CUMHl'EİYET 5 Mart 1939 Karışık ve nasıl yapıldığı belli olmıyan bayat | çocuk gıdalarile yavrunuzun sıhhatini tehlikeye koyarsınız. Ankara muhteliti dün Istanbul muhtelitini 2 1 mağlub etti Istanbul takımı, çok sert rüzgâr karşısında, oldukça hâkim oynadığı halde iyi netice alamadı İki maç yapmak üzere gelen Ankara muhteliti, dün Taksim stadyomunda birinci maçını yaptı. Ankara muhteliti Maarif Vekâletinden aldığı hususî müsaadc ile talebe olan futbolculara da izin almış, buna mukabil Istanbul mıntakası böyle bir teşebbüste bulunmamıştı. Cihad, Salim, Eşfak, Hakkıdan maada cezalı olduğu için oynayamıyan Adnan ve Fikret ve hasta olan M. Reşad da îstanbul muhtelitine giremeyince îstanbul takımı tabiî olarak ümid edildiği kadar kuvvetli çıkamadı. îki gündenberi kuvvetli bir şekilde esen karayel bütün oyun müddetince devam etti. Hatta arada sırada kısa fasılalarla dolu bile yağdığı için top kontrolü arzu edildiği şekilde yapılamadı. Az bir seyirci önünde yapılan maça takımlar §u şekilde çıktılar: Ankara muhteliti: Necdet Nuri, Ali Rıza Nusret, Hasan, Keşfi Hamdi, Arif, Orhan, Haşim, Zeki. Istanbul muhteliti: Hüsameddin Lutfi, Hüsnü Musa, Ali Rıza. Esad Naci, Boduri, Melih, Basri, Diran. Oyuna 15,30 da Tarıkın hakemliğile başlandı. Istanbul takımı rüzgân lehine aldı, daha muavin hattında töpu kesen Istanbul takımı soldan hücuma geçti ise de hemen Ankara takımı soldan yaptığı bir hücumla Istanbul kalesine kadar indi. Lutfiyi atlatan soliç, Hasanı yakaladı ve bir tehlikenin önüne geçilmiş oldu. iki tarafın birbirini yoklayan hali geçer geçmez, İstanKııl takımı bîV'aV Ma rüzeârm' tesinle hâkimiyeti elde etti ise de Basrinn çok şahsî oyunu takımm âhengini tamamen bozuyordu. Ankara bu defa sağdan bir hücumla Istanbul kalesine kadar inmeğe muvaffak oldu, çekilen kuvvetli bir şütü Hüsameddin yakaladı. Pek kısa süren Ankaramn hücumu gene lstanbula gecti, fakat çok kuvvetli esen rüzgâr, iki taraf için de zarar vermekten başka işe yaramadı. Ankara takımı daha ziyade anlasmış bir halde ve biraz da müdafaa seklinde oynuyordu. Ileri, geri çalısan Haşim nazan dikkati celbedecek kadar çahşıyor, hatta soliç yerinden hücum hattını idare bıle edıyordu. Bir aralık Haşim bütün müdafaayı atlatarak topu Istanbul kalesine kadar sürüklediği halde, Hüsam ile karşı karşıya kalacağı bir sırada topu dışarı attı. On beşinci dakikada iki takım da netice almaktan ziyade fazla ince ve kombinezon yapan bir oyun tutturdu. Top Ankara kalesinde idi. Esad topu sürerken Hüsnüye pas verdi. Hüsnü geri fırlamış olduğu için topu Ankaradan Hamdi kaptı ve Orhana pas verdi. Kaleci ile karşı karşıya kalan Orhan 19 uncu dakikada nefîs bir köşe vuruşile Ankaramn bırınci savısını yaptı. Allahın yarattığı gibi saf ve tabîî hububattan yapılmış Bugün iki takım arasında intikam maçı yapılacak mükemmel bir şütünü Hüsameddin kurtardı. Devrenin sonlanna doğru Ankara takımı ufak bir hâkjmiyetle İstanbul kalesini sık sık yokladı. Top îstanbul müdafaası önünde iken oyun 2 1 Ankaramn galibiyetile bitti. Oyun ümid edildiği kadar iyi olmadı. iki taraf da fazla kombinezon yaptığı için heyecan bakımmdan hafifti. İki takımda da fazla nazan dikkati celbeden bir oyuncuya tesadüf edilemcdi. Hakem maçı büyük bir dikkatle idare etti. Bugünkü maçlar Ankara İstanbul muhtelitleri bugün ikinci ve son maçlarını yapacaklardır. İstanbul muhteliti, Ankara maçmdan evvel bir de Romanyanın Tamşvar takımile karşılaşacağı için, bugün iki muhtelit çıkarmak mecburiyetindedir. G. Saray: 0 Boğaziçi lisesi: 0 İki lise arasında yapılan futbol maçı çok güzel olmuş, neticede iki takım sıfır sıfıra berabere kalmışlardır. Çocuklarınıza yedirirvz. En yüksek evsafa malik olan bu öziü unu Dünyada mevcud çocuk gıdalarının en mükemmelidir. Abideye çelenk koydular Ankara muhteliti, dün Taksimde Atatürk âbidesine güzel bir çelenk koymuştur. Pirinc, Yulaf, Mercimek, Buğday, İrmik, Patates, Mısır, Türlü, Bezelya, Badem, Çavdar Özü Unlarını Çocuklarınıza Yediriniz. Matbuat takımının maçı Matbuat takımı, bugün saat on ikide Taksim stadyomunda Pera tekaüdlerile bir maç yapacaktır. Dahiliye Vekâle ti nden: Beşiktaş kulübünün ziyafeti Dünkii İstanbul Ankara muhtelitleri maçından iki heyecanh eostantane Bu seneki lik maçlannda İstanbul şara. piyonluğunu kazanan Beşiktaş takımı, Bu mes'ud neticeyi kutlulamak üzere dün gece Parkotelde 80 kişilik bir ziyafet vermiştir. Ziyafet çok neş'eli bir hava içinde geç vakte kadar devam etmiş ve kulübün muvaffakiyetlerin! tebarüz ettiren samimî nutuklar söylenmiştir. Kulüb tarafından şampiyon takım oyunculan için yaptınlan ve bugünün hâtırasını taşıyan yüzükler merasimle futbolculara verilmiştir. İkinci devre mükemmel bir şütüne, kaleci Necdet âdeta yerde uzayarak bir plonjon yapmak Ankara takımı merkez muhacimi Günsuretile muhakkak bir sayıyı kurtardı. Is düzü, Istanbul da Basri ile Melihin yetanbul gevşek, Ankara enerjik oynuyor rine Yusuf ile Angelidisi almışlardı. Bu du. Esadın soldan çektiği frikik dışarı git suretle yapılan tadilâtta Ali Rıza merti. Nacinin bir hücumu frikik ile nihayet kez muhacim, Esad, soliçe geçmişti. Islendi. Bu frikik korner oldu. Korncrden tanbul takımı rüzgâr aleyhine olduğu halgelen topa Basri güzel bir şütle mukabele de hemen hücuma geçti. Ali Rızanın etti. Necdet bunu da kurtardı. Ankaraya merkezden çektiği bir şütü Necdet kurAnkara 5 Tamşvar 2 bir korner daha oldu. Bunu da Necdet tardı. Biraz sonra Bodurinin çektiği şüt kurtardı. Istanbul takımı hâkim oynuyor, kaleye giderken Ankara sol muavini topu Ankara 4 (Telefonla) Şehrimizde bu fakat hemen hemen hiç şüt atamadıkları elle tuttu. Yedinci dakikada olan penal lunmakta olan Romanyanın Tamşvar futiçin netice alamıyordu. Istanbul takımı ge tıyı Esad gol ile bitirdi. Bu sayıdan son bol takımı, bugün 19 May9ıs stadyomunne soldan bir korner kazandı. Top or ra oyun bir müddet ortada ve müsavi bir da 67 bin kadar seyirci karşısında Antalarda iken Haşim yer değiştirerek sağa şekilde oynanmağa başladı. Ankara takı kara B. muhteliti ile yaptığı ikinci kargeçti ve şahsî bir hücumla bütün müda mınm sağdan /aptığı bir hücumda Gün şılaşmayı da 5 2 gibi mühim bir farkla faayı atlatarak, hic görmediğimiz bir gay düz güzel bir vaziyet yakaladı ise de to kaybetti retten sonra 31 inci dakikada Ankaramn pa çok hafif dokunduğu için muhakkak Kral kupası maçlarının ikinci golünü yaptı. bir sayı kaçırdı. Istanbul takımı gene aaltıncı turu Ankara:2 Istanbul: 0 ğır basmağa başladı. Sağdan bir hücumîngiltere Kral Kupası maçlarının Kar Nacinin sağdan çektiği güzel bir şütü, da Naci ofsayd oldu. Daha ziyade soldan hücum yapan İstanbul Diranın ken dö finali dün sekiz takım arasında yapılNecdet evvelâ havaya, sonra yere alamuvaffakiyetli mıştır. Kupanın en mühim maçı lik lideri rak fedakârane bir şekilde kurtarabildi. di takımlarmdaki kadar Hemen yapılan bir hücumda üç Istan oynayamaması yüzünden birçok hücutn Merton ile lik ikincisi Waherhampton abul oyuncusu birbirine girdiği için bir fır lar boşa gidiyordu. İstanbul takımı sayı rasında idi. Waherhampton on gün evvel sat daha avutu. gitmek suretile kaçtı. Me yapmaktan ziyade kombinezona ehemmi lik maçında 7 0 mağlub ettiği Mertonu lihin yaptığı sahsî hücumda top gene a yet vermiş olacak ki hâkim oynadıkları kupa maçında 2 0 mağlub etmeğe muAnkara: 1 tstanbul: 0 vuta gitti. Muavinlerin bile şüt atmağa halde netice alamıyorlardı. Zaman za vaffak olmuştur. Kral kupası galibi Presbaşladığı bir sırada devre 2 0 Ankara man hücum fırsatı bulan Ankara takımı, ton takımı da likte yirminci olan PortsHemen hücuma geçen Istanbul, Anher fırsatta kaleye şüt atıyordu. Gündüzün mouth takımma 1 0 mağlub olmuştur. kara kalesine kadar sokuldu. Ali Rızanm mn galibiyetile bitti. Yazan: VtKt BAUM Çeviren: HAMDt VAROGLU Mardin kasabası su projesi tanzimi işi eksiltmesi Mardin kasabası içme suyu tesisatı etüd ve projeleri tanzimi işi kapalı zarf usulile eksiltmiye çıkarılmıştır. 1 Işin muhammen bedeli 6000 liradır. 2 İstekliler bu işe aid şartname, proje vesair evrakı bilâbedel Ali *" karada Dahiliye Vekâleti Belediyeler îmar Hejeti Fen Şefliğinden veya Mardin Belediyesrnden alabilirler. 3 Eksiltme 27 mart 939 tarihine raslıyan pazartesi günü saat on birde Mardin Belediyesinde toplanacak Eksiltme Komisyonunda yapılacaktır. 4 Eksiltmiye girebilmek için isteklilerin aşağıda yazılı teminat ve vesaiki ayni gün saat ona kadar Komisyon Reisliğine teslim etmiş olmalan lâzımdır. A 2490 sayılı kanunun 16 ve 17 nci maddelerine uygun 450 liralık muvakkat teminat, B Kanunun tayin ettiği vesikalar. C Kanunun 4 üncü maddesi mucibince eksiltmiye girmeye bir mânli bulunmadığına dair imzalı bir mektub. D Münakasaya iştirak edeceklerin su işlerinde sahibi ihtisas yüksek nıühendis veya mühendis olmaVrı şart olduğundan isteklilerin bu hususu tevsik eden vesikalarını teklif zarflarile beraber vermeleri lâzımdır. 5 Teklif mektubları ihale günü saat ona kadar makbuz mukabilinde Komisyon Reisliğine verilecektir. Posta ile gönderilecek teklif mektublarınm iadeli taahhüdlü olması ve nihayet bu saate kadar Komiyona gelmiş bulunması lâzımdır. Bu iş hakkında fazla izahat almak istiyenlerin Belediyeler îmar Heyeti Fen Şefliğine ve Mardin Belediyesine müracaat etmeleri. c 753 » (1451 ) RADYOLİN İle SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayınız » A Roman: 64 Fakat mutlaka konuşmak istiyorum. Ne zaman dönecek? Çağırtamaz mısın? Ne zaman Evelin'le konuşmak istesem bir rmişkülât çıkıyor. Drost, artık çok asabî idi. Marian: Böyle asabileşme canım, dedi. Gene ne oldu? Yoksa gaz açılmadı mı? Nrson'un sütü mü yandı? Dadının boynu altındd mı kaldı? Marian'ın fıkırtı halindeki gülüşü Drost'u hiddetlendirdi: İ Evet, asabiyim, diye haykırdı. Lufthan=a'dan, telefonla bir kara haber aldım. Bir tayyaresi düşmüş, bir kadın ölmüş. Bu kadını Evelin zannetmişler. Korkunc birsey... Hele haber yanlış da olursa, var düşün artık... Mdrian, lâkırdının sonun bekledi: Paristen gelen tayyare kazaya mı uğramış? diye sordu. Bir sanive seçmeden, Drost aklını başına topladı. Marian, kazaya uğrıyan tayyarenin Paris tayyaresi olduğunu nere den keşfetmişti? Bunu sormak lâzımdı: Soluk soluğa: Marian! diye seslendi. Fakat cevab alamadı. Yalnız, büyük bir gürültü işitti. Sanki Marian, hattın öbür ucunda birşey devirmiş, yahud kendisi yere düşmüştü. Gitgide artan bir heyecan içinde tekrar: Marian! diye seslendi: Ahizede, yahud belki de kendi kulağının içinde, mırıltıya benzer bir ses vardı. Neden sonra, Marian gene konuştu. Hafif bir sesle: Ah Kurt! Ah Kurt! diyordu. Drost: Evelin nerede? diye bağırdı. İşittiği lâkırdıların hiç birisine mana veremiyordu. Etrafındaki eşya bir kaşır böyle olduklarını bilirdi. Kafatasınm iga ortasmda mütemadiyen dönerek, ıçı çinde, iki dimağ birden faaliyette gibiyni mütemadi bir azabla dolduruyor gi di. Birisi, kendinden geçmiş, hayret, dehbiydi. Marian, hâlâ: şet ve tehevvür içinde idi; deliliğe doğru Ah Kurt! Ah Kurt! kayıyordu; öteki gözucile onu tarassud diye inlemeğe devam ediyordu. Drost titremeğe başladı. Bu, titremek ] ediyor, muhakeme yürütüyor, mantıkî değil de, sarsılmaktı. Dişleri birbirine neticeler çıkarıyordu. Sağlam dimağı: çarpıyor, parmakları ahizeyi tutacak kuv «Demek ki Evelin ölmüş!» diye düşüveti bulamıyordu. Dizleri büküldü, kol nüyordu. Fakat, bu düşüncede ıstırab tuğun kenarlarını tutup oturacak vakit yoktu. Ağır bir aletle vurulmuş bir darancak bulabildi. Sonugelmiyen bir iki da be tesiri vardı. Sonra şu neticeyi çıkarıkika geçti. Bütün bu müddet, adlî mü yordu: «Şu halde, ben onu Geltow'da şavirin duyduğu şey, bir sis manzarası, zannederken, o Pariste imiş. Pariste ne bir baş dönmesi, acı, dehşet ve cinnetti. işi vardı? Nasıl oluyor da bunun farkına «Çıldınyorum galiba! Deli oldum gali varmadım? Ben, şimdiye kadar yalanba!» diye düşündü. dan ibaret bir hayat yaşamışım demek?» Sanki Düsseldorf sokağı bir zelzele Bu düşünceler, onu, Evelin'in ölüneticesinde yıkılmış, bir infilâkla berhamünden fazla eziyor ve yakıyordu. Duva olmuş, yokluğa kanşmıştı. Evelin'in varlara baktı; yere baktı. Her şey sallaGeltow'da gezerken, ayni zamanda, nıyordu; hiç birşeyde salâbet kalmamışFransız hududunda bir tayyare ile dütı. Fakat, kendi kendine, yeraltı şimenşüp parçalanmış olmasını düşünmek dediferine bile binmeğe korkan Evelin, nalilikten başka birşey değildi. Drost'un sıl oluyor da, tayyareye biner ve düşerkapalı gözleri önünde herşey ikiye bölünüyor, her şey çift oluyor, tabaka ta di? Bunu düşünmek, kalbine yeni bir eza baka resimli camları üstüste çekiyordu. verdi. Demek ki Evelin yalnız değildi. Çenesine biriken ter damlalarını elile sil Durmıyan, işliyen bir dimağın yorgundi. Mahkemede, maznunların da, bütün luğu arasında bulup çıkardığı bu hüküm, cesaretlerini kaybettikleri zaman tıpkı feci, zalim bir cevabdı. Drost, çocukların odasma gitmek istiyor, lâve etmemişti: fakat korkuyordu. En ufak hareket, iŞimdi, Marian'ın sesi: çinde kapalı bulunduğunu tevehhüm etti Ben gelinciye kadar bir yere ayrılma, bekle, diyordu. Derhal geliyorüm. ği, yegâne kurtuluş melcei olan hissizliği Bu ses, bir başka seyyareden geliyor derhal bozacak gibi geliyordu. Evelin'i gibi, korkulu bir rüyada işitilir gibi uzak tahayyül etmek istedi. Fakat, muvaffak olamadı; hayalinde onun yüzünü göretan aksediyordu. Sonra, gene bir fasıla oldu. Drost, bu medi. Evelin'i, Geltovv'daki yatağmda fasılanın nasıl geçtiğini hiç anlıyamadı. tasavvur edebiliyordu. Yanakları al olBayılmış mıydı? Onu da bilmiyordu. muştu. Çok fazla uyku uyuyordu. TaySonra, başka bir kadın sesi, öfkeli öfkeli yareye binip dünyayı dolaşan, sonra düşüp parça parça olan bir Evelin, Drost söylendi: için bir yabancı idi. Onu tahayyüle im Daha konuşuyor musunuz? Bitirkân yoktu. Fakat, cinayet mahkemesi dinizse lutfen kapatın! salonlarında bile, insanı şaşırtan beklenDrost; ahizeyi yerine koydu. Yazı medik hâdiseler olurdu. Ne hassas kadınmasasınm üstündeki sümene baktı. Gözlar vardı ki, soğukkanlıhkla adam öldüleri, bir takım mürekkeb lekelerinin konrüyorlar, ölüleri testere ile kesiyorlar, turlarını, aheste, fakat vuzuhlu bir kavrasandıklara koyuyorlar ve bu işi yaptıkyışla gördü. Sonra, eline bir kurşun ka ları günün akşamı dans ediyorlardı. Kalem aldı; büvar kâğıdının üstünde evvel tiller vardı ki, çocuklara ve kuşlara baden mevcud üzüm salkımı resimlerine, yılırlardı. Herkese iyilik eden ihtiyar bir yenilerini ilâve etti. Yere düşmüşolan ki kadın kundakçılıkla mahkum olmuştu tabını aldı. T a m parmağının tesadüf et On iki vaşmda melek gibi bir çocuk, yaDrost, bütün bu müddet zarfında, tittiği cümleyi, manasını anlamadan üstüs lan idclialar ve isnadlarla, bir tek babarek elile tuttuğu ahizeyi kulağma yapışık olarak muhafaza etmişti. Fakat, bir mı te birkaç defa okudu. «ını küreğe mahkum ettirmişti. Yan odada Urson ağlamağa başlanltıdan başka birşey işitemiyordu. Belki, (Arfcasi var) Marian, sözlerine esasen baçka birşey i mıştı. Kleron da ona refakat ediyordu.