Tanışma Uzunboylu sanşm adamla ortaboylu kesik bıyıklı adam karşılaştıkları zaman, gözleri gayriihtiyarî yekdiğerine takıldı. Bir müddet böylece kaldılar. Sonra her ikisinin yüzündc bir tebessüm halkalan dı. Yekdiğerlerine yaklaştılar. İkisi dc ellerini uzattılar ve birbirlerinin ellerinı hararetle sıktılar: Nasılsınız beyefendi? Teşekkür ederim. Ya zatıâliniz? Allaha çok şükür, iyiyim. Sustular. İkisi de birşeyler söylemek istiyor, fakat söyliyemiyorlardı. Yalnız yekdiğerlerine bakıyorlar ve sırıtıyoriar dı. Neden sonra uzunboylusu yeniden söZe başladı: Zatıâlinizle bir yerde teşerrüf mi§ olacağız. ct Murad Sertoğlu 1 CUMHUKItt.t ö L.viül t<M3 RADVO Tele objektif Evet, evet.. gayet iyi hatırhyomm. Buna rağmen nerede ve ne fırsatla tanıştığımızı maalesef hatırlıyamıyorum. Ben de. mu? Zatıâliniz Ankarada bulundunuz Hayır. Fakat işim icabı sik sık îzmirc giderim. Yoksa... dim. Hayır, bendeniz hiç îzmire gitme Nekadr tuhaf... Durun bakayım. Hayır, aldanıyorsunuz. Ben böyle Sizin siyahlı beyazlı pötikare bir tlbise bir adam tanımıyorum. niz olacaktı. Şimdi karşılıkh olarak tanıdıkları a~ Tamam var. Siz de galiba baston damları sıralamağa başladılar. taşıyordunuz. Müteahhid Şükrü Beyi tanır mı Çok doğru... Bir müddettenbçri sın? kullanmıyorum. Evet, bütün bunlar ta nıştığımızı ispat ediyor, fakat nerede? Hayır, avukat Etem Beyi tanır Acaba teklif etmeğe cesaret edebi mısın? lir miyim? Eğer işiniz yoksa beraberce Hayır, eczacı Asaf Bey? birkaç kadeh içebilir miyiz? Hayır, yüzbaşı Salih Bey? Tamam. Adanalı topçu yüzbaşısı Eğer sizi, rahatsız etmiyeceğimi değil mi? bilsem.. Değil, Erzincanlı piyade.. Aman efendim, istağfirullah.. Oyleyse tanımıyorum. Tuh Allah Yakm bir meyhaneye girdiler. İkisi de müstahakını versin. Fakat biz nereden tarakı ısmarladılar. Yekdiğerlerinin sıhhatine ve şerefine içtiler. Bir müddet hava nışıyoruz yahu? larm sıcaklığından, sonra yolların kötü lüğünden, tramvaylann kalabalığmdan. daha sonra da kadınlann pek açık iaçık dolaşmağa başladıklarından şikâyet yollu bahsettiler. ...Eikirleri her hususta uyuyordu ve yekdiğerlerile konuşmaktan çok zevk alıyorlwdı. Az zaman içinde içli dışlı ahbab olmuşlar ve artık birbirlerine «sen» dıye hitab etmege başlamışlardı. Fakat gel gelelim, hâlâ nerede tanıştıklannı, ne ve* sile ile ahbab olduklanm bulamamışlardı. Dostluklarının üzerinde hafif bir gb'lge tesiri yapan bu perdeyi yırtmak için ye niden bir gayret sarfettiler: Sen Fatihte ev filân yaptırmış mıydın? Hayır. Kadehler boşalmak üzere yeniden doldu. Tam tokujturulacağı zaman ikM* nin de gözü meyhanenin kapısında be'i ren ve bulundukları masaya bakmakta o~ lan bir adama ilişti. İkisi bir asjızdan: Buyursanıza, Kemal Bey! diye bağırd'Iar. Sonra yekdiğerlerine muhabbet dolu birer nazar attılar. Nihayet müştereken tanıdıkları bir adam bulmu^lardı. Bu adam artık canlarını sıkan su sırn çözecek ve dostlukları bir kat daha kuvvet bulacaktı. kal etti. îkisi de terbiyesiz ve nezaketsiz insanların aleyhinde bulundular. Bu neGeçen hafta at yarışlarının sonu olduvi insanlara karşı kanunî müeyyidelerin çok hafif olduğunu söylediler. Misal ol ğu içm, farzediniz, sizinle (Veliefendi) mak üzere şahid olduklan bir iki hâdisey ye gitmiştik. Pistin dönemec yerinde yanımda idi anlattılar. nız. Beş atluıın koştuğu üçüncü yarışı o Uzunboylu dedi ki: noktadan beraber tesbit ettik. Sizde de Samimî olarak söylüyorum. Mesebenim gibi Leica makinesi vardı. Fakat lâ senin gibi nazik, iyi kalbli, hoşsobbt benim makinede beş santim objektif, sizadamlar nekadar azaldı, nekadar seyrekde ıse (13,5) santimlik teleobjektif varleşti. dı. Ortaboylusu sözünü kesti: İkisi önde, üçü onlann peşinde çırpma Iltifatına teşekkür ederim karde rak gelen atlıların birer resmini almak içm sim. Bilâkis ben diyebilirim ki hayatımda senin kadar nazik, senin kadar açık yü intihab ettiğimiz yerleri tetkik edelim. Bu beş atlıyı bir arada' filme göstermek rekü ve iyi adama rasgelmedim. esastır; fakat koştuklan hattın yanında Şimdi karşılıkh olarak rakıları mu dunıp hepsini yandan mı alalım, yoksa habbet ve ebedî dostluklar şerefine içi karş'.larına geçip biribirinin peşinde bir yorlardı. salkım şekli mi verelim? Herşeyde kolayı Ortaboylusu birdenbire: dururken güç olanı başarmak tercihe de Buldum, diye haykırdı. Nerede ğer bir kıymet olduğuna göre, atlılarım:tanıştığımız aklıma geldi. zm karşısma geçelim amma, beş santimlik Obürü heyecanla atıldı: objektifle filmi doldurmak için yıldınm Nerede? gibi uçan bu kafileyi burnumuzun dibine Doktor Şakir Beyi tanırsm değil kadar beklemek, galiba, tehlikeli olur. mi? O halde sizin makinedeki (13.5) san Hangi doktor Şakir? timlik objektifin uzun görüşünden istifa Canım §u, dahiliye mütehassısı. de edeceğiz: Kadıköyünde oturur. Sarı boyalı bir evi Siz, şöyle, yirmi beş metre kadar bir var. mesafeden atlıların dönemeç noktasını Charlîe Chaplin sinemadan cekiliyor! Büyük komik meşhur bastonunu bir Fransız gazetecisine hediye ederek: «Alın bunu, dedi, çünkü artık Şarlo ölmüştür» (Bu aksamki program j ANKARA: 14,30 karışık plâk neşriyatı 14,50 plâkla Türk musikısi ve halk şarkılan 15.15 ajans haberlerı 1830 karışık plâk neşriyatı 19.15 Turk mu.sıkLsı ve halk şarkiıirı (Haluk Recaı) 20 saat ayarı ve arabca ne?nyat 20,15 Turk masıkiâi ve halk §arkıları (Sadi Hoşses, Radıfe Neydik) 21 havacılık münasebetile konuşma (Behçet Kemal Çağlar) 21.15 stüdyo salon orkcstrası 22 ajans haberlen ve hava raporu • 22,15 yarınkı program ve son. ISTANBUL: 12,30 Turk musikisi (plâk) 1250 hav?dls 13,05 Turk muslklsı (plâk) 13 30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son lg.3Q dans musıkısi (plâk) 19 konıeran* Kadıköy Halkevı namına, Ihsan Rlfat Unlversite ve yuksek tahsıl çağında veum) 19,30 dans musikısı (plâk) 19,55 borsa haberleri 20 saat ayarı: Grenviç rasadhanesınden naklen, Hamiyet Yüceses ve arkadaşları tarafından Türk musikLsi ve halk şarkılan 20,40 hava raporu 20,43 Ömer Rıza Doğrul tarafından arabca söylev 21 saat ayarı, orkestra 21,30 fasıl saz heyetı: Ibralum Uygun ve arkadaşlan tarafından 22,10 Konseıvatuar profesorlerinden Muhiddın Sadık. Vlyolonsel konseri piyano refakatlle 22,50 ajans haberleri, ertesi gunün programı 23 saat ayarı, son. Holivud'dan «Cinemonde» in başmuharriri yazıyor: Araya araya nihayet Şarlo'yu buldum. San Fran?isk& civarında Carmel ley the sea'da.. Geçen birincikânundanberi orada oturmakta imiş.. Şehir çok hayaltar ve bol güneşin altmda parıl parı! parlıyor. Büyük san'atkâr orada yapayalnız.. Haftada bir kendisini yalnız hususî işîcrinm ıdaresıne memur Recves ziyaret ediyor, ayda bir de çocuklan geliyorlarmış. Yirmi senelik arkadaşı filimlerindeki esaslı partönerlerinden Henry Bergman'ı, o meşhur iriyarı aktörii bıle görmek istemiyormuş. Artist bazan eski Charlie Chaplin karılannı düşünüyor, onunla hayatlarını teşrik etmeleri neticesi bedbaht oldukla yatıyor, saatlerce düşüne düşüne dolaşırına hükmediyor ve müteessir oluyor yor.. «Asrî zamanlar» ı vücude getir muş!.. mekle eskiyi yenilemek istemenin ne boş önümde duran adam, âdeta ufaktefek bir ihtiyar.. Tavrı düşünceli, vaziyeti ve faydasız birşey olduğunu bizzat tecrümüteessirane.. Belli ki çok canı sıkıhyor.. be ettim.. Zavallı adam.. Yeni neslin Şarlo'oan tutunuz. Yerde bir toprak kabarcığını ve Saçları tamamile beyazlaşmış. Fakat hâtamamile bihaber bulunduğunu, eski nesyahud kenardaki korkuluk direklerinden â kudretli bir tarzda nükteler yaparak lir. ise onu unutmak üzere olduğunu bilibirini esas net plânı tutarak vizörünüzde konuşuyor.. Çok defa söyledikleri ciddi yor.. Onun için ne elîm bir vaziyet!.. midir, lâtife midir, tereddüd ediyorum. sahneyi hazırlayın. İşin tuhafı komik yalnız dünyanın siyasî Parmağınız deklâsşör düğmesinde, Cümlelerinin arasında rabıtadan pek de vaziyetile yakmdan alâkadar görünmek gözünüz vizörün verildiği (sahne) de o eser yok... istiyor.. Çin Japon muharebesinden, Is Kendim için ve Paulette için üç se panyadaki dahilî mücadeleden, faşist rearak uzaktan atlıların gelişini takib edin. Roosevelt'ten, Amerikanın Net plânı noktasma ilk atlının ayağı gel naryo hazırlamışttm, üçünü de yırthm. jıminden, Bundan sonra tekrar Şarlo kıyafetine gi dahilî işlerinden bahsediyor: diği anda düğmeye basabildiniz se.. önden geriye doğru gittikçe flulaşan ve he receğimi pek zannetmiyorum, bununla Herşeyden evvel, diyor, işsizlikle yeti umumiyesi objektife her an yaklaş ötedenberi kendime gaye edindiğim Na mücadele etmek lâzım.. Buna aid birçok makta olan bir sahne tesbit etmiş oldu polyon rolüne çıkacağıma hükmetmeyin! projelerim var.. Lâkin iptida milletlerin Hayır.. Fakat şimdiye kadar ahştığım yekdiğerlerile anlaşmaları lâzımdır. Dünnuz. sekle tamamile aykırı başka bir tip yara yanın mekanizmasında birçok bozuklukBendeki beş santimlik objektifin çok tıp yaratamıyacağımı da pek bilemem. OIar var.. Çok defa deha ile intizamsızlık daha geniş olan görüş sahasına ayni sah nun için Paulette'yi tamamile kendi ha birbirinin peşini bırakmıyan arkadaşlar neyi doldurabilmek için gelen atlıların line serbest bıraktjm. Maamafih filmi dır.. Oh.. Birçok fikirlerim var, bunu yıldınm süratini idare edebilecek kadar bizzat kendim idare etmek üzere ona kendimden başkasına açamam. O sırada okulmk, elbette kabil olamazdı. mahsus bir senaryo yazmak fikrinden beni evvelâ korkutan, sonra sevindiren bir Bundan anlaşılıyor ki, uzak mevzu'ar vazgectiğimi de tekrar tekrar kendisine hareket yapıyor. Filimlerdeki ebedî ar da mesafe tebeddülünden kazanılacak söyledim. Kızcığız şimdi «Birleşik ar kadaşı bastonuru alıyor: ölyefi elde edebilmek için teleobjektif tistler» şirketinde çalışıyor!.. Rica ederim, bunu alın, diyor, ercih edilmelidir. Zengin, hür ve serbest artist burada «Asrî zamanlar» dan sonra fılım çevirhiçbir şeye alâka göstemıeden yaşamak mek niyetinde deği'im. Artık Şarlo ölN. G. ktiyor. Pek az çalışıyor, pek az sigara müştür. Onun için bastona kat'iyyen ihve icki iciyor, gayet erken kalkıyor, geç tiyacım yok!.. Yabancı merkezlerden (orta dalga) müntehab parçalar Operalar 18 35 Munıh: Nurenberg'in başşarkıcısı (Vagner'in). 21,05 Belgrad: Gramofonla hir oper» temsili. Operetler 2105 Prag n : Bir operet temsiîi. 22,25 Roma I: Yeşil pantalonlu Don Gü (Carabella'nın). Biiviik konserler 21,05 Beromunster: Beethoven, Mozart. Hândel, Schubert'ln eaerleri. 21,40 Britlsh NaUonal: Vagner'den p»r» çalar. 21,50 Paris (Radio): Weber, Mozart. R. Strauas ve Beethoven'in eserleri. 22,35 Milâno I: Venedik'tekl asrî muslM şenliklerinin nakll. 23.15 Brüksel: Çaykovski'nin 5 inci senfonisi (gramofonla). 2320 Doyçlandzender: Büyük konser. 19,05 Garbî Ingiltere: Mozart ve Bach'ııi eserleri. Oda musikileri Askerî bandolar Şarkt konserleı i 18,35 Doyçlandzender; Muhtelif lar. parça« 18,35 Munıh: T. Lemnitz, G. Lohlora v« R. Bockelmann «Nurenberg'in baş şarkıcısı» operasında. Hazîn bir ölüm Fakat gelen adam onlara doğru yak* Yahu nerede tanıştığımızı hâlâ bır lastıkça hayretle başını sallıyor ve gör lamadık. * Benim de kafam hep bununla meş düğüne adeta inanmak istemiyordu. Ma* gul, Dur, galiba buluyorum. Sizin mu sanın önüne varınca uzunboylu adam dayanamıvarak sordu: allimlikle bir alâkamz olacak galiba. Allahaşkına şu sırrı çöz. Bİ7. bey Hayır, hiç bir alâkam yok. biraderle nerede tanıstık. Bizi birbiri Ne iş yaparsınız? mize sen mi tanıştırdın? Iki jaatt^nberi Yağ tüccarıyım. bu meseleyi halledemedik. Yağ tüccan mı) Celen adam güldü: Evet, ya siz? Hayır, ben tanıştırmadım amma, Ben maarif müfettişiyim. tanışma sahnenize sahid oldum. Nasıl ha Garib şey.. Mesleklerimiz ara tılıyamıyorsunuz? Bundan iki ay kadar sında hiçbir münasebet yok. Herhalde evvel; evet, evet gene bu meyhanede size raslamiştım. Birbirinize yan mı bakbaşka bir vesile ile tanışmış olacağ'.z. mıştınız, küfür mü etmiştiniz iyi aklımda Sakın bir poker partisinde filân tanışmış olmıyahm. Oyun oynar mısınız? kalmadı. Yalnız birbirinize girmiştiniz. Hiç akhm ermez. Hayatımda eli Sen elindeki bastonu merhametsizce indiriyordun. Sen de adamcağızm siyahlı beme iskambil kâğıdı almış değilim. yazlı pötikare elbisesinin yakasını aşağı O halde nerede tanışmış olabiliriz? ya kadar yırtmıştın. Sizi güçbelâ ayırabılKadehler yeniden dolup bojaldı. Mevmiş ve evlerinize göndermiştim, unuttunuz zu yeniden havaiyata geçti. Her ikisi hamu? yatın çok pahah olduğunda ittifak ettiMURAD SERTOĞLU ler. Sonra mevzu nezaket bahsine Inti Kars komutanı merhum General Eminin gelini ve topçu üstteğmen İhsan Özerin esi Bavan Süheylâ Özer kısa bir apandisiti müteakib pek genc yaşında Jülhane hastanesinde cumartesi gecesi efat etmistir. Cenazesi dün Bakırköy aile mezarlığına defnedilmiştir. Mer hume geride 2,5 aylık bir de yavru bırakmıştır. Kederdide eşine sabırlar temenni ederiz. Merhumeye de Tanrıdan mağfiret dileriz. C NÖBETÇİ ECZ ANELER Bu gece şehrımizin muhtelif semtlerlndekı nobetçı eczaneler: Istanbul ciheti: Eminonunde (Minasyan), Alemdarda (Ali Rıza), Kuçukpazarda (Necatl Ahmed), Kumkapıda (Cemil), Şehzadebaşında (Ham dı), Karagumrukte (Fuad), Aksarayda, (Sarim), Fenerde (Vitall), Samatyada (Tcofilos), Bakırkoyde (Merkez), Şehremlnln. de (Nâzım), Eyubde (Arif Beşer) eczane^ leri. Beyoğlu ciheti: Tunelde (Matkoviç), Yüksekkaldırımda (Yenikolopulos), Osrıanbeyde (Şark Merkez), Parmakkapıda (Kemal Rebul), Galata Topçular caddesinde (Ylçepulos), Ka sımpaşada (Mueyyed), Hasköyde (Ne3im Aseo), Ortakoy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. Kadıköy Eskiiskelede (Sadık), Yeldeglrmeninde (Uçler). Buyükadada (Halk). Heybehde (Tanaş), Uskudarda (İmrahor), Besiktaşta (Vidin), Beykoz, Paşabahçe, A. Hısar eczaneleri. Bir îki satırla •^ Rejisör Germine Gallone îtalyada «Saba kraliçesi» namında bir filim çevirecektir. Bu kordelânın fransızca versionunda başrolü Alıce Cocea oynıyacak ve dış sahneleri Habeşistanda çevrilecek tir. ^ Jaques Feyder, bütün dünyaca tamnmış meşhur bir eserden bir filim vü cude getirecek ve bu kordelânın başrollerini Francoise Rosay, Charles Vanel ve Pıerre Blanchard oynıyacaklardır. •^ Başrollerini Sımone Simon'la Jean Gabin'in oynamakta olduklan EJmil Zola'nm «Hayvan gibi insan!» eserinden muktebes fılmın haricî sahnelerinden Havre limanında çevrilmesine başlanmıştır. • f Fransız mizah muharriri Clemenf ^ Vantel'in «Bay rahib zenginleri ziyaret ediyor!» ismindeki eseri yeniden filme çekilecek, başrclleri Fransız komiği Bach, Elvire Popesco, Pierre Larquey oynıyacaklardır. •^ Vaktile «Yürüyüş Cavalcade» ismile \Hicude getirilen filim, Amerikada yapılmıs olmakla beraber bize Ingiliz tarihinin 30 senelik bir panoramasını göstermişti. Şimdi Holivud'da «Amerikanın yürüyüşü» ismile Amerika tarihini ve medeniyetini canlandıracak olan bir kordelâ yapılmak istenilmektedir. Bu eser, 1939 da Nevyorkta açılacak büyük sergide gösterilecektir. •jf Meşhur Manon operası filme çekilecek ve bu kordelâda başrolü Lily Pons oynıyacaktır. Teşekkür Müptelâ olduğum bir hastalığın GülTane hastanesinde tedavisi esnasında üyük hazakat ve meharet gösteren ve eni muhakkak bir ölümden kurtaran ildiye kısmı profesörü Bürhaneddin, asistanları Taceddin ve Hakkı ve Bas hemşire Bavan Naciyeye sonsuz teşekkürlerimi bildiririm. Cibali 14 üncü mekteb öğretmeni Fahriye Şenkal Evlenme Merhum deniz yarbayı Bay Münirin kızı Vedia Orgunla deniz subaylanndan üstteğmen Hakkı Göksunun evlenme törenleri Deniz Harp Okulu askerî ka zinosunda dün gece yapılmıştır. Saa detler dileriz. ( TFlâdelfiya hapishanesindeki ölümlerin sebebij Yeni Eserler Yücel Yücelin eylul 938 sayısı da her zamanki gibi dolgun yazılarla çıkmıştır. Bu sayıda bılhassa, on beşinci yıl marşı münasebetile, Tercümelerimize ne za ar. man dikkat edeceğiz, Anket sonunda kuvvetlenen kanaatlerimiz gibi kıymetli ve hareketli yazılar, Halide Nusretin son yazdığı nefis bir şiir, Behçet Kemal Çağların Haber aldığım akşam başlıkh bir şiiri ve Cahid Sıkımn, Yusuf Mardinin ayrıca şiirleri vardır. Nefis tab lolarla süslenen bu güzel mecmua, bu sayımızda Balzac'ın Goriot babasım hulâsa ederek vermektedir. Bunlar gibi birçok yazıyı bir arada toplıyan bu kıymetli mecmuanm bu sayısını bütün okuyucularımıza tavsiye ederiz. •^ Fransız filim âmillerinden ve tiyatro muharrirlerinde Marcel Pagnol almanca ve fransızca iki versionda olmak üzere b:r filim vücude getirecektir. Kordelânın ad; Fritz olacaktır. Baş rolleri Raimun, O ran Demozi ve Andre Delmont oynıyacaklardır. * Holi^d'da R. K. O. filim şirketi tarafından Alexandre Dumas'nın meşhur «Üç silâhşor» namındaki eseri beşinci defa olarak filme çekilecektir. jf Gelecek şubatta Fransızlar «Nigerli adam» isminde bir filim çevirmeğe başlıyacaklardır. Kordelânın haricî sahne • leri Afrikada Niger'de çevrilecek ve bas rolü Victor Francen oynıyacaktır. ^ Venedikteki sinema sergisini ziyaret eden İtalyan Başvekili Sinyor Mussolıni «Şikago yangmı» filminden çok bahsedildiğini duyduğu için mezkur kordelâyı görmek istemiş ve o büyük felâketi yaşatan eseri seyrederken büyük bir heyecan duymuştur. Venedik sergisinde cazbandın tarihini ve ona halkın bir zamanlar nasıl çılgınca bir temayül gösterdiğini tasvir eden ve başrolleri Alice Fay ile Don Amech ve Tyrone Povver tarafından oynanan filim de büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. •^ Amerikada «Eğer bir milyon ve rebilseydim!» isminde bir filim çevril mektedir. Bu kordelâda başrolleri Warner Baxter, Peter Lorre oynamaktadır Acıklı bir ölüm Şehid kaymakam Mehmed Ali Beyin refıkası İş Bankası ikinci direktörü Bürhan Aşanın vahdesi, tüccardan Cemil Sukiyenin kayınvalidesi Refia Aşan müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak rahmetı rahmana kavuşmuştur. Cenazesi bugünkü pazartesi günü Göztepedeki hanesinden kaldırılarak öğle namazı Göztepe camiinde eda edildikten sonra Sahrayicedid kabristanmda aıle mezarlığına defnolunacaktır. Ce nabı Hak merhumeyi gariki rahmet eyliye. VEFAT Karamürsel Adliye Başkâtibi Mustafa Ersöz, yapılan ameliyattan sonra kısa bir rahatsızlığı müteakib 2 eylul 938 günü vefat etmiş ve Teşvikiye Sağlık Evinden kaldırılan cenazesi, namazı kılmdıktan sonra Evübdeki kabrine def nedılmiştir. Henüz genc yasmda vefat eden merhum, hayatında doğruluğu, temiz kalbliliği, vazifesine olan bağhlığı ve birçok ictimaî teşekküllerdeki dü rüst hizmetile Karamürsel ve muhitinin muhabbetini kazanmış ve herkese kend'sini sevdirmişti. Bu acı ayrılıgından dolayı çok müteessir olan ailesine, akraba ve arkadaşlarına taziyetlerimizi bildiririz. Bahçesinde Her akşam zengin varyete. Budapeş teden yeni ge len Robert TRİO VOKS Balet, 4 Stan, Dizöz Marie ta, Dansöz Rozita 193839 mevsimi filmlerinden sahneler Hususî ve münferid dans dersleri Amerika Filâdelfiyada bir hapishanede açlık grevi yapan dört Beyoğlu Karlman karsısında Nurzimahkum ölü olarak bulunmuslardır. Tahkikat neticesinde ölümün mah ya sokak No. 3. Müracaat saatleri, pakumların bulunduğu höcerenm fazla ısmmış olmasından ileri geldiği anzardan maada hergün (1214), (1721) İEŞümıştır. Resmımizde tetkik olunmak üzere hapishaneden kalorifer boProfesör Panosyan rularının çıkarıldığı görülüyor. tedris ediliyor Kobert JMontgomery ve Virginia Bruce «Fırtınadan sonra! » filminde