CUMHURÎYET 14 Birincikânun 1938 ADLiYEDE VE 1940 olimpiyad MAHKEMELERDE oyunlarma davet Okmeydanında bulunan Finlandiya, altmış millete mektub gönderdi Karısmı öldürmekten suçlu cesedin hüviyeti Kozyatağı cinayeti Dün Morga gelen 25 Kadın, Bulgaristandan geldikten sonra kocası kişi ölüyü tanımadı, otopsi yapıldı olan Hasandan gittikçe uzaklaşmış ve Okmeydanındaki cesed tahkikatile kocası olmıyan Hasana yaklaşmış... meşgul olan zabıta, iz üzerinde çalışır ••§••••••• bahçıvan Ağırcezada en, Kulaksızda kahveci Caferin ortağı Erenköyünde Kozyatağında bir kadı mekten muhakeme edilen adam, babası! •lan Arnavud Lutfi isminde birisini, şüpSaçı dibden tıraş edilmiş, işçi göm nın öldürülmesi ve bir erkeğin yaralan he üzerine yakalamıştır. Lutfi, kendisine ması davası, İstanbul Ağırceza mahkeme lekli Halil çocuk, katı kunduralarla takır isnad edilen suçu inkâr etmekte, böyle bir sınin baktığı yeni bir davadır. Muhakeme tukur yürüyeıek, sahid yerine gelince, hüeyden haberi olmadığını söylemektedir. edilen, bahçıvan Hasan İşbilen, üç ço viyeti araştırıldı, Sonra reis: Lutfiden şüphe edilmesinin sebebleri, Bu Hasan, dedi, babandır senin, cuklu kansı Fataıayı yol üstünde bıçakla abancası olup olmadığı sorulunca «yokyere sermekten ve Fatma ile ayni evde değil mi? Hayvanların uyuz hastalıkları mücadelesinde kullanılmak üzere Galur» dediği halde, yattığı yerde yapılan Baba, oğul bakışhlar. Çocuk, başını oturan dülger ustası Hasanı yaralamakvanize saçtan mamul «50» aded uyuz banyosu kapalı zarf usulile satın aramada tabanca bulunması ve panta Bir avuç nüfusile olimpiyadlarda natan mahkemede... Ceza kanununun 449 salladı: alınacaktır. onunda da kırmızı bazı lekeler görül zarları üzerine çeken Finlandiya, ouncu maddesinin 1 inci bendine ve 447 Evet, babamdır! Banyoların beherinin muhammen fiatı «200 » lira, c 50 > banyonun impiyad oyunlarını, kendi topraklarınmcsidir. mecmu fiatı « 10,000 » lira, muvakkat teminat * 750 » liradır. nci maddesi delâletile 456 ncı maddesi Şahidlik edecek misin? Tahkikatla Adliye cephesinden meş da yapabilmek için senelerdenberi çırBanyolarm plân ve şartnamesi parasız olarak Vekâlet Levazım Münin 1 inci fıkrasma göre muhakemesine Ben, babama şahidlik etmem! gul olan Müddeiumumî Feridun Baga pmıp durmakta idi. dürlüğünden alınacaktır. karar verilmiş olan Seyid Ali ile Fat Öyleyse çekil! İhale 20/12/938 tarihine musadif salı günü saat 15 te Vekâlet Satınalna, bu pantalonu Adlî Tıb kimyahane Uzakşarkta patlak veren harbin uzun manm oğlu Hasan İşbilen, 38 yaşmda Çocuk, gerisingeri giderken, gene ba sine göndertmiş, oraca derhal tahlil ya sürmesi üzerine on ikinci olimpiyad ma Komisyonunda yapılacaktır. imiş... basile gözgöze gelerek, durdu: Taliblerin teminat mektublan veya makbuzlannı ve «2490» sayih pılmış ve kırmızı lekelerin kan olmayıp lar, Japonyadan Finlândiyaya devrediTahkikata göre, bu Hasan, kansı Fat Benim bir çift sözüm var size! lince esasen kulağı tetikte olan Finler, kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarım havi kapalı zarflaboya olduğu anlaşılmıştır. nnı mezkur tarihte saat 14 e kadar Satmalma Komisyonu Başkanlığrna ma ve çocuklarile beraber bundan 4 sene Söyle! Diğer taraftan Morgda teşhir edilmek zamamn çok kısalığına rağmen oyun teslim etmeleri ve saat 15 te Komisyonda hazır bulunmalan t4883» (857^ evvel Bulgaryadan gelen ve Lülebur Ben babamı isterim. O olmazsa, te olan cesed, 25 kişiye gösterilmiştir. larm hazırlığına büyük bir hız vermekgaza iskân edilen ailelerdendir. Bir müd ben kiminle yaşarım? Bunlar, cesedin kime aid olduğunu kes te bir an tereddüd bile etmemişlerdir. det sonra İstanbula gelince, muvakkaten 19 teşrinievvelde Helsingfors'ta yapı Baban muhakeme edilecek. Haydi tirememişlerdir. Bundan sonra otopsi yaotelde kalırlarken, Fatma duvarcı ustası sen şîmdi git! lan bir toplnatıda nazırlardan Rangell, pılmışhr. Otopside, ilk tahmin hilâfına, Necib oğlu Hasanla tanışmış, kocasile Benim babamda kabahat yoktur; baştaki iki deliğin kurşunla açılmadığı, Finlandiya olimpiyad komitesine reis geçinemiyor, onun tarafından dövülüyor kabahat annemdedir! seçilmiş ve on ikinci olimpiyadlara işya taşla, ya da katı başka bir cisimle muş. Gittikçe, kocası olan Hasandan utirak edecek olan altmış mllete hitaben Onu mahkeme tahkik eder. Sen açıldığı ögrenilmiş, böyle rapor yazıl yazılan davetiyeleri imzalamıştır. zaklaşıp bu kocası olmıyan Hasana yakmıştır. çekil! laşmış. Bunu takib eden, kocamn barışFinlândiyada yapılacak olimpiyad oO çekilince, evvelce yeminsiz alınan Vak'anm bir cinayet olduğu, bir kim yunlanna, alfabe sırasile Efganistan, ma teklifini red safhasmı müteakıb da ifadesi okundu. O ifadesi, annesini ba senin, taşlık çukura yuvarlanarak veya Cenubî Amerika, Almanya, Amerika, yol üstü cinayet! basmın dövdüğünü, annesinin kendisini, başka suretle başını taşa çarparak bu şe Arjantin, Avustralya, Belçika, Ber Mevkuf Hasan, dinc tavrrlı bir adamekmek parası çıkarmak için bir kahveci kilde ölemiyeceği kat'î bir kanaat şek müde adalan, Bolivya, Brezilya, Bul dır. Tok bir sesle, mahkemede şöyle diyanına çırak verdiği şeklinde başlıyor, bu lindedir. Sonra, maktulün başka bir yer garistan, Kanada, Seylân adası, Şili, nevralji, kırıklık ve bütün ağnlannızı derhal keser. yor: arada «yolda babam, ekmek bıçağile an de öldürülerek cesedi Okmeydanına ge Çin, Kolombiya, Kostarika, Küba, Da Karı çıkıp gitmiş. Aylarca yüzünü icabında günde 3 kaşe alınabilir. nemin göğsüne doğru vurdu. Bu sırada tirilip atıldığmdan da şüphe edilmiyor. nlmarka, Mısır, İspanya, Estonya, Şicrörçımedim, izini bulamadım. Ben, onu Hasan cebinden metre çıkarmca, babam Çünkü, bu soğuk havalarda bir kimsenin malî Amerika, Fransa, İngiltere, YunaLülebursaza gitti, samyordum. Meğer bunu silâh sandı, Hasanı da kalçasından don, gömlekle Okmeydanında dolaşmı nistan, Guatemala, Hagti, Holanda, Mabenim bulıınduğum yerde, Kozyatağın bıçakladı, bıçak kalçada saplı, sallandı. yacağı hesaba katılıyor ve giyinişine gö caristan, Hindistan, İrlanda, Slavda, da imis! Bir gün yolda rastladım. Bana 1 Eksiltmiye konulan i ş : Biga Karabiga yolu üzerinde betonarme Hasan düşünce babam kaçtı. Hasanda re, öldürülenin üstü kapalı bir yerdeyken Italya, Jamanya, Japonya, Letonya, bir yerde hizmetçilik ettiğini söyledi. Ben, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Meksika, olarak yapılacak olan köprüler inşaatı keşif bedeli 12880 lira 49 kuruş olup silâh yoktu. Asıl vak'ayı gören benim. öldürüldüğü de muhakkak sayılıyor. «öc çocuk var aramızda; gel, bamalım!» Monako, Nikaragua, Norveç, Yeni Ze bedeli ihalenin 12300 lirası 938 senesinde bakiyesi 939 bütçesinin tasdikinde Ne annem küfretti, ne de Hasan sövdü. Müddeiumumî Feridun Bagana, tah lânda, Filistin, Paraguay, Peru, Filipin, tediye olunacaktır. dedim. «Yann gelirim» diye razı olmuş Babam, annemin göğsüne bıçağı öyle kikatı ehemmiyetle genisletmektedir. 2 Bu işe aid şartnameler ve. evraklar şunlardır: . . wnrününce, yakasını bıraktım. Polonya, Portekiz, Romanya, İsveç, îshızlı sapladı ve bıçağı bir beşibirlik bü A Eksiltme şartnamesi. Hasan, birden ertesi güne atladı: Uçer gün hapis viçre, Salvador, Çekoslovakya, Türkiyüklüğündeki yarada öyle kıvırdı ki, kan B Mukavele projesi ye, Ürüguay, Venezüellâ, Yugoslavya Karakolda bizi barıştıramadılar. Paşa zade olduğunu söyliven Cevad C Bayındırlık işleri genel şartnamesi fışkırdı. Ben, koştum, mendille yarayı hKan, ben, bir de o Hasan, çıktık. Yolda isminde birile Beyoğlunda İmam soka davet edilmişlerdir. D Tesviyei türabiye şose ve kârgir inşaata dair fennî şartname. kadım. Annem Hasanm metresi değil, çidiyorduk. Ben, bir ara, Hasanda siğında Melâhat, randevu evi işlettikleri E Hususî şartname. Flnlândiyalılar olimpiyad oyunları yanında hizmetçisiydi» şeklinde bitiyorkaydile. dün Emniyet müdürlüğü dör nın muntazam cereyanı için büyük haF Keşif cetveli, metraj cetveli fiat bordrosu. lâh vardır, ihtiyat olsun, diye o civardaki du. G Malzeme grafiği. düncü şubeye getirilmişler, orada her zırlıklar yapmaktadırlar. bakkahn dükkânına girmiş, tezgâh üstünBu ifadeye ne diyeceği sorulunca, ço ikisinin de parmak izleri almmak isteİstiyenler bu şartnameleri ve evrakı Çanakkale Nafıa Müdürlüğünde deki ekmek bıçağını alıp cebime sok Şehrimize gelecek ecnebi bedelsiz olarak görebilirler. cuğun babası, tek kelime savurdu: nilmiştir. Cevad, buna itiraz etmiş, razı mustum. Sonra... Sonra yolda Fatmaya 3 İhale 2/1/939 tarihine musadif pazartesi günü saat 15 te Vilâyet olmamıştır. O arada bazı evrak da yır Yanhş! takımlar «Yapma, etme!» dedimse de dinîemedi Makammda toplanacak Daimî Encümende yapılacaktır. tılmıştır. Öteki şahidler, muhakeme edilen adaYılbaşı tatili dolayısile şehrımizde beni, beraber yaşadıaı Hasan da tuttu 4 Eksiltme kapalı zarf usulile yapılacaktır. mı evvelce yanında bahçıvan olarak çaBunlar, müdiriyette vazife ifası sıra üç maç yapmak üzere Galatasaraya mükolundan «onu ben götüreceğim!» dedi. 5 Eksiîtmiye girebilmek için isteklilerin 966 lira 38 kuruş muvakkat hştıran Erenköyünde Kozyatağında 4 smda memurlara karşı müessir fiil ika racaat eden Upeşt Macar futbol takımı teminat vermeleri ve ihale gününden nihayet 8 gün evveline kadar Vilâyet Bu ara karı bana bakarak hırslandı, ânumarada tüccardan Kemal, Kozyatağın etmekten Adliyeye gönderilmişler, Sul Cenubî Amerikada yapacağı büyük bir makamma müracaatle alacakları ehliyeti fenniye vesikasım ibraz etmeleri şığı Hasana «Ne duruyorsun? Vursada îsa karısı Saime, bakkal Hasan, renç tanahmed üçüncü sulh cezada muhake turne dolayısile bu tarihte gelemiye ve 938 yılına aid Ticaret Odası vesikasım ibraz etmeleri lâzımdar. na!» demesile beraber de başım sersetn6 Teklif mektublarmın yukarıda yazılı gün ve saatten bir saat evper Cemil, rençper Hüseyin, arabacı ve meleri görülmüş, üçer gün hapis kararı ceğini bildirmiştir. ledi, çünkü ikisi beni araya alıverdiler, veline kadar makbuz mukabilinde Daimî Encümene verilmesi lâzımdır. Posta bahçıvan Mahmud, Kozyatağı karako • verilmiştir. Macaristan likinde üçüncü vaziyette bir tokat yedim. Am<ma tokatı Fatma m ile gönderilecek mektublarm nihayet saat 14 e kadar geljniş olmalan lâzımdır. lunda 1743 numaralı polis memuru Fabulunan Kispeşt takımı da yılbaşı tatil Kasden yangın davası attı, Hasan mı? Bilmem. Üçümüz bir Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (9081 )' İk... Bir kasden yangın davası, İstanbul A münasebetile Upeştin yerine üç maç arada kapıştık! Bunlardan Cemille Hüseyin, yol üstü ğırceza mahkemesinde son safhasma yapmak üzere İstanbula gelebileceğini Bahçıvan Hasan susmuştu. Susmas bildirmiştir. Kispeşte muvafık cevab vekoşuşan iki adam gördüklerini, Mahmud gelmiştir. birkaç saniye sürmüştü ki reis Refik rilmiştir. da Hasanm kendisine «kanmı vurdum» Müddeiumumî, muhakeme edilen kun sordu: Millî takım güreşçileri Anka dediğini anlattılar. Kemal, vak'aya şahid duracı Bekirin, «Mağdeburg» sigor Fennî ve sıhhî bir slirette imal edilen Sonra? olmamış. Saime de, kiraya verdikleri yer şirketinden 7000 lira sigorta bedelini alraya mı gidecek? Hasan, omuz kaldırdı: de Fatma ile dülger ustası Hasanın otur mak üzere, kasden yangın çıkardığı saGüreş federasyonu, millî takım gü Sersemlemişti başım, sonrasım ha duklarım biliyor. Polis Faik, karako bit olduğunu söylemiştir. Dükkâna ben reşçilerini iyi bir şekilde hazırlamak ve tırlamıyorum artık! safhasmı müteakıb cinayet olunca, kaçan zin dökülerek, tahtalarm kibritle nasıl onların çahşmalarını yakinen kontro Davacı Hasan, mahkemede yoktu tutuşturulduğunu anlatmış ve ceza is bahçıvan Hasanı takibe yollanınış... temiştir. Muhakeme edilenlerden Emin etmek maksadile Ankarada toplamağı Celbnameye verilen şerh, kendisinin şim Bilumum yanıkları, traş yaralan v. s. Ortalık kararıncıya kadar süren mu le Şakirin de, yalan yere şahidlikten tasavvur etmektedir. Çoban Mehmed di nerede bulunduğu öğreniletnediği şek hakeme, vak'ada yaralı Hasan aranıp cezalandırılmaları isteğinde bulunmuş Büyük Mustafa, Yaşar ve Halil gibi gü linde idi. reşçilerimiz iş bultmduğu takdirde AnŞahidler; bunlardan ilk dinlenilen, bulunmak, başka şahidler çağnlmak ve tur. Muhakeme, müdafaa ve karar için karaya almacaklardır. kalmıştır. Halil, 12 yaşında idi. Annesini öldür tahkikat genişletilmek üzere, kaldı. Çin Japon harbinin uzaması dola yısile 1940 senesi temmuzunda Tokyoda yapılması Berlin olimpiyadlarında kararlaştırılmış olan on ikinci olimpiyad oyunlarının Finlândiyada yapılmasma karar verilmişti. 3.800,000 nüfuslü olan Finlandiya. muhtelif sporlarda ve bilhassa atletizm sahasında pek büyük muvaffakiyetler göstermiş, 1912 de yapılan Stokholm olimpiyadlarında parlıyan meşhur mukavemet yarışçısı Kalehimaynen'den sonra dünyanın en iyi disk atıcısı Niklanderi, cirid atıcılarmdan Jarvinen isimler: spor tarihine geçen Pavo Nürni, Ritola, İsoloho ve Salminen gibi mcş hur atletleri de birbiri arkasmdan ye iştirmiştir. Kuvvetlerınizi arttırmak, varlığmızdan son derece bir randıman almak, bedenî, ruhî ve manevi hasletlerinizi büyütmek ve yetiştinnek istersiniz değil mi ? Behemehal F O S F A B S O L şurubunu içiniz. ( F O S F A R S O L ) daima kanı tazeler, kırmızı yuvarlacıklan çoğaltır Görmek, işitmek, koklamak hassalarını arttırır. Halsizliği, tembelliği, uykusuzluğu, fena düşünceleri giderir. Zekâ ve hafızayı parlatarak hiç umulmıyan vücudlarda bile enerji, cesaret, azim ve irade yaratır. Sinir ve adale manzumelerini sağlamlaşhrarak asabî buhranları, düşkünlüğü önler ve şifalandınr. Hususile belgevşekliği ve ademi iktidarda mide ve barsak tembelliğinden doğan hazımsızlık ve mııannid kabızlarda, tifo, grip, zatürrie ve sıtma nekahatlerinde şayani hayret faydalar temin eder. Ve derhal kilo aldrnr. F O S F A R S O L'u diğer kuvvet ilâclanndan ayıran başlıca hassa devamlı bir surette kan, kuvvet, iştiha temin etmesi ve ilk kullananlarda bile azamî bir hafta içinde tesirini göstermesidir. Muhterem doktorlarunız tarafından yüz binlerce vatandaşa kemali itimadla tavsiye ediien F O S F A R S O L Sıhhat Vekâletimizin resmî müsaadesini haizdir. Her eczanede bulunur. GAYET BASİT Ziraat Vekâletinden: NEVROZİN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, Çanakkale Encümeni Daimisinden: VİROIA VİROZA TEDAVi EDER. VİROZA Tefrika No.66 Fakat, zavalh Feriha, ne de olsa dayısmdan çekiniyordu. Kimseye görünmek istemiyor, hele dayısı duyacak, diye pek korkuyordu. Hacı Hüsameddin Efendi merhutn, bizim evlenmemizi herkesten çok istiyordu amma dedikoduyu hiç sevmezdi. Saatlerce güvertede yalnız başımıza dolaştıSımızı duyacak olsa belki de kızacaktı. Feriha bundan korktu. Belli etmek istetniyordu. Onun için kamarama gideceğim, dememiştir de (döneceğim) demiştir. Bundan ne çıkar?.. Ben o gece, nişanlımla beraber değildim de nerede idim?.. Adnanın kıiığına girdim de sizinle beraber oyun mu oynadım?.. Bunu mu demek istiyorsunuz?.. Oyleyse pek gülünc!.. Muhteşem Hanımefendiyi, ben Nakleden: KEMAL RAG1B pek ince, pek zeki tanırdım. Kendilerinuı bir dakika için bile böyle düşünebilecek Itrine, inanmak istemem. Haydi, salon da bulunanlann hiçbirisi tanıyamadı, dı yelim. Hacı Efendi de mi tanıyamad Bedriye Satvet Hanımefendi de mi ar lıyamadı. İmkân var mı buna?.. Sonrc sizlerle de o gece uzun uzun oyun ayna dık. Ertesi günü bcnimle konuşurken ta nımaz mıydınız?.. Hem, ben nasıl olı da kendi efendimi öldürebilirim?.. Dü şünsenize bir kere, o öldükten sonra ber yerimi, ekmek paramı, hepsini kaybettim. Hacı Efendi, yakında işlerini tasfiye edecek, kendi yerine beni bırakacaktı. Ayrıca bana sermaye verecekti. O ölünce ben bunlarm hepsinden mahrum kaldım. Bir insan ne olursa olsun, bu kadar delilik yapamaz!.. Haşmetin sözleri o kadar kuvvetli idi ki bütün yolcular onu dinlerken hep birden başlarını sallıyorlardı. Herkes ona hak veriyordu. Zavalh Sadeddin, büsbütün sıkıldı, bozuldu: Doğru, dedi, ben de zaten siz yaptınız, demiyorum. Yalnız haniya, o gece siz nişanlımzla beraberdiniz ya, bugün zavalh Feriha sağ değil... Onunla beraber olduğunuzu nasıl ispat edebileceksiniz?.. Muhteşem Hanımm defterine bakarsak beraber olmadığınız anlaşılıyor. Onu demek istedim. Mademki bu defteri Muhteşem tanım yazmış, bütün bunları bir araya oplayıp onlaıa baka baka bir ipucu buan da gene kendisi imiş. Bir yandan da •iyorsunuz ki Hacı Efendi ile yeğenini Idüren, ikisi de bir adamdır; öyleyse sounuz bakalım, gene Muhteşem Hanı nefendiye, zavalh Ferihanın denize atıldığı gece ben nerede raıişim? Kimin nında imişim?.. Fırtına gecesi, salonda beraber değil miydik?.. Geldiği zaman ben' orada buidu. İki lokma birşey yiyorJum. Sonra da bir saatten fazla beraber oturduk. Hiç yanından aynlnıadım. Öyle değil mi?.. Buna ne buyuracaklar?.. Haşmet, bütün bunları söylerken sanki kendini müdafaaya tenezzül etmiyor gibiydi; sesi bile titremiyordu. Fakat Sadeddin Neomi birdenbire değişti. Sesi, bakışları, hepsi acılaştı: Bence öyle hâdiseler olabilir ki orada şahidlerin de, saatlerin de hiçbir değeri yoktur. Nitekim Hacı Hüsameddinin zehirlendiği sırada nerede oldu ğunuzu bir türlü anhyamıyoruz. Feriha ile beraberdim, diyorsunuz. Feriha öl müştür. Ona sorup anlıyamayız. Hele Ferihanın denize atıldığı gece, o saatte hiç kimse yoktur ki kendisinin başka bir yerde olduğunu ispat edebilsin de, şüphe altında kalmaktan kurtulsun!.. Salondakilerin arasında gene homur danmalar oldu. Sadeddin, hiçbirine al dırmadı: Bir daha söylüyorum: Içimizden hiçbirisi, Ferihayı denize atarlarken ben de filân yerde idim, bunu ben yapma dım, diyemez, Onun hangi saatte, hangi dakikada denize atıldığını hâlâ bilmiyoruz da ondan... Haşmet kendini tutamacîı: Nasıl olur?.. diye bağırdı. Biz Muhteşemle salonda oturuyorduk. Bedriye Hanırn yanımıza geldi. O da Ferihayı arıyormuş. îşte, tam o aralık zavallının çığlıklarmı duyduk. Saat on biri geçiyordu. Ben de diyorum ki Ferihayı öldürürlerken saatin kaç olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. Belki o gece, daha fırtına yeni başladığı sıralarda idi, belki biraz daha sonra... Fakat dakikası dakikasına kestirilip atılamaz. Öteden Bedriye Satvet de atıldı. O gece olup bıtenler, şimdi gene gözünün önüne gelmiş gibi, heyecandan her yeri sarsılıyordu: Ben gözümle gördüm, dedi. llkönce Adnanla konusuyorlardı. Sonra acı acı bağırdığmı duydum. Koştum. Boynundaki şal oradan oraya uçuyordu. Bunu, yalnız ben değil, başkaları da gördü. Sadeddin Necmi, matemler içinde kıvvanan güzel bir kadını daha çok üzmekten çekindi: Evet, hanımefendi, dedi. Bunlan, o gece de gene böyle anlatmıştınız. Ben de yan.mza sokuldum, dinledim. Een dc duydum. Fakat iyi biliyor nvısunuz?.. Ferihd denize düşerken gözünüzle gSrdünüz mü?.. Sizden başka güren oldu mu?« Hayır. ne siz gördünüz, ne de başkası.« Bir çığlık duydunuz, Ferihanın ses!nt benzettiniz. Güvertenin üstünde oradan oraya uçan birşey gördünüz, onun şalum Builara bakıyorsunuz, gene kızın o sırar da denize atıldığını söylüyonunuz. Yal« nız siz değil, başkaları da bu çığlıklan duydu; başkaları da o şalı gördü. En başta Muhteşem Hanım, o da işitmiş, o da görmüş. Fakat bütün bunlar Feriha Fıtnatın, hemen o dakikada güverteden aşağıya atıldığını ispat için elvermez ki... Bir çığlık duyulması, bir şal görülmesi, bir insanm hemen o sırada öldürülmüş olması, demek değildir. Haşmet, yerinden fırladı: Öyleyse sağ mı?.. Ölmedi mi?.. Onu mu söylemek istiyorsunuz?.. Hayır, onu demek istemedim. Yazık ki, zavalh kızcağız, öldü. Bundan yana artık hiçbir ümid yok. Hem de o gece öldürüldü. Yalnız, ne zaman, saat kaçta, bunu bilmiyoruz. Şükrü Paşa, o zamana kadar durdu durdu da birdenbire söze karıştı: (Arftası var)