26 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

26 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 Nisan 1939 lııgiliz CLAiHUhiiET Orclıısıı Yazan : ABİDİN DAVER General Sergison Bruk, Londrada maskeli ikiuci Grenadya alayını teftiş ederken Hava hücumuna karşı son sistenı makinelitüfekJer İngiltere mecburî askerlik hizmetini kabul ettiği zaman bir harb vukuunda 9 milyon asker çıkarabilir Dünyanın çok büyük ve çok tehlikeli bir buhrana doğru gittiği şu günlerde, bütün gözler, İngiltereye çevrilmiştir. Çiinkü, İngilterenin kuvveti sulh, zâfı harb demektir. Fakat îngiltere, kâfi derecede, kuvvetli değildir. Bu zâf da, bilhassa kara ordusunun küçüklüğünden ileri geliyor. İngiltere, 515 milyonluk muazzam imparatorluğunun muhtac olduğu orduya sahib değildir. Hele, karşısında, dünya hegemonyaşım ele geçir mek istiyen milletlerin yediden yetmişe kadar, bütün ferdlerini silâhlandırdığı bir devirde. Biz şu kanaatteyiz ki harb ve sulhun anahtarı ingilterenin, îngiliz kara ordusunun elindedir. Bu ordu, bir umumî seferberlflc emrile beraber yüzbinlerden değil, milyonlardan teşekkül edebilirse harb olmaz. Çünkü, son yıllarda bozulmuş olan askerî muvazene teessüs eder. Aksi takdırde, karşı tarafın gittikçe artan milyonlarca süngüsü, yalnız maddî kuvvete iman etmiş olan diktatorlerin gururunu ve cür'etini tahrik ederek onları bir macereya sürükliyebilir. Ingiliz Harbiye Nazın Hor Belişa kemali iftiharla şöyle diyordu: «Beş cnilyon kişiye bir asker isabet etmek suretile bütün bir imparatorluğu muhafaza edi yoruz.» Bu ordu, sulhte bu işi başarsa dahi harbde başaramaz. İngilterenin, yalnız Avrupa sulhunu değil, kendi cihanşümul imparatorluğunu müdafaa etmek için de büyük bir kara ordusuna ihtiyacı vardır. Bu büyük kara ordusunu, yalnız, mecburî askerlik hiz .metini kabul etmiş olan müsellâh bir millet temin edebilir. Ben vatanımı, cebren değil kendi isteğimle müdafaa ederim, diyen Ingiliz ferdi, kendi kendini, kendi vicdanını dahi aldatan bir egoist, bir hodbindir. Bugün, dünya sulhu da, Ingiliz vatanı da, İngiliz İmparatorluğu da tehlikededir; öyle olduğu halde, îngiliz askerlik daireleri, asker olmak istiyen genclerle dolup boşalmayor. 48 milyonluk bir milletin 160,000 kişilik muvazzaf ordusunun boşluklarını doldurmak için, hâlâ, çeşid çeşid propaganda yapılıyor. Halbuki İngilterede 18 le 25 yaş arasmdaki erkeklerin sayısı 2,735,000 kişi dir. 1914 te, harbin ilânından 1915 sonuna kadar İngiliz ordusuna 3 milyon gönüllü yazılmıştı; fakat, Lord Kiçner, bu muazzam gönüllü mevcudunu da kâfi bulmadı ve 1916 ikincikânununda mecburî askerlik hizmetini kabul ettirdi. îngiliz milleti, belki gene, mecburî hizmet olmasa da, harb vukuunda milyonlarla silâh altına koşacaktır, fakat geç kaltnak, çok kan dökmek ve mağlub ol mak tehlikesi vardır. Harb başladığı zaman Almanya ile Avusturya Macaristana karşı daha Türkiye ile Bulgaristan harbe girmemişlerdi îngilterenin yanında Belçika, Fransa, Rusya, Sırbistan, Japonya, Portekiz vardı. Sonra, Türkiye ile Bulgaristan merkezî devletiere iltihak ettikleri zaman, Avrupada îtalya ile Romanya da îngilterenin yanında mevki aldılar ve tedricen, Amerika ile Çin de dahil olmak üzere, 30 a yakın millet, Almanyaya harb ilân ettiler. Bugün ise Almanya, îtalya, Japonya müttefiktirler; beraberce hareket ve harbedcceklerdir, edeceklerdir değil ediyorlar bile. Bugünkü Almanya, yalnız başrrfâ' dtinkü Almanya ve Avusturya demektir. Bir harb olursa, totaliterlerin en az Macaristanı ve îsparîya'yTda 1>eraber sürükliyeceklerine şüphe yoktur. Buna mukabil, İngiltere, yalnız Fransa ve Lehistanla mütekabil yardım paktı imzalamıştır. Demek istiyorum ki bugün kara orduları muvazenesi bakımından vaziyet 1914 tekinin tamamile aksine olarak İngiltere grupunun aieyhinedir. îngüterenm sağa sola verdiği garantiler, teminat, İngiliz ordusunun zâfı yüzünden, adeta siyasî bir tnahiyette kalıyor. İngilterenin kendine çekmek istediği milletler, şöyle bir suaf soruyorlar: Mihver devletlerinin taarruzuna uğradığım zaman, İngiltere, bana filen nasıl yardım edebilir? Bu devlet, bir kara devleti Ise, îngiltereden hiçbir yardım göremiyecektır Bir iki misal: Almanya, büyük kuvvetlerle Holan daya taarruz ederse, İngiliz donanmas;, felemenk sahillerini Alman donanmasının taarruzundan korur. İngiliz hava ordusu, Felemenke yardım eder; fakat îngiliz ordusu da, Holanda ordusundan hallice birsey değildir. Felemenke gelecek olan birkaç İngiliz fırkası, Alman ordusunun bu memleketi çiğnemesine mâni olamaz. Nitekim 1914 te, Fransız ve îngiliz orduları, Belçikanın işgal ve istilâsına mâni olamamışlardı. Bir de Romanyayı misal alalım: Mihver devletleri, Macaristanla birlikte Romanyaya taarruz ederlerse, İngiüz orduları, ne bilvasıta, ne bilâvasıta yardım edecek vaziyette ve kudrette değild.rler. îngiltere Harbiye Nazırınm hazırladığı plâna göre, harb, bu yaz çıkarsa, îngiltere Avrupaya ilk haftalarda, tedricen 19 fırka gönderebilecektir. Almanyanın 160 fırkası karşısmda, 19 İngiliz fırkası, ancak Fransız fırkalarınm zayiatını telâfi edebilir. Halbuki îngiltere, mecburî askerlik hizmetini kabul "etmiş bir millet olursa, onun 48 milyonluk nüfusu, Avru İngiliz ordusunun motörlü topçu kıt'aları Sulhun deyamı veya harbin patlak vermesi Ingiliz kara ordusunun kuvveline veya zâfma bağlıdır aradan bir sene geçmiş olmasına rağmen, her hafta, hâlâ 20,000 kişi asker oluyordu. Bu sayede 1,000,000 kişilik bir orduyu, bir sene, seferî mevcudda tutmağa imkân vardı. Fakat Kiçner, 1917 yazında keyfiyet ve kemiyet itibarile düşmandan üstün olmağı hesablamıştı. Gerçi 1915 nihayetinde cephede ve talimgâhlarda 2,500,000 kişi vardı. Amma, bu kâfi değildi. 1916 nisanından 1917 nisanına kadar 1,500,000 kişi daha bulmak lâzımdı. Kiçner, o zaman Derbi sistemini tesis etti. Bu sisteme göre, efrad, kendilerine ihtiyac görüldüğü zaman asker olmak ve harbe gitmek arzusunda olduklarını beyan ediyorlardı ve davet vukuuna kadar işlerine devam etmek üzere, ihtiyat sınıfa geçiyorlardı. Bu asker alma ulü 11 tesrinisani 1915 te titti. 2,250,000 kişi asker olmak arzusunu göstermiş ve 70,000 kişi orduya girmişti. Fakat asker olmak arzusunu gösteren birçok efrad davete icabet etmiyorlardı. Artık, gönüllü usulile harbi idame etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştı. 1916 ikincikânununda, mecburî askerlik usulü kabul edildi. O vakte kadar, gönüllü kaydı usulile ve Kiçner'in şahsî tesir ve nüfuzile îngiliz ordusuna 3,000,000 kişi girmişti. sanlmış olan Fransa, Baltık ve Vistül kıyılarında yalnızbaşma kalacak olan Lehistan, Büyük Harbdeki gibi 70 îngiliz fırkası, harbe girinciye kadar geçecek olan bir buçuk sene zarfında, düşman taarruzlanna dayanabilirler mi? Eğer, bu yaz sonunda, harb başîıyacaksa, İngiltere, mecburî askerlik hizmetini kabulde, buna bugün karar verse bile gene geç kalmış sayılabilir. paya 100 fırka göndermesine müsaid dir. Böyle bir yardım, Holanda için doğrudan doğruya, Romanya için de bilvasıta büyük bir filî ve maddî kıymeti haizdir. Garibdir ki, îngilterede Lidl Hart gibi güzide askerî mütehassıslar bile, İngilterede mecburî askerliğin aleyhindedirler. Bunlar, İngiliz İmparatorluğunu başka milletlere müdafaa ettirmek istiyen, İn giliz tnilletinin vatan için kan borcunu vermemesini temine çalışan sinik adam lardır. Vatanı korumak için, yalnız para harcamak ve silâh yapmak kâfi değildir; kan dökmek de ister. Tarihlerde okursunuz: Filân millet cihangir olduktan sonra harb ve darbdan vazgeçerek iiazüıtaim, servet< verefah, işünuş içinde yaşamaga baslamış, bundan sonra münkarız olmuştur. îngilizler, Biz şahsî hürriyetlerimizi feda edıp mecburî askerliği kabul edemeyiz. Harb olunca, gönüllü olarak vatanımızı müdafaa ederiz, demekte devam ve ısrar ederlerse, çok geçmeden İngiliz İmparatorîuğunun yerinde yeller eser. Fakat İngiliz milletinin, büyük tehlike karşısmda aklı başına geldıği, nihayet mecburî askerlik hizmetini kabul edeceği anlaşıhyor. Büyük HarLdenberi, İngiliz milletinin bir daha, yüzbinlerce evlâdını feda etmemesi için propaganda yapanların sesi yavaş yavaş kısılıyor. Bir zamanlar, ruhban sınıfının ileri gelenlerile Oksford, Kembriç gibi bazı ıreşhur üniversitelerin gencleri, adeta, askerlik a leyhtarı cereyanın müdafıi ve önderı kesilmişlerdi. Bunların en büyük silâhı, askerliğin şahsî hürriyetle telifi kabi) olmadığı idi. Bunlar, bir buçuk iki sene müddetle şahsî hürriyetfcrınden fedakârlık etmemek pahasına, milletçe bir esarete doğru gittiklerinin farkında değillerdi. Fakat artık sesleri zayıflamıştır. İngiltere, ergeç mecburî askerlik hizmetini kabul edecektir. Aksi takdirde, İngiliz İmparatorluğu dağılmağa mahkumdur. Lord Kiçner'in haklı oldğu devir Yukarıda, bugünkü askerî ve sevkulceyşî muvazenenin 1914 tekme nazaran, İngilterenin çok aleyhine oiauğunu söylemiştim. 1914 te, İngilterenin bugünkünden daha kalabalık bir ordusu ve hepsinden fazla olarak iş başmda, Lord Kiçner gibi demir pençeli bir şefi vardı. Bugün İngilterede bir Kiçner yoktur. Kiçner, 6 ağustos günü sabahı saat 6 da nazır olarak Harbiye Nezaretine girdiği zaman, ilk resmî kâğıdı imzalamak için hususî kâtibinın uzattığı kalemin ucu bozuk olduğu için yazmadığmı görmüş: Allahım ne Harbiye Nezareti! Ne ordusu, ne de yazı yazan kalemi var! diye bağırmıştı. O zaman muvazzaf İngiliz ordusu, ihtiyatlar ve hususî ihtiyatlarile beraber 450,000 kişiydi. Memleket haricine çıkmağa mecbur olmıyan Teritoryal ordusunun mevcudu da 262,000 kişiydi. Bu 700,000 kişiden 110,000 kişisi Hindistanda ve diğer müstemlekelerdeydi. Gerek İngilterenin müdafaası, gerekse Fransaya gönderılmesi evvelce vadedilen seferî kuvvet için, elde 600,000 kişi vardı. Bu yekunun yarısının talim ve terbiyesi fena idi. O zaman Almanlann söyledik leri «miserable petite armee zavallı küçük ordu» sözü İngiliz ordusu için adeta alem olmuştu. İngiliz siyasî ricali, aşağı yukarı, bugünkü gibi, mecburî hizmet aleyhtarlarının fikrindeydiler. İngilterenin, vaktile Fransaya yapmış olduğu mahdud taah hüdleri ifa etmek suretile harbe devam edeceği ve muzaffer olabileceği kanaatinde bulunuyorlardı. Yalnız «ordu yoktur!» diye bağıran Kiçner, hakikati s>Srmüştü. îngiltere, Fransaya vadettiği piyade, 1 süvari fırkasile bir miktar topçu (takriben 150,000 kişi) seferberliğin 12 nci günü, Avrupaya gönderildiği zaman, İngiliz kabinesi erkânı ve diğer Ingiliz kumandanlarının ekserisi, bu seferî kuvvetin mevcudunu muhafaza etmek ve Ingiliz adalannı müdafaaya memur Teritoryal ordusunu da vazifesini y mabilecek bir hale getirmekle işlerinin bitmiş olacağmı sanıyorlardı. Kiçner ise, hemen yeniden 60 fırkalık bir ordu teşkiline karar verdi ve bu 60 fırkanın harbin üçüncü senesi, yani tam Almanların zayıflarr.ağa başhyacağı sıralarda tesirini göstereceğini soğukkanlılıkla hesab etti. O, muzaffer olabılmek için, İngilterenin cepheye 70 fırka göndermesi fıkrindeydi. Kiçner, bidayette gene gönüllü usulüne bağlı kaldı. «Kralınızın ve memleketinizin size ihtiyacı vardır. Silâh altına eliniz.» diye duvarlara yapıştırdığ: davetnameler üzerine, İngiltere halkı silâh altına koştu. Fakat bu davet, Kiçner'den geldiği için, halkın ve bütün partilerin ona itimadı olduğu için, fevkalâde bir netice vermişti. Kiçner evvelâ 100,000 kişi istemisti; 15 gün içinde bu miktaı toplandı. Harbin beşinci haftasında 250,000 kişi müracaat etmişti. Bundan sonra, Kiçner'in davetlerine bir senede 2.000,000 kişi isabet etti. Fakat Kiçner ordusu admı alan yeni orduyu teçhiz, teslih, tdiim ve terbiye etmek lâzımdı. Bu, aylar ve seneler istiyen bir işti. Herşey noksandı. Zabit azlığı, en büyük mahzur ve güçlüktü. Düşünmeli ki koca İngiltere, 1914 ikinciteşrininde küçücük Portekizden 56 top ödünc alacak bir haldeydi. Yeni Kiçner ordusundan harbe ha zır olan ilk fırka 1915 başmda i kâb edilebildi. Bunlardan Çanakka leye gönderilen 29 uncu fırka 1915 nisanı ortasmda hareket etti. Diğer iki fırka da mayısta, yani 10 ay sonra Fransaya gönderilmişlerdi. Yeni fırkalar, umumiyetle, cephe gerisinde bir müddet amelî surette yetiştirildikten sonra cepheye ithal ediliyordu. Demek ki 1914 ağustosunda kurulmağa başlıyan yeni fırkalar bir sene sonra; harbe iştirak edebilmişlerdi. 1916 ikincikânununda, İngilterenin cephelerde 67 fırkası vardı; 3 fırka da teşekkül halindeydı. îngiltere, Alman askerî teşkilâtını aynen kabul ederse 105 fırka çıkarabilirdi. Kiçner de 70 fırka yerine 100 fırkayı gaye olarak kabul etmişti. İngiliz ordusunun bugünkü mevcudü Dominyonlar haric olmaz üzere bugünkü Ingiliz ordusunun mevcudu nedir? Muvazzaf ordu 160,000 kişl Muvazzaf ordu ihtiyatı 132,000 » Diğer ihtiyat 50,000 » Hindisıandaki fn. oıdusu 57,000 » Teritoryal ordusu 210,000 » Hindistandaki İngiliz or57,000 » Müstemleke kıt'aları v.s. 6,000 » Yekun ': 616,000 » Mecburî askerlik kabul edilir edilmez iş bitmez Görülüyor ki Büyük Harbde, 1914 ağustosunda mücadeleye girmiş olan îngiltere, ancak 1916 ikincikânununda mecburî askerlik usulünü kabul etmişti. Bugün, harb başlar başlamaz, İngilterede mecburî askerlik kabul edilecektir Fakat, mecburî askerlik kabul edilir edilmez, iş bitmez ki... İş asıl bundan sonra başlar. Orduyu teşkil lâzımdır. Teçhizat ve silâhlann hazır olduğu söyleniyor. Öyle olsa bile zabit ve küçük zabit kadroları hazır değildir; talim ve terbiye görmüş ihtiyatlar yoktur. Büyük Harbde, cepheye giden ilk Kiçner fırkası olan 28 inci fırka 15 ikincikânun 1915 te yola çıkmıştı. Demek ki ilk fırkanın ihzarı için 5 ay geçmişti. Harbiye Nazın Hor Belişa'nın Avrupaya göndermek üzere hazırladığı söylenen 19 fırka haricinde, harb ilân edilir edilmez, teşkil edilecek 20 nci fırkanın da gene 5 6 ay sonra, harekete hazırlanacağını hesab etmek yanlış olmaz. İngiliz Harbiye Nazırı Hor Belişa'nın verdiği izahata göre «İngiltere, Hindistan ve Dominyonlarda, bugünkü hazarî liva ve fırka kuruluşu sayesinde 50 fırka seferber etmek kabildir. Eğer, bir harb çıkar da silâh altına davet vuku bulursa bu 50 fırka hemen 100 fırka olacaktır. Nizamiye ordusnun sivil hayatta 130,000 ihtiyatı olduğu gibi, İngiliz vatandaşlarının vücude getireceği bir ordu nizamiye ordusunu iki misline çıkaracaktır. Bir davet vukuunda 200,000 kişilik nizamiye ordusunu takviye için 300,000 asker gelmiş olacaktır. Bu suretle denizaşırı müstemleke ve Dominyonlar haric olmak' ve bir tek gönüllü davet etmemek şartile yalnız İngiltere 500,000 asker çıkaracaktır.» 500,000 kişi mühim bir kuvvettir; fakat karşısındaki ordular, on günde mil « yonlar seferber edecekleri için azdır. Sonra Hor Belişa'nın dediği gibi 50 fırkayı öyle kolayca hemen 100 fırka yapmanın imkânı yoktur. Bu, Büyük Harbde tecrübe edilmiştir. Hulâsa: îngiltere, sulhun muhafazası, Avrupadaki muvazenenin bozulmaması ve îngiliz împaratorluğunun tehlikeye düşmemesi için, mecburî askerlik hizmetini kabule mecburdur. O zaman, yalnız nefsi İngilteredeki 48 milyon halk arasında 9 milyon eli silâh tutar adam bulur ve Totaliter devletlerin milyonlardan mü ancak o vakit 100 kuvvetli fırka ile düşrekkeb orduları, bu 5 6 ay içinde, kim manlarının karşısına dikilebilir. ABİDtN DAVER bilir, neler yapacaklardır? Üç taraftan ı «National Registration Act» İngiliz mekteb talebeleri askerlik talimlerinde ingiltere, 1915 senesi temmuzunda «National Registration Act» yani, millî tesçil kanununu kabul etti. Memleketin asker kaynaklarmın doğru bir surette kayıd ve tesçili için kabul edilen bu kanun mecburî askerliğe doğru bir adımdı. Çünkü, Kiçner, henüz mecburî askerliği zamansız Jbuluyordu. Gönüllü usulile bi İngilterenin, bilhassa şehirlerini ve sahillerini muhafaza edecek olan, yeni senede 2,000,000 kişi elde etmişti. Ve silâhlarından bir top (Dört topçu askeri, topun namlısıru aşağıya çekiyorlar i

Bu sayıdan diğer sayfalar: