15 Mayıs 1939 CUMHURÎYET DUŞUNCELER I • • • Isveç müdafaa tedbirleri almağa lüzum gördü Parlamento heyeti umumiyesinde bi: nutuk söyliyen Müdaraa Nazırı «Nıîsson» İsveçe karşı münferid bir tecavüi vuku bulacağmı zannetmedığini, fakat umumî bir ihtilâf zuhurunda ortaya çıkacak tehlikelerin nazan itibara alıncnas. lâzım geldiğini beyan etmiştir. Bununla beraber umumî bir ihtilâf halinde İsveçin bitaraflığını muhafaza etmeğe muvaffak olacağı ümid edilmektedir. Hükumet, tevdi ettiği projelerle isveçin bitaraflığını ihlâl için yapılacak te şebbüslere mâni olacak ve müdafaa sı lâhlarını çoğaltacak tedbirler alınmasını istihdaf etmektedir. İsveçin bu sene si lâhlanmak için yaptığı masraflar, 350 milyon kurona baliğ olmaktadır. Geçen Ordu encümeni hiikumetin projeleri sene İsveçin silâhlanma masrafları 288 ni tasvib etmiş ve 1934 sınıfınm da silâh milyon raddesindeydi. altma davet edilmesine karar vermışse de Meclis, kanunu kabul etti ihtiyatlardan 7 sınıfın silâh altına alın Stokholm 14 (a.a.) Ordu mevcuması ve askerî hizmet müddetinin 175 dünün artınlması hakkındaki kanun Senagiinden 240 güne çıkarılmasına dair mu toda 37 reye karşı 89 reyle ve meb'uslar hafazakârlar tarafından venlen takriri tarafından da 39 reye karşı 138 reyle kareddetmiştir. bul edilmiştir. Stokholm 14 (a.a.) Parlamento bugün hiikumetin aşağıdaki tekliflerile alâkadar millî müdafaa meseîelerini mü zakere etmiştir. 1 Bahriyede filî hizmetin 200 den 340 güne çıkarılması. 2 Piyade alaylarında ımdad müfrezeleri teşkili. 3 İhtiyatların 30 günlük bir talim devresine tâbi tutulması. 4 Hava müdafaası için hususi müfrezeler teşkili. 5 Ordu kadrolarının artınlması. Daha şimdiden talim görmek üze:e 1935 sınıfmı silâh altına çağıran hükumet gelecek sene 1936 sınıfını da çağırtnak tasavvurundadır. Suriye kabinesi istifasını verdi Hiikumetin çekilmesine Askerlik hizmeti temdid, ordu kadroları tezyid edi fevkalâde komiserin liyor, millî müdafaa için de yeni tahsisat verilecek beyanatı sebeb oldu Beyrut 14 (a.a.) Suriye Başvekili Lukhari, Fransız Fevkdlâde Komiseri Puaux'nun geçenlerde Fransanın Suriye siyaseti hakkında yaptığı beyanatın Suriye hükumetinin programma iiymadığını söyliyerek Reisicumhura Kabinenin istifasını vermiştir. Reisicumhur, Fransız Fevkalâde Komıserınin Şama muvasalatına ve bazı tasrihatta bulunmasına intizaren Kabinenin iş başında kalmasını rica etmiştir. Fevkalâde Komiser Puaux, Fransız hükumetinin dost ve müttefik Suriyeyi istiklâline kavuşturmak hususundaki taahhüdüne sadık bulunduğunu söylemiş ve fakat memleketin müdafaasını temin için Fransız kuvvetlerinin Suriyede kalmaları lüzumunu ehemmiyetle keydey'.emiştir. Suriye makamatı Vilâyet idarelerinin rejimi ve dahilî asayişin Fransız ordusu tarafından temini hususlarında tavzihat beklemektedir. Ankaranın siyaseti millî Yalnız iradenin ta kendisidir T Ankaraya giden yolcu, orada kendisini bir sükun ve emniyet havası içinde buluyor. Bu havanın ruha verdiği ıhtimad hissi o kadar kuvvetli ki; son zamanların bin türlü korkunc ihtimallerile bozuJan âsab üzerinde adeta dınlendırıci bir tesır yapıyor. Dünyayı korku ve telâş içinde bıra kan hâdiselerin işaretlediği bütün tehli keler; sanki, Ankarayı ihata eden boz kırların uzun mesafelerini aşamıyacak kadar uzak ve sönük bir hat:radır. Ankaranın ruha huzur veren bu enerjik havası, kendi tabiatınin bir hususiyeti olduğu kadar, bizde hasıl ettiği itimadın teessüsünde, orada cereyan etmiş olan muhayyerül'ukul hâdiselerin de büyük tesiri olmuştur. Atatürkün ölçülmez dehası, Türkün zafer ve istiklâli yolunda, âleme meydan okuyan o pervasız cür'etile ortaya ahldığı zaman, bozkırların cidale susamış serkeş tabiatinde en kuvvetli havayı buldu. * . Şahlanan millî irade, beşerî imkânsızlıklara karşı zaferin tacmı orada giydi.. En başarılmaz sanılan işlerir. mucizesini orada imkâna getirdi. * * * . Türkün kendini buluşu, kendıne iman edişi demek olan yeni tarihin başladığı gündenberi Ankara daima Türke, onun yüksek azim ve iradesine iitinad eden millî bir siyasetin merkezi olmuştur. Onun bize huzur ve itimad veren tesiri hiçbir şeyle ihlâl edilemiyecek kadar kuv vetlidir. SfC *t> «1* IHEM NALINA MIH1NA sulh için I Millî Şef, ağustosta Izmiri şereflendirecek Dobricedeki hâdise Bulgar ajansı, bazı iddialar serdediyor Sofya 14 (a.a.) Bul< ;ar Ajansı bildiriyor: 9 mayısta Dobrucadaki Belitza köyü sakinlerinden 22 Bulgar katledihniştir. Bükreşten muhtelif ajanslar tarafınaan gönderilen telgraflarda bu Bulgarların casusluk veya şerirlik maksadiie Bulgaristandan gelen komitacılar olduğu bildirilmekte ise de hakikat bambaşkad ı: Romanyadaki son seferberlik esnasın da Belitza köyünden 60 kadar Bdlgar, Bulgar topraklarına iltica etmişlerdir. Bunun üzerine bunlarm karıları, kızkardeşleri ve kızları jandarma karakoluna götürülerek kendilerine menfur bir şekilde tecavüzde bulunulmuştur. 15 nisanda 100 asker köye giderek ayni harekette ve yağmada bulunmuştur. 7 mayısta Inceköy ormanlannda Ro manya jandarmaları ayni köyden bir Bulgarı kurşunla öldürmüşlerdir. 9 mayısta evvelden hazırlanan bir listede isimleri yazılı 25 Bulgar tevkif edilmiş ve kendilerine metni okutturulmadan bir beyanname imza ettirilmiştir. Bu 25 Bulgar geceyi dizlerine kadar su içinde bir mahzende geçirmişlerdir. 10 mayısta 25 Bulgar elleri bağlı olduğu halde mitralyözle mücehhez kuvvetli bir jandarma muhafazası altmda Inceköy ormanlarına sevkedilmiş ve yolda jandarmalardan biri uzaklaşarak bir el silâh atmıştır. Bu katliâm işareh Ü7erine mitralyözler işlemeğe balşamıs ve 25 kişiden ancak üç kişi kurtulabilmiştir ki bulnar da yaralı ve bitkin bir halde or manda iki gece kaldıktan sonra B'i'.ga ristana geçebilmişlerdir. Bu vakıanm hikâyesi hudud halkını dehşet içinde bırakmış ve Bulgar efkârı umumiyesinde derin bir heyecan tiyan d:rmı§tır. İzmir, 14 (Hususî) Ankarada bulunan Belediye Reisi Behçet Uz, bugün İzmire avdet etti. Gazetecilere beyanatında; îzmirin tahassürlerini ve tazim lerini Millî Şef İsmet İnönüne sunduğunu, Ismet İnönünün Fuar zamanı İzmiri ziyaret etmek vâdinde bulunduğunu söy Ankara 14 ( a . a . ) Bölgeler arası ledi. General Veygand Londrada bisiklet yarışı bugün yapılmıştır. Londra 14 (a.a.) General VeySabah saat 7 de başlıyan ve 10 bölge bisikletçisinin iştirak ettiği bu yarış gand, bu akşam Londraya varmıştır. 145 kilometre üzerinde yapılmış ve şid Kendisine 100 kadar Fransız ihtiyat sudetli rüzgâra rağmen 100 üncü kilomet bayı refakat etmektedir. reye bütün bisikletçiler hep beraber geleGeneral Veygand'ın bu seyahatinin, bilmişlerdir. Şehrin muhtelif semtlerin Fransız ihtiyat subaylarının İn.'iltreyi ziden ve yokuşlu mmtakalarından geçen yareti çerçevesi haricinde hiçbir manası bu yarışın neticesine 45 kilometre kaldığı mevcud değildir. Bisiklet yarışı Ankaradaki müsabakâ çok heyecanlı oldu zaman, muhtelif bölgelere mensub 9 koşucu diğerlerini arkada bırakarak öne geçmiş bulunuyorlardı. Yarışın favurisi olan Orhan Suda, evvelki gün geçirmiş olduğu hastalığın tesirile 100 üncü kilometrede yarışı terketti. Yarışın bitmesine iki kilometre kalındığı zaman 9 kişilik grup birinciliği almak için vasatî 45 kilometre ile koşmaya başlamışlar ve yarış noktasına 200 metre kalındığı vakit yaptığı kuvvetli bir atakla Kocaeliden İbrahim 4 saat 22 dakiksda birinci, tekerlek farkile Eskişehirden Zekeriya ikinci, Konyadan Ahmed üçüncü, Eskişehirden Osman dördüncü, Bursadan Hikmet beşinci, İstanbuldan Lambo altmcı, Eskişehirden Faruk yedinci ve Faik sekizinci, Ankaradan Nuri Kuş da dokuzuncu gelmişlerdir. İkinci plâtonu bir buçuk dakika sonra Ali, Osman ve Sabri, Bayram, bunlardan sonra da Nazmi ve Hasan bitirmişlerdir. Fransa, Ispanyaya para verecek mi? Paris 14 (a.a.) F r a n k o tarafından istenen istikraz meselesine temas eden de Kerillis, Epoque gazetesinde diyor ki: «Totaliter devletlerle münasebetlerinı tamamen kesmediği takdirde Jspanyaya bir santim bile vermemek lâzımdır. İspanyanın hali hazırdaki bütün ekonomisi Almanya ile takas üzerine dayanmaktadır. İspanyanın eline döviz geçtiği zaman bu takas sistemi nihayet bulacak ve İspanyollarin eline geçecek olan dövizleri Almanlar alacaklardır. Buna binaen, Franko'ya bugünkü vaziyette para vermek yalnız bize en vahim endişeler veren bir memleket takviye etmek değil, ayni zamanda Alman harb hazinesine yabancı döviz vermek olur.» Alman işçileri İtalyada Triyeste, 14 (a.a.) Italyanın maden teşkilâtım tetkik etmek üzere buraya gelmiş olan Alman heyeti memleket'n başlıca madenlerini gezdikten sonra Almanyaya dönmüştür. Eskişehirde dünkü cinayet (Baştarafı 1 inci sahifede) Eskişehire bağlı Balçıkhisar köyünden İbrahim, bundan bir müddet evvei polis olmuş, Galata merkezi emrine verilmişti. 519 yaka numarası alan İbrahim, geçenlerde berayi istirahat köyüne gelmiş, orada ayni köyden İbrahim admda birisinin ağabeyisinin karısı Fatmaya tecavüzde bulunmuştur. Hâdise, hemen Adliyeye intikal edince, polis, hem bu işi yatıştırmak, hem de İbrahimi korkutmak için onun peşine düşmüştür. 3 Nihayet iki İbrahim, bugün saat 14,30 da Köprü üzerinde karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma, derhal, bir ağız kavgasına dökülmüş, polis İbrahim, Çarşı karakoluna telefon ederek, bir adamın ruhsatıyesiz tabanca taşıdığmı biîdirmiş, tabancanın istirdadı ve suçlunun yaka'anması için bir polis memuru gönderilmesını ıstemiştir. Filhakika, birkaç dakika sonra polis memuru, vak'a yerine geîmiş, iki İbrahimi de karakola davet etmiştir. T Jzerinde tabanca bulunduğu iddia edilen köylü İbrahimin cebleri araştınlmış. biriey bulunamamıştır. Bu sırada iddiacı Polis İbrahim, uirdenbire duvarda asılı bulunan bir ıâstik kamçıyı kapınca, köylünün üzeruıe saldırmış, zavalhyı karakol memurlarmın bütün gayretlerine rağmen, dövmüştür. Gözleri dönen cür'etkâr adam, bu kadarla da kalmıya'ak cebindeki polis taban^asmı çekmiş, bir anda üç e! ateş ederek köylü İbrahimi kanlar içinde yere sermiştir. Cinayetin tahkikine Müddeiumumilik el koymuştur. Yapılan ilk sorguyu müteakıb katil polis memuru, tevkif edilmiş ve tevkifaneye sevkolunmuştur. Sivastan kaçan katil İzmirde yakalandı İzmir, 14 (Hususî) Sivasın Suşehri kazasında iki kişiyi öldürdükten sonra kaçan Kavala muhacirlerinden Cafer oğ lu Haydar, Bekir ismini takmarak İzmirde gezerken yakalanmıştır. Romanya Kralının orduya teberruu Bükreş, 14 (a.a.) Rador ajansı bildiriyor: Kral Karol ordu teçhizatı listesine beş milyon, Veliahd de yanm milyon teberru etmiştir. Kral bu münasebetle gönderdiği mektubda en fakir halkın dahi yurdun silâhlanması için teberruda gösterdiği müsaraatten çok mütehassis olduğunu bildirmiştir. Veliahd, Romanya ordusunun takviyesine bütün kalbile hı>met ett gini kaydetmektedir. Bu siyaset, bugüne kadar hep muvaffak oldu, ve daima öyle devam edecektir. Kemalizm denilen bu fikir, bünyesi itibarile, zamanımizın en doğru ve ileri hareketlerini ifadelendiriyor. Bu fikir, gerek ekonomik, gerek politik, gerek hayat ve cemiyet noktas:ndan tamamen salim ve dinamik bir mahiyet arzetmekte dir. Burada, asrın ileri sürdüğü bütün sistemler, nazariyeler ihtiva ettikleri fikiı1e beraber, ayni zamanda millî fayda cephesinden de sıkı bir tasnife tâbi tutulmaktadır. Eski devir idaresini iflâs ettiren sebeblerden biri de, siyasetini böyle millî bir esasa istinad ettirememesi olmuştur. Hükumetin hertürlü istiklâl ve teşebbüs kabiliyetinden mahrum kaldığı günleıde, hatta yakın bir tarih olan Meşrutiyet zamanmda bile, kabinelerin teşekkülü ha ricin tetnayüllerine göre ayarlanırdı. En büyük muvaffakiyet, siyasî baro metreye göre kâh İngiliz, kâh Alman taraftarı vükelâ heyetleri teşkil ederek si yaset yapmaktan ileri geçemiyorda. Bu siyaset bazan İngiliz, bazan Alman, bazan Fransız olurdu. Fakat asla Türk olamadı.. Netice şudur: Bu miskin hokkabaz siyaseti bütün meharetine, kurnazlığma rağmen Türkü felâkelten kurtaramamıştır. Daima onun aleyhine cereyan etmiştir. * * * Dünle bugünü ayıran en bariz taraf bu siyaset farkıdır. Dünün millî hiçbir hedef gözetmiyerek, rasgele bir siyasetle şu veya bu devletin tahakküm ve himayesine iltica etmeyi, yabancı menfaatlere alet olmayı marifet sayan âciz siyasetine mukabil, hürriyet ve istiklâlinden feda kârlık kabul etmeyen yeni Türk devletinde hâkım olan prensip, millî menfaati en son titizlikle korumakt'r. Bu menfaatin içinde milletin hür ve müstakil yaşaması, tekâmül ve refahı, tamamiyet ve payidarlığı vardır. Tam bir vahdet halinde yaşıyan on yedi milyon ürkiye ile İngiltere, elele verdiler. Bu, Akdenizde sulhu muhafaza etmek için bir anlaşmaYazan: CAFER SEHO dır. Akdenizde sulhun muhafazası deTürkün hür ve şuurlu iradesine dayanan mek, Avrupa sulhunun ve dünya sulhunun siyasetin muvaffakiyetini temin eden ye muhafazası demektir. gâne sebeb, onun millî kudrete makes oSulhun yalnız güzel sözler, parîak nulusudur. tuklar, hatta Milletler Cemiyeti paktlariİstikametini millî iradeden almıyan her le muhafazası kabil olmadığını biliyoruz. siyaset iflâsa mahkumdur. Yaşıyanın biz Sulhu, yalnız ve münhasıran toplar, zat kendisine müteveccih en tabıî alâka tanklar, tayyareler ve süngüler müdafaa sını gösteren bu irade, ferd için elzem, edebilir. Simdi Akdenizde, sulhun bekfakat, kütle için zaferdir. İstiyorum: çisi, tutulmıyan sözler ve yırtıian imzalar Çünkü hür ve kuvvetli yaşıyacağım. değil, Türk süngülerile İngihz zırhlıları* * * dır. Akdenizin üç kapısını elinde tutan Türk inkılâbının dinamizmini vücude Türklerle İngilizler, bu denizi bir suih getiren şey, onun millî zarurete istinad gölü haline getirmeğe azmetmışlerdir. Bieden müspet bir vakıa oluşudur. Fikir ne zim müşterek idealimize göre, Akdeniz, olursa olsun ancak redliteye dayandığ;, artık azgın ihtiraslarla dalgalanmıyacak, onun ihtiyaclanna cevab verdiği zaman mavi suları üstünde sulh perisi kanadladaha kuvvetli olarak hareket haline geçerını gerecek ve bu güzel deniz, kıyılarınbilir. da yaşıyan milletler için, bir banş bağı ve Musa, Firavunların esaretinde inleyen ticaret vasıtası olacaktır. İsrailoğullarını kurtarıp Allahm mev'ud Akdenizi kana boyamak isteyenler otoprağında hür yasatmak için, Tevratı lursa, bunlar, karşılarında suihun koru yazdı. Muhammedin Kur'anı, Arabis tan çöllerinde dolaşan derb^der bedevi yucusu olan Türk süngülerini ve İngiliz lerden kuvvetli bir camia yaratmak için toplarını bulacaklarına, artık zerre kadar, şüphe etmemelidirler. vahyolundu.. Fakat biz barış sevgisinin, mılletlerin Zâhirde metafizik bir iman halinde ruhunda yer etmiş olduğuna inanmak isteşekkül eden dinler hakikatte kavmin ve cemaatin menfaatlerinden ilham almış, tediğimiz için, Akdeniz sulhunu ve onunona istinad ederek muvaffak olmuşlardır. a beraber Avrupa ve dünya sulhunu koŞimdiki millî alâka, o zamanki kavmî rumak azmile birleşen Türk İngiliz milendişenin ileri bir şeklidir. Fikrin tam bir letlerine herkesin el uzatmasını temenni şuur haline geçebilmesi yakın tarihin ese ediyoruz. ri olmakla beraber, geçmiş zamanın dinî, Türk İngiliz mütekabil yardım pakbugünün millî imanıdır. tı, Türkiye için de, İngiltere için de, Niçin itiraf etmiyelım.. Bugün dünya Fransa için de, Sovyetler için de, Bal dramında kavga eden, fikirler değildir, kanlar için de, barışı seven bütün milletmillî menfaatlerdir. Âdem oğlu, tarihin ler için de, bizzat sulh için de, çok büyük her devrinde mücerred bir ideale bağ bir muvaffakiyettir. Bütün sulhu seven lanarak kendini aldatmaır.n yolunu ler, Türk îngiliz anlaşmasını tebrikler, bulmustur. Demokrasi. faşizm, komü :akdirler ve alkışlarla karşılayacaktır. nizm; beynelmılel siyabette bunlar iki İngiltere ile Türkiye, yalnız sulh için cepheli birer etikettir. Altlannda millet anlaşmışlardır. lerin hodkâmlığı yazıhdır. Demokles'in uğursuz kılıcı, çürük bir ipliğe bağlı olarak taiihsiz dünyanın tepesinde her an bir ölümtehdidile sallandığı şu sıralard"a millî iradeyı temsil eden siyasetimiz tam bir Türk siyasetidir. Hür ve müstakil vasıflarile ancak miilî varlığın menfaatlerine bağlıdır. Bu menfaatler en samimî şekılde sulha müteveccih olmakla beraber, eğer zaruretler bizi baska yola sevkederse, mümkün olan en emin bir kararla münhasıran, gene Türkün yüksek haklar.nı korumak gayesile hareket ederiz. Şuna iyice kaniiz ki: Ankara millî iradeye merkez olduğu günüenDerı akhn selim düşüncesile millî menfaate en uygun kararlar vermiştir. Memleketi da hilde inkisaf ettirdiği gibi, onu harice karşı da kuvvetli bir unsur olarak meydana çıkarmıştır. Bu itibarla, hükumetin umumî sul!ı yolunda müsavi şartlarla giriştiğı taah hüdlerin millî menfaat bakımından haiz olduğu ehemmiyeti tebarüz ettirirken, bu hareketteki yüksek isabeti bilhassa kaydetmek lâzımdır. Tesadüflere bağlanmıyan, macera hissinden uzak, hesab ve tecnkine müstenid kuvvetli bir Türk siyasetinin mukadderatımız üzerinde dikkatli bir hassasiyetle koruyucu olduğunu bildiğimiz içindir ki kendimizi huzur ve sükunette hissediyoruz. Türk vatanı, ummanların en haşin dalgalarını önleyecek kadar sağlam, yekpare granit bir kaya halindedir. Ve Ankara kuvvetine emin bir adamın sakin vakarile, bu kayanın en yüksek şahikasmda. gözleri ufuklarda, bütün dikkatile hâdiselerin akışını takib ederek memleketi bekleyen yorulmaz bir gözcüdür..., Havayı bulandırmıyalım VBasmakaleden devam\ elirdiği halde, hiçbir tedbir almadan >eklesin dursun. * * * Bütün Türk matbuatının ve efkârı umumiyesinin böylece gördüğü bu hakikat karşısında, bazı kimselerin: Biz senelerdenberi, bitaraf kalmaıın tehlikeli olduğunu yazıyorduk da lerdimizi kimseye anlatamıyorduk. Bize atıyorlar ve memlekete bitaraflık siyaset:ni müdafaa ederek menfi propaganda yapıyorlardı. Çok şükür hükumet dediğimize geldi. Şimdi artık menfi propagandaya da nihayet verilmeli! Gibi bir takım iddialar ileri sürerek ortalıkta bulanık bir hava uyandırmaya çalıştıklarına şahid oluyoruz. Memleketin istilâ tehlikesine maruz bulunduğunu herkesten evvel onlar seznıişler de bunu kimseye anlatamamışlar; hatta üstelik menfi siyasetin (!) propagandasını yapan gazeteler onlara sistematik bir şekilde çatarak halkı avutmuşlar. Fakat kahramanlar yılar mı? Hiçbir müşkülün önünden kaçmaksızın çalışmalarına devam etmişler ve nihayet bugünkü neticeye varmışız. Cumhuriyet hükumetinin millî emniyet meselelerinde geç kaldığını ve Türk matbuatı arasında yabancı menfaatler hesabına propaganda yapan gazeteler bulunduğunu ima eden bu iddialar üzerinde ısrarla durmak, tahmin ediyoruz ki, daha ziyade o iddiaları ileri sürenlerin aleyhine çıkacaktır. Biz, şimdilik, bu gibi seslerın muhtac olduğumuz millî birlik bakımından lüzumsuz ve muzır olduklarını söylemekle ikfifa edeceğiz. On beş senedenberi bütün Cumhuriyet hükumetleri bir tek kalb ahengi içinde çarparak birbirlerini takib etmişler ve millî hürriyet uğrunda dakika kaçırmıyan titiz bir itina ile çalışmışlardır. Millî hürriyet bahsinde, Türk gazeteleri, hükumetin daima cesur ve itaatli yardırncılan olmuşlardır. CAFER SENO Lehistanda zelzele oldu Katoviç, 14 (a.a.) Dün gece maden kömürü havzasmda bilhassa, «Katoviç» «Mysloviç» de birkaç saniye süren bir Yunan Başvekilinin beyanatı zelzele olmuştur. Nüfusça zayiat olduAtina 14 (a.a.) Atma Ajansı bilğurta dair şimdiye kadar hiçbir malumat diriyor : alınmamıştır. Başvekil Metaksas, Yunanistana yap Ingiltere Kralının gemisi tığı mühim hizmetlerden dolayı kendisini gene sise tutuldu fahrî başkan ilân eden mütekaid zabitler Nevyork, 14 (a.a.) Sis İngiliz hüküm birliğinin konseyini kabul ederek bir nudarlarını Kanadaya götüren vapurun ilerilemesme mâni olmaya devam etmek tuk söylemiştir. tedir. Zannedildiğine göre, vapur, «KeBaşveKİl nutkunda ezcümle demiştir bek»e pazartesi, değil ancak salı günü ki: muvasalat edebilecektir. «Vazifem müteaddiddir ve bunlarm Hitler Achen'de en mühimlerinden biri de memleket silâhlı Achen, 14 (a.a.) Hitler 'stihkâmlan kuvvetlerinin tensiki ve millete askerî kaceftiş etmek üzere buraya gelmiştir. biliyetlerinin iadesidir. Bu vazifeyi başaKendisine Himmler üe Matbuat Şefi Dr. racağımdan ve bu suretle bu memleketin Dietrich refakat etmektedir. Hitler, buve 4 ağustos eserini müsaraatle karşlıyaraya muvasalatında ikınci kolordu kumandanı General Von Wilzleben ile is rak Yunanistanı medenî vazifesine lâyık tihkâmlar genel müfettişi General Ja biı hale getirmek için bütün fedakârhklacob tarafından karşılanmış ve derhal ra muvafakat etmiş olan sakinlerinin ay müstahkem hatlan görmeğe gitmiştir. dınlanacağından emin olunuz.» Çin Japon harbi (Baştarafı ı inci sahijede) Çin kuvvetlerinin şimalden Japonlar tarafından yapıİan ihata hareketi karsısında muhasara edilmek tehlikesine maruz bulundukları haberi kat'î olarak tekzib edilmektedir. Çin kuvvetleri gerek Anhoei vilâyeti, gerek Kiandi'nin şimal mıntakalarında muvaffakiye<ler kazanmışlardır. Buralarda Japon kıt'aları ris'at etm?kledir. ho» «Fuşov» şehirlerinın bombardımanını Japonya hükumeti nezdinde protesto ettiğini bildirmiştir. Hull, bu protestonun sivil ahaiinin bombardıman edilmesini takbih eden Amerika hükumetinin malum tarzı hareketine istinad ettiğini söylemiştir. Amerika sefiri Grevv henüz Japonya hükumetinin cevabını nezarete bildirmemiştir. Çin Sovyet paktı tekzib edüiyor Şanghay 14 (a.a.) Sovyet mahfilleri bir Çin Sovyet paktı hakkındaki Japon haberlerini hayal addetmektedirler. Bütün bu haberler arasında bir tek doğrusu vardır ki o da Sianfu Moskova hava hattmın ihdası hakkındakidir. Amerikanın protestosu Vaşington 14 (a.a.) Matbuat konferansı esnasında Hull beyanaLa bulunarak Amerika sefiri Grevv'in Hariciye Nezaretinden aldığı taîımata tevfikan, «Şungking», «Smatov», «Ving Şimdi içinde bulunduğumuz yeni vaziyetten istifade ederek Türke yabancı gayeler hesabına pay koparabilmek maksadiie Türk gazetelerine leke sünneğe yeltenmek kimsenin haddi değildir. ÇünJaponlar birçok kişiyi tevkif ettiler ki onlar, memlekete karşı yüklendikleri Machitty 14 (a.a.) Amerika kon vazifenin eri olduklarını her zaman ve tıeı solosunun Hariciye Nezaretine gönder fırsatta ispat etmişlerdir ve ederler. diği bir rapora göre 11 mayıs gecesi 150 NADİR NAD1 Japon askeri «Kulangsi» deki beynelmilel imtiyaz mıntakasına girmiş ve Amoy Samsunda yağan dolu sulhu müdafaa komisyonu azasından biritütünlere zarar verdi nin katli bahanesile birçok kişileri tevkif Samsun, 14 (a.a.) Dün akşam saat etmiştir. 19 da bardaktan boşanırcasına yağan Hariciye Nazırı Hull manalîî A yağmuru fındık büyüklüğünde dolu tamerikan makamlarının bu hâdiseyi ne su kib etmiştir. 15 dakika devam eden dolu retle protesto ettikierinc dair henüz ma fırtınasından kasaba civarındaki tarlalar lumat almadığını söylemiştir. ve tütün fideleri büyük zarar görmüştür.