31 Birinciteşriıı 193S CUMHURİYET içtrmaî tetkikler: 2>*ı Roma görüşmelerinde mühim kararlar verildi Macaristanın meşru menfaatlerine karşı en büyük sempati ve tesanüd gösterilecek Roma, 30 (a.a.) Mussolini ile Fon Ribbentrop arasmdaki görüşmeler hakkında mütalealar serdeden Vocc d'Italia, diyor ki: Roma ile Berlinin Macar Çek meselesi hakkındaki vaziyetlerinin üç noktasında mutabakat vardır: 1. Macaristan, Polonya ve Çekoslovakya arasındaki ihtilâfın Çekoslovakyanın ve Tuna havzasında sulh ve huzurun menfaati namına sür'atle halledilmcsı liizumu, 2. Macaristanın meşru menfaatlsrine karşı en büyük sempati ve tesanüdün gösterilmesi, 3. Yeni Çekoslovak rejimine karşı dostluk. «Lö Jur» diyor ki: Beklenildiği veçhile Roma ile Berlin tesanüdlerini yeniden ilân ettıler. Roma Berlin mihveri, zayiflamamıştır ve bugünkü ahval ve şerait dahilinde zayiflayamaz da. «Lö Jurnal» den : Öyle bir noktaya geldik ki bu noktada Hitler Prag ile Budapeşte arasında hakem vaziyetini almıştır. Hiç şüphesiz Mussolininin iştirakile, Fon Ribbentrop'un Romaya gitmesi de bundan ileri gelmiştir. Fakat Hitler'in tamamiie hâkim vaziyette olduğu bu işteki bu iştirak biraz garibdir. Lö Jurnal, önümüzdeki perşembe günü bir taraftan Almanya ve İtalyanın, diğer taraftan Macar ve Çek murahhaslarının iştirakile büyük bir Alman veya Italyan şehrinde bir konferans akdedileceğjni tahmin etmektedir. «Maten» gazetesi, Romadan istihbar ediyor : Macar Çek meselesinde Almanya ile italyanın pek yakında hakemlik yapacakları ve bu hakemliğin Almanya tarafından reddedilmiş olan plebisit veya Macar Leh müşterek esasına istinad etmeyip Karpatlaraltı Rusyasının Macaristan ve Polonyanın prestijlerini tatmin edecek şekilde arazi parçalarına taksimi esasına istinad eyleyeceği tahmin olunabilir. Bu suretle şimdiki Çekoslovakyanm hayatî menfaatleri de muhafaza edilmiş olacaktır. Atatürk evinin Sosy a1iz m Tarih Tenkid Yazan: AL1 KÂMÎ AKYÜZ Rahib olmakla beraber ateşli bir mizacı olan Münzer: «Canım, diyordu, biz hep bir ananın, bir babanın evlâdı değil miyiz?» Babamız Hazreti Adem, anamız Hazreti Havva! Öyle ise servetçe, bilhassa soy sop bakımından aradaki bu fark neden ileri geliyor? Biz niçin soysuz sopsuz aşağı bir tabaka sayılalım, sefalet içinde inliyelim de tabiatin bizden farklı şartlarla meydana getirmediği bazı kardeşlerimiz asalet ve servetleri icabı zevk ve saadet içinde yaşasınlar? Onların bu zevk ve saadetlerine ortak olmaya hakkımız yok mu? Verın, ey asrın zenginleri! Ey hasis muhtekırler, veriniz! Biz kardeşlerinizin zararına biriktirdiğiniz bu servetleri iade ediniz!» Sersem papas Adem evlâdından olmasını kâfi bir sebeb sayarak oturduğu yerde, çalısan kimselerin emek sarfederek elde ettikleri servete ortak olmak istiyordu. Gittiği yola gidecek çömezleri vardi ki hepsi fanatik adamlardı. Bunlar bir gün gemi azıya alarak ortahğı yağma etmeye basladılar. V^ukua gelen savaşta kendisi maktul düştü. Maiyeti dağıtıldı.Fa kat bununla iş bitmiş olmadı. Anabatistler gene topalndılar ve bu sefer ekmekçi Matızon'un kumandası altmda evlere girip yerleştiler ve sahiblerini kapı dışarı ettiler. Ekmekçi Matizon tutulup idam ediîdikten sonra terzi Bokold onun yerini tuttu ve kendisini Kral ilân etti. Tuhafı şu ki bu küçük kral müsavat davasile ortaya çıkmışken kadın ile erkek arasında müsavatsızhğın en büyüğüne önayak olarak hükumeti dahilinde poligami usulünü kabul etmiş ve kendisi 17 karı almıştır. Bu mutaassıb cahillerin tevkifve idam edılmeleri üzerine ne kendilerinden, ne de tarikatlerinden eser kaimadıysa da Almanya birçok zaman bu fırtınanın tesiri altmda kaldı. Fransa Büyük İhtilâli efkân bu kadar dalgalandırmış ve eski müesseseleri yerinden oynatmışken pek sosyalizm cereyanları doğurmamıştır. Sosyalistlerin en çok iliştikleri ferdî mülkiyet esası bile ihtılâlcilerin taarruzundan masun kaldı. Yalnız birkaç sene sonra yani Direktuar hükumeti zamanında Baböf, «Jurnal dö Baböf» namile çıkardığı bir gazetede kayıd ve şartsız müsavat fikiılcrini yaymağa basladı. Baböf ile arkadaşları Direktuar hükumeti aleyhine gizli bir cemiyet kurduklarından bu cemiyet meydana çıkarılınca kimi ölüm cezasına uğradı, kimi de sürüldü. Kaçanlardan Bonaroti cemiyetin programını şu suretle izah etmiştir: «Fransız mılleti millî servetin yalnızca sahibidir. Herkesin çalışması umuma aid hizmetlerden bir kısmını teşkil edecek ve kanunla tayin olunacaktır. Hiç kimse çaîışmak mecburiyetinden kurtulamıyacak ve mesakkatli işler sınıf sınıf ahali tarafından nöbetle yapılacaktır. Milletin vekâletini haiz olan icra heyeti servetin istihsal ve mübadelesile herkese müsavi olarak taksimine nezaret edecek. Randıman devlet ambarlarında toplanarak oradan herkese dağıtılacak. Bilgi ile hüner ve marifetle sivrilip yükselmek yasaktır. Müsavat her türlü manasile tam olacaktır. Ovazmak. bıraz hesab, biraz umumî malumat yeter. Bunlara ilâveten doğru düşünebilmek için biraz da mantık. Kültür işlerinin böyle dar bir çerçeveye girmesi müsavatın en sağlam temeli olduğundan bundan öteye geçilmemesi için matbuata sıkı emirler verilecek...» Doğru düşünmek için mantık tahsilini tavsiye eden bu programın mantığına diyecek yoktur. Münzer olsun, Baböf olsun, bunlar ve bunların arkasından gelenler ihtilâlci sosyalistlerdir. 19 uncu asırda şiddet taraftan olmıyan ve yumuşak bir telkin kuvvetile taraftar kazanmak isteyen sosyalist meslekleri belirdi. Bunlardan biri Oven'in mektebidir. Ingıliz filozofu Oven 1812 tarihlerinde (Sistem Kooperatif) namını verdiği müessese ile kendini tanıtmıştı. Bugünkü kooperatif şirketlerinin asıl müessisi olmakla beraber onu:ı felsefesi tam manasile bir komünizmdir. Filhakika Oven yalnız mülkiyeti inkâr etmekle kalmıyor; ayni zamanda izdivac, aile, din, beşerin hak ve vazifeleri, ahlâkî mesuliyeti... Bütün bunlar iskarta ediliyordu. Hersey herkesin! Bu suretle herkesin çalışma randımanı gene herkese taksim olunacak. Oven esas itibarile mülkiyet hakkını da reddeder ve der ki: «însanlar doğuşta müsavidirler. Hepsınde ayni aza, ayni tabiî ihtiyaclar, ayni ihsaslar ve ayni aklî melekeler vardır. Terbiye, athsil ve muhitin tesirile arada farklar olması tabiî sayılamaz. Halbuki beşer kütlesinin bütün sefaletlerine tabiî olmıyan bu farklar sebeb oluyor. Herşeyden evvel mülkiyet hakkını kaldırmalı. Yalnız kaldırmak değil, tekrar teşekkülüne mâni olacak tedbirler de almalı. Bunun için şunu tavsiye ederim: Sosyete geniş bir atelye halini alacak, oradan herkese işler ve ücretler dağıtılacaktır.» Ona sormalıdır: Ucu bucağı bulunmıya cak olan bu atelyede ücretler müsavi mi olacak? Olmıyacaksa müsavatsızlık var demektir. Zenginlik ve yoksulluğun mayası böyle konur. Müsavi olacaksa çalışkan ve usta bir işçi ile tembel ve avanak işçi bir tutulacak, ayni ücreti alacak, yani daha ağır bir müsavatsızlığa düşülmüş olacaktır. Böyle olunca o çalışkan işçi bir daha gayret gösterir, kendini yorar mı? Buna çare olmak üzere dendi ki: «Herkes bir arada çalışsm ve biribirini kontrol etsin!» farzedelim ki böyle olsun: Herkes müsavi derecede çalışıp müsavi üc ret alıyor. Herkesin kazandığını gidip ailesile yemesine de karışılamaz ya! Bunların içinde kiminin masrafı çok, kimimn azdır. Ailesi kalabalık olmadığı için masrafı az veya tab'an cimrı olanlar kazanclarının bir kısmını biriktirir. Bunun zıddı bir vaziyette olanlar belki de borca girerler. Bu suretle müsavatsızlık gene meydan alır. Buna da çare bulundu: Insanlara umumiyetle bir leylî mekteb veya mana'tır hayatı yasatmak! Beraber çalışmak, beraber yemek icmek, ayni suretle giyinmek! Öyle bir san'at mektebi ki talebesi çalısarak yiyeceğini çıkarıyor. Bu suretle ekonomi veya israfın da önü alınmış olur. |HEM NALINA MIHINA Başbuğun orduya selâmı umhuriyet bayramı günü, geçid resmi başlamadan evvel, Başvekil Celâl Bayar, tok bir sesle Başbuğun orduya mesajmı okudu. Atatürk, Cumhuriyetin 15 inci yılında, en evvel, orduyu düşünüyor ve herkesten e\Tel, onun bayramını kutluluyordu. Böyle yapmakta da haklı idi; çünkü ordu, milletin süngüleşmiş sembolüdür, Türk milletinin özü, Türk milletinin ta kendisidir. Ördu, milletin, müsavat hakkının en büyük tecelligâhıdır. Her yurddaş, vatan uğrunda canını feda etmek şerefini, orada müsavi derecede yaplaşır. Orduda, ölüm karşısında herkes müsavidir ve şehidlik müsavatı ordunun en büyük şerefidir. Başbuğ, Cumhuriyet bayramı günü, Ikönce orduyu düşünmüştür, çünkü Cumhuriyetin temeli, Türk şehidlerinin mubarek nâşlan üstüne kurulmuştur. Başbuğun en büyük eseri olan Cumhuriyetin ana yasası Türk şehidlerinin mukaddes kanlarile yazılmıştır. Türk Cumhurj}'eti nin maddî ve manevî bütün zaferlerinde Türk ordusunun keskın süngülerinin muzaffer parıltılannı görürüz. İnönündcn, Sakaryadan, Dumlupınardan tutunuz, Lozan, Montrö, Hataya kadar, harice karşı kazanılan zaferlerin hepsinde Başbuğun ve milletin iradesini hâkim kılan eşsiz kudret, kahraman Türk ordusudur. Dahilde bütün inkılâb ve terakki hamlelerini fasılasız gerçekleştiren yüce kuvvet, Türk ordusudur, «zaferleri ve mazisi insanlık tarihile başlıyan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan cahraman ordusu.» Ordu vardır ki zulme, tagallübe, irticaa, istilâya alet olur; Türk ordusu ise hak ordusu, medeniyet ordusu. inkılâb ordusu, yurdu müdafaa ordusudur. Büyük Başbuğun, «Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır» dediği Türk ordusile, gözümüzün 'bebeği ordumuzla iftihar ederiz. Namusumuz, şerefimiz, istiklâlimiz, varlığırn'Z onun kahraman varlığına davanmaVfadır. temeli cıtıldı Ankara 30 (Telefonla) Dün Ankarada Atatürk evinin terr.e] hafriyahna baslanmıştır. Bu Atatürk evi, C. Halk Partisi kurağı ile Anadolu kulübünü, resmî ziyefetler ve balolar için 1500 kişi istiabma müsaid bir salonu, bir genclik salonunu ve saireyi ihtiva edecektir. Kongre ve bu gibi toplantılar muazzam bir eb'adda yapılacak olan b" binada akdedilecektir. Lehlilerin istediği müstemleke İtalya, Leh mutalebatına muzaheret edecekmiş Varşova 30 (a.a.) Kurir Kodziyeni gazetesi, 35 milyon nüfusu olan ve iptidaî maddelerden mahrum bulunan Polonyanın harice muhaceret için mah reclere malik olmadığını tasrih ederek şöyle diyor: «Polonya, daha şjmdiden, kat'î surette müstemlekeler istemelidir.» Bu husus hakkında Polonya ile İtalya arasında müzakereler başlamış olduğu ve îtaîya hükumetinin Leh mutalebatına muzaheretinin temin edilmiş bulunduğu rivayet olunmaktadır. Almanya ile Çekler arasında bir anlaşma Berlin, 30 (a.a.) Alman ve Çek hükumetleri Münih anlaşmasının tatbikı cümlesinden olarak aralarında mühim teknik anlaşmalar yapmışlardı.. D. N. B. Ajansının salâhiyettar mahafilden öğrendiğine göre bu anlaşmaların başmda Münihte tespit edilen bir prensibin tatbikı gelmektedir. Çekoslovakya Almanyaya iade edilecek toprakların olduğu gibi tahribatsız terkini ve buna imkân olmadığı takdirde tazminini taahhüd eylemişti. Bu prensibin tatbikı için muhtelit bir komisyon teşkil edilmiştir. Yahudi doktorlar Fransız gazeteleri ne diyor? Paris, 30 (a.a.) Italyan Alman görüşmelerinin neticeleri hakkında mütalealar yürüten gazetenler, Roma Berlin mihverinin mütesanid olduğunu beyan etmektedirler. Varşova 30 (a.a.) Pat ajansı bildiriyor: Dantzig'den bildirildiğine göre Yahudi doktorlara, şehir memurları tarafından Polonyada ancak bu sene sonuna kadar icrayi tababet edebilecekleri hakkında Von Ribbentrop Almanyaya döndü tebligatta bulunulmuştur. Münih 30 (a.a.) ) Hariciye Nazırı von Ribbentrop öğle üzeri Romadan buraya gelmiştir. IIIMiımtmiHin Almanyaya gönderilecek talebeler Sonuna kadar mukavemet Amerikada Yahudi kongresi toplandı Hükumetçi İspanya hiç Avrupada yapılan cebrî H tavassut kaJr'J muhaceretle mücadeleye etırivor karar veriîdi Barselon 30 (a.a.) M. Negren, radyoda söylemiş olduğu bir nutukta haricî ve dahilî siyasetin prensiplerini izah etrıi'tir. Bu prensipler şunlardır: Sonuna kadar mukavemet, hiçbir tavassutu kabui etmemek, İspanyol hüVurcetinin bütün hukukunun beynelmilel taninması. Nevyork 30 (a.a. Amerikanın 30 hükumetinden gelmiş olan 550 murahhas, Amerika Yahudi kongresinin dünkü açılma celsesınde hazır bulunmustur. Kongre, üç gün devam edecek ve bütün dünya Yahudilerinin hukukunu muhafazaya müteallik bir program tanzim edilecektir. Komünist fırkası lâğvedildi Barselon 30 (a.a.) Marksist amele fırkası hakkında dava bitmiş ve mahkeme hükmünü vermiştir. Mahkeme, fırkanın feshine karar vermiş ve beş kişiyi 15, bir kişiyi 1 sene hapis cezasına mahkum etmiş ve iki kişiyi de beraet ettirmişir. Hatay için gümrük kolaylıkları Ankara, 30 (Telefonla) Öğrendiğime göre Suriye hükumeti tarafından alınan son gümrük kararları üzerine Hataym iktısadî vaziyeti korunmak üzere bazı tedbirler ahnması düşünülmektedir. Bu arada Hatay muvaredatına karşı mühim gümrük kolaylıkları gösterilmesi de<piş ediliyor. Gümrüğün tamamen ilgası için Büyük Millet Meclisine bir kanun lâyihası sevki icab etmektedir. Futbal federasyonu ikinci reıslıgı Ankara 30 (Telefonla) Münhal bulunan Futbol Federasyonu ikin i reisliğine Ankara bölgesi sabık ba«kan' Ziya Ateş tayin edilmiştir. Futboî F"cd?rasyonunun 1938 1939 mevsimi içm çizJiği programm hazırlanmasında başKanta bırlikte çalışan Ziya Ateşin Futboi Fede rasyonunda çok faydalı bir unsur o'acağı alâkadarlar tarafından temin ediLnekte #r. Yeni Japon Hariciye Nazırı Tokyo 30 (a.a.) Japon siyasî mehafili Aritan'm Hariciye Nazırlığına tayinini hararetle karşılamaktadır. Tokyo, Asahi Şimbun gazetesi. Ari tan'm Hirota kabinesinde Hariciye Nazırlığı sırasında Almanya ile antiko münist paktının imzalanmış olduğunu ehemmiyetle kaydederek şimdi de ha ricî siyasetini bu pakta istinad ettire ceğini yazıyor ve diyor ki: { «Arita, Uzakşark vazıyetindeki derin bilgisi sayesinde Başvekil Konove'ye Çin işinde çok kuvvetli bir i§ arkadaşı olacaktır. Kongre liderleri, ilk defa olarak, Nazl propagandasınm Amerikaya girmesi ve iş sahasmda Yahudiler hakkında farklı mu Sıhhat müdürleri arasında ameleler yapılması hususunda ileri gidilyeni nakil ve tayinler mesi yüzünden Amerika Yahudileri için Ankara, 30 (Telefonla) Konya tahaddüs etmiş olan vaziyeti tetkik edemerkez hükumet tabibi Vedi Özen terficeklerini söylemişlerdir. an Siirt Sağlık Dırektörlüğüne, üçüncü Murahhaslar, bir takrir kabul etmiş Umumî Müfettişlik Sağlık Müşaviri Halerdir. Bunda kendilerinin Avrupada ya şim Sırman Afyon Sağlık Direktörlüğüpılmakta olan cebrî muhacerete karşı mü ne, Zonguldak Sağlık Direktörü Osman cadele ve Yahudilerin Filistindeki vazi Arık Edirne Sağlık Direktörlüğüne, Ayetlerini müdafaa için demokrasi kuvvet masya Sağlık Direktörü Şerif Özbek Ağlerine iUihaka âmade olduklarını beyan rı Sağlık Dırektörlüğüne, İstanbul T ıb etmektedirler. Talebe Yurdu Direktör Muavini Remzi Atman Eskisehir Sağlık Direktörlüaüne, \Ba$mak.atPden devaml ı İzmir Sağlık Direktör Muavini Baki Bil laşamamıştır. Meşhur büyük kumandangili terfian Zonguldak Sağlık Direktöılü lardan Napoleon'un askerleri tarafından ğüne tavin olunmusjardır. sevilişi derecesi Türk kalblerindeki Atatürk muhabbetinin topuğuna çıkamaz. Ne Almanyada 50 senede hatet, büyük asker Napoleon'un bütün yapılan kanal zaferleri silinip süpürüldükten sonra kenMagdaburg 30 (a.a.) Orta Aİ disini düşmanlan Sainte Helene adasında manya kanalı, Mittelland kanalı bugün hapsederek baki ömrünü orada bitirtmişMarsilya 30 (a.a.) Geceyansı enkaz altından kömür haline gelmiş 15 ce Hitler'in muavini Hess tarafından mera lerdir. İki kumandan arasındaki farkları simle açılmıştır. sayıp dökmeğe asla yer olmaksızın millesad çıkarı'mıstır. Birçok yafjmaalar ve İnşasına bundan elli sene evvel başla t:ne, memleketıne ve ordusuna bütün kalbu meyanda Noay otelinde sakin, İtalyan tebeasından bir kişi tevkif edilmiştir. Bu nan ve ancak son senelerde faaliyetle de bile bağlı Atatürkün askerlikte ve mülî şahıs, M. Bone'ye aid birtakım muhabe vam edilen bu kanahn boyu 475 kilomet sijasette sergüzeştten kat'iyyen sakınır olredir ve 650 milyon marka mal olmustur. duğunu zikretmek kâfidir. Bu sayededir ratı hâmil bulunuyordu. Bugün ikmal edilmesile kanalın tamam ki büyük Türk kumandanının ve büyük Marsilya 30 (a.a.) Bu sabah enlandığı son parça Brunsviki Magdaburg devamlıd:r. kaz altından, kömür haline gelmiş iki kişi nehir limanına ve Elbe nehrine bağla Türk ordusunun zaferleri Çünkü onlar en kat'î millî ihtiyaclara cedaha çıkarılmışsa da hüviyetlerini tespit maktadır. vab vermislerdir, ve böylece şerefli müsetmek mümkün olmamışır. Bunlardan Hess, söylediği nutukta bu kanahn pet neticeler halinde kalmalan gene bu başka kayıb kimseier bulunduğuna dair garbî Almanyanın endüstri mıntakasını ordnnun teminatı altına alınmıştır. şark Almanyanın ziraat mmtakasına bağl; bir guna iş'ar yoktur. Ordu ile milleti bu kadar kesif bir saHankov'da muvakkat bir yacağını ehemmiyetle tebarüz ettirmiştir. mimiyetle yekdiğerinin kucaSmda erimiş Bu kanal ayni zamanda nehir yolile şi bir birlik halinde gören Büvük Atatürk hükumet kuruldu mal ve Baltık denizlerine de bağlanmakHankov 30 (a.a.) Japonlar Han tadır. Bu kanal sayesinde şimdiye kadar son mesaimda orduya takdirlerini ve teşekkürlerini söylerken elbette bütün millet kov'a girer girmez orada muvakkat bir uzun yollarla, Rotterdam ve Hambuıg camiamızı eözönünde tutuvordu. Autürk Çin hükumeti teşkil etmişlerdir. Bu hü tarikile Rurden Berline sevkedilen köTürkiyesinde en büyük zaferimiz Cumkumet azasının ekserisi şimalî Çinden mür şimdi doğrudan doğruya Berline huriyet rejimini bizzat milletin kazanmış gelmiştir. Hükumet reisliğme General gönderilebilecektir. ve ele almış olmasıdır. Büyük Rehberin Upeifar tayin olunmuştur. Yugoslav ve Bulgar Başve millete vediası olan bu büyük nimetten Alınan bazı malumata göre, Pekin, killeri görüşecek sonra gene Atatürk Türkiyesinde rejimin Nankin ve Hankov muvakkat hükumetSofya 30 (a.a.) Bulgar Başvekili en güzel bir eseri Türk ordusudur. Ordu leri pek yakında birleştirilecek ve Ja ile Yugoslavya Başvekilinin yarın hu millet demektir, buna şüphe yok. Fakat ponya bu yeni merkezî Çin hükume dudda öğle üzeri bir mülâkatta buluna bu millî müessese milletin en büyük kazanclannı korumak ve en hayatî varhk, tile sulh müzakerelerine gırişecektir. caklan bildihlmektedir. Ankara, 30 (Telefonla) Maarîf Vekâleti hesabına Avrupaya gönderilecek talebe için şehrimizde ve îstanbulda yapılan imtihanlara girmiş olanların imtihan evraklannın tetkiki bitmiştir. Diğer vekâletler hesabına Avrupaya gönderilecek olanlar için yapılan imtihana girenlerin imtihan evraklan tetkik edilmeklcdir. Maarif Vekâleti hesabına Almanyaya gönderilecek olan gençlerimiz şunla'dır: Türk ve İslâm san'atı tahsili için Kâmil Su ve Oktay Aslanapa, etnoloji tahsili için Enver Koray, linguistik tahsı'i icin Fahir îz, kütüpançcilik tahsili için Hikmet İlaydın, praparatörlük tahsili için Receb Censiz ve Vevse' Üstün, mimarlık tahsili için Mehmed Ali ve Asım MuUu, mimar arkeoloçluk tahsili için Saim Ulşen ve Hakkı Uras. San'at mekteblerinde yeni nakil ve tayinler Ankara, 30 (Telefonla) Ankara San'at Okulundan Rıfat Nazmi Yelnıen İzmir S. Okuluna, İstanbul Erkek Terzilik Okulundan Şükrii Edirne San'at Okuluna, İzmir Emrazı Zühreviye Dispanseri Başhekimi Özatar İzmir San'at Okulu doktorluğuna, Ankara San'at Okulu stajiyerlerinden Kadri Özsoy Konya San'at Okuluna, Ankara San'at Okulu tajiyerlerinden Mehmed Gürsel Edirne San'at Okuluna, îzmir San'at Okulundan Mehmed Diker Konya San'at Okuluna, îstanbul Üniversitesi İdare Hukuku Ordinaryüsü Sıddık Sami Onar ilâve olarak İstanbul Yüksek İktısad ve Ticaret Okulu İcra ve îflâs Hukuku öğretmenliğine, İstanbul Selçuk Kız Enstitüsünden Mazhar Nazım Esmer Ankara İsmetpaşa Kız Enstitüsüne, İstanbul San'at Okulundan Cevdet Koçak îzmir San'at Okuluna, Ankara San'at Okulundan Nihad Saydam Konya San'at Okulu Direktörlüğüne, Konya San'at Okulu Direktörü Ali Rıza Gürkan Edirne San'at Okulu Direktörlüğüne, Trabzon San'at Okuîundan Seniha Ege îzmir Akşam Kız Sanat Okuluna, açıktan Bedia Sel Manisa Enstitü'üne tayin edilmişjerdir. AU KÂMt AKYÜZ (*) Birinci makale 28 Birinciteşrin tarihli sayıdadır. Marsilya yangmı Büyük Şefe sonsuz hürmet ve tazim selâmet ve emniyet ihtiyaclarına cevab vermek için mukaddes vazifeler ifasına müekkeldir. Atatürk orduya hitab eden son mesajında «Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan» bu vazifelerin her zaman hakkile ve tamamiie ifa olunacağına aid en kat'î inan ve itminanını söyiüyor. Millet ve ordu Büyük Şefin bu kanaatine bülün varlıklarile ve olanca kuvvetlerile müspet cevab vermekte tereddüd etmemiştir ve etmez. Bunda zaten şüphe caiz değilken büyük kumandan tarafından onun bu suretle söylenmış olması mıllette ve orduda bu hususa aid zaten mevcud azim \e iradeyi perçinliyen yeni bir kumanda sayılabilir. Cumhuriyetin mes'ud onbeşinci yıhnın büyük bayramı bütün millet muhitinde iyi iş görenlerin güzel heyecanlarile şevk ve sevinc deryalan içinde kutlulandı. Atatürkün orduya mesajı bu bayramı alabildiğine büyülten bir millî tezahür gibi tesir etmiş olduğunu ve yalnız ordunun değü, bütün milletin Büyük Şeften gelen bu yüce sözler önünde iğildiğini kaydetmek lâzımdır. Yalnız bayram saadetlerini idrakle kalmadık, Büyük Şefimizin yeni direktiflerile istikbalimizin bir daha aydınIatıldığını gördük. Büyük kalbinin asil hamlesile milletin saadetini katmerleştiren ve Türk ordusunu iftiharlara garkeden UIu Sefimize sonsuz hürmet ve tazim. 15 cesed daha çıkarıldı, birçok yağmacılar îtalyada feci bir kamyon kazası Roma 30 (a a.) Spnassola'da bir kamyon devrilmiş, 4 kişi ölmüş, 9 kişi ağır surette yaralanmıştır. Acıklı bir ölüm Galatasarav lisesi Ortaköy şubesi öğ retmenlerinden ve eski Galatasarav mezunlarından H. Sevket S^narar vefat etmiştir. Cena zesi buçün saat 11 de Cerrahpapa hastanesinden kaldınlacak, 12 de Fatih camiinde nama zı kılındıktan sonra Edirnekapı şehidlij çine defnedilecektir. Bay Şevket 1901 senesinde Galatasa| ravdan me'iın olmuş. bu müesse^ede' bilâfasıla 38 sene muidl'k. sermtrdük ve öğretmenlik etmek suretile çok kıymetli gencler vetistirmiştir. Kederdide ailesine ve kendisini col =;even ve savan Galatasarav ailesine ve meslektaşlarma arzı taziyet eyleriz. YUNUS NADt