21 Ikincikânun 1939 Bir yaralama hâdisesi Cahit Sıtkı Tarancı Bir fabrıkada yüz yirmi kuruş yevmi1 de, Necibenin bir melek olduğunu bildi•1 1 *•* 1 1 1 1 1 I . • 1 1 1 ••. I • 1 1 1 ye ile çalışan Osman, çocukluk arkadaşı ğım halde, onu müthiş kıskanıyordum. kapı komşusu ve nişanhsı Necibeyi, ken Necibe, tramvaya bindi, ben de arkasındisini aldattığı için göğsünden yaralamış dan. Beyoğlunda Galatasarayda indi, bir tır. Mahkumiyetinin sebebini soran hapis pastahaneye girdi. Şüphelerim gittikçe kuvvetleniyordu. Bir sinemanm ilânlarına hane arkadaşlanna anlatıyor: «Yirmi iki yaşındayım. Orta mekteb bakıyormuş gibi yaparak pastahaneden tahsilimi bile bitirmiş değilim. Zaten bu çıkmasmı bekledim. Çok geçmeden, Nena imkân yoktu. Gümrüklerde iki bin ku cibe, kumral, uzun boylu, gayet şık bir ruş maaşla çalışan babam kalb sektesin gencin kolunda pastahaneden çıktı. Bu den öliince, anneme ve kız kardeşime bak manzara karşısında çıldırmadığıma hâlâ mak vazifesi benim boynuma yükleniyor hayret ediyorum. Taksime doğru güle kodu. Yedinci sinıfta mektebi bırakarak bir nuşa yürüyorlardı. Yirmi metre mesafeyfabrikaya amele olarak girdim. Kapı kom le onları takib ediyordum. Saray sinemaşumuz olan Hatice Hanımın kızı Necibe sma girdiler. Başıma bir teneke soğuk su ile aramızda beş yaş fark vardı. Necibe dökülmüş gibi ürperiyordum. Onları sinesan saçlı, gök gözlii, beyaz tenlı, narin ve mada keyiflerine bırakarak eve koştum, hassas bir kızdı. Kız kardeşim Ayşe ile ar karanmı vermiştim, Necibeyi öldürecekkadaştılar. Bize sık sık gelirdi. İskambil tim. Akşamı iple çekiyordum. Babamın oynardık, bazan üçümüz beraber sinema gencliğinden kalma bir tabancası vardı. ya giderdik. Necibenin gülüşü, konuşuşu, Annemden habersiz onu dolabdan aşırçekingenliği, her şeysi hoşuma gidiyordu. dim ve pardesümün cebine yerleştirdim. Bir gün, bir pazar günü öğlsden sonraydı; Akşam altı buçukta Necibe geldi, geç annem Lâlelideki yengeme gitmişti, kız kaldığı için acele ediyordu. Eve girdikten kardeşim de evde yoktu, ben odamda pi on dakika sonra, kapılarını çaldım. Kayjama ile idim, yatağıma uzanmış, siga nanam kapıyı açtı: «Necibe şimdi geldi. ramı içiyor, bir yandan da Necibenin gök Yukarıda odasındadır.». Hemen merdigözlerini, narin vücudünü, kız kardeşimle venleri tırmandım. Necibe soyunuyordu. bir münakaşa yaparlarken, bana dönerek: Beni görünce. «ah! sen misin Osman?» «Sen ne dersin Osman Ağabey?» diyen dedi. O kadar güzeldi ki! Ve sesinden tatlı sıcaklığmı düşünüyordum. Birdenbire gözlerine, omuzlanna, bacaklarına kadar kapı çalındı, fırladun. Necibeydi. Anne her şeysi yalan söylüyordu. Odadaki işirağmen gözlerim karardı. Tabancamı min ve kız kardeşimin evde olup olmadığını sormadan içeri girdi. Beni pijama çıkardığım gibi Necibenin üzerine ateş etile görünce: «Ne o Osman Ağabey? Gali tim. Hâlâ duyduğum bir çığlıkla yere yuba bugün tembelliğin üzerinde!» dedi. varlandı. Hatice Hamm yukan koştu. Güldüm. Birinci kattaki oturma odasına Sonrası malum. Yakalandım. Mahkum egittik. Necibe, kendi evindeymiş gibi, dildim ve şimdi buradayım.» **• mantosunu çıkardı, sedire oturdu. Ben bir Necibe, ölmemişti. Göğsündeki kurşusandalyeye ilişmiştim. Gözlerim Necibenin saçlanndan, gözlerinden, gerdanından nu hastanede çıkarmağa muvaffak olmuşve güzel bacaklarından ayrılmıyordu. Ne lardı. Üç gün sonra kendisini ziyarete gecibe sordu: «Ayşe ne yapıyor? Seslense len Ayşeye hâdiseyi şöyle anlatmıştı: ne gelsin...». Sandalyeden kalkıp sedire «Ayşeciğim, sana karşı çok mahcubum. geldım, yanına oturdum ve sesime bütün Osman da kabahatsizdir, bütün kabahat aşkımı doldurarak: «Necibe, dedim, ne bende. Ağabeyini ne kadar temiz bir aşkannem, ne de Ayşe, hiçbiri evde yok. Bu la sevdiğimi yakından bilirsin. Fakat sana na ne kadar memnun olduğumu mümkün bir itirafta bulunayım, her genc kızın hadeğil tasavvur edemezsin. Sana ne zaman yalinde yaşattığı bir erkek tipi vardır. Turdanberi söylemek için can attığım büyük gudu bir gün Beyoğlunda bir tütüncüden bir hakikati söyliyeceğim: Seni seviyo sigara aldığı zaman gördüm, içim titredi. rum, hayatımın senden başka güneşi, ba O da kendisine dikkatle baktığımı görünharı ve şarkısı yok... İster misin karım ol ce peşime düştü, konuştuk. O kadar zemak?» Necibe, belki de hiç beklemediği ki, terbiyeli ve güzel bir çocuktu ki! Nibu itiraf ve bu teklıf karşısında şa&ırrruş şanlı olmama rağmen, istediği randevuyu h. Gözlerini halınm çiçeklerinden ayırmı reddedemedim. Fakat akşam eve döndüyarak: «Osman Ağabey, dedi. Beni sev ğüm zaman içimde bir vicdan azabı variSfrguıe teşekkür ederim." Fakat müsaade dı. Osmanı aldYhyordum. Gece, Ttrrguedersen ben de kalbimi yoklıyayım, iki dun ve Osmanın çehreleri gözümün önüngün sonra sana cevab veririm.» Bunun ü den gitmedi, sabahlara kadar uykusuz kalzerine, hiçbir şey olmamış gibi, kalkıp, dım. Osman iyi çocuktu, beni seviyordu, mantosunu tuttum, kapıya kadar teşyi et beni mes'ud edecekti. Turgud ise hayatim, giderken gözlerinde sıcak bir parıltı limde yaaşttığım erkek tipiydi. Ona karşı i'ardı. İki gün sonra Necibe dünyaları be başka türlü bir zâf duyuyordum. Uuku • • « .. ı , 1 . « 1 nim etti. Hemen meseleyi anneme açtım, suzluğumun en korkunc bir saatinde eAyşeyi de daha evvelden kazanmıştım, o timle ruhum arasmdaki bu mücadele o da bu izdivacın her iki taraf için hayırlı kadar şiddetlendi ki, şöyle rahat, delikolacağmı müdafaa etti. Annem de zaten siz bir uyku uyumak için ölümü düşünNecibeyi kızı gibi severdi. Kabul etti. Ve düm. Ölüm o kadar da korkunc değildi. Ertesi gün Turgudla Beyoğlunda buo akşam gidip Hatice teyzeden Necibeyi istedi. Kendi aramizda nişan yaptık, bir luştuk, zannederim Osman beni takib etay sonra da nikâhlanacak ve evlenecek mişti. O gün o kadar tetikte idim ki! Hattik. Gene bir pazar günüydü, pencerede ta Osmanın, eğer beni hakikaten seviyoroturmuş sokaktan geçenleri seyrediyor sa, öldürmesini içimden istiyordum. Geridıım. Bir de baktım, Necibe giyinmiş, süs sini biliyorsun. Osman beni hakikaten selenmiş dışan çıkıyor. Hemen pencereden viyormuş. Hapishaneden çıkıncaya kadar çekildim. Ve alelâcele giyindim. Çok se onu bekliyeceğim.». venlerin kıskanc olması gayet tabiîdir. Ben CAHlD SITKI TARANCI f Kitablar arasında J Halk Ziraati Aylık mevsim ziraat bilgileri Her ay yapılacak ev ziraat islerinden ve mevsim ziraat bilgilerinden bahse den bu eser sabık Halkalı Ziraat mektebi profesörlerinden ve hâlen Yeşilköy Tohum Islah Enstitüsü şeflerinden Şükrü Aker tarafından yazılmıştır. Kitab, aylara göre tasnif edilmiş olup her ay meyvacılık, çiçekçilik, bağcılık, sebzecilik, kümes hayvanları ve kuşlar bakımından neler yapılacağını göstermektedir. Mevzulan izah eden gayet güzel resimlerle de süslenerek daha faydalı bir hale konulmuştur. întişara konulan birinci cild, ikincikânundan mayısa kadar olan aylara aid ziraat bilgilerinden bâhistir. Kalan aylar hakkındaki malumatı ihtiva eden ikinci cild de tabedilmektedir. Kitab, Hilmi Kitabevi sahibi îbrahim Hilmi Çığıraçanın bir mukaddemesini de ihtiva etmekte olup Hilmi Kitabevi tarafından nefis bir surette tabedil miştir. Ev ziraaf işleri itibarile bu çok öğretici ve faydalı eseri, bütün ev ziraatile meşgul olanlara tavsiye ederiz. 224 büyük sahifeden mürekkeb olan bu eserin kıymeti yüz kuruştur. Fredric March makiyajdan hoşlanmıyor «iki yüzlü adam» kahramanı vaktiyle takmış olduğu hayvanî çekmekte maskenin hâlâ olduğunu azabını söylüyor Holivud'dan yazılıyor: Burada pek az artist gerek san'at hayatlannda gerekse hususî yaşayışlarında ifrat ve tefritten kaçınırlar. Fredric March da onlardan biridir. Meselâ, ona milyon da versenız. Her senc için kendisince kararlaştırılmış muayyen sayıdan fazla filim çevirmez. Sefahet yerlerinde görünmez. Karısıle birlikte sakin ve mesud bir ömür geçirir. Hiçbir veçhile isminin tadsız bir hâdiseye karışmamasına çalışır. Hatta gazetecilerle de fazla görüşmeği sevmez. Çünkü onlara söyliye ceği fazla birşeyi olmadıgına kanidir. Fakat geçen gün bir mecliste bu itiyadmı bozdu ve bana: Haklı değil miyim, dedi, ben lâ kırdıdan ziyade işi severim. Seyırcilere meharetimi boş sözlerle değil, beyaz perdedeki gayretimle tasdik ettirmek iste rim. Hususî hayatım da kimseyi alâkadar etmez. Zira, evlenip kendi halinde yaşıyan bir adamım. Halk, bu basit ö mür geçirişte hiçbir fevkalâdelik görmez. Evet, doğrusunu isterseniz, sinema merkezinin ekseri artistleri seyircileri ve karileri geçirdikleri fevkalâde aşk maceralarile kendilerine hayran bırakmak isiyorlar. Halbuki Fredric'in mazhar clduğu şöhret ve muvaffakiyet büsbütün bunun tersine bir yoldan temin edilmiş, nrf gayret ve istidad sayesinde elde o unmujtur. Genc aktör, ayni zamanda azla makiyaj yapmaktan da hoşlanmaz. O mecliste gene bana bu hususta: Of, dedi, o bir takım yağlı ve çamur gibi maddeleri yüze sürmek, sonra da temizlemeğe çalışmak ne berbad birey!. Maamafih makiyajdan nefretim sade bundan dolayı değildir. Sinema aristliğimin ilk zamanlarında çevirdiğim İki yüzlü adam» filminde yüzüme verdiğim hayvanî manzara beni makiyaja düşman yapan sebeblerden biridir. Fa at zannetmeyin ki o maske alhnda ga S îN E M A R A D VO aksamki program J Türklye Radyodifuzyon Postaları DALOA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 KCS. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m9465 Kcs. 20 Kw. 13,30 müzik (operalarda Pl) 14 saat, ajans, meteoroloji haberieri 14,10 TurS: müziği (Pl) 14,45 müzik (operetler ve filim müzikleri Pl) 17,30 program 17,35 müzik (dans saati Pl) 18,30 Türk muziği (incesaz Kürdili hicazkâr faslı) 19,15 saat, ajans, meteoroloji haberleri ve ziraat borsası (fiat) 19,25 konuşma (dış politika hâdiseleri) 19,40 Türk müziği (muhtelif okuyuculardan şarkılar) 20,30 temsil: Per Gunt 21,30 saat, esham, tahvilât, kambiyo nukud borsası (flat) 21,40 muzik (küçuk orkeatra Şef: Necib Aş km) 22,15 konuşma (haftalık pasta kutusu) 22.45 müzik (dans plâkları) 23,45 son ajans haberleri ve yarınki program. Opertdar ve büyük konserler 19 05 Paris (Radio): Büyük konser. 21.20 Beromünsber: Bir opera temsill. 22,05 Brüksel I: Herodlade (Massenetnin). 22,05 Paris (Eiffel kulesi): Karmen. 22,05 Roma: Salome ve diğer bir temsIL 22,35 Strassburg: SalntSaens ve Mo •> zart'ın eserleri. 19,20 19,35 20,05 21,05 Taarruz Yaklaşma Yazan: Veysel Ünüvar General Veysel Ünüvar, cTaarruz Yaklaşma: Piyade Muharebe Dersleri> adile bir kitab neşretmiştir. Yeni piyade talimatnamesine göre, yazılmış olan bu küçük kitab 16 bahsi ihtiva etmek tedir. Piyadenin taarruzuna ve düşmana yaklaşmasma aid muhtelif şekiller hakkında izahat vermektedir. Hilmi Kitabevi tarafından neşredilmiş olup fiatı 25 kuruştur. Subaylarımıza ve erbaşlanmıza tavsiye ederiz. Konya Vilâyetinde pamuk yetiştirilecek Konya (Hususî muhabirimizden)' Konya bir çiftçi merkezi, bir hububat ambandır. Fakat zer'iyatı arasında pamuk yoktur. Iklimin müsaadesizliğin den dolayı âdet olmamış olan pamuk ekimi, şimdi bazı faaliyetler gösteriyor ve müsaid yerlerde pamuk yetiştirme tecrübeleri yapılmasma heves olunuyor. Bu cümleden olarak Konyaya bağlı Hatib nahiyesinde Ziraat Vekâletince gönderilen tohumlarla tecrübeler yapıla caktır. Şehrimiz ziraat mehafili, Hatib nahiyesi arazisinin ve ikliminin pamuk ziraatine elverişli olduğu ve bu tecrübe den müspet neticeler ahnacağı kanaa tindedir. Konyada bazı sahalar vardır ki, hakikaten pamuk ziraatine elverişli addolunabilir. Eğer bu tecrübelerden tahmin edildiği gibi müspet neticeler alınacak olursa Konya yeni bir ziraî faaliyet sahasına girmiş olacaktır. Beşiktaş S U A D PARK sinemasında • üç Silâhşorlar TUrkço SözlU Doyçlandzender: Oda musiklsl. Beromunster: Şan konseri. Prag I I : Salon kuvarteti. Pari5 (Eiffel kulesi): Şan ve plFredric 31arch yano konseri. yet çirkin göründüğüm için böyle bir his22,25 Sottens: Trio konseri. se kapıldım. Hayır.. Ben, ötedenberi 24,05 Prag I I : Schubert'in eserlerL kendimi beğenmişlerden değilim. Lâkin Hafif musikiler ve operetler öyle Bir şekle girmekle maddeten olduğu 18,30 Paris (P. T. T.): Hafif musiki. kadar manen de alçaldığıma kani oldum. 20,20 Bükreş: Salon orkesfirası. Haftalarca, aylarca bu endişeden kurtu21,00 Varşova: Valsler. 21,15 Kolonya: Kanşık musiki. lamadım. 21,15 Stutfcgart: Valsler, marşlar. Fredric March'm birçok filimlerinde 22,05 Brüksel I I : Radyo orkestrasi. çok metin ve soğukkanlı görünmesine 23,00 Hilversum I I : Rus musikisi. rağmen oldukça asabî ve hassas bir in23,15 ParLs (Radio): Kanşık musikL 23,20 Bükreş: Oece musikisi. san olduğu bu sözlerinden pek güzel an23,55 Paris (P. T. T.): Hafif musikL laşılıyor. Onun için birçok facialarda oynadıktan sonra neş'eli filimlerde rol almağa başladığma şasmamalıyız. Halbuki halk onu daima ciddî eserlerde tak Şehrimizin muhtelif semtlerindeki nö dirle temaşa etmeğc alışık olduğu için betçi eczaneler şunlardır: Lstanbul ciheti: başka kordelâlara lâyık bulmuyor. Janet Eminönunde (Beşir Kemal Mahmud Gaynor'la son çevirdiği «Bir yıldız doğ üevad), Kumkapıda (Haydar), Alemdarda du!» filminin ümid edildiği kadar tut Sırn Rasim), Küçukpazarda (Hasan Hu.usi), Fatihte (Vıtali), Eyübde (Eyübsul maması da bunu pek güzel ispat ediyor. an), Bakırkoyde (Merkez) eczaneleri. Binaenaleyh Fredric Marc'ın ergeç yeBeyoğlu ciheti: Istıklâl caddesinde (Dellasuda), Tünelde niden acıklı eserler temsiline başlıyacağı Kinyol), Karakoyde ümid ediliyor. Bakahm, bu yolda ya Taksimde (Limoncıyan),(Huseyin Hüsnu), Pangaltıda (Narpacağı yeni filim ne olacak? gıleciyan), Beşiktaşta (Nail Halid), Has kâyde (Sadık Afcduman), Kasımpa?ada 'Müeyyed) eczaneleri. Kadıköy Yeldeğırmeninde CÜçler), ÜJS:üdarda (Selimiye), Sarıyerde (Nuri), Büyükadada (Şinasi Rıza) eczaneleri. Ikl bUyük film Oda musikileri ve resitaller NÖBETÇİ ECZANELER BENJAMİNO GIGLI Seanslar 2 30 7 9 dadır. Teleron : 43143 KALBiN SESi HALKEVLERİNDE Doyamazsın, aynlamazsın Okadar nefis 2 eser var: Sen de gel! ŞARK FiLiMLERiNiN EN GUZELi TUrkçe sözlU • Şark musikill I A Clf I " A y f V ROMANCE VIVIAN Bugün saat 17 de tenzilâtlı fiatlarla MATiNE Fransız Tiyatrosunda U . . l 14 ve 20 de Buyük Viyolopist f H I P e r n m i l in konseri Şehreminı AKGÜN Karagümrük AYSU sinemalarında 13,30 16 18,30 ve 21 de A A « % A B M M M ' a M ^eda Bahçeleri IIM İSTER MOTO Haydudlar peşinde iki büyük Şimalî Afrikada bir sahra Beyi ile bir Amerikah Mis'in harikulâde aşk ve maceraları c Eminönü Halkevinden: 25/1/939 çarşamba gunünden itibaren Evimizde bir italyanca kursu açılacaktu:. ~>arşamba günleri saat 19,30 dan 20,30 a kadar devam edecek olan bu kursa yazılmak istiyenlerin iki aded vesika fotoğrafile birlikte Evimiz bürosuna müracaatleri ve llk dersin gün ve saatinde dersanede hazır bulunmalan rlca olunur. Kızılay ŞLşli şubesinden: Kurumumuz yıllık kongresi 22 ikincikânun pazar günü saat 15 te Şişll Halkevl salonunda yapılacaktır. Sayuı üyelerln teşriflerini dileriz. ÖLÜM Pek yakında şehrimizin iki büyük sinemasında birden hem Hetn hoş iki saat geçirmek... de candan ve kahkaha ile ğülmek için 4 Sinema Diğer kopya Samatyada ŞEN Bakırkoy BAKIR Sinemasında 14,30 ve 20 de 14 ve 20,30 da birden MŞKin u o z A«|»>M V«v0İ*awa 4 Taşıarı Sinemabirden sinemada da .«FERNANDEL'in En son. en mükemmel ve en neş'eli filmlni görünüz. Bu filmin bazı kısımları Normandie vapurunda ve Kabforniyada çerrilmiştir. Bugün T A K S i M sinemasına ölüm Şehremaneti memurların dan merhum Bay tsmailin oğlu, avukat Cemal Mollanm damadı Uzunköprü hükumet tabibi İhsan Karhklınm kardeşi lise talebesinden, BÜRHAN KARLIKLI pek genc yaşmda tedavi edilmekte ol duğu Haydarpaşa hastanesinde hayata gözlerini yummustur. Cenazesi bugün zeval vaktinde mezkur hastaneden kaldırılarak aile kabristanına defnedile cektir. Allahtan merhuma rahmet ve kederli ailesine sabırlar temenni ederiz. *#* Pangaltı Tepeüstü A KIN ATEŞ BOCEGi Janette Mac Donald I HUDUDDA BİR MACERA sinemasında ALEMDAR Jş SON BUSE AŞK Müzisyen, Kovboy, muz taciri v aşik rollerini oyüadığı MAHKUMU ilâveten: Ekler Jurnal son dünya haberieri Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler. Gündüz ve gece 8,45 te 2 film birden Amerikanın bugüne kadar yarattıği en muazzarn ve en muhteşem filmi. A N JEAN GABIN Pek yakında Ş I K sinemasında TYRONE POWER r S Arşın Malalan ~. ilftveten I Te 4,30 da Aşkın Göz yaşları Törkçe şozlü ve arabca şarkılı Vefat Üniversite Eczacı mektebi profesörlerinden Dr. M. Akü Aykut uzun zamandanberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak vefat et miştir. Cenazesi bugün saat ikide Gülhane hastanesinden kaldınlarak dinî merasim Beyazıd camiinde yapıldıktan sonra Edirnekapısında şehidliğe defne dilecektir. Mevlâ rahmet eylesin. *** ölüm Sabık Hamallar cemiyeti reisi merhum Salih reisin oğlu Eyüb, pek genc yaşında hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi pazar günü saat 10 da Heybeliadadan motörle Sirkeciye nakledilerek cenaze namazı öğleyin Fatih camiinde kılındıktan sonra Topkapı ailesi makberesine defnedilecektir. ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu Taksimde (Bu gece) (AKTÖRKÎN) Beynelmilel meşhur eser Pek yakında: İNSAN MABUD HALK OPERETt Bu akşam Beklenen Operet (MODERN KIZLAR) Yazan: M. Yesari Fok8 Jurnal dunya haberieri BABALARlNlN NAMUS ve ŞEREFiNi, KENDi AŞK ve HAYATLARlNI kurtarmak için çarpışan 4 gencin müthiş ve heyecanlarla dolu macerası DANIELLE DARRIEUX Parisin gözbebeği i PE K Sinemasında Fr BUGUN Ban*lroMe*rd«'a î Cleorge Sanders Loretta Young Richard Green Rejinald Denny Aynca: FOKS dünva haberleri. Bugün saat I re 2,30 da tenzilâtlı matine|