CUMHUKIYET 14 Temmuz 1939 { Şehir ve Memleket Haberleri ) İsim değiştirecek Tarihî roman: 83 Yazan: Kadircan Kaflı klüb ve cemiyetler İki nokta üzerînde tereddüde düşüldü Muaddel cemiyetler kanununa göre, mevcud cemiyetler 14 temmuz 1939 tarihine kadar vilâyete müracaatle vaziyetlerini yeni kanun hükümlerine uydurmak mecburiyetindedirler. Verilen mühîet bu gün nihayete ermektedir. Şehrimizdeki cemiyetler bu vazifeyi ifa etmişlerdir. Vilâyet, iki nokta üzerinde tereddüde düş müş, Dahiliye Vekâletine müracaatle bu iki noktanın izahını istemiştir. Bunlardan biri spor kulüblerinin isimleridir Kanunun maddei mahsusası zümrevî ve mın'akavî manayı taşıyan cemiyetlerir, teşekkülüııe müsaade etmemekte olduğundan Galata saray, Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi kulüb lerin de isimlerinin değiştirilip değiştirilmiyeceği Vekâletten sorulmuştur. Vilâyetin sualine henüz cevab gelmemekle beraber bu kulüblerden bazıları isimlerini başka şekillere sokarak Vilâyete müracaat etmişlerdir. Meselâ bu arada Topkapı TopKap kulübü olmuştur. Fakat Beden Terbiyesile yaptıklan temas neticesinde Beşiktaş ve Fenerbahçe kulübleri eski isimlerinin ipka edilmesini istemişlerdir. Süt fabrikası Siyasî Uzakşark syanm şarkında birçok cihetten işler çok karışmıştır. Şimalî Çindeki Tiyençinde îngilizlerle Japonlar, orta Çinde Fransızlarla Japcnlar ve dış Moğolistanın Mançuri hududunda Japonlarla Ruslar arasmda şiddetli bir gerginlik devam ediyor. Tiyençinde ve Hankovda birkaç defa Japon, İngiliz ve Fransız askerleri arasmda musademe vukuuna az birşey kalmıştı. Fakat her defasında gerek îngilizler, gerek Fransızlar tamiri gayrikabil ola cak bir vaziyet ihdasmdan çekinmişlerdir. Çünkü böyle bir musademe Japonya ile İngiltere ve Fransa arasmda harbin başlamasını çaresiz bir hale getirebilirdi. Son dakikada îngiliz ve Fransız askerleri ıleri gitmemişlerdir. Zaten İngiltere Japon yaya karşı siyasetinde gayet ihtiyatkâr davranıyor. İngiltere, Pekindeki İngiliz ataşemili teri albay Spears'in Japon zabitîeri tarafmdan tevkif edilmiş olmasma bile pek ses çıkarmamıştı. Şimdi de, büyük rütbeli bir İngiliz zabiti bir Japon askeri mahkemesine verilmistir. Çin hükumeti nezdine memur olan bu Ingiliz ataşemiliterinin, dış Moğolistan hududunda Japon ve Rus kuvvetleri arasındaki muharebeleri Rus lar tarafmdan takib ederken haber ver meksizin gizlice Japon cephesinin arka*ına geçmesini Japon kumandanlığı Ruslara istihbarat işinde bir yardım olarak te lâkki etmiştir. Askeri mahkeme bu ciheti tahkik edecek ve buna göre İngiliz albayınm akıbetini tayin eyliyecektir. İngiliz zabiti, Çin hükumeti nezdinde memur bulunduğundan diplomasi masuniyetini Japonya hükumeti tanımamıştır. Japonya, Tiyençindeki İngiliz mmtakas.nda, Japonya ile müttefik muvakkat şimalî Çin hükumeti hakimiyetini tanıtmak için burasını sıkı abluka altına aldırmıştır. Hankovdaki, Fransız mmtakası dahi, gene Japonyanın ikinci müttefiki orta Çin muvakkat hükumetinin hakimiyetini tanıt mak için Japon askerleri tarafmdan abluka edilmiştir. İngiltere ile Fransa, Mareşal ÇanKayŞek hükumetini tanımaktan vazgeçmedikleri takdirde, Çindeki diğer ecnebi mıntakaları da ayni akıbete uğrayacaktır. Zaten, şimdiden, Amoy'daki ecnebi mıntakasınm haricle bütün alâkası Japon karakol gcmileri tarafından kesilmiştir. Ahiren Japon ihrac kuvvetleri tarafından işgal olunan Fuçov ve Vepçovdaki Ingiliz mıntakalarına İngiliz gemüerinin yanaşmaları menedilmiştir. ngiliz harb gemüerinin yalnız îngiliz teKaasını alıp götürmek için, ancak iki defa bu limanlara girmelerine müsaade edilmiştir. Tiyençin mıntakasının vaziyetini tayin için Tokyoda Japon Hariciye Nezaretıle İngiliz sefiri arasmda müzakere başlamak üzeredir. Fakat Çindeki askerî harekâtır, ikinci yıldönümü münasebetile Japonyada ve Japon işgali altındaki bütün Çindç İngilterenin aleyhine büyük nümayişleı yapılmıştır. Bu nümayişlere, müslim vf gayrimüslim Asyalı bütün halklar yan Hindliler, Cavalılar ve Filipinliler iştirak ettirilmiştir. Tokyodaki İngiliz sefareti önünde Ingilizlerin Hindistandan ve bütün Asya • dan çekilip gitmelerini istiyen levhalar hâmil halk tarafından büyük nümayişleı yapılmıştır. Sefarethane büyük zabıtj kuvvetleri tarafından güçbelâ muhafaza edilmiştir. Amerika gayet bitaraf davrand^ındar gerek Japonyada, gerek Çinin işgal altındaki yerlerinde Amerikan tebaasına karş dürüst ve samimane muamele yapılmaktadır. Japonya ile İngiltere ve Fransa arasmda büyük bir siyasî mücadele yapıldığ: bir zamanda dış Moğolistanın şarkında Rus ve Japon kuvvetleri arasında şiddetli muharebeler cereyan ediyordu. Japon fırkaları Halka nehri boyundaki Rus cephesini yarıp arkasını çevirdikleri ve Japonlar tarafından hudud sayılan hatta kadar Ru; kuvvetlerinin sürülmüş olduğu Tokyodan bütün dünyaya ilân edilmiştir. Gene Ja • pon tebliğlerine inanmak lâzım gelirsc 2G hazirandan 12 temmuza kadar yapılan hava muharebelerinde düsürülcn Sovye' tayyarelerinin mecmuu 520 ye baüğ olmuş imiş. Sovyet tebliğlerinde de Japonların tayyare zayiatı çok gösterilmistir. İkinci smıf devletlerden birinin bütün hava kuvvetlerine muadıl zayiat verildiğine bakılırsa alelusul ilânı harbsiz olan yeni Japon Rus muharebesi hakiîcaten çok kanlı olmu«tur. Et nakliyatından gelecek varidat Bunun miktarı senede yüz bin lira kadardır Et nakliyatı işinin îstanbul Belediyesine devrine dair olan kanunun Resmî Ceridede bugün intişar etmesi beklenmektedir. Bu kanunla, Belediyemiz yeni bir varidat membaı elde etmiş bulunuyor. Et nakliyahnın kasablar şirketine senede yüzbin liralık bir varidat getirdiği tespit olunmuştur. Bu gelir kaynağı şimdi tamamen Belediyeye gececektir. Et nakliyatını, muntazam bir surette temin için, icab eden vasıtalar, bugünler içinde Belediyenin emrinde işlemeğe başlayacaklardır. Geçen sene, et fiatlarmm kısmen tenzili dolayısile Belediye bütçesinde hasıl olan dört yüz bin liralık açığın yüz bin lirası, bu suretle kapanmış olacaktır. Geri kalan üç yüz bin liralık açığın da bazı tasarruflar yapılarak ve icab eden tedbirler alınarak kapatılmasına çalışılacakhr. İstanbul Belediyesi, bu açığı kapatmak için halka, yeniden hiçbir mükellefiyet tahmil etmiyecektir. Doksanlık Sadrıazam, Anadolu yollarında yakaladığı asileri idam ettirip kuyulara attırıyor, «Kuyucu Murad» adını büsbütün tanıtıyordu Delikanh bu meçhul kadm hakkındaki merakmm gittikçe arttığını hissediyordu. O kadar ki bir gün Vcaya sordu: Mahfiruz Sultan dedikleri kadm kaç yaşındadır? Haseki sultanların yaşı konuşulmaz! Bana bu kadar iyilik etmek isteyen kadını görmek isterdim. Onun iyilik ettiği insan yalnız sen değilsin! O bir melektir. Sana, divanda yanık yanık Anadolunun ıstırabını anlattığın zaman acımış ve hoşuna gitmiş!... Murad Paşa yola çıkmadan evvel Kalenderoğlunu bir kenara çekmek istiyordu; bunun için ona, padişah tarafmdan affedildiğine ve Ankara Sancakbeyliğinin verildiğine dair ferman gönderdi. Mahfiruz bunu önce iyi karşılamadı. Fakat bir kurnazlık olduğu kendisine söylenince sustu. Bununla beraber: Niçin hepsinden evvel Kalenderoğlu üzerine gidilmiyor? Demekten kendini alamad:. Fakat Fatma Sultan diyordu ki: Murad Paşa, Anadoluyu Celâlilerden temizlemedikçe geri dönmiyeceğine namus üzerine yemin etmiştir; ona güvenin!... 1607 senesi temmuzun ikinci günü Murad Paşa Üsküdardan Halebe doğru gitti. Sadrıazamın kapıcıları arasında genc sipahi Çakır Ali de dimdik ve gürbüz vücudii, keskin bakışlarile, al bir at üstünde gidiyordu. Mahfiruz şimdi Anadoludan gelecek olan haberleri büyük bir merak ve heyecanla bekliyordu. Kendisinin ve ailesinin ciarmadağın olmasma sebeb olan, onbinlerce ailenin başına ayni felâketi, hatta daha büyüklerini getiren vahşi herıflerin ölümlerini öğrenmek ne derin bir zevk olacaktı. O zamana kadar birkaç intikam almış ve bunun hırçın tadını tatmıştı; fakat asıl büyük intikamın zamanı şimdi erelmişti. Acaba bu doksanlık vezır, söylediklerini gerçekten yapabilecek miydi?' Önce Kalenderoğlu üzerine gitmemesini güçlükle affetmişti. Lâkin byndan sonra yapacağı herhangi bir müsamaha üzerine Murad Paşayı da Kasım ve Derviş pasaların akıbetine sürüklemekten çekinmiyecekti. Ya Kalenderoğlu Ankarada uslu durursa, onu öldürmek için sebeb Kalır mıydı? Yirmi gün sonra padişaha ilk haberler gelmeye başladı. Lâkin bunlar pek kısa idi. Çok geçmeden imam Mustafa Ef. ona bir atlas kese içinde oldukça uzun bir mektub gönderdi. Bu, Çakır Aliden geliyordu. Selâmlardan, hava ve sulardan sonra asıl mevzua geçiyordu. Onu okurken Mahfiruzun yumruklan sıkilıyor, dişleri sıkıhyor ve yüzünde bir intikam sabahının aydınhğı okunuyordu. Yazılanlar şunlardı: Murad Paşa yollarda yakaladığı asileri idam ettiriyor, kuyulara attırıyormuş. Konyaya vardığı zaman da böyle yapmış. Sarac zade Ahmed Bey kendisinin de sonu ne olacağuıı kestirmiş olacak ki şehrin tanınmış kimselerinden birçoğunu şefaat için yollamış. Bunlar «bir takım kötü adamlarla ancak Ahmed Bey başa çıkabiliyor; bize geniş ve rahat nefes aldırmıştır; öldürülmesin!» demişler. Murad Paşayı Saraczadeyi çağırmış: «Ahmed Bey, seni Konyada ahkoymak isterim, ben Canbuladd^an intikam alarak dönünceye kadar şehri bir güzel muhafaza edesin. Lâkin imdad lâzım gelirse ne kadar asker toplayabilirsin?» demiş. Çakır Ali mektubun burasmda: «Allah günahımı bağışlasm, o zaman vezire öyle kızdım ki hançerimi çekip de iistüne saldırmak: «Bre bunak, Anadoluyu böyle mi temizlersin? Naibi öldü'en, Valinin konağını ateşe veren bir zoroa nasıl affolunur? Hele burası nasıl ona =manet edilir de ardımızı kesmesine imân bırakılır?» deyu vurmak istedim. <Iendimi zor tuttum.» diyordu. Mahfiruz bu satırlan öptü ve mırıldanh: Sevgili kardeşim... Ah sen olayhn onun yerinde... Okumaya devam etti; o zaman Murad Paşa hakkındaki bulanık hisler durulmaya başladı: Ahmed Bey Murad Paşaya: «Pek Nolayca otuz bin kişi toplarım!» cevabı,ı vermiş. Böylelikle göze girmek istemiş. Murad Paşa teşekkür ettikten sonra savmış. Fakat ayni zamanda adamlanna onu yakalayarak öldürmeîeri için lâ',m gelen işareti vermiş. Şefaat için gelenlere de: «Böyle hemen otuz bin kisi foplayabilecek bir adamı arkamda bıralup gidince Konya hisarını zapteder ve finde yerleşirse halimiz nice olur?» demiş. Kimse buna cevab bulamamış. Sarac zade de öldürülerek kuyuya atılmış. Murad Paşa senelerce evvel Tibriz cenginde bir kuyuya düştüğü zaman oradan kurtulmanm mümkün oîmadığını görmüş, ümidini kesmişti; fakat başkalan yetişerek kurtarılmıştı. Anlaşılan asilerin de bir daha yeryüzüne çıkmaîarına im kân vermemek için onları kuyulara attırıyor, «Kuyucu» adını büsbütün tanıtıyordu. Mahfiruz Sultan bu nokta üzerinde zevkle duruyor; Kalenderoğlu ve arkadaşlarının da bir gün kuyulara atılacaklarmı umarak vahşi bir sevinc duyuyordu. Mahfiruz şimdi her fırsatta padişaha Kuyucu Murad Paşayı methediyordu. Bununla beraber şöyle demeyi de unutmuyordu: Bazıları gibi sonra gurura kapılmasa!... Genc kadının bu sarayda ve împaratorluğun büyükleri arasmda iıiç kimseye yüzde yüz itimadı yoktu. lleri.de lâzım olursa aleyhinde söyleyebilmek için böyle bir açık kapı bulunduruyordu. Üçüncü, dördüncü mektublarda Adana civarını elinde bulunduran Çemşidin ve askerlerinin mahvedildiği, fakat Muslu Çavuşun talihli çıktığı bildiriliyordu. Beşinci mektub Mahfiruz Sultanın çok hoşuna gitti. Bunda Kalenderoğlundan bahsolunuyordu: Bir Ingiliz firması, tesis işi için teklifname hazırlıyor Istanbulda süt fabrikası tesisine karar veridiğini haber alan iki Ingiliz fırmasından birinin Belediyeye müracaat ettiğini, ikinci firmanm da mümessilini tayyare ile şehrimize gönderdiğini ya7.mıştık. Tayyare ile İstanbula hareket eden Ingiliz, dün şehrimize gelmiş ve doğruca Belediyeye gelerek İktısad Müdürünü ziyaret etmiştir. Öğleden sonra Beîediyede yapılan toplantıya süt projesini hazırlayan komisyon murahhasları da iştirak etmiş, Londradan gelen Ingiliz, komisyonda hazır bulunarak mezkur fabnka hakkında izahat aldıktan sonra Yalovadaki Süthaneyi gezmek üzere dün akşam oraya gitmiştir. Fabrika mümessili nihavet bir haftaya kadar tetkikatını ikmal ederek teklifnamesini Belediyeye vereceğim beyan etmiştir. MÜTEFERRtK Şimendiferler konferansı Eylulde şehrimizde toplanacak beynelmilel şimendiferler konferansı programı hakkında temaslarda bulunmak üzere bir müddet evvel İsviçreye gitmiş olan Devlet Demiryolları cer dairesi reisi Sedad Etker, dün sabah şehrimize dönmüştür. Konferansta tarife ve seyrüsefer işleri görüşülecektir. ŞEHÎR İŞLERİ Ticaret sarayı Evkaf idaresinin Eminönünde bir TiVekâletten sorulan ikinci nokta da azcaret sarayı inşa ettireceği yazılmıştı. lıklara ajd vakıflan idare eden cemiyetBu saraym yeri hakkında Evkafla Belelerin isimleri meselesidir. Zira kanun didiye arasmda anlaşma hasıl olmuştur. Evkaf, plânmı Belediyeye tasdik ettir nî mahiyette hiçbir cemiyetin vücudüne miştir. müsaade etmemektedir. Mütevelli heyetlerinden bir kısmı da kendilerine muhIskenderuna giden heyet Şişhane kazinosu telif unvanlar vererek Vilâyete müracaat İskenderun limanını devlet limanları Şişhane yokuşunda Evkaf taxafından etmişlerdir. Gelecek cevaba göre hareket işletme umum müdürlüğü namına tes yaptırılacak büyük kazinonun plânı Beedilecektir. lim alacak olan 12 kişilik heyet, İsken lediye İmar şubesi mühendislerinden deruna gitmiştir. Heyetin reisi olan Li Lem'an tarafından hazırlanmaktadır. Kalenderoğlu Ankaraya adamlarinı ADLİYEDE man umum müdür muavini Hâmid SaBir ecnebi talebenin Belegöndermiş, fakat Kadı Vildan zade Ahracoğlu da bir iki güne kadar gidecektir. Polise hakaret etmiş! med Efendi ile halk şehrin kapılarım kadiyeye müracaati Tiftik satışları pamışlar; kimseyi içeri almamışlar. KaKumkapıda evvelki gece sarhoş olaAvustralyada Hayelbel isminde bir taBLr müddettenberi piyasalanmızda lebe, Belediyeye bir mektub göndererek lenderoğlu yetişmiş ve görijşmek üzere rak gürültü patırtı çıkardığı ve kendisini sükuta davet eden polis Mehmede tetkikler yapan İngiliz firmalan, dün Coğrafya tezinde Türkiyeden bahsede kadıyı çagırmış. Vildan zade birkaç atlı ile kaleden çıkmış; at üstünde olduğu sövüp saydığı iddiasile şoför İsmail, dün külliyetli miktarda tiftik satın almışlar ceği cihetle memleketimiz hakkında mahalde eşkiya reisile görüşmüş. Kalender Müddeiumumiliğe verilmiş, İstanbul as dır. Bu mallar 115 kuruştan muamele lumat istemiştir. liye dördüncü ceza mahkemesine gön görmüştür. oğlu demiş ki; «bu memleketi padişah ba tstif a etti derilerek, meşhud suç kanununa göre Diğer taraftan Almanyaya da bir vana ve adamlarıma verdi, siz beni şehre muhakemesıne başlanmıştır. Muhake gon elma ve yaş sebze gönderilmiştir. İYolsuz muameleleri bulunduğu iddisokmuyorsunuz?» Kadı cesaretle cevab meye devam olunacaktır. talyaya da beş bin kilo kuş yemi satıl asile hakkındaki tahkikat evrakı Vilâyet vermiş: «Sancak sana verilmistir. Lâkin idare heyetine verilen Bakırköy tahsil Bir ölüme sebebiyet davası mıştır. siz buraya SancakbeyJeri gibi gelmedişubesi memurlanndan Arif, vazifesinden Ticaret Borsasında seçim İstanbul Ağırceza mahkemesmde bir niz. Yollarda kervanları vurdur.uz; müsistifa etmiştir. , hazırlığı Iümanların tarlaları içine kondunuz. Sü ölüme sebeb olmak muhakemesine başlanmıştır. Muhakeme edilen Hacının, bir DENİZ İŞLERİ İthalâtçı tüccarlar, Ticaret ve Zahire rüp getirdiğiniz sürüleri müslümanların egece Taksimde bir kazinoda buluşarak Borsasında yakmda yapılacak olan sekinleri içine bıraktınız. Celâliden gözleri beraberinde Zincirlikuyuya götürdüğü Liman inşaatı yılmış olan halk sizden de korktu. Bu kadmlardan Melâhati orada kovaladığı, çim için faaliyete geçmişlerdir. Liman inşaatını tetkik edecek olan nun için hisar kapısmı kapadılar. Şehre karanlıkta kaçan kadının ağzı açık kuMüfettişin beyanatı İngiliz Gip müessesesi mütehassısları, girdiğiniz vakit de idamlar ve yağmalar yuyu görmiyerek düştüğü ve boğulduğu, Halk Partisi İstanbul mmtakası mü Ankaradan Çatalağzına ve Ereğliye giyaparsınız diye vehme düştüler. Fer davanın esasını teşkil ediyor. Bu dava fettişliğine tayin edilen Tevfik Fikret decekler, oradan da Trabzona geçecek manda yazılı olduğu gibi sadrıazamın or ya, otomobilde beraber gidenlerden Pa Sılay, dün bir muharririmize şu beya lerdir. Heyet, Karadenizdeki tetkikle rini bitirdikten sonra şehrimize gelerek natta bulunmuştur: dusuna katılmak istiyorsanız sefer için lâ kize de dahildir. « Vazifeye henüz yeni başlamış bu İstanbul limanında da tetkikler yapa Hacı, muhakemede cben, Melâhati zım olanları yazıp güvenilen bir adamınızı gönderin, hepsini verelim. Siz de hal kovalamadım, kendisi içmişti, sarhoş lunuyorum. Daha şimdiden, size İstan caktır. ka korku vermemek için bir konak yeri lukla sağa, sola koşarken kuyuya düş bul Parti teşkilâtmın, gayet kuvvetli el Yunanlı seyyahlar ve Yugos tü» demiş ve kendisine Melâhati getire lerde bulunduğunu ve iyi idare edildiğiöteye çekilin!» Kalenderoğlu buna razı lav izcileri nin bu muhakemeye dahil Pakize oîma ni söyliyebilirim. Parti arkadaşlanmın olmuş ve Gönikli Halili otuz kişi ile bir dığını, başka bir Pakize olduğunu söy hepsi de münevver bir muhit içinde yeBu sabah Yunan bandıralı Filiton valikte kaleye göndermiş. Bunlar birkaç sa lemiştir. Pakize de «ben o Pakize deği tişmiş zevattır. Kendilerile teşriki me purile şehrimize 250 Yunan memur ve at içinde o kadar çok para ve mal istemiş lim» demiştir. Mahkeme, otomobilde ve sai etmekten büyük zevk duyacağım.» amelesi gelecektir. Kafile saat on ikide Atatürk abidesine koyacaktır. ler, o kadar eziyet etmişler ki halk isyan hâdise yerinde bulunduğu öğrenilen KÜLTÜRlŞLERl Aynca 110 Yugoslavçelenk de gelmek izcisi etmiş, Vildan zadenin iznini alarak hep Muallânm şahid olarak çağırılmasına Şura toplantılarına iştirak tedir. Talebeler akşam üzeri buradan sini öldürmüşler. Sonra Murad Paşaya karar vermiştir. Yunanistana gideceklerdir. yazılmış. Kastamonu Sancakbeyi Tekeli Rüşvet suçlusu komiser muaedecekler ECNEBt MEHAFİLDE Paşa, Bursa, Karasi, Menteşe askeri ve 17 temmuzda Ankarada toplanacak vini mahkum oldu kırk topla Kalenderoğlu üzerine gitmiş! olan Maarif Şurasında bulunmak üzere Fransız elçisi Rüşvet almaktan muhakeme edilen Maarif müdürü Tevfik Kutla şehrimiz Bir müddettenberi memleketinde buCibali komiser muavini Ulvi ile polis Çakır Ali diyordu ki: deki bazı umumî müfettişler ve davet lunan FTansanın Ankara elçisi Massigli Yemin ettim, Vildan zadeyi gör Cemalin muhakemelerinde, ikinci ceza edilen profesörler, dün Ankaraya haredün sabah tayyare ile şehrimize dön düğümde iki elini öpeceğim. Kadı değil dün akşam karanm vermiştir. Ulvinin ket etmişlerdir. müştür. Unkapanmda Halic Feneri caddesinde vezir olacak adammış. Kalender oğlu Uydurma ve asılsız haberler 35 numarada hancı Hasan hakkında, hauslanıp bunca günahsızın intikamı alınEski eserleri korumak üzere teşek Kendi arabası altında can nını temiz tutmadığı kaydıle zabıt tutmadan kalacak diye korkardım. Elbet o maktan vazgeçmesine mukabil, kendi kül eden cemiyetin lâğvedileceği hak veren arabacı da artık cezasmı görecektir. sinden beş lira haftalık istediği, iki haf kında dün bir sabah gazetesinin verdiği Evvelki gün Fatihte yük arabasını Mahfiruz Sultan kendi fikirlerile kar ta aldığı ve üçüncüsünde ihbarla terti haber uydurmadır. Eski eserleri Koruma süren Halil, atlar ürkerek arabayı sar deşinin görüşleri arasındaki bu uygunlu bat alınarak işin zabıtla tespit edildiği cemiyeti, kadrosu takviye edilerek yeni smca yere düşmüş ve arabanın teker £ u öğrendikçe gurur ve sevinci artıyordu. noktasından dava açılmıştı. Polis Cemal bir program tahtmda çalışacaktır. » Gene, Maarif Vekâleti Neşriyat mü lekleri üzerinden geçmiştir. Arabacı HaBir gün onu kucaklayarak yanaklarını öp de, onun hancıdan istediği son beş liralil, Cerrahpaşa hastanesinde ölmüştür. mek arzusunu bütün şiddetile hissediyor yı Hasandan alarak Ulviye götürürken dürü Faik Reşidin İstanbula geldiği, Devlet Matbaasmda eski harflerle yazılyakalandığı kaydile davaya dahildi. du. Eski Defterdar mış eserlerin tab'ı işleri üzerinde meşgul İkinci ceza, Ulvinin hancıdan para Ankaradan padişaha gelen haberlerEski Defterdar Kâzım, Maliye Vekâolduğu hakkındaki haberler de asılsız den anlaşıldığına göre Kalenderoğlu şeh istiyerek aldığmı sabit görmüş, kendisi dır. Faik Reşid, Ankaradadır. Maarif leti vergiler temyiz komisyonu birinci re sekiz hücum yapmış ve yiğit kadı bun nin bir sene hapsine karar vererek, pa Şurasma aid hazırlıklarla meşguldür. reisliğine tayin edilmiştir. ranın miktan az olmasını cezayı azaltıcı lann hepsini püskürtmüş. Tekeli Paşa ye sebeb saymış, bir sene müddeti yarısıtişince de eşkiya reisi çekilip gitmiş! na, alt aya indirmiştir. Polis Cemale geİkinciteşrinin ortalanna doğru gelen lince, Ulvinin sözü üzerine ona getir mektub Canbula,d zade ile olan harbi an mek üzere gidip parayı alması, bu paralatıyordu: nın ne maksadla verildiğini bildiğine «Canbuladoğlu, yarısı atlı olan kırk delil sayılmıyarak, Cemal beraet etmişbin askerle Bağras boğazını tulmuş. Biz tir. de Bilân boğazından Güvercinlik ovası Tebligat memurunun rüşvet na indik. Orada Maraş Beylerbeyi Züldavası fikar Paşa kırk bin Kürd askerile orduAdliye Tebligat müdürlüğü mübaşirmuza katıldı. Bu ovada üç gün dinlendik. Boğazları geçtik; Kınık nehri yanın lerinden Basri Hırçının, Emin adlı birinda Dreme denilen yere konduk. Oruç o den Karaköyde mahallebici Recebin vasmda ilk Celâlileri yakaladık, hepsini dükkânında on beş lira rüşvet almaktan muhakemesine evvelki akşam İstanbul öldürdük. Karşılaştığımız zaman asilerin asliye dördüncü ceza mahkemesinde reisinden bir adam geldi, sulh istedi. Fa başlamlmıştı. Bu meşhud suç muhake kat Murad Paşa kabul etmedi. Canbu mesine dün akşam devam edilerek, polis ladoğlu Sadrıazamla herhalde görüşebil Yaşarla avukat İhsan Makbul şahid olamek icin kendi saflarından ayrılacak ol rak dinlenilmişlerdir. Muhakemenin dedu, asiler sövüp sayarak onu zorla kendi vamı mahallebici Mehmed Ali ile ma aralanna çektiler. Murad Pasa bembe hallebici dükkânda kalfa olarak çalıİzmir (Hususî> Belediye tarafmdan yeni inşa ettirilen Şehir kazinosu yaz saçını ve sakalını yerlere sürerek dua şanlardan bazılannın şahid olarak ça işlemeye açılmıstır. Kazino, Atatürk caddesi üzerinde cidden çok şık ve ğırılmalan kararile ayın on beşine kaletti: modern bir eser olmuştur. mıştır. '.Arkası var] f İzmir Belediyesinin yaptırdığı kazino ı Muharrem Feyzi TOGAY C u m h u r i yet Nüshası 5 knrustur AboneşeraitiJ™*™ •£• Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık 1400 750 400 150 Kr. > » > 2700 Kı 1450 » 800 > Yoktur