17 Mayıs 1939 CUMHLBî^ET 3 Meseleler Filistinin akıbetini tayin Umumî merkezin verdiği karar edecek olan beyaz kitab Kudüs 16 (a.a.) Sokaklara ibranice beyannameler yapıştınlmıştır. Bu beyannamelerde bilhassa şöyle denilmekte dir: «Beyaz Kitabda menfaatlerimiz nazan itibara alınmadığı ve yahudilerin ii midleri boşa çıktığı takdirde İsrailin kılıcı kınından çıkacaktır.» Fakat «Palestina Post» bunun aksine olarak kuvvet istimali telkinlerini reddetmekte ve şöyle yazmaktadır: «Yahudi ahalinin büyük bir kısmı şiddet metodlarının aleyhindedir.» meti üzerinde derin bir tesir husule getirmiştir. Emin bir membadan öğrenildiğine göre gelecek beş sene içinde Filistine 75 bin yahudi ve kısmı azamı çocuk olmak üzere 25,000 Almanyah yahudi mülteci hicret edebilecektir. Ingiliz plânmda, ahvale göre asgarî beş vc azamî yedi senelik muvakkat bir zaman zarfında muhtelif merhalelerle yahudilerle Arabların beledî ve millî sahada teşriki mesai etmeleri tavsiye edilecektir. İngiliz, Arab ve yahudilerin muhtariyetin ilânma kadar her nezaret nezdinde istişarî bir organ mahiyetinde olarak teşriki mesai etmeleri ağlebi ihtimal ilk merhaleyi teşkil edecektir. Yeni rejim, kâfi miktarda kuvvetlendiği ve sulh tamamile teessüs ettiği zaman mütenasiben temsil edilecek olan Arab ve yahudi elemanlarından mürekkeb bir millî meclis teşekkül edecektir. Salâhiyettar mahfillerde söylendiğine göre Arabların veya yahudilerin yapacaklan boykotajlar ve teşriki mesaiden imtinaları ingiltere hükumetini bu kara rından vazgeçiremiyecektir. İngiltere hükumeti, mes'ul elemanlar dan kâfi miktarda teminat almış olduğu için yeni siyasetinin muvaffakiyetle neticeleneceğinden emin bulunmaktadır. Nasyonalizmi doğru anlıyalım ! İHEM Yazan: PEYAM1 SAFA rihsiz, an'anesiz bir «ilk insan» tasavvur edilse bile bunun hayvandaa farklı b'rşey olamıyacağını anlıyoruz. İnsana ınsanlığını veren şey içtimaî, yani rriilî karakteri olduğuna göre: İnsan, miüî bir hayvandır. Nasyonaiizm, bize yalmz hayatm ve selim aklın değil, ilmin de sunduğu bu açık hakikatleri kabul etmekten başlar. Burada ne irtica, ne taarruz prens'pi vardır. Bilâkis bu donelere karşı ayak dire1 mek, sosyolojinin teşekkülünden evvelk ' iptidaî insan görüşüne rücu olduğu için bir fikir irticaıdır ve hakikate bir taarruzdur. Yani irticaların ve taarruz'arn en kötüsü! Büyük Fransız ve büyük :n«an Maurice Bares'in milliyetçiliği de, ferd ruhunun ince ve sıkı bir tahlilinden dnğrruştur. En taze ilim doneleri bu tahlilin neticelerini teyid ediyor. Başka yazılanrrda c bu bahse ge'eceğim. Fakat Bare. 'in, nefsi üstünde vaptığı tahlilden cemiyet realitesine nasıl vardığını anlatan şu meşhur cümlesini hatırlatayım: «Biraz ciddî bir tahlil altına konduğu zaman insan n benliği ortadan kalkar ve yerine, geçici bir mahsulü olduğu cemiyeti bırakır... Benim düşüncem, ilkönceleri h'irriyetinden pek mağrur olduğu halde, nihayet kendisinin bu toprağa ve bu ölüîere bağlı olduğunu gördü, ki bunlar, ben dcğmadan evvel, benim düşüncemi hemen en ince noktalarına varıncıya kada; hazırlıyarak idare etmişierdir.» Nasyonaüzm, jnsanın kendisini mületine bağlıyan ruh ve madde çizgüeri üstünde en yüksek şuura ve sevgiye varmasıdır. Bu şuur ve bu sevgi, insînı fani vücudünün ve nefsmin ahmak bir hayranı ve dalkavuğu olmaktan kurtarır, sersemce bir kazanc hırsile yaldızlı ve kof bir lüks, kaba ve kötü iştahlar peşinde yuvarlanmaktan alıkoyar, onu sonsuz ve ebedî topluluk ruhuna bağlar. Mıl'iyftçilik, daha geniş bir insaniyetçjlik idrakine ve sevgisine bir engel değil, bilâkis «cemiyet» ve «insanlık» gibi daha mücerred safhada kalan mefhumları reel «millet» vakıası içinde kavramaya vasıta olur. Öz nasyonalizm, milliyerten insanhğa koşan, fakat bunun için de tam bir millet olmanın bütün şartlarını arayan oasyonalizmdir. Bu şartlar, bir milleti tam bir miHet yapan taazzuvun şartlarıdır ki baş:nda şu gelir: Ferdin kendi fani hırslarını bu taazzuv içinde eritmeye doğru, aşkla koşması. Eski mistik bir tabir delâletile: «Fena filmillet» olmak. Kendi milletini aşkla sevmeyi telkin eden bir nasyonalizmin başka milletlere karşı kin uyandırdığını ileri süren kaba mantık, ayni cinsten bir muhakeme ile kolayca alaşağı edilebilir: Kendi ailesiii aşkla seven bir adamın başka ailelerı paralaması şart mıdır? Bilâkis bu aşk, insanı aileden millete ve milletten insanlığa götüren mücerred ve büyük topluluk aşkmın ilk temeltaşıdır. Bütün canilerin, hırsızların, sarsakların, abulabudlann, dejenerelerin, aile ve milüyet duyguları kopmuş başıboş insiyaklar olduğunu biliyoruz. Nasyonalizmi duymıyan bedbaht, ayaktakımından bir adamsa soluğu hapisanede alır; eğer fikir adamı ise ideolojisinin hakikat tarafından her an tekmelenen korkunc tezadlan içinde bir rate ve ukalâ olmaya doğru gider. Dün az böyle idi, bugün çok böyledir, yarm tamamile böyle olacaktır. Çünkü dünya, gün geçtikçe, daha sıkı ve büyük millet taazzuvlarına doğru gidiyor. NALINA MIH1NA Hava kahramanlan « Milletler kahramanlıklarile yükselirler » Ismet İnonu ava şehidlerini ayrıca anmaktan maksad, hiç şüphesiz, onları diğer şehidlerimizden üstün tuttuğumuz için değildir. Vatan ve millet uğrunda can verenlerin hepsi şehiddir; hepsi bizim için müsavidir ve ayni yüce mevkie sahibdir. Bütün şehidler ruhumuzun cennetinde yaşıyorlar. Hava şehidleri için ayrı tören yapmaktan maksad, gencliği havacıhğa teşviktir. Çünkü, 20 nci asrın yaramaz çocuğu olan tayyare, hem bir medeniyet vasıtası, hem bir harb vasıtasıdır.. Havacılıkta ileri olmıyan ve ilerilemek azminde bulunmıyan milletler, başkalarına esir olmağa mahkum milletlerdir. Türk milleti ise ölmeğe razıdır; fakat esarete asla! Onun içindir ki insan şekline girmiş kahramanlığm ta kendisi olan büyük milletim, karada ve denizde olduğu gibi, havada da kahraman olmak azmindedir. Burada kahramanlığı, sade yiğitik manasına kullanmıyorum; frenklerin «as» kelimesile ifade etmekte oldukları mefhumu da, her sahada, düşünerek öyle kullanıyorum. Büyük Millî Şef İsmet İnönü, 1932 de Eskişehir tayyare alayını ziyaret ettiği zaman, şu fevkalâde güzel ve canlı sözleri söylemişti: «Milletlerin yükselmesi için birçok kimseler birçok lüzumlardan bahse' derler. Kimi maarifçe, kimi iktısadca ve kimi askerlikçe yükselmek lâzım eldiğini söylerler. Ben kendi tecrü" beme ve tarihe istinaden diyorum ki millelter kahramanlıklarile yükselirer. Bugün millî kahramanlık müca* delesi, tayyarecilikte temessül etTayyareciler, işte bu yüksek vazifeyi, kahramanlık müsabakası vazifesini üzerlerine almışlardır. Bu" nun için hiçbir hudud yoktur. Benim bildiğime göre manevî sahada, insanlann kudretinin hududu, henüz keşfedilmiş değildir. Bundan dolayı her brrinizden hiç durmadan kahramanlık istiyoruz ve hergün biraz da~ ha istiyeceğiz. Türkler, bu sahada hiç bir milletten geri kalmazlar, belki ileridedirler. Bunun için Avrupahlaın bütün yaptıklarını sizlerden en az ayni derecede yapmanızı mutlaka stiyoruz. Bu ağır kahramanlık vaziesine yüreği tahammül etmiyenler bu işten ve bu meslekten ayrılmalr dırlar. Yapacaklar kalmalı ve yapmaıdırlar.» Hava kahramanlarımız, bu aziz yurdun mavi göklerini düşmanm kirletmesine müaade etmemek vazifesinden başka, Türkü havacılık bakımmdan en medenî miletlerin bulundukları ön safa geçirmek, n ileri mevkie yükseltmek vazifesini de lmışlardır. Onlan yalnız uçan ve döğü;en kartallar olarak değil; yenilikler buan, teknik harikaları yapan yaratıcı fen ahramanlan olarak görmek istiyoruz. Kavga çıkaran her takım Yahudiler; menfaatleri haleldar olduğu takdirde, oyundan menedilecek İsrailin kılıcını kınından çıkaracaklarmış! Beyaz Kitabda neler var? Londra 16 (a.a.) Salâhiyettar mahfillerde söylendiğine göre «Beyaz Kitab» müfrid Arabların taleblerile Londrada akdedilen Filistin konferansında İngiltere hükumeti tarafmdan yapılan ve Arab ve Yahudi murahhas heyetlerince reddedilen teklifler arasında bir anlaşmayı ihtiva etmektedir. Yahudi muhaceretinin yahudi nüfusunun Filistin ahalisinin üçte birini tecavüz etmiyecek şekilde tahdid edilmesine karar verilmesi üzerine millî yahudi ocağı siyaseti terkedilmiştir. Anlaşıldığma göre millî ocağm ancak orta Avrupada yahudiler üzerinde icra edilen tazyik üzerine faaliyetle inkişaf etmeğe başladığına dair Arablar tarafmdan ortaya atılan deliller İngiltere hüku ••«ııımıtlımltlllUINIIIIIIIIIIIHIininillllttllllllllllllllllllUlllinılııınııın Eskişehirdeki cinayet Suçlu Ibrahim, dün Memleket hastanesinde müşahede altına alındı Eskişehir, 16 (Telefonla) Evvelki gün Çarşı karakolunda bir kadın meselesi yüzünden köylüsü lbrahimi tabanca ile öldüren Galata polis merkezi müretteba tından İbrahim, bugün isticvab edilmek üzere Ağırceza mahkemesine sevkedilmiştir. Katil îbrahim, Tevkifaneden çıkanl dıktan sonra Adliyeye getirilirken yolda jandarmalara tecavüze başlamış, müte madiyen kaçmağa çalışmıştır. Nihayet, Adliyede hususî odaya alınan İbrahim, orada da firar teşebbüsünde bulunmuş, muhakeme zamanı geldiği sırada elleri kelepçeli olarak salona sokulmuştur. Bulgaristan için açılan kredi İngiltere. 500 bin liralık demiryolu malzemesi verecek Londra 16 (a.a.) Financîal News gazetesinin aldığı bir habere göre Bul garistana 500,000 Iiraiık bir kredi açıl masma dair bir itilâf akdedilmiştir. Pulgaristan bu para ile bilhassa demiryolu malzemesi ve yol inşası için iâzıro olan makineleri alacaktır. Ayni gazetenin bildirdiğine göre el yevm Atina'da bulunan Sir Leithoross, îngiliz eşyasının ithaline mukabil Yunanistandan tütün alınması için müzakere ler yapmaktadır. Ancak Yunan tütünleri külliyetli miktarda Almanyaya sevkedilmekte olduğu için müzakereler esnasında bazı müşkülâta tesadüf edilmektedir. «Fikir Hareketleri» nin geç<;n sayılarından birinde Francesco Nitti'nin şövle bir sözü var: «Nasyonalizm vatanın sair vatanlar aleyhine coşturulmasıdır. Gerek dahilî, gerek milletlerarası münasebetlcrde maziye, geriye dönmedir. Na<yonaAnkara 16 (Telefonla) Son gün lızm vatan sevgisi değildir, öteki vatanlerde futbol maçlarında seyircilerin de iş lara karşı kindir.» tirak ettiği kavgalarm sıklaşması dolayı Bu sözü nusyonalizme karş; yeni bir sile Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü iddia kıymetinde olduğu için buraya albazı kararlar almış ve alâkadarlara tebli mıyorum. Nasyonalizmin, oolttikacı ağgatta bulunmuştur. Bu kararlara göre, zile konuşan her düşmanı, bu kabasaba badema yalnız hâdise çıkaran oyuncu de eda ile yüz bin şey yazıp söylemiştir. ğil, mensub olduğu takımın heyeti umu Bu sözün kıymeti, nasyonaüzme yükletimiyesi oyundan menedilecektir. len iki büyük suçu olanca sadüği'e hulâsa edebilmiş olmasıdır: 1. Nasyonalizm Bundan başka maç sahasının seyirci lerin bulunduğu yerlerden Ankara sta bir irtica hareketidir, 2. Nasyonalizm dında olduğu gibi telörgüler gibi vasıta başka milletlere karşı kindir. Nasyonalizm düşmanlarma bövl* dülarla aynlması da saha sahiblerine bildişünmek cesaretini veren şey, nasyonal'zrilmiştir. Maçlarda bulunacak inzıbat kuvvetle min birçok nevileri olmas'dır. Şiıphesiz rinin artırılması yolunda da teşebbüsatta bir irtica nasycnalizmi ve ,i'Dnesiz bir istilâ nasyonalizmi vardır. Bir irtics debulunulmustur. mokrasisi ve bir istilâ demokrasisi o'duğu gibi. Her ideolojinin sağa ve sola sapan türlü nüanslarını ve derec^lerini he.kes bılir. Yukarıki sözün sahibini şaşırtacak dipdiri bir örnek var: Türk nasyoniÜTni! f Ki doğduğu gündenberi ne bir ir ;'ca, ne de bir istilâ hareketidir. îrtica ne kelime, doğdu doğalı Türk nasyona'izminin büLondra 16 (Hususî) İngiltere ile tün işi gücü onu tepelemekle uğraçmak Maverayi Erdün hükumeti arasında ce oldu; istilâ ne kelime, gene doğdu doğalı reyan eden mÜ7akereler bir anlaşma ile Türk nasyonalizminin bütlin iş! gücü neticelenmistir. Bu anlaşma mucibince, milletlerarası münasebetlerde sevgiyi ve Maverayi Erdün hükumetine mühim imti barışı korumaya çalışmak oldu. yazlar verilecektir. Bu meyanda, halen Bu kadar toptan hüküm veren üstünmer'i olan manda idaresi yerine doğru körü iddiaları beyninden vurmak icin badan doğruya Emir Abdullahm mes'ul o zan bir tek misal, Türk misali yeter. Hiç lacağı bir kabine kurulacaktır. Bundan kimse Türk inkılâbınm müliyetçi karakbaşka Emir Abdullah, Maverayi Erdün terini inkâr edemez, Gen<* hiç kimse Türk de bir ordu teşkil etmek ve komşu Arab inkılâbınm inkılâbcı ve barışçı karaktememleketlerine konsoloslar tayin etmek rine toz konduramıyacag! gibi. Bvır.Iar, hakkını haiz bulunacaktır. politikacı ağzile dermeçatma ve acele Anlaşmanın teferruatını tesbit etmek hüküm veren fikir adamlarmı utandıraüzere iki memleket murahhasları arasında cak mütearifelerdir. Londrada derhal müzakerelere başlanaBu ağzı bırakıp daha temkinli kcnuşacakbr. lım. Şüphesiz nasyonalizm kitabdan evvel hayattan doğma bir fikirdir ve bir fikir olmadan evvel tarihin gözüne bir hayat hamlesi halinde görünmüjtür. F<?kat kitabdan değil, millî zaruretlerden doğan nasyonalizmin, hay.abn içinJ^n bu fışkırışı «kitaba rağmen» de|ildir. Yani: Ilimden fetvasını almışhr. Yeni bir anlasma Maverayi Erdün hükumetine imtiyazlar veriliyor Roma zivareti İtalya ile Yugoslavya arasında yeni anlaşma yapılmadı Kelepçeleri çıkarıldıktan sonra isticvabına başlanan katil, sorulan bütün sual lcre cevab vermemiş, bir tek kelime söylememiş, mahkeme heyetine arkasını döneAnkara, 16 (Telefonla) Romanrek sorulanlarla meşgul olmuyormuş gibi ya millî bayramı münasebetile Cumhur davranmıştır. Bir aralık hıçkınklar içinde ağlıyan suçlu, «Rabia... Rabia...» diye Reisimiz İnönü ile Romanya Kralı Majeste Karol arasında tebrik ve teşekkür haykırmıştır. telsrafları teati olunmuştur. Bu vaziyet karşısında, iddia makamı, Mısırçarşısı esnafını temsil suçlunun müşahede altına alınması taleeden heyet binde bulunmuş, müşahede altına alınmak üzere geç vakit Adliyeden çıkanlmışhr. Ankara 16 (Telefonla) İstanbul, MıMuhakemeye yarm (bugün) devam sırçarşısındaki esnaf ve dükkân sahiblerini temsil eden bir heyet, Ankaraya gelolıi" acaktır. di ve Mısırçarşısmm İstanbul BelediyeAnkara atletleri geliyor since istimlâki takdirinde hasıl olacak Ankara 16 (Telefonla) Üç şehir vaziyet hakkmdaki mütalealarını alâ müsabakasına iştirak edecek atletlerle kadar makamlara bildirdi. Heyeti, Daİstanbul Edirne yanşına girecek bisik hiliye Vekili Faik Öztrak da kabul et letçiler, bugün Ankaradan hareket et miş, vaziyeti tetkik edeceğini söylemiştiler. tir. Millî Şefle Romanya Kralı arasında... Karabükte belediye teşkilâtı yapıldı Suriyede kabine buhrani devam ediyor Belgrad 17 (a.a.) «Havas» Belgradın iyi malumat alan mahfilleri, Naibin İtalya seyahatinde her ne mahiyette olursa olsun yeni hiçbir anlaşma akdedilmediğini ve bu hususta bazı yabancı gazetelerde intişar eden kombinezonların tamamen hayalî olduğunu kaydediyor lar. Naible Markoviç'in İtalyada yaptık lan temaslar münhasıran Belgrad anlaşmalarile esasen tesis edilmiş olan dostluk münasebetlerinin takviye ve tarsinine matuf bulunmuştur. Yugoslavyanın İtalyayı alâkadar eden diğer dış münasebetlerıne gelince, bu münasebetler değişmez bir şekilde aşağıdaki iki prensip üzerine müesses bulungıaktadır: Yugoslavyanın herLürlü muhalif ide olojik veya stratejik bloklar haricind". kalmak hususundaki arzu ve azmi ¥ 3 < kendisini diğer Balkan devletlerine ve bilhassa Romanyaya bağlıyan taahhüd lere kayıdsız ve şartsız riayeti. Zağreb'de çıkan yarıresmi Novosti diyor ki: «Naib ve îtalyan devlet adamları sadece esasen aramızda mevcud olanı derinleştirmeğe ve tamamlamağa çahşmış lardır. Yeniden küçük birşey yapmak daha tasavvur edilmemiştir.» Eğer «sosyoloji» yi mekteb'erden koğmıyacak ve eğer onu «astroîoii» gibi hükumetin yasak ettiği yıldızfal; nev'!nden saçma bir bilgi saymıyacaksak, bu ilmin ilk hakikatini kabul etmeye mecburuz: Müstakil bir cemiyet ruhu vardır ve îerdlerin ruhu buna sımsıkı bağldır. O kadar bağlı ki ferdde vücudünden bışka herşey, akıl, duygu ve irade, bir kelnıe ile şahsiyet sosyaldir, deniyor. Siz cekinirseniz oraya kadar gitmeyiniz. Fakat, hep birden, cesaretle kabul ptt:ğ;miz nokta şu: Herhangi bir insan cemiyetinin dışmda, tekbaşına yetişmiş bir ferd si'Uru, aklı, duygusu ve iradesi gösterilemez. Böyle bir adamın dili yoktur ki düşüncesi olsun. însan, içtimaî bir hayvanJır. Gene sosyoloji, tarihin de delâletile bize kabul ettiriyor ki her cemiyetin bir tipi vardır. En iptidaî clan ve phraHelerden en modern millet tiplerinc k^dar cemiyet, kendisine şekil veren birçok topluluk nevilerine ayrılır. Bu tiplerin dışında cemiyet, mücerred ve boş bir mefhumdur. En mütekâmil cemiyst tipi millet olduğu için ve eski cemiyet nVeri, millet olmaya doğru bir taazzuv harrlesi ifade ettikleri için millî alâka'iardan t^crid edilmiş bir insan da mücerred ye boş bir mefhumdur. Dilsiz, düşiinces'z, ta Düyunu Umumiye borclarının 1939 ilk taksiti Eski Osmanlı İmparatorluğunun tak sime uğramış Düyunu umumiye borclarınm 1939 ilk taksiti bu ayın 25 inde tediye edilecektir. Düyunu umumiye meclisinin verdiği karar mucibince bu taksit trans tefrik edilmeden Türk lirası olarak An kara ve îstanbulda 0,7346 dolar mukabili 0,9303 Türk lirası olarak tediye olunacaktır. Tediye olunacak bu taksitler yüzde 7,5 faizli 1933 Türk borcu tahvilleri hamillerine tediye olunacaktır. Düyunu umumiye meclisi 25 ikinciteşrin 1939 taksitinin de dolar üzerinden tediyesine karar vermiştir. Bu tediye de 0,7346 dolar mukabili ve 10 ikinciteşrin 1939 rayici üzerinden tediye olunacaktır. İkinci sıra yüzde 7,5 faizli 1934 tahvilleri ise gene 25 mayısta memleketimizm Türk lirasile 18,75 Fransız frankı karsılığı 0,629 Türk lirası olarak ödenecektir. Bu miktar Türk lirası olarak tesbit edil diğinden beş senelik müruru zaman müddeti sonuna kadar Türk lirası ile Fransız frankı kıymetleri arasında vuku bulabilecek tahavvül, miktarda bir değişiklik yapmıyacaktır. PEYAM1 SAFA Safronbolu 16 (a.a.) Karabükte Şam 16 (a.a.) Reisicumhur, istiyeni teşkil olunan belediyeye aza intihabı şarelere başlamıştır. Mumaileyh Meclis vapılmış ve yeni belediye teşkilâtı işe baş Reisi Fares Kuri'yi kabul ederek Bukha!amı«tır. ri kabinesinin verdiği istifanameyi tevdi etmiştir. Amasyada dolu yağdı îstifanamede hükumet programmm Amasya 16 (a.a.) Evvelki gece tatbikı ve bilhassa 1936 tarihli Fransız şiddetli yağan dolu neticesi olarak 14 kövün ekinlerinin harab olduğu anlaşılmış Suriye istiklâli muahedesinin tasdiki imkânı görülmediği kaydedilmektedir. tır. Vilâyetin diğer mahallerinde tahribat Avusturyadan hicret eden d°"cesi henüz anlasılamamıştır. Viyana 16 (a.a.) Anchllus'tanberi hicret eden Yahudilerin miktan takriben Atina 16 (Telefonla) Bugün neşredilen bir emirname 1925 1927 sınıflan 100,000 dir. Avusturyada daha 80,000 na mensub mütehassıs bahriye ihtıyat Yahudi vardır. küçük zabitleri talim için iki ay müd General Franko, Romayı detle silâh altma davet etmektedir. Silâh ziyaret edecek altına çağırılan smıflar 5 hazirana ka Roma 16 (Hususî) General Franko davete icabet etnjek mecburıyetinyakında Romayı ziyaret edecektir. General Franko. Popolo Ditalya gazetesi Yunan Kralı seyahate çıktı muhabirine bu haberi teyıd ederek deAtina 16 (Hususî) Kral, Trakya ve miştir ki: T « İlk fırsatta Romayı ziyaretle he " akedonyayı ziyaret etmek üzere bu okşam Atinadan ayrılmıştır. Kralın se nüz şahsan tanımadığım Mussolini ile görüreceğim.> yahati on gün devam edecektir. Yugoslavya anlaşmaya muhalif değil mi? Almanyanm borcu 780 milyara baliğ olan borçlar için bir anlaşma vaoıldı Yeni matbuat umum müdürü) Bolu Valisi Salixnin Matbuat U. Müdürlüğüne tavin edildiğini yazmıştık. Salim evvelce mülkiye müfettişliğinde, Edirne ve Balıkesir valiliklerinde bulunmuştur; yakında yeni vazifesine başlıyacak Yeni Matbuat U. tır. Müdürü Salim Yunanistanda silâh altına çağırılan ihtiyatlar Yahudiler Belgrad 16 (Hususî) Salâhiyettar mehafilde, İngiliz Türk anlaşmasının Yugoslavyada Balkan Paktına muhaîif addedildiğine dair bazı yabancı gazetelerde cıkan haberlerin tamamen asılsız olBerlin 16 (a.a.) Reichbank'îa ecduğu beyan edilmektedir. Ayni mehanebi alacaklılar arasında yapılan görüş filde temin edildiğine göre, Türk hükumeti, îngiltere ile akdettiği anlaşma hak meler neticesinde haricî banka kredileri kında Balkan Paktma mensub devletle hakkında bir itilâf hası' olmuştur. Neşredilen bir tebliğde bu borcların tire malumat vermiştir. Tekirdağmda 190 ıncı alay caret sahasına intikal ettirilmesi ve Al manya dahilinde daha büyük bir serbestiçin yapılan merasim Tekirdağ 16 (a.a.) Tekirdağdaki likle kullanılması hakında Almanlar tara190 mcı alayın kuruluşunun yirminci yıl fmdan yapılan teklifin nazan itibara adönümü münasebetile kışlada merasim lındığı bildirilmektedir. yapılmıştır. Bu merasimde Tümgeneral 1931 senesinde altı milyan bulan bu Kemal Balıkesir, davetliler, alaydaki su krediler, 28/2/939 tarihinde halâ 780 bay ve erler bulunmuştur. Törene İstiklâl milyon raddesindeydi. Bu kredilerin bümarşile başlanmış, albay Sıtkı Yurtcanlı, yük bir ktsmı bilhassa yolcuların işine İstiklâl Savaşmda zaferler kazanan bu alayımızın yirmi iki yıllık mazisini heye yarayan register marklar sayesinde ödencanlı bir hitabe ile anlatmıştır. Müteakı miştir. ben alay, tümen komutanının huzurunda Yeni itilâf, bu amortisman şeklini bir bir merasim geçidi yapmıştır. sene daha temdid etmektedir. Kâğıd resimleri hakkında bir tavzih Ankara 16 (Telefonla) 14/5/939 tarihli sayımızda kâğıd sanayiimiz adlı yazımızda sellüloz fiatlarının 1935 senesine kıyasen mühim tereffüler kaydettiğı mevzuu bahsedilirken senesi 1925 olarak yazılmış ve kâğıd tatbikatı üzerine mevzu gümrük resimlerini tespit eden 2255 sayılı kanunun tarihi de 1933 olacakken 1929 olarak kaydedilmiştir. Haberin telefonla verildiği sırada vaki olan bu yanlışbklan düzeltiriz. Mısır Kredi Fonsiye ikramiyeleri Ka'hire 16 (a.a.) Yüzde 3 faizli ve ikramiyeli Mısır Kredi Fonsiye tahvillerinin dünkü çekilişinde: 1903 senesi tahvilletinden 661,054 numara 50,000, 1911 senesi tahvillerinden 257,730 numara 50,000 frank ikramiye kazanmışlardır.