S Tenunuz 1938 CUMHURİYET f Ankarada imzalanan itilâfnamenin metni IBaftaraft 1 inci satıijede} İzmir tacirlerinin dilekleri Demiryollar idaresinin bir büro açması isteniyor îzmir (Hususî) Ihrac mahsullerinin idraki yaklaşbğmdan alâkadarlar hazırlıklara başlamışlardır. Ticaret Odasmda toplanan ihracat tacirleri ve komiserler nakil işlerinde bazı kolaylıkların yapıl ması için Devlet Demiryollanndan temenniyatta bulunmağa karar vermişlerdir. Tüccann Devlet Demiryollanndan temennisi şudur: tncir mevsiminde incir mahsurüne mahsus olmak üzere yemiş çarşısına yakın bir yerde bir büro açılması ve konşimentoların burada verilmesi, tediyatta kolaylık lar icrası, tartılann yeni ihtiyaclara göre tekâmül ettirilmesi, palamud ve baklanın ardiye müddetinin bir aya çıkarılması. Bunlardan başka tüccar, çok eski bir temennisini de tekrarlamıştır: Ticaret Odasının da muhtelif zamanlarda alâkadar yüksek makama yaptığı bu temenni, ambarların, hususile Basmahane ambannm betonlaştmlmasıdır. Haber aldığıma göre, Devlet Demir yollan ambarlarının betonlaştınlması, hatta içerisine parke döşenmesi işine yakında başlanacaktır. Bunun için icab eden tahsisat verilmiştir. Ticaret Odası tarafmdan Devlet Demiryollanna bildirilen tüccann temenni • leri, alâkadar yüksek makama dd arzedilecektir. Yeni dostluk vesikası tam bir samimiyet havası içinde imzalandı [BagtaraH 1 inci sahifede] Gündengüne güzelleşen bir kasaba: Yenişehir Temiz suya, yeni binalara kavuşan Yenişehirliler ziraî sahada da yenilikler gösteriyorlar Madde: 2 Yüksek âkid taraflardan biri, müsalemctkârane vaziyetine rağmen bir veya müteaddid devlet tarafmdan taarruza uğrarsa diğer taraf, ihtilâfın devamı müddetince, mütecavize veya mütecavizlere ne vaziyctte olursa olsun hiçbir yardım ve muavenette bulunmıyacaktır. Madde: 3 Umumî sulhun ve şarkî Akdenizde emniyetin muhafazasına ayni derecede merbut bulunan yüksek âkid taraflar, inkişafı, 29 mayıs 1937 tarihli Sancağın tamamiyeti mülkiyesini tekeffül muahedesinden kendilerine terettüb eden garanti taahhüdünün tatbikım icab ettirebilecek mahiyette her vaziyet karşısında taah hüdlerinin ifasını temin ve bu hususta mütekabiîen birbirlerine muktazi kolay lıklan bahşeylemek için istişarede bulunacaklardır. bunlann mer'iyetini bir senelik bir müddet için temdid etmek, Şu kadar ki, bu anlaşmalann otlak ve mer'a haklanna müteallik ahkâmı bugünden itibaren mülgadır. 3 Türkiye ile Fransa arasındaki 3 Subat 1930 tarihli dostluk, uzlaşma ve hakem muahedesine merbut protokol ile müesses Türkiye ile Fransa Cumhuriye ti otoritesi altına konulmuş olan memle ketler arasındaki uzlaşma ve hakem u sullerini ayni müddet için mer'iyete bı rakmak, 4 Türkiye Hariciye Vekilile Fransa büyük elçisi arasında 29 mayıs 1937 tarihinde teati olunan mektubların birinci fıkrası yerine kaim olacak bir yeni protokol ile optanlar meselesinin halli için son usulleri tesbit etmek, i§bu beyannamenin knzası güoünden itibaren buna merbut olan bu protokolun mer'iyete girmesi mukarrerdir. 2 Antakyada 3 temmuz tarihinde imza edilen Genel Kurmaylar anlaşmalarına tevfikan San cakta Franstz kuvvetlerile teşriki mesai edecek olan Türk kuvvetle rinin kendilerine tahsis edilen menatıkta konaş yerlerini intihab etmek üzere konuş müfrezeleri bu akşam «4 temmuz 1938» de Hataya gireceklerdir. Türk kuvvetleri yarın «5 temmuz 1938» de gündüz gireceklerdir imza merasimi 5 Türk tebaasmı Suriye ve Lüb nanda, Suriye ve Lübnan tebaasmı Türkiyede ikamet hukuk ve şeraiti ve bilhassa adlî salâhiyet hususunda en ziyade mü saadeye mazhar millet muamelesinden istifade ettirmek, 6 tki hükumet, Suriye hükumeti yapabilecek mevkide olunca, işbu beyannaMadde: S menin ikinci fıkrasuıda tasrih edilmiş o î$bu muahede, iki yüksek âkid ta lan şerait dairesinde mer'iyette ipka edilraf arasında, bazı ihtilâflar hakkında, hu miş olan bugünkü iyi komşuluk mukavesusî bir hal suretd tesbit eden ahkâm ile lesini, mandamn inkişafının yeni scraitine tearuz etmez. ırydurarak Türkiye, Suriye ve Fransa aMadde: 6 rasında üç taraflı bir dostluk muahede İşbu muahede, Cemiyeti Akvama dü sine kalb ve itmam etmeği kararlaştır şen vazifeyi tahdid veya Milletler Cemi mıçtır. yeti paktı dolayısile yüksek âkid taraf 7 30 mayıs 1926 tarihli dostluk ve lara terettüb eden vecaibe halel verecek iyi komşuluk mukavelesi Türkiye hükuşekilde tefsir edilemiyecektir. metile Suriye ve Lübnan üzerinde bey Madde: 7 nelmilel senedlerle kendisine tanınmış olan îşbu muahede tasdik edilecek ve tasdik salâhiyetlere tevfikan hareket eden Frannameler mümkün olan sür'atle teati olu sa cumfouriyeti hükumeti arasında akdenacak, tasdiknamelerin teatisi anından i dilmiş olduğundan, ahkâmının Lübnan'ı tibaren mer'iyete girecektir. Müddeti on alâkadar edenlerinin zamanı geldiğinde sene olacak ve müddetin hitammdan alb hususî bir anlaşma mevzuunu teşkil edeceay evvel fesholunmadığı takdirde her de ği mukarrerdir. Diğer taraftan şu da mukarrerdir ki: fasında 5 senelik yeni bir müddet için Imkân hâsıl olunca Türkiye Suriye ve kendiliğinden yenilenmis. addolunacak • Lübnan aralannd&ki tkarî münasebetleür. • • Tasdikan bilmakal yukanda isimleri rin inkişafım teminen müzakerat açıla * • . geçen murahhaslar işbu muahedeyi imza caktır. 8 NSıayet Türk ve Fransiz hüku*ye mühürlerile tahtim eylemişlerdir. ** Aokarada iki nüsha olarak 4 temmuz metleri, Türklerin Fransada ve FrajT • sızlann Türkiyedeki vaziyetini tesbit için T938 de tanzim kılmmıştır. bir ikamet tnukavelesini yakın bir za • Müşterek beyanname manda müzakere etmek hususunda mu Türkiye ve Fransa hükumetleri, tabık kalmışlardır. Türkiye ile Fransa arasında mevcud 3 İki nüsha olarak Ankarada 4 temmuz subat 1930 tarihli dostluk, uzlajma ve 938 te yapılmrçtır. hakem muahedesinin yerine kaim olmak Optanlar a mütedair üzere, bugün imza olunan dostluk mua protokol hedesini nazan itibara alarak, Lozan muahedesinin 31 inci maddesi îşbu müşterek beyanname ile aşağıdaki hususat hakkında mutabakatlarraı müsa nin tatbikı dolayısile Türkiye lehine hakkı biyarlarını istimal etmiş olan kimselerhede etmişlerdir: 1 29 mayıs 1937 tarihinde Millet 1« 30 mayıs 1926 tarihli Ankara mukaler Cemiyeti konseyi tarafından kabul e velenamesinin 3 üncü maddesi ahkâmıdilmiş olan tskendenın sancağı statü ve na tevfikan Suriye ve Lübnan lehiae ana yasanın mer'iyete vaz'ı ve tarbikına hakkı kiyarlarını istimal eden kimselerden Sancakta Türk elemanmın tefevvukunu bir taraftan Türkiyeye, diğer taraftan tanımak suretile hükumetine kendi tarafın Suriye ve Lübnana ikametgâhlarını he dan Sancak meselesinin Türkiye için bir nüz nakletmemiş, olanlar aşağıda mezkur arazi meselesi olmadığı teyide sevketmiş şerait dairesinde hakkı hiyarlanrun isti olan 20 ilkteşrin 1921 tarihli Ankara i malinin temin ettiği menafii kat'î suret tilâfnamesi mefhumu dairesinde devam et te kaybedecekler ve re'sen bir taraftan Suriye veya Lübnan tâbiiyerini, diğer mek. 2 Manda rejimi altında 30 mayıs taraftan Türkiye tâbüyetini rktisab ede 1936 tarihli Ankara mukavelenamesile ceklerdir. Umumî tahkim senedi, isbu muahedenin imzası anında, iki yüksek âkid taraf arasında mer'î olduğu nisbette ve bu muahede mer'iyette bulunduğu müddetçe aralanndaki ihtilâfat ve anlaşamamazlıkların halli usulleriui tesbite devam edecektir. Türkiye ile Suriye ve Lübnan arasında teessüs etmiş dostluk ve iyi komşuluk münasebetlerini muhafaza etmek, Ve bu mukavelenin ve onu tamamlı yan itilâfnamelerin vadelerinin kabulü dolayısile bu münasebetlerde vukua gelebilecek her türlü inkıtaa mâni olmak için, 1 Eğer gelecek ağustosuıı beşinden evvel, salâhiyettar makamat nezdinde evvelce yapmış oldukları hiyar beyanlannı teyid etmezlerse, 2 Veya eğer, derpiş edilen mim let zarfıoda hiyar beyanlannı usulen te yid ettikleri halde, ikametgâhlarını 15 Madde: 4 Ankara 4 (Telefonla) Hariciye Vekilimiz doktor Tevfik Rüştü Arasla Fransanın Ankara büyük elçisi Hanri Ponso arasında Türk Fransız dostluk muahedesi ve ayni zamanda 1926 ta rihli iyi komşuluk mukavelesinin uzatıl ması hakkındaki müşterek beyannamenin imza merasiminde Suriye mümessili Emir Aslan da bulundu. Imzadan sonra Hariciye Vekilimiz doktor Tevfik Rüstü, bu anlaşmalann Türkiye ve Fransa münasebetlerinde yeni ve mes'ud bir merhale teşkil ettiğini kaydeden beyanatta bulundu. Buna Hanri Ponso cevab verdi. Beyanat sırasında bu defa üçüncü bir an laşmayı imza etmekle bahtiyar olduŞu nu, Akdenizde emniyeti tahkim eden bir unsur olan Montrö mukavelesinde ve 1937 Cenevre anlaşmasında da Dr. Arasın imzası yanına imza koymak şerefini kazandığını ve bu son anlaşmalann muhakkak ki Türkiye Fransa ve Suriye Prag'da Sokol şenlikleri arasındaki münasebetleri itimadkâr bir Prag 4 Büyük Sokol şenliklerine devreye isal ettiğini bilhassa tebarüz etiştirak etmiş olan Romanya vatanper tirdi. verlik teşekküllcrinin murahhaslan olan Suriye mümessili Emir Aslan da, söz «memleket muhafızlannı» karşılamak üalarak memnuniyetlerini ifade etti. zere dün öğleden sonra Vilson istasyo İmza merasimi çok samimî bir hava nunun civanna binlerce kişi birikmiştir. içinde ve tarafların aşikâr bir memnuniOrijinal musiki âletlerile mücehhez bu lunan bandolannın arkasmdan «memle yeti arasında cereyan etti. Dr. Arann beyanatı ket muhafızları» kollannı ufkî şekilde uzatrmş, olduklan halde, Romanya ve Hariciye Vekilimiz Rüştü Aras, bu Küçük Irilâfa uzun ömür ve kuvvet te vesikaların imzasından mütevellid intıbamenni eden halkm şiddetli alkışlan ara mı bana şu suretle beyan etmek nezakesında üç kilometre uzunluğunda bir sa tinde bulundu: hadan geçmişlerdir. « Gerek alâkadar devletler, Rerek memleketimiz için hayırlı bir iş yaptığı kânunusani 1939 tarihinden evvel hiyar mız kanaarindeyim.» iarını lehine kullandıklan memlekete Günlerdenberi bütün Türk efkârı nakletmezlerse, umumiyesinin beklemekte olduğu bir tebîkametgâh nakli şartile hiyann temin şiri doktor Arasın ağzından vermek üzeettiği menafii muhafaza edebilmek için re askerlerimizin Hataya ne zaman gi muktazi beyanlar Türk optanları için receklerini sordum. Suriye ve Lübnandaki Türkiye konso Doktor Aras dedi ki: losluk makaman nezdinde Suriye ve « Konuş yerlerini ittihaz edecek Lübnan optanlan için Türkiyede Fran olan müfrezelerimiz, dün, Antakyada sız konsolosluk makamatı nezdinde ya imza edilen Genelkurmaylar anlaşmalan pılacakbr. tatbikatmdan olarak hemen bu akşam Gelecek 15 ağustos tarihinde kapa Hataya gireceklerdir. Sancakta Fransız nacak olan listeîer, diğer tarafa 1 eylul kuvvetlerile teşriki mesai edecek olan den evvel bildirilecektir. kuvvetlerimiz yann [bugün] gündüz Lehine hakkı hiyarlannı îstimal ettik Hataya gireceklerdir.» leri memlekete ikametgâhlannı nakledeMekki Said cek olan optanlara emval ve etnlâkine nüıayet gelecek eylulün birinci günün Suriyeli serseri Hindistanden itibaren serbestçe tasamıf edebiknedan ayrıldı leri için idarî ve nizamî kâfi tedabir ittiKaraşi 4 Röyter ajansımn muhahez olunacaktır. birı bıldiriyor: Bu eşhas Türkiye veya Suriye veya Veziristan ahalisioin yardunile Ef Lübnan arazisinde mutasamf olduklan gan hanedanını devirmeğı tasmim ederemvali gayrimenkuleyi muhafazada ser ken geçenlerde teslim olmağa mecbur best olacaklardır. kalan Suriyeli esrarertgiz tahrikçi Şa Bunlar her türlü emvali menkulelerinî mipir, hava yolile Suriyeye gitmi§tir. beraber götürebilecekler ve bundan dolaAltm yüklü vapur karaya yı kendilerine giriş veya çıkışları için bir guna vergi ve resim tahmil edilmiyecekoturdu tir. Kebek 4 Ascania ismindeki İngi Maruzzikir ahkâmm tatbikına müteda liz posta vapuru Kebek'in şimali garbi ir kâffei hususata evK kadmlar kocalan sinde Big İsknd civannda karaya o nın ve 18 yaşmdan küçük çocukîar ebe turmuştur. Vapurun 360 yolcusu karaveyinlerinin tabi olduklan şeraite tâbidir. ya çıkarılmıştır. Vapur ezcümle üç miliki nüsha olarak Ankarada 4 temmuz yon dolar kıymetinde altm külçeleri ta 1938 de yapılmısbr. sımakta idi. kalkmağa çabalarken Haydann üstüne yıkıldı. Kocası o zaman uyanmıştı. Saatlerce kuru tahta üstünde kalan başuun ağrısını birdenbire duyarak silkindi, dirsekleri üstünde doğruldu. Karısı da avuçlarile onun karruna basarak ayağa kalkmağa çahşryordu. Haydar vaziyeti birdenbire kavnya madı; çatlak bir sesle: • Ne oluyoruz be? diye bağırdı. Kadın ayağa kalkmağa muvaffak oIamıyarak oturmuştu. Bir elini göğsüne bastırarak: Boğuluyorum, dedi, bana biraz su... Haydar, sapsarı yüzüne kan dalgalan vuran karısına ve etıafma bakarak bir küfür savurdu. Söylenerek ayağa kalktı: • Ulan ahıra donmüş burası be... Nerede desti... Onu da mt sattık? Ulan mahpushane buradan daha nu beter... Hâlâ ne duruyorum be?... Göğsünü Cumhuriyet bayrammda Oananlı ban kası gibi sıra sıra elmasla donatan o ka nnm üstüne atıl, gırtlağmı sık, mücev herleri al, kaç... Hay ölüsü kınalı... Bardak nerede?.. Karısına suyu verdi ve bardağı tutarak içmesine yardnn etti. Biraz sükunet bulan ve başı öne sarkan kadma bakarak alt dudağını uzatıyor ve kafasını sallıyordu: Bu ne hal be?.. Suratın küflü ayva kabuğuna dönmüş... İki günde cenazeye benzemişsin be... Tuh... Sonra gözü yerdeki pisliğe ilişerek tekrarladı: T u h b e . . . Tuh... Tuh!.. Yerde bağdaş kurarak oturdu ve karısına bir bacağını göstererek: Hişt! dedi, afallama!... Başmı şuraya koy da biraz dinlen... Daha ölmedik be... Korkma. . Birinin boğazını sıkarız, ya batar, ya çıkarız. Korkma... Uzan şuraya... Fakat öksürüğünün azmasmdan korkan Sabriye vaziyetini değıştirmek iste miyordu: Yatmam, dedi, başım döner, gene öksürüğüm tutar, yatmam, ablama git tnek istiyorum, onun yatağına biraz uzanınm belki, fakat hiç halim yok, oda kapısma gidecek halim yok. Seni sırtlayıp götüreyim. Olmaz, rezil oluram, burada öleyim daha iyi, dur biraz, belki biraz derman gelir, kalkarım. Arkadaşlardan birinin arabasına atlayıp geleyim, seni Hasekiye götüre Yenişehirden üç manzara: Asrf mezbaha, su deposu ve saat kulesi Yenişehir (Hususî) Günden güne barız terakki eserleri gösteren Yenişehirde hemen hemen bütün halk rencberlikle meşguldür ve gözün görebildiği kadar geniş olan ovası kâmilen buğdayla süs lenmiştir. Evvelce yerli buğday eken Yenişehirliler iki senedir tecrübe mahiyetinde olan ve adına halkm (Cumhuriyet buğdayı) dediğı cins buğday ekilmekte ve gelecek seneden itibaren bu buğdaylar; bütün rencberler tarafmdan kullanılacaktır. İtalyadan Adapazanna nümune için gelip, Yenişehirliler tarafından da iki senedir tecrübe edilen bu buğdaylar Yenişehir Karasulak toprağını sev miş ve bugün (bire kırk, bire altmış) vermektedir. Geçen sene tecrübe mahiyetinde 23 kilo Cumhuriyet buğdayı eken bir çiftçi, geçen sene 24 kile buğday almıştır. Bir kilo buğdaya bir kile buğday almak büyük bir şeydir. Bu sene büyük raikvasta tecrübe yapılmış ve hakikaten çok bereketli mahsul verdiği gözle görültnüştür. Meselâ: Seymen köyünden Ali Karabacak bu sene 320 kile cumhuriyet buğdayından ekmiştir. Yenişehir çiftçi likle geçinen bir memleket olduğundan havaların da müsaid gitmesinden bu sene çok neş'elidirler. Cumhuriyet buğdayı namile anılan buğday, çok parlak, san, yumuşak ve önü de kar gibi beyaz olduğu söylenmektedir. Halk ve köylüler Cumhuriyet buğdayından çok memnundurlar. le bir nam almışbr. Yenişehirde güzel vc asrî bir şekilde mezbaha yapılmrç, etrafının batakhğı giderilerek çam ağacı yetiştirilmiştir. Yenişehirde insanuı yüzünü güldüren ikinci bir şey varsa o da iki senedenberi memleket içinde ve memleket dışında umumî yerlere ve bahçelere de vamlı bir çalışma ve dikkat neticesi olarak güzel ve büyük çamların kondurul masıdır. Bilecik Bursa şosesinin kenarlanna, hem akasya, hem de çam dikilmiştir. 5u meselesi halledildi Yenişehrin senelerdenberi halledile « miyen en büyük derdi su idi. Yenişehir liler, evvelce suyunu Dolabsuyu denilen ve bugün sıhhî görülmiyen sudan içer lerdi. Bu yüzden Yenişehrin arabacılan damacanlarla Inegölün güzel suyun dan götürerek bir su ticareti başlamıştı. Kahvelerde bile para ile İnegöl suyu kuilanıhrdı. Buna çare bulunarak Yenişehir halkınm da yüzü gülmüstür. Şimal kı sımdan ve uzak yerden temin edilen eski ve çok meşhur Yenişehrin Kerim suyu şehre getirilmiş ve büyük bir depo ya pılarak oradan bütün çeşmelere bu su yerilmektedir. Artık su sıkmtısı kalmamıştır. Gelecek sene bu deponun etrafı ga yet güzel bir park haline getirilecektir. Çünkü; büyük bir tepenin üzerinde olduğu için bütün ovaya ve şehrin manzara * sı hâkimdir. Hayvan ihracatı Yeni^ehir, Bursa vilâyet kazaları içinde büyük başlı hayvan yetiştirmekle de meşhurdur. Yenişehirden ayrılanlar mutlaka hediye olarak oranın şöhret kaza nan kaymağmdan almağı unutmazlar. Nasıl Bursanın şeftalisi, Ankaranın balı meşihursa işte Yenişehrin kaymağı da böy Saat kulesi Yeni Hükumet Konağından çıkınca Cumhuriyet alanının ortasında yepyeni çehresile yükseklere çıkan kule; Yeni • » şehrin yeni yapılan güzel saat kulesidir. Büyük emeklerle meydana gelen bu saat kulesi hakikaten zevkle ve inceükle ya * pılmışhr. Gerzede yapılan heyecanlı maç Gerze H u s a s î ) Burada yapılan Sinobspor Gerzespor dostluk maçım Gerzespor üstün bir oyundan sonra 3 2 kazanmıştır. Gönderdiğim resijn her iki takımı maçtan evvel bir arada göstermektedir. Milli roman : 10 Sattık ha?.. Sattık, satük... Paralan da yedik... Ama korkma ulan be... Korkma... Bastım tekmeyi bu akşam Meleğe... Diz kapağmdan üç papeİi söküp aldms... Vallahi... Yemedim onlan... Al... Sana... Toka edeyim de... Cebini bulamıyor, elini yakasına ka dar götürebüiyordu. Birdenbire yere uzandı ve derin birkaç nefesten sonra horlamağa başladı. Sabriye onun üstüne eğilmiş, ceblerini arıyordu. İki kâğıd lira buldu ve aldı. Başka bir cebinde de bozukluklar smgırdıyordu. Onlara dokunmadı. İki lirayı gaz sandıgının altına sakladı. Bu hareketleri yaparken hep ablasını düşünüyor, sabahtan tezi yok, ona bir lira koşturabileceğini hesabhyarak seviniyordu. Geri kalan lira da onu birkaç Yazan: SERVER BED1 gün daha geçindirebilirdi. Demmki vaziyetinde yere uzandı ve bu sefer uyuması güç olmadı. Sabaha karşı ciğerlerini söken şiddetli bir öksürükle uyandı. Gene boğuluyordu. Yanıbaşında yatan kocası bu gürültüden ile uyanmadı. Yanlamasına, başuu yere dayamıştı ve ağzımn hizasmda, tahtanın üstünde kusmuklar vardı. Sabriye iki elini göğsüne basbrarak öksürürken, arada bir gözüne ilişen bu manzarayı gönnemek için başını çeviriyordu. Fakat kulağma kocasınm sesi gelmeğe başladı. Haydar sayıkhyordu: Bas gırtlağına gitsin, saşkaloz... Anasını satayım... Yetmiş yediye fit... Çekerim elbette be... İt oğlu it! Sonra horlamağa devam ediyordu. Sabriye bir yudum su içmek için ayağa yım. Hasekide beni ne yapacaklar? Içeri bile almazlar. Neye almasınlar be?... Yatırmazlar... Benimki sürünce meli hastalık... Hiç olmazsa herifçi oğlu kulağmı göğsüne dayayıp içeriyi bir dinler ya!.. Dinleyip de ne yapacak?.... Bana hava lâzım, yemek lâzım, rahat lâzım... Haydar yumrugunu yere vurdu ve bağırdı: Vay ölüsü kınah!.. Gel de kanh bıçaklı katil olma be!... Bu iş Meleği yumruklayıp da haftada iki papelini almakla söker mi be?.. Zavallı kız... Onun da açlıktan nefesi kokuyor... Sen hep Meleği düşün. O karılar yüzünden bu hale geldik. Bak ben can veriyorum. Sabriye birdenbire, hüngür hüngür ağlamağa başladı. Haydar, merhametini sahte bir öfke altında gizlemeğe çahşarak bağınyordu: Sus be, illetli karı! Meleğin sayesinde geçiniyoruz. Sen onun yüzünden değil, kıskançlıktan böyle mumyaya döndün! Nesini kıskanıyorsun? Onun da ne halde olduğunu biliyor musun? Kadın, sapsan yüzü birdenbire kıpkırmızı kesilerek bağırdı: Ben onun sadakasını istemiyorum, anladın mı? İstemiyorum. Allah canımı alsın, daha iyi! Fakat, gaz sandığının altına sakladığı para onun parasıydı. Bunu biliyordu. Gidip o iki lirayı oradan almak ve pa ramparça ederek Haydann kafasına at mak istedi. Boynu gerilerek bir an düşündü. Fakat ablası gözünün önüne gelmişti. Gene sarardı. Başı önüne düştü ve bu sefer sessiz ağladı. Haydar onun omzunu okşıyarak, yalvaran bir sesle: Yapma be 'natun, etme be... dedi, on dört yıllık kaşık düşmanımsm... U lan! Bir düşünsene, şimdiye kadar kaç Meleği savdum, gene sen kaldm... Sel gider, kum kalır hikâyesi... Bu kanlarla da her zaman çapkmhk ettiğim yok ya..« Her birile başka dalaverem var... Kadm kendi düsünce âlemine dalmış, onu hiç dinlemiyor gibi, omuzlan kalkıp inerek, sessizce ağlamağa devam ediyordu. Dirseklerini dizlerine dayıyan Haydar başmı avuçlannm içine almışb. tADcası varj \