3 Temmuz 1939 CUMHURtYET İçtimaî tetkikler Ispanyada şimdiye kadar Vaziyet tehlikelidir Nüfusumuz çoğalıyor 300 bin asker terhis edildi Çemberlayn dün Bilbabo cephesinde «Siyah oklar» fırkasına kumanda eden İtalyan generali Romaya dönüyor Ingiliz Başvekili, «OrduMadrid 2 (a.a.) Dün neşredilen İtalyan Generali Piazzoni de temelli ola muza güveniyoruz» diyor bir kararnarae ile harb esnasında silâh altına alman munzam İspanyol deniz kuvvetleri terhis edilmektedir. Sivil hayata iade edilen İspanyol as kerlerinin adedi şimdiye kadar 300,000 kişiyi bulmuştur. Diğer cihetten Bilbao cephesinde «si yah oklar» fırkasına kumanda etmiş olan rak İtalyaya dönmek üzere Barselondan Londra 2 (Hususî) Bugün Hyde hareket etmiştir. Park'ta Kral ve Kraiiçenin huzurunda ttalyan Hariciye Nazırının muazzam bir geçid resmi yapılmıştır. îspanya seyahati Geçid resmine 20 bın gönüllü ile motö Madrid 2 (a.a.) İtalya Hariciye rize kıtaat iştirak etmiştir. Nazırı Kont Ciano, 10 temmuzda BarÇemberlayn'in nutku selon'a gelecek ve İspanyadaki seyahati, Başvekil Çemberlayn bu münasebetle 23 temmuza kadar devam eyliyecektir. bir nutuk irad ederek Hariciye Nazır; İHEM NALINA MIHINA Akdeniz kıyılarında Paris, 28 haziran ransanm Akdeniz kıyılarının, İtalyaya yakm olan kısmma «Cote d'Azur Mavi Sahil» derler. Buralan muhakkak ki Fransanm en güzel yerleridir. Bu sahillerde Saint Raphael, Cannes (Kan), Jouan les Pins, Nice (Nis), Menton gibi birçok sayfiyeler ve plâjlar uzanır. Nice ila Menton arasında Monako prensliği ve bu prensliği hakikaten prens gibi yaşatan Monte Carlo şehri ve kumarhanesi vardır. Bir kaç yüz kilometre imtidad eden bu sahiller, baştan aşağı oya gibi işlenmiştir. En itina ile süslenmiş olanları Nice iie Monte Carlo'dur. Buraları, birer şehir değil; rengârenk çiçeklerle, açıklı koyulu yeşillerle işlenmiş birer bahçedir. Kocaman palmiyeler, bütün duvarları sarmış, üzerleri her renkte çiçeklerle dolu sarmaşıklar, Akdenizin bu, yazın sicak, kışm ıhk kıyılarını birer yeşillik ve çiçek cennetine benzetmiş. Her tarafta portakal, limon, mandalina ve turunc ağaclan, sıcak iklimlere mahsus garib garib nebatlar görürsünüz. Monte Carlo'nun caddelerine bile portakal ağaclan dikilmiştir. Tabiî altın gibi portakallanna en yaramaz çocuk bile elini sürmüyor, taş atmıyor. Geceleri sahil, birkaç yüz kilometre imtidadınca, pırıl pmldır. Kasabalar arasındaki sahil yollarında bile sıra sıra fenerler yanar. Burada .yüksek zevk sahibi bir şehircilik yeşil dağların eteğinde uzanan bazan kumsal, bazan kayalık kıyılalarm boynuna nurdan bir gerdanlık takmıştır. Pariste, pek çok methedilen Dovil (Dauville), buralann yanında hiç kalır. Dovil'in rağbet bulması, reklâm kuvvetiledir ve Parise çok yakm olmasmdandır. Cote d'Azur, merkezden 1200 kilometre kadar uzakta olduğu halde Dovil 220 kilometre mesafededir. Fransanm Akdeniz kıyılarında asfaltsız cadde, sokak kalmamıştır; demek mubalâğa olmaz. Bilhasa Nis'in «Promenade des Anglais îngilizlerin gezinti yeri» denilen nhtımı fevkalâde bir itina ile yapılmıştır. Bir tarafta bizim en büyük caddemizden daha geniş bir rıhtım, rıhtımın dibinde kumsal veya çakıllı deniz banyoları, diğer tarafta geceleri çiçeklerinin arasmda ve dibinde ışıklar yanan uzun bir bahçeli yol ve nihayet bir sıra muhteşem binalar ve oteller. Buralarda hep îngiliz dolu. Başka ecnebiler de varsa da, en çok îngilizlere tesadüf ediliyor. Fakat Nis'in Simiez denilen yukarı kısmı eski ihtişammı kaybetmiş, çünkü eskiden, başta, Kraliçe Viktorya olmak üzere bütün îngiltere buraya taşınırmış. Şimdi, 500 1000 odalı muazzam oteller, apartımanlara ayrılarak satılıyor. Monte Carlo ise kumarhanesi sayesinde, daima parlak, daima rağbette. Tabiatle şehirciliğin elele vererek süslediği bu güzel yerleri gezerken hep İstaabulu düşündüm. Kafamın içinde mukayeseler yaptım. Tabiat ve manzara itibarile îstanbul daha güzeldir. Buralarda, Floryaya benzer yumuşacık kumsallar yok, Boğaziçine benzer ilâhî manzaralar yok. Fakat bakım, süs, umran fevkalâde. Güzel îstanbul kıyıları, Adalar, Boğaziçi imar ve tanzim cdilirse, Cotes d'Azur'dan çok daha güzel olur. Ne yazık ki İstanbulu güzeleştirmek için 15 sene kaybettik. Yazan: H. BİLECEN bir nutuk söyledi Amerika Hariciye Nazırının mektubu Hull, bitaraflık kanununun kabulünü istiyor Vaşington, 2 (a.a.) Hariciye Nazırı Hull, beyanatta bulunarak hükumet• çe tevdi edilen bitaraflık projesinin uğradığı ademi muvaffakiyetten dolayı müteessir olduğunu söylemiştir. Nazır, meclislerin Hariciye Encümenlerinin liderlerine göndermiş olduğu mektublarda bildırdiği veçhile, bitaraflık kanununun silâhlara ambargo konmasmı derpiş etmemesi için sarfettiği gayretlere devam edeceğini kaydettikten sonra şunları ilâve etmiştir: « Geçen 27 mayısta Pittman ve Blomm'a göndermiş olduğum mektublarda izah ettiğim altı maddelik sulh ve bitaraflık programınm sulhu idame ve memleketimizin harbe sürüklenmemesi yolunda silâhlara ambargo konmasmı derpiş eden şimdiki bitaraflık kanununda daha müessir olduğuna kaniim. Bu teklif, her iki meclis encümenlerinin azası ve muhtelif partilere mensub kongre azasile yaptığım uzun görüşmelerden sonra meclislerin mes'ul encümenlerine tevdi edilmiştir. Bu teklifin, kongre azasının veya hükumet erkânmm şahsî kanaatlerine tamamile tetabuk etmese bile şimdiki vaziyetin icablarına uygun olması itibarile kongre azasının ekseriyeti tarafından kabul edileceğini ümid ve zannediyordum. Teklifin birkaç reyk reddedilmesi, gerek sulhun muhafazası, gerekse memleketimizin beynelmilel münasebetlerinin en azim menfaatleri bakımmdan beni mü teessir etmiştir. Altı maddeden ibaret olan bu teklif, yalnız hajb zuhurunda memleketimizi muhafaza etmek bakımm dan değil, ayni zamanda . ki bu daha mühimdir şimdiki kanundan veya onun muadilinden ziyade harb taraftarlarının cesaretini kırmak bakımından da en iyi bir çare idi. Ayni zamanda memleketimizi yüzde yüz dünyaca tanmmış olan hukuku düvel çerçevesi haricine çıkarmamış olacaktı. Bu şeraid dairesinde benim için yapılacak şey, bu teklifin kabul edilmesi hususundaki gayretlerime devam etmekten ibaret kalıyor.» Millî Şefın teşekkUrü Ankara, 2 (a.a.) Riyaseti Cumhur Umumî Kâtibliğinden: Kabotajın ytldönümü münasebetile resmî ve hususî zevat ve kurumlardan aldıkları tebriklerden çok mütehassis olan Reisicumhur İsmet İnönü teşekkür ve mukabil tebriklerinin iblâğına Anadolu ajansını memur etmişlerdir. Şark vilâyetlerinde yapılan köprüler Uç büyük köprünün inşaatı bitti Lord Halifaks tarafından birkaç gün evvel söylenen sözleri teyid etmiş ve ez cümle demiştir ki: « Bugünkü beynelmilel vaziyet karşısında İngiliz İmparatorluğunun teslihatını artırmak mecburiyetinde bulunuyo ruz. İngiliz hükumeti ve milleti bu sahada kendisine terettüb eden vazifeyi ifa etmiş bulunmaktadırlar. Bugünün şart lan, harb takdirinde sivil ahaliyi de tehlikeye maruz bıraktığı cihetle, cephe gerisindeki halkın müdafaasını da temin için sizden yeni fedakârlıklar taleb ettik. İngiliz milleti, hükumetin davetine icabet ettiğinden, kısa bir müddet zarfında bir milyon bes yüz bin kişilik gönüllü teşkilâtı vücude getirmeğe muvaffak olduk. Bu netice İngiliz hükumeti ve milleti için mucibi iftihardır.» İstatistik Umum müdürlüğü, en son yapılan nüfus sayımının neticelerine aid grafiklerle dolu güzel bir mecmua neşretti. Bu mecmua baştanbaşa tetkike değer bir eserdir. İçinde nüfusun gerek artma nispetlerini, gerek dağılma ve yayılma sahalarını gösterir malumat bulunduğu gibi bu nüfusun aile, iş, milliyet, din bakımiarından umumî ahvallerıni ve mukayeselerini gösterir levhalar vardır. İki muhtelif sayım arasmda Türkiye nüfusunun artma hareketlerini gösteren haritalar tetkik edildiği zaman görülüyor ki, yedi sene içinde Türkiyenin nüfuslu sahalannda insanlar birdenbire çoğalmış, nüfussuz şark vilâyetlerinde de buralarda nüfus mevcud olduğunu gösterir bir kesafet husule gelmiştir. Bu mecmuada neşredilen istatistiklerin esaslı bir tahlili ve bunlardan alınacak neticelerin tetkik ve mukayesesi başlıbaşına ayrı ve uzun bir m evzudur. Bu makalede yalnız nüfusun artma hareketleri üzerinde duracağız. Evet, Türkiye nüfusu artıyor. Bunu anlamak için zaten bu istatistiklere bakmaya bile lüzum yok, onu her yerde ve bilhassa köylerde görüyoruz. Hele bu köyler, meselâ garbî Anadolunun, iktısadî valrık bakımından diğer taraflara nispetle daha yüksek ve uyanıklık bakımm dan da ilerlemiş sahalarındaki köyler olursa! Harb ve mücadele senelerini takib eden zamanlarda bu köylere girenler, oralarda hareket ve cıvıltı olarak, yalnız köy sokaklarında, hayvan fışkıları içinde arpa taneleri arayan serçe kuşlarının «pırr! pırr!» uçuşan hareketlerile cıvıltılarını duyarlardı. Bugün bu köylere giriveriniz: Sokaklar, küçük Ahmed ve küçük Mehmedlerle, küçük Ayşe ve küçük Fatmalarla doludur. Bir kısmı, daha şimdiden öküz gütme, koyun bekleme yaşına bile gelmiş, bir kısmı evde anasına yardım edecek, süt sağacak, bakraç taşıyacak hale girmiş olan bu küçükler nesli, büyüklerin arkasından, Türk topraklarını işlemek ve şenlendirmek üzere, kalabalık bir kütle halinde cıvıldaşıp duruyorlar! muhtac oldukça köylü çocuğu sevecek ve bir köy evinin iktısadî kudreti o evin içindeki nüfusla mepsuten mütenasib oldukça köylü koca ile köylü karı nüfus istihsalinde devam edecekler. Tabiatin bu tesirinı inkâra mahal olmamakla beraber, Türk köylüsünün kuvvetli bir aile duygusuna sahib olması ve nüfus istihsali işinde, gaileden fırsat buldukça, hiç geri kalmaması bizim için çok ferah verici bir müşahededir. Şehirlerdeki vaziyeti biliyoruz. Şehrin büyüklüğüne ve küçüklüğüne, oradaki nüfusun iktısadî şartlarına ve nihayet terbiye ve içtimaî vasıflarına göre, derece derece, şehir, nüfus istihsali bakımından tembeldir. Çocuk yapmamak, yahud, mümkün olduğu kadar az yapmak üzere doktordan doktora ilâc arayanlar, ku laktan kulağa usul öğrenelner, yerine ve şartlarına göre, şehirlerde artmakta devam ediyor. Bugün, evli gencler arasmda çocuk olacak diye ödü kopan genc kadınlar, yahud kansında geciken analık duygularının kuvvetle kendisini hissettirmeğe başlaması üzerine, suratını asan ve dudaklarını buruşturan kocalar, maalesef, artık nadir değildir. Bununla beraber, onlarm millete karşı işledikleri günahları öbür taraftan, köylü, kendi gayretile bol bol ödüyor. Sade köylü değil, kasabanın iyi aileleri, şehirlerin henüz aile duygusunu kuvvetle muhafaza eden unsurları da bu işte gayretten geri durmuyor. *** Kralın mesajt Başvekil Çemberlayn bu vesile ile Kralın bir mesajını okumuştur. Mesaj şu satırları ihtiva etmektedir: « Gönüllü teşkilâtına iltihak eden İngiliz milletini tebrık ederim. Ayni zamanda hükumetin davetine derhal ica bet etmek suretile vatanın müdafaasmdd kendilerine terettüb eden vazifeleri ifa eden kur'a ve ihtiyat kıtaatına da ayrıca teşekkür etmek isterim. İngiliz milletinin tehlikeye karşı lâkayd olduğu söyleniyor. Halbuki, son hâ diseler bu iddianın doğru olmadığını filen meydana çıkarmıştır. İngiliz milleti belki geç harekete geçer, fakat bir defa karar verdikten sonra, takıb edilen hedef elde edilmedikçe mücadeleyi terketmez. İn giliz milleti bugün kararmı vermiş bulunuyor ve İmparatorluğun müdafaası için herşeyi yapacaktır.» Elâzığ, 2 (a.a.) Cumhuriyet hükumetinin şarkta yaptırmakta olduğu üç mühim köprünün inşaatı tamamlanmıştır. Bunlar Pertek . Polu yolları üzerinde Alışan ve Gülüskür, Hozad yolunda Sin^eç, Keban yolunda Çıpsuyu köprüleridir. Eski devirlerde yolsuzluk ve köprüsüzlüğün çok acısını çekmiş olan Elâzığ ve havalisi halkı Cumhuriyet idaresinin ve onun nafiasının vücude getirdiği bu eserlerden dolayı çok sevinc içerisinde büyüklerimize ve Millî Şefimize karşı derin bağlılıklarını kalbden gelen duygularla bir defa daha izhar etmektedirler. Bu köprülerin açılma törenleri önümüzdeki hafta umumî müfettiş General Alpdoğan tarafından yapılacaktır. izmirde ziraî mücadele İzmir 2 (a.a.) Burnova ziraat mücadele istasyonu havalann fazla sıcaklığı dolayısile artık göztaşı kullanmamalarını, yalnız kükürt kullanmaya devam etmelerini bir beyanname ile bağcılara bildrimektedir. «Vaziyet vahim ve tehlikelidir» Bugünkü Mecliste Ankara 2 (Telefonla) Mahsus bir kanunla devletten bir hak temin eden veya sermayesinden yansmdan fazlası devlete aid olan banka veya müesseseler memurlarmın maaş ve ücretleri ve hizmete giriş ve terfi usulleri hakkındaki kanun lâyihasımn ikinci müzakeresi Meclisin yarınki (bugünkü) toplantı sında yapılacaktır. Askerî ceza kanununun 198 inci maddesinin değiştirilmesi hakkmda, askerî muhakeme usulü kanununun 3 ve 30 uncu maddelerine birer fıkra eklenmesi hakkmda ve askerî ceza kanununun 47 nci maddesinin değiştirilmesi hakkındaki kanun lâyihaları da Meclisin ya rmki (bugünkü) ruznamesindedir. Türkiye Estonya arasındaki ticaret ve klering anlaşmalarının ve müzeyye lâtmın tasdikma dair lâyiha yann görüşülecek, Devlet Şurasmda açık bulunan birinci daire reisliğile üç azalık için de intihab yapılacaktır. Edirnede turist oteli Son derece vahim ve tehlikeli anlar Edirne 2 (a.a.) Yeni yapılacak olan yaşıyoruz. İngiliz milleti sulhperverdir ve turist otelinin plânı tasdikten geçmiş ve kimse ile kavga etmek istemiyor. Fakat arazi üzerindeki etüdlere hemen başlan gerek doğrudan doğruya bize, gerekse mıştır. garanti vermiş olduğumuz memleketlere Samsunda diploma tevzii karşı herhangi bir tecavüze teşebbüs edimerasimi lecek olursa, var kuvvetimizi terazinin Samsun 2 (a.a.) Merkezdeki 12 gözüne atmaya azmetmiş bulunuyoruz. ilk okulu bitiren 216 kız, 360 erkek ta Çok kuvvetli olan deniz, hava ve kara lebeye diplomaîarı merasimle dağıtılmış ordulanmıza güveniyoruz.» tiT. Bunun akabinde yavrular tabur ha Bir Alman gazetesi Lord Halinde Atatürk anıtma giderek çelenk koylifaksa cevab veriyor muşlar, sokakları dolduran halkın alkışBerlin, 2 (a.a.) «İhata ve tahaklan arasmda ve neş'e içinde yavrukr yuküm» başlığı altmda Berliner Boersen valarına dönmüşlerdir. Zeitung'un diplomatik muharriri, Lord Halifaks'ın son günlerde söylediği nutuklan cerhetmeğe çalışmakta ve şöyle İzmir 2 (a.a.) Fuar sahasmda yapılmakta olan daimî sergi sarayı inşaatına yazmaktadır: büyük bir hız veriimiştir. Müteahhid, in«Söylediği nutkun, bıraktığı tesir, Lord şaatı ikmal için geceleri de amele çahş Halifaks'ı inkisara uğratacaktır. Fakat tırmaktadır. Bu sahadaki bütün inşaat maalesef hatib, başka bir sahada muvaftemmuz sonuna kadar ikmal edilmiş bu fak olmuştur Filhakika Polonyalılar Lord lunacaktır. İsviçre hükumeti de fuar ko Halifaks'ın nutkunu Danzig'in sulhan Almitesine müracaatle iştirak şartlarını sor manyaya avdetine mâni olmak, Polonmuştur. İştirak takdirinde fuarda îsviçre yada Almanhğı iade etmek ve İngiliziçin de güzel bir paviyon hazırlanacakt'r. erin kendilerine verdiği serbestçe hareket Trakya umumî müfettişi etmek salâhiyetini kullanmak için bir teşEdirne 2 (a.a.) On beş gündenbe vik mahiyetinde telâkki etmektedirler. ri bölge dahilinde teftişte bulunan ve bu Polonyalılar, bundan başka İngilizlerin akşam Edirneye avdet eden Umumî Mü himayesi altında bazı taleblerde bulunfettiş her yerde gördüğü çok dikkat'i ve mağa da başlamışlardır. Çünkü onlar, verimli çalışmalarından memnuniyetle yeni sulh muahedesinde Versailles konferansında bıle kendilerine verılmyıen geniş jahsetmektedir. hududlar elde edeceklerine kanidirler.» Bu yıl Trakyanın toprakları ve hayvanNetice olarak bu gazete, Lord Haliar: için bolluk ve bereket yıhdır. Genefaks ve Churchill tarafından söylenen nural Kâzım Dirik her yerde halkı dinlemiş ve dilek sahiblerini memnun edecek ted tukların, gerginliği izale edecek mahiyette olmadığını kaydetmektedir. birler almıştır. M. Çemberlayn, yüzbinlerce halk tarafından şiddetle alkışlanan bu mesaj dan sonra nutkuna devamla demiştir ki: « Hükümdarrmızm sözlerine ilâve edeceğim birşey yoktur. Sadece mühim bir noktayı bilhassa tebarüz ettirmek is terim. Fuar hazırlığı Mektebi olan, ilerlemiş, evinin adedi yüzü, yüz elliyi geçmiş bir köye giriniz. Mekteb zamanı geldi mi, yeni yapılmış bir binanın avlusunda bu cıvıltının bir ses kaynaşması halinde son dereceye geldiğini görürsünüz: Her ev için vasatî olarak, en az iki çocuk sayabilirsiniz ki bunlar artık mektebe gidecek yaşlara gelmiş bulunuyorlar. Eğer beş sınıflı mektebi olan büyükçe bir köye girerek orada mektebin başmuallimile konuşacak olursaİstatistik idaresinin neşrettiği hesablara nız size haber verir ki mektebin üç sınıfınbir de bu bakımdan bakacak olursak göda üç çocuğu okuyan aileler vardır! Demek ki Türkiye nüfuslanıyor, nü rürüz ki, bütün bu kötü unsurun son zamanlarda göze çarpacak dereceye gelmiş fusu artıyor. olmasına rağmen, telâş edecek ve korkaEvet, hiç şüphe yok, nüfus artıyor, cak birşey yoktur. Türkler kâfi derecede Türk milleti çoğalıyor. Bu istihsal işıni evleniyolar. O gözümüze çarpan kötü de biz köye borcluyuz, köylüye... Türki unsur, henüz memleketin muhtelif tabayeye buğdayı veren, Türk milletinin muh kaları arasmda o kadar küçük ve ehemtac olduğu bütün yiyecek ve iptidaî mad miyetsiz bir zümredir ki onun varlığı hiç deleri kendi kollarınm kuvvetlerile temin bir suretle bizi endişeye düşüremez. Hulâsa, Türkler, eski vasıflarını mueden köy, ayni zamanda Türkiyeye tek muhtac olduğu nüfus istihsalini de ihmal hafaza ediyorlar: Aileyi seviyorlar, evleetmiyor. Köylü erkekler ve köylü kadın niyorlar, ve çocuk yetiştiriyorlar. Bize Iar, ayni zamanda evi, aileyi ve çocuğu bunları gösteren son tahririn verdiği netida seviyor. Biz şehirliler ve münevverler, celerdir. Fakat, son tahrirdenberi, Türkigemiyi duvarda ve suyu bardakta seven yenin muhtelif taraflarında ve bilhassa ler gibi, nüfusu da kitabda, rakamda, is her köy sahalannda nüfus artma harekettatistikte severiz. Çocuk sahibi olmak, nü lerine dikkat edenler, görmüşlerdir ki, fus müstahsili olmak lâzım geldi mi, onu önümüzdeki sayım esnasında artma nispebaşkalarına bırakmayı tercih ederiz. Köy tinin daha da ileri gideceâi muhakkaktır. lüye gelince, o her nevi mahsulü sevmek Cünkü sulh devri genişledikçe, uzadıkça te olduğu gıbı, insan mahsulünü ve doğru Türk köyünde kalkınma hareketi, Türk dan doğruya kendinden olan evlâd mah sehrinde teraküm kuvveti de beraber ileri sulünü eskisi gibi sevmekte devam ediyor. gidivor. Bu hareketin, nüfus artması üzeBelki bunda tabiatin ve işin de tesiri var: rinde mühim bir tesir yaptığmda şüphe Köyün etrafını geniş ve tenha ufuklarla yoktur. H. BÎLECEN çeviren tabiat, mahsul vermek için kola Evlenme bahsine gelince, buna karşı yan çizen bir nesil üremekte olduğu muhakkaktır. Yeni hayatın şehirlerimizde evlenme fikirlerine karşı bir lâkaydî uyandırdığını esefle görüyoruz. Şehirde hayatın güçleşmesi, şehirde ihtiyacın artması, nihayet şehirde erkekle kadın arasmda içtimaî münasebetlerin kolaylaşması yeni gelen nesil içinde ve bilhassa delikanhlar arasında izdivaca karşı bir lâkaydhk ve hatta aleyhtarlık uyandırdı. Şimdi artık, aramızda «Evlenmek mi? Maazallah!» diyen, yahud da «kafamı kesseniz beni evlendiremezsiniz!» diye, iftiharla göğüslerini kabartmaktan utanmıyanlar vardır. Bunlar, içinde yaşadıkları cemiyete ve mensub oldukları millete karşı bir nüfus borcları olduğunu kabul etmiyen, cemiyet içinde ahlâk bozguncusu olaTak yaşamak ıstedıklerini ilândan çekinmiyen ve cemiyet içinde bu bakımdan tufeylî olarak geçinmekten sıkılmıyan unsurlardır. Fakat, ne yapalım, medeniyetin iyi taraflarını olduğu kadar bu kötü taraflarını da kabul etmeğe mecbururz. Sinobda deniz bayramı Sinob 2 (a.a.) Deniz bayramı münasebetile dün gece Sinob limanında bir fener alayı yapılmıştır. Limanda bu lunmakta olan bütün deniz vasıtaları nın iştirak ettiği bu fener alayı çok muhteşem olmuş ve geç vakitlere kadar sürmüştür. Yunan devlet bankası müdü Çekyadaki Alman askerlerinin vaziyeti f ena rü istifa etti Prag 2 (a.a.) Bohemya ve Moravya'ya gönderilen kıt'alarm hiç olmazsa bu havalide altı ay kalmaları hakkmda Hitler tarafından veri'en karara rağmen Von Neurath'm muhafız kıt'ası üç ay kaldıktan sonra bugün Prag'dan ayrıla caktır. Von Neurath'ın etrafında bulunanlar, Çeklerin hasmane tavırları karşısında Almanyadan gönderilen kıt'alarm maneviyatı bozulduğu için bunlarm başka bir mahalle nakilleri lâzım geldiğini söyle mektedirler. Von Neurath'ı muhafaza etmek üzere Brezilyanın bir kararı bugün Almanyadan yeni bir kıt'anın gelRio de Janeiro 2 (a.a.) Riode mesi beklenmektedir. Janeiro belediyesi muhtelif servislerde ça Geredede şiddetli yağmurlar lışan iki bin ecnebinin tabiyetlerini değiş Gerede, 2 (a.a.) Bugün 14 te yatirmek üzere bir istida ile müracaat etme ğan şiddetli yağmurlardan kasabanın helerine karar vermiştir. Müracaat etmiyen men yarısı bir müddet su altında kalmıştır. Maamafih hasarat yoktur. Icr, işlerinden çıkarılacaklardır. Atina, 2 (a.a.) Atina ajansı bildiriyor: Devlet Emisyon Bankası genel direktörü Tsuderos, ailevî mahiyeUe hususî sebebler dolayısile istifa etmiştir. Vekâleten genel direktörlüğe tayin edilen geı.el direktör muavini Barbaresso3, bu istifa hakkında demiştir ki: « Tsuderos'un istifasınm devlet maliyesile hiçbir alâkası yoktur. Bütün malî mesail üzerinde banka ile hükumet daima tam mutabakat halinde bulunmuştur. Bugün de ayni mutabakat mevcuddur. Giresunda Giresun, 2 (a.a.) Kabotaj hakkınm Türk bayrağma geçtiği günün yıldönümü dün burada çoşkun bir şekilde kutlulanmıştır. Gündüz yapılan merasim ve deniz yarışlarından sonra gece de denizde bütün deniz vasıtalarının iştirak ettiği bir feneralayı yapılmıştır. Bandonun da iştirak ettiği bu fener alayı halk tarafından zevk ve neş'e içinde takib olunmuştur. Denizcilerimizin bu güzel günü şerefine Küçükyalı parkmda da muhtelif eğlenceler tertib edilmiş ve günün büyük manasını ifade eden heyecanh nutuklar söylenmiştir. İzmirde daimî sergi sarayı İzmir 2 (a.a.) Fuar sahasmda yapılmakta olan daimî sergi sarayı inşaatına büyük bir hız verilmiştir. Müteahhid, inşaatı ikmal için geceleri de amele ça lıştırmkatadır. Bu sahadaki bütün inşaat temmuz sonuna kadar ikmal edilmiş bulunacaktır. îsviçre hükumeti de fuar komitesine müracaatle iştirak şartlarını sormuştur. İştirak takdirinde fuarda İsviçre için de güzel bir paviyon hazırlanacaktır. tngiliz hükümdarları Mısıra gidecek Londra 2 (a.a.) «Sunday Express» gazetesinin Londra diplomatik meha fillerinden aldığı malumata atfen bil dirdiğine göre, İneiliz Kral ve Kraliçe sinin önümüzdeki sene baiangıcmda Mısırı ziyaret etmerleri pek muhte meldir. Muazzam bir tayyare Marignane 2 (a.a.) 35,000 beygır kuvvetinde ve 20 ton ağırlığında 4 mo törlü yeni tip bir tayyarenin tecrübelerine başlanmıştır. Tayyare, Atlantiğin şima linden geçmek üzere kullanılacaktır. Tecrübelere bugün de devam edileck ve tay yarenin sıkleti, azamî 24 tona çıkarıla cakîır. Nobel mükâfatı Albany 2 (a.a.) Burada toplanan Polonya kulübleri kongresi, nobel sulh mükâfatmm Amerika Birleşik Devlet leri reisi Franklin Ruzvelt'e verilmesini ileri sürmüş ve bu hususta bir taleb Norveçe gönderilmiştir. Theodore Ruzvelt'in* 1907 de W. Wilson'un 1919 sulh nobel rr'"kâfatını almış olduklarını ha tırlardadır. Sinobda faydalı yağmurlar Sinob 2 (a.a.) Vaktinde yağan yağmurlar her cins mahsulâta çok faydalı olmuştur. Her yıldan daha bereketli istihsal edilen buğday mahsulü biçilerek harman yerlerine yığılmıştır. Mısır ve tütün mahsulü de çok iyi şartlar içinde neşvünema bulmaktadır. Bu yıl, köylümüze bir bollk yılı olacaktır.