23 Birincikâmm 1938 CUMHUBİ JfKT Macera ve seyahat hilcâyeleri Kap memleketindeki elmaslar [Ceçen defalar çıkan kıstmların hulâsası: Jak, Dik ve Felton isminde üç arkadaş Afrikada elmas aramaya çıkıyorlar. Başlanndan çok meraklı ve tehUkeli maoeralar geçit/or, susuz çbllerde açlık ve susuzlukla, balta pı'rme miş orvnanlardavahşi hayvanlarla pençeleşiı/orlar. Yanlarında Klaas isminde bir de yerli zenci çocuğu vardtr. O, kendisini ailesinin uartına gölürmeleri şarlile elmas vadisine aid esrarı ifşa edeceğini söylüyor. Binbir müşkülâtla elmas vadisine geliıjorlar. Jak bir kaplan tarafmdan uaralandığı için Fellonla birlikte geride fealıyor. Klaas'la Dik ilerliyorlar. Klaas'm büyiik babasımn kral olduğu zenci kabilesinin oturduğu vadiye giriyorlar.] Yerlıler, Dik'm etıafını çevirmişler ve krallannın torununu defalarca ölümden kurtanp kendılerine kavuşturan beyazlar kafılesınin mümessıli olmak itibarile onu çiçeklcre, kıymetli taşlara garketmi$.ler di. Akşatn da şerefine büyük bir ziyafet verildi. İhtiyar kral onu sağına, torununu da karşısına alarak sofraya oturdu. En nadir av etleri yenildi. Gece adamakılh ilerlemişti. Fakat ortalık gene aydınlıktı. Tektük meş'alcnin zayıf ziyası altında herkes birbirini mükemmelen görebiliyordu. Çiinkü elmaslar vadisindeki taşlar ayın kuvvetli ışığı altında parlak akisler yapıvor ve h«r tarah gündüze çeviriyordu. Dik çok seyahat etmiş, bilhassa Afrikada fazla dolasmış olmasına raŞmen o ana kadar bu derece Karikulâde bir manzaraya şahid olmamrştı. Dik arkadaşlarmı unutmamış olmakla beraber, çok yorgun olduğu için ancak «rtesi sabah onlan aramava çıktı. Ken disine Klaas'ın vadiye ilk ayak bastıklan RÜn: Hizmetkârlarımız! Diye takdim ettiği dört iri maymun refakat ediyor, yorulduğu zaman onu ayaklanndan ve omuzlanndan tutup kargatulumba vaziyetinde rahatça götürü yorlardı. Fakat Dik arkadaşlarını bırakmı$ olduğu tepeye vâsıl oldugu vakit a rabayı boş ve öküzleri de serbest buldu. Jak'la Felton ortada görün.müyorlardı. Haydi, diyelim ki, Jak yaralarını yıkamak için göl kenanna inmişti. Ya Felton ne olmu§tu? Şüphesiz o da genc Fransızı yalnız bırakamıyarak birhkte gitmişti. îki elini agzımn kenarlarına koyup: JFAYDAÜ BÎLGSLERJ Deniz dibi hayvanları Denizin dibin de de yeryüzün deki kadar muhtelif cinste hay vanlar mevcud olduğu muhak kaktır. Bir çok meşhur dalgıçlar orada gördüklerı harikulâde mahlukları anlata anlata bitirememektedirler. Bilhassa denizin dıbine şimdiye kadar sayısız seferler yapmış olan Amer kalı âlım Wılliam Beebe, Büyük Okyanusta 570 metre dermlikte büyuk bir balığa tesadüf etti^ini, bu balığın vücudünde beş kana dın mevcud ol duğunu, her ka nadın mavi, kırmızı, yeşil, sarı, açık sarı olmak üzere beş renkte ziya saç makta olduğunu son neşrettiği kitabda yazmaktadır. Bir Fransız dalgıcı ise Korsika adası açıklannda denizin epeyce derin bir yenn de tnüthiş bir deniz canavan gördüğünü söylemekte ve bu canavan şu şekilde tasvir etmektedir: Bu hayvan aşağı yukarı bir ahtapota benzemekle bera ber gözleri birer çorba kâsesi kadar büyüktür. Ayaklarımn her biri yedi se kiz metre uzunluğundadır. MEMLEkETLEMC meraklı Ne tvkaf tesadüf! Bundan birkaç sene evvel Pariste kanadla uçma tecrübesi yapan Clem Sohn snunde bir Amearikalt üç, «Jört bin metre yükseklikten duşerek ölmüştü. Oîem, onıi«n evvel kendi ieadı olan kanadlarla Amerikada r e îngüterede 222 uçuş yaprruş olduğu halde hiçbir kazaya uğramadığı haüde P a r i ^ e böyle bir fena tesadüfe kurban gitmişti. Fakat bu fena tesadufe benser diğer bür tesadüf daha var ki, hayrete şayan doğrusu!.. Tam dört yüz bir sene evvel yani 1537 de gene böyie bir kahraman Mo^ova şehri civarında gene kanadlarla uçuş tecrübeleri y»pauş ve ayni fecı akibete uğra Noelin yaklaşması münasebetile Berlinde bir oyuncakçı dükkânının önünde biriken çocnklar Bilmeceyi çözenler mış, adı da Clem lmiş. Almancada Sohn kelimesi (oğul) manasma gelir, demek ikinci Clem birlncl Clem'in evlâdı oluyor. Birmci Clem evvelâ yabani kazların uçuşunu uzun uzadıya seyrettikten sonra böyle bir teşebbüse girişmeğe karar vermiş ve keten bezinden yaptığı ka nadları zeytinyağma batırarak sağiam» laştırmış, 20 metre yükseklikteki kilise kulelerinin birmden kendini kapıp koyuvermiş, yavaş yavaş kanadlannı hareket e.ttirerçk uçmaya başladığı noktadan 18 metre ileride bir yere vücudü hiç bir zarara uğramadan konmuş. Bu havadisi duyan Çar, müthiş İvan, ! Clem'in muhakkak perilerle bır alâkası oîduğuna hükmetmiş, tecrübenin hu • zurunda yeniden tekrannı istemiş. vallı adam, hiç şüphesiz o heyecanla şaşurmş ve halkm ortasma düşerek iki bacağını kırmıştır. Müthiş İvan: Nasıl, demiş. ben size söylemedim miydi, bu adamm şeytanlarla alâkası var diye.. Bakm büyü bozuldu, herif de düştu!.. Yakın şu keratayı dirt diri! Biçare Celem o anda kebab edilmiş. Tabiî o zamanki zihniyet böyle zali. mane.. Tarihin orta çağlannda kencli mütalealannm ayni fikirleri kabul et miyen Insanları da htikümdarlar ve papaslar ayni şekılde yaktırmıyorlar mıydı? Lâkln biîce, böyle kanndlarla uçmaya teşebbüs etmekten şemaiyeleri ıslaK ederekten havalarda gezmeğe kalkış mak daha pratik gibi geliyor.. Eski zay manlarda bu usulü de yüzlerce defa denemiş insanlar vardır. Bilmem bu fıkre siz ne dersiniz? disine gayet iyi bakryorlar. Biz burada prens Astirip'in sayesinde dünya cennetinde gibiyiz.. Prens Astirip dc kim? Canun, bizim Klaas.. O adı kendisine vaküle yamnda çahs,tığı Mıster Movvbray taknu$, halbuki asıl ismı As tirip ımi}.. flOYUNLAR Kovalı yarış Yanşa iştirak edecek oyuncuların her biri hareket hattmın üzerinde sağ ellerinde su ile dolu birer kova olduğu halde sıra ile durular. Oyun şefi düdük çalınca ellerindeki kovada bulunan suyu mümkün mertebe dökmeğe çahşa rak muayyen bir yolu katederler. Ko vasmda en çok su kalmış olan ve he defe en az zaman zarfında vâsıl olmuş bulunan oyuncu, birincı gelmiş sayılft. Oyunu fazla tatlılaştırmak için yola muayyen manialar konur. Meselâ/yerden az yüksek mesafeye gerilmiş bir ip (oyunculann düşmemesini temin için iki tarafı kat'î surette tesb t edilmez de hafifçe iliştirilir) komır; bunun üzerinden atlamıya mecbur olurlar. Yahut büvük masa, iki iskemlenin dayamla cak yerlerine istinad ettirilmiş bir kalas vazolunur, Oyuncularm tünel giW orlann altmdan ^eçmeleri şarttır. Eğer yol üzerinde bu manialan ihdas etmek müskülse o vakit her ovuncu nun hem sağ, hem de sol ellerinde birer kova taşımaları esas olarak alınır ve şünhesiz ovuncular muayven mesafeyi daha pürlükle ve daha zivade ih tivatkârane katetmek mecburiyetinde kalırlar Hiçbir hediyenız bu kadar makbule geçemezdi, dedi, yalnız sizden ricam, elmaslar vadisinin esrannı hemcinslerin den bir baskasına faşetmemenizdir. Çünkü ben ve halkım bu ücra yerde rahat v« sükunet içinde yaşamak istıyoruz. Hal • buki burada sayısız elmas ve dığer kıymettar taş bulundue;unu haber alacak olan beyazlar, şüphesiz elmaslan silâh kuvvetile ele geçirmege çalışacaklar ve bizim rahatımızı kacıracaklardır. Bu sırada Klaas'ın kız kardesi Milda ile arkadaşı, Dik'in ayaklarımn ucuna iki küfe elmas dökmüşlerdi. Y*.. Evet, biz, daha kestirme bir yol dan buraya gelirken küçiik prensin hu dud gözcüleri tarafmdan karşılamdık ve hizmetkârlan maymunlann altın beşiğe kim biner tarzında kurdukları seyyar sahncaklara binerek rahatça seyahat ettik. Gel de Jak nasıl ense yapıyor, bir gör! Gayet muhafazalı bir kulübenin içinde genc Fransız kıymettar kürklerin üstüne uzarunış yatıyordu. Arkadaşlan içeri girince yüzünde bir memnuniyet tebessiimü peyda oldu. O sırada Klaas, pardon, prens Aristip de göğsünde sayısız elmas süsler olduğu ve yanmda bir kısmi zenci, bir kısmı maymun maiyeti bulundu^u hald« kulübeye geldr. Nasıl, dedi, tebaamın gösterdıgi misafirperverlikten memnun musunuz? Dik, kendrsinde memleket hasreti başgösterdîği için: Uzun zaman sürmemek şartile pek memnun um! Cevabmı verdi. Fakat ihtiyar Felton ağzının bir kenarında piposu, sanki ricasınm redd«dilmesinden korkuyormu? gibi titrek bir sesle: Prens Astirip, dedi, ben Dik gibi düsiinmüyorum. Bilâkıs, senden aynl mamın imkânı olmadığîm pek iyi anla dım. Onun için yanmda ister bir yardımcı gibi, istersen fazla bir maymun gibi kalmak niyetindeyim. Klaas şaşırdı: Hayret, dedi. Elmaslan alıp Av rupaya gb'türnvege ve orada hududsuz bir servete sahib olmaya burada kalmayı tercih ediyorsun ha!.. Tabiî.. Çiinkü saad«t, sade hududsuz bir servete sahib olmakla elde edilemez. însanm en büvük bahtiyarlıgı sevdiklerinin yanında bu'unmasında ve rahat, düşüncesiz yaşamasındadır. Kapıda bir aralık genc bir zenci kızıntn bası görüldü. Klaas: Nişanlım Nabana! Diye takdim etti. Zenci çocuğu, Dikle Jak'ın nazarîanndan bir an evvel yola çıkmak istedıklerini anlamıştı. Dostum Felton, dedi, siz yanımda kalacaksınız.. Fakat diğer arkadasları mızı acele memleketlerine göndermemiz Iâzımdır. Hizmetkârlar.mız maymunlar onlan pekâlâ Kalahasi mıntakasınm başladıgı Oranj nehri kıyılanna dek götürürler. Dik, alacakları elmaslara mukabil Klaas'a bir hedive bırakmak maksadi le: O halde, diye cevab verdi, bizim eşyalarımız için dört öküz kâfidir. Di s?erle.rini burada bırakabiliriz, değil mi Jak> Tabiî!. Zenci çocuğu tesekkürle mukabele etti: Bilmeceyi doğru çozenlerden bize fotoğraf gönderenlerin res'.mlerini bas mıya devam edıyoruz, Fakat burada resmi çıkmak rnutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat kazananlann ismi her ayın ilk haftasında neşrolunan büyük listeye yanlır. Soldan sağa sıra ile: 1 Samsun Ziraat Bankası koope ratif kâtibi Cemal Eden. 2 Mersin, orta okul sınıf 1, şube D. 305 Kemal Tokgönül. 3 Niğde, orta okul smıf 1, No. 1 Handan Erden. 4 Kadıköy, Kızıltoprak Tuğlacı sokak No. 119/3 Yaşar Başkaya. 5 Elâzığ Atatürk okulu sınıf 4, No 358 Naime Şendıl. 6 Kadıköy Cevizlık Bakkal sokak No. 18 Muzaffer Akbal. 7 Samsun. İstıklâl okul. sınıf 4 198 Emine Kalas. 8 Kırklareli, ton alay, hesab me muru Niyazi Durak kızı Hasna Durak. 9 Lüleburgaz, Binbir çeşid Hüseyin mahdumu Sabri. 10 Kadınhanı Kolukısa ok»lu 82 numaralı Melâhat Eke. 11 Malkara ilk okulu 534 Osman Aydın. 12 Seyhan sıtma mücadele mın takaa rnemuru oğlu 1906 Tufan özalp. 13 Malatya orta okulu sınıf 2/B de 278 numaralı Vedad Özgök. 14 Kılis, Kemalıve ilk okulunda sınıf 3/A da 577 Perihan Sansal. 15 Adana nüfus direktörü oğlu Halil Edib Onat. 16 Gazianteb Karagöz caddesi Hasandayı sokağmda 11 numarada Nimet Topuz. 17 Gazianteb Cumhurlyet okulu smıf 4, numara 779 Ali. 18 Kayseri Osrnanh Bankası karşısınd? S nger Dikiş kumpanyasmda Leylâ. ilkkânun bulmacası J Jak, Felton: Diye uzun uzun bağırmasma ras?men hiçbir cevab alamadıgı için kayalardan birinin üstüne şakaklannı avuçlarının içine alarak meyus ve ümidsiz bir adam vaziyetinde oturdu. Acaba, arkadaşlannm başroa nasıl bir felâket gelmişti. O taraflarda bulunan diğer bir vahşi kabileye esir mi olmuşlardı? Yoksa yabani hay vanlar tarafından mı parçalanmışlardı? O, bu düşüncede iken maymunlar, ken disînin deminki feryadlarmı taklid ede rek: Jak, Felton! Isimlerine benzer sesler çıkartabilmek için boğazlarmı yırtarcasına bağırıyor lardı. Dik, neden sonra daldığı acı rüyadan uyandı: Burada oturmak faydasız, dedi, gidip işi Klaas'a anlatayım, herhalde o arkadaşlann akıbetleri hakkındaki malumatı benden iyi ele geçirmek vasıtalanna maliktir. Jak: Bu kadarı da fazla! dedi. Dik cevab verdi: Bize kâfi gelecek olamn parasını ke'ndimiz alırız, diğerlerinin paralarile de hemcinslerimizin işine yarayacak hastane ve saire gibi müesseseler yaptırırız. Klaas: Haydi, dedi, dostlar bir an evvel yola çıkm.. Çünkü bu suretle hiç olmazsa sizden ayrılmak ıstırabını uzun bir halecan ve heyecan devresi geçırmeden çekmi? olur, tesellı bulurum.. Jak'la Dik, Felton ve Klaas'la büyük babasına, nişanlısına ve kız kardeşine, bütün kabilesi halkma veda ederlerken iki tarafh herkes ağhyordu. Yolcular vadıden sonra ilk b'nlerine tesadüf eden tepeye çıktıkları vakit teessürle geriye baktılar. Tam başlarının üstüne doğru yük selmis. olan güneşin kuvvetli ziyaları altında elmaslar diyarı artık ancak bir serab kadar müphem parıltılar içtnde gö rünüyordu. Dik'le Jak dört öküzün çekti§i arabanın içindeki iki küfe elması sanki iyi muhafaza çdebilmek için arkala rında ikişer maymun, sağ ve sol taraf larda yavaş yavaş vürüyorlardı. Son O.. Dik! Vay Felton, sen buradasın ha.. Jak'dan ne haber? Yaralan kapanmak üzere.. Yatağınm başında en miişfık hastabakıcılar sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar nöbetleşe bekleşip duruyorlar, ken Yazısız hikâye Şu resimde gördüğünüz hayvan, kilerde ne bulduysa yeyip içtiği için şişip domuıa dönmüş. Dışarı çıkılacak delikten bır türlü sığmıyor, ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette.. Fakat küçük fare ona nasihat veriyor: Buradan çıkabilmek ıçln zayıfla mak lâzım! Diyor. Fare nerede, bulunuz ve renkli kalemle orayı çlzerek bize gönderiniz. Bu bulmacayı doğru halledenlerden bir] kişiye 5, diğerine 2 ve üçüncüsüne 1 lira takdim olunacak, bundan maada yüz kişiye münasib hediyeler verilecektir. . < Cevablarm ükkânunun son gününe kadar «İstanbulda Cumhuriyet Gazetesi Çocuk Sahifesi» adresine gonderilme • ' • sı lâzımdır. Geç kalanlar hediye ala , mazlar.