19 Mayıs 1939 CDMHURİYET MUSAHABE Nefsine hâkim olmak Yazan: SEUM SIRR1 TARCAN Fîzyonomi âlimi (Zopirus) diyor ki: Tarihin kaydettıği büyük adamlardan (Socrate) ın yüzünün hatları bu adamın hırçm, kavgacı, geçimsiz, kaba, terbiye siz, kötü huylu olduğuna delâlet ettiği halde kendisi bunlardan münezzehti. (Socrate) da hatıralarında «hilkaten asabî, aksi, ters bir insandım. Fakat fazileti kendime rehber edinerek bu kötü huyları yenmeğe, herkese karşı munis bir insan olmağa muvaffak oldum.» diyor. GAZETELER ARASINDA : Bu nasıl ŞEHRİN İÇİNDEN İLİMKOSESİ İHTiRALAR KESİFLER Bolşevik? Hangi vakte inanalım? vabestedir. Heyecan, korku, hiddet onlaMuharrir ve gazeted arka3a$ı rı fena halde zedeler. mız Ali Naci Karacan, düjıkil IkŞurası muhakkaktır ki neşe, şetaret, sedam'ın «Suya sabıına dokunmadan» vinc iştihamızı açar, bize ağız tadı verir. sütununda, «Bu nasıl bolşevik?» başlığını taşıyan güzel bir yazı neşHiddet, tehevvür ise bizi tıkar, hiddetle retmiştir. Arkadaşımızm bu fıkrasım yediğimiz yemek hazmolmaz, midemizde aynen iktibas ediyoruz: taş gibi durur. Bazı kimseler vardır; bir hiç için kı Ötedenberi bir bolşevik tipi görmeği zarlar, bağırıp çağırırlar. Bu asabî an ge çok merak ederdim. Bilmem hangi tel çince yaptıklarına pişman olarak karşıla kinler ve tesirlerle, bolşevik denilen rındakine özür dilerken: mahluku, diğer fani insanlara benzemi «Benim kusuruma bakmayın, sinirleri yen başka bir madde, ayrı bir çeşid farYazılarımdan birinde demiştim ki sporun en büyük faydası insam nefsine hâkim me hâkim olamıyorum. Kızınca gözüm zederim. Kitabların hayalimde yarattıkkılmasıdır. Bu hakimiyet sayesinde genc hiç birşey görmüyor, yoksa bir karıncanın lan bolşevik, elinde bir kazma ile ma ler her türlü suiistimallerden kendilerini bile incindiğini gönlüm istemez!» derler. denlerin yüzlerce metre dibine inerek bir korurlar. Her işte itidalle hareket ederler, Hayır, böyle düşünmek kat'iyyen doğ kabir karanhğına gömülü yaşıyan, sağhiddetlerine mağlub olmazlar. ru değildir. Bu mazeret makbul değildir. lam ciğerlerini havasız brr âlemin ıstırabNefsine hâkim olmıyanlar büyük iş gö Hiddetle yaptığmız fena muameleden, ları içinde eriterek tabiatin bağnndan koremezler. Nice zeki, dirayetli, faal kimse kırdığınız kalbden bir acı duyunca «Ma parabildiği cevherleri yukarıya taşıyan ler vardır ki kendilerinden ileride çok nasız ve lüzumsuz yere hiddetlendim, is bir fedai sembolü idi. Bir adam ki ya hep hizmetler beklenirken idare edemedikle temiyerek sizi incittim, fakat şimden son kahra uğruyor, ya hep hakkı çalınıyordu. ri hıslerinin kurbanı olmuşlar, bir an için ra irademe hâkim olmağa gayret edece Binaenaleyh, bizim bolşevik, daima mağde başlanna çıkan kan onların istikbalini ğim, ve vara yoğa kızmamak için cebri dur, daima fakirdi ve ayni zamanda, uğArz ve aya nazaran günlerin uza mahvetmiştir. nefsedeceğim!» demek lâzımdır. Böyle radığı bu zulümlerin verdiği asü hiddet masını Okyanuslardaki meddücezir delkile izah etmek kolay. Doğrusu bu da Hapisaneleri dolduran mücrimlerin, muhakeme yürütülürse insan hem başka içinde mecburen canavarlaşmış, biraz da kâfi değil. Fakat kısalmasına ne diye larını, hem kendisini zarara sokan asabî vahşi bir şekil ve ruh taşımaktaydu katillerin ekserisi zebunu oldukları nefis Iim. Felemenk âlimlerinden De Sitter lerinin cezasmı çekmiş, yenemedikleri buhranm yava, yavaş önünü alır. Ne yaMeğer benim uydurduğum bolşevikle bir makalesinde «1918 senesinde günü hırsları hem başkasının, hem kendisinin payım elimde değil; demek kendini hid hakikatteki bolşevik nekadar ayn ve neSenenin en sıcakkanlı mevsimine gır detin pençesine teslim etmek demektir ki kadar zıd şeylermiş! felâketine sebeb olmuştur. Yazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR müzün uzunluğu birdenbire, birdenbire mek üzereyiz: İnce ve narin bir kıza bendeğilse de pek kısa zamanda, değişti. bu bir irade zâfından başka birşey değil* * * , Bazı asabî kimseler vardır. Gayet naziyen bahar, yerini, gün ışığı altında pişKım demiş, karpuz kabuğu düşmeden Vasatiden bir saniyenin 650 de biri kazik, son derece terbiyelidirler. Fakat bir dir. însan birşeyin fena olduğuna kani oDün, Kadıköy vapurunda, bir tesadüf miş, sert adaleli erkek yaza bırakıyor. denıze girilmez diye!.. Kumda oynıyan dar uzunken saniyenin 540 ta bin Ica defa kızdılar mı, hiddet gözlerini bürür, lursa ondan kendini kurtarmak için cehid neticesi, nihayet senelerdenberi merak etTozlu yol kenarlarmda zümrüd yeşilin ların şimdiden ne haddi var, ne hesabı... dar kısaldı. Bu kısalma bütün günün ellerine ne geçerse kırıp dökerler, karşı sarfeder. Ba^ı kimseler tütünün bünyeleri tiğim bolşevikle, karşı karşıya geldım. den çadır kuran başıboş otların bile, ya Olgunluk zamanı erişince kabuğunu 25,000,000 da biridir. Bu kısalma ınedlarındakine ağıza alınmıyacak küfürleri üzerinde yaptığı tahribattan daima şikâ Fakat, gözlerime inanamadım. Çünkü, o vaş yavaş benizleri sararmağa başladı. çatlatıp dışarı fırlıyan kestane gibi, Istan dücezirle izah edilemez. Çünkü Asya savururlar. Ne yaptıklannı bilmezler. Bu yet ettikleri halde mütemadiyen sigara yeşil, dikenli kaktüsler gibi, cinsinin gaDeniz, gözleri artık başka türlü oyalı bul halkı, bu sene bir türlü kabına sığa daki bütün dağlar bir anda yerın dibine buhran bir kasırga gibi gelip geçtikten içerler. Halbuki biraz azimkâr olsalar ve rib bir yetiştirmesi olsa gerekti. yor, ve rüzgâr, sevdalı gönülleri yeni uça mıyor. çökseler günün uzunluğundaki fark busonra takatsiz, bitab bir halde yaptıklaruıa biraz iradelerine sahib olsalar derhal karılıklar peşinde sürüklemeğe hazırlanı Arkadaşım şüphemi anladı: Anlattıklarına bakıhrsa, boğazm Ru nun dörtte biri kadar olamaz.» diyor. rar verir ve bu başbelâsmdan yakalarını nadim olurlar. A birader... Bolşeviğim diye su yor. Dün, ilk defa gökgürültüsünü dinle meli yakasında, tutulmıyan pek az yalı Anlaşılan 1918 senesi Büyük Harbin kurtanrlar. Bir hiddet nöbeti insanın vücudünde ratında yaftası, göğsünde alâmeti farika dık. Morarmış bulutların perdesini aralı kalmış. İç mahallelerdeki evler bile, üçer son senesi olmakla kalmayıp bir takım Hepimiz, kan bir kere beynimize çıkınve karakterinde sarhoşluktan daha çok yarak bize kadar gelen bu tepeden inme beşer kiralanıyormuş. tahavvüllere sabne olan bir senedir. Günca, göz kararınca onun önüne geçmenin sı olacak değil ya? Malımı tanımaz mıtahribat yapar. Bir asabî buhran bizi içsese, yann tatlı sağanaklarından dökülen yan? Ta kendisi! Bolşevik? dedi. Şu Üsküdara ne dersiniz?... Çamlıca deki bu farkı hasıl etmek için arz nısıf kiden çok zehirler. Herhangi bir sebeble ne müşkül olduğunu biliriz. Fakat hiddeyüzünden olacak bu sene, oraya da deh kutrunun 12.5 santimetre kadar küçül Fakat, tuhaf şey! Bu adam nasıl bol damlaların ahengi karışmıştı. kanı tepesine çıkmış, bir adamın haline ba tin esiri olmanın ne fena akıbetler doğura Oh... diye sevindim, artık yaz geli şetli rağbet varmış. mesi icab eder. Belki arzın iç tabakalaşevik olabilirdi ki, bir vapurda, bolşevi kmız. Hiddetten her azası ispazm tut bileceğini de bilmemiz lâzım gelmez mi? yor!.. Bağlarbaşı denilen semt, bundan bir rında cüz'î, fakat her yerde müsavi mikğin tabiî yeri olmak icab eden kazan damuş gibi titrer, benzi sapsan olur, dili da Öfke baldan tatlıdır, derler. Peki ama Ve arada bir, ufkun şurasını burasmı kaç sene evvel, cinlerin cirid oynadığı bir tarda, bir çöküntü olmuş. Bu da günüiresinde değil, lüks kamarada oluruyormağı kurur, iştihası kesilir, bütün mana bir hiddet saikasile aziz bir dostu kırmak dul Nasıl bolşevik olabilirdi ki, işini tı delen ışıklı iğnelere gözjerimi dikerek, yerdi. Üsküdar Kadıköy tramvayları, müzdeki bu farkı hasıl etmiştir. sile zehirlenir, harab, perişan olur. Gün nekadar acıdır. kırına koyarak göbek sahverme devrine bütün bir yazı, bulutların köşe penceresin iç köylerle muvasalayı temin ettikten son1918 senesinde cereyan eden bu hâHiddetini teskin etmeği bilmiyen kim lerce kendine gelemez. den temaşa eder gibi oldum. Evet, yaz ge ıa, burası da aldı, yürüdü. Sevgililerinin disenin 1897, 1876, 1864 ve 1786 ve girmiş bir burjuvanın akm gözlüğü içinHiddet buhranı bazı şişman veya fazla seler nefsine hâkim değillerdir. Bu gibiler den bakıyordu! Sonra, ne arkasında me iyor!.. zülüflerile bağlarbaşına bağlanan eaki diğer senelerde cereyan ettiği karışık rikanlı kimselerde kalbi de zedeler. Birpusulasız yola çıkan kaptanlara benzerler şin caket, ne başmda gri kasket vardı. Denizlerin sihirli dalgasında, onun a âşıklar, neredesiniz?.. yazî hesablarla bulunmuştur. Acaba güdenbire tok karnına hiddetlenen, sinirleri ki akıntıların, dalgaların, rüzgârların esi Bılâkis, hantal vücudünü yüzde yüz ka hengini buluyoruz. Gelinciklerin kızaran Boğazdaki bu hakikî «bâse badel nün uzunluğunda saniyenin iki bınde biri ni sarsıntıya uğratan, kanın dimağa hücu ridirier. yüzünde, onun vaidlerini hatırhyoruz ve mevt» in Anadofu yakasına da sirayet ef kadar tahavvül gösterecek bir saât yappitalist fabrikalarm yüzde yüz amele teDeğil bir hiç için kızmak, hiddeti mu muna sebeb olan kımselere nüzul isabet rile dökunmuş Mançister kuroaşjarına önümüze serilen kumsallarda, onun çize tiğini söylüyorlar. mak mümkün mü? Buna darnüspetceettiği çok vakidir. Bir anda ölenler bile cib olacak hâdıseler karşısında bile cebri sarmış halis bir burjuva idi! Daha gari ceği ihtiraslı izlere takılıp kalıyoruz. Meselâ, «Beylerbeyi», Çengelköy, vab veren olmuş. Shortt'un yapmış oldunefsedip sinirlerine hâkim olmak müm vardır. Yaz geliyor! bi, şurada yirmi bin liralık köşkünden, Vaniköy gibi, nisbeten tenha köylerde bi ğu serbest rakkaslı saatin bundan hassas Hiddetin dimağdaki kanı zehirlediği kün, olduğu kadar itidalini muhafaza et burada kırk bin liralık evinden, ve daha Açmasile solması bir olan ömürsüz le, bu sene, hatta şimdiden hayat ve hare olduğu, 3000 senede bir saniye tatıavmuhakkakhr. Çünkü hiddet sinirleri öyle mek ta ailede alınması iktıza eden bir ter dün, bir bankadan yüzbinlerce liralık bir gül, saisısında boynunu bükerek vefasız ket belırmeğe başlamış. Yalı ve köşk sa vül yaptığı görülmüstür. sarsıyor ki bundan bütün organizme ve biyedir. kombinezonla koca bir müesseseyi ham bülbülün ziyaretini bekliyedursun, yosma hiblerine, halkm sayfıyeye çıkmaları yakPrf. SAUH MURAT İngilizler bize çok güzel örnektir. Bu hum şaralop ettiğinden bahsedilen halis, karanfil, kıvırcık kâselerinin içine doldurbilhassa dimağ çok müteessir oluyor. Bir laştığı şu günlerde, kiracılarına karşı. in bora, bir kasırganın tahribatım gözle gör millet en büyük, en heyecanlı vak'alar hatta kapitalist bir burjuva idi! duğu kokudan halkedilmiş şarabile, çok saflı hareket etmelerini tavsiye etmek yedüğümüz zaman koca ağac gövdelerinin karşısında itidalini muhafaza etmekle tarınde olur. İnanamadım, suratına bir daha bak an başımızı döndürmeğe başladı. nasıl yere serildiğine şaşarız. Hiddetin de nınmiştır. Ingilizlerin farık vasfı, karakteri Bostanlarda henüz demet demet ma tım, gene inanamadım, gene bir daha oakMeşhur meseldir: «Kelim geçtikten Havdarpaşa lisesinden yetîiçimizde yaptığı bu mühim tahribatı gözle serinkanlılıktır. tım. Hayır! Bu, bolşevik değildi, An rullar bağlanırken, salatahk uzun ve sivri sonra, merhemıni kendı başına sür!» der şenler, yarın DeğirmendereDilimizde ne güzel .bir darbımesel vargörmüyorsak da âsarını günlerce hisse mazdı! Nasıl bolşevik olabilirdi ki yii gövdesile manavın baş sedirinde belirdi. ler. Sayfiyeye çıkmanın da mevsimi geçye gidiyorlar dır: diyoruz. .. zünde paranın tadını almış bir solucan Yazm ilk yumuşak etli yemişi kiraz, dal mesin bir kere!.. Bugün, birkaç lira fark Dimağımız ve cümlei asabiyemiz ga «Öfke ile kalkan zararla oturur.» der rehaveti, küçük ve sarı tesbihböcekleıini ara ve bu arada keselere basarak gezgınHavdarpaşa Lisesinden Yetişenler ceiçin, bin dereden su getirerek nazlanan yet hassastır. Onların hüsnü suretle vazi ler. Doğru değil mi? miyetı tarafından DeğLrmendereye bir andıran gözlerinde bir bezirgân iinsiliği ci esnaf tablalannda, onu yiyecek parası köşk ve yalı sahiblerile, haziran sonlarına felerini yapması ancak sükun ve ahenge Selim Sırrı TARCAN kunuyordu! Bu adamda değil bir ıdeal olmıyanlara uzaktan karış katıyor. Kirazi doğru gene görüşürüz. Ayaklarına kadar deniz tenezzühü tertib olunmuştur. Bu tenezzüh yann yapılacaktır. uğruna canını verecek. herhangi biı fıkir sever misiniz bilmem. Ben, severim ama, gelen müşteriyi geri çevirirlerse, yazm, Köprünün Boğaz'çi iskelesinden saat uğruna rahatının damlasını feda edebıle bu sevgi, daima biraz korku ile karışıktır. örümceklerin ağ kurduğu perdesiz pence sekizde hareket edecek olan Şirketi HayNeden mi?.. Anlatayım: Gene kerçdi ıfa reler önünde arpacı kumrusu gibi düşüne riyenin 68 numaralı vapurile gidilecek, cek bir hal görünmüyordu! desine göre, kiraz, insanlar hakkında pek cek olanlar, gene kendileridir. Değirmenderede gencler tarafından terArkadaşıma: hayırhah bir yemiş değildir: Olamaz! Bu bolşevik dağö, başka Ben, yazlık köşk sahiblerini kızları ge tib olunacak muhtelif eğlencelerden Şükredin ki, arkamdan dut yetişi linlik çağma gelmiş ana ve babaya benze sonra geç vakit avdet edilecektir. birşey olacak! dedim. Tertib komitesi, tenezzühün fevkalâyor.. Yoksa, beni yiyenlerin boynunu, sa ririm. Kızı, nasıl vaktinde «er» e vermek Arkadaşım sinirlendi: de güzel bir şekılde geçirilmesi için icab pa çevirirdim! gerekse, yazlık müşterilerini de öylece Be birader... Sen bolşeviği kuvu Kirazdan işte bu açık itirafını düşüne vaktinde peylemek gerektir. Son pişman eden büıün tertıbatı almıştır. dibinde bir adam zannedıyorsun ve güCemiyet reisliği, davetlılerm muay rek ürkerim ve kendi kendime: hk fayda vermez. nün birinde vapur kamarasında raslayınca yen vakıtte Köprüde bulunmalarım nca Bereket versin ki, öteki yemişler SALÂHADDİN GÜNGÖR etmektedır. şaşınyorsun! Şekline, şemailine bakıyorkirazın aklına uymamışlar, derim, ya onsun ve hemen: «Olamaz!» hükmünü vela da, bize yaptıkları fenalıkları, birer riyorsun! Evet, bu adam şekil ilibarile Italya bisiklet turu bitti birer sayıp dökselerdi korkumuzdan acabelki bir manifaturacıdan farkh d^^i'dir. ba hangisine el sürebilirdik? Sondrio 18 (a.a.) İtalya bisiklet Manifaturacıdan farkh değildir ama, turunun Trente Sendrio merhalesini gene bolşeviktir! Fark şuradadır: ManiYaz geliyor! Valetti kazanmıştır. faturacı dokuma satar, bu adam ise fi Bu hakıkatin en çıplak ifadesini plâj Valetti, 166 kilometreden ibaret olan kir! Anladın mı? Daha açık söylrçeyim: larda okursunuz. Bir pazar günü, meselâ bu mesafeyi 5 saat 27 dakıkada kafet Bu zatın kımseninkine benzemiyen, muayyen bir imbikten süzülmüş bir ukun Floryaya kadar gıdin. Bakın, orada ne miştir. Kendisini takiben 5 saat 33 dakikada Rizzi ve Marabelli gelmişlerdir. mühim fikirleri vardır, işte onları satar... sahneler göreceksiniz. Merasimden bir görünüş Fikirler kendinin mi? İnönü, (Hususî) İnönü şehidliğin rad etmişler ve üç dakikalık ihtiram vak Hayır efendim... Fikirler başka Siz bu satırları okuyup bitirde aziz ve mukaddes şehidlerimizin ha fesini takiben bandonun çaldığı matem Iarınındır, ithal edilmiştir. O, piyasaya diğiniz anda: tıralannı saygı ile anmak için muazzam havası dinlenilmiş ve bir manga asker ta arzeder, satışını yapar. Komisyoncu gi Amerikada mevcud otuz milyon merasim yapılmış ve bu merasime An rafından havaya üç el ateş edilmiş ve bu bi... otomobil sekiz yüz bin kilometre kara, Eskişehir, Bursa, Kütahya, Bilecik sırada kurbanlar kesilmek suretile mera îyi ya birader... Ne kız.yorsun, mesafe yapmışlardır. ve daha birçok yerlerden gelen heyetler sime nihayet verilmiştir. gene benim dediğim doğru: Bolşevik deParisteki Eyfel kulesini gezmeye iştirak etmiştir. ğil, bir sicnsar! vasatî olarak bir seyyah gelmiştir. Tehdid mektubu Karaib denizi adalarmdan yüz Halk daha gecenin üçünde iken oto Hayır efendim anlamıyorsun: Aaltmış hevenk muz ihrac edilmişBursa (Hususî) Şehrimizde oturan dam bolşevik... Fakat simsar! mobil, araba ile ve yaya olarak abidefcr. ye akm etmeğe başlamış ve bu akm me bir kadın garıb bir tehdid mektubu al Yani bolşevik simsarı! Amerika, deliliğin en taammüm rasim saati olan 11,40 a kadar devam mıştır. Vel şemseddin mahallesinde 4 Hah... Ş™di buldun, ta kendisi! etmiş şekli olan vakitsiz bunama ederek abidenin bulunduğu tepe yamac numarah evde Zekiye ismindeki bu kahastalığından dolayı bizim paraA. N. K. mızla bin iki yüz lira zarar etları, on binlerce halkla dolmuştur. Mera dına Bursa postanesinin damgasını ta şıyan ad; bir mektub gelmiştir. Bu mekmiştir. sim saat 1 1,40 ta bandonun çaldığı îstubda n'uayyen bir yerde bulunan diÜNtVERSÎTEDE Seria nehri ve ondan daha utiklâl marsıle başlamış ve bunu müteakıb lenciye muayyen bir zamanda (500) lıra fak diğer nehirler, Lut denizine çelenkler abideye konulmuştur. Bu sıra verilmezse kızkardeşinin oğlu Ihsanın Desler kesildi altmıs bin metre mikâbı su akıtda Eskişehirden gelen tayyare filolan a dağa kaldırılacağı, eğer bu mektub münmıslardır. Dün, üniversitede dersler kesilmiştir. Sıvas (Hususî) . İnkılâb tarihimizde kendisine büyük bir yer ayıran bidenin üzerinde dolaşarak ve trenler a dericatından polis haberdar edilirse, îhMısır kövlerinde, filer denilen İmtihanlar, ayın yirmi yedisinde baş şehrimiz, Ebedî Şef Atatürkün anıdma yakmda kavuşmak üzere.dir. Valinin b'r ha c erenin tasıdıçı mikrob bir bıdenin karşısında durarak düdük çal sanın hayatma kasdedıleceği bildiril Mısır köylüsüne filaryoz hastalıriyasetinde toplanan anıd komisyonu gehrin imar plânma göre anıdm kurumak suretile şehidlerimizi selâmlıyorlar mekted r. Bir şantaj mahiyetinde te lıyacaktır. gı asılamıstır. Ders kesimi dolayısile talebeler, teza lacağı yeri tespit ederek Güzel San'atlar Akademisine bildirmiştir. Jüri hedı. Çelenklerin konulmasını müteakıb or lâkki olunan bu mektub üzerine Zekiye Frf«ti«a, orHıısu ve ^abrivesi ihdu narrrna bir erkânıharb subayı ve Es polisi haberdar etmiş ve mektubu Em hürat yapmış, Üniversıte Rektörile pro yati bu hususta karannı verecektir. Anıd içirt 80 bin lira sarfı kararlastıtiyacları icin yirmi bir bin frank kişehir, Bursa, Kütahya, Bilecik ve Boz niyet müdürlüğüne teslim etmiştir. Em fesör ve muallimlerine çiçekler takdim rılmıştır. Gönderdiğim resim anıdın kurulacağı Cumhuriyet meydanı ve hüöyük namına birer zat ateşli hitabeler i niyet müdürlüğü tahkikata başlamıştır. etmişlerdir. kumet civarını göstermektedar. Yaz hazırlıkları Olgunluk zamanı erişince kabuğunu çatlatıp dışarı fırlayan kestane gibi, halk, bu sene bir türlü kabına sığamıyor Sayfiyelere göç başladı Zaman yalnız arzın mihveri etrahn * daki veya mahrekindeki devir hareketile ölçülemez. Ayın, seyyarelerin, ve güneşin hareketlerile tayin edilen zamanın arzın hareketile tayin edilen zamana uy ması lâzım gelirken böyle olmadığı gö rülmüştür. Daha 1706 senesinde Halley gün ve ay uzunlukları arasındaki nispetin sabit olmadığını yani arz zamanile ay zamanınm bir olmadığım bulmuştu. Bugün ay zamanı bir asırda bir saniyenin 33 te biri kadar kısalıyor. Amerikalı astronom Nevvcomle bu şümulün bir cihetii olmadığını bulmuştur. 1630 da ay saati arz saatinden 30 saniye kadar geri iken 1 720 de her iki saat birleşmişti. 17S6 da ay saati 30 saniye kadar ileri gitmiş, scnradan gene kaybederek 1865 te gene birleştnişler. 1918 senesinde ay 18 saniye geri idi. O tarihten bugüne kadar kaybede ede gerilik 23 saniyeyi bulmuştur. Güneş ve seyyareler de ay gibiydi ve geri gidiyorlar. Güneşe göre günümüz bir asırda saniyenin 460 ta biri kadar uzayor. Büyük âenh tenezzühü c İnönü şehidleri merasimi C Sıvasta Atatürk anıdı dikilecek