14 Temtnnz 1939 BURSA MEKTUBLARI Bursanın zengin bir kazası: Karacabey Zengin ve mümbit bir arazisi olan Karacabeyde bire yüz seksen nispetinde mahsul ahnmaktadır Başvekil şehrimizde {Baştarafı 1 inci sahifede) darla, Parü Umumî Kâtibi Fikri Tuzer, Antalya meb'usu Tayfur Sökmen, Sıhhiye müdürü Ali Rıza, Emniyet müdürü Sadreddin Aka, Daimî Enciimen azaları, Vilâyet ve Belediye erkânından mürek keb bir heyet Başvekili karşılamak üzere Suvat vapurile Pendiğe gitmişlerdir. Başvekili hâmil tren, saat 11,8 de Pendiğe vâsıl olmuştur. Doktor Refik Saydam, gayet nazik ve mültefit bir çehre ile, istikbale gelenlerin ayrı ayrı ellerini sıkmış ve kendilerine: Buraya kadar niçin zahmet ettiniz! demiştir. Başvekil, bundan sonra istasyonda otomobiller hazırlatıldığı halde, yaya olarak iskeleye kadar yürümeği tercih etmiştir. Pendikliler ve bir kısım mekteb talebesi, Iskele caddesi üzerind* toplanarak Başvekili şiddetle alkışlamışlardır. Başvekil Refik Saydam, karşılayıcıiar arasında bulunan bir arkadaşımıza, bir müddet istirahat etmek üzere Yalovada kalacağını söylemiştir. Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, Kadıköydeki evine gitmek üzere, Başveküe veda ederek, iskelede ayrılmıştır. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, Başvekille birlikte, Suvat vapurile Yalovaya gitmiştir. Bugün avdet edecektir. Başvekilin bir ay kadar Yalovada kalacağı anlaşılmaktadır. Bir yıldönümü t Yeniden yapılmakta olan Karacabeyden bir manzara şartlara tamamen uygun bir haîe getiril mek jartile inkişafı, herhangi bir sıhhî mahzur ve endişe tevlid edebilecek mahiyette değildir. M. Kemalpaşada (1,5) milyon kilo, Karacabeyde ise (8) milyon kılo çeltik istihsal olunmaktadır. KaÜte itibarile en iyi cins pirinci yetiştiren Ka racabey topraklarından geçen sene (216) bin lira varidat temin olunmuştur. Karacabeyde (23,378) hektar ekilen arazi vardır. Bu arazinin yetiştirdiği mahsullerden alınan para miktan (bir milyon yirmi üç bin beş yüz otuz beş liradır.) Buna mukabil Karacabeye ithal olunan maddelere verilen yekun da (40,209) liradır. Soğan (165) bin, buğday (200) bin hra varidat getirmektedir. Bu itibarla, hemen her çeşid mahsule ve hatta pamuk ziraatine dahi fevkalâde müsaid olan Karaca bey topraklarının halkı zenginleştirmek hususundaki yüksek kabiliyeti her türlü Karacabey, vilâyetin soğan, bakla, tavsifin üstünde yer bulmaktadır. buğday ve pirinc gibi en kıymetli toprak Eskiden geniş mikyasta yapılan soğan mahsullerinin merkezidir. Burada ne e zer'iyatı neticesinde milyonlarca kilo kukerseniz ekiniz, bire yüz seksene kadar ru soğan doğrudan doğruya Avrupaya mahsul alabilirsiniz. Pirinc, bunlarm baihrac olunurken bugün dış pazarların so şında gelen ve bu miktar verimde buluna ğanlarımıza talib olmaması, bu kıymetli nıdır. mahsulün yerine pirinc ziraatinin kaim olValimiz Refik Kuraltan, bir taraftan masmı intac etmiştir. Bakla zer'îyatı da halkın sıhhatini tehdid eden vs sıtma ayni şekilde iken son zamanlarda Almanmembaı telâkki olunan, fakat diğer taraf yanm baklayı Mısırdan almaya Ha«laması tan onu ekenlere büyük servetler temin da ayni neticeyi doğurmuştur. Esasen eyliyen çeltik ziraatini teferruatına kadar bakla ziraati, yumurcak denilen ve itlâf yerlerinde tetkik etti. Çeltik tarlalarını çaresi mütehassıslarca dahi henüz an!a$ıgördü. Gayrifennî ve gayrisıhhî şartlar al lamıyan bir parazit bu mahsulün nefasetitında sulanan çeltik tarlalarında sivrisinek ni bozduğundan eski kuvvetini kaybetmişsürfelerinin ürediği muhakkak olmakla tir. beraber, kanunun tayin ettiği sulama tarzı Karacabey kazası düşman ntilâsında tamamen tatbik ve kontrol edildiği tak baştanbaşa yakılmış olduğundan burada dirde çeltik tarlalarının sivrisinekleri ço yepyeni bir şehrin temeli atılmış, ana cadğaltmak şöyle dursun bilâkis onların nesli deler bulvar şeklinde açılmış, yeni mimani kurutmak ve çeltik tavaları kesik su riye uygun binalar yapılmış bulunuyor. lanmada muayyen zamanlarda kuru ka Bilhassa (7) yolun birleştiği Cumhuriyet lacağından bu sürfelerin kendiliklerinden meydanı büyük Avrupa şehirlerinde bile mahvolmalarını intac etmek suretile en ender görülen bir plânla tanzim edilmiş, tabiî bir mücadele yapılabildiği dahi an bununla beraber yeni binalann aralanna laşılmaktadır. Şüphesiz çok sıkı bir kon sıkışan ve tıpkı güzel dişlerin yanında çütrolun mevcudiyeti birinci şarttır. rük dişleri andıran barakamsı dükkâncıkKaymakam Remzinin, Valimize verdi lar bu esaslı ve plânlı şehrin bazı yerlerini ği izahata nazaran bu sene Karacabeyde çirkinleştirmektedir. Valimiz, Karacabey 22,000 dönüm çeltik ekilmiştir. Bunu Belediye Reisine bunların derhal ortadan ekenlerin ekserisi zenginlerdir. Halk, kaldınlmasmı ve açıkta kalacak pek az bunlara tarlalarını icara veriyor ve bu su kimselere belediyece muvakkat yerler buretle kazanca kısmen ortak oluycr. Bir lunmasmı emretmiştir. Karacabeyin engin kısım halk da bu tarlalarda amelelik ya ovalarma bakan yüksek bir noktasında parak kazanıyor. Bu itibarla devlet tahsi mükemmel bir de havuzlu park yapılmıştır. Nafıa Vekâleti Hanifedere ile Karalâtı da yolunda gidiyor. İktısadî kalkınmada ehemmiyetü bir rol dere üzerinde biri 40 metre uzunluğunda oynıyan çeltik işinin, kanunun tayin ettiği (27) bin liralık betonarme yeni bir köprü Bursa (Hususî muhabirimizden) Hiç mubalâğasız olarak diyebiliriz ki, Karacabey toprakları Beynennehreyn denilen Irak ovasile bir seviyede feyizdardır. Çünkü bu ova, Simav çayı, Hanifc dere, Karadere ve Abolyond gölünü Mar mara denizine döken Uluabad çayı gibi dört büyük su ile sulanmaktadır. Ne çare ki, şimdiye kadar başıboş akan ve feyezan zamanlarında bu muazzam ovayı bir denize çevirerek araziyi berbad eden, üstelik ortalığı bataklık içinde bırakarak halkı sıtma gibi müthiş bir afetten kırıp geçiren bu sular, Karacabeye hayat yerine zehir akıtmıştır. Cumhuriyet' devrinin burada hiçbir eser kurmadığını farzetsek sadece halkı bu belâlardan korumaya yarıyan tesisatı yaptırması bile Karacabeyi canevinden ve geçmiş yüzyılların ihmalinden kurtarmış bulunmaktadır ki, bu tesisat Cumhuriyetin en büyük eseridir. [Başmakaleden devam] ruz. Fransız demokrasisinin bunlara karşı kullandığı yegâne silâh hürriyettir, yalnız hürriyet! Yazıyorlar: Biz gelsek şöyle yaparız, böyle yaparız! Diyorlar. Evet, belki bir çok şeyler yapabilirler. Fakat bu aşın adamlann yapamıyacakiarı bir $€y varsa o da kendi ellerindeki hürriyeti bütün vatandaşlara adalet ve müsavat esaslan dahilinde taksim etmektir. Ve bu hakikat Fransada çok iyi hazmedildiği, yani Fransada demokrasi kâmil ve olgun bir haîe geldiği içindir ki memleket, Avrupayı kasıp kavuran aşırı sağ ve aşırı sol cereyanlardan korkmıyarak, bütün siyasî buhranlan sarsıntı geçirmeden karşıhyabilmektedir. Ayrı şartlar ve ayrı tesirler altında doğan Türk inkılâbı da ferdî hürriyet prensipini başlıca esaslarından biri olarak kabul ve ilân etmiş bulunuyor. Biz de sosyal iradenin, ferdî irade ile mepsuten mütenasib olarak yükseldiğine inanıyoruz. tleri cemiyetlerin, ancak hür insanlardan kurulabileceğine eminiz. İçtimaî tekâmül hürriyetlerin birer birer gasbedilmesile değil, bilâkis onlann günden güne genişletilmesi sayesinde tahakkuk edecektir. Bu itibarla 14 temmuz Fransa ile beraber insanlık tarihinin de hürmetle yâdedeceği bir zafer günüdür. Ingiltere millî müdafaa için yeni tahsisat kabul ediyor [Baştarafı 1 Inct sahifede] raftan da tayyare inşaatının tahminlerden pek çabuk yapılmakta bulunmasıdır. Meselâ, bir bombardıman tayyare fabrikası, kendisine verilen programı, yirmi hafta önce bitirmiştir. Hindistan kuvvetleri haric olmak üzere vaktile azamisi 118 binde tespit edilen tayyareci kadrosu, 150 bme çıkarılacaktır. sınm bugünkü celsesinde bu hususta beyanatta bulunarak, manevralarda donanma ile hava kuvvetlerinin teşriki mesaisine azamî ehemmiyet verileceğini söylemiş tir. Başvekilin beyanatı İngiliz ve Fransız tayyarelerinin müşterek uçuş tecrübeleri Paris 13 (a.a.) Hava Nezareti, ingiliz hava kuvvetlerinin önümüzdeki hafta bidayetinde Fransa üzerinde bir uçuş daha yapacağını bildinnektedir. Hava Nezareti, evvelki sabah yapılan gösteri uçuşlanndan da çok memnundur, ingiliz hava kuvvetlerinin 14 temmuz şenliklerinde ikinci bir gösteri uçuşu yapmaları tespit edilmiştir. 14 temmuz uçu şuna, Fransız hava kuvvetleri haricınde, ingiliz hava kuvvetlerine mensub olarak bin kadar tayyareci iştirak eyliyecektir. Fransız hava kuvvetlerinin de îngiltere üzerinde uçuşlar yaptnası için proje ler hazırlanmaktadır. Fransız tayyareleri, Ingiltere üzerinde evvelâ gündüz, bilâhare de gece uçuşlan yapacaklardır. İngiliz tayyare filoları, Fransa üzerinde yapacaklan uçuşlarda, hiç yere inmeden muhtelif istikametlere doğru seferler yapacaklardır. Londra 13 (a.a.) Başvekil bugün öğleden sonra Avam kamarasmda yap tığı beyanatta deniz ve tayyare filolan nm ağustos ve eylul aylanndaki kombine manevralanndan azamî istifade temin etmek ve filonun müessirliği derecesini ar nrmak için ihtiyat gemilerin de bu manevralara iştirak edeceğini bildirmiştir. Ma nevralar şimdiden bütün Akdeniz filosunu ihtiva etmektedir. Başvekil ihtiyat filo gemilerinin 98 tarihinde Weymouth'da Kralın önünde geçid yapacaklannı ilâve eylemiştir. İngiliz dominyonlarında askerlik mecburi NADÎR NADI Maliye Vekili de geldi Maliye Vekili Fuad Ağralı da dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vekil, bugünlerde tedavi için Parise gidecek tir. Paris 13 (a.a.) Siyasî Fransız mahfillerinde söylendiğine göre Londra hükumeti, dominyonlara müracaat ede rek bu memleketlerdeki beyaz ırka mensub halkın İngilterede olduğu gibi mec burî askerlik hizmetine tâbi tutulmasım istiyecektir. Köylerde tahsil ve terbiye [Baştaraft 1 inci sahifede] Şimalî trlandanın tngiltereye sadakati Londra 13 (a.a.) Ulster'in siyasî katolik bir teşekkülü olan «Orabgement» nm senelik bayramı münasebetile dün Down kontluğunda kâin Bangor'da bir nutuk söyliyen 5ünalî Irlanda Başvekili Lord Craigavon, De Valera tarafından ileri sürülen talebleri bir «küstahlık» olarak tavsif ettikten sonra demiştir ki: « Ulster'e dokunmayınız. ingiliz bayrağınm daima Ulster üzerinde dalgalanması için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Biz daima mensub ol makla iftihar ettiğimiz büyük imparatorluğun vatandası olarak kalmak istiyoruz.» Beynelmilel vaziyetten bahseden Başvekil, şöyle demiştir: « Beynelmilel kabadayıların mu hayyelesinden çıkan talebler önünde daima boyun mu eğeceğiz? ingiliz milietî bu suale bugün alenen, hayır diye cevab vermiştir. Harb, her an çıkabiür. Dikta törler eğer Ingilterenin kat'î kararını anlamamıslarsa uykularından acı bir şekilde uyanacaklardır. lnhisarlar Vekili Gümrük ve lnhisarlar Vekili Raif Karadenizin bugün şehrimize gelmesi bek leniyor. Vekil, îstanbulda bulundugu müddet zarfında Cümrük ve înhisarlarda tetkikler yapacaktır. Ankara 13 (a.a.) Gümrük ve Inhisarlar Vekili Raif Karadeniz bu ak şamki Anadolu ekspresile İstanbula ha reket etmiştir. ile, diğeri (60) metre uzunluğunda (12) bin liralık ahşab bir köprü yaptırmaktadır. Bu köprüler, Karacabey B.andırma yolunun mükemmelleşmesinde rol oynıya caklardır. Karacabey mmtakasmm tîcârî hinter landı da daha çok İstanbul olduğuna nazaran: Karacabeyi Marmara denizine bağlıyacak bir şosenin inşasile, Karaca bey boğazmın taranmak suretile temiz letilerek deniz vesaitine açılması başta gelen dileklerdendir. Bursa Valisi, çarşıyı dolaşarak esnafla, halkla doğrudan doğruya temaslar yapmış, alışverişlerile, kazanclan, derdleri ve dileklerile alâkadar olmuştur. Kah velerde oturanları görünce kendilerine: Galiba işleriniz pek çok olacak! Dinleniyorsunuz! diye nükteli imalarda bulunarak çalışmadıklarına işaret etTiiştir. Karacabeyden dönerken yol üzerindeki Uluabad köyünde de köy kahvesinde oturmuş ve halkla işleri güçleri üzerinde bir hasbıhal yapmıştır. Valimiz köylülere burada Cumhuriyet idaresinin yaptırdığı eserlerin faydalarını anlatmış, yaptıracaklarınm da büyük işler olduğunu ve buraya refah saçacağım bildirmiştir. İhtiyar köylülerden biri: Onlan biz görmezsek bile evlâdlarımız görecek.. Bizim dedelerimiz çalış mamışlar, onun için bizi böyle bırakmış lardı. Şimdi bütün millet çahşıvor. Memleket cennete dönüyor. Bunu olsun göre bildiğimize şükrediyoruz, demiştir. Orta tedritat Orta tedrisat müesseselerine bu yıl yeniden 450 muallim katılacaktır. Bunların 35 i Avrupa tahsilinden dönecek talebe, 272 si Gazi Terbiye Enstitüsü mezunları, 60 ı da Yüksek Muallim mektebi mezunudur. Bunlar, muhtelif vilâyetlerde vazife alacaklardır. Vekâletin üzerinde en fazla durduğu iş, lisan muallimi ihtiyacıdır. Bugün kadroda, 287 lisan mu allimi vardır. Yeni sene için 256 lisan muallimine ihtiyac vardır. Bunların bir kısmını Üniversite temin edecek, bir kısmı da açılan kurslarda yetistirilecektir. Yardımcı muallimler için 200 bin liralık bir tahsisat ayrılmıştır. İngiliz tayyareleri Akdenizde bir uçuş yapacaklar de Londra 13 (a.a.) «Star» gazetesinin bildirdiğine göre 18 ingiliz hava filosunun Fransa ve Akdeniz üzerinde bir uçuş yapması için bir plân hazırlanmaktadır. Birkaç gün içinde yapılacak olan bu uçuş esnasında katedilecek mesafenin yekunu 3200 kilometredir. Uçuşa 100 pilot ve sair mürettebat istirak edecektir. tngiliz ihtiyat donanması büyük manevraya haztrlamyor Çift tedrisat işi Orta tedrisat müesseselerinin sayısı 156 dır. Bunların 26 sında çift tedrisat yapılmaktadır. Vekâlet çift tedrisat usulünü bu yıl kaldıracaktır. Bugün orta tedrisat müesseselerinde 104,000 çocuk okumaktadır. Bu rakam, her yıl 15,000 artmaktadır. Bugünkü ihtiyacı karşılamak üzere 300 şubeye lüzum vardl[\ Bu maksadla, bazı mekteblerde yeniden şubeler açılacak, bazılarında da şube adedi arttmlacaktır. Londra 13 (Hususî) Harbden sonra ilk defa olarak 50 harb gemisinden mürekkeb Ingiltere ihtiyat donanması ağustos ve eylul aylarında büyük manevralar yapacaktır. Bu münasebetle, bahriye ihtiyat kıtaalına mensub 12 bin kişi şimdiden silâh altma davet edilmiştir. Bu miktar umum bahriye kıtaatının altıda birini teskil etmektedir. Harb zuhurunda Ulster'in bütün memKral Corc, ağustosun dokuzunda ihtibaları imparatorluğun emrine amade buyat donanmayı teftis edecektir. Başvekil Cemberlavn, Avam kamara lundurulacaktır.» Ispanyada harb eden Alman askerlerine verilen tazminat Berlin 13 (a.a.) Führer, Kondor lejyonu ile İspanyada harbetmiş olan diğer Alman gönüllüleri lehinde bir karar vermiştir: «Hususî müdahaleler» esnasında zarara uğramış eski efrada nakdî faydalar temin eden kanun bunlar hakkmda da tatbik edilecektir. Keza bu kanundan Südet topraklarının işgaline iştirak eden Alman ordusu efradıle Südet Alman gönüllüleri de istifade edeceklerdir. VeriieczL paranın hesabında 1936, 37, 38 ve 39 yılları, alâkadar kimse bir nıuharebeye iştirak etmiş ve yahud en az 60 gün orduda hizmet etmiş olduğu takdirde harb yılı olarak telâkki edilecektir. Yugoslav Naibinin Londra seyahati Londra 13 (a.a.) Verilen malu mata göre, Yugoslav Naibi Prens Pol ve Prenses Olga gelecek hafta Londraya geIerek birkaç gün Kral ve Kraliçenin misafiri olacaklardır. Bu ziyaret hususî mahiyettedir ve Dük ve Düşes Kent'in Avustralyaya hareketlerinden evvel ktndilerine veda etmek içindir. Foto Magazin Bu aylık salon mecmuasının 15 inci sayısı çıktı Y a h y a K e m a l Bahçelerden uzak N t z a m e d d i n Nazlf Mısır Hariciye Vekilile bir reportajı Mahmud Yesari Iki yuvamn Yahudilerin protestosu MUSA ATAŞ de cereyan edecek haydudluk sahnesini, bu sahneyi kendi delâleri sayesinde ve ken di elile hazırlamış olacağmı düşünüyor, ürpertiler geçiriyordu. Şu anda, başlanna gelecek felâketten tamamen bihaber olan şu memurlara, va ziyeti haykıra haykıra anlatıp banka kapılarına koldemiri vurdurmak için, büyük bir arzu duyuyordu. O esnada, kalemini kulağı arkasına yerleştirmiş bir memur, Raks'ın yanına yaklaştı. Mösyö, bir emriniz mi var? Olan olmuştu. Bu suale cevab vermekten başka çare yoktu. Vereceği cevabm, kendisini tehlikenin ta ortasına ataçağını bile bile: Banka direktörünü görmek istiyorum, dedi. Kim diyelim Mösyö? Raks, cebinden kartını çıkardı ve kemali azametle banka memuruna uzattı: Mösyö Merkadye dersiniz... Maliye müfettişiyim, dedi. Lutfen teşrif edin efendim. Memur, böyle diyerek bir kart vizite, bir de Raks'ın yüzüne baktıktan sonra yol göstermek için önüne düşmüştü. Kudüs 13 (a.a.) Altı ay müddetle hertürlü muhaceretin menedilmesi Yahudi matbuatı tarafından protesto edil Kınık, elektriğe kavuştu mektedir. Diplomatik mahfiller üe bu kaIzmir 13 (a.a.) Kinıkta belediyeran, Arab muhalefetini asgarî hadde innin yaptırmakta olduğu elektrik tesisatı dirmek suretile Beyaz kitabın mer'iyete girmesi için müsaid bir hava hazırlıyaack tamamlanmış ve kabul muamelesi yapıl mıştır. mahivette telâkki evlemektedirler. Daha banka memurlarının bile vazifeleri başına gelmedikleri bu erken saatte bu maliye müfettişinin direktörü ziyaret etmek istemesini hayretle karşıladığı halinden belli oluyordu. Direktörün oda kapısı önüne kadar gel diler. Memur kapıyı vurup içeri girdi ve kendisini takib eden Raks'ı, hürmetkâr bir tavırla direktöre takdim etti: Maliye müfettişi Mösyö Merkadye! Direktör, bu hatırlı misafiri lâyık olduğu şekilde karşıladı. Gözîüklerini masanm üstüne, okumakta olduğu bir mektubun üstüne bıraktı ve ayaga kalkarak nazik bir tavırla selâm verdikten sonra: Bonjur Mösyö, dedi, emriniz nedir> Saçları dökülmüş olmasına rağmen henüz genc görünen, iri yapılı bir adamdı. Büyükçe bir burnu, kısa kesilmiş, açık sarı bıyıkları vardı. Arkasmdaki, klâsik biçimli siyah ceketi, sert yakalığı ve koyu renkli kıravatile, ciddî bir asker tesiri yapıyordu. Raks, direktörün sualine cevab vermedi. Kendisini odaya getiren memurun çıkıp gitmesini bekliyordu. Memur çıkmca, Raks direktörün yanına yaklaşü ve heyecandan titreyen bir sesle: Mösyö, dedi, bankanız beş dakika sonra üç haydud tarafından basılacaktır. Derhal telefon ediniz! Direktör kaşlarını çattı. Masanm üstünden gözlüğünü aldı, taktı ve genc heyetşinası büyük bir dikkatle süzdükten sonra, söylenilen sözü işitmemış bir adam tavrile: Ne dediniz? diye sordu. Rica ederim, vakit geçimeyin, bankanız haydud baskmma uğramak üzeredir. Vaziyet son derece ciddidir. Rica ederim, zabıtaya haber verin. Direktör vaziyeti hiç bozmadan, aheste adımlarla masasına avdet etti. Yerine oturdu. Dirseğini masaya dayadı ve çenesini avuçları içine alarak, Raks'ı tepeden tırnağa, bir kere daha, büyük bir dikkatle gözden geçirdi. Jülot adını alalıberi Raks temaşaya cidden djeğer bir manzara iktisab etmişti. Saçları karmakarışıkrı. Yiizü, uykusuz geçen gecenin verdiği bitabî bir yandan, heyecan ve korku bir yandan, sapsarı kesilmişti. Gözleri kançanağı gibi idi. saadeti NÜzhet Abbas Bir gunahh kadın asılırmı ? AIİ Rıza Kirp Orijinal eser. Nlzameddln Nazif. Fatmaya mektup Feruzan ö z h a n Çadır altında Hatice Hatib Kırmızı manto Ahmed İhsan Deniz sporu Nerenizden zayıflarsınız, son moda kadın kıyafetleri, 100 den fazla resim ve altı tablo kuşe üzerine bu emsalsiz mecmuayı almayı unutmayınız. ;yA7ÂN:Tf/iURlCE DEKOBRA ÇlVlRtNHAMDt VAROöLU Kf/AMET KOPUYOR. 48 Yüreği ağzına gelircesine çarparak yürüdü. Bankanın camlı kapısını iterek içeri girdi. Bu saatte, Göldönaf'ın dediği gibi, bankada hakikaten kimsecik'çr yoktu. Gişelerde birkaç memur, vazifeleri başına henüz gelmişler, müşteriler sökün etmeden evvel dahilî servis işlerini hazırlıyorlardı. Raks'ın, etrafmı bir sis arasından gören gözleri, gişeleri şöyle bir dolaştı, kasa dairesinin camlı bölmesinde durdu. Veznedar, orada, camın arkasında, ka pağı açık duran kasadan banknot desteleri alarak saymakla ve çekmecesine yerleştirmekle mesguldü. Raks, on dakika sonra, bu üç beş memurdan başka kimseler bulunmiyan hol T a m vakittir, dedi. Haydi bakaıim, bankaya gir. Yolun açık olsun. Göreyim seni, işi iyi idaıe et. Biz aynlacağız, bir arada bulunmamak daha doğrudur. Dördü de otomobilden indiler. Raks, bankanın kapısına doğru ileriledi. Daha ilk adımı atar atmaz o mel'un hıçkırık tekrar başlamıştı. Raks yanyolda durup sağ kolunu ileri uzatarak hıçkırığı geçirmeğe çalıştı. Mu vaffak olamadı. En korkulu anlarında bıçak gibi tesir eden bu ilâc, şimdi hiçbir işe yaramıyordu. Hıçkıra hıçkıra bankaya girmenin münasebetsizliğini düsündü. lsin tehlikesınden başka bir de gülünc olmak ihtimali de vardı. Uzayan tıraşı, yüzüne bakanlann nazarı dikkatini ve şüphesini celbedecek kadar fazla görünüyordu. Raks'ın kıyafeti de saçlan ve çehresi gibiydi. Üstü başı bumburuşuk, yakasınm uçları kâğıd gibi yukarı doğru kıvrılmış, kıravatı sağ omzu istikametinde yakadan uzaklaşmıştı. Bütün bu teferrüat, herşeyde ince eleyip sık dokuyan bir adam oîdnğu besbelli banka direktörünün hiç hoşuna gitmemişti. Gözlerini Raks'm saçVnndan kunduralarının ucuna kadar bir iki defa gezdirdikten sonra, yüzünü buruşturdu. Sonra içini çekti. Yerinden kalktı ve yüzünde yeniden beliren bir tebessümle: Rica ederim Mösyö, lutfen oturmaz mısınız? dedi. Elile, masasının yanıbaşmda bir deri koltuğu işaret ediyordu. Sahte Jülot, istemiye istemiye koltuğa oturdu. Direktör onun yanına kadar geldi ve yanağını hafifçe okşayarak sordu: Demek ki Maliye müfeüişisiniz öyle mi? (Arkası var)