CUMHURÎYET 5 Eylul 1938 Ankara 4 (Telefonla) Finlândiya ve Türkiye mıllî serbest güreş takımları bugün burada, 19 mayıs stadyomunda, en ehemmiyetli futbol maçlarında görülen çok büyük bir seyirci kütlesi önünde yapıldı. Seyirciler arasında Parti Genel Sekreteri ve Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Tarhan, Ziraat Vekili Faik Kurdoğlile birçok meb'uslar ve Spor Kurumu erkânı hazır bulunuyorlardı. Ankarada yapılan millî serbest güreş müsabakasında da 52 galib geldik ERGEÇ, SiZiN DE E. Kalivrusi ve Şsi mesile bitti. Fin takımı dunde yenildi Mükâfat tevzii Ucur fiatlarla satılmaktadır. Bu fırsattan istifade ediniz. Mağazamızda yapılacak DEGiŞiKLiK HAHA. SEBiYLE bütün mallarımız gayet Müstesna fırsat! ı • 56 kilo Günün ilk güreşini 56 kilodan Gauko ile Ahmed Çakır yaptılar. Sıkletlerin en hafifinde tutuşan iki pehlivan serbestte karşılaştıklan için çok çabuk hareket ediyorlar ve bilhassa birbirlerinin bacaklarını kapmağa uğraşıyorlardı. Bir aralık Çakır iyi bir dalış yaparak Gauko'yıı altına aldı, fakat Finli pehlivan çabuk ayağa kalktı ve altı dakikahk birinci devre berabere bitti. Evvelâ üstte güreşen Finli, d*rhal sentür takmak teşebbüslerine girişti, bunda muvaffak olamadığım görünce tek kle taktı olmadı, burgu oyununa geçti gene olmadı ve üstte güreşmek sırası Ahmede geçti. Ahmed bacak sarmasma ftşebbüs etti ve bu oyunu üzerinde ısrarla durdu, fakat o da muvaffak olamadan sırasını savdı. Ayakta geçen son üç dakikada da tuş olmadı. On beş dakikahk güreş neticesinde Ahmed Çakır sayı hesabile galib ilân edildi. Müsabakalardan sonra Güreş Fede rasyonumuz Umumî Kâtıbi Şinasi Ozdemir vasıtasile misafirlerin en iyi grekoromencisi Koskela'ya bir madalya, en iyi serbestçisi Pıhlajarr.akı'ye de bir kupa hediye etti. Misafir güreş takımı azası yarın (bugün) Çubuk barajında şereflerıne veri lecek öğle yemeğı ziyafetinde hazır bulunduktan sonra akşamüzeri 7,45 trenile İzmire hareket edeceklerdir. îzmirde Türk ve Fin pehlivanları arasında bir veyahud iki karşılaşma daha yapılacaktır. TRAŞ Bıçağınız Traş Bıçağı olacaktır. Bursada yapılan güreş müsabakaları Güreş müsabakalannı takib eden Başvekil Celâl Bayar ve diğer vekillerimiz altına alarak üstürlüğü su götürmez bir şekilde temin rttiği sırada birinci altı dakika bitti. îkinci devreye Celâlin isteğile, bu şekilde yani kendisi üstte Tiunen altta olarak başlandı. Celâl bu devrede tazyikini artırarak Finli favullü hareketlerle mukabele edince orta haketni Sadullah tercüman vasıtasile kendisine ihtarda bulundu. Bundan sonra Celâl tekrar hücumlara giriştı ve on beşinci dakikanm sonuna kadar Tiunen müteaddid defalar kuvvetli köprüler kurmak suretile tuşla yenilmekten kurtuldu. Neticede Celâl ittifakla sayı hesabile galib ilân edildi. sarmiş butunuyordu. Greko romendeki teknik güreşi kadar serbestte de ustalık gösteren Mustafanın karşısında Herme ilk anlardan itıbaren kaçak davranmağa başladı. Bir aralık Mustafanın kaşı üzerindeki bandaj düştü ve gözü kan içinde kaldı. Kendısini kenarda tedavi ederlerken güreş antrenörü müsabakanm durdurulmasmı istedı ve bunun neticesinde kazanacağımız muhakkak olan bu sıkletın güreşini kaybetmiş vaziyete düştük. Bursa 4 (Telefonla) Güreş grup birincilıklerine bugün başlandı. Müsabakalara Bursa, Izmıt, Bahkesir güreşçileri iştirak ettıler. 56 kiloda Server Con «İzmit», 61 kiloda Niyazi Yıldız «îzmit», 66 kiloda Şeref «İzmit», 72 kiloda Kışbay «İzmit», 79 kiloda Süleyman «Bahkesir», 87 kiloda İbrahim «Bahkesir», ağ'r sıklette Şerif «Bahkesir» birinci oldular. Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. icabında günde 3 kaşe alınabilir. Ağır Beykozla Moda arasmda mukavemet kayık yarışı îstanbul su sporları ajanhğı tarafından tertib edilen dört tek klâsik tekneler arasında Beykoz Moda mukavemet yarışı dün yapılmıştır. Yarışa Beykoz, Galatasaray ve Fenerbahçe kulübleri iştirak etmişlerdir. Yarış oldukça dalgah bir deniz üzerinde cereyan etmesine rağmen heyecanh olmuştur. Yarışın hemen hcmen yarısında tekneleri su alan Galatasaraylılar müsabakadan çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Neticede Bejkoz birinci, Fenerbahçe ikinci olmuştur. 61 kilo Beşinci güreşi 79 kilodan Iskodlai ile Mersinli Ahmed yaptılar. Güreş Mersinlinin anî bir hücutnile çok canlı bir şekilde başladı ve bu hücum İskodlai ile birlıkte yere yuvarlanmasile neticeleniyor. İkisi birden kalkıyorlar, Mersinli birinciden daha şiddetli ve anî bir hücumla bacak kaptı ve hasmının sırtını yere getirdi. 31 saniye gibi kısa bir zamanda elde edilen bu galibiyeti halk güreşin müddetinden daha uzun süren bir müddet alkışadı. Mersinli sahadan ayrılırken birisi soruyordu: Bu ne oyunu Mersinli? 66 kilo Mersinli oyunun kuvvet oyunu olduÜçüncii güreş 66 kilodan Koskela ile ğunu sÖylemek için olsa gerek: Sadık arasında yapıldı. Bu güreşin birin Ne olacak, dedi. Hava oyunu! ci altı dakikası fevkalâde canlı bir şekil87 kilo de geçti. îki pehlivan birbirlerine karşı Altıncı güreş 87 kiloda Herme ile üstün bir vaziyet alamadıklanndan kur'a Büyük Mustafa arasında cereyan etti. atıldı. Evvelâ Koskela üstte güreşti. Bu müddet zarfmda Sadık mümkün olduğu Mustafa, kaşının üzerinde bir gün evvelkadar hasmına oyun vermemekle vakit ki güreşten hâsıl olan yarasını bandlarla geçirdi. Üstte güreşmek sırası Sadıka geçince bu pehlivan derhal bacak sarmasile dünya şampiyonunu çok sıkıntılı vaziyetlere düşürdü. Halk, bütün heyecanile Sadıkı tuşla kazanmak için teşçi ederken Koskela mütemadiyen puvan kaybediyordu, Nihayet ayakta geçecek son üç dakikaya başlanıldı, bu da tuşsuz bitti ve Sadık sayı hcsabile ittifakla galib ilân edildi. W ( p r îkinci güreşi 61 kilodan Pıhlajamaki ile Ragıb yaptılar. Güreş başlar başlamaz Finli derhal hasmının ayaklarına saldırarak Ragıbı altına aldı. 1929 Olimpiyadlarındanberi Finlândiyanın en iyi güreşçisi ünvanını muhafaza eden Pihlajamaki, buna cidden lâyık olduğunu göstermek istercesine durmadan, yoruiıaadan üstüste nefîs oyunlar tatbikına koyuldu. Buna karşı Ragıb bu ünlü şampiyona karşı bir müddet muvaffakiyetle karşı durdu, fakat 9 uncu dakika içinde tuşla yenilmekten kendini kurtaramadı. 79 kilo Son güreşi ağır sıklette Mellabo ile Çoban Mehmed yaptılar. Güreşin orta hakemliğini Fm kafıle reisi yapıyordu. Güreş başlayınca Çoban derhal kendıne mahsus hareketlerle rakıbınin üzerine çullanmağa başladı. Bir aralık Mellabo Çobana bir çelme atayım derken kendisi alta düştü. Çoban derhal hasmının tek ayağını vücudile hareket edemiyecek bir hale getirdıkten sonra Fınlinin omuzları üzerinde çalışmağa koyuldu. Bu çalışma Fınlinin kuvvetli bir köprü kurmasıle neticesiz kaldı. Bu köprü Mellabo'nun burnunu kanattığından güreş, tedavi maksadıle kısa bir nıuddet durdu. Çobanın tekrar küçük bir çalışması burnunu tekrar kanattığından bu tedavi ameliyesi teklar edildi. İlk altı dakika Çobanın lehine bittiği için güreş, arzusile olduğu şe kilde, yanı Finli altta, kendisi üstte olmak üzere tekrar başladı. Bu devrede Mellabo ayağa kalkmağa muvaffak oldu, fakat teknik bilgisini Çobanın acı kuvveti karşısında kullanamadığı için tamamile âciz vaziyette kaldı ve müsabaka Çobanın ittifakla galib ilân edil Adalar arası yüzme şampiyonası En eski nasırları bile kökUnden çıkarır, ıstırabı keser, nasırı yumuşatarak dlişürUr. İNGİLİZ KANZUK ECZANESi Beyoğlu îstanbul NASIR İLACI Beyoğlu Halkevi Spor kolunun tertib ettıği yıllık Adalar arası yüzme müsa bakaları dün Heybeliada plâjında ya pılmıs ve bu müsabakalar filme çekilmiştir. Müsabakalarda iyi dereceler alınmıştır. Taksim stadyomundaki maçlar Dün sabahtan itibaren Taksim stad yomunda birçok futbol maçları yapılmıştır. Bunlarda hangi takımların oynadıklarını ve ne netice aldıklarını sırasile yazıyoruz: Şişlinin birinci ve ikinci takım oyuncularından mürekkeb takımı Taksim Genclerini 3 1 yenmiştir. Galatasaray 3 0 Kurtuluşa galib gelmiştir. Sparta ile Türkspor 1 1 berabere kalmışlardır. Güneş B takımı Doğansporu 3 2 , Güneş A takımı da Anadoluhisarını 3 0 yenmişlerdir. Her turlü yanıklar, kan çıbanları, traş yaraları, meme iltihaplan ve çatlak an, koltuk altı çıbanları, dolama, akneler, çocukların ve böyüklerin her turlu deri iltihaplan en çabuk ve en emin bir suretie tedavi eder. 13 üncü Beynelmilel 72 kilo Dördüncü güreş 72 kiloda Tiunen'le Ankarah Celâl arasında yapıldı. Güreşç başlanır başlanmaz Celâl bir iki teşebbüsten sonra rakibini alta aldı. Tiunen birkaç dakikahk çabalamadan sonra minderin dışına çıkmak suretile ayağa kalkabildi. Celâl Finli pehlivanı tekrar Mısırlılar Îzmirde mağlub oldular îzmir 4 (Telefonla) Mısır takımı bugün îzmir muhtelitile karşılaştı ve 21 mağlub oldu. îlk devrede Mısırlılar hâ kimdi ve bir gol yaptılar. ikinci devrede İzmirliler hâkimiyetı aldılar ve iki gol atmağa muvaffak oldular. SELANIK SERGISI Devamı: 11 Eylul 2 Birinciteşrin 938 13 üncü Beynelmilel Selânik sergisine iştirak etmek istiyenlerle sergiyi ziyaret edeceklere gerek vapur ve tren azimet ve avdet biletlerinde gerekse malların nakliye ücretlerinde tenzilât yapılacaktır. Fazla tafsilât aimak istiyenler îstanbul Yunan Başkonsolosluğuna saat 11 12 arasında r.ıüracaat edebilirler. ses o kadar bitab, o kadar kırık döküktü ki, müteessir oldu. Bir kimsenin, kendi yüzünden ıstırab çektiğini görmeğe tahammül edecnedıği için, Feride Hanı mın, kendinden uzakta, azab içinde yaşadığım bilmek gerçi gururunu ve benliğini okşuyor, fakat vicdanını da rahat bırakmıyordu. Feride Hanım, küstah ve mütecaviz davranmış olsaydı, doktor Şefik, hiç şüphesiz telefonu derhal onun yüzüne kapıyacak, hatta, bu hareketin sebebiyet vereceği sinir buhranmdan sonra alıp yü rüyecek olan dedikoduların, Zeynebin kulağına başka ağızlardan intikal etmesine mâni olmak üzere, maziye aid bu macerayı karısına, münasib lisanla belki de anlatacaktı. Fakat, hattın öte tarafında, heyecan ve ümidsizlik içinde bekler gibi görünen bu kadının sesinde bir tecavüz ifadesi yoktu. Hatta, Feride Hanım, eski günleri hatırlatacak bir kelime bile söylememiş, yalnız hasta olduğundan bahsetmişti. Aylarca evvel geçen hâdisenin vehameti, sinirlerini bozmuştu. Bir türlü düzelemiyor, bozulan âsabını yerine getiremiyordu. Doktor Şefik, onun şikâyetlerini dinlemiş, sonra gayet barid bir tavırla, bir sinir mütehassısının adresini vermişti. O günden sonra, Feride Hanımın ısrarlı telefonları tevali etmeğe başlamıştı. Onun nasihatlerine, onun ilâclarına mutlaka ihtiyacı olduğunu, ondan başka doktora tnuayene olmağa cesaret edemediğini söylüyor, kendisini herhalde görmek istıyordu. Feride Hanım tarafından hâlâ sevildiğini, hetn de bu kadının meshur kibrini ve gururunu ayaklar altma alıp telefonda yalvaracak derecede kendisine merbut kaldığını görmek, Şefiğin kendi kendine bile itiraf edemediği bir zevk sebebi idi. Fakat, maziyi gömen, o günlerin kirli manzarasını bir daha görmek istemiyen Şefik kendini bu hisse kaptırmıyor, kadınm çevirdiği manevrayı daima netıcesiz bırakacak şekilde hareket ediyordu. Telefon muhavereleri haftalarca devam etmiş, her defasında doktor Şefiğin azarlarcasına sert mukabelelerile bitmişti. Lâkin, gene her defasında, Şefik, Feride Hanıma bu tarzda muamele ettiğine nadim oluyor, nihayetülemir bir hasta kadın karşısında bulunduğunu, bu yolda sert muame'enin, hastalığı belkı d« artırabileceğini düşünüyor, üzülüyordu. (Arkasi var) Dün yapılan mukavemet kayık yanşına iştirak eden tekneler yaklaşırken, Feride Hanım bitişik salona ğini bilmediği için, oraya yerleşmekte açılan perdeyi kaldırıp öte tarafa geçti. mütereddid, titriyen bir tebessüm vardı. Büyük aşk romanıt 3 7 Doktor Şefik atölyeye girdiği zaman, Şefiğin üzerindeki sehhar tesirini çok iyi Feride Hanımın kıvrak vücudünü sakh bildiği biraz boğuk ve hafif sesle: Bonsuvar, Şefik Bey! dedi. yan perdenin kıvrıntılarmda henüz dinmiBazan sadece bu ses, Şefiğin başını yen bir sallantı vardı. Nakleden: HAMDt VAROĞLU döndürmeğe kâfi gelirdi. Hele onu söyŞefik, odanın ortasında durup etrafıBir sinema filminden fırlayıp çıkmıs, bakışlı yüzü, kapmın aralığında bir da na bakındı. Karşıda, şövalenin yanında liyenin ağzından, dınliyenin kulağına takı taburenin üstünde, Feride Hanımın iş şıyan göze görünmez kuvvetin verdiği esdenilecek kadar güzel, mütenasib vücud ha göründü: gömleği diye kullandığı ipek maşlah rarlı cazıbe ile telefonda aksettiği zaman, Bana mı seslendiniz? lü ve şık bir hizmetçi atölyenin eşiğinde mutlaka çekici ve kandırıcı bir ahenğe Evet. Gelen Şefik Beyse buraya duruyordu. göründü. Şefiğin gözleri, arkasında Feride Ha bürünürdü. Şefiğin inadcı iradesinin hak Sizi soran olursa, tabiî, yok diye alırsın. Şadan, bu emre, kurnaz bir göz kır nımın kaybolduğu mavi kadife perdeye kından gelen bu ses olmuştu. ceğim, değil mi efendım? Şefik, Eskihisardan İstanbula avdet Feride Hanım, üzerine oturduğu ta pışile mukabele etti. Kapmın zili, bu es gitti; sonra tekrar bulunduğu yerin, alışık ettikten sonra, birkaç ay, eski hayatına bureyi geriye doğru iterek yerinden kaik nada daha uzun ve daha sert bir ısrarla olduğu manzarasına döndü. tı, paletini mühmel bir hareketle elinden öttü. Şadan kapıyı açmağa giderken: Gramofonun hımhım nağmeleri, yüre aid hatıralarla karşılaşması ihtimali olan bıraktı, dudaklarının kenarında manidar Amma da sabırsız adam ha! diye ğe üzüntü veren bir yeknasaklık içinde muhitlerden tamamile kaçmmış, hele her krvrıntılar yapan bir tebessümle: söyleniyordu. devam edip gidiyordu. Şefik yürüdü, iğ ne pahasına olursa olsun hafızasından Adamma göre! dedi... Gelen dokFeride Hanımın tebessümü bir zafer neyi plâktan ayırdı. Odayı, kulağa süku silmek istedıği o mahud maceranın kahtor Şefik Beyse... ifadesi almıştı. Arkasmdaki iş gömleği net, kalbe huzur veren anî bir sessizlik ramanına görünmemek için mümkün olan Hizmetçi, beyaz hotozunun kenarla ni çıkarırken, kulağı, kofidordan parça kapladı; ayni zamanda, mahmur ve ılık herşeyi yapmıştı. Fakat, günün birinde, Feride Hanım, kilidli kapıları aşan, durından taşan bukleleri, fıkırtılı bir gülüş parca akseden muhaverede idi: bir ses işitıldı: varları delip geçen, yolunda hiçbir engel le oynatarak: Köşede bir gramofon vardı. Feride Bu havayı sevmiyor musunuz? Hanım gramofona doğru yürüdü, iğneyi Anladım, efendim... dedi. Doktor Şefik arkasına döndü. Feri tanımıyan telefondan istifade ederek, oplâğın üstüne yerleştirdi. Odayı, yekna de Hanım perdeyi kaldırmış; bitişik oda nu, hiç beklemediğı bir anda, sesinin caTam kapıyı örtüp odadan çıkacağı s:sak birkaç nağmenin tekerrüründen iba nın loşluğu içinde daha beyaz görünen zibesi içine almıştı. rada, Feride Hanım seslendi: ret melânkolik bir hava kapladı. Gelen şeklile, eşikte duruyordu. Dudaklannda, Şefiğin o gün, ilk yaptnak istediği ha Şadan, bana bak! misafirin telâşlı ve sert adımları, kapıya karşısındakinden nasıl mukabele görece reket, telefonu kapatmak olmuştu. Fakat Hizmetçinin küs^'h sülüşlü ve arsız ouıır