CUMHURIYET IBaştaraft 1 inci sahijede] dolmağa başlamış, profesörler, doçentler, muallimler ve kendisinin yüzlerce talebesi sıralarda yer almışlardır. Gelenlere, profesörün hayatma ve ilmî faaliyetine aid muhtelif Avrupa âlimlerinin yazılarmdan çıkanlrmş parçalan havi broşürler dağıtılmıştır. Aynca profesörün eserReisicumhurun çaymdayız: Dolma kor arasında bir kere daha hatırlıyoruz. lerinden mürekkeb bir sergi de açılmıştır. bahçe sarayının Muayede salonu pırıl pıKumandanlar, meb'uslar, Vilâyet ve Saat 15 te ilkönce kürsüye gelen dorıl!.. Hiçbir teklif ve tekellüf yok. Ba Belediye erkânı; şehir mümessilleri, resmî çent Ali Nihad şu suretle söze başlamışremde altıncı dereceye kadar, orduda ve hususî müesseseler müdürleri, gazete tır: yarbay rütbesine kadar, asker ve sivil, ciler, hiçbir kayıdla mukayyed olmadan, « Edebiyat fakültesi ailesi bugün herkes, hatta yalnız memurlar değil, dev hiçbir makamdan ilham almadan ve asü muhterem profesör Fuad Köprülünün let bütçesinden maaş almıyanla da, eski mühimmi hiçbir protokola tâbi olmadan, yirmi beşinci tedris yıldönümünü kutluve yeni bütün Istanbul, esbak sadrıazam gelişigüzel Reisicumhura ve Bayan înölayor. dan, parmak hesabile şiir yazan en nüne saygı ve sevgilerini arzedıyorlar. Yirmi beş yıl... Hocamız Darülfünün yeni ceb takvimi şairine kadar herkes buBir Korgeneralin yambaşında bakıyorve Üniversitede ders vermiştir. Yirmi beş rada!.. sunuz, kalabahk arasına karışmış bir meçyıldanberi yurdun her köşesine feyiz verHerkes diyorum. Bu iddia, yerinde hul zat! Bir meb'usun hemen arkasmda, mektedir. dir. Bütün İstanbul, dün gece Dolmabah admı dahi işjtmediğimiz bir vatandaş! Türk irfanma velev cüz'î hizmet etçe sarayındaki Reisicumhur çayına da Bu, bizde itiraf etmeli ilk defa görümiş olsun, her ilim adamını takdir ve vetliydi. len mukaddes bir samimiyettir. Ve İsmet şükranla karşılamak münevver zümrenın Eski padişahların yalnız bendegânile Înönü, önüne gelen ve elini sıkıhnak üzeborcudur. Fuad Köprülü, az sonra hulâbayramlaştıkları bu tarihî salonda, millet re uzatan bütün bu tanımadığı şahsiyetsatan arzedeceğim büyük hizmetleri dove devet, birazdan karşı karşıya gelecek leri eski bir aşina gibi güleryüzle karşılı layısile bu takdir ve şükranı en büyük yor, hepsine tatyib edici bir cümle bulup lerdi. salâhiyetle haketmiş bir ilim adamımız, Dolmabahçe belki kurulduğu günden öylüyor. beynelmilel ilim âlemine değerli ismini Birçok tanmmış kimseler arasında, meberi, bu kadar demokrat bir toplantıya duyurmuş, müsteşriklerin birçok hatalasahne olmamıştı. Muayede salonunun selâ Veled Çelebi gözüme ilişiyor. rım tashih ederek kalemile o âlemi fetİsmet înönünün bilhassa kendisini alı gerdanında, plâtin üzerine pırlanta ile işlen hetmiş bir âlimdir.» miş bir gerdanlık hissini veren ışıklar ara koyduğunu, hatınnı sorduğunu görüyo Ali Nihad bundan sonra Fuad Köpsında Millî Şef Ismet Inönü, yol gösterici rum. rülüye gelinciye kadar tam manasile eKıymetli âlimimiz, eski mevlevî an'abir Ülker yıldızı gibi göründü. debiyat tarihi yazılmadığım, onun daha Muhterem refikaları Bayan înönü, nesine göre, elini göğsüne götürerek, ta mekteb sıralarından itibaren yorucu bir Vali Lutfi Kırdar, umumî kâtibleri, hu zim resmini ifa ediyor: Ama, nekadar de mesaiyle çalışarak edebiyata ilk defa ılsusî kalem müdürleri, yaverleri refakatle rin bir minnetle... Bunu, ancak bitaraf bir mî bir gözle batığını. bu geniş tetkiklerinde olduğu halde en az iki bin kişilik göz farkedebilir. Bir ara, kıymetli ro rinde daima ilmî metodla çalıştığını, kalabahk arasında «O», bütün bir mile mancımız Hüseyin Rahmi, ağır ağır Darülfünuna gelir gelmez evvelâ «Edetin üzerine titrediği adam, içten gelen he yaklaştı. Reisicumhurun iltifatı, onu ade biyatı Osmaniye tarihi» admı taşıyan küryecanların ördüğü bir hâle ile ihata edil ta mahcub etmişti. İsmet Inönüoün karşı süsüne «Türk tarihi edebiyatı» admı versında bir çocuk gibi kıpkırmızı kesildiğini mişti. diğini; edebiyat, tarih, içtimaiyat sahafarkettim. Gözler, onu anyor, kalbler onun için larından metodik <iil mahsulleri üzermReisicumhur, bu arada Salih Bozoku, çarpıyor, ve dudaklar hep onun adını fıdeki sonsuz mesailerini beliğ bİT lisanla o teshir edici tebessümü dudaklannda olizah etmiş, sözlerini şöyle bitirmıştir: sıldıyordu: duğu halde etrafmdakilerin nazarı dik « Onun muvaffakiyetinin surrı me İsmet înönü!.. katini celbedecek derecede taltif etti. todudur. Hocamız metodile başladı ve Başında karlı bir şahika gibi yükselen Receb Peker de, Reisicumhurun iltifao, Avrupaî metodile yürümektedir. Btı beyaz saçları ve için mütekâsif deha zer tına mazhar oldu. kadar geniş sahalara açılan bu tetkık. ilk relerinden kabarmış hissini veren arkaya BÖylece, binlerce davetli Türk Devlemütemayil başile, Millî Kahraman ara tinin Reisi ve Reisesile musafaha etmek nazarda beşerî kudretin fevkında görumıza karıştığı zaman, gözler, hakikî bir şerefine ermenin verdiği derin haz içinde nür. Lâkin onu mükemmel usulile kolaymümin vecdile ona doğru kaydı. Sanki, geniş salonda kendilerine gösterilen yeri laştırmanm yolunu bilen Fuad Köprülu, yalnız bu meziyetile her türlü takdırın İsmet Înönü bir kâbe, ve bjz onun ,taya( aldılar. . • fevkma yükselebilir. edicileri idik. Merasim bitmişti. Muhterem üstad bir kere daha kendı Bando, Istiklâl marşını çahyordu: îsSon derece zarif bir çay elbisesi giyen eserinin üzerinde çok şerefli dalgalandıtiklâl marşı!.. Tüylerimiz, heyecandan Bayan Înönü misafirlerini ağırlamakta, ğını işlerinde nasib olabilecek en ulvî bir diken diken olarak bu marşı yaratanlann înönü ile adeta müsabaka ediyordu. sevinc ve iftiharla seyretsin. en ileri safında bulunan adama bakıyo Salonu neşeli uğultularla dolduran miGene, yalnız çok eski bir talebesi olrum: Davetlilerden biri gibi duruyor. safirler, Reisicumhurun lutufkâr davetine mak sıfatile, aziz hocamızı bu mazhaFakat nekadar, mütevazı bir köşede yer icabet etmekte kusur göstermediler alsa, gene onu seçiyoruz: Reisicumhurun çayından adeta mane riyetinden dolayı kendim ve arkadaşla İsmet Înönü!.. viyetimiz ve ruhumuz yıkanmış olarak nm namına tebrik ederim.» Alkışlarla biten bu sözlerden sonra söz Sadece İsmet Înönü olsa, bugünkü çıktık. alan doçent Ömer Lutfi, profesörün tamevkiinden ne eksilir?.. Tarihin tahtına, Halk, en büyük kuvvettir. yaslanan adam için fani Muayede salo İsmet Înönü de lcuvvetini halktan alı rihî seciyesini tebarüz ettirerek eserlen üzerinde durmuş, demiştir kı: nu, büyük bir kıymet mi ifade eder?.. yor. O halde, en büyük kuvvet odur. « Modern tarih metodlarmı emSalâhaddin GÜNGÖR Arkasmda siyah bir elbise ve göğsünsalsiz bir muvaffakiyetle kullanan, metode tek bir madalya var: Istiklâl madalyatnönünün Ünivernteyi ziyareti dik ve orijinal menbalara dayanarak bır sı!.. Siyah ceketinin kıvrımlarmda, ancak Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan farkedilen bu madalyayı o, hayatı pahası Cumhur Reisimiz Millî Şef İsmet Înö documantatian usulü memleketimize ilk na kazandı: Ve şimdi, Reisicumhur ol nünün, yarm öğleden evvel Üniversiteyi defa sokan, bu sahada ilmî mecmualan duktan sonra bile; en büyük kuvvetini, bu şereflendirmelerinin muhtemel olduğu ilk defa tesis eden, metinlerin dahilî ve haricî tenkidlerinde büyük bir liyakat tunc yuvarlaktan alıyor. haber almmıştır. gösteren hocamızın, Türk tarihçiliğinde, Merasim başladı: Salonu baştanbaşa Millî Şef, hava müsaid olduğu takdiryeni bir devir açılmış bulunmaktadır. dolduran bu heybetli kalabahk, onun ve de, bugünlerde Şile kazasma giderek ŞiBayan Inönünün birer birer önünden ge lelilerin odun ve kömür işleri hakkındaki Türk tarihçiliği, ancak Fuad Köprülünün yorulmak bilmiyen mesaisi sayesinçiyorlar. En önde Kırşehir meb'usu Yah şikâyetlerini dinliyeceklerdir. dedir ki vak'anüvislikten ve ecnebi tarihya Galib var. Inönünün ve Bayan înönüçilerden nakilden kmtularak maddî, manün huzurunda ak sakalile hürmetle iğiliBeraet etti nevî bir istiklâle kavuşmuştur.» yor. Ankaranm en eski siması, Türkiye Bursa (Hususî) Mudanya hâkimi Müteakıben Edebiyat fakültesi arabCumhuriyetinin en salâhiyetli mümessili Mehmed Aliye iftirada bulunmaktan nin karşısına geldiği zaman, sanki bir ta suçlu olarak Ağırcezada muhakeme e ca, farsça profesörü Ritter, daha Türkırih, kitablann içinden dile geldi. Inkılab dilen Sandıklı jandarma kumandam yeye gelmeden önce Fuad Köprülüyü gıyaben nasıl tanıdığma dair hatıralannı lar Türkiyesinin İsmet Inönüne neler Ömer Tezcanın beraetine karar veril anlatarak garb âlimlerince olan yüksek borclu oluğunu, bu ışıklı ve haşmetli de miştir. mevkiinden sitayişle bahsetmiş ve ezcüm EYİ BiR HAZIM; Fuad Köprülünün 25 inci Rahat bîr uyku temin eder. Her yemekten sonra alınacak 2 3 tane tedris yılı tes'id edildi Millî Şefimizin dün PERTEV KARBONAT KOMPRİMESİ Her türlü hazımsızlığı ve mide ekşiliğini giderir. verdiği çay ziyafeti pek Pertev Karbonat Komprimesini her eczaneden arayımz. parlak ve neş'eli geçti Ankara Vilâyetinden: ismet inöniiniin çayi 5 Mart 1939 le şunları söylemiştir: « Bütün âllimler Fuad Köprülüyü kendileri gibi, arikadaşları gibi dünyanm büyük âlimlerinden biri olarak tanıyor. Biz Fuad Köprüjlüyü böyle gördüğümüz için £>k iftihar ediyor ve bu kıymetli işe canhlıkla devam etmesini diliyoruz.» Doçent Ziyaeddin Fahri de Köprülünün içtimaî cejphesini çizerek üstadın son çalışmalarile sosyolojide de kıymetli 1 Keşif bedeli 16649 lira 20 kuruştan ibaret bulunan İrmak fidanhğında yapılacak hudud çevirme inşaatı 6/3/939 pazartesi günü Vilâyet Nafıa metodların tahakkukuna hizmet ettiğini Müdürlüğü odasında toplanacak İrmak Fidanlığı Komisyonunda ihaesaslı bir şekilde izah etmiştir. lesi ^rapümak üzere kapalı zarfla eksiltmiye konulmuştur. Son olarak konuşan Azerbaycanlı Ba2 Muvakkat teminat miktarı 1248 lira 69 kuruştur. yan Süreyya Odoğlu olmuştur. Sürey 3 îsteklilerin teklif mektublarile teminat mektubu veya makbuzu Tiya, çok heyecanh olarak, uzaktan da olcaret Odası vesikası ve Nafıa Müdürlüğünden alacakları ehliyet vesisa hemşerilerinin büyük ilim adamımız kasile birlikte yukanda sözü geçen gün ve saat 15 e kadar Eksiltme Komisyon Reisliğine vermeleri. hakkındaki sevgikrinden bahsederek şun4 Bu işe aid şartname ve keşif evrakı hergün Ankara Vilâyeti Nafıa ları söylemiştir: Müdürlüğünden görülebilir. (1H6 ) « Ben, sizdten ayn olduğu halde size candan bağlı olan Azerbaycanlıyım. Büyük üstadı ilk defa olarak orada gördürh. Kendisi ocaya geldiği zaman, evlerde, cemiyetlerde, mekteblerde herkes Köprülüden bahsederek onu dinlemek üzere can atıyordu. Hele Üniversite talebesinin sevincini anlatamam. Göğsümüz iftiharla kabarıyordu. Ecnebi arkaCllde tazelik, clğerlere kuvvet, sinirlere sUkunet verir. Eczane ve ecza depolarından Isteyiniz. daşkmmıza onun yüksek meziyetlerinden bahsediyorduk. Azerî Türklüğü o günDp S : Kemal Rebul Eczanesi, eOU leri hiç bir zaman unutmadı ve unutmıyacaktır da...» Bu hitabelerden sonra Fuad Köprülü alkışlar arasında gelerek, kendisine has Develi kasabası su projesi tanzimi işi eksiltmesi talâkatile şu nutku söylemiştir: Develi kasabası içme su tesisatı, etüd ve projeleri tanzimi « Çok sevgili arkadaşlar, kapalı zarf usulile eksiltmiye çıkarılmıştır. Hayatını gendiğin hizmetine vakfet1 îşin muhammen bedeli 2800 liradır. 2 îstekliler bu işe aid şartname, proje vesair evrakı bilâbedel Anmiş olmaktan bafka hiç bir meziyeti olkarada Dahiliye Vefcâleti Belediyeler îmar Heyeti Fen Şefliğinden veya mıyan bir adama karşı gösterilen büyük Develi Belediyesinden alabilirler. teveccühler karşısanda büsbütün küçüldü3 Eksiltme 27 mart 1939 tarihine raslıyan pazartesi günü saat on birde ğümü duyuyorum. Kendisine yapılan en cll» Develi Belediyesinde toplanacak Eksiltme Komisyonunda yapılacaktır. küçük bir hizmeti bile ımutmamak ve o4 Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin aşağıda yazılı teminat ve nu en büyük mükâfatlarla karşılamak vesaiki ayni gün saat ona kadar Komisyon Reisliğine teslim etmiş olmalan lutufkâr ve âlicenab Türk milletinin es lâzımdır. A 2490 sayılı kanunun 16 ve 17 nci maddelerine uygun 210 lira ki bir an'anesidir. Ben, bu teveccühleri, muvakkat teminat, sadece bu asil an'anenin bir tezahürü gibi B Kanunun tayin ettiği vesikalar, telâkki ediyorum. Sizlere en candan teC Kanunun 4 üncü maddesi mucibince eksiltmiye girmeye bir mânii şekkürlerimi sunuyorum. bulunmadığına dair imzalı bir mektub, Millî hayat kadrosu içinde kendkine D Münakasaya iştirak edeceklerin su işlerinde sahibi ihtisas yüksek düşmüş bir vazifeyi benim gibi âciz bir mühendis veya mühendis olmalan şart olduğundan isteklilerin bu hususu insan, bu küçük rıizmetin mukabilinde tevsik eden veikalarmı teklif zarflarile beraber vermeleri lâzımdır. 5 Teklif mektubları ihale günü saat ona kadar makbuz mukabilinde bu kadar büyük mükâfata asla lâyık deKomisyon Reisliğine verilecektir. ğildir. İnönünden Sakaryaya, DumlupıPosta ile gönderilecek teklif mektublannın iadeli taahhüdlü olması ve nara, Lozan'a kadar mutantan, müteselnihayet bu saate kadar Komisyona gelmiş bulunması lâzımdır. sil ve muhteşem zafer abidekri kurarak Bu iş hakkmda fazla izahat almak istiyenlerin Belediyeler tmar Heyeti düşman çizmelerile çiğnenmiş topraklar Fen Şefliğine ve DeveU .Belediyesine müracaat etmeleri. « 748 » ( 1446 ) da müstakil ve mes'ud bir devlet kuran * ** m Büyük Şeflerin idaresi altmda kanlarını, Rektörlüğünden: canlannı veren isimsiz kahramanları son Istanbul Universitesi Tıb Fakültesi Diş Tababeti mektebinde 40 lira ücretli daktiloluk açıktır. suz hürmetle. minnetle anahm. Onlar, büyük işleri, mukabilinde hiç birşey bek tngilizce, Fransızca veya Almancadan birini bilmek lâzımdır. İstiyenlerin Tıb Fakültesi Dekanlığına müracaatleri. (1421 ) lemeden, sadece millî bir vazife olarak Zayi Eminönü Nüfus memurluğunBECHŞTEIN yapmışlardır. W dan aldığım nüfus kâğıdımı kaybettim. mark&lı mükemmel bir I Arkadaşlar, bugün cumhuriyet ve mkılâb yolunda, medeniyet ve kilâ yolunPiyano satılıktır I Yenisini alacağımdan eskisinin hükmtt yoktur. da Millî Şefinin etrafında aşkla, şuurla Qok müsaid şerait. Tel: 42181 ^ J Iktısad Fakültesi'sınıf 1 Hamdi Türeî birleşen büyük Türk milletinin idealist 1 ÖMER VASFi AYBAR gencliğini sizin şahıslarınızda sevgi ve sayistanbul Komutanlığı Şişli çocuk hastanesi baştabibi ğile selâmlarken çok yakm bir istikbalde operatörü, hergün 3 6 ya kadar ilânları saflarmız arasmdan yetişecek büyük ilim Cağaloğlu Kızılay sokağı Keçiören adamlanmn hayali karşısında daha şımİstanbul Komutanlığı mmtakasında Apart. Telefon: 23756 diden en derin iftihar ve hürmet duygubeş parçadan ibaret garaj hangar yaptıZayi Arnavudköy Nüfus dairesin nlacaktır. Kapalı zarfla ihalesi 20 mart larile eğiliyorum.» den aldığım nüfus cüzdanımı zayi ettim. 939 pazartesi günü saat 15 te yapılacakFuad Köprülünün alkışlarla biten bu nutkundan sonra Avrupanm birçok ilim Yenisini çıkaracağımdan hükmü yok tır. Muhammen keşif bedeli 193,162 li tur. Halıcıoğlu Cezairli sokak radjr. İlk teminatı 10,909 liradır. Şartnaenstitüleri ve tanmmış profesörleri taraNo. 111 Ali oğlu îbrahim me ve sairesi 966 kuruş mukabilinde fmdan gönderilen tebrik telgraflan okunKomutanlık İnşaat şubesinden verilebiDOKTOR muş, merasime bu suretle nihayet verillir. İsteklilerinüı ilk teminat makbuzu miştir. ORHAN TOROS veya mektublarile 2490 sayılı kanunun Edebiyat gecesi 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikaKulak, bo^az, burun mütehassısı Maksimdeki «Edebiyat gecesi» de saTaksim Gerik Apart. Tel • 40070 larile ihale gününden en az sekiz gün at 21 de başlamış, çok samimî bir hava evvel Vilâyet Nafıa müdürlüklerinden Dr. Suphi Şenses % alacakları vesikalarla beraber ihale güiçinde ve gayet neş'eli olarak sabaha kakadar devam etmiştir. • idraryolları hastalıklan mütehassısl nü ihale saatinden bir saat evveline kodar teklif mektublarını Fmd'klıda Bilhassa orta oyunu, meddah, karagöz Beyoğlu Yıldız sineması karşısı Lek1 mutanlık satınalma komisyjnuna ver • ve temsil edilen bazı parçalar cidden ho 1 ler apartıman. Fakirlere parasız. meleri. (1203) TA 4394S $a orîtmiş ve çok alkışlanmışbr. KARA ÇAM KOLOnVflSI Vekâletinden: Dahiliye [ KADIN SEVERSE . KARAKURD 0^0^0^0^0^ * ^ ' ' * » w Yazan: ESAD MAHMUD Uludağda bir gece.. 1 Önümüzde bir hayalet beliriyor... Bir insan hayaleti!.. Gözlerimizi, kirpiklerimizin üstüne yapışan buzparçalarmı kırarak açıyor, dikkat ve hayretle bakıyoruz... Bir adam, bccîur dağ ağaclannm dallanna yapışarak, sivrilmiş kayaların uclarını tutarak yürümeğe çalışmaktadır... îleride, beş on metre uzakta, yayvan, yassı bir bina var... Anlaşılan burası kazazedelerin imdadma yetişmek üzere yapılmış bir sığınak olacak... Adam kendini oraya atmağa gayret ediyor... Fakat kimdir bu adam, nereden gelmiş, nereye gidiyor böyle?.. Bütün bunlar bizim için meçhul henüz!.. Yalnız yürümeğe çalıştığını görüyoruz adamm!.. Nihayet işte kapmın önüne gelmeğe muvaffak oluyor. Son bir qayretle sırtını kapıya vurarak içeriye dahyor. O anda boğuk bir sesin yaş bir bez gibi bütün binan'n duvarları üzerine «şirak» diye yapışt:g:nı duyuyoruz... Bursa... Şehir bir kar fırbnası içinde altüstt oluyor... Sabahtanberi devam eden tipi, Uludağm eteklerinde esatirî bir kartalın kanadlan altma sığmmış gibi duran Bursa ovasını, kardan bir dumanın zerreleri arasında; evleri, bahçeleri, minareleri ve saraylarile sanki perde perde göklere uçurmaktadır... * Görülmemiş bir kar fırhnası hüküm sürüyor... Uğuldıyan, yuvarlanan, sonra yassılaşarak bir takım garib halkalar halinde yamaclara çarpan vahşi, korkunc ses : ı. r t Biz şimdi Uludağın eteklerindeyiz... Uzun ve kudurmu? rüzgârlann dolaştığı sırtlardan tırmanıyoruz... Kasırgalar, kayalann arasmdan bir huniden boşanırcasma kopup geliyorlar. Buna rağmen biz gene yürümeğe çalışıyoruz. Bir, beş, on, on beş adım... Birdenbire duruyoruz. 'u, kıvırcık saçlı, esmer bir adam... ne kadar karların içine gömüldü... Oh, kurtuldum artık'... kaybetmiş bir sporcu olduğuna şüphe o: Avazı çjktığı kadar bağınyor: Bazan, etli kalm dudaklarau dişlerinin Kendini köşedeki ot minderin üzerine yok...Ayaklarında, alü demir, büyüM Kim var orada?.. arasına alarak, bazan siyah iri gözlerini anyor ve yıkılıp kalıyor... kunduralar ve sırtmda lâciverd, kalın ç\f *** lâmbanm titrek ışığma çavirereîk sinirli ha^an yapılmış bir dağ elbisesi... sinirli dolaşıyor. Üzerinde gayet şık ve Kimdi o imdad diye haykıran?.. Sığınak! Bir türlü ayılamıyor... Vakit kaybefcNe bir hareket... ne bir gölge... ne bir meğe gelmez... teneffüsü koIaylaştırmaK Sığmak diye, spor yapmak için dağa kalın bir dağ elbisesi var. Ayaklarmda kımıldanış... içm derhal caketinin düğmelerini koparaç Lanlarm bir fırtma ve kazaya karşı ha altı demir, kocaman kunduralar... Gözlerini, bütün kuvvetini sarfederek rak göğsünü açmak lâzım... Gece başhyor.... Dağlar gittikçe koryatlarmı korumak üzere Bursa BelediOnu kurtaran adam, hemen bir elini yesinin yaptığı beton binalara diyorlar... kunclaşan, bulanık ve rutubetli bir karan karanlığm içme doğru çeviriyor. Ooov!.. îşte devrilen bir çam ağacımn altma yu kazazedenin göğsüne, öbür elini de caîşte biz şir di, yarım saattanberidir lığın içine gömülüyorlar... Dışarıda fırtmanm sesi, içeride ocağın varlanmış hareketsiz yatan siyah bir yı ketinin kenarına koymak istiyor... Fakat bu u *on binalardan birinin içinde buluışıkları... Ve bu fırtınanm sesile ocağm ğın!.. Adam hemen ona doğru koşarak, daha göğsüne dokunur dokunmaz parnuyoruz... Dört köşe bir oda: Sağda; uzun, geniş bir sedir ve sedirin üzerinde ısıkları arasında sıgarasmın san duman bu bir türlü yerinden kıpırdamıyan, bir maklan birdenbire, yana doğru kayan ot ' ' minder... Solda; içi odunla dolu larmı seyreden gene ve meçhul bir a tek kelime söyliyemiyen yan baygın, ya ılık ve yumuşak bir yuvarlağa değiyor.^ n donmuş siyah yığını omuzlannın üzeAdam şaşırmışhr!.. Büyük bir heyebüyük bir ocak... Arkada; tahta sandal dam!.. rine alarak içeri getiriyor... îşte içinde bulunduğumuz dekor bu!.. can ve hayretle hemen kazazedenjn bera yeler, battaniye, bardak, çıra, kibrit!.. Eir dakika... Bir an... kulaklarımız fırtmanm uğulile örtülü başını dizlerinin üzerine alarak, Her şey tamam... Çayı, şekeri, gazi ve Siyah yığm, sığmağın sağ tarafında parmaklannı caketinin yakasma geçiritusuna karışarak yuvarlana yuvarlana ta kahveyi bile unutmamşılar!.. Oda, tavana asılı duran küçük bir gelip beton binanın duvarlanna kadar duran ot sedirin üstündedir şimdi... Hâ yor ve bir hamlede koparıyor yakayı... petrol lâmbasile aydınlanıyor... Demin çarpan kesik bir feryadın akislerile çın lâ bayğın... Yüzü iyi farkedilemiyor... Birdenbire, beyaz, ipek bir kombinezoBaşına, boynu da dahil olmak üzere yü nun dantellerile oymalaşan sarı, uçuk bir k" " "ni bu sığınaktan içeri atmağa mu İadı: zünü ta çenesine kadar kapayan tüylü gene kız göğsü meydana çıkıveriyor... Imdad!.. îmdad!.. vaffak olduğunu söylediğimiz meçhul Ocağın karşısmda oturan adam yerin kalm bir bere giymiş... yalnız gözleri ve Ooov!.. Kadmmif meğer!.. adamı, tavana asılı duran petrol lâmbaburnu meydanda... İri, uzun kirpikleri smın ışıklan altmda şimdi daha iyi göre den fırladı. Kapıya doğru koşuyor... DıOnu kurtaran adam, ayni hayret ve bilivoruz... Ne çabuk da kendine gelip şarısı fevkalâde karanlık... Müthiş bir so var, yumulu gözlerinin altı, bu uzun, iri he} canı muhafaza ederek kızm başını hemen vaziyetf intıbal etmiş!.. Ellerini ğuk iliklere kadar işlemektedir... Hava kîrp'klerin gölgesi içinde kararmış gibi tekrar sedirin üzerine bırakıyor... *** kollarını salhyarak, yaktığı ocağm önün da uçan kar yığmlan buzlaşmış yuvarlak duruyor... Kızak kaymak üzere dağa çıkmış, falar halinde insanın surahna yapışıyorlar... Bir saat sonra... de dolaşıyor. Tahminen yirmi sekiz, o(Arkast var) Adam dışarı çıkar çıkmaz yan beli kat birdenbire fırtınaya tutularak yolunu tuz yaşlarmda var... Uzun boylu, geniş