkiyenin tütün mahsulünde Almanyaya ihtiyacı azalmak gibi bir netice hasıl olacaktır. İngilterede Türk tütünîerine halk arasında rağbeti arttırmak için bir İngiliz Türk müessesesi kurulmak üzeredir. Bu hususta propaganda yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi 250,000 lirahk tahsisat vermiştir. [HEM T NALINA MIHINA Türkiye, ingiltere ve italya ürk İngiliz dostluğu gittikçe kuvvetleniyor; söz ve misak sahasından iş ve filiyat meydanına intikal ediyor. Türkiye ile İngiltere arasındaki ittifak muahedenamesinin kat'î şekli etrafmda cereyan eden müzakereler bittiği zaman, iki millet çok sıkı dostluk ve arkadaşhk rabıtalarile birbirine bağlanacaktır. Nitekim, daha şimdiden Akdenizde müşterek bir deniz ve hava üssü tesisinden bahsediliyor. Bu münasebetle ananevî Türk İngiliz dostluğunun ihyasından hoşlanmıyan memleketlerin matbuatında, bilhassa İtalyan gazetelerinde gorülen sinirli neşriyat arasında, Türk efkârı umumiyesini zehirlemek malihülyasile yapılmış olanlan da vardır. Türkiye, önce îngiltere ve arkasından Fransa ile dost olmakla Atatürkün takib ettiği siyasete ihanet etmiş imiş. Almanyada şiddetli sansür Kral Karol, Akdenizde tenezzühe çıktı Bükreş 21 (a.a.) Dün akşam Bükreşten hareket eden Kral Karol, bu sa bah Köstenceden Luceafarul yatı ile bir gezintiye çıkmıştır. Kral Karol, şarkî Akdenizde ve ezcümle Yunanistan sularında dolaşacak ve bu gezintisi on gün sürecektir. Kral Karol'un yatına bir Rumen torpitosu refakat etmektedir. Paris 21 (a.a.) Campinchi, sekizer bin tonluk iki feruvazör sipariş etmiştir. Chateau Renanlt ve Guichen isim lerini taşıyacak olan bu kruvazörler, hali hazırda inşa edilmekte olan de Grasse kruvazörü tipindedir. Ayni zamanda Campinchi, her biri 800 ton hacminde 8 tahtelbahir sipariş C U M H U R Î Y E T Romanya Kra etmiştir. lı Majeste Karol'u hâmil bulunan Lu Londradan yeni talimat ceafarul yatı dün gece geç vakte kadar gönderildi lımanımızdan gecmemiştir. Londra, 26 (Hususî) İngiltere i!e Alman Sovyet ticaret Fransa arasında üç gündenberi devam müzakereleri eden istişareler neticesinde bugün İngilLondra 21 (Hususî) Tass ajansı terenin Moskova büyükelçisi Sir William bu akşam bir tebliğ neşrederek, Alman Seeds'e yeni talimat gönderilmiştir. ya ile Sovyetler arasmdaki ticaret miiîsveç jimnastiği mucidinin zakerelerinin Berlinde cereyan edeceğini ölüm yıldönümü bildirmiştir. Stokholm 21 (a.a.) İsveç şairleSovyet Alman ticaret müzakereleri rinden ve İsveç jimnastiğinin mucidi ne pek yakında başlanacağı ayrıca haber Ling'in ölümünün yüzüncü yıldönümü verilmektedir. münasebetile mumaileyhin hatırasını tebcil etmek maksadile ve dünyanm her taFeci bir tayyare kazası rafından gelmiş olan 8300 genc delikanBerne 21 (a.a.) ' Viyana Zürih lı ve kız, Stokholm stadyomunda Kral hattında işliyen bir tayyare Constance ya ve Kraliçenin ve 30,000 seyircinin huzukınında yere düşerek parçalanmıştır. Tay rile hep birden bir spor tezahürü yapmışyare içinde bulunan 6 kişi telef olmustur. lardır. Tayyarenin pilotu, İsviçre tayyarecilık âAlmanyayı 1,400 sporcu temsil etleminin en gözde şahsiyet'pnnden olan mekte idi. Şehir, bir hafta bayraklarla Yüzbaşı Walter Ackerman idi. donanacaktır. Fransa iki kruvazör ve 8 tahtelbahir daha yapıyor Türkiyeyi ziyaret eden herhangi biı seyyahın her tarafta îngiliz muhibliği havasının mevcud olduğu gözünden kaça maz. Zaten on sekiz ay evvel Türkiyeyi gezdiğim zaman İngiltere ile Türkiyenin gaye ve menfaatleri bir olduğundan İn giliz muhibiliği hissi vardı. Beynelmüel ahvaldeki son değişiklik İngiltere lehıne olan temayüllerı bir kat daha artırm.ştır. Lâkin her yerde İngiliz muhibliği duy gusile karşılaştığınız zaman ekseriya şu sözleri de işitirsiniz: İngiltere, Türkivenin iktısadî sahada inkişaf edebilmesini te min etmek için vakit kaybetmeden yar dım etmelidir. Bunun sebebini anlamak için Türkiyenin ihracatını yüzde elli dört miktarında Almanyaya ve yüzde on beşi miktarında da İtalyaya yapıldığını söy lemek kâfidir. Türkiye 1931 cihan iktısadî buhranının kurbanı olmustur. O tarihte İngiltere ile Fransa Türkiyenin mahsullerini eskısi kadar geniş mikyasta satm alamadıkla nndan Almanya simdiki iktısadî cıhetten hâkim mevkii temin etmişti. Bunun netı cesi olarak Türkiyenin bugünkü ticareti gayet girift ve karışık bir sistem içinde cereyan ediyor. Söyle ki Türkiyedeki müstehlikler haricden gelen ihtiyacîarı için daha fazla para veriyorlar. Almanya ise Türkiyeden aldığı eşyanın bir k;smını serbest piyasalarda satarak kendisinin serbest (döviz) ihtiyacını temin ediyor. Türkiye hükumeti memleketin tabiî servet membalarını inkişaf ettirerek iktısadî vaziyetini düzeltmeğe son derece çalısıyor. Mensucat, çimento ve kâğıd sanayıini inkişaf ettirmeğe mahsus beş seneiik plân hayretbahş neticeler vermiştir. Şurası da dikkate şayandır ki sanayi teşebbüsleri ilerledikçe vergi tahsil ve cibayeti de kolaylaşmaktadır. Şeker sarfiyatı da artmıştır. Şark memleketlerinde iktısadî vaziyetin düzeldiğini gösteren ölçü şeker istihlâk miktarıdır. Halkın mensucat ihtiyacı da artmıştır. Mevcud fabrikalar bu ihtiyacı karşılıyamıyor. Hal buki bu fabrikalar kurulduğu zaman saıfiyatın bu kadar artacagı hiç tahmin edilmemişti. Beş seneiik plân iska kanallarını ısîah ve su kuvvetleri müessesatı vücude getirmek maksadile hazırlanan dört seneiik ziraî plânla tevsı edilmiştir. Memleketin madenlerini inkişaf ettirmek için de üç seneiik bir plân hazırlan mıştır. Türkiye bugün halkm yakacağım ve sanayiin ihtiyacını karşıladıktan başka ihraca da müsaid miktarda kömür istihsal PEYAMt SAFA etmektedir. Sanayii ve müdafaası için kifayet edecek derecede demir yetiştirmektedir. Zengin bakır madenleri de işletiliyor. Türkiyede fevkalâde evsafı haiz krom madenleri vardır. Bakü Musul İran petrol havzasının Türkiye arazisine sokulan imtidadını bulmak için fevkalâde gayret gösteriliyor. Türkiyenin pek eski zamanAntakya, 21 (Sureti mahsusada giden lardanberi meşhur ve malum olan madenî arkadaşımızdan) Ermeniler arasında servetinin ancak bir kenarına dokunul panik uyandırmaya matuf tahriklerin tav muş bulunuyor. sadığı görülüyor. Cumhuriyetin ilk Maruf Türk malîyecileri Türkiyenin Hatay valisi Şükrü Sökmensüerin hüku bugünkü iktısadî müşkülât sebeblerini, metin adalet ve şefkal hislerini ifade eden sermayenin azlığında ve münakale yollabeyanatı derhal tesirini göstermiş, hakika rmın kifayetsizliğinde ve malzemenin çok ti ortaya koymuştur. Aldatıldıklarını ifa pahalıya mal olmasında bulmaktadırlar. deyle müracaat edenler arasında Musada Fakat asıl sebeb Almanyanın Türk müsğındaki Bityas köyü halkı da vardır. Bu tahsillerine cihan pryasası fevkinde fiatköyde ancak beş aile kalmıştır. Bunlar lar teklif etmiş olmalarıdır. gittikleri sırada yüz kadar silâhı jandarMemleketin sanayiine aid sermaye Sümalarımıza teslim etmişlerdir. Fakat Sü mer, Eti, İş Bankası gibi müesseseler taveydiyede mühim miktarda silâh ve cep rafından tesis edilmiştir. hane kaçırılmak istenirken bir hâdise olZaman ilerledikçe memleketin sanayii mustur. Dört Ermeni bunlan bir kayıkla için daha ziyade sermayeye ihtiyac hisgötürmek isteraişlerdir. Fakat müdahale sedilecektir. O zaman halihazırda Tür neticesinde yüklerinı bırakmaya mecbur kiye ile İngiltere arasındaki mevcud bankalmışlardır. İkisi kaçabilmiştir. Burada kacılık münasebahnın ve ihtimal bir İnyedi sandık cephane, iki sandık bcmba, giliz Türk bankasımn tesisi lâzım gelebir makineli tüfek, yüz kadar tüfek eîe cektir. geçirilmiştir. Diğer taraftan bazı Suriye Lâkin buna imkân hasıl etmek için gazeteleri, Ermenilerin Hatayı terketmesi haricden ecnebi sermayesinin ithalini için Fransa ile aramızda gizli bir anlaşma meneden siyasetin esaslı surette tadili icab yapıldığı şeklinde yalan haberler nesret etmektedir. mektedirler. Halebde çıkan Essebab gaUcuz malzeme tedariki en mühim bir zetesi bu asılsız haberi verdikten sonra di meseledir. Mevcud sisteme göre Aîmanğer unsurlardan Hatayda kalmak istemi ya Türkiyenin istihsalâtma cihan piyasayenlerin çıkmasına izin verilmediğini kay sınm yüzde 40 fevkinde fiat vererek seıdederek diyor ki: «Biz Fransanın şehid best ticaret yapan memleketlerin rekabeSancağı Türkiyeye sattığım biliyorduk. tine meydan bırakmamıştır. Almanya bu Fakat içindeki insanlarla birlikte sattığmı zararını Türkiyeye sattığı malzmeye yüksek fiat koymak suretile tazmin ettinnekbilmiyorduk.» tedir. Bunun yerine Türkiye, istihsalâtını Bugün de muhtelif unsurlardan Hataylı cihan piyasası fiatlarile satacak bir sistem heyetler Valiyi makamında ziyaret etti. tutacak olursa şimdiki vaziyetten daha Şenliklerin Antakyaya aid programı da zararlı çıkacak değildir. hazırlandı. Merasime lise meydanında saO zaman mallarını istediği yerde saat 10 da Parti Umumî İdare heyetinden tabilecek ve ihtiyacını da istediği yerden Rahmi Apağın nutkile başlanacaktır. temin edecektir. Ahiren akdolunan pakMeydan ve şehir fevkalâde süslendi. T<ık tm bir neticesi olarak İngilterenin Tür lar kuruldu, Belediye ve genclik namına\ kiyeyi mihver devletlerinin iktısadî taz aynca nutuklardan sonra, büyük geçid yikından kurtarmağa yardım edeceği resmi yapılacaktır, bekleniyor. Mekki Said i Filhakika Türkiyeyi İngiltere ife itti Bu iddianm bir hezeyandan ibaret olduğunu Türk milleti herkesten iyi bilir. Türk İngiliz dostluğunun temelini atan, bizzat Ebedî Şef Atatürk idi. İtalya, zavallı Habeşistana musallat olup da Milletler Cemiyeti îtalyaya karşı zecrî tedbirler almağa karar verdiği zaman, İngiltere Akdeniz devletleri ve bu arada Türkiye ile de iki taraflı bir yardım paktı imzalamıştı. O zaman, İngiltere, îtalyanm herhangi tecavüzî bir hareketine karşı Türkiyenin otomatik surette harbe iştirak edip etmiy€ceğini sorunca, Atatürk Türkivesi bilâ tereddüd, evet, demişti. Sonra, Habeş faciası malum şekilde neticelenince, İngiltere, İtalya ile anlaşabilmek ümidile Akdeniz devletleri ve bu arada Türkiye ile yaptığı iki taraflı yardım misaklannı feshetti. Hatırlarda olsa gerektir ki o zaman Atatürk ve İsmet înönü, Türkiyenin bir taraflı olarak bu muahedeye sadık kaldığını ve eski taahhüdlerini aynen muhafaza ettieini îngiltereye bildirdiler. Eğer Ingiltre, İtalyanın Akdenizde bir tecavüzüne maruz kalırsa, Türkiye îngiltereve gene vardım edecekti. Böylece, iki taraflı pakt, bir taraflı bir misak oldu; yani Türkiye, mukabil yardım istemeden, îngiltereye yardıma hazırdı. Hatayda tahrikât Panik uyandırmaya matuf propaganda tavsadı Bugün, Türkiyenin Atatürkün politikasına ihanet ettiğini yazan İtalyan gazeteleri, Atatürkün ve îsmet înönünün o zamanki bu civanmerd hareketinden neden tegafül ediyorlar? Başta Atatürk olmak üzere bütün Türkler, 1908 inkılâbından sonra, Türkiyeye ilk saldıran devletin îtalya olduğunu, îtalyanm Trablusgarb ve Bingazi ile On îki Adamızı gasbettiğini, Balkan harbini ve felâketini doğuran ittifakın Türkiyenin İtalyanlarla meşgul ve harbde olmasından bilistifade akdedildiğini unutmamışlardır. Gene başta Atatürk olmak üzere bütün Türkler, hüta bütün Almanlar, Avusturyalılar ve Macarlar îtalyanın yıllarca müttefiki olduğu merkezî Avrupa devletlerine harbin en kızgın bir zamanında ihanet ettiğini ve «Mukaddes Hodgâmlık» diye orYalovada bulunmakta olan Başvekil taya attığı kahbece bir mazeretle müttefikRefik Saydam dün öğleden sonra Büyü lerini arkadan hançerlediğini, binaenaleyh kadaya gelerek kısa bir müddet burada İtalvaya inanmak caiz olmadığını biliyorkaldıktan sonra tekrar Yalovaya dönmüş lardı. tür. Gene başta, Atatürk olmak üzere büVali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar tün Türkler, İtalyanın İzmirden AntalyaAdaya giderek Başvekilimizi istikbal et ya kadar uzanan Türk topraklarına göz miş ve şehrin umumî vaziyeti hakkında diktiğini biliyorlardı. kendisine bazı izahat vermiştir. Gene başta Atatürk olmak üzere bütün Türkler, On İki Adanm ve bilhassa Türk karasuları içinde bulunan Meis adasının Erzincan 21 (Hususî) Nafıa Veİtalya tarafından ısrarla muhafaza edilkili, Erzurum hattını teftiş için buradan mesindeki hikmetin bu adaları Türkiyeve geçti. İstasyonda kalabalık bir halk tarakarşı yapılacak bir taarruzda üssülharelce fından karşılandı. Yarım saat Belediyeolarak kullanmak arzusundan ibaret oldude kaldıktan sonra buradan hareket etti. ğunu biliyorlardı. On Arnavud beyi tevkif Gene başta Ataiürk olmak üzere bütün edildi Türkler, îtalyanm Türkiyeye saldırmak Postumia 21 (a.a.) Kral Zogo için fırsat kolladığmı Mussolininin hayli ya Yunanistan hududuna kadar kaçışı açık telmihlerinden biliyorlardı. Bu yüzesnasında yardım eden 10 Arnavud beyi den Cumhuriyet Türkiyesi, yıllarca bir burada tevkif edilmiştir. İtalyan taarruzu kâbusile rahatsız oldu ve Çemberlayn'in hafta tatili kaç defa kîsmî seferberlik ilân ederek topLondra 21 (a.a.) Başvekil Çem raklarını müdafaaya hazırlandı. Gene başta Atatürk olmak üzere bütün berlayn, hafta tatilini geçirtnek üzere bugün öğleden sonra Londradan Chequ Türkler, İtalyanın Türkiye için en büyük ve en sinsi düşman olduğunu biliyorlar ve ers'e hareke^ etmjytir. bekliyorlardı. ( KISAHABERLER ) îsmet Înönü, İngiltere ile dost ve müt* PARİS 21 Hariciye Nazırı Bonnet, tefik olmakla Atatürkün siyasetinden zerre dün İspanya sefiri Leguerica ile uzun müd kadar ayrılmamış, bilâkis o sîyaseti ikmal det görüşmüştür. * ROMA 2 1 1 ağustostan itibaren ve intac etmiştir. Basvekilimiz Refik Saydam, dün Adada Valile görüştü Nafıa Vekili Erzincanda İtalya koku müstahzaratı için yabancı isım kullanılamıyacaktır* STOKHOLM 21 Bu yılm ilk üç ayında İsveçte 10,300 yol kazası kaydedil miştir. Bu kazalar neticesinde 112 kişi ölmüş, 1400 kişi yaralanmıştır. * LONDRA 21 Lord Halifaks, dün öğleden sonra Fransız büyük elçisile görüşmüştür. * BRATİSLAVA 21 Hariciye Nezareti, Belçikanm Slovakya istiklâlini filen tanımış olduğunu bildirmektedir. * ROMA 21 Resmî ceride, yerine Londradaki eski İtalyan sefiri Grandi tayin edilmiş olan eski Adliye Nazırı Solni'nin İtalya Krallığı âyan azalığına tayin edil mı§ olduğunu haber vermektedir. Bir nokta daha: Atatürk ve İsmet İnönü, Habeş faciasından sonra da, Türkiyenin tek taraflı olarak îngiltereye vardım taahhüdüne devam edeceğini bildirmekle o zamanki îngiliz ricalinden daha durendiş olduklarını ve istikb?'i daha iyi gördüklerini ispat etmişlerdir. Çünkü o tarihten iki sene sonra îngiltere, Türkive ile yeni bir ittifak muahedesi imzalamak ihtiyacını duymuştur.