CUMHURİYET 1 14 Birincikânun 1938 SÜMER ve TAKSİM sinemalannın en seçme filimlerini her hafta muntazaman gösteren: Şehrimizin iki büyük sinemalarında bugün matinelerden itibaren Başında, kırmızı bir ipek mendîl san yorgun argın, ahalimn arasında dolaşırlıydı. Buruşuk, yanık alnı kana bulan ken, külâhının içine toplıyacağı parsanın mı§ sanırdınız. Cildi akbaba derisi gibi kaç para tutacağını hesab ediyordu. parşümenleşmiş incecik boynunun üstünO günkü seyircilerden pek fazla ümide garib bakışlı bir çift ufak göz görülen di yoktu. Halbuki, paraya, o gün her vatüysüz, sivri yüzü kuş yüzünü andınyor kitkinden daha muhtacdı. O zamana kadu. Kılığı acayibdi. Sırtında siyah bir fa dar pek çok defa para ihtiyacı karşısınnilâ. belinde, koyu renkli, enli bir kuşak da kalmıştı. Fakat o günkü gibi dara vardı. Bu kemerde ve ayağındaki san düşütüğünü hiç hatırlamıyordu. Daha o dallarda minimini çıngıraklar takılıydı. sabah, kansı doğurmuştu. Kasabanın öte Bu çıngıraklar, kış geceleri uzaktan du ucundaki Csordas kadınm evinde, sefil yulan kızak çmgıraklarını andıran bir ses paçavralara bürünmüş yatıyordu. Acuze, çıkanyordu. Eskimiş, tere batmış fanilâ borcuna mahsuben o akşam en az sekiz sının altmdan sezilen kuvvetli köprücük pengü vermediği takdirch, dört çocuğile kemiklerinin manzarasmda hayvan kemi beraber kansını da kenöisini de sokağa ğini hatırlatan bir irilik vardu Yol yol atacağını, siyah fanilâlı adama ihtar et damarlı çıplak kolunda, askerlik hatırası, mişti, yürek biçimi bir döğme gorülüyordu. Kulenin saati dördü çaldı. O, hâlâ koGöğsüne doğru krvrık tuttuğu sol koluna şuyordu. Dördü çeyrek geçti... Dört busiyah bir mendil bağlamış, bu mendilin bir çuk oldu... Eczacının dul kansı, koşucuucunu avcuna almıştı. Koşarken, mendi nun, meydanı otuzikinci defa devrettiğini li, yaralı bir siyah kanad gibi ileri, geri hesabladı. Fakat, adamm, ayaklannı oynatıyordu. güçlükle athğı, siyah mendilini yorgun Saatin üçli çalmasım bekledikten sonra hareketlerle kımıldattığı görülüyordu. Kilisenin yanma yaklaştığı sırada, orakoşmağa başladı. İîkbahar gelmişti. Güneşin hafif ışıklan alhnda, ılık bir rüzgir daki delikanlılardan biri, zengin bir çiftürp^riyordu. Geniş pazar meydanmda, çi oğlu, cebinden müteaddid gözlü bir köjlü genc kızlar; pazar esvablanru cüzdan çıkardı ve içinden on florinlik giymiş delikanlılar; koçan gifoi elleri, san kırmızı bir banknot aldı. Siyah fanilâlı kunduıaları, kollarında bastonlarile esnaf adama seslendi: çırakları piyasa ediyorlardı. Koşucu, Meydanı on defa daha dönersen, sağ elinde, ucu rengârenk şeridlerle süs on florin var. lü, alacah bir küçük değnek tutuyor, karKoşucu güliknsedi, başile bir işaret jısına çıkan çiftlere, bu degneğin sert bir yapb ve koşusuna devam etti. Teklifi kaharcketile, kenara çekilmelerini işaret e bul ediyordu. diyoTdu. Onu gorenler duroyorlar, dö Yanş alâka uyandıracak bir şekil al niip bakıyorlar, fakat fazla hayret etmi mışü. Koşucu, meydanı dört defa devretyorlardı. Çünkii, koşucu, muayyen tarih miş, beşinciye başlamıştı ki, delikanlı te kurulan panayırlar kadar şaşmaz bir tekrar seslendi: intizamla, her ilkbaharda Ye ber sonba Hey, daha hızh koş, adam! Böyharda ortaya çıkardı. lesi sayılmaz. Koşucu tekrar gülümsedi, başile muYalnız, bu siyah fanilâlı adamm gelişi kabele etti ve süratini arbrdı. Sekizinci çocuklarda bir telâş uyandırırdı. Onu görünce, bağnşa, çığnşa, alay alay, peşine devirde, delikanlı, telâşa düşerek sordu: Kaç oldu? takıhrlar, onunla beraber koşarlardı. KoAdam, parmaklarile sekiz işareti verdi. şucu, çocuklan, ucu şeridli değneğile dağıttığı için arasıra geride kahrlar, fakat Söz »öyliyecek hali yoktu. Dokuzuncu biraz sonra tekrar, sürü halinde takibe devirde, ellerile garib işaretler yapmağa başlamıştı. Lâkin, kilisenin önünden ge koyulurlardı. çerken gene gülümsüyordu. Bunlann arasmda, sonuna kadar daMeydanı onuncu defa dolaşırken, arayanan, yalnız ekmekçinin tablakân Schilsıra, ileri doğru uzanouş duran kolunu lfang'dı. Koşucunun üç adrm gerisinden gelir ve üstadı yenmek azmilc boyuna duvara dayryor ve o kadar yavaş ilerli koşardı. Siyah fanilâlı adam, bu ncvi yordu ki, hâlâ koşmakta olduğu, ancak, gönüllü rakiblerin, yanısıra koşmasını ayaklanmn telâşlı hareketlerinden belli hoş görürdü. O, kendinden emindi ve Ta oluyordu. Eczanenin önüne kadar gel kiblerinin mağlubiyeti sayesinde kendi ga mişti. Mütekallis çehresinde, o kuş biçi libiyeti daha ziyade mtydana çıkıyordu. mi yüzünde, hâlâ garib bir tebessümün Hakikaten de, o gün, meydanı üçüncü aydmlığı dolaşıyordu. Kovacs tuhahye mağazasının önüne defa olarak devrettiği sırada, tablakâr geldiği zaman, kapalı duran demir kenefes nefese kalmış ve yanştan vazgeç penklere birdenbire çarptı ve boylubo mişti. yunca asfalt kaldınma uzandı. Kilisenin yanmda, dallanndaki taze Etraftan koşuştular. Kırmızı mendil, tomurcuklar, minimini birer yeşil alevi alnmdan aşağı doğru kaymış, gözkapakandıran at kestanesi ağaclarının altında, ları kapanmıştı. Kuş biçimi yüzü kurşun genc köylülerden mürekkeb büyük bir rengine bürünmüştü. Polis memurlan atoplantı vardı. Patırdı, gürültü içinde, haliyi yararak ilerilediler ve fanilâlı adakaldırun üzerinde tükriik yarışı yapıyor mı eczaneye naklettiler. lardı. Beyaz kâğıddan ağızhklara, tanesi Doktor, muayeneden sonra, onun, bir on paralık sigaralar takmışlar, tütürüyorkalb sektesinden öldüğünü söyledi. Ce lar, san tahtadan bastonlanm ellerinde binde, buruşuk yapraklı, parça parça, bir çevirerek marifet gösteriyorlardı. Arasıra, hüviyet cüzdanı bulundu. Bu cüzdanda, pomadalı saçlanna cırlak renkli kordelâadamm, panayırlarda oyun veren Florian Jar bağlamış genc kızlar, serçe parmakla K. isminde birisi olduğu yazılıydı. Ceblerile elele tutuşmuşlar, kalçalanm sallıya rini araştırdılar. 19 filler para, bir parça rak oradan geçiyorlardı. Delikanhlar, ekmek ve üç tane ceviz bulundu. Adam belli etmeden kızların bellerine sarıhyorkırk altı yaşındaydı. lar, onlan ciyak ciyak haykırtıyorlardı. Çeviren: ; Koşucu, iri bir kelebek gibi uçarak, HAMDİ VAROĞLU muntazam fasılalarla onlann önünden geçtikçe, delikanlılar, her defasmda, ona •> takılmak için yeni bir münasebetsizlik, kaba bir alay icad ediyorîardı. Kimisi, elindeki kalın bastonu, adamm ayakları arasma fırltıyor; kimisi, kilise duvarının arkasına saklanıp, o gecerken birdenbire önüne çıkıyor, bağırarak onu korkutu yordu. Fakta, siyah fanilâlı adamı, hiç birşey yolundan ahkoyamıyordu. Usanmadan, meydanm.etrafında fınl fınl dönüyordu. Dirseklerini pencereye dayatnış seyreden, eczacının dul kansı, onun, meydanı yirmi defa dolaşhğmı saymtştı. Koşucu, arasıra etrafma bakmıyor, kalabalığı gözden geçiriyordu. Bir yandan koşuyor, bir yandan da, koşudan sonra, Demirin ölümii Galatasaray lisesi nin fen kolunu bu sene bitirmek üzere olan İktısad proSenenin en kuvvetli ve fevkalâde fransızca sözlü süper filmi: fesörü Zühtünün oğ lu Demir, geçen Patinaj Şampiyonu lerde gripe tutul muş ve hastalık zaSONYA HENiE (DİTA P A R L O ) ( A L B E R T P R E J E A N ) türrieye çevirerek f Güuduz matinelerine "N kendi tabirince, eriParisin gece hayatı: Esrarhaneler, sefahathaneler ve kumarhanelerin ilâveten yerek ermiş ve göziç yüzünü açıkça gösteren aşk, heyecan, ıztırabla dolu ibretiâmiz bir lerini dünyaya yummuştur. eser. Büyük küçük herkesi alâkadar eden bu büyük filmi bilhassa bayanlara tavsiye ederiz. Demir, temiz yüzekli, merd, tatlı ve şakacı olduğu için, arkadaşlan tarafınBazı erkeklerin adatıcı parlak vaiddan çok sevilirdi. lerine, sahte muhabbetlerine inanBeşiktaş SUAD PARK sinemasında | Demir, çalışkan, :çi dolu, vaidkâr olmamak ve kanmamak için bu filim size bir ibret levhasıdır. duğuna rağmen, durgun olduğu için Ayrıca ( A Z A K ) da Ayrıca ( F E R A H ) da kapalı kutu diye öğretmenleri tarafınİstanbulda ilk olarak |P. Richard Willm, Sessue Hayakawa| dan sevilir ve beğenilirdi. HAYDUD AVI • • Seanslaj 7 ve 9 dadır. Demir, şuurlu ve ölgun olduğu için, A Ş K M A N E V R A L A R I Şarkıcı kovboy (GENE AUTRY) mekteb idaresi tarafından kıymetli taç Gece ve günduz 2 Fılim lebe diye takdir olunurdu. Demir mütehassısı Türk PangaltıTepeüstü. A K I N sinemasında ^ mühendisleri kafilesine yetişerek evvel bir an SENENİN ŞAHANE PROGRAMI 1 katılmağa Demir çoktan karannı ver c LiLi DAMiTA ve mişti ve a:lesi tarafından bu mesîeğe Rin Tin Tin Kurtarıcı I hazırlanmakta idi. A Jean Pierre Aumont Henüz 19 yaşını bitirmemişken genc Martha Eggerth Jean Kipura RtN TİN TİN I 8 Foks Jurnal Demirin ölümü ailesi için sızlatıcı ma Gündüz ve gece 8,45 te 2 filim birden I dünya haberleri tem, arkadaşları için derin ve acıklı bir yara, Türk gencliği için de bir kayıbdır. Demirin cenaze namazı bugun çar şamba öğleyin saat 12 de Beyazıd ca miinde kılmacak ve sonra ailesi efra a dile arkadaşlan ve dostlan tarafmdan Şaheseri Sinemasında Edirnekapıda Şehidliğe götürülerek toprağma gömülecektir. *** Vefat Karaferj'a eşrafından Bay Dervişin oğlu ve Derviş, Hasan Cafer, gosterilecek olan Muzaffer, Tekbire, Zelihamn babalan îstanbul Müddeiumumî muavinlerin Muhteşem afiper Hltni gormiyenler için son fırsattır. Acele ediniz. den Feridun Bagananm, Dr. Feruzan Bağanın dayılan Bay Cafer müptelâ olduğu hastahktan kurtulamıyarak dün saat 14 te rahmeti rahmana kavusmuşNOEL İÇİN SİZE NEFİS BİR HEDİYE tur. Cenazesi buşün Cihangir Akarsu Sabri zade Fuad apartımanından saat HARtKULADE BİR PROGRAM HAZIRLANIYOR. 13.30 da kaldınlarak Feriköy camiinde namazı kılmacak ve Feriköv mezarlığı1 SHİRLEY TEMPLE'nîn en son ve en güzel filmi K I R Ç İ Ç E Ğ1 na defnedilecektir. Bütün hayatı mu hit ne 2 MİKİ MAVS'un VALT DİSNEY'in 1938 Noel haftası için hazırladığı retler, iyilikle gecen merhuma mağfi kederli ailesine taziyetlerimizi BABASI bildiririz. Baştan aşağı tabiî renkli ve 1500 metroluk TEŞEKKÜR Vefatile bizleri teesMİKtNİN ŞEN HAFTASI sür içinde bırakmış olan sevgili zevç, ba ba ve akrabamız ANTUAN ÇALYAN'm Çocuklan olduğu kadar büyükleri de memnun edecek kahkaha ile güldürecektir. P e k yafcında MELEK'te cenaze merasimine iştirak veya beyani taziyet lutfunda bulunmuş olan bilcümMevsimin en büyük filmi olan le akraba ve dostlarımıza ayrı a\Ti tesekküre teessürümüz mâni olduğundan sükranlarımızın iblâğına savın gazetenizi tavsit evleriz. Bayan Dul SANTÎN A. ÇALYAN ve oğlu PTYER A. BEG,. K .. ... , ; lürkçe Sözlü ve Arabca Şarkılı HtA ve P. COSTA aileleri. BugUn Kadıköy ÖLÜM SAADET Durağı HALE'de AZAK Gedikpaşa FERAH Şehzadebaşı Asrî Batakhaneler Kara YOŞHİWARA T lKARANGA SÜ A rÇALI KUŞU I Bir hafta daha LA BOHEM ER DANİELLE DARfliEUX'un 1 KATIA ÇOCUKLAR. ÇOCUK BABALAR1. Aşkın Göz Yaşları Emsalslz ve MUkemmel Filmin m •• •• Haftasma bu akşam ^T U II C U Başhyor. Baş rolde ; Arab Mugannisi ABDULVEHAB'ın Bu şaheseri şimdiye kadar 60,000 kişi seyretmiş ve 60,000 kişi yer bulamavıp geri dönmüştur. TAKSİM SİNEMASINDA WALT Cehennem D 1 S N E Y İ Mahkumları SinemamTJim büyük muTaffaki yetlerinden Ehli Salib ve Kleo Patra Haş artisti HANRY WİLCOXON MARİAN MABSH Bu Mevsim için lıa/.ırladığı en güzel filmi tarafından son 3 sene zarfmda vü^ude getırilmiş ve 3,000,000 I dolara mal olmuş... 10 kısımlık ve mükemmel bir I mevzuda uzun metreli BIRİCIK ve HAKIKÎ film I Pamuk Prenses ve «BLANCHE NEIGE» ' (Fransızca sozlü ve şarkılı) 7 CUCE Sinemalarında Noel haftasında gosterilece^tir. SÜMER ve TAKSİM 2 OOO OOO BİR BUGÜN Matinelerden ALKAZAR sinemasında baslıyor. itibaren • MELEK Sinemasında BU AKŞAM Dönyanın en güzel iki sesı i N SA N İMRENDİ. BEN J A M İ N O Gİ G L İ ve TEK F i L M E MARIA Aşk CEBOTARY NELSON ROZALi POVYEL EDDY ve gene bu yılın en güzel eseri tarafından harikulâde surette yaratılan ELEANOR SAADET DUŞMANI Dikkat : Bu gece için localar kâmilen satılmıştır. Numarah koltuklann erkenden aldıniması rica oiontır. Güzellik ıhtiras ve En NeHs Mus'ki Şaheseri olan Ayrıca : En son Paramount dünya havadisleri gazetesi Telefon : 40863 Fllmi takdim edilecektir. ViCDAN AZABI ( I GE ) MA L N 3 AHBAB ÇAVUŞLAR vaTmli^; SARAY ve IPEK * • Numaralı koltuklar bugünden aldırılabilir. Telefon : İPEK : 44289 SARAY 41656 izdihamın önüne geçmek ve halkımızın muazzam bir filmi rahatça görebilmesini temin için TÜRKÇE SÖZLÜ M iL L Q YIL DIZ Bugünden itibaren : Kalkın sevimli artisti [ÂÜÜDÂR V Sineması HAYDUDLAR ARAS1NDA Şahserler şaheseri DEANNE DURBİN'İn ERKEGE