BELGRAD MEKTUBLARIİ Yugoslavyanın büyük derd/: Sırö Hırvat j 21 Mayıs 1939 CüMHURtTET tktısadî hareketleı Rakam ve hakikat Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü, bu senenin ilk üç ayının mart ayile birlikte haricî ticaret aylık istatistik hulâsalarını neşretmiş bulunuyor. Bu istatistiklerin arzettiği netice, hayli şayanı dikkat olduğundan üzerinde durmayı faydalı görüyoruz: İstatistiğe göre, 1939 senesinin ilk rubunda haricî ticaretimizde ihracat yekunu 30 milyon 155,170, ithalât yekunu ise 30 milyon 557,406 liralıktır. Yani ihracatımız, ithalâta nazaran 402,239 lira azdır. Bunun üzerinde fazla durmadan mart ayı haricî ticaretinin verdiği neticeye geçelim: ihracat 9 milyon 267,139 liralık olduğu halde, ithalât bunun 3 milyon 55,342 lira fazlasile 12 milyon 522,481 liralık... Şimdi bu neticelerle geçen senenin ayni üç aylık devre ve mart ayı zarfında bir mukayese yaparsak görürüz ki, geçen senenin ilk üç ayında ihracatımızla ithalâtımız arasında aleyhimizde olan fark, bu sene bir misli fazla, yani 806,498 lirahktır. Yalnız, 939 senesinde bilhassa şubat ayında ithalâtın fazla ve birincikânunda geçen senekine nazaran düşük olduğu nazarı dikkati celbetmektedir. Şu vaziyet ilk üç ayda 938 in ayni aylarına nazaran ihracatımızda 2 milyon küsur lirahk bir düşüklük husule getirmiştir. 938 senesinin ilk üç ayında en çok ithal ettiğimiz maddeleri tetkik edersek ötedenberi ithalât maddelerimiz meyanmda birinci mevkii işgal eden kasarlı ve boyalı mensucattan sonra makineler ve demiryolu vagonjarı gelmektedir. Bu, ithalâtımızdaki fazlalığın açık ifadesidir. Buna mukabil senenin bu aylan ihrac mevsiminin sonuna ve hafiflemiş. olduğu zamana tesadüf etmektedir. Geçen sene ticaret müvazenemizde bir aralık 33 milyon küsur liralığa kadar yükselen açık, sene sonunda, bilhassa son Üç ihracat ayında, büsbütün silinmekle beraber 4 milyon liralığa kadar inmişti. Biz, bu senenin dah^ı iyi gidişinden gelecek senenin evvelki seneler gibi lehimize netice vereceği ümidini besliyoruz. PAZADDAN PAZABA Demokrasi ve kooperatif Inhisar kolonyasının arkasından... Beş yaşında anne Ikdam matbaasını ziyaret Demokrasi ve kooperatif Merhum Ağaoğlu demokrasi aleyhinde ki yeni nazariyelerden hiçbirine ısınamamıştı. Fikir ve vıcdan hürriyetini tehlikeye düşüren her iddiaya karşı, derhal, /a tenkid, yahud ıstihza silâhını kullanırdı. Bir gün, demokrasi düşmanlarından biri umumî bir yerde konferans veriyordu. Ağaoğlu da dinleyiciler arasında idi. Hatib bize Avrupadan gelen bütün ideolojileri tenkid etti. Ilkönce demokrasiyi yerin dibine geçirdi, sonra da sosyalizmi, komünizmi baUrdı. Türk ideolojisinin Avrupadan hiçbir fikir almaması lâzım geldiğini anlattı. Konferans iktısadî idi. Hatib nihayet ekonomi mevzuuna gelerek, büyük bir hararetle kooperatiflerin faydalarını anlatıyordu. İLİMKÖSESİ İHTiRALAR KEŞİFLER Permanant saç Moda meraklısı kadınlar permanant saç yapmak için kafataslarmı sıcak buhar içinde iki üç saat tutarlarken bu nun esasmı düşünürler mi? Mensucat sanayiinde yün elyafı gerlerek ve buhar içinde tutularak dimdik kılınır. Tabit ipek ise gerilmez, büzü lür. Hayvan elyafının bu gibi hassaları, kristallerin röntgen şualar le tahlili üzerinde tecrübeler yapan bir fizikçi tarafından uzun uzadıya tetkik edilmiştir. Astbury ısmindeki bu zat, röntgen krstal tahlil usullenni yün, insan saçı, deve tüyü, tabiî ve sun"î ipek, tırnak ve saireye tatbik etmiştir. Bunlann kimycvî terkıbleri esas itibarile birbirine yakındır. Aradaki cüz'î fark, bunların hassalarını birbirinden ayınyor. İnsan kıh, yün elyafı ve koç boynuzunun mühim kısmı keratin denüen bir nevi proteinden ibarettir. Saç ve tırnaklann pek elâstik, haricî tes.rlere karşı pek mukavim olmasma bakıhrsa keratinin de hem elestik ve hem de müstakar olma sına inanmak zaruridir. Yün elyafı kuru iken yüzde 70 ve su içinde yüzde 100 uzatılabilir. Bırakılınca eski boyunu al masına bakıhrsa pek elâstık cısim olduğu görülür. Zagreb görüşmelerinden sonra Belgrad hükumetile Hırvat liderlerinin vardıklan anlaşma Prens Paul tarafından tasdik ediltnedi tkdam matbaasım ziyaret Yugoslav Başvekili M. Tsvetkoviç Hırvatlann lideri M. Maçek ile Zagrap müzakereleri sırasında Belgrad, 16 mayıs met, anlaşmayı nihaî bir itilâf olarak Sırblarla Hırvatlar arasında mevcud tanıdığını, daha bazı noktaların tetkiki ve ihtilâfları halletmek vazifesile iktidar müzakeresi lâzım geldiğini söylüyordu. mevkiine gelmiş olan Tsvetkoviç hüku Maçek buna da cevab vermekte tereddüd meti, Yugoslavyanın nihayet halline mec etmedi. Gene Hırvatski Dnevnik, bir bebur olduğu bu büyük meseleyi, bütün yanname neşretti. Bu beyannameye gömeselelerinin en başma geçirmis, olduğu re Maçek, Hırvatltrın görüs. tarzında ıshalde hcnüz bu dava halledilm.ij değü rar ediyor ve artık 27 nisan anlaşmasına, dir. Kısa bir zaman için halledilmiş ol bunun hükumet tarafından reddedilmi? duğu zannedilen ihtilâf, el an alduğu | nazarile bakıldığını ilân ediyordu. Gazeel' yerde duruyor. tenin bu nüshası da polis tarafından derHükumet reisile Hırvatlann reisi ara hal toplatıldı. sında Zagreb'de cereyan etmjş olan müAcaba bu anlaşmanın hangi noktası zakereler, geçen ayın son günlerine doğru müzakere edilecekti? Hangi noktası neticelenmiş ve iki taraf. bu müzakerelePrens Pol tarafından tasvib edilmemişrin sonunda bir anlaşma şeklinde mutati? Bu cihetleri kimse bilmiyordu. Fabık kalmışlard*. Geçen ayın yirmi yedikat, umumiyetle zannedildiğine göre, en sinde varılan bu netice üzerine bir gün ziyade üzerinde durulan mesjele, anlaşsonra gazetelerde bir tebliğ neşredildi ve mada bir «Hırvat arazisi» nden bahsebu tebliğde hükumetle Hırvatlar arasınde.n nokta idi. Başvekilin, bu noktada da bir mutabakat teessüs ettiği bildirileçok ileri gitmiş., bunun Prens tarafından rek kat'î kararın pek kısa bir zamanda kabulü imkânı bulunamamış olduğunilân edileceği beyan olundu. dan bahsediliyordu. Fakat, diğer tarafTespit edilen anlaşmanın derhal ilân tan da iddia edildiğine göre, bütün bu edilmeyişinin sebebi, bunların Kral Namüzakereleri perde. arkasından bizzat ibi Prens Pol tarafından tetkik ve tasvib edilmesi zaruretile izah ediliyordu. Fa Pren> Pol idare etmiş ve bütün bu nokkat, bütün anlaşma müzakerelerinin gi talar onca malum bulunmuş olduğuna dişini Prens bizzat takib etmiş ve Baş gore anlaşmanın birdenbire maallâkta vekille Hırvatlar reisini ayni zamanda ve kalışı ve ihtilâfın yeniden eski şeküne birlikte kabul edip onlarla uzun uzadıya avdet edişi için başka sebebler bulunmak konuşmuş bulunduğu için Zagreb'de v,e lâzım geliyordu. *** rilen kararların kendisi tarafından derhal Ne idi bu sebebler? kabul ve tasvib edileceği tabiî görülmekte Bu hususta çok muhtelif rivayetler idi. dolaştı. Bir rivayete göre, Prens Pol, büYugoslavyanın hayatı için çok büyük bir ehemmiyeti olan bu pürüzlü mese tün anlaşmayı kabule taraftar olmakla lenin bu suretle nihayet halledilmiş oldu beraber, Yugoslav Erkânıharbiyesi buna ğunu gören siyasî mehafil, bundan do şiddetle muhalefet etmiştir. Hemen kâlayı memnun olarak geniş bir nefes al milen en müteassıb Sırblar elinde buludığı halde, bahsedilen tebliği takib eden nan bu erkânıharbiye, müfrit nasyonagünler gösterdi ki, iki kardes millet ara lizm duygusile, Hırvatlara lüzumundan sındaki dava bu defa da halledileme fazla hak veren anlaşmaya şiddetle muhalefet etmiştir. Bu, çok mümkün bir miştir. ihtimaldir. Yugoslav Erkânıharbiyesi, siBaşvekilin Belgrad'a avdetini müteakıb, gerek burada, gerek Zagreb'de bir yasî hâdiseleri askerî bir zihniyetle mütakım mütenakız şayialar dolaşmaya talea etmek ve herşeyi kuvvetle halletbaşladı ve nihayet, bu şayialardan bir mek meyillerine kendisini çok kaptırmış k ğ ğ kısmmın doğru olduğu, anlaşma esasla olduğu için böyle bir vaziyet alabilir. rının tasvib ve ilân edilmemesile tahak Hatta, erkânıharbiyenin, icabında Yukuk etti. Buna mâni olan müşkülât ne goslavyanın siyasî idaresini kendi üzerine gibi seylerdi? Bu cihet belli olmadı; bun almaya ve askerî bir diktatörlük tesis elar hâlâ da tamamen anlaşılmış değil dip Yugoslavya birliğini halelden mudir; faİcat, surası belli oldu ki an'?«ma hafazaya azmetmiş bulunduğunu söyleesaslarının ilânının geciktiğini gören Ma yenler de var. Diğer taraftan rivayet edildiğine göre, çek sinirlendi. Derhal, kendi mutemedZagreb anlasmasının birdenbire durdulerinden Subaşiç'i Belgrad'a gönderip irulmasının asıl sebebi, Prens Pol'un İtalşin mahiyetini tayine karar verdi. ya Kralına yapacağı ziyaret idi. Bu seSubaşiç Belgrad'a gelerek gerek hü yahat neticesinde, Hırvatlann ecnebi kumetle ve gerek hükumet fırkasının bir teşvikile Sırblar aleyhine tahrik edilmiçok erkânile temaslar yaptı. Etrafa sor yecekleri ve bu suretle dava Yugoslavduğu şey şu idi: 27 nisan anlaşması Bel yanın dahilî bir meselesi olarak kalmakgrad tarafından tasvib ve kabul edilecek ta devam edeceği kanaati hasıl olduğu takdirde Prens Pol, anlaşmayı, o şeklimi? Edilmiyecek mi? Yugoslavya payitahtında mayısın bi le tasvib etmemek tarafını iltizarrr edirinden dördüne kadar kalıp alâkadarlara yormuş. Bu hususta birhayli rivayet dosorduğu bu suallere rnüspet bir cevab a laştı. Bu ihtimal de variddir. BeUrad'ı, lamıyan Subaşiç keyfiyeti Maçek'e bilHırvatlara karşı gayet yumusak olmaya dirdi; o da, mutemedine derhal Zagrebe avdet emrini verdi. Rivayet olundu ki sevkeden sebebler haricî olmaktan ziyade Subaşiç Zagreb'e dönerken 27 nisan an dahilidir. Hırvat meselesi ötedenberi lasmasının tasvib haberini götürecek yer mevcud olduğu halde Sırblar hicbir zaHırvatlara karşı bugünkü derecede de Prens Pol tarafından dermeyan edil man miş birtakım yeni tekliflere postacılık yumuşak hareket etmemişlerdir. Bugünyapmistir. Bu teküfler ne idi? Bunlar kü fedakârlığm sebebi, Hırvatların haricda malum olmadı. Bunun yerine Suba de bilhassa Almanyada kendilerine yarşiç, Maçek tarafından verilen salâhiyete dımcı bularak, meseleyi bir baricî dava tevfikan, Hırvat nasyonalistlerinin organ' haline sokmaları endişesi idi. Prens Pol, olan. Hırvatski Dnevnik gazetesinin husu îtalyaya yaDacağı seyahatten sonra, eğer sî bir tab'ında Basvekile hitaben açık bir İtalyadan, Hırvat meselesinin haricle ame\tub ne«retti. Bu açık mektubun mün lâkası olmıyan bir dahilî dava halinde dericatı, 27 nisan anlasmasının Hırvatlar kalmasını temin ederse o zaman Hırtarafından feshedildiğini, gayet acı bir vatlara karsı bu derecede müîaadekâr dille, ilândan ibaretti. Gazetenin bu tab'ı olmaya da seb;b kalmıyabilirdi. Ayni derhal polis tarafından musadere edildi. zamanda bu cihetin teminini İtalyanın Hâdiseyi Belgrad'da hükumet reisi ta üzerine alması da Yugoslavyanın daha rafından gozetelere vapılmış olan kısa bir ziyade îtalya nüfuzu altına girmesi debeyanat takib etti. Bu beyanatta hüku mekti. Bugünkü şartlar altında Belgrad Ali Naci Karacan, «bu nasıl bolşevik?» adlı yazısmda, iddiası aşırı sol, fakat hayatı aşırı burjuva olan Babıâli patronlanndan birini tasvir etrnişti. O gün İkdam sahibini gazetesinde ziyaret ettim. Fakat, itiraf edeyim ki bu, hiç de kolay bir iş olmadı. Çünkü Ali Naci Karacanın katına çıkacak merdıveni bulamadım. Sordum, soruşturdum, kapıda bir adam: Merdiven yoktur, dedi, arka tarafta, üstüste fıçılar konmuştur, onlara basa basa çıkarsınız. Merdiven niçin yok? diye sordum. Merdiven çok pahalı, dedi, böyiesi daha ucuza geliyor. Fıçıları devirmeden üçüncü kata br Fakat gerilmiş yün buhar içinde tutuAğaoğlu dayanamadı ve konferans vemanmak beni çok yormuştu. Kapısız bir lursa eski uzunluğunu alamaz. Buhar ren arkadaşına yiiksek sesle sordu: aralığa girdim. Ortalık zifiri karanlıktı. tesiri altında bulundurulan ve gergin Burabak (buraya bak) ! Avrupa Fakat etrafımda bir kalabalık var gibiy bir halde bulunan keratin molekülleri dan hiçbir fikir almak istemiyürsün. Goo di. Seslendim: birbirine yaklaşamaz. Buhann gerılmeperatif sana babandan mı galdı? miş keratin moleküllerine tesir yapma Burada kimse yok mu? dığına yapılırsa gergin yün elyafile sertnhisar kolonyasının arkasından... Zayıf bir ses cevab verdi: Meclisteki içki mü Hepimiz buradayız. Kitni istiyor best yün elyafındaki keratin molekülleri nakaşalarından sonra sunuz? Başmuharriri mi, idare müdürünü rasında fark var. Gerılmemiş ve gerilmiş yün elyafının İnhisarlar Vekâleti mü, muhasebeciyi mi, fıkra muharrirleriröntgen fotoğraflannı tetkik eden Astnin kolonya çıkarma ni mi, yazı müdürünü mü? Istihbarat jefibury birinci katagoriye giren keratinin ğa başladığını gaze ni mi, mütercimlen mi, müsahhihleri mi? alfa ve ikinci katagoriye girenlere beta te ilânlarında gör Hepiniz burada mısınız? Kaç kişikeratin ismini vermiştir. İnsan saçile dük. Acaba înhisar siniz ? 'erilmemiş yün alfa, gerilmiş yün ve ta Üç lar içki ticaretinden biî ipek beta keratin vasfını göstermekvazgeçerek işi tuha> Siz daha fazla saydınız. tedir. Bu noktalar çok mühimdir. İpek fiyeciliğe mi döke Bu işleri hep üç kişi yaparız. böcekleri kozasını, örümcekler ağlarmı cek? Rakı yerine ko Işık niçin yakmıyorsunuz ? örerken elyafı gererler. İşte bundan dolonya, şarab yerine çeşid çeşid losyonlar, Karanlıkta alıştık. Çok kolay ya layı tabiî ipek genlemeyip büzülür, çünlikör yerine lâvanta; sonraları belki tütün zıyoruz. ü beta keratin vasfına maliktir. Yünle ipek keratininin zıd şekılleri olduğun yerine pudra, sigara yerine ruj, sürme, tır §imdi «iz yazı mı yazıyorsunuz? F. G. dan dolayı birbirine zıd hassalar gös nak cilâsı... Yahud içkile beraber birer Evet. Siz kimi aradınız? ermektedu1. ikişer bunları da çıkaracak. Mecliste mil Patronu, Yün elyafı gerilip buhara maruz bılî içkimizin rakı olduğu söylendi; öyle ise Burada. rakılırsa alfa keratinlerinden yüzde 30 u tnhisarlar Vekâleti, millî tırnak cilâmız Bir kibrit çakıldı. Sağdaki duvarın ö beta keratine tahavvül eder. Bu suretle kına, millî rujumuz alhk, ve millî kremi nündeki masada üç kışi yazı yazıyordu. saç, uzun müddet kıvrıldığı gibi durur. miz düzgün de imal ettirmelidir. Böylece Baktım, başlarında Ali Naci Karacan oHakikî kıvırcık saçlarla düz saolar arakı «millî bir sarhoşluk», düzgün, allık turuyor. Beni görünce fırladı: rasındaki farkı, bundan başka sebeb ve kma da «millî bir seksapel» temin e Aman! dedi, bana bir »igara ver, erde aramak lâzım. Bunu başka bir sefere bırakalım. der! kibrit sönmeden hemen yakayım. Be* vaşında anne Prf. SALİH MURAT Ayni kibritten birer sigara yaktık ve Şu haber, ajans ta konuşmağa başladık. rafından verildiğiue Ali Naci Karacan: göre yalan değil: Nihayet işte gene metnuriyeti bırakAmerikada beş yatım, kapitalist olduml dedi. Yenî denizaltı gemimîzin şında bir kız, çocuk Mükemmel! Yalnız şuraya bir dalma tecrübeleri Gölçükte doğurmuş. A]'ans hâmum yaksan olmaz mı? disenin vuku tarzına yapılacak Hayır, hayır, ahjfnıyalım. Mum dair hiçbir tafsilât derken fener, fener derken lâmba, lâmba Evvelki gün denize indirilen Atılay vermiyor. Beş yasınderken ampul, derken abajur, filân... So denizaltı gemimizin techizatı üç aya kada doğuran kız dört nu yıkımdır. Bitişik mürettibhanedc bir dar ikmal edilecek, dalma tecrübeleri yaşında evlenmiş, üç mum yanıyor, kâfi. Kapı açılıp kapandık Gölcükt.e yapılacaktır. yaşında nişanlanmış, ça bize de ışık geliyor. Batvrayın mürettebatt ki > aşında sevişmiş ve bir yaşında yavukArtık bu noktada fazla birşey söyleAlmanyada inşa edilen ikinci denizaltı lusuna göz koymuş olacak. Her halde bu medim, birkaç dakika kadar havai konuş gemimiz «Batıray» ı şehrimize getirecek bebeğin sevgilisi de bir bebektir. AmeriYunan gümrük heyeti tuk. Eski dostumdan ayrılarak fıçılann olan mürettebat, dün akşam îstanbuldan kada bu muameleler böyl« pek erken başbasamağından alt kata inerken, Babıâli hareket etmiştir. Batırayın tecrübeleri yaIzmir (Hususî) Kaçak balık avı ve lıyorsa birkaç seneye kalmaz, yeni dünpatronlarından birının yaşadığı burjuva pdacak, ancak üç ay sonra limanımıza bazı gümrük işleri üzerinde alâkadarlaryanın nüfusu eski dünyayı kat kat geçer. hayatile iddiaları arasındaki farkı anlata müzakerede bulunmak üzere şehrimigelecektir. ze gelen Yunanlı heyet, dün Kuşadası Beş yaşmdaki annelerin doğuracaklan ço mak için «bu nasıl bolşevik?» yazısını ya Saldıraya bayrak çekme merasimi cuklann boyu posu, bir masanın bacağı zan Ali Naci Karacanı düşünüyor, kendi yolundan dönmüştür. Almanyada inşa edilerek limanımıza kadar bile olamıyacağı için, seksen katlı kendime: «Bu nasıl kapitalist?» diyor getirilmiş olan «Saldıray» denizaltı geHeyet erkânile konuştum. Bana, huapartımanların kaldınmlannda bir yecüc dum. lâsaten şunlan söylediler: Babıâlideki bu iki patronun yasa mimize, gelecek hafta merasimle sancak « Bilhassa balık avı meselesi üzerin mecüc nesli belirecek. Bu tezada ister A yıslarile iddialan arasında muvazene tesis cekilecektir. de durduk. Adalardan bazı balıkçılann merikan icadı diyiniz, ister kıyamet alâetmeleri için vazivetlerini değiş dokuş etTürk sularına girerek kaçak balık av meti... Tevekkeli değil, eskiden Anadomeleri Iâzımdı. O zaman birinin fıkara ladıklarını ve Türkiyeyi mutazarrır et luda eşkiyalar yetişmış kızları dağa kaldostu, öbürünün de kapital sahibi oldutıklerini biliyoruz. Hatta bazan müessif dırırlardı; şimdi Amerikada gangsterler ğuna herkes inanacaktı. hâdiseler bile oluyor. Bunu iyi bir şekle SERVER BED1 bağlamak istedik. Meselâ, bizim balık küçücük çocuklan çalıyorlar... çılanmız. Türk sulannda avlanabilmelidirler. Ancak, Türk hükumetine mu avyen rüsumu vermelid:rler. Yani ka çakçılık kalkmalıdır. Keza, biz de Adalara yapılacak hayvan sevkiyatı için de bazı kolaylıklar düşündük. Konuşulan esaslan hükumetimize bildireceğiz. Meselenin hüsnü suretle halledileceğinden Siz bu sattrları okay^p bitirçok emiruz. Izmire gelen Yunan gîimrük heyeti « Atılay » ın techizatı f Mersin plâjı rağbet görmeğe başladı diğiniz anda: Şarköyde bir cinayet Mürefte (Hususî) Şarköye tâb Müstecib çiftliğinde bir cinayet olmuş tur. Bu çiftliğin sah.bi Haşim oğlu Hakkı Çakmak, damadı Namık tarafından tabanca kurşunile öldürülmüştür. Kat lin sebebi, mal meselesidir. Katil yakalanmıştır. bu nüfuzu da ehven görmektedır. Sırb Hırvat ihtilâfının son vaziyeti henüz bundan ibarettir. Prens Pol, îtalyaya gitti, geldi. Henüz bir netice yoktur. Arayerde Maçek «Hırvat halk fırkası» m umumî bir içtimaa topladı ve bunda hükumete karşı gayet keskin kararlar aldı. Meselenin vasıl olacağı netice, görülüyor ki, sade Yugoslavya için dahilî bir ehemmiyeti değil, belki de bütün Balkanları alâkadar eden 'haricî bir ehemmiyeti haiz olacaktır. Mersîn (Hususî) Sıcaklarm başlaması üzerine Mersin plâjına rağbet de artmıştır. Şehrin bir kilometre garbında Belediyemiz tarafından tpsis edilen plâjda halkın istirahatini temine hadim vasıtalar da mevcuddur. Mersinlilerden maada, Tarsus ve Adanadan bilhassa pazar günleri buraya kalabalık halk gruplan gelip deniz ihtiyacını tatmin etmektedirler. Gönderdiğim resim, Mersin plâjındaki kazinonun bir kısrrum göstermektedir. Radyo m şriyâtını temin eden ıhtizazh lâmba. yüz yirmi milyon ihtizaz yapmıştır. İnsanlar, havaya yayılmış bulunan karbon dioks! "nden bin ton teneffüs etmişîerdir. Amerikada, köpeklere. mahsus olmak üzeie AKrt vüt elli kilo yiyecek imal edilmiştir. Bütün dünyada dokuz kPovu mütecaviz amyant istihsal olun mustur. Normal bir adale faaliyeti sarfeden bir insan. üc libre biftege veyahud yiiz elli vathk bir ampulün yitvni dört saatte «arfetH*i enerjiye müsavi olmak üzere iki bin iic vüz kalori snrfp+mistir. Belc'ka takriben e'li bin frankBaptiste den'len tarikatin bütün va samil cemivptt, vabancı irin frank masraf etmi<tir.