23 Mari 1939 CUMHURİYET San'at ve Hayal j MUSİKİ tntihab günlerinde : Millî san'at nedir ? Yazan; NURULLAH BERK Zino Francescati Muhtelif resim sergilerinde eser teşhir san'atlann birbirine zıd, fakat birbirinden eden san'atkârlar, bir zamanlar pek re derin ve meraklı meseleler, görüşlerle Dr. GALIB GÜLTEKtN vacda, şimdi yavaş yavaş. yok olan bir çalkandığı bir devrede Avrupa stajmı Universıte Ticaret H. doçenti itiraz ile karşılaşırlar: yapmış olan genc san'atkârlar, çizginin, Partisinin memlekete yaptığı büyük hiz Millî mevzu yok! Millî nıh te rengin, şeklin, terkibin sırlannı keşfetmemetleri saymağa bile imkân yoktur. Türk rennüm edilmiyor! ğe dalarak, ma'hallilikle alâkalarını büsinkılâb ve kalkınmasında mühim rol oyMasah müfekkireye, kalıbı ruha ter bütün kestiler. Yeni san'at neslimizin son nıyan Cumhuriyet Halk Partisi, Türk cih eden bu gibilere derd anlatmak zor on sene içinde vücude getirmis. olduğu milletinin siyasî ve kültürel yetişmesinde olduğu için, sergilerin ve bilhassa açıhş eserlerin motiflerini gözden geçirecek ode mekteb vazifesini görmüş, bilhasas selarm gürültüsü içinde hsa bir tasdik ve lursak bunların adeta «passe partouj» çim işlerini, namzed listesinin tanzimi gibi «o da olur inşallah» gibi kuru bir temen mevzulardan ibaret olduğunu göriirüz: Üç çok ağır ve mes'uliyetli bir vazifeyi de ni ile meseleyi kapatmak yoluna gidil dört ağac veya bir su kenan, bir figür, üzerne almıştır. Cumhuryet Halk Partimiştir. bir çrplak, masanm üzerine konulmuş bir si bu mühim vazifeyi bilhakkin ifa etmişMillî san'at isliyenlerin yüzde doksan vazo, üç dört elma. Bunlar, çizgileri ve tir. Bugüne kadar Büyük Millet Medisdokuzu, müfekkire, idrak, kavrayış, ni renkleri tertlb ve terkib etmeğe bahane leri ve onların başardıkları işler, bunun en hayet teknik ve işçiük bakımmdan milli clan beynelmilel, anonim mevzulardır. büyük delilidir. Ferd için bile kendisini Iik aramaktan çok uzaktırlar. Endişeleri » • • temsil edecek ehliyetli kimseyi bulabilmek bu zirvelere ulaşamaz. Istedikleri, köy Bunu kaydettikten sonra «mevzu» dekolay değilken 18 milyonluk bir milletin, ve köylü, lar!a ve sapan, kağnı ve inek nilen şeyin san'attaki rolünü düşünelim. kendisini bihakkin temsil edecek kimseleri gibi, seyircilere « bunlar Türktür, bu sahBir genc muharrir, meşhur piyes üstadı bulması çok güçtür. İşte bunun içindir ki ne Türkiyede geçer» dedirtecek mizanBernştein'e: «Tiplerim hazır, fakat bir her işte millete hizmet ve yardımı baş sen ve aksesuarlardır. Bir talamları da, türlü mevzuumu bulamıyorum» demiş. vazife addeden C. H. P. si, Büyük Milinkılâbcı sandıkları bir zihniyet güderek, Üstad da: «Mevzu gayet kolay: Bir erlete lâyık mümessilleri tavsiye vazifesini tablolarda, fabrika, traktor ve modern kek, bir kadını seviyordu...» diye cevab üzerine almıştır. bina aramaktadırlar. vermiş. Hemen hemen bütün edebiyat, îyilik bilen Türk milleti, Partinin bu Bir zamanlar Galatasaray resim ser«Bir erkek, bir kadını seviyordu...» ezelî hizmetıne karşı dün onun namzed liste güerinde cami, servi, tekke, şadrrvan ve temini tahlilden, ve hemea hemen bütün lerini ittifakla kabul etmek suretile nasıl Lâle Devri mevzulan arayan estet züılâstik san'atlar, bir veya birkaç çıplak şükran borcunu ifa etmişse bugün de ayniyetile bugüniin millî mevzuculan aravücudü, birkaç figürü taş veya tunca dökni şeyi yapacaktır. Yalnız bu münasebetle smda hiç bir fark bulamıyorum. Her iki mek, muşambamn dört köşe, müstatil bazı vatandaşlar tarafmdan sorulan (inzihniyet dekor, kostüm ve hikâyeden ba§satjhlanna yerleştirmekten başka birşey tihab ve namzed listesi mefhumlanna müka birşey aramamaktadır. yapmış değildir. teallik suallere, kısaca temas etmek iste Türk resminin, millî ve mahallî mevMevzu, haddizatmda 6lü, daha doğrim. Bugün her yerde intihab ve liste Amerikalılar bahzulan ele almaktansa çok kere anonim se girmeğe bayılırmefhumlanna tesadüf edilmektedir. Büaraştırmaları tercih etmesi san'atkârlann rusu cansız bir kıymettir. Onu ele alan lar. En akla gelmetün demokrat memleketlerde hatta de ne lâkaydisinden, ne de zahndan ileri ge hissin, görüşün, idrakin, teknik ve işçiliğin sihirile canlanır ve varlık gösterir. dik mevzular üzerinmokrasınm beşiği sayılan İsviçrede de inlir. Bunda, araştırılması gereken ruhî ve Tekbaşma, âciz ve sahsiyetsiz bir görüde, en inanümıyateknik birtakım sebebler vardır. tihab, liste üzerine yapılır. Bu intihab ı elinde, esere hiç birşey katamaz ve cak şekilde iddialar şekline, âmme hukuku dilinde (liste intiGeçen makalelerimden birinde plâstik yürütürler; kâh kahabı) denilmektedir. Sonra bir kimse husan'atlanmızm henüz bir an'aneye sahib ona hiç bir karakter veremez. Demek istiyonrm ki bir san'at eseri, zanır, kâh kaybederolmadıklarını kaydetmiştim. Gerçekten, usî ve şahsî bir intihab işi karşısında bü; !er. Denilebilir ki, garb idrak ve tekniği altında çalışan en mevzuile yüksek olamıyacağı gibi, mev selril it barile basit olan bu eserin daha yüklerinin veya sevdiklerinin tavsiyesini Demokrasi, halk üzerinde hakimiyetin zuile de millî olamaz. Millilik hissediş yi bir interpretaiion'vmu beklerdik. AAmerikalının ayırd eski san'atkârîanmızı bulmak için bakışhalka aid olmasıdır. Halk, haiz olduğu nazarı dikkate alırsa bu suretle şahsî intilanmızı pek yakın bir düne çevirmek te, idrakte, teknikte, bir kelime ile «stil» natemanm preato çalmması lâzımdı. B ı hakimiyet hakkının istimalini kendi için hab hakkını kullanmamış mı sayılır? Ha ?dici vasıflarından biri de bahse girme vaoılmaymca Belmonte'nin arya'sım mimerakıdır. kâfidir. «Ferik İbrahim Paşa», «Hüsnü dedir. den seçtiğine tevdi eder. Zaten ferdler de yır. O halde âmme hukukunda da ayni nör olarak mevdana cıkaran ikind anVelaskez'i, Goya'yı îspanyol, Albert Nevyork'lu koskoa bir fabrikatör, geYusuf Bey», «Servili Ahmed Emin haiz oldukları hak ve salâhiyetlerin isti şeydir. Eğer Türk milletj Partisinin namdante temanm güzel kontrastından mahçende bir arkadaşüe iddialaşmış ve kayBey», «Şeker Ahmed Paşa»! Eski kü Durer'i Alman, Poussin'i Fransız yapan rum kaldık. Konservatuar orkestrası bu malini ekseriya mümessillerine tevdi eder zed listesini ittifakla kabul ediyorsa, bu, betmiş. Ancak, kazanacağına her halde tübhaneleri süsliyen cild yapraklarından mevzulan değil, kâinat drammı seziş ve lemanter icra kaidelerini basarmaktan ler. Ferd, kendisi için mümessil seçerken onun Partisine ve başkanına olan bağlılık icra edişleridir. Bu ise, nerhangi bir sançok kuvvetle inanıyormuş ki, tatbiki kabil kayıp düşen kurumuş bir incecik dal, yaaciz de^ildir. Nitekim biraz sonra Beet onun ehliyet ve kabiliyetini büyük bir iti ve itimadının ifadesinden başka birşey dehud bir çiçek gibi mazinin kokusunu can at kolunda, uzun bir an'aneye, o san'a hoven konsertosundaki refakat vaztfesî na ile araştırır. Hususî hayatta bile vekil ğildir. Bir vatandaş tasavvur edilebilir mi ılup olmad'ğını düşünmeden alelâcayib landıran bu isimler, 19uncu asrın malı tın ruhu ve malzemesile büyük bir ülfe ni hakkile ifa etmekle asıl kıymetini or ile müvekkil arasmdaki mütekabil hak ve ki İnönünde milletin rnakus talihini yenen, bir taahhüde girişmiş. Şimdi, borcunu yedır. Resim an'anemiz öteye gidemiyor. te bağlıdır. ecibeleri tanzim, irtibat ve kontrolu te Lozan muahedesini yapan, Türk inkılâb rine getirmesi icab ediyor. ava koymuş oldu. Fabrikatör. sehrin kalabalık bir cad Çünkü ötede «minyatür», yani «pentur» «Millî bir edebiyat yaratabilir miyiz?» Mahrumivet içinde calısan bu müesse min kolay değilken âmmc Hayatında bun ve yükaclışmııı cn a^ır TraEit«l#rını d«*«*» desinde, kaldınm üzerinde, dört ayak oün tam zıddı var. gibi şayanrhayret suallerle karşılaşırken ye ciddî bir alSka gösterildiöi takdirde. ları tanzim çok müşküldür. Halk ile mü de ederek muvaffakyietle başaran ve falup 120 meyre mesafe katedecek. EdeAn'ane demenin. herhangi bir ifade plâstik san'atlarda millilik aramanm ço e z i n ve mpmleketin iftihar edile messiîleri beynindeki münasebeti ahenk ziletin mücessem timsali olan bir Şefin cek bir orkestra kazanacağı şüphe<=«'dir. i bir surette tanzim için, demokrasi sis tavsiye ettiği namzed listesi önünde bir an cek amma, burnunun ucuna bir değnek vasıtasında, aşılmış bin merhale, geçiril cukluk olacağını düşünmekle kendimizi N. temlerinde, muhtelif çarelere başvurmuş tereddüd etsin! Türk milletinin Büyük bağlı bulunacak ve kaldırımın üstüne bımiş bin tecrübe, denenmiş bin tarz, usul haklı görürüz. Milliliğin ne mevzuda, ne tur. Mühim olduğu kadar müşkül olan Şefine karşı beslediği sevgi, saygı ve iti rakılan bir fıstığı, bu değnekle dürte dürve teknik, nihayet varılmış geniş, geniş kostümde, ne dekor ve mizansende bute yürütecek! bu işi, Türk rejimi, en iyi şekilde hallet mad, sonsuzdur. diyorum, namütenahi bir âlem demek lunmadığını pek iyi anlamış, olan Türk Bu, şimdiye kadar Amerikada görü[Başmakaleden devam] miştir. Bugünkü Türk rejimi, üç unsur Aziz vatandaş, dün İsmet înönünün olacağmı kabul edersek, plâstik san'at ressamı, elindeki yeni malzemeye ahşlen iddialann rökoru imiş. Fakat, Amerilanmızm mevzuu bir tarafa bırakarak mağa çalışarak san'at problemini, binbir ilist kaltnaya mecburuz. Cemiyetimizın ve cihaza miisteniddir: Halk, Devlet ve mümessillerin tarafmdan müttefikan Cum ka, Amerika olarak kaldîkça, bir gün gehur Reisliğine seçimi, seni nasıl ölçüform ve renk meselelerile meşgul olma zaviyesinden, tetkik ediyor. Türk ressa hayatî menfaatleri bu sekilde hareket ct Cumhuriyet Halk Partisi... lir bu rökoru da kıran bulunur. Bütün kuvvet ve salâhiyetleri kendi süz bir sevince ve başkalannı nasıl hududlannı, millilikle alâkadar olmamalarını mı biliyor ki çizgiyi, rengi, şekli kavra memizi âmirdir. Aksiyon adamı mücermadan bir stil yaratılmaz. Biliyor ki red mefhumlar üzerinde değil, müspet sinde toplıyan ve gayrisiyasî bir teşekkül ;uz gıpta ve takdire garketmişse bugün DENtZ İSLERt tabiî görebiliriz. millî san'at yapmak, herşeyden evvel öz hâdiseler üzerinde düşünür; onları, tah olan halk, siyasî bir taazzuv olan devlet de sen, Partinin gösterdiği ve onun Baş* * * Etrüsk vapuru sefere çıktı san'at yapmağa bağlıdır. lil ederek mantıkî neticeler çıkarır ve bu ve bu ikisi arasında ahenk ve irtibatı te kanı Millî Şefin tasvib ettiği namzedleri Millî mevzuun, garb tekniğile çalışan Burada kelimeler ve manalan, namü mantıkî neticelere göre hareket plânmı min eden Cumhuriyet Halk Partisidir. ittifakla seçmek suretile ayni sevinci tekEturüsk vapuru yarın Mersin hattına ilk ressamlarımızdan en son san'atkârlaenahi akseden karşıhkh aynalar gibi, gararlatacak, birlik ve beraberliğini bütün sefere çıkacaktır. Etrüskün tadilâtı hakŞu kısa izahatla Cumhuriyet Halk Partirımıza kadar ehemmiyetsiz denecek bir kında kat'î karar verilip Almanlarla murib bir oyun oynuyorlar: Öz san'at yani çızer. goru sinin Türk rejimindeki mevkii anlaşılmış dünyaya göstermiş olacaksın. rol oynadığını görüyoruz. Hatta, garib «Hab> kelimesi nekadar cazib tabakat hasıl oluncaya kadar vapur seher türlü mevzudan sıynlarak sırf plâs nürse görünsün milletlerarası hayatında olur. Dünyanın şu karışık anmda birlik ve hâdise, zaman geçtikçe, resim kök salferler ; ne devam edecektir. tik kıymetlere ehemmiyet veren san'at bunun yeri olmadığına dün de bugün de beraberliği temine çalışmak, her vatandaPartinin ehemmiyet ve mahiyetini, dıkça mahallî mevzu ve renk gitgide Şirketi Hayriyenin ayrı, millî san'at, mahallî san'at da ayn Millî Şef İsmet İnönü, İstanbul Üniversi şın en mukaddes vazifesidir. Nasıl Ebedî şahidiz. Bugün: seyrelmiş ve plâstik san'atımız anonimlideğildir. Bir san'at, öz oldukça millileumumî toplantısı tesindeki nutuklannda şu veciz sözlerle Şef Atatürk: Hak! Hak! ğe girmiştir. şir, mücem«l kıymetlere inandıkça ken«ismet înönünün gösterdiği liyaSirketi Hayriyenin senelik heyeti Diye bağıranlar bir zamanlar şimdi tebarüz ettirmişlerdir: Yukarıda isimlerini saydığım ressam disini, yani mahalliliğini bulur. mumiyesi bugün saat 14 te Şirketin ida «Cumhuriyet Halk Partisi, şimdi kat ve fartı gayret, kendisine tevcihi şikâyet ettıkleri hareketi yapmış kimselerlarımız, o zamanın Fransız akademikleri Demek ki bir tabloda şalvar ve potur, dir. Demek ki, mevzuu bahsolan daima den memleketin bütün menfaatlerini vazifede isabetimi filen ispat etmiş r e no r ] c e 7 j n c j e yapılacaktır. olan Gerome, Boulanger, Français, Har köy evi, kağnı ve öküz arayanlar plâstik Deniz jr^rakibi irin yeni pignies gibi san'atkârlann sahsiyetsiz tek kıymetlerden anlamıyanlar, zevk almı menfaattir. Milletlerarası münasebetier ve bütün evlâdlannı kucaklıyan bir bulunduğu için millete kârşı, orduya karşı ve tarihe karşı tamamen müsteniklerini öğrenerek memlekete dönmüşler yanlarmış. Bilseniz, bunlar nekadar, a de en kuvvetli realitenin menfaat oldu siyasî aile haline galmiştir.» taîîmatname ğunu kabul edince «hak» ve «haksızlık» 1923 senesi 6 ağustosunda Atatürk! rihim.» ve natürmort, manzara, yahud ev ve ca ma ne kadar çoktur! Belediye, sandal ve kayık sahiblerinn Demişse, asil Türk milleti, tarih de tatbikına mecbur oldukları bir tahlisiye gibi mefhumların içimizde uyandırabile eşekkülüne esas olan programı millete mi içi gibi her gün gözleri altmda buluNurullah BERK cekleri zararh haleti ruhiyeden kurtulsana, îsmet İnönüne gösterdiğm itımadla talimatnamesi vücude getirmiştir. San'ildirmesile vücud bulan Parti, 10 ikincinan dünyayı tablolanna nakletmişlerdir. mak ve tamamile bitaraf, soğukkanh, duğ eşrin 1924 senesinde Cumhuriyet Halk vurda karşı olan vazifeni şerefle ifa ettin dal ve kavıklar kac kisiyi tasımağa müOsman Hamdı, eski ressamlanmız arasaid iseler o sayının yarısı miktarında ru görüşlü yani bir kelime ile kuvvetli ol 3artisi adını almışhr. On beş seneden diyecektir. sında, millî mevzulara ehemmiyet veren mak kabildir. Almanyanın hayatî men azla bir zamandanberi Cumhurivet Halk Dr. Galib Gültekin at nalı şeklinde ve beheri iki kisiyi kuryegâne san'atkârdır. Fakat, kudretini testarabüecek seküde tahlisiye simidleri faatleri, askerî ve iktısadî bakımdan gelim etmek'e beraber şunu da kaydetmek bulunduracaklardır Bu isin kontrolu ile mecburiyetindeyim ki, Osman HamdiDün gece Üsküdarda oldukça büyük nişleme siyasetine baglıdır. Buna şiddetle Demz TicaJet Müdürlüğü meşgul olanin mevzulan, frenk görüşile beslenmiş bir yangın çıkmış, İhsaniye mahallesin karşı koymak da diger bir kısım devletcaktır. bir «Orientalisme de bazar» idi. Türk de mütekaid Kaymakam Reşide aid iki lerin hayatî menfaatleri icabındandır. [Baştarafı 1 tncı sahuede\ « Namus, adalet, insanî şeref, fer9«»rl.^dorvan si<?ara1arı Alenanya, askerî ve iktısadî bakımdan si lâzım gelen prensiplere uygun o!mı de hünmet, muahedelere riayet, verüen arkeolojisinin ve Sanayii Nefise mekte ahsab ev tamamen yanmıştır. İnhısar idaresinin Serkldoryan sigaraSaat 20,45 te başlayan yangın. Kay genişlemek için şimdiy» kadar elinden ge yan bir itilâfa iştirak edemiyeceklerıni sözü tutmak, düsünme ve yazma hürriyebinin banisi, îehpasının başına geçince, j ları son sünlerde gene berbad bir hal kendi memleketini, bir Theophile Gan makam Reşidin kendi ikametine tahsis leni yaptı. Diger devletler, vaziyetleri beyan etmistir. ti, dığer devletlerin dahilî islerine karı« almıştır. Bu s caralar. tıkız, i^lemez, rutier'nin ya^ud da bir Ziem'in kalemi ve ettiği evin alt katından çıkmış, birden müsaid olmadığından buna boyun eğmek Kral, iki memleketin hürriyet ve ada mamak hususundaki müşterek arzu, sulh tu^etli b'r ?ekilde piyasava cıkarılmakfırcasile görürdü.» Bu san'atkârı istisna bire inkisaf ederek diğer katlan da sar mecburiyetinde kaldılar. Fakat tehlikeyi let ideallerinin ıfadesi olan demokrat'.k için ayni aşk.. İşte bu prensiplerin bir hu tadir. Ald ıS ımız müteaddid mektublarda mıştır. İlk alev göründükten 25 dakika görmüyor değillerdi. Onlar da, hayatî edersek, diğer eski ressamlarımızda, gözmüesseselerinin ayniyetine işaret etmiş âsası.. Bu prensipler, dünyanın herhangi bundan acı acı sikâyet edilmektedir. İnsonra yetişen Üsküdar ve Kadıköy itfaleri altındaki âlemi safiyet ve sadakatle iyeleri tarafmdan yansının d ğer evlere menfaatlerini tehdid eden rakiblerine ve tir. Kaide ve kanuna cnüşterek bir rabıta darpsip;n ehemmivetle nazarı bir noktasmda her ne zaman ihlâl edüetişmek hırsile gece gündüz çalıştılar. Altasvir etmekten başka bir kaygı göze sirayetine mâni her türlü tedabir almile bağlı olan Ingiliz ve Fransız devlet cek olursa iki memleketin efkân umuTiiye dikkatmi CPİbeder, bu işe bir nihayet çaromıyor. vermes'ni dile^^ mış, fakat bütün gayretlere rasrnen ah manyanın genişleme ihtiyacı henüz tatmin adamları, sulh davasma hizmet etmek telâsa düşüyor ve hükumetlerinden Çalİ! İbrahim nesli, garb ve garb san 'ab binalar kurtailamamıştır. Tahkikat edilmiş değildir. Plân:n tamamile başa maksadile ve tam bir itimad zihniyeü'le memleketin emniyetini takviye ve umumî Yakacık Sanatoryomu nlması, nasyonal sosyalist hükumetinin atüe, kend'^'nden evvel gelenlerden çok devam etmektedir. müşaverelerde bulunmaktadırlar. sulhu temin etmek için millî müdafaanın Ba^hekini Avruoadan döndü daha bir hayli gayret sarfetmesine bağh f?z'a meşgu! clmustur. Empresyonist göÇinlilerin yaptığı merasîm bulunuyor. Diger devletler ise artık geri Kral, her iki memleketin şecaat ve ze kuvvetlendirilmesini istiyor.» Yakacık Sanatoryomu bashekimi Dr. rüşiin revacda bulunduğu zamanlarda kâ meziyetlerine olan ıtimadından bahFransız Reisicumhuru, Ingiliz ve Fran îhsan Rifat Avrupadakî tetkiklerini biAvrupada çalısmış olan orta devre resHongKong 22 (a.a.) Çin Ajansı lemek imkânlarından mahrumdurlar. setmiş ve bu meziyetlerin bilhassa tehlike sız devlet adarnlarmm bevnelmilel irima tirmiş, avdet etmistir. İhsan Rifat hasVaziyetin bu şekilde objektif mütaleasTTilânmızda, parlak renklerle tablolar bildiriyor: anlannda kendisini göstermekte olduğusı, bize harb ihtimallerinin yakm olduğudı yeniden vücude getirmek için mesai talannı kabul etmektedir. yapmaktan başka bir endi«e sezilmiyor. Uuşank, Hankeo ve Haniyang Japonlanu ve iki milletin şimdiki müşkülleri iktisarfetmekte oldukların; ehemmiyetle kayTürk paletjne seffaf, güneşli renkler ge rın elinde olmakla beraber buradaki aha nu gÖsteriyor. Soğukkanh, doğru görüşlü Dar^ın karısını bırak^adı ham etmelerine medar olacağını söyle tirmis olmak gibi büyük bir yeniliği hak li doktor İunYatSen'in ölümünün on ve kcndine itimadı olan kuvvetli bir mildeylemistir. Beyazıdda kalaycı Sevki sokağmda bir miştir. kile kâfi buian Çaılı İbrahim ve arka dördüncü yıldönümünü hararetle tes'id let için bu görüşte hicbir fevkalâdelik M. Löbrön ün ziyaretleri evde oturan Mehmed bir avdanber1 kaLöbrön, vermiş olduğu cevabda hu yoktur. Başımızda bütün Türklerin itidaslan, bu ink'lâblarına, bir de millüık etmiş ve bu vesile ile mücadele ve mukaLondra 22 (a.a.) Löbrön, bu sa nsı Revhan ile dar<nn oldukları icin ayn kuku düvel prensiplerinin ihlâl edilmesi katmak istemediler. Onların memlekete vemeti uzatmaya matuf beyannameler da madını kazanmış Millî bir Şef ve onun yasamaktadırlar. Mehmed. dün öğle Ühalinde iki memleketin müştereken his bah Londradaki Fransız hastanesini zi sokmus oldukları yeni görüş, san'atımızm ğıtılmıştır. Japonlar 15 Çinli vatanperve sevk ve idare ettiği ağırbaşlı bir hükumet zeri Fuadnasa caddesinden geçerken yaret etmistir. Mumaileyh Büyük Harbvar. Onlann, herhangi bir vaziyet karşı setmekte oldukları endişeyi ehemmiyetle Revhanı görmüs ve çakısını cıkararak müsta'^bel inki?afı için mühim bir temel rini tevkif ederek öld'irmüşlerdir. de Londrada ölen Fransız kolonisi azası kadınm Ü7erine hücum etmi=tir. Birder kaydetmiştir. smda hayatî menfaatlerimize en uygun tası idi. teca\nizle ark^ından vaTiirk kadınına da hürriyetini ve Löbrön, Ingiltere ve Fransanın ayni namına dikilen heykele bir celenk kov bire hareket hattım çizmekte hiçbir zorluk 192830 arasında san'at faaliyetine muş, müteakıben Buckingham sarayına ralanan Revhan havkırmağa başlamış rey hakkını ilk veren Cumhuriyet prensiplere bağlı olduklarını söylemiş ve çekmiyeceklerine emin bulunuyoruz. giren bizim nesil ise, denebilir ki, lokal Halk Partisidir. dönerek sefirler heyetmi kabul etmiîtir. Mehmed yakalanmıştır. şöyle demiştir* NADÎR NAD1 mevzulardan büsbütün ayrıldı. Plâstik Ankara radyosu sayesinde bütün Türkiyenin dinlediği Fransız san'atkân Francescati'yi evvelki akşam yakındv görmek ve işitmek fırsatını kazandık. Hemen soyliyelim ki, şehrimiz halkı bu günedek bu kadar yüksek tekniğe malik bir kemancıya raslamamıştır. Yaya hâkimiyet, stakattoHarın, dubl kardiarn ve flajole'lerin temizliği Francescat:' Türk milleti, tarihî günlerini yaşıyor. elinde mükemmeliyete kavuşmuş görünüyordu. Ferd bile hususî işlerinde seçim ve intiProgram çok yüklü idi: Beethoven'in habla karşılaştığı zaman nekadar heye büyük keman kcmsertosu, arkasından can ve halecan duyar. Eğer bu seçim; taKreuzer'e ittihaf ettiği büyük sonat'ı ve rihini zaman zaman cihan tarihi yapan nihayet Paganini'nin re majör konserto dünya tarihinin akışına yol açan bir milsu. Genc Fransız artisti elindeki kema letin mukadderannı ele alacaklar için ona olan hâkimiyeti savesinde bu eziei lursa, yurdda batta yabancı ellerde ona yükün altmdan büyük bir muvaffakiverilen önem çok yerinde görülür. Asıryetvle kalktı. larca kendisini idare edenleri seçme hakKonservatuar orkestrasımn refakatüe icra ettiği Beethoven konsertosunda yu kından mahrum kalan Türk milleti, hiçbir kanda saydığımız teknik meziyetlerin ulusun başma gelmiyen badire ve felâ 5 den maada Francesoati'nin stil temizlığ ketlere manız kalmıştır. Bu büyük milleni ve on dokuzuncu asnn en büyük de tin idaresini ele alanlar, o makama bilirsi hâsına lâyık heyecan kudretini tebarüz velistihkak geldiklerini söyliyerek millet ettirmek isteriz. Kreuzer sonatmda bes ve memlekete havsalanın almıyacağı katekânn ruhuna nüfuz eden âhenk belki dar fenalık yapmışlardır. Uzağa gitmeeğ tam rmnasile voktu. Fakat FrancescıM ne hacet, daha dün denilecek kadar yakın ezbere çaldı&ı bu sonatı da ayni teknik emniyet ve kudret havası içinde yor bir mazide bunlann, hasis menfaatleri ; madan ve yorulmadan d nletebildi. Pa için dünyaya medeniyet ve hâkimiyeti öğganini'nin, sadece teller üzerinde oyna reten bir milletin köle menzilesine inmesiyan bir hokkabaz olmadı^mı, briçok ne razı olduklanna şahid olmadık mı? kimseler, zannedersem ilk defa evvelki Eger Türk milleti, unutulmaz Büyük akşam Francescati'yi dinledikten sonra Türkün rehberliğile son azametli hamleöğrendiler. Meslegi icabı olarak hayatım sini yapmamış olsaydı, çoktan tarihe kakeman telleri .üzerinde marifet göstermekle geçirmiş olan meşhur Paganini rışmış oLacaktı. Cihan tarihinin mislıni nin ruhunda yaşayan popüler ve temiz kaydetmediği bir hamasetle kendini dış san'at ka\maklannı Francescati ne b'i ve iç düşmanlardan kurtaran Türk milleti, hâkimiyeti eline aldıktan sonra dünvük bir kudretle ifade edebiliyor. yayı hayretler içinde bırakan büyük eserKendisini evvelki akşam dinleyen kaabalık kütle, keman san'ati hakkmda lerini pek kısa bir zamanda yarath. İşte cok veni ve zengin fîkirler elde etmiş ol bunun içindir ki, Türk milleti, demokrat cumhuriyet rejimine canla başla bağlıdu. ne kadar sevinse yeridir. Altıokla ifadesini bulan ve Türk Esas Konservatuar orkestrası, Mozart'm Teşkilât kanununda yer alan umdelerden Entjührvng aus dem Serail Uvertür'ü ile bizi konsere hazırladı. Talebeîerden mü demokrasi roefhumu üzerinde biraz duresekkil bir orkestra olmakla beraber mak isterim. Halk Partisi ve hizmetleri Yazan: D UYDUNUZMU? Giden gelir Fransa köylerinden birinde, bir çiftçinin başından garib bir hâdise geçmiş. Geçmiş demek de doğru değil ya! Çünkü, bu hâdise, adamcağızın ölümile neticelenmiş. Bir balodan çıkı yormuş. Yolu üstünde bir çukur varmış, onun içine düşmüş. Feryadına koşanlar, adamcağızı bin müşkülâtla oradan çıkarmışlar. Ölü gibi baygfn bir halde imiş. Doktor çağırmışlar, iki saat uğraştıktan sonra ayıltmışlar. Çiftçi, ölüp dirildiğini anlayınca, kendisini bu vaziyetten kurtaranlara teşekkür makamında, hepsini peşine takıp bir içki ziyafetine götürmüş. Yiyip içmeğe, gülüp eğlenmeğe başlamışlar. Kahkahalar ayuka çıkmış. Kafalar tütsülenmiş. Tam işin en civcivli dakikasında, basübadelmevt sırrma ermiş olan çiftçi, oturduğu sandalyeden yere yığılıvermiş. Başına üşüşmüşler. Lâkin bu sefer diriltememişler. Gelen doktor, müteveffanın, ilk dirilişinin sevincile fazla heyecana kapılmak yüzünden terkihayat ettiğinî söylemiş. «Giden gelmez» sözünü bir parçacık değiştirebiliriz: «Giden gelir, amma gene gider.» Demokraside halk Namzed listesi Başarılan îşler Partiye bağlılık Birlik ve beraberlik Garib bir bahis i Bize düşen vazife Dün gece Ü?küd»rda iki ahşab ev yandı Fransız Cumhur Reisinin Londradaki temaslan