23 Birincikâmın 1938 CUMHURÎYET Kâr mı ediyor, zarar mı? Tramvay kumpany asının kârı boyuna artıyor Fakat şirket erkânım, bir muvazaanın meydana çıkması, telâşa düşürmüştür [Baştarafı 1 ind sahifede] Fransa ile îtalya Romanyadaki Türk arasmdaki gerginlik mekteblerinde [Baştarafı 1 inci sahifede'i defasında yolcu nakliyatı artmış, bu art:§ günde 15 1 7 bin kişiye baliğ olmuştur. Günde 15 17 bin yolcu artması demek, seaede takriben 5 buçuk milyon, yahud 6 milyon 200 bin yolcu fazla demektir. Sonra otobüslerin işlemesi de garibdir amma hakikattir yolculan tabiatile bir miktar azaltmış, fakat hasılah çoğaltmıştır. Bu tezadm nasıl olduğunu izah edelim. Otabüsler işlemeden evvel sabahları ve akşamlan, tramvaylarda iğne atsan yere düşmiyecek kadar bir izdiham olur; biletçiler bilet kesemez, bu yüzden biletsiz seyahat eden anaforcular fazla olurdu. Şimdi yolcularm bir kısmını otobüsler taşıyınca bilet kesilmiyecek kadar izdiham pek kalmamıştır. Bedava seyahat edenICT çok azalmış ve biletçiler daha fazla bilet kestnek imkâmnı bulmuşlardır. Böylece otobüslerin işlemesi Tramvay kumpanya3inın bilhassa sabah, ve akşam seferlerinde para veren yolculannı çoğaltmış, bedava yolcularrnı azaltmış ve tabiatile hasılat da artmışhr. Bilet almadan seyahat edenler, önceden yüzde 5 iken şimdi bu miktar çok düşmüştür. Bu yüzden geçen seneler yevmî 166 168 bin yoku taşıyan tramvaylar, şimdi 225 228 bin yolcu taşımaktadır. Böylece fiatlar ucuzladığı ve otobüslerin işlemesi de izdihamı azaltarak yolculann yüzde 99 undan fazlasınm bilet almasım mtac ettiği için, tramvaylar, geçen senelere nazaran, günde 50 60 bin yolcu fazla taşımaktadırlar. Görülüyor kî bu cihetten zarar iddialan doğru değildİT. Yolcu sayısı arttığı için bu yüzden zarar mevzuubahs ola maz. kaim oldu. Tramvay kumpanyası da, îstanbul Elektrik Müdürlüğüne 3 kuruş 10 para üzerindeiı elektrik parası ödemeğe mecbur oldu. Tramvay kumpanyası 1937 senesinde 13,625,710 kilovatlık elektrik harcamıştır. Ve elektrik cereyanını 3 kuruş 10 para üzerinden hükumete ödemiştir. Şimdi kumpanyanın verdiği elektrik parası, ayda 50 bin lira kadar tutmaktadır. 1938 senesinin elektrik hesabı henüz tamamen malum değildir; çünkü yıl bitmemiştir. Fakat tramvayların elektrik sarfiyatı, 1938 in 11 ayında şu rakamlara baliğ olmu«tur: Kâmmusani şubat Mart Nlsan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylul BirinciteşTin İkinciteşrin Birincikânun 't : : : : : : : : : : : Bugünkü şartlara uygun olmadığmdan dolayı keenlemyekün addedildiği İtalya tarafmdan resmen bildirilen LavalMussolini anlaşmasile, Fransanın Libya ce nubunda, İtalyaya bazı arazi terketmeği, Tunustaki İtalyanların vaziyetini kat'î surette tanzim eylemeği vadetmiş olduğu malumdur. Italyan hükumetinin yeni hattı hare keti, Paris siyasî mehafilinde büyük bir alâka uyandırmıştır. Fransız hükumeti yeni vaziyet hakkında derhal îngiltere ile müdavelei efkâra başlamıştır. Maarif Nezareti badema İngiliz Başvekilile beraber Mareşal Göring de yeni harflerin kullanılİtalyaya giderek mülâkatlara iştirak edecek masını tamim etti Bükreş 22 (Hususî) Romanya Maarif Nezareti müfettişlikler vasıtasile umum Türk mekteblerine gönderdiği bir tamimde, türkçe tedrisatın yeni Türk harflerile yapılmasını bildirmiştir. Gelecek ay Romada miihim müzakereler var Demirmuhafızların vaziyeti Bükreş 22 (a.a.) Dahiliye Ne zareti, Demirmuhafızlar zimamdarların dan kral hanedanma sadakat yemini et Fransa mukabeleye başladı miş olan 318 kişiden 130 unun tahliye Paris 22 (a.a.) Excelsior gazetesi edilmiş olduğunu bildirmektedir. yazıyor: Yeni fırkanın muvaffakiyeti «İtalyan hükumeti, on yıldanberi Romada iki Fransız dramatik telif ve kotnpozisyon cemiyetinin mümessili bulunan vatandaşımız Emmanuel Andisio'yu hudud haricine çıkarmıştır. Bumm üzerine, Fransız hükumeti de, ayni zamanda İtalyan dramatik müellifler cemiyetinin Pariste mümessili olan faşist Italia Nuova Bükreş 22 (a.a.) Yeni teşkil olunan millî kalkınma partisine müracaatler yığın halinde gelmektedir. Teşkilâtın merkez komitesine işmdiye kadar on binlerce müracaat vuku bulmuştur. Eski partilerin bütün liderleri kaydolunmuş lardır. Aralannda eski Demirmuhafızlar reisi Codriano'nun kardeşi de bulunan gazetedisinin direktörünü hudud haricine bir çok eski Demirmuhafız azası da krala telgraf çekerek yeni millî teşekküle ka çıkarmağa karar vermiştir.» bullerini rica etmişlerdir. Tunustan tardedilen ttalyanlar 1,281,250 kilovat 1,168,650 > 1.215,950 > 1,179,200 > 1,218,450 > 1,182,200 > 1,223,350 > 1,213,800 > 1,200,600 > Paris 22 (Hususî) Fransız maka1,259,350 > 1,204,300 > matı, Tunusta tahrikât yapan faşist er Daha tamam olmakânını hudud haricine çıkarmağa karar mıştır. Elektrik Hatt Tramvay kumpanyasının verdiği elektrik parasma gelince, kumpanya, bu işte kendi nanna yanmıştır. Anlatalım: Malumdur ki, sabık Elektrik şirketile Tramvay şirketi ikiz hemşireler halinde idiler. Ayni sermayedarlann elinde bulunuyorîardı. Tramvay şirketi, muvazaalı bir surette Elektrik şirlteünden cereyam pahalrya satm ahyor ve hükumete, Beledivve, elektriği pahalı ahyoruz, bu tarife ile idare edemeyiz, diyerek biletlere zam istiyordu. Düşününüz ki, Elektrik şirketi Tramvay kumpanyasına, yani en büyük müşterisine elektriği kilovatım 3 kuruş 10 paradan veriyordu. Halbuki ElektriTt şirketi. o vakit bircok fabrikalara kilovatı 60 70 paradan elektrik vermekte idi. Bu fabrikalarm hiçbirisi Tramvay kumpanyası kadar fazla elektrik sarfetmediği halde, daha ucuz bir tarifeye tâbi tutuluyorlar da en büyük müstehlik ve müşteri Tramvay kumpanyası elektriği neden 3 kuruş 10 paradan alıyordu? Hakikatte aralarînda muvazaa vardı. Tramvay kumpanyası elektriği çok daha ucuza alıyor, fakat Elektrik sirketile yaptığı muvazaalı mukavelesinde, 3 kuruş 10 para veriyormuş eibi görüniivordu. Çünkü elektriği, meselâ 60 70 paraya aldığıra mukaveleye yazarsa bilet tarifelerini indirmesi lâzım gelecekti. Tarife komisyonlan bilet ücretlerini tespit ederken şirketin en ziyade elektrik cereyamna verd;p; narayı nazarı itibara alıyorlardı. Elektrik şirketi hükumetce satm alı nıncıya kadar tıkmnda giden iş, ondan sonra bozuldu. Çünkü ikiz hemsirelerden Elektrik «prketinîn vrînp ^afıı Veksleti Tramvay kumpanyasının lstanbul Elektrik müdürlüğüne ödediği elektrik ücreti 600,000 lirayı bulmaktadır. Ay nca kilovat başma 40 para da istihlâk vergisi vermektedir. Bu suretle Tramvay şirketi, sırf hemşiresi Elektrik kumpanyasile yaptığı muvazaalı kuntrat yüzün den şimdi elektrik cereyamna eskisinden fazla para vermeğe mecbur olmaktadır. Tramvay kumpanyası, muvazaayı itiraf edememekte ve eskiden ben Elektrik şirketinc çok daha az para veriyordum, diyememekte olduğu için, şimdi krvramp durmaktadır. 1937 senesinde 2,425,000 lira kazanmışken ve bu sene ise daha fazla para kazandığı muhakkakken ziyan ettiğinden şikâyet etmesi bundan ileri gelmektedir. Kumpanya erkânı, geçen sene Elek trik şirketinin imtiyazmı satarken Tramvay kumpanyasının imtiyaz ve tesisatmı da beraber satmadığı için Spesiyal'i muahaze etmektedirler. Tramvay şirketi, işte bu yüzden, imtiyazını satmak istemektedir ve 14 milyon lira gibi fahiş bir para istemiş olmasına rağmen, nihayet Nafıa Vekâletinin teklif ettiği parayı kabule mecbur olacaktır. vermiştir. Fransız hükumetinin atlattığı varta Kont Ciano Peşteden ayrıldı Budapeşte 22 (a.a.) îtalya Hariciye Nazırı '. UL Ciano ve yanındaki zevat, bu sabah saat 7,20 de Romaya müteveccihen hareket etmişlerdir. Kont Ciano Macar Hariciye Nazırı Csaky'yi Romayı ziyarete davet etmiştir. Karabükte belediye teşkilâtı Ankara 22 (Telefonla) Karabük demir ve çelik sanayiinin kurulmasile ehemmiyet kesbetmiş, bir taraftan da yepyeni bir şehir meydana çıkmıştır. Bu vaziyet üzerine belediye teşkilâtı yapıl masına idarî lüzum görüldüğünden Ka rabüke usulen bir tahkik heyeti gönderilmişti. Heyet 2294 müntehibi olduğu anlaşJan Karabükte belediye kurulup kurulmaması hususunda umumî reye müracaat etmiştir. Reye 1482 kişi iştirak etmiş, bunlardan 1475 i kanuna uygun olarak reylerini kullanmak suretile bele diye teşkilini istemislerdir. Bu muamelevi tetkik eden Devlet Şurası heyeti umumıyesi de belediye tesisıne ittifakla karar verdı. Dükkân, mağaza ve evler inşası suretile günden güne büyüyen ve hatta siır.diden bazı arsaların metresi 10 15 liraya çıkan Karabük belediyesi ilk sene 12 bin lira, 2 sene sonra da bunun 2 mislı varidat temin edebilecektir. Ankara 22 (a.a.) Memleketimizin 138 yılı tütün rekoltesi 62 milyon kilo olarak tahmin edilmektedır. Sark tütünleri yetiştiren komsu devletlerden Yunanistanın bu seneki re Reylerin tasnifinde yanlışlık mı Bu gazete, Romanyanın bloka duhulü koltesi 60 milvon, Bulgaristanın 33 miloldu? ihtimaline karşı kapının açık bırakılmış yon raddesirdedir. Paris 22 (a.a.) Meb'usan mecli olduğu mütaleasındadır. Ceviz ihracatt sinin finans kanununun ikinci maddesi îtalyan Hariciye Nazırı Ciano MacaS Karahisar 22 (a.a.) İkinciteşrinhakkında verdiği reyin kontrolu esnasın ristanla Yugoslavvanın arasını bulmak ve ^"n itibaren bur*"me kadar iVemizden da dört meb'us, hükumet aleyhine rey Yugoslavyadaki Mcar ekalliyet mesele 10 bin kilo kobuklu ve vüz kilo ic ceviz verdikleri halde reylerinin hükumet le sıni dostça halletmek üzere tavassutta bu i^rac edilmıVir. Pevked len malm behine verilmiş olarak gösterildiğini söyle lunmuştur. Cünkü İtalyan haricî siyaseti deli vetmi? üç bin dört yüz lira tut mişler ve tashih taleb etmişlerdir. Bu va nin temelı P"daneşte ve Belsrad'a s'kı mu=tur. ziyette hükumet, bir reyle ekalliyette kal dos'hŞa ve Roma Berlin mihverine is4 Sandık afyon yakalandı 1 mış oluyor demektir. Fakat yalnız meclis tinad e Emniyet ikinci şube kaçakçılık büroriyasetinin bildirdiği rey neticesi nazarı su memurları, dün gece saat dokuz radKembric gene galib dikkate ahndığından, bu vaziyet hüku delerınde iki afyon kaçakçısını yakala Torino 22 (a.a.) Cambridge, Oxford mete dokınmam'ktadır. mışlardır. Halicde bir sandala dört sanÜniversiteleri kayakçı takımları ara Leon Blum Amsrikoya gidiyor Pursa Posta müdürü smda Sestriere ^ecidindc yapılan ikinc dık afyon yüklerken yakalanan bu kaParis 22 (Hususî) Sosvalist fırka çakç'lar, ilkönce incir naklettiklerini söyAnkara 22 (Telefonla) Vekâlet müsabakayı Cambridge takımı kazansı lideri e:ki B?~vekil Leon Blum'un kâ rn^tır. Bu takım 1150 puvanla başta gel lemişlerse de bilâhare hakikati itiraf et emrine almmış olan lstanbul Posta münunu^ani zarfında Arr.erikaya gideceği mekte ve Oxford takımı 1114 puvanla mişlerdir. Bunların isimleri Laz Ali ile dürü, Bursa Posta müdürlüğüne tayin Kademdir. edilmiştir. onu takib etmektedir. ye çeküdi: Aman, dedi, ben bakamam. Fakat Nevzadla Halim, köpeğin arka ayaklarıle beraber kafasımn da parçalanmış olduğunu görüyorîardı. Salim Bey onlara b a k ? ^ '•'; tekrarladı: Değil mi? Hal'm mırıldandı: Evet... Kafası da ezilmiş hayvanm. Nevzad doğrulmuş, kaşlarını çatmış, köpeğin ölüsüne bakarak düşünüyordu. Birdenbire Salim Beye dönerek sordu: Siz bunu gördüğünüz başı sağlam mıydı? İhtiyar adam güldü: İşte Saime burada... Sö> : .. Kadın bağırdı: Tabiî... Yaşıyordu hayvan... Gözleri canhevlile fıldır fıldır dönüyordu. Nevzad kadma ve köpeğe hayretle bir kaç defa bakarak: O halde?.. diye sordu. Salim Bey cevab verdi: O halde, gayet basit: Bizden sonra bu hayvanm başını taşla ezmişler! Ararsak belki taşı da buluruz. Kim ezmiş olabilir? Çocuklar mı? İhtiyar adam cevab vermedi ve taşı aramak için uzaklaştı. Yerlere iğiliyor, kalkıyor, eline geçirdiği bir taşı muayene ederek bırakıyordu. Halimle Nevzad da aramağa başladılar. Fakat o taraflarda kan izleri taşıyan ağır bir taş bulamadılar. Salim Bey başmı salladı: Bu da gösteriyor ki, dedi, cinayeti yapan insan delilini orta^ 1 ' ' Ui rînağa da lüzum görmüş. Nevzad güldü: Siz bunda bir cinayet vak'ası mı görüyorsunuz? Eh... Yok yere bir hayvan öldürmek de cinayettir. Kanunlarımız meneder. Herhalde bu hayvanın öjdürülmüş olduğu muhakkaktır. Nevzad, omuzlarını silkti: Olabilir, dedi, buradan geçen biri acımıştır hayvana, başma ağır bir taş indirerek onu eziyetten kurtarmıştır. Ve elini mütekaid askere uzatarak: Allahaısmarladık! dedi, biz vapuru kaçırmıyalım. İki arkadaş da iskeleye doğru hızla yürüdüler. Nevzad gelirken olduğu kadar dikkatli değildi. Sinirli adım atışlarile srk sık çamura basıyordu. Acaba birşey sezdiğı için mi böyle sinirliydi? Halimin içinde bir mücadele vardı: Bir yandan Selmanın gizli davetıni Nevzada hemen haber vermek, bu tehlikeli ve çılgın kadından hemen uzaklaşmasını ona tavsıye etmek istiyor, bir yandan da; hiç değilse bir defa Selmanm vadettiği zevke sahib oluncıya kadar susmayı düşünüyordu. Onun ruhunda bu mücadeleyi temsil eden şekiller gayet garibdi; hatta komik: Kendi karısının yüzile Selmanın bacağı, yahud belinin şimşekli bir kıvrılışı nöbetleşe gözünün önüne geliyordu. Bazı anlarda Selmaya karşı öyle kuvvetli bir zâf duyuyordu ki, yanında Nevzad olmasa hemen yalıya dönmeği düşünebilirdi. Vapura girinciye kadar Nevzad da ona birşey söylemedi. Kamarada gene tenha bir köşe buldular. Nevzadın kaşları çatıktı. Halim ondan şiddetli bir sitem bekliyor, şüphesinin manasız olduğunu anlatmağa veya herşeyi itiraf etmeğe hazırlanmak istiyordu. Kararsızlığm verdiği sıkmtı içinde başını önüne iğdi. Düşünüyordu: «Ben ahlâksız bir adam değilsem söylemeliyim.» Ömründe ilk defa olarak, en sevdiği arkadaşma ve karısma karşı ahlâkı böyle bir imtihan geçiriyordu. Nevzad birdenbire yumruğunu dizine vurarak: Şu Salime kızıyorum! dedi. İkide bir Selmanın gayritabiî bir mahluk olduğunu bana ispat etmeğe kalkıyor. Gayritabiî de değil, sade. Çünkü Selmanın alelâde bir kadın olmadığını ben de biliyorum. Benim için harikulâde olan birşey, artık bu neviden hiçbir hassasiyeti kalmamış bir ihtiyar için gayritabiî olabilir. Bunlar kelime meselesi... O değil... Beni kızdıran şey Salimin bazı acayib iddialarıdır. Ağzında geveliyor, iyice söyliyemiyor amma tabiî anlaşılıyor: Bu adama göre Selma delidir, vahşidir, ne bileyun ben, münasebetsiz dejenerenin biridir. Bana göre bilâkis, Selma, orta adamlarm anlıyamıyacakları hassasiyet nüanslarile dolu bir kadındır. Anlaşılmıyan ruhlara deli demek âdettir, malum ya... Bunlan söylerken Nevzadın yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Halim şaşırdı. ArKadaşına hakikati söylemenin kendi tarafından olduğu kadar onun tarafından da zor birşey olduğunu görüyordu. Salim Beyin mutedil tenkidlerine tahammül edemiyen Nevzad, Halimi sükunetle nasıl dinliyebilirdi? (Arkasi vari Paris 22 (Hususî) Meb'usan meclisinde bugün Maliye Nezareti büt çesi müzakere edilmiştir. Bu münasebetle hararetli münakaşalar cereyan etıniş ve birçok hatibler hükumetin malî siyasetile Mihverin yeni muvaffakiyeti yeni malî emirnameleri şiddetle tenkid etParis 22 (a.a.) Stefani Ajansın mişlerdir. dan: Paris gazeteleri, Kont Ciano'nun Maliye Nazırı Reyno'dan sonra Baş Budapeşteyi ziyaretinin neticelerini tet vekil Daladye söz alarak hükumetin ma kik ederek bu neticelerin Macaristanın lî siyasetini ve yeni emimameleri müda da iltihak etmiş olduğu Roma Berlin faa etmişlerdir. Ncticede, Başvekil Da mihveri siyasetinin yeni bir muvaffakiyeladye kendisine malî tam salâhiyet veril tini ve daha hususî olarak ttalyan dipîomedikçe devlet idaresini deruhde edemi masisinin bir muvaffakiyetini teşkil etyeceğini bildirmiş ve itimad reyi istemiş mekte olduğunu yazmaktadırlar. Bu hal, bazı gazetelere acı ve endişeli tir. mütalealar ilham etmektedir. Bilhassa Bunun üzerine, gruplara istişareye vaEpoque gazetesi, totaliter devletlerin kit bırakmak üzere celse tatil edilmiştir. bundan böyle merkezî Avrupada serbest Celsenin tekrar küşadında hükumetin kalmış olduklarını, halbuki Fransanm teklifi reye konulmuş, meclis, 284 reye Avrupanm bu kısmında bütün nuüfuzu karşı 291 reyle yani ancak 7 kişilik bir nu kaybetmiş bulunduğunu yazmaktadır. ekseriyetle hükumete itimad reyi vermişMacar Yugoslav mukareneti tir. Londra 22 (Hususî) Times'in Maliye bütçesinin müzakeresi Roma muhabiri, Kont Ciano'nun BudaParis 22 (Hususî) Meclis, öğlepeşteyi ziyaretinin Macaristanla Yugos den sonra da müzakerelerine devam et lavya arasında siyasî bir mukarenet tesisi miştir. Maliye Nezareti bütçesinin müzaneticesini vereceğini ve îtalyanın Yugos keresinde maiî kararnamelere aid kanun lavya ve Macaristanın Berlin Roma lâyihasımn ikinci maddesi de reye konmihverinin siyasî çerçevesi dahilinde ve muş ve 265 reye karşı 322 reyle kabul fakat hususî menfaatlere bağlı bir blok c T! • ;r. teşkil edeceklerini yazmaktadır. IBaştaraft 1 incı sahifedel meselesinin kapatılmış bir fasıl telâkki Berlinde bugün neşrolunan resmî bir edilmekte bulunduğunu ilâve etmektedir. beyanname Süveyş kanalı rejiminin tadil Eski Hariciye Nazın Eden bugün edilmesi hakkmdaki İtalyan tezini müda Hariciye Nezaretine giderek Lord Halifaa etmektedir. Vidman, ay nihayetinde faks'la uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Londrada olacaktır. Millî Müdafaa Nazırının nutku İtalya Libyadaki kıtaatını Londra 22 (a.a.) Millî Müdafaa geri çekiyor Nazırı İnskip, dün akşam söylediği bir Londra 22 (a.a.) Stefani ajansın nutukta Ingılterenin dünyanın en müthiş dan: hava müdafaa kuvvetlerine malik olacaHariciye Nezareti müsteşarı Butler, ğını, îngiltere hükumetinin son iki ay zarAvam Kamarasında İngiltere hükumeti fında İngilterenin kuvvetini artırmak için nin, Libyadan geri çağırılan İtalyan as fevkalâde tedbirler aldığını kaydettikten kerlerinin miktannı bilmemekle beraber, sonra gerek kendi gerek bazı arkadaşlaîtalyan hükumetinin İngiliz İtalyan an nnın şahıslan hakkmda dolaşan rivayetlaşması mucibince Libyadaki garnizon leri mevzuu bahşederek arkadaşlannm kuvvetlerini azaltmasından memnun ol memlekete mümkün olduğu kadar fazia hizmet etmeleri temennisinde bulunmuş duğunu söylemiştir. ve eğer gerek kendisi gerek arkadaşları Eden kabineye mi giriyor? Londra 22 (a.a.) Daily Express istihlâf edilecek olurlarsa onlara daha gazetesi, hükumet mehafilinde deveran büyük muvaffakiyetler dilemiştir. înskip, memleket selâmetinin şahsî eden bir gayiayı kaydetmektedir. Bu şayiaya göre Eden'in millî müdafaa işleri menfaatlerin üstünde tutulmak lâzım gelni tedvir eden nezaretlerden birini der diğini kaydederek nutkunu bitirmiştir. uhde etmek suretile önümüzdeki sene zarTayyare inşaatı artıyor fında kabineye girmesi muhtemeldir. Hava Nazırı Sir Kingsley Wood, ABu gazete, Eden'in kendisinin kabi vam kamarasında beyanatta bulunarak, neye tekrar avdet etmesi ihtimali yolunu tayyare istihsalinin geçen seneye nazaran seddedecek olan bir hattı hareket ittiha bu sene zarfında ıkı mısline çıkmış olduzından daimî surette içtinab etmiş oldu ğunu, 1939 senesi zarfında bu istihsalin ğunu yazmakta ve Eden'in istifasına se daha ziyade fazlalaştırılacağını bildirmişbebiyet vermiş olan îtalyan münasebatı tir. Fırtına devam ediyor Budapeşte 22 (a.a.) Son günlerin mebzul karlan, Macaristanla Almanya hududunda hertürlü münakalâtı inkıtaa uğratroıştıı. Almanyaya gitmekte olan hububat yüklü birçok vagonlar yollarda kalmış ve bu hal, ihracat tacirlerini ciddî zararlara uğratmıştır. Don yüzünden Budapeşte sokaklarında yiirüyenlerin kaymamaları mümkün değildir. Birçok otomobillerin kayıp devrildiği ve sokaklarda yürüyen kim selerin düştükleri ve bunlardan iki yüze yakın kimsenin ilk sıhhî imdad müesseseIerine götürüldükleri haber verilmekte dir. Okmeydanı cinayeti IBaştaraft 1 inci sahitede'] * tskandinavya'da Stokholm 22 (a.a.) Bütün îskandinavyada hüküm sürmekte olan kar fırtmaları, şehirlerde ve köylerde birçok kazalara sebebiyet vermiştir. Yola de vam imkânsızlığından dolayı birçok otomobillerin yolda bırakılmasına mecburiyet hasıl olmuştur. Tütün rekoltemiz man bulunup kendisinden, Sarı Mehmedin nerede olduğu sorulmuş ve şu cevab ahnmıştır: « Sarı Mehmed 14 ağustosta Dadaya gitmişti. Nerede olduğunu bilmiyorum!» Arab Muradm ifadesindeki bu mübayenetle cinayetin işlendiği yeri şaşırmadan bulması, zabıtanın ehemmiyetle na zarı dikkatini celbetmektedir. Polis, katillerin rakı alıp sandalla Halıcıoğluna geçip geçmediklerini de tahkik etmektedir. Eğer bu cihet de tahakkuk etmezse, katillerin zabıtayı şaşırtmak için açıkça yalan söyledikleri anlaşılacakhr. Kuyuda vapılan taharriyat hıçbir netice vermeyince, Arab Muradla Kör Hasanın ve hâdisede ismi geçen Remzinin çalıştıklan ve yattıklan Nasibin ahırına gidilmiştir. Arab Murad, kuyu başında, Ihsanm elbiselerini çakrsile kestiğini, kuyuda iki taş arasına koyduğunu, çakıyı da bilâhare gidip ahırda yatağmın başucunda bulunan eski ceketinin cebine sakladığım söylemiştir. Ceketle cebindeki çakı bulunmuştur. Bundan başka Arab Muradm yatağında, içinde 2 kuruşla gene bir çocuğun fotografı bulunmuştur. Bu gencin de hüviyeti tespit edilmiştir. Aran maktadır. Gencin ismi Cemaldir ve bir tarak fabrikasında çalışmaktadır. Diğer taraftan Nasib, maktul îhsam t?nımad'sını söylemiştir. Bu müşahedeler, Arab Muradın ahlâ^î vaziyeti etrafında da tahkikat yapılmasını intac etmiştir. Ahırdan sonra, Murad. Hasan ve Remzinin devam ettikleri İsmailin kahve='ne fnd;'m>s mumaileyh de sorguya '^kilmi'tir. Tahkikata devam edilmektedir. ' L SELMA ve GOLGESi Tefrika : 6 *~* m****** Yazan : Server 1 Bedi J Kadm gene ona göz kırpmadan ve işte Halimin bir türlü mana veremediği şey büyük bir öfke ile bakıyordu. Gitti, koltuğa oturdu, ayak ayak üstüne attı. Odaya iyice karanlık bastığı için yüzünün ve tüllü kollarının birbirinden az farklı beyazlıklarmdan başka hemen hiç birsey görülmüyordu. Nevzad Salim Beyle münakaşasını birdenbire kesti ve ayağa kalktı. Saatine bakarak altı vapuruna yetişmek şart olduğunu Halime hatırlattı. Çubukluda oturan Salim Beyle karısı da gitmek istiyorlardı. Selma hiçbirine ısrar etmedi. Misafirlerini yalının bahçe kapısma kadar götürdü. Eşikte, dimdik durdu ve ayrılırken hiçbirine tek bir kelime söylemedi. Halim ve Nevzad önden yürüyorlar, konuşmuyorlardı. Hâlâ devam eden heyecanını saklamak için birşey söylemeğe cesareti olmıyan Halim, arkadaşma yan gözle bakarak düşünüyordu: «Şüphe mi etti acaba?» Sokağa çıktıklan zaman, Salim Bey etrafma bakındı ve kırk elli adım kadar ötede, duvarın dibinde yatan köpeğin ölüsüne doğru hızla yürüdü; aksi istikamete giden Halimle Nevzada seslendi: Biraz gelir misiniz? İki arkadaş ve Saime Hanim yaklaştılar. Salim Bey köpeğin üstüne iğilmişti. Onları da çağırarak: Bakınız, dedi, iyice bakınız!. Halim ve Nevzad da iğildiler. Salim Bey sordu: Birşey görmüyor musunuz? Nevzad da Salim Beye bakarak: Ne gibi? diye sordu. îhtiyar adam karısma döndü: Saime! dedi, iyi bak, dikkat et! Biz gelirken bu köpeğin yalnız arka bacakları çiğnenmişti. Değil mi? Evet. Şimdi bak... Hayvanm kafası da ezilmiş. Kdm tiksinerek gözlerini kapadı, geri