CUMHURİYET Sl Birînciteşrfn 1938 Dün yapılan lik maçlarında Beşiktaş Süleymaniye ile berabere kaldı (Baştarafı 1 inci sahıfede) Atlı mâni müsabakalan dün, çok güzel oldu Ordu mükâfatı müsabakasında yüzbaşı Cevad Gürkan birinci ve üçüncü, yüzbaşı Cevad Kula ikinci oldular Taksim stadyomunda Vefa: 2 Topkapı: 0 Taksim stadyomunda öğleden sonra Vefa Topkapı takımları karşılaşmışlar dır. Oyun maalesef çok asabî, sert ve kavgalı olmuştur. Hakem Ferıdun Kılıc sert ve asabî bir cereyan takib eden bu maç' bozuk bir şekılde idare etmiştir. Takımlar sahada şu kadrolarla yer almışlardır: Vefa: Muvahhid Saim, Abdus, Lutfi, Lâtif, Hüseyin, Muhteşem, Sulhi, Mehmed, Şükrü. Topkapı: Hakkı, Sabahaddin, Besim, Tahsin, Osman, Ziya, Salâhaddin, Kâmil, Yunus, Hamid. Oyun başlar başlamaz hücuma geçen Vefalılar, üçüncü dakika Sulhinin vole bir şütile ilk gollerini çıkarmışlardır. Devrenin bundan sonraki kısmı otuzuncu dakıkaya kadar daha fazla Vefa lehine devam etmiştir. Fakat otuzuncu dakikada Muhteşemin yediği bir tekme ile sakatlanarak sahadan çıkmasını bir kavga takıb etmiştir. Bu vaziyet karşısında ha kem, Vefadan iki, Topkapıdan bir oyuncuyu dışarı çıkarmıştır, fakat bidayettenberi iki tarafın da yaptığı müteaddid fa vullerı görmıyen hakem, esasen oyunu çığırından çıkarmıştı ve Muhteşemin sakatlanarak sahadan çıkması bundan i'erı gelmıştir. Devre bir hercürnerc içinde 10 Vefanın lehine bitti. İkinci devrede Muhteşem sakat olarak oyuna girmıstı Fakat oyunda gene aynı asabî hava devam etti. Bu devrenin yirmi beşinci dakıkasında Vefalı Şükrü takımına ikıncı golünü kazandırdı.. Hakem, oyunu sakin bir cereyana so kabılmek ümıdıle gene Vefadan iki ve Topkapıdan bir oyuncu daha çıkardı ve bu suretle oyunun son on beş dakıkasında lakımlardan birı yedi, dığeri dokuz kışı olarak oyuna devam ettıler. Mac bu surctle sert ve karışık bir şe kilde 20 Vefahların galibiyetıle neti celendı. L Vefa Topkapı maçından intıba hâkimiyette ele geçen müteaddid gol fırsatlarını kaçırdı. Geçen haftaki oyunun kahıamam Hakkı da çok bozuk bir oyun çıkarıyordu. Rıdvanm açıkta mütereddid bir oyunu Beşiktaş hücum hattını tama men atıl bir vaziyette bırakmıştı. Oyunun bu şekli 41 inci dakıkaya kıdar devam etti. Fakat hakemin Süleymaniye aleyhine verdiği bir penaltıdan Beşiktaşlılar Hakkının ayağile ilk gollerini çıkardılar. Bu penaltı, hakikî bir cürmün cezası değildi. Devre bu suretle 10 Beşiktaşın lehine bitti. İkinci devreye Süleymaniyeliler canlı ve atak bir oyunla başladılar.. Beşiktaş müdafaası, Süleymaniyelilerin bu canlı oyunu karşısında müşkül dakikalar ge çirmeğe başlamıştı. Süleymaniye müda faasının uzaklaştırdığı top kolayhkla Beşiktaş müdafaasına kadar geliyordu. Nihayet 20 nci dakikada sol açık Diran güzel bir sıynlışile Hüsnüyü atlatarak Süleymaniyenin beraberlik golünü çıkardı. Fakat Beşiktaşlılar derhal hücuma geçerek Sabrinin ayagile ikinci gollerini yaptılar. Güzel oynıyan Süleymaniyeliler, bu vaziyetten yılmamışlardı. 34 üncü dakikada Süleyman demarke bir vaziyette yakaladığı topu sürerek kısa bir vuruşla Beşiktaş kalesine soktu ve bu suretle beraberliği temin etti. Oyun bundan sonraki kısmı mütevazin Beşiktaş: 2 Süleymaniye: 2 bir cereyanla devam etti ve netice değişŞeref stadında Beşiktaş Süieymani miyerek maç 22 beraberlikle bitti. ye takımları karşılaşmışlardır. B. takımları Beşiktaşhların geçen hafta kuvvetli raDün birinci takımlar maçından evvel kibleri karşısında aldıkları çok muvaffaki yapılan Süleymaniye Beşiktaş B takımyetli netıce dolayısile bu hafta da Süley ları maçı 50 Beşiktaş lehine neticelenmaniye karşısında kolayhkla kazanacağı miştir. ümid edılıyordu. Takımlar mutad saatte şu kadrolarile sahaya çıktılar: İstanbulspor: 2 Hilâl: 0 Beşiktaş: M. Ali Hüsnü, Faruk Fener stadında ilk maç İstanbulspor Nuri, Fevzi, Fuad Rıdvan, Hakkı Hilâl takımları arasında yapılmıştır. Sabri, Şeref, Eşref. İstanbulspor ve Hilâl dünkü maçı şu Süleymaniye: Muvaffak Ruhi, Da niş İbrahim, Orhan, İbrahim Süley takımlarile oynamışlardır: Hilâl: Suad Zeynel, Akif Galib, man, Nedret, Muzaffer, Haraç, Diran. Oyuna güneş altında Beşiktaşlılar baş Suphi, Salim Rauf, Mustafa, Naim, ladılar.. Kısa bir müddet sonra oyunda Hakkı, İlhan. îstanbulspor: Saim Samih, Faruk mahsus bir şekilde hakimiyet kuran Beşiktaşlılar sık sık Süleymaniye kalesine Enis, Seyfi, Tarık Bahri, Rıdvan, Hayinmeğe başladılar. Fakat Beşiktaş hücum rı, Orhan, Kadir. Maçı hakem Tarık idare etmiştir. hattmda geçen haftaki faaliyetten eser Oyun, İstanbulsporluların hakimiyetile görülmüyordu. Ortada oynıyan Scbri, bu başlamıştır. Hılâllılerin gayretli oyunlarına rağmen İstanbulsporluların sık sık Hilâl kalesine inmeleri 25 inci dakikada semeresini vermiş ve Rıdvan birinci golü yapmıştır. İkinci devrede ayni hâkim oyunu de vam ettiren İstanbulsporlular, gene Rıdvanın ayagile ikinci gollerini çıkarm:şlar dır. Oyunun bitmesine on dakika kala lehlerine olan penaltıyı kaçıran îstanbul sporlular sahadan 2 0 galib çıkmışlardır. Fenerbahçe: 4 Beykoz: 2 Hilâl İstanbulspor maçından sonra Fenerbahçe Beykoz maçına başlandı. Beykoz şu kadro ile oynuyordu: Safa Sadeddin, Bahadır Mustafa, Kemal, Cahid, Turan, Jirajrr, Şahab, Kâzım, Gazanfer. Fenerbahçe de şöyle sıralanmıştı: Hüsameddin Yaşar, P'azıl Esad, Aytan, Fıkret, Saim, Naci, Ali Rıza, Şahab, Lebıb. Oyuna Fenerbahçeliler başladılar. ilk dakikalar Beykoz kalesi b'nünde Fener hücumlarile geçıyor. Dördüncü dakikada Lebibin attığı bir koruer esnasında Beykoz kalecisi ters bir vuruşla topu kendi kalesine soktu ve Fenerbayçe birinci golü kazandı. Onuncu dakikadan sonra Beykozlular bilhassa sağdan tehlıkeli inişler yapmaya başladılar. 16 ncı dakikada Beykoz sağ açığımn ortaladığı topu sol iç müsaid vaziyette yakaladı, kısa mesafeden atılan s'kı şütü Hüsameddin yakaladı. 24 üncü dakikada Fener kalesi önünde bir karışıklık oldu. Çok enerjik oynıyan Beykozlular vaziyete hâkim oldular. Bahadır, 30 metreden sıkı bir şütle takımı na beraberlik sayısını kazandırdı. Fenerliler vaziyeti kurtarmak için bü tün gayretlerile çalışıyorlar. Beykozlular da mukabil gayret gösteriyorlar. Bu sırada hakem Beykoza penaltı verdi. Naci topu avuta attı. Devrenin son dakikaları mütevazin geçti. Vaziyet değişmeden birinci devre 11 berabere bitti. îkinci devrede Fenerbahçe takımmda küçük değişiklikler olmuştu: Fikret sol içe geçmiş, Naci sağ muavin, Esad sol muavin yerlerine aiınmışlardı. 1 İlk dakikalarda Beykozun çok canl oynadığı görülüyor. Beşınci dakikada Fazılın bir falsosundan istifade eden Şahab kısa bir vuruşla takımını üstün vaziyete gecirdi. Onuncu dakikada Esad bir penaltı fırsatının daha kaçmasına sebeb oldu. Maamafi vaziyet de yavaş yavaş Fenerbahçenin lehine bir cereyan aldı. 1 7 nci dakikada Naci, uzaktan bir şütle Fenerbaiıçeyi yeniden beraberliğe ulaştırdı. Fenerliler artık vaziyete hâkim oldular. 27 nci dakikada Fıkret sağdan aldığı bir pasla üçüncü Fener golünü çıkardı. 36 ncı dakikada gene Fikret, bir kafa vuruşile dördüncü golü attı. Fenerliler bu suretle 42 maçı kazanmış oldular. Dünkü yanşlarda derece alan Eyüb Öncü Dün, atı mani müsabakalannm ikincîsi yapıldı. Birincisinden daha güzel ve daha muntazam oldu. Gene büyük bir kalabalık müsabakalan seyrettiler ve bahsi müştereke girdıler. Müsabakaların neticeleri şunlardır: tâsız ve 1 dakika 42 buçuk saniye. İkinci (Güçlü) ile yüzbaşı Cevad Kula. Bir itaatsizlik ve 2 dakika 9 saniye, 3 taksim 5. Üçüncü (Yıldız) ile yüzbaşı Cevad Gürkan, 1 hatâ ve 1 dakika 37 saniye ile. Ganyan 26,30 kuruş, plâse 625, 714 ve 106 kuruş. Birinci müsabaka îstanbul mükâfatı: Her nevi atlara binmiş, bütün binicilere mahsustur. Mani adedi 12, azamî yükseklik 1,10 metre, tasnif zaman üzerinedir. Mükâfat birinciye 50, ikinciye, 20, üçüncüye 10 liradır. 6 at girdi. 1 inci (Doğan) ile Süreyya Baras. İkinci (Murad) ile Bayan Melâhat Aksel, 3 üncü (Nofrit) ile Süreyya Baras. Ganyan 210, plâse 125 ve 830. Beşinci müsabaka Süleymaniye stadında Dün Süleymaniye sahasında iîk oyun Karagümrük B. takımile Kasımpaşa B. takımı arasında oynandı. Kasımpaşa 31 galib geldi. İkinci oyun Kasımpaşa Altınordu A. takımları arasında oynandı. Kasımpaşa 31 galib geldi. Son oyun Karagümrük Beylerbeyi A. takımları arasında oynandı. Beylerbeyi 21 galib geldi. Galatasaray Galata Gencler Birliği Güneş kulübünün spor şubelerınden bir kısmını lâğvetmiş olduklarından Galatasaraylılar dün Galata Genclerbirlığıle hususî bir maç yapmışlar ve 101 galib gelmişlerdir. Şeref stadında Rumen takımı ilk maçta mağlub oldu Şehrimize gelen Romanyanın Trikolor takımı, dün öğleden evvel Taksim stadyomunda Pera takımile ilk maçını yapmış ve 21 yenilmiştir. Trikolor, çarşamba günü de Galatasarayla karşılaşacaktır. Fener stadında Sümer Bank mükâfatı 't Zatî atlara binmiş binicilere mahsustur: Bu müsabakaya yalnız siviller girdi. Mani adedi 14, azamî yükseki klhitvenT.nsüvarioÇa.zıs azamî yükseklik 1,20, azamî genişlik 3 metre. Sür'at dakikada 350 metre. Tasnif hatâ üzerinedir. Mükâfat birinciye 60, ikinciye 25, üçüncüye 15 liradır. 3 at girdi. İkisi elimine oldu. Dr. Tevfik İkinci müsabaka Merhum yüzbaşı Avni mükâfatı: Ital Ali Çınann (Olga) sı ile Orhan Aziz yada tahsıl etmiş ve Süvari Binicilık O bir hatâ, 1 dakika 55 saniye ile birinci olkulunun muallimlerinden iken vefat etmiş du. Ganyan 222 kuruş. ta*,., AUıncı müsabaka kıymeth bir subay olan yüzbaşı Avninin Şampiyona müsabakası mükâfatı: Her adını taşıyan bu müsabaka hıç mükâfat kazanmamış atlara mahsustu. Mani a nevi atlara binmiş bütün binicilere mahdedi 16, azamî yükseklik 1,20 , azamî sustur. Mani adedi 10, azamî yükseklik genişlik üç metre. Tasnif zaman üzerine 1,20, azamî genişlik 5 metredir. Birincidir. Mükâfat biriye 60, ikinciye 20, ü ye 60, ikinciye 25, üçüncüye 15 liradır. çüncüye 15 liradır. 10 at girdi. Birinci Tasnif hatâ üzerinedir. 6 at girdi. Birin(Trogitsa) ile yüzbaşı Eyüb Öncü. ikin ci ^Akın) ile teğmen Ahmed Kızıltan, ci (İlâl) ile teğmen Ahmed Kızıltan, ü ikinci (Bebek) ile tçğmen Salâhaddin çüncü (Cuce) ile Orhan Aziz. Ganyan Orhon, 3 üncü (Rüzgâr) ile teğmen Kud170, plâse 95, 1181, 120 kuruş. ret Kasar. Ganyan 266, plâse 115 ve Üçüncü müsabaka 760 kuruş. Zingal mükâfatı: Subaylardan maada Bu müsabakaya giren subaylar ve haybinicilere mahsustur. Mani adedi 12, a vanlar, daha evvel 1 manej, 2 arazi, 3 zamî yükseklik 1,20, azamî genişlik 3 manili parfür üzerinde üç müsabaka yapmetredir. Birinciye 60, ikinciye 20, üçün mışlar ve şu neticeleri elde etmişlerdir : cüye 15 lira mükâfat. 4 at girdi. Birinci Birinci Ahmed Kızıltan (Akm) ikinci (Murad) ile Bayan Melâhat Aksel. Ba Salâhaddin İlâl (Savul) üçüncü İhsan Ayan Melâhat böylece Murad ile muradı kal (Efe) dördüncü Kudret Kasar (Rüzna ermiş oldu. İkinci (Efekızı) ile Cavid kâr) besinci Salâhaddin Orhon (Bebek), Tulça, üçüncü (Doğan) ile gene Ca altıncı Mazhar (Kırtop) vid Tulça. Ganyan 1505 kuruş, plâse Dünkü müsabakalar halkın bu asîl 255, 103 kuruş. Türk sporuna karşı olan büyük alâkası Dördüncü müsabaka Dünkü yarışlarda derece alan subaylardan Salâhaddin mıza karışacak, diye düşündüm!.. İşte tam o sırada onu yakalamak, istedim; tam Adnanın kılığından çıkıp kendi hüviyetine girerken... Hemen koştum. Kamaraları dolaştım. Kimseyi göremedim. Sonra bir vapurun içinde saklanacak, neresi olabilir?.. Banyolar, yıkanma yerleri, bölmeler, mutfak aralıkları... Herkes yukarıya kosuşurken ben de bunlara bak mak için, oradan oraya çırpınıp duruyordum. Koskoca vapur... Dolaşmakla bitecek gibi değil ki... Ne öyle üstünü başını değiştiren bir adam gördüm; ne de Ferihayı denize attıktan sonra kaçıp saklanan, yahud atmamışsa onu da beraber kaçıran birisini bulabildim!.. Bütün um duklarım boşuna çıktı. Koridorlardan geçerken bile, insanı şüphelendirecek hiç kımseye rastgelmedim!.. Ben: Nasıl olur, diyordum. Öyleyse, iyice arayamamışsınız!.. Adnan, Ferihayı denize attıktan sonra Bedriyenin gözü önünde koşa koşa merdivenlerden aşağıya inmiş, kaçmış!.. Öyleyse, doğruca kendi kamarasına, yahud da her zaman saklandığı yer neresi ise oraya gitmiş olacak!.. Sizin de dedisiniz gibi kılığını, kıyafetini değiştirecekti. îste tam o aralık siz de onu y akalıyabilirdiniz!.. Yakalıyamadım işte... Hiç kimseyi göremedim. Firahının denize düştüğünü, biz daha sonra duymuş olsaydık, Adnan işini çoktan bitirmiş, kimseye görünmeden gene bizim aramıza karışmış olabilir, derdim. Halbuki Bedrıye Satvet, Adnank karşı karşıya gelmiş!.. Ferihayı yakala dığını görmüş!.. Göziine görünen bir hayalet değildi ya... Yahud da Adnanla ortak olmalı ki, yalan söylesin!.. Bu da oîacak gibi değil!.. Ferihanın çığlıklarını biz de duyduk!.. Demek ki ne olduysa, tam o sırada oldu. Fakat Adnan da kaçar kaçmaz ncreye gitti, nereye saklan dı?.. Bir türlü insanm aklına sığmıyor!.. Yalnız, bu Adnan her kim ise, Ferihayı da, dayısını da öldürmekten kazancı olan bir adam olacak!.. Kim acaba?.. Her halde Ferihayı da tanıyan birisi olacak!.. Siz, Haşmetle salonda otururken... Şükrü Paşa, bunu söylerken, sesine birdenbire bir acılık karıştı; açıktan açığa, bizi kıskanıyor, sanırsınız: ... Siz Haşmetle salonda oturur ken, Adnan da güvertede Ferıha ile berabermiş. Ne yapıyorlarmış, ne konuşu yorlarmış, anlaşılacak gibi değil!.. Kızcağız ölmemiş olsaydı, Adnanm kim ol Ordu mükâfatı: Her nevi atlara binmiş bütün birincilere mahsustur. Mani adedi 14, azamî yükseklik 1,50, azamî genişlik 5 metredir. Sür'at dakikada 350 metredir. Tasnif hatâ üzerinedir. Birinciye 70, ikinciye 25, ücüncüye 15 liradır.. Bu müsabakaya Süvari ve Binicilık Okulunun subayları 1 1 atla girdiler. Birinci (Akıncı) ile yüzbaşı Cevad Gürkan haduğunu ondan öğrenirdik. Belki Adnan da bunu biliyordu, günün birinde Feriha kendisini ele vermesin, diye kızcağızı ortadan kaldırdı. Öyle olacak!.. Bedriye Satvet, onların oturup konuştuklarını gözile görmüş. Demek ki birbirlerini tanıyorlarmış. Yabancı birisi olsa, gene kız geceyarısı, o, nunla buluşup da ne konuşur?.. Benim aklıma birşey geliyor!.. Ne gibi?.. Hacı Hüsameddinin bir oğlu var ya, haniya babasına dargınmış, diyorlar. Evet. Haşmet söylüyordu; Ferihadan da duydum. Dargınmışlar!.. Sakın, Adnan dediğimiz adam, işte o olmasın?.. Bedriye Satvet de ondan şüpheleniyormuş: «Belki de babasına bir fenalık etmek ister!..» diyormuş. Size öyle söylemiş... Evet amma ben pek zannetmiyo rum. Neden?.. Bu çocuğu tanımıyorsunuz bile... Ferihanın anlattığına göre çok iyi bir gencmiş!.. Ondan hiçbir kötülük ummam, diyordu. Zavallı kız yanılmış olamaz mı?.. Belki de, hiç kimseye görünmeden vapura binmiştir; babasmı da, Ferihayı da or nı bir daha göstermiştir. Galatasaray ve Kuleli liseleri takımları maçı Vefa Topkapı maçından sonra Ga latasaray lisesi oyuncularından müteşek kil bir takımla Kuleli lisesi arasmda sa mimî bir maç yapılmış ve Galatasarayîılar daha güzel oynıyarak 30 galib gel mislerdir. tadan kaldıran odur!.. Onları öldürüp de eline ne geçecek?.. Hele Ferihayı öldürmekten ne kazancı olabilir?.. İlkönce babasını zehirlemiştir; sonra Feriha onu vapurda görünce tanımış tır. Belki başkalarına da söyler, kendisinî ele verir diye korkmuş; onun için kızcağızı da ortadan kaldırmak istemiştir!.. Olamaz mı?.. Peki amma, kendi babasını neden öldürsün?.. ; Bedriye Satvetle evlendi, diye.., Varını yoğunu o kadına vermiş ya, onun için... Öyleyse, ilkönce o kadmı öldür • * seydı... Yarın, onu da öldürmiyeceğini kim bilir?.. Artık ne işe yarar?.. Hacı Hüsameddin, nesi var, nesi yok hepsini karısına vermiş. Kadın ölünce, Orhana birşey kalmaz ki... Elbet, Bedriyenin de kendi yakınlan, mirasçıları vardır. Evet, amma belki de bunu bilmez. Babasının bir vasiyetname yazdığını duymamıştır. Sonra, hınc altnak için de öl«" dürmüş olabilir ya... Benim pek aklım yatmıyor!.. (Arkasi varj Tefrika No.29 V N m KEMAL RAGIB Nakleden: Belkı bir yanlışlık \ ardır, demiş. Kızı denize atmarraşlardır, sürükliyen adam k'm ise, götürüp bir yere kapatmıştır. Olabilir ya... Bu boğuşma arasında kızcağız da, canını kurtarmak için bağırmaz mı?.. Herkesin duyduğu çığlık da bundandır!.. Boynundaki şaî uçmuş olabilir. Buna bakıp da ümidimizi kesmiyelim!.. Bu düşünce, herkese az çok uygun görünmüş; vapurun her yerinı uzun uzun aramışlar. Ne kızı bulabilmişler, ne de o Adnan denilen herifi!.. Şükrü Paşa, hep bunları anlatıyordu. Dayanamadım. Bir daha sordum: Kuzum Allah aşkına, dedim, o aE talık siz nerede idiniz?.. Hiç ortalıkta görünmediniz?.. Uyumuş muydunuz yok sa?.. O kadar gürültüyü duymadınız mı?.. Paşa, uzun uzun yüzüme baktı. Kendisinden şüphelendiğimi anlamış gibi gülümsedi: Siz güverteye koşarken ben de, fırsat, bu fırsattır, dedim. Vapurun içini araştırmağa başladım. Ferihayı, denize atan Adnanmış!.. Fakat Adnan kim?.. Böyle bir yolcu varsa, nerede?.. Yoksa, sizin dediğiniz gibi içimizden birisi, arada bir kılığını, kıyafetini değiştirip ortaya çıkıyorsa, bütün bu canavarlıkları hep böyle kendini tanıtmadan yapıyorsa, şimdi herkes güvertede çırpınıp dururken o da krfidi kamarasına koşmuş olacak... Ustünü başını değiştırecek, yeniden ara