CUMHURİYET D UYDUNUZMU Süperm ikroskop 11 i m adamları, bir hamle sayesinde, mikroblar âleminin son esrannı da okumağa muvaffak oldular. Artık, milimetrenin milyonda biri kadar ufak mikroblar bile insan gözünden kaçamıyacak. Yeni bir alet icad edildi. Adı Supermikroskop. Elektrikle çalışıyor, mikrobu 30,000 defa büyüterek en ufak teferrüatına kadar gözönüne koyuyor. Mıkrobun, Süpermıkroskopla büyütülen resmi o kadar vazıh olarak çıkıyor ki, bu 30,000 rakamını bir 150,000 misline daha çıkarmak mümkün, Artık, bu şerait dahilinde, mikrobun kaşını gözünü değil, yüreğınden geçeni bile okumak işten değil. Bundan sonra, verem basili, haddi varsa ciğerlerde yuva yapsm; kuduz mikrobu, elinden geleni ardma koymasın. Koskoca insanlar, bu minimini mahlukların keskin dişlerinden kurtulmak için açtıkları mücadelede, kuvvetli bır silâh daha kazandılar. Süpermikroskopun kâşifleri bir Fransiz, bir Belçikalı, ve üç Alman âlimmiş. Elele vermişler, mikroblarm sinsi saldırışlarım gün ış'.ğına çıkarıp insanlar kurtarmağı karalaştırmışlar; kararlannı da işte yerine getirdiler. Acaba şu Süpermikroskopun bir başka çeşidini icad edip harb mikrobunu göz hapsine alacak beynelmilel bir ilim beyeti çıkmıyacak mı? Mikroskopun ağababası, asıl o zaman icad edilmiş olur. 19 Nisan I93<» PO R Bunlar, bir kumpanya ha H A S A N ITRİYATI hakikî Avrupa ve Atatürk stadyomu, pazar günü büyük merasimle linde hırsızlığa çıkmışlar Amerikan mallarından bile üstündür. , Konya (Hususî muhabirimizden) açıldı ve heyecanlı müsabakalar yapıldı Bursa (Hususî) Şehrimiz, bu hafta büyük ve canlı bir spor faaliyetine sahne olmuştur. Atatürk stadyomunda yeni yapılan futbol sahasile koşu pisti ve manej yerinin açılması stadyomda binlerce halkın toplanmasına ve gencleri mizin muhtelif spor hareketlerine vesile teşkil etmiştir. Sahanın her tarafı bayraklarla süslenmiş ve kapı kırmızı, beyaz bir kordelâ ile bağlanmıçtı. Saat 14 te Valüniz Şefik Soyerle Askerî kumandan General Ekrem Baydar ve Beledıye reisi Neşet Kiper stadyoma gelerek kapıda renk renk formalan ve bayrak larile dizilmiş olan sporcu gencleri se lâmlamışlar, müteakıben kapıyı açmışlardır. Vali Şefik Soyer burada genclere bir nutuk söylemiş ve: « Gencler! Cumhuriyetin bu güzel eserini çalışmanıza açarken size birkaç söz söyliyeceğim mukaddemesile Türk sporculuğunun vasıflarını anlatmış ve bu stadyomun doğrudan doğruya Atatür kün bir Bursa seyahatinde nakdî yar dımı ve işaretile vücude getirilmiş bir eser olduğunu, aynca ruhunu hürmetle anacağımız büyük asker Korgeneral Ali Hikmetin de sahanın esas duvarlannı yüksek emeklerile meydana getirdiğini ilâve etmiştir. Nutuktan sonra Tümgeneral Ekrem Baydar kordelâyı keserek sahayı genclerin çalışmasına açmıştır. Sporcu gencler saha açıldıktan sonra üç defa (sağ ol!) diye bağırmışlardır. Badehu evvelce yapılan müsabakalarda derece alan sporculara madalyaları verilmiştir. Bu töreni atletizm müsabakaları ta kib etmiştir. Bu müsabakalara 100 metre sürat koşusile başlanmıştır. Bu koşu iki grup arasmda yapılmıştır. Kulübler arasmdaki koşuda Acar İdman Yurdundan Nazmi 11,7 salisede birinci, Merinosspordan Ferhad ikinci, Akınspordan Salâhaddin üçüncü olmuşlardır. Mektebliler arasındaki koşuda ise Erkek lısesinden Alâeddin 13,8 salisede birinci, Ziraat mektebinden Süleyman ikinci, San'at okulundan Ömer üçüncü olmuşlardır. Müteakıben Balkan bayrak koşusu yapılmıştır. Bu koşuyu 4,1,5 dakikada Acar İdman Yurdu takımı birinci, Sanat mektebi takımı ikinci ve Erkek lisesi takımı üçüncü olarak bitirmişlerdir. Duuiardan sonra 110 metıe manıalı koşu yapılmış, Acar İdmandan Kadri bi rinci, Merinosspordan Hakkı ikinci gelmişlerdir. Atletizm müsabakalanndan sonra (6) kilometrelik bisiklet yarışı yapılmıştır. Yeni pistte yapılan bu koşuyu Acardan Said 14 dakikada birincilikle, Acardan Kemal ikincilikle bitirmişlerdir. Bundan sonra da tekaüd bi sikletçiler arasında 4 kilometrelik yanş yapılmıştır. Acar İdmandan Süreyya 10,11 sanıyede birinci ve gene Acardan mıntaka asbaşkanı İhsan Celâl ikinci, Merinosspordan Hakkı üçüncü gelmiş ler dir. anlatmıştır. Nutuktan sonra sahada manej yapılmış, Valı Şefik Soyerle bayanı da aralarında bulunan atlılar stadyomdan şehre kadar atlarla güzel bir gezinti yapark günün spor eğlencelerine nihyet verilmiştir. Stadyomda yapılan merasimden evvel Geml.k yolunda bölgece tertib edilen 150 kilometrelik bisiklet müsabakası yapılmıştır. Bozuk bir yolda ve çok fazla bir sıcak altında yapılan bu müsabaka muvaffakiyetli, ayni zamanda heyecanlı olmuştur. Beş saat 30 dakikada mesafeyi Acar İdmandan Hik met b:rincilikle bitirmiştir. Bu genc cidden yüksek bir kabiliyet ve istidad sahibidir. Millî takımın güvene bileceği mükemmel bir bisikletçi olacağmda herkes müttefiktir. İkinciliği Akınspordan Hasan Makas, üçüncülüğü de San'at mektebinden İhsan kazanmışlardır. Haftaya bu müsabakanm ikincisi yapılacaktır. 19 mayısta bisikletçileri miz İstanbul Edirne ve. Edirne İstanbul volunu vapacaklardır. Sarayönü nahiyesine bağh Gözlü kö yünden Ömer Kara, trenle Konyaya gelirken kuşağının arasında bir kese içerisinde bulunan 820 kuruşunun çalmdığını anlamış ve Konya istasyonuna gelir gelmez meseleden polisi haberdar etmiştir. Polis, ilk şüpheli olarak Ömer Karanın kompartıman arkadaşlannı görünce bunların üzerlerini aramış ve kompartıman yolcuları arasında bulu nan Abdurrahman Özdoğanın cebinde çalınan paraları bulmuştur. Kompartı manın dört yolcusu arasından ikisi de Abdurrahmanın arkadaşları Osman Mutlu ve Mehmed Akyardır. Abdurrahman Özdoğan bu suretle yakayı ele verince diğerleri haklarında tahkikata meydan vermeden bir arabaya atlayıp şehre gelmişlerdir. O gün Konyada da bir hırsızlık vakası vardır. Bakırcı Mehmed Olcay, dükkânındaki çekmecesinden 300 lirası çalmdığını polise bildirmiştir. Polis, tahkikata girişerek bakırcınm dükkânma Mehmed Akyarla Osman Mutlunun girmiş olduklarını tespit etmiş ve polisçe malum olan kompartıman arkadaşlığı, bunlar üzerinde durulmasmı icab ettiriyor. Bu dunışun neticesi müspettir. 300 lira da Osman Mutlunun üzerinde bulunuyor. Bunlar uzun zamandan beri faaliyette bulunan bir kumpanya dırlar ve Mehmed Akyar yankesicilik ve mantarcılık suretile vurduğu para larla bir çiftlik sahibi bile olmuştur. Esasen Kayserili olan bu adam, İstanbulda Kadıköy nüfusnnda kayıdlıdır. Osman Mutlu, Üsküblü ve Abdurrahman Özdoğan da Trabzonun Yomar nahiyesi halkındandır. Hepsi de şimdi Adliyeye verilmis bulunuyor. Bursanın yeni stadı I Konyada üç * yankesici yakalandı AVRUPA ve AMERİKAN AMBALÂJ ve ETİKETLERİLE ŞANTAJ yapılmaktadır. Fransızca, İngilizce kelimelerle uydurma isimlerle piyasaya çıkarılan ve fahiş fiatlarla satılan bazı malları almak kesenize ve sıhhatinize zararlıdır. Zenci boksör gene galib geldi Mecburî rökor Bazan rökorun mecburisi oluyor. Amerikanm bir şeh rinde, şöyle bir vak'a geçmiş. Vatson isminde bir adam, sokakta birisile kavgaya tu tuşmuş. işin içine yaralama filân da girmiş. Vatson'un bu, dördüncü suçu imiş. Dövüş başladığı zaman #saat 14 ü 15 gcçiyormuş. İki dakika sonra, yani 14 ü 17 geçe Vatson'u tevkif etmişler. 14 ü 20 geçe soluğu mahkeraede almış. 14 ü 30 geçe mahkeme heveti salona girmiş. 14 ü 31 geçe. hâkim ilk sualini sprmuş ve cevabmı almış. Ve 14 ü 31 dakika, 30 saniye geçe, hâkim hükmünü tefhim etmiş: On beş gün hapis! Topu topu 16 dakika 30 saniye zarfında suçtan hükme geçen bu rökoru kıracak babayiğit zor bulunur. Hoş, iştahlısı da voktur a! Bursada otomatik telefon Bursa (Hususî) Posta, Telgraf umum müdürlüğü Bursa telefonlarmı otomatik yapmıya karar vermiştir. Bunun için otomatik telefon tesisatına muktazi malzemeyi sipariş etmiş ve burada da hazırlıklarabaşlamıştır. Kısa hizmetliler Üsküdar Askerlik şubesinden: Kısa hizmet şeraiti kazanmış olup askerî ehliyetnameleri olmıyan ve bu yıl sevke tâbi olan gencler 1 mayıs 939 gününde Yedek Subay okulunda bulunacaklanndan sevk puslalarını almak üzere 30 nisan 939 gününe kadar şubeye müracaat etmeleri. Skandinavyadaki küsuf Stokholm 18 (a.a.) Skandinavya'da görünecek küsuf vukubulacaktır. Bu holm'de saat 18,10da 19 da bitecektir. Bugün bütün olan kısmî bir hâdise Stokbaşlıyacak ve Los Angeles 18 (a.a.) Joe Louis, dün 10 ravundluk bir müsabakanm birinci ravundunda nakavt etmiş olduğu rakibi Jack Raper'e karşı ağır siklet dünya boks şampiyonluğu ünvanmı muhafaza etmekte asla müşkülâta uğramamıştır. Maç, bilhassa sinema yıldızlan nın ve eski meşhur boksörlerin de dahil bulunduğu 25,000 kişilik bir seyirci kütlesi huzurunda yapılmıştır. Hakem George Blake, maçtan evvel iki boksöre mutad olan vasayada bulunmuştur. Gonk çalınca, Louis ile Raper, ihtiyatla birbirini etüd etmek, harekeierini kollamak, yekdiğerinin kapalı defanslarmda bir aralık bulmak suretile dövüşmeğe başlamışlardır. Raper, ilk olarak hasmının çenesine bir sol indirmiştir. Louis, buna rakibinin vücudüne indirdiği bir solla mukabele etmiştir. Raper, ikinci bir sol kroşe yapıştırmağa muvaffak olmuştur. Bu ihtiyatlı vuruşlardan sonra Louis, mücadeleye esaslı surette grişmeğe karar vermiştir. Louisr rakibini yakından sıkıştırmî$ V* ona şiddetli bır sol kroşe yapıştırmıştır. Raper, mukabeleye geçmiş ve şiddeUe hücum etmiştir. Raper, kısa bir müddet zarfında Louis'yi fena bir vazıyete sokmuştu. Maamafih bu kısa müddet içinde bile şampiyonun bir sol kroşesi Ra per'nin sol kaşını yırtmıştır. Bunun üzerine Louis. anudana taarruza geçmiş ve iki yumruğile Raper'yi şiddetle dövmeğe başlamıştır. Raper, ringe düşmüştür. Hakem, saniyeleri saymıştır. Raper, kalkmak ve tekrar mücadele etmek için bir gayret sarfetmişse de tekrar yüzükuyun düşmüştür. Hakem, nakavt olduğunu ilân etmişBadehu yeni ve çimenli futbol saha tir. Maç, iki dakika 22 saniye sürmüstür. sında ilk defa olarak bir maç yapılmıştır. Bölge kulüblerinden seçilmiş oyunGencler Birliği şehrimize cular A ve B takımlarına ayrılmışlardır. geliyor A takımı oyuncuları Merinosspor, BurBu hafta iki maç yapmak için şehri sagücü ve Akınspor genclerinden, B tamize davet edilen Gencler Birliği, Ankımı oyuncuları ise Acar İdman Yurdu, karadan hareketle cuma günü İstanbula Muradiye Gencler Birliği ve İpekiş ogelmiş bulunacaktır. yuncularmdan müteşekkildi. Oyunu Gencler Birliği cumartesi günü Sişli, bölge ajanı Süleyman idare etmiştir. Bu pazar sabahı da Pera ile Varşılaşacaktır. güzel maç ilk devrede sayısız olarak beraberlikle btimiş, ikinci devrede B ta Türkiye, Greko Romen ve kımı bir sayı yaparak sıfıra karşı birle serbest güreş birincilikleri galib gelmiştir. Bütün bölgelerde yapılan güreş birinBu müsabakadan sonra stadyomun at cilikleri bittikten sonra Türk'ye, Grelı spor kısmına geçilerek hayvanlar için ko Romen güreş birinciliği 27 ve 28 yapılmış olan pansiyon binasile manej mavısta Ankarada yapılacaktır. sahası açılmıştır. Atlıspor kulübünden Türkiye serbest güreş birincilikleri Sadeddin Karaca bir nutuk söyliyerek nin de sonbaharda gene Ankarada ya Bursa Atlıspor kulübünün tarihçesini pılacağı haber alınmıştır. Diye sordu. Belma, ne dediği anlaşılmıyacak kadar halecanh bir sesle, birbiri arkasından, çabuk çabuk: Bilmem, diyordu, bir gürültü duydum da... Birisi bahçeye giriyor gibi geldi. Benim gözlerim, karanlıkta pek iyi seçmiyor. Sen görebiliyor musun?.. Birisi mi var bahçede?.. Ferhunde iğildi: Göremiyorum. Dedi. Sonra, Belmaya döndü. Gözlerinin içine baktı: Birini mi bekliyorsun?.. Kimi bekliyeceğim?.. Oyleyse, nedir telâşm?.. Bütün gün, sanki evin etrafını kollayorlar gibi geldi. Şimdi de bir ayak sesi duyar gibi oldum. Biraz daha bakındılar. Sonra gene yanyana, eski yerlerine oturdular. Belmada, umduğu boşa çıkan şımank bir çocuk kırgınlığı vardı. Arası çok geçmedi. Bahçeden doğru, yeniden bir gürültü oldu. Bunu Ferhunde de işitmiş, Belmadan önce yerinden o fırlamıştı. Arkasından bir otomobil sesi duyuldu. Muhtarı götüren otomobil, onu bıraktıktan sonra geriye dönmüş olacak Tabiî Güzellik Hakikî Genclik Ancak İTRİYATİLE Temjn Olunur. AN Edirnede zengin bir spor günü Edirne (Hususî) Edirne, pazar günü çok zengin bir spor günü yaşadı. Öğleden sonra havanın güzelliğ.nden istifade ederek Köprü başlarına ve Karaağac yoluna akın eden halkın çoğu stadyomda birikmiş bulunuyordu. Saat tam ikide mektebler arasmda tertib edilen muhtelit müsabakalara başlandı. İlk maç, lise ve san'atlar mektebi ikinci takımlan arasında tertib edileîı lik maçı idi. Oyun büyük bir zevk ve heyecan içinde geçti ve neticede San atlar mektebi, Liseyi 2 1 le mağlub etti. Bu maçtan sonra mıntaka dahilindekı Lise, Kız Muallim ve Kız San'at enstitüsü arasmda yedişer kişilik takımlarla iki taraflı bayrak yarışı yapıldı. Bu sırada sahadaki kalabahk bir kat daha artmış bulunuyordu. Müsabaka büyük bir alâka ve heyecanla takib edildi ve Kız Muallim birinciliği kazandı. Sıra, Lise ve San.atlar mektebi birinci takımlan arasındaki maça gelmişti. Maç, saat dörtte başladı. Antrenör Hüseyin Berkanın idare ettiği bu maç da çok heyecanlı oldu. Lise takımının teknik itibarile Sanatlar mektebine faikiyetine rağmen San'atlar takımının bu müsabakadaki enerjik oyunu Lise müdafaasını bir hayli hırpaladı ve oyun ilk on dakikada iki tarafm karşılıklı akmlarile devam ederken Lise takımının sol içi Şemsinin idare ettiği ve hazırladığı bir akın neticesi sol açık, Lisenin ilk sayısını kay detti. Fakat birinci devre sonlanna doğru San'atlann mütemadiyen artan enerjik oyunlan sayesinde sol iç Şeref, beraberlik sayısını yaptı. İkinci devrede sayirciler arasındaki heyecamn bir kat daha arttığı görülüyordu. İki tarafm da çok düzgün oyun lanna rağmen bu devre sayı yapılamadı ve maç böylelikle 1 1 le sona erdi. Bundan sonra Lise, Kız Muallim ve San'at enstitüsü gruplan arasmda el topu müsabakalan yapıldı ve neticede takım itibarile Lise birinci, Kız Muallim ikinci ve Enstitü de üçüncü geldiler. h. Belma, bunu anladı. Büsbütün acı bir bitkinlikle kendini kanapeye attı. Ferhunde: Ay, diyordu, sen adeta hasta olmuşsun, kardeş!.. Gelen giden yok, diye enikonu üzülüyorsun. Nekadar gözü pek olursa olsun, artık buraya kadar gelecek, değil ya... Belma, hulyalı bir bakışla, gözlerini balkon kapısından ayırmıyordu: Kim bilir?.. O gün, bekçinin yanında şuradan buradan konuşurken Muhtar, sözüm ona, onunla eğlenmeğe kalktı: «Yarın akşam, pastacıda toplanacağız. Siz de oraya buyursanıza...» dedi. O da ne dese beğenirsin?.. Ne dedi?.. «Yarın akşam pastacıya gelemem amma bir gün doğrudan doğruya evinize gelir, orada hatmnızı sorarım!» diyiverdi. Fena değil... Amma, bunu lâkırdınm altında kalmamak için söylemiştir. Yoksa, artık bu kadar hizmetçinin, uşağın gözü önünde nasıl gelir?.. Belli olmaz ki... Isterse gelir. Kaç gündür, beni uzaktan uzağa gözaltında tutuyorlar, sanırım. Sana öyle gelmiş!.. Hasan Kolonyası, Lâvantaları, Esansları, Pudrası, Kremi. Briyantini, Ruj ve Allıkları ve her türlü parfömerisi yurdun her tarafında aranmaktadır. En yeni metodlarla yeniden hazırlanmaktadır. Hasan ıtriyat ve müstahzaratmm azlığmı bahane ile piyasada fiat yükseltiyorlar. Şubelerimiz hakikî fiatlarile müşterilerimizin emrine âmadedir. İzmirde Kemeraltında, Karaköyde Köprübaşmda şubelerimiz açılmıştır. AKB ABA KASİDEİ Yarınki Sayısında Aferin ey Ruzigârın Şehsüvâri Safderi, Bir gaza ettin ki hoşnud eyledin Bay Hitleri ! Y a z a n : ORHAN SEYFi ORHON ZAFERİYE *' Zazan : YUSUF ZiYA ORTAÇ ÇEMBERLÂYNİTŞEMSiYESi Karikatürist: Cemal Nadir. Yeni meb'uslarımızla mülâkat Ankara Muhabirinden mektub Yarınki AftBABA'yı Sabırsızlıkla bekleyiniz Sahi söylüyorum. Nereye uğradımsa, arkamsıra bir iki kişi de benimle beraber dolaştı. Ferhunde kıvrak bir gülüşle: Şimdiye kadar ilk defa başına gelmiyor ya, dedi. Senin gibi güzel bir kadınm arkasına takılanlar olmaz mı?.. Bu, öylesi değil!.. Nereye girip çıktığımı açıktan açığa gözetlediler. Bunu yapan, Haydarın arkadaşları mı, diyorsun?.. Bana öyle geliyor. Bence değil... Nedir öyleyse?.. Belki de polislerdir. Neden?.. Öyle ya, sana sordukları zaman, hırsız için, kısa boylu filân demişsin ya... Belki de ondan şüphelendiler... Nereye gidiyorsun, kimleri göreceksin, bunu anlamak için seni gözaltında tutuyorlar. Bana kalırsa, böyle olacak!.. Üzüldüm, doğrusu... Şimdi de şu balkon kapısı açılacak, içeriye birisi giriverecek gibi geliyor. ki... Hele, Haydar gibi bir adam için... Bunun bu kadarı kendisi için de iyi olmaz, senin çin de... Gelmez artık!.. Görürsün: Gelir. Belma, bunu söylerken yeniden ayağa kalktı. Dolaşmaya başladı. Köşede, bir çiçekliğin içinde, hepsi bir renkte, bir büyüklükte ,bir demet kırmızı karanfil vardı. Onlarm önünde durdu. Düşüncesi büsbütün başka bir yerde, dalgm dalgın onları kokluyordu. Birdenbire silkindi; kendi kendine söylenir gibi: Tefrifa No. 27 DUNYA BOYLEDİR İŞTE... mtmmmmmmmmmmmmm K E M A L Darıldın mı, dedi. Şaka söylüyorum, ayol... Seni kızdmp da söyletmek için... Anlaşıldı artık: Bu kadar toz kondurmadığına bakılırsa bilezikten sonra senin gönlünü de beraber çalmış!.. Fena değil: Bu da yeni bir moda!.. Giyimde, kuşamda hepsinin yenisini, hiç kimsede görülmiyenini sen bulup çıkarıyorsun. Şimdi de bunu mu çıkardın?.. Oyle ya... Bir zamanlar genc kızlar, genc kadınlar evlerıne gelip giden pıyano ustasına gönül verirlerdi. Son zamanlarda da şoförile sevişenler, dağbaşlannda yakalananlar, gızli evlerde basılanlar çoğaldı. Evinı barkını bırakıp, bırlıkte kaçanlar bile oluyordu. Demek ki artık, şoför modası da geçti?.. Bır hırsıza gönül kaptırmak?.. i'epyeni birşey!.. Bunu da sen buldun, sen çıkardın, Belmacığım!.. Beğendim, vallahi!.. Nasıldı şu... Haydar?.. Bak, artık bileziğini çalan adam, demiyorum. Ben de senin gibi Haydar, diyorum. Senin gibi, benım de dilim alışü. SöyleseR A G IB mmmmım^mm ne, nasıldı bu çocuk?.. Anlatsana... O zaman, iki kadın, saçları birbirinin saçına karışacak, solukları birbirinin yüzünü yakacak kadar başbaşa verdiler. Belma, o gün başından geçenleri anlatmaya başladı. Haydarın söylediği sözlerden hiçbirini unutmamıştı. Hepsini birer birer Ferhundeye de saydı, döktü. Genc kadının gözleri yarı yarıya kapanmış, sanki tath bir rüya içinde sayıklıyor gibiydi. Birdenbire yerinden fırladı. Balkon kapısına koştu. Oturdukları odadan geniş bir bahçe görünüyordu. Sokak kapısından sonra bu bahçeye giriliyor, karşıya da birinci kat geliyordu. Onun üstü, işte oturdukları oda ıdi. Onünde de geniş bir taraça vardı. Bahçeye giren adam, koIayca buraya tırmanabilir, oradan da bu kapınm önüne kadar gelebilirdi. Belmanın arkasmdan, Ferhunde de ayağa kalktı. Onun yanma sokuldu: Ne var?.. Peki amma, dedi, bu çiçe'sler, gündüz burada yoktu. Salondakilere de benzemiyor. Kim getirdi bunları buraya?.. Ferhunde güldü: Kim olacak?.. Ya hizmetçıler, ya kocan... Yahud da misafirlerden birisi, gelirken, senin için getirmiş, hizmetçiye vermştir. O da sana sormadan buray? koymuş olacak. Hiç ummam. Başka ne olabilir?.. Se n artık, bu Artık bu kadan olmaz. gece ne olsa alınıyorsun, hepsinden kuş Neden?.. Bahçeye girmesi de, bal kulanıyorsun. . (ArKası var) konlara tırmanması ıda o kadar kolay ,