29 Haziran 1939 CUMHURÎYET SON HABER Hâdiseler arasında Hayat sahası edir bu hayat sahası? Gören, bilen, çakan varsa lutfen bana da anlatsın. Mihverin gazetelerindeki tariflerden, hele bunlarm tercümelerinin tercümesinden bir mana çıkarmak mümkün değil. Hayat sahası, içine sahibinden başkasının eli girmiyen bir pantalon cebi midir? Bütün emniyet ve istismar şartlarına göre hududları çizilmiş bir nevi malikâne mi, çiftlik mi? İçinde mihvere yan bakan gözlerin kurşunla delineceği bir dehşet sahası mi, nedir? İki şıktan biri: Bu, ya bir müdafaa, yahud da istismar ve istilâ sahasıdır. Birincisinin manası yok; ikincisi İ3e, bal gibi, müstemleke tipinin, Afrikalılardan ve Asyalılardan daha şuurlu ve uyanık bazı Avrupa milletlerine yutturulmak istenen yeni modeli. Müdafaa sahası şunun için manasız ki, içine giren milletleri mihver cenablarınin bekçisi vaziyetine sokuyor. Biyoloji söyler ki bir dirinin kudreti, verebileceği ziyan niapetindedir. Milletler için de öyle. Zarar verme kabiliyetinden tecrid edilmiş bir memleket, ölü değilse esir, esir değilse bir yarı buçuk müstemlekedir. Kendisini geniş bir hayat sahası içinde müdafaa etmek istiyen memleket, hududlarını o saha kadar genişletmek hırsmı ilân etmiş olur: Çünkü müdafaa millî hududu aştığı zaman tecavüz başlar. Hayat sahası, Ondokuzuncu asırdakj müstemleke modellerinin bir tekâmülünden başka birşey değilse, yenilik yalnız adındadır. Avrupada kendilerine şerefli bir tarih yapmış milletlerden hiçbiri bu tabirin kapanına düşmiyeceklerdir. Bir tek namuslu tarif kalıyor: Hayat sahası, müsavi şartlarla birbirlerinin emniyetini ve menfaatini gözeten milletlerin tesanüd sahasıdır. Aralarında karşılıklı yardım ve tecavüzsüzlük anlaşması yapılmıştır. O zaman da buna «dostluk sahası», «tesanüd sahası», «antant sahası» gibi, açık izahına diplomasi tarihinde kolayca tesadüf edilebilecek isimler verilebilirdi. «Hayatî vital» denince karşılık prensipi ortadan kalkıyor, yalnız mihverin hayatı murad edilmiş oluyor ve bu saha, içine giren milletler için bir «ölüm sahası» halini alıyor. Hele ÇekoSlovakya ve Arnavudluk misallerinden sonra. Hayat sahasından maksad, bir dostluk, tesanüd, anlaşma, uzlaşma, filân, falan sahası ise, bu iyi niyeti gözönüne koymak için, o karanlık tabire kıymakla işe başlamak ister. Velâkin, totaliter dayılarm ne sözlerinde, ne jestlerinde henüz böyle bir niyetin samimî belirtilerini görmüş değiliz. Cemiyet Etüdleri Bitaraflık kanunu Amerika Meb'usan meclisi, kanunun müzakeresine dün basladı Vaşington 28 (a.a.) Meb'usan 4 Eşyalar Amerikadan ihrac edilmeclisi, Hariciye encümeni tarafından meden evvel tasarruf senedleri ecnebiler tevdi edilen bitaraflık kanunu projesınin namına devrediiecektir. müzakeresine başlanmıştır. 5 Reisicumhur muhariblerin ihti Projede derpiş edilen noktalar şunlar yacları için toplanacak iane miktarlannı dır: neşredecektir. 1 Harb zuhurunda «Amerikanm 6 Bitaraflık kanunu, Cenubî Ameemniyetini veya sulhu muhafaza etmek, rika cumhuriyetleri hakkmda tatbik edilyahud da Amerika vatandaşlannın ha miyecektir. yatını korumak» için lüzum göru i Kanun, silâh ihracatı müsaadenameletakdırde Reısıcumhur, muharıb devletlerinin istihsali için mer î olan nizamnamerin kimler olduğunu tayin edecektir. leri teyid edecektir. 2 O andan itibaren Amerika vaYeni metinde kanun, muhariblere her tandaşlarının o devletlere aid vapurlarda nevi eşya, cepane ve harb malzemesi saseyahat etmeleri menedilecektir. 3 Muharib devletlerin kimler ol tılmasına tnüsaade etmektedir. duğu ılân edılmesini müteakıb bu dev Bitaraflık kanununun müzakereleri letlenn hükumetlerıne kredi açılrnası veVaşington 28 (a.a.) Bitaraflık ya bunlarla esham ve tahvilât alım satım kanununun tadili hakkmda yapılan ilk muameleleri yapılması menedilecektir. giin müzakereleri az hararetli olmuş, yalYalnız bu hükumetlere kısa vadeli ticaret nız projeyi vücude getiren Bloom ile üç kredileri açılabilecektir ki bunlar da her cumhuriyetçi söz almıştır. Corbett Fish üç ayda bır Reısıcumhur tarafından ilân projenin aleyhinde bulunmuştur. edilecektir. Kanuna muğayir hareket Meclis bugün, tadil tekliflerile esas edenlere 50,000 dolar para cezası veya kanun hakkmda reye müracaatten önce, hapis cezası verilebilecektir. müzakereye devam edecektir. ' •'»ıniHiııminillllllllllllllllllllllinillllllllllllüllllNIIIIIIIIIIUiıııiMimıı., Fransada radikalizm Yazan: ZİYAEDDİN FAHRt Bu sene içinde, Fransız sosyalist fırkasının muhtelif hiziblere ayrılmasına, ide oloji ve sınıf vahdetsizliğınin neticesi olan bir buhrana düşmesine şahid olduk. Aynı zamanda radikal sosyalist fırkanın kuvvetlenmesi, hatta Fransaya hâs bir nevi muvakkat adeta parlımanter diyeceğimizbir dıktatörlük tesis eylemesi hâdisesi karşısında kaldık. 1936 da «Halk cephesi» ismi altında, komünistlerin de dahil olduğu geniş bir cephe teşkil eden bu iki fırkadan birinin buhranını, diğerinin zaferini nasıl izah etmeli? Fırka hareketlerını, istinad ettikleri sınıf şeniyetlerindeki isti haleler ev temayüllerle, izahtan pek hoşlanan realist bir sosyoloji için bu suaîin cevabı çok güç değildir. Son zamanlarda, haricî siyasetin münhanisindeki iğrilme ve yükselmelerin de tesirile, vaziyeti kuvvetlenen radikal sosyalist fırkasinın şefleri ve mütefekkirleri fırsat düştükçe bu zafere işaret etmektedirler. Fırka şef ve mümessillerinin bizce pek ehemmiyeti olmı yan işaretlerini bir tarafa bırakarak radikal sosyalist mütefekkır ve sosyologlann düşüncelerinden birkaçma temas etmeği faydasız bulmuyoruz. Bugünkü Fransız fırkalannın teşekkül itibarile ilk başlangıcını teşkil eden 1871 deki «Cumhuriyetçi fırka» bilâhare İngiltereden gelen «radikal» kelimesini, daha sonra 1880 de de «sosyalist» sıfatını benimsemişti. Fakat zaman, bu «radikal» kelimesine sonradan başka mana verdi: Çünkü 1900 den sonra sol bakımından asıl radikalizm, sosyaîistlere, 1919 cîan sonra da komünistlere geçtiği halde, adeta «mutedil» manasını alan bir «radikal» tabiri, artık siyasî bir ıstılah halinde radikal sosyalistlerin adını teşkil etmekte devam etti. O kadar ki bugün radikal denince akla gelen fırka, hakikatte telâkki itibarile radikal değil, bilâkis mutedil blr fırka tipidir. Fırkanın liderlerinden Maurice Sarraut'nun 1927 de Revue de Paris'de neşretiği bir tetkikte dediği gibi: «Sosyalistler, cemiyeti bir büyücü değneğile değiştirmek sevdasında iken, radikaller, bilâkis terakkinin daima ağır olduğunu gözönüne alırlar. Sosyalistler ecirliğin ilgasmı rasgele isterken radikaller, istihsalin idaresine ve kârına amelenin iştirakini temin edecek bir seri ıslahatla bu işin ağır ağır başarılabileceği kanaatindedirler.» Fakat bu itidalci seciyeyi ArchimbauJnun son çıkan bir eserinde olduğu kadar hiçbir yerde güzel ve etraflı tasvir edilmiş görmüyoruz. Bu radikal sosyalist mütefekkire göre radikalizm, Fransız seciyesinin ta kendisidir. Çünkü radikal düşünen bir kimse «hadisatın cereyanına zıd hiçbir şey düsünmez.» Bu ise akli selimle mücehhez Fransızın ezelî mantığını teşkil etmektedir. Bir Türk için fazlaca gururlu ve sübjektif olan bu gibi hükümleri bir tarafa bırakarak Fransız radikalizminin bugün gerek dahilî siyasette, gerek haricî siya sette kazandığı itibarı ve elde ettiği mevkii izah etmek istediğimiz takdirde karşımıza radikal sosyalist fırkasinın istinad ettiği içtimaî sınıfın vahderi çıkıyor. Bu sınıf, «orta» sıfatı ile yâdedilen içtimaî zümre ve tabakaların yekununu teşkil eder. Bir müelhfe göre o, «tasarruf, nizam, çalışma zihniyetine malik insanların topuna birden» verilen isimdir. Bu zihniyeti kimlerde görüyoruz? Evvelâ küçük zanaat erbabı, umumiyetle tüccarlar, küçük irad sahibleri, sonra fikir hürriyetlerini satmaksızın çalışan serbest meslek erbabı, ihtiyat akçesi bulunan ve sendikalara bağlı olnmyan memurlar, nıhayet bir dereceye kadar, bilhasas sosyalist ve komünist ideolojileri kendi mülkiyet ve toprak endişeleri için hayırlı saymıyan köylü tabakası ilâh.. seciyelerini gösterdiğimiz zihniyeti taşımaktadırlar. Bunlar, Karl Marx'm lisanile, ne istihsal vasıtalarına malik o'.anlar, ne de onlardan büsbütün mahrum bulunanlardır. Hakikatte «orta sınıf», marxistlerin, tahayyül ettikleri ütopya nm tahakkukuna engel olan ve her pahaya kalkması elzem bulunan zümrelerin mecmuudur. rak, orta sınıfı düşünmek için bir an te vakkuf ettiler. Bu tevakkuf, Halk cephesinin tedricî kırılması demekti. Radikalizm, zâhiren kapitalistin elinde bulunan, hakikatte bütün bir orta sınıfın alınter: bedeli ve tasarruf, nizam sevgisinin eseri olan sermayeye büsbütün lâkayd kalamazdı. Zaten sermaye, yavaş yavaş memleketi terketmeğe de başlamıştı. Nihayet haricî siyasetin ibresinde görülen ve mülî müdafaa sebeblerini düşündürten sarsıntı da, muhtelif saiklerle, orta smıfı himaye 'şini kendihğmden mecburî kılıyordu. îşte geçen senedenberi Fransız radikalizminin kuvvetlenmeğe baslamasını icab ettiren sınıfî vaziyet bundan ibarettir. Bir kısım sol mütefekkirler, Fransız radikallerini prensipsizlikle itham ederler. Niçin? Çünkü radikaller vakit vakit sağ ve so! fırkalarla birleşirler, zaman zaman dahü oldukları fırka ve cephe anlasmalarıni terkederler. Bu hal, yekden bir prensipsizlik gibi görünür. Fakat yakından tetkik olunursa bu prensipsizliğin kendisinin bir prensip teşkil ettiği anlaşılacaktır. Çünkü radikalizm, ne sağ gibi tebellür etmiş, muayyen hallerin muhafazası esasını, ne de sol gibi ileride tahakkuk edecek muhtemel haller peşinde koşulması fikrini güder. Radikalizmin gözönünde tuttuğu şeniyet bir radikal sosyologun tabirile, «istihale halinde olan içtimaî şeniyet» tir. Bu şeniyet, bir gün sağ unsurlarla elbirliğ: edilmesini emredebilir: O zaman radikaller, bir kısım sağlarla birleşmekte mahzur görmezler. Ayni şeniyet bir başka zaman sol unsurlarla iş beraberliği yapılmasını telkin eyliyebilir: O vakit de radikaller, sollarla, hatta en uc sollarla, yani komünistlerle bile birleşirler. Gaye, istihale halinde olan «içtimaî şeniyet» in istihalesini kolaylaştırmaktır. Bütün mesele radikallerin, vakit vakit sağları ve soîlan, kendi siyasî gayeleri için adeta istismar etmelerinde toplanmaktadır. Radikallerin, sosyalistlerin, komünistlerin vücude getirdiği, «Halk cephesi» nin, geçenlerde kınldığı malumdur. Bir defa komüni'tler cepheden tamamıîe ayrıîmıslardır. Sosyalistlerle radikallerin bağlılığı ise pek ciddî ve devamlı değildir. Zaten radikalleT böyle bir bağhlığa lâ " zım gelen ehemmiyeti de atfetmemekte dirler: Parlamentonun talikı, fevkalâde salâhiyetlerin almması, millî müdafaa sanayiile alâkadar müesseseler için kırk saat çalışma prensipinin bozulması... gibi icraat sosyaîistlere rağmen cereyan etmekte dir. Buna mukabil, «Halk cephesi» siyasetinin neticesinde memleketi terkeden sermaye, yeniden Fransaya dönüyor: Radikal sosyalist kabinenin yaptığı millî müdafaa istıkrazı, beklendığinden çok fazla rağbet görmekte. yaklaşan intihab zama nının icabmda radikal soyaslıstlerce taikı imkânları bile araştırılmaktadır. Bu günkü vaziyette denebilir ki radikal sosyalist fırka, adeta bir memleket fırkası halini almıştır. Bu muzaffer vaziyetin daha nekadar devam edebileceği noktasmı, Fransaya aid içtimaî realitelerin izahını aşan biı cemiyet felsefesine bırakalım ve yalnız şu noktaya işaretle iktifa edelim: Fransız radikal sosyalistleri, prensipleri kendi doktrinlerinde tecessüm eden ve yaşıyan Fransız İhtilâlınin 1939 senesine isabet eyliyen 150 nci yıldönümile, iakobenizmin devamı addettikleri radikal firkanm böyle bir yıldönümünde iktisab ettiği siyasî kudret ve faikiyeti karsılastır maktan ve mukayese etmekten derin ve tarihi bir haz duymaktadırlar. Harb tehlikesi Çurçil mühim bir nutuk söyledi «Gerginlik bu aylarda son haddine varacaktır» M. Çurçil Londra 28 (a.a.) Wınston Churchill, bır nutuk ixad ederek ezcümle, temrruz, ağustos ve eylul aylarının Avrupadakı gergmlığın son haddme varacağı aylar olarak telâkki edılmesi lâzım gelmekte olduğunu beyan etmiştir. Hatib, geçen seneki vaziyetle bu se neki vaziyet arasında büyük bir ben zerlik bulunduğunu. yalnız bu sene geri çekilmek yollan bulunmamak gibi fark mevcud olduğunu söylemiştir. Hatib, şu suretle devam etmiştir: « Harb olacaktır, diyemem. Ancak sadece Almanyanın hazırlıklarına ve Alman hükumetinin kontrolu altında bulunan Alman gazetelerinin edasına ve nazi liderlerinin nutuklanna bakılacak olursa, ancak aşağıdaki netice ıstıhrac olunabilir: En kötü şey, vukua gelecek, hem de pek yakında vukua gelecek.. Hitler'e, memleketini müthiş bir meçhule atmadan evvel iyice düşünmesini söylemek isterdim. Hıtleri, İngılız İm paratorluğunun sabrı tükenmiş olduğuna ikna edebilmek isterdim.» Rumen Başvekili 4000 Alman zabiti bir nutuk söyledi Danzige gitti «Biz, her türlü iş birliğini kabul edeceğiz * Bükreş 28 (a.a.) Başvekil Calinesco bugün meb'usan meclisinde beyanatts. bulunarak Rumanyanın enternaiyonal vaziyetini tasrih etmiştir. Calinesco, Rumanyanın hiç kimseden hiçbir şev istemediğini ve fakat bugün elde bulundurduğunu tamanrle muha fazaya kat'iyyen azmetmiş olduğunu söylemiş ve demiştir ki: « Her nereden gelirse gelsin, iş birlıği tekliflerini Rumanya memnuniyetle kabul edecektir. Alman Rumen ti caret anlaşmasını işte bu suretle tefsir etmek lâzımdır.» Calinesco, mıllî müdafaadan bahsederek son üç ay içinde ecnebi memleketlere 26 milyar leylik harb teçhizatı siparişi verıldığini bildirdıkten sonra ekalliyetler meselesınin münhasıran dahüî bir mesele olduğunda ısrar etmiş ve bu meselenin iktısadî, içtimaî ve harsî saha larda bazı ıslahat ile halledileccğini bildırmiştir Bu zabitler, gönüllü teşkilâtına girecekler Londra 28 (Hususî) Varşovadan bildirildiğme göre, Danzig gönüllü teşkilâtına girmek üzere 4000 Alman zabiti şarkî Prusyadan Danzig'e girmiştır. Danzig polisine gaz maskeleri dağıtılmış ve Alman muallimlerine yaz tati linde serbest şehirden aynlmamal«rı emredilmiştir Bir kaçakçı şebekesi hakkındaki tahkikat Bundan bir müddet evvel İstanbul Gümrük Başmüdürlüğüne çok mühim bir kaçakçıhk ihbarında bulunulmuş ve derhal işe vaz'ıyed eden gümrük idaresi kaçak eşya bulunan birçok depoları mühürlemiş, kaçak mallar musadere edilmiş ve gümrük müfettişlerinden Zeki tahkikata başlamıştı. Tophanedeki Ford fabrikasınm bulunduğu serbest mıntakada Ford ambar memuru ile gümrük memurunun da müsamahasile hurda eşya meyanında yeni otomobil aksamının çıkanlması şeklinde yapılan ve üç yüz bin liralık kadar tahmin olunan bu büyük kaçakçılığa aid gümrük tahkikatı ikmal olunmuştur. Mesele yakında Adliyeye intikal edecektir. Göring, Memel'e gidiyor Varşova 28 (a.a.) Kurjer Warsavski gazetesine göre, Göring'in liman tahkıkatını kontrol için yakında Memel'e geleceğı hakkmda mezkur şehirde şayialar dolaşmaktadır. Gazete anşlustanberi Memel'de ha yatın hakikî bir durgunluğa uğradığ;m. köylülerin her köyde pek aşağı seviye de tespit edilmiş olan fiatlar üzerind?n yiyecek maddeleri alım satımını kontrol eden hususî ajanlann himayesinde bu lunduğunu yazıyor. îşçi ve memurlaıır) ücretleri çok azaltılmış ve turizm ha reketi durmu;tur. Memleketin iç tara Massigli Bükreş'te Bükreş 28 (a.a.) Parise gitruekte o file alâkası kesilmiş olan limandan giden lan Fransanın Ankara büyük elçisi Mas gelen vapur yok gibidir. sıgli. Bükreşe gelmiştir. Bu akşam Ha Gazete ilâve edıyor: r cıye Nazırı Gafenko ile görüsecektir. «Almanyaya iltihakın nereye müncer olduğunu görmek Danzigliler için fayİngiliz Kralı Mısır Veliahdini dalı olur» PEYAMİ SAFA Kaçakçıhk nasıl olmuştu? kabul etti Londra 28 (a.a.) Mısır Prensi Varşova 28 (a a.) Hel yarım adası MSmed Ali bugün Buckingham sara yakınlannda bir Alman tayyares'nin y:ncla Kral tarafından kabul edilmislir. düşürüldüğü hakkındaki haber bugun hiçbir Varşova gazetesinde çıkmamıtır. Mısır Rumanya iktısadî Haber, Danzig'de yalanlanmış ve Leh müzakereleri kaynaklanndan da henüz teyid edilrr.e Bükreş 28 (a.a.) Rador Ajansı miştir. bildiriyor: Mısır Hariciye Nazırı Yahya îyi malumat alan mahfıller böyle bir Paşanın Rum?j»yayı resmen zıyareti, iki hâdıseden haberdar olmadıklarım ve îamemleketi bırb*ne bağhyan samimî dost kat hudud bölgesinde Alman tay,are luğun müşahedesi için yeni bir fırsat teş lerinin Leh hududlarını birçok defa^ar gectiklprini bildiriyorlar. kil eylemiştir. Yahya Paşanm Başvekil Calinesco, Hariciye Nazırı Gafenko ve diğer hükumet azasile yaptığı görüşmeler esnasmda, ikı memleket arasmda mevcud mühim ekonomik münasebetleri bir kat daha fazlalaştırarak iki memleket arasmdaki dostluğu inkışaf ettirmek hususunda iki tarafın kat'î azmi kendısıni göstermistir. Alman Leh hududundaki vaziyet Satie işi Gayrimevkuflar hakkmda Müddeiumumiliğin itirazı reddedildi «îngiltere, Almanyaya düşman değildir» Londra 28 (Hususî) 1935 tarihli İngiliz Alman deniz anlaşmasının feshı munasebetile bugün Londrada bir muhtıra nesredilmistir. Muhtıra, anlaşmanın fc=hıni icab ettiren Alman iddialarını kâmılen reddetmekte ve şunlan bildirmektedir: « îngiltere, Almanyaya düşman değildir. îngiltere yalnız Almanya tarafından diğer bir memlekete karşı bir tecavüz vaki olduğu takdirde Almanyaya düşman olabilir. Nitekim tnuhtelif memleketlere verdiğimiz garantiler münhasıran Almanya tarafından bir tecavüz vuku bulduğu takdirde mevkii mer'iyete girecektir.» Hayfada bir cinayet Hayfa 28 (a.a.) Kudüs müftüsünün rnuanzlarından bir Arab lideri. Nasırada "Ubanca ile öldürülmüştü.r. Kendisıne refakat eden bir İngiliz polisi de ağır su"ette yaralanmıştır. Maamafıh polis memuru mütecavizlerden birini öldürmüs»ür. Satie binasına aid tahkikat sür'atle devam etmektedir. Satie şirketinde evvelki akşam bir arama yapılmış, Iüzumlu görülen bazı evrak müddeiumumiliğe getirilerek dördüncü sorgu hâkimiliğıne teslım edilmiştir. Müddeiumumilik, dördüncü sorgu hâRumanya ve Bulgaristan kimliği tarafından Şahin Giray, Ziya Türkleri için îzmirde Taner ve Sedad Odül hakkmda tahki evler hazırlanıyor katın gayrimevkuf olarak devam edilmesi İzmir 28 (a.a.) Bu sene Ruman hakkındaki verdıği karara itiraz etmışti. ya ve Bulgaristandan memîeketîmize ge Ağırceza mahkemesi, müddeiumumiliğin lecek olanlardan Urlada i«kân edilecek bu husustaki itirazını reddetmiştir. olanlar için yapılacak olan 100 ev eksiltDördüncü sorgu hâkimliği dün de meye konmuştur. 15 e yakın sahidin ifadelerini dinlemiştır. Bunların inşaatı bittikten osnra Alia Şahidler meyanında Devlet Limanları uğa nahiyesinde de göçmen evleri .nşa et mum müdür muavini Hâmid Saracoğlu, tirilecektir. Satie şirketi müdürlerinden Lâzyan, Dölakova, Denizbank materyel şefi İbrahim Inçiliz tayyareleri Burak, İstanbul Nafıa müdürü Bedri, Yunanistanda Sahibinin Sesi müessesesi memurlarından Şimdi radikalizmin neden muzaffer olAtina 28 (a.a.) Dört İngiliz as Norberşur ve hali tasfiyedeki Elektrik duğunu söyliyebiliriz. 1936 da sol fırkakerî deniz tayyaresi Aargostoli limanında şirketi memurlarından Jan bulunmakta larla elele vermek, bir kısım sınaî müesdenize inmiştir. idi. seselerin millileştirilmesi, çalışma saatleriBir İtalyan polis heyeti Dördüncü sorgu hâkimliği, evrak üze nin azaltılması, bilhassa klerikol, fa^ist, Belgradda rindeki tetkikatını bitirmek üzeredir. Ev ve sağ zihniyetlerin baş kaldırışının önlenmesi için elzemdi. Fakat bir müddet iş Belgrad 28 (a.a.) İtalyan polis rakın bir iki gün içinde ağırcezaya gon beraberliği yaptıktan ve bu gayeler kısmen teşkilâtı şefi âyandan Bocchini'nin riyase derilmesi kuvvetle muhtemeldır. elde edildikten sonra «Halk cephesi» nde Bugün de bazı şahidlerin ifadelerine tinde bir polis heyeti, Yugoslav polis şefdurulamazdı. Neden? Çünkü atılan snslerinin geçen sene İtalyaya yaptıkları zi müracaat edilecektir. yalistçe adımlar, sermayeyi ürkütmeğe yareti iade etmek üzere dün Belgrada başlamıştı. Ürkütülen sermaye ise, gelmiştir. Saşa Gitri akademi azası oldu Kstlerin zannettiği ve komünistlerin sosyahav Paris 28 (a.a.) Muharrir ve aktör kırdığı gibi, büyük kapitalistlerin elinde İtalyan ordusunun Sacha Guıtry, Goncourt akademisine inmanevraları değildir. Hakikatte sermaye, daha ziyade tihab edilmiştir. İkinci kurda mtihab eRoma 28 (a.a.) Büyük İtalyan dilen murrailevh münekkid Andre Bi'ly vukarıda kimlerden teşekkül ettigini söymanevraları Po vadısınde 3 ağustosta baş nin almış olduğu bir reye karşı 7 rey al lediğimiz, orta sınıfın mütevazı birîktir melerinden \iicude gelmiştir. Demek olumıştır. lıyacak ve 7 ağustosta bitecektir. vor ki «Halk cephesi» nde asıl sollarla Sacha Guitry. 26 martta vefat etmiş oManevraların sonunda İtalya Kralı birleşen radikaller, doktrinleri icabı olalan Pol Neveux've halef olmaktadır. kıtaatı teftiş edecektir. Türk Fransız ticaret anlaşması Heyet yarın Ankaradan gelecek ve cumartesiye Parise hareket edecek Evvelce müteaddıd defalar tahkikat safhasından bahsettiğimiz bu kaçakçılığın bugün bütün safahatı aydınlanmış bulunmaktadır. Bu senenin mart sonlanna doğru piyasada birdenbire her nevi otomobil levazımı çoğalmış, Perşembepazarı sokakhn, otobüs, kamyon ve taksi durakları, Galata Kemeraltı dükkânları ümid edilmiyecek derecede ucuz otomobil levazımı ile dolmuştu. Bu noktadan nazarı dikkati celbeden bu iş kaçak malları alan Fram, Gebzeli Ali Rıza, Antranik, ile Hüsnü Halat arasında çıkan bir ihtilâf ile meydana vurulmuştu. Bu noktadan başlıyan iş asıl kaçakçıhk şüphesini üzerinde toplıyan Arar Araşer firmasının meydana çıkmasına kadar ilerlemiştir. Dr. Zİyaeddin FAHR1 3 nisan 939 tarihinde yapılan ihbar üzerine derhal şüphelenilen yerlerde araş tırmalar yapılmış ve Fram, Gebzeli Ali Rıza, Hüsnü Halat, ve katolik Ziyanın dükkânlarında ve Arar Araşerin depolarmda araştırma yapılmış ve bulu nan mallar musadere olunmuştu. Bu su retle ele geçen 80 ton malzemeden 45 tonu gümrük ambarlarına geriye getiri! mişti. Bu meyanda 27 ton çelik yay da vardı. Tahkikata devam edilmekte iken Vekâlete yeniden bazı ihbarlarda bulu nulmuştur. ^ ^ ^ ^ ^ ^ Fransa ile aramızda yapılacak yeni ticaret ve klering anlaşmasının Pariste yapılacak müzakerelerinde hükumetimizi temsil edecek heyet yarın sabah şehrimize gelecektir. Heyetimiz Ticaret Vekâleti müsteşarı Halid Nazminin riyaseti altında, Dış Ticaret Umum müdür muavini Celâl, müşavirlerden Zeki Zeybekoğlu, Merkez Bankası müfettişlerinden Adnan, Hariciye şube müdürlerinden Fikret Gündoğancıdan mürekkebdir. Paris ticaret ataşemiz Mümtaz Rek de heyete iltıhak edecektir. Rus Japor hava harbi [Baştarafı 1 incı sahifede] den tecavüz etmişlerdir. Japon Mançuko hava kuvvetlerı takriben 80 avcı tayyaresi ve 30 bombardıman tayyaresinden ibaretti. Kısa bir çarpışmadan sonra ıkisı bombardıman tay>aresi olmak üzere 7 Japon tayyaresi düşürülmüştür. Sovyet tayyarelerinden altısı hareket üslerine dönmemişlerdir. AraştLrmalara devam edilmektedir. Heyet yarın ve cumartesi günü ihracat Yapılan bombardıman neticesinde ve ithalât tacirlerile temaslar yaptıktan Bainovinen'de ikı küçük ev hasara uğsonra cumartesi akşamı Parise mütevec ramış ve bu evlerde bulunan beş kişi yaralanmıştır. cihen h a r e ^ edecektir. 4