30 Ekim 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

30 Ekim 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET ıstanbulun dunktı dugunu Yedisinden yetmişine halk sokağa dökülmüştü Bugünkü futbol maçları KANSIZLIK zekâsı beruzsizlik idn yegâne deva kanl ıtya eden o m r \ n Enmuntahipetıbbatarafmdaatertipedilmiştir. M K U F 30 Birînciteşrin 1938 Nörasteni, zaflyct ve Chlorose Objektifin , DADIC PAK15» Caddelere sığamıyan insan çığları Taksim Lik maçlarına dört stadsokaklarında yuvarlana yuvarlana ilerliyordu da devam edilecek Lik maçlarına bugün şehrimizin bü îstanbulun düğünü var: Yedisinden Düşünüyoruz: Türk nesilleri, birbiritün stadlarmda birden devam oluna yetmişine kadar, bütün vatandaşların ni takib ettikçe ve bız, yeryüzünde, dik caktır. Kadıköy stadyomunda İstanbuldavetli oldukları bır düğün! başlı ve gergin göğüslü bir millet olasporHilâl, Fenerbahçe Beykoz; Şeref On beş yaşını bitiren Cumhuriyet kı jrak yaşamak ihtiyacım duydukça bu stadında Süleymaniye Beşiktaş; Takzını, millet bağnna basıyor. kuşağı kim çözebilir ve bayrağa sarılan sim stadmda Vefa Topkapı; SüleymaHavalan yırtan fışeklerin çatırtısın ellerimizi, kim; bu yeryüzünde kim niye stadında da Kasımpaşa Altınor da, çelik adımlarla kaldırımları sarsan gevşeteb lir?.. du; Anadolu Anadoluhisar, Beylerbemekteblilerin avak sesinde, çalınan boİstıklâl marşı çalınıvor, dediler. Meyrularda ve söylenen marşlarda, hep o, dandakı canlı tablo, bir anda seslendiri yi Karagümrük maçları vardır. Bu haftanm en mühim maçı Galata konuşuvor: On beş yaşını bitiren Cum len bir filim oldu: «Ana. baba» gününün saray Güneş karşılaşmasıydı. Fakat huriyet kızı!.. manzaralarını taşıyan alanda. bu, adeta Güneş kulübünün faaliyetine nihayet En Büvüğümüz Atatürkün, eserini e bir yemin günü idi. îstanbul halkı. için verdiği spor şubeleri arasında futbol da manet ettiŞi genc nesil, öyle coşkunluk için, ve herhangi bir tezahüre lüzum bulunduğundan bu maç yapılamıyacakiçinde ki. buna ancak bir saadet buh görmeden, yalnız oradaki mevcudiyetini tır. Bu vaziyet karşısında günün en müranı denilebilir. şahid tutarak Cumhuriyete candan bağhim müsabakası mevkiini Kadıköyün Sabahtanberi. elime kalemi aldığım şu lı kalacağını. sessiz bir belâğatle tevsık deki Fenerbahçe Beykoz maçı işgal akşam saatine kadar, ilk bayram günü edıyordu. etmiş bulunmaktadır. nü doldurup taşıran sahneler, kafamın Geçid resmi uzun sürmedi. Galatasaray takımı bugünkü resmî ekranmda bırbirine karışıyorlar. Hangi Uzun süren şey, sık bir örgünün ip birinden bahsedeceğimi kestiremiyo likleri gibi birbiri içme giren kalabalı maçı yerine, Taksim stadyomunda sa at üçte Galata genclerile hususî bir karrum. ğın oradan çözülmesi oldu. şılaşma yapacaktır. Kucaklannda meme emen süt kuzu Tam dört saattenberi, tramvaylar iş larile, elleri değnekli iki büklüm ha lemiyor, otobüsler ve otomobiller, tık Rumen takımı dün akşam minnelerile, genci, orta yaşlısı, zengini, lım tıklım bir vaziyette arka caddeleri geldi fakiri, esnafı, memuru ile satıcısı ve a dolaşarak, kendılerine yol açmağa çalıPera ve Şişl: takımlarile iki maç yalıcısile, müstehlik ve müstahsilile, bütün şıyorlardı. pacak olan Rumen takımı ancak dün bir îstanbul ayakta!.. Onuncu yıl bayramı da dahil olduğu akşam geç vakit şehrimize gelebilmiş Caddelere sığamıyan insan çığları halde, Taksim meydamnm dünkü ka tir. Bu sebebden, dün yapılacağı ilân Taksim meydanma doğru, geniş uğul dar kalabalık olduğu bir günü, ben ha edilen birinci müsabaka yapılamamış tular çıkararak, yuvarlana yuvarlana tırlamıyorum. tır. Rumen takımı bugün Pera ile karilerliyorlar. Nihayet, halk yavaş yavaş dağılmağa şılaşacaktır. Arka sokaklarda, on binlerin ifade başladı. Fakat bu dağılış, biraz ileride Atlı mâni müsabakalari sine güçlükle sığan kalabalık kütleleri tekrar toplanmak içindi. Akşamın alacaAtlı mâni müsabakalarma bugün Si karanlığı, dün gece de, bir gece evvel de ayrı... pahi Ocağında devam edilecektir. Bu Bazan, bu uğuldıyan sel içinden, is olduğu gibi, elektrik ampulü yanm gün gene beş yarış yapılacaktır. Mâni timdad sesleri geliyor ve arada bir, du da utancından sönen mumlar gibi îslerin daha yüksek ve parkorlann daha raklamalar oluyor. O zaman kesif halk tanbul ufuklannı zıyaret etmeğe mu uzun olması itibarile yarışlara saat 1,30 , tabakaları içinde kargaşalık başlıyor. vaffak olamadan silinip gitmişti. Şehir, da başlanacaktır. Kıpırdanamıvarak, hatta nefes alamıya binbir gece masallarının kulaktan âşık Bugün müsabakalara girecek atlar rak; fakat, her ne pahasına olursa ol olunagelen güzelliklerine, nurdan bir dan kazanması muhtemel olanlar şunharmanî gibi bürünerek, ışıl ışıl yandı sun, ilerlemek ihtiyacile, öndekileri ıte lardır: ve cıvıl cıvıl sabahalara kadar kaynaşite, imbikten akan taktir edilmiş su Birinci yarışta: Doğan, Komsa, Efedamlaları halinde, kemiklerini çartır tı. Kızkulesinde başlıyan şenlik muharebesı de, dün geceye kadar görülmi kızı, ikinci yarışta: Leylâ, İlân, Cüce, datan tazy.kın içinden kurtulmağa çayen bir yenilik olmuştu. Gökteki yıldızüçüncü yarışta: Volga, Murad, Doğan, lışanları görüyorum. lar bile arzın bu en sihirli köşesindeki dördüncü yarışta: Yıldız, Ok, Akıncı, Beyoğlu caddesi şu dakikada hacmin sun'î yıldızları rahatça seyredebilmek Kanat, beşinci yarışta: Ateş, Mebruke, den birkaç misli yük alan eski bir gemi için, gözlerini sanki dört açmışlardı. Başkan. Murad. ye benziyor. İçinde insandan dalgaları Gök gürültüleri arasında. renk ve ışık Bugünkü yarışlar, ilk haftaya naza nın kaynaştığı bir gemi... şelâlelerinin, Boğaziçi sularma akışım ran daha heyecanlı olacaktır. Cumhuriyet abidesı, uzaktan, grişil dova doya seyrettik. * * • » «s#m*>w*'Barutgücü sahasmda bugün mez bir gaye gibi, gözleri kendine çekiÜç gün üç gece süren dumhuriyet yapılacak maçlar yor. Fakat bu fırtmalı denizden kurtulkızmın düğününde, hissedeceğimiz tat& manm imkânı yok. Nihayet, tribünlerin 1 Barutgücü Sparta A takımları yorgunluk, on beş yılın hayranlık ve rinüne kadar gelebılıyoruz. saat 15 te. ren eserlerini her hatırlayışta yeni ham2 Barutgücü Beş ktaş Bozkurd B «Türk istıkbalinin evlâdları» abideyi leler için bize yeni kuvvetler vere takımları saat 13 te. çepçevre sarmışlar. Bu öyle çelik bir cektir! kuşak ki, yüreklerimizdeki inanca des3 Barutgücü Beşiktaş Bozkurd SALÂHADDtN GÜNGÖR tek oluvor. genc takımları saat 10,30 da. Bu satırları okuduğunuz gün ve akşamı, objektifıniz en hamarat ve keyıfli demlerıni yaşamakta olsa gerektir. Sabahtan beri sokakları çmlatan ve kamaştıran boru ve bayrak kafıleleri arasında, umanm ki, birçok ele geçmez hâüralar topladınız. Hele §u, alay sancağının yanı sıra, elindeki ay yıldız resimli kırmızı balonunu hoplatarak, tin tin adımlarile yürüyen sanşın yavrunun sahici bır asker vakarı taşıyan adımları hakikaten emsalsiz bir enstantane oldu. Fakat, bu akşam, bilhassa gece ne yapacaksınız? Bu sene, on beşinci bayramımız için, etrafta birçok yenılıklerin hazırlanmakta olduğunu kaç zamandır görüyor ve işitiyordunuz. Meselâ, Sarayburnu ve Şemsipaşa havuzlarının renkli fıskiyeleri, Çamlıcanın yanardağ manzarası en evvel gözönüne gelen gece mevzularınız olacaktır. Sular karardığı saatlerde, Sarayburnunda müsaid bir kenarda makinenizi sehpasile tespit ederek fıskiyelerin, âbide ile beraber bir kompozisyonunu yapabılirsiniz. Ve dikkat ederseniz, bir taşla da iki kuş vurabilirsıniz: Havuzun kenarından havaî fişekleri atılıp duruyor; biribirini takib eden yıldız kümecikleri, renk renk pırıltılarile, titreyıp uçuşmaktadır. Objektif, lugat kitablarının da şehadeti veçhile, insan gözü gibi hayat mefhıımile alâkadar bir göz olmadığı için, eşyayı, kemali sadakatle oldukları şekilde nakledermiş.. Sehpanızı veya üstündeki makinenizi titretmemek şartile, her havaî fişeği atıldıkça ayni plâk üzerine birer defa resim çekiniz. Bu tekerrür dolayısile, renkli fıskiyelerin pozu fazla gelecek. Havaî fişekleri ise biraz zayıfça, belki bazıları kendi ışıklan derecesine gb're biraz daha sertçe olacaktır. Bu plâk veya filminizi yumuşak terkibli bir revelatör ile banyo edeceğiniz tabiîdir. Alacağınız netice; karanlık bir semada, yerdeki fıskiye ve teferruatile beraber, yukanda bir şahab yağmurunu gölgede bırakacak kadar zengin demetler, yığm halinde fışkırmış şahab salkımları olacaktır. Zira; bir insan gözü gibi muhakemeli olmıyan objektif, bir şeytan gözü kadar desisekârdır! «•»•< Avrupanın bayat, kurtlu çocuk gıdalarından sakınınız! Yavrularınızın midesini abur cuburla doldurmayınız! Tabiî, saf, lezzetli na çocuklar bayılıyor. Çok istahlı ve severek büyürler. Bu saf özlü unların vitamini bol, gıdası çok ve kalorisi yüksektir. Bütün çocuk doktorları buna şahadet eder. Avrupada daima diplomalarla musaddak birinciliği kazanmıştır. Bu kadar yüksek evsafa malik tabiî gıda ancak HASAN ÖZLÜ U N L A R I D I R . Pirinc, Yulaf, Patates, Mısır, Mercimek, Buğday, İrmik, Türlü, Tahsil Bezelya, Badem, Çavdar Özü Unlarını Çocuklarmıza Yediriniz. Tarlabaşı Maliye Şefliğinden: Şubemize kazanc vergisinden borclu Tiyatro sokak 14 sayılı dükkânda yağcılık yapan Sarandmosa aid (D. K. W.) markalı model S. 4 No.lı 2 metre uzunluğundaki vitrinli buz dolabı 1/11/938 tarıhine raslıyan salı günü saat ( 10 ) da mahallinde alenî müzayede ile satılacağmdan talıblerm aynı gün ve saatte hazır bulunmalan ilân olunur. ( 7760 ) N.G. Türk halıları Romanyada iyi pazar buluyor Bükreş (Hususî) Türk halıları Romanya pazarlarmda günden güne kıy met bulmaktadır. Son zamanlarda İs tanbuldan Bükreşe getirilen bütün ha lılar satılmıştır. Bükreş piyasasında söylendiğine göre, Almanya ve İngiltereden İstanbula yapılan halı sıparişleri dolayısile Rumen tüccarlarla Türk tüccarlar arasında yapılan taahhüdler vaktile yerine getirilememeğe başlamıştır. Ç Filistinde kanlı hâdiseler devam ediyor 1 Edirneli sporcuların yaptıkları müsabaka Edirne Yavuz spor kulübü basketbol takımile Galatasaray basketbol takımı arasında dün akşam Galatasaray kulü bü loklinde bir müsabaka yapılmıştır. Bu müsabakayı Galatasaray 26 16 kazanmıştır. Edirneli sporcular bu akşam saat altıda gene Galatasaray kulübünde Yahudi takımile karsılasacaklardır. NEVROZİN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılannızı derhal keser. icabında giinde 3 kaşe alınabilir. Makedonyadan Romanyaya muhacir geliyor Bükreş (Hususî) Yunan ve Yugoslav Makedonyasında yaşıyan Ulahlann Romanyaya hicreti devam edıyor. Dobricaya yerleştirilmekte olan Rumen muhacirlerden 200 aile geçen gün Abatsiye vapurıle Köstenceye getirılmiştır. Foto Magazin 7 nci nüshası çıktı Kapağında Atatürkün renkli bir resmile intişar eden bu bayram nüshasında çok cazib yazılar ve resimler vardır. Tavsiye ederiz. mutlaka odur.. Zaten Bedriye Satvet de görmüş!.. Onun anlattığına göre bu es mer yüzlü, kambur yürüyüşlü adam, mutlaka Adnan olacak!... Ne yapıp yapıp bu işi anlıyacağım!.. Bu cana\ar kim ise, bulup ortaya çıkaracağım!.. İçime bÖyle doğuyor!.. Mademki, iki gündür ne oldu ise, hepsi benim gözümün önünde gelip geçti; bu Adnan dediğimiz adam da kimdir, nereye saklanıyor, elbet onu da anlıyacağım!.. 5(5 SjC îjî NEVRALJİ N E Z L E BAŞ ve DiŞ AGRILARI Bulgaristanın erik ihracatı Sofya (Hususî) Kuru ve yaş erik ıhracatma bugünlerde başlanmak üze redir. İhracat ofısinin bildirdığme göre, Bulgaristanın fazla miktarda erik yetışen yalnız iki kazasmdan ihrac edilecek erik miktarı beş buçuk milyon kilodur. Şimdiye kadar on bin vagonu bulmuştur. îhracata devam olunuyor. kayalara çarpmasın, fırtınadan bir kazaya uğramasın, diye o adalardan birine çıkmışız! İşte korktuklarımızdan biri daha, başımıza geldi. Yolcular, kaptanlar, herkes bunun kaygusuna düşmüş... Herkes: Ne olacağız?.. Ne zamana kadar burada kalacağız?.. Diye kıvranıp duruyor. Arada bir, Feriha ile dayısının ölü münden söz açılacak olsa, gene herkes dudağını büküyor: O Mısırlı ihtiyarm kalb hastalığı varmış, ondan ölmüş!.. Yanlarında sarışm bir kız vardı ya, işte o da dayısını pek severmiş. Dün gece, güverteye çıkmış. Fırtınadan ayağı kaymış, dalgalar mı almış götürmüş, ne olmuşsa olmuş, denize düşmüş!.. Güzel bir kızdı amma... Kaza Fırtınadan, ortalık birbirine geçiyor. Hiç kimse güverteye başmı bile uzatacnıyor; onun ne işi varmış da geceyarısı piyasa ediyormuş?.. Diye atıp tutanlar daha çok!.. Dünya böyle, işte!.. Bir varmış, bir yokmuş!.. Zavallı Feriha!.. Kimbilir, hayattan neler beklerdi?.. Ne süslü hulyaları vardı!.. Anası babası için, belki bütün dünyaya değerdi. Nişanlısı, onu kurtarmak için, göz ~öre göre kendini ölüme atıyordu. O kadar seviyortnuş!.. Şimdi, işte o ölünce, bütün dünya onu sevenlerin gözüne kim bilir nekadar karanlık gelir!.. Yalnız o üç beş kişinin gözüne!.. Yoksa dünya gene o dünya, insanlar gene o duygusuz kalabalık!.. Sığındığımız limanm açıklarında kudurup kudurup taşlara saldıran dalgaların komurtusu, derinden derine bize kadar geliyor. Onların çığlığı bile yabuL tışmadı. Dün gece ipek gibi bir genc kızı Yolculann arasına hep böyle yaymış aramızdan çektiler, aldılar, boğdular, hâlar; herkese kaza, diye anlatmışlar. lâ doyamadılar; hâlâ kuduruyorlar... Vah, vah... Kahvaltı için salona girdim. Şükrü Diyenler de oluyor... Paşa da orada... O, bunak herif, hasta hasta ne di Nerelerdesiniz?.. ye yola çıkmış?.. O kadar zenginmiş maDiye sordum. demki, evinde oturup rahatına bakaydı İlkönce söylemedi. Gene, dün geceyadenberi ne haberler topladise onları an Deli miymiş, neymîş o kız da!.. Filistin Filistini kana boyıyan Arab Yahudi mücadelesinin arkası bir türlü ahnamamaktadır. Hemen her gün Arabların, Yahudilerin veya İngiliz kuvvetlerinin zayiat vermelerile neticelenen çarpışmalar sürüp gidiyor. Yukarıki resımde bir İngiliz polisini, kendine mevzi ittıhaz ettiği bir damdan Arab çetelerine ateş ederken görüyorsunuz. BÜTÜN AGRILARI DiNDiRiR latmağa başladı: Bütün yolculan sorguya çekmişler... Çoğu, Feriha denize düştüğü sırada, kamarasma çekilmiş, uyuyormuş!.. Uyanık olanlar da salonda imiş. Güvertede hiç kimse yokmuş; genc kızı gören olmamış. Yalnız birisi, bir kadm gölgesinin, gü vertede bir erkekle konuştuğunu görmüş... Bu kadın, Feriha ıru idi, onu pek iyi kestiremiyor; karanlıkta görememiş. Demet ki Bedriye Satvetten başka, Ferihayı gören yok!.. Tayfaların arasında da hiç kimse ne böyle bir kadın görmüş, ne de bir gürültü duymuş!.. Yalnız bir aralık, kızcağız acı acı bir çığlık koparmıştı ya, biz de Haşmetle beraber ^alonun kapısmda dururken, duyduk da, dışanya fırlamıştık. İşte bunu işitenler çok olmuş!.. Işitilmiyecek gibi değildi ki... Zavallı yavrucuk, acı acı nasıl bağırıyordu; hâlâ kulağımda... Sonra bir de şal var. Hepimiz gördük. Rüzgârdan uçup duruyordu. En sonra o da denize düştü. Bütün bunlara bakınca hiç ümid kalmıyor; Ferihanın denize düştüğü muhakkak!.. Yoksa, Cetnal kaptan ilkönce: (.Arkası var") Tefrika No.28 Zavalh Haşmet, kimbilir şimdi ne haldedır?.. Ölenlerle beraber geriye kalanlara da acımalı!.. Zaten, dündenberi bin türlü üzüntü içinde kıvranıp duruyordu. Hacı Hüsameddin öldükten sonra, Ferihanın anası babası, kendisi gibi işsiz güçsüz bir gence, kızlarını vermezlerse diye düşünüp duruyordu. Şimdi işte, yalnız işinden değil, eşinden de oldu!.. Bu yolculuk, hele onun için nekadar uğursuz geldi. Bedriye Satvet de acınacak halde amma, onun kadar değil... Ne de olsa, kadın gencdir; zengin de oldu; kocasımn nesi var, nesi yok, hepsi ona kaldı. Bir gün bayılır, üç gün ağlar; bir ay üzülür, üç ay matem tutar. Hele aradan bir iki Nakleden: KEMAL RAGIB sene geçince, hepsi unutulur. O da kendine göre yeni bir hayat kurar. Belki kocaya bile varır!.. Haşmet, Öyje mi ya?.. İki eli koynunda, sokak ortasında kaldı. Bedriye Satvet, ilkönce, kocasından kalan işleri düzeltsin diye, belki bir iki ay daha Haşmeti, kendi yanında alıkoyar, diyelim. Bittikten sonra da, yıllarla onu besliyecek değil ya.... Kim yaptı bu işleri, işte bir türlü bunu anlıyamıyorum. Feriha ile dayısının, ikisinin birden ortadan kalkması, kimin işine yarar?.. Bundan, kimin kazancı olabilir?.. Bunu anlasam, belki o canavarı bulmak da kolaylaşacak!.. Genc kızı denize atan kim ise, Hacı Hüsameddini zehirliyen de Dün geceki fırtına, zavalh Ferihanın boğulup gidişi, hepsi sanki korkulu bir rüya imiş!.. Bu sabah gözlerimi açarken ben de tıpkı öyle bir rüyadan uyanmış gibiydim: Vapur hiç sallanmıyor, rüzgârın korkunc uğultusu duyulmaz olmuş!.. İlkönce sevindim: Fırtma geçmiş olacak, dedim. Evet amma, makinelerin homurusu da susmuş!.. Pencereye doğru uzandım. Kara görünüyor!.. Bugün İskenderiyeye varacaktık amma bu kadar erken değil!.. Üstelik, fırtma yüzünden, yolda vakit de kaybettik. Yalandan giyindim, güverteye fırladım. îş anlaşıldı: Dün gece fırtma büsbütün artmış. Yolumuzun üstünde Karpathos, Kasos adaları var. Vapur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: