5 Temmuz 1938 CUMHURİYET Hâdiseler arasında Hatay anlaşması Edebiyata bakışlar Ispanya sularındaki bombardımanlar tngiliz meclisinde dün gene siddetli münakaşalar oldu Londra 4 (Hususî) Avam Ka marasının bugünkü celsesinde îspanya sulannda botnbardman edilen îngıliz gemileri hakkında şayanı dikkat müna kaşalar yapılmıştır. Başvekil M. Çem berlayn'in gaybubetinde, Hariciye Müstcşan M. Buttler, hükumet namına ha tiblere cevab vermiştir. llk defa söz a!an Uberal meb'uslardan M. Anderson, tngiliz gemilerini müda faa etmek hususunda hükumetin ne dü çündüğünü sormuştur. Bu münasebetle aşağıdaki münakaşa cereyan etmiştir. M. Buttler Bu mesele hakkında evvelce Başvekil tarafından vâki olan beyanata ilâve edecek bir sözüm yoktur. M. Arthur Robertson Mayorka adalanndan hareket eden İtalyan tayyarelerinin faaliyetine mâni olmak üzere herhamgi bir tedbir alınmış mıdır? M. Buttler îngiltere hükumeti, Mayorka'dan hareket eden tayyarelerin faaliyetten münhasıran Burgos hükumetini mes'ul addetmektedir. M. Robertson Italya hükumeti isterse, tayyarelerini îspanyadan geri çekemez mi? M. Butler Frankist ordulanndaki bilumum tayyarelerin faaliyetinden yal nız Burgos hükumeti mes'uldür. M. Noel Bakster îtalyan gaze teleri, tspanyadaki ttalyan tayyareleri nin doğrudan doğruya Romadan emir aldıklarını yazdıklarına göre, îngiliz hükumeti mes'uliyeti niçin Burgos hükumetine atf ediyor? Arthur Robertson Îngiliz gemileri nin müdafaası için Romadaki îngiliz elçisi Kont Ciano nezdinde teşebbüsatta bulunmuş mudur? Buttler Meselenin muhtelif safahab hakkında iki memleket arasında müda velei efkâr yapılmıştır. Bu hususta fazla izahat verecek vaziyette degilnft.n'<tJ biri bildiriyor: Puebla de Valverde mıntakasında Frankist'ler taarruzlarının ikinci günü nün akşamında Teruel'den Sagonte'ye giden yolun cenubu garbisinde 15 kilometrelik bir cephede 12 kilometre kadar ilerlemişlerdir. Barselona 4 Müdafaa Nezareti tarafından neşredilen bir tebliğde, Beki mıntakasında Franko kuvvetlerinin Pla de Olla'ya iki kere şiddetle taarruz etrikleri bildirilmektedir. Fakat bu kuvvetler her defasmda da tamamile geri püskürtülmüşlerdir. Frankist'ler ağır zayiat vermişlerdir. atay anlaşması bizi dört sıkınhdan kurtarıyor. Bunlardan birincisi, en büyüğüdür: Hatay Türklerinin, belirsiz ve kanşık bir rejim içinde, esaretten ve müstemlekecinin kırbacından hâlâ kurtulmamış olduklarını görmek. tkincisi, Fransa ile an'anevî dostluğumuzu tehdid eden ve Parisle Ankara arasına giren mesafenin, gitgide üstüne hiçbir devamlı münasebetin köprüsü kurulamıyacak kadar genişlediğini ve derinleştiğini görmek. Üçüncüsü, Yakınşarkta, Balkanlarda, Avrupada ve dolayısile bütün dünyada bir sulh amili olmayı, kendisine, dış politikasmın en büyük hedefi yapan memleketimizin, çaresiz kalınca, hakkını kuvvetle istihsal etmeğe mecbur kalabileceğini görmek. Dördüncüsü, bizi yalraz Türk olarak değil, Fransız dostu olarak da değil, sulh dostu olarak da değil, aynca, mücerred insan olarak ve mücerred adalet prensiplerine göre isyan ettiren bir haksızlıgın devam edip gittiğini görmek. Yeni bir arızaya uğramazsa, bugünkü şeklile Hatay anlaşması, yıl lardanberi başımıza, yüreğimize ve iki ciğerimize saplanan bu dört sancıdan bizi kurtanyor. Cerrahın müdahalesine lüzum kalmadan şifa bulan hastalar gibi, Hatay davası da, Türk süngüsünü bir neşter yerinde kullan1 mamıza hacet b rakmadan salâha kavuşmak üzeredir. Terceme işi j İHEM NALINA MIH1NA Boğaziçinin eksiği Aşk işidir Yazan: CAHİD SITK1 TARANAC1 Babil kulesinin inşasında kırbacla çalıştırılan esirlerin ayni dili konuşmadıkları bir efsane mi yoksa bir hakikat midir bilmiyorum. Fakat ayn ırka, ayrı millete ve bazan ayrı dine mensub insan topluluklarmın ayni dili konuşmadıkları, tarihin başlangıcındanberi müşahede edegeldiğimiz bir vâkıadır. Belki de tarihî zaruretlerin doğurduğu bu dil ayrılığı, beşer ihtilâflarının kurutulması imkânsız memba larmdan birini teşkil etmekle beraber, bugün, gene tarihî zaruretler yolile, insanların, kazazede gemiciler çaresizliğile bir birlerinden meded ummak ihtiyacı, yaşamak aşkile birbirlerine yaklaşmak tehalükü, ayni kurtuluş şevinci içinde birbirlerile kucaklaşmak keyfi, ve nihayet birbirlerini tanımak arzu ve tecessüsü karşısında «Seddıçin» heybetini kaybederek, üstünden atlanılır, bir bahçe seddi haline gel miş bulunuyorsa, bunu fercürneye borcluyuz. Ademi Müdahale Komitesinde Londra 4 (Hususî) Ademi Mü dahale Komitesi yarın Hariciye Nazın Lord Halifaks'm riyaseti altında topla narak îspanyadaki yabancılann geri çekilmesi hakkmdaki îngiliz plânını tetkik ve müzakere edecektir. 27 devletin în giliz plânını tasvib edeceği kuvvetle zannedilmektedir. Frantız gazeteleri, tngiliz Başvekilinin nutkunu teftir ediyorlar Paris 4 Çemberlayn'in Ketteringde söylediği nutuk hakkında Figaro şöyle yazıyor: Çemberlayn Kettering'de tarif ettigi siyasetin nekadar mutedil ve uzlaştırıcı bir unsur olduğunu göstermiştir. Başvekil, tehdid ve şiddetin önünde eğilmek iste memekle beraber dünyayı bir harb faciasından kurtarmak için tspanyadan Çine kadar başka muharebeleri alevlendiren «kana susamış sulhperverler» tarafından sürüklenmeği de istememektedir. Bilhas sa tspanya hâdiselerinden bahsederken Çemberlayn bir kere daha tamamile tasvib edilmesi lâzım gelen bir tezi müdafaa etmiştir. Başvekilin metodu zehiri akıt mak için doğrudan doğruya yaraya temas etmektir. Kendisine gizliden gizliye veya açıktan açığa muhalefet edenlerse Gene hava bombardımanları bilâkis yarayı deşmek taraftarıdırlar. Alikante 4 Yedi Frankist tayyaresi Ciudad Jardin mahallesini bombar Sulhun realist bir şekilde müdafaası için dıman etmiştir. Bombardımanda ölenle bu metodlann hangisi doğrudur? rin miktan malum değildir. Ernuvel şöyle yazıyor: Barselon 4 Bu sabah beş Frankist Çemberlayn bazı müdahale siyaseti deniz tayyaresi Barselon'un 18 kilomet taraftarlarının oyununu cesaretle açığa re cenubunda kâin Gava kasabasını bom vurmuştur. Ispanya hududlarının açılmabardıman etmiştir. Facia kurbanlarının sı lehindeki teşebbüslerin altında acaba adedi çok olduğu söylenmektedir. kazanmak ihtirası ve menfaat emelleri mi Frankist'lerin taarruzu var? Çemberlayn hakikaten garib ufukSaragos 4 Havas ajansımn muha lar açmıştır. (a.a.) mılıılttlflUIIIIIHUH lllfmıtımtnııtHiKi Şuşnig'in vaziyeti Bükreşte infilâk Kardeşi, hayatından en Üç piyade cephane dişe ettiğini söylüyormuş deposu berhava oldu Londra 4 Deyli Herald gazetesi, eski Avusturya Başvekili Kurt von Şuşnig'in biraderi Arthur von Şuşnig tarafmdan Holandada bulunan bir akrabasına Viyanadan 15 haziranda yazılan bir mektubun metnini dercetmektedir. Mektubda eski Başvekilin vekâleten Kontes Vera Fugger'le evlendiği teyid edilmektedir. Arthur mektubunda şu satırları yazmaktadır: Bükreş 4 Dün öğle zamanı payitahtın civarındaki kalelerden birinde bir infilâk hasıl olmuştur. Bunun sebebi on gündenberi Romanyada hüküm süren siddetli sıcaklardır. Üç piyade cepane deposu harab olmuştur. Facia kurban Iarının adedi henüz malum değildir. (a.a.) «1 haziranda Kurt'un izdivacında vekâleten onun yerinde bulundum. Bununîstanbul 4 (A.A.) Kabotajın yılla beraber evi birdenbire kapatıldıktan dönümü münasebetile çekilen telgraflara sonra Kurt'un akıbeti hakkında endişe Başvekilimiz tarafından aşağıdaki cevabediyoruz.» (a.a.) la mukabele edilmiştir: «Kabotajın yıldönümü münasebetile Amerika millî bayramî izhar olunan derin duygulara muhabbetle Ankara 4 (Telefonla) Amerika millî bayramı münasebetile bugün Ameri tes<"lcV"'r edrim» Başvekil ka sefaretinde bir kokteyl parti verildi. Celâî Bavar Başvekilimîz tebriklere teşekkür ediyor lnegölde bir cinayet Bağdad 4 Geçen cuma günü ailesi efradmdan beş kişi ile birlikte araba ile Bağdada gitmekte olan Ramadi şehTürk îran hudud komisyonu rinin hakimi, çölde kaybolmuştu. Hâ kimin arabası bugün bu'.unmuştur. Içinp a r ; s 4 Tenis oyuncusu Bayan Trabzon 4 (Hususî) Türk İran de bulunanlardan üçü susuzluktan ölmiişSüzan Langlen, vefat etmiştir. hudud komisyonu bugün ilk içtimaını lerdir. Süzan Langlen 1899 senesinde P a akdetmiştir. Müzakereler, Kız Enstitüriste doğmuştur. 1914 te çift kadmlar ve sü binasında cereyan etmektedir. KISA HABERLER muhtelit çiftler dünya şampiyonu unvanMeksikadan 100,000 fıçi * BÜKREŞ 4 Gazetelerin varidatmın larını almıştır. Anvers'te yapılan olim kontrolu hakkmdaki kanun ahkâmına ri. petrol alan gemi ayet etmediği için hükumet, Universul ga pik oyunlarda şampiyonluğu kazanan Meksiko 4 Litopia ismindeki İngi zetesinin üç gün müödetle kapatılmasma Langlen, bir müddet sonra Brüksel'de liz petrol gemisi, meçhul bir mahalle karar vermiştir. tek kadınlar, muhtelit çiftler ve çift ka nakletmek için 100.000 fıçı petrol yük* ATİNA 4 Yugoslavya Başvekili Sto dınlar şampiyonluklannı kazanmıştır. lemek üzere Minatitlan limanına gel yadinoviç'in karısı tebdilihava maksadile Korfu adasına gelmi§tir. Bayan Stoyadi 1927 de. profesyonel olmuş ve iki sene miştir. noviç Korfuiudur. evvel de tenis mektebi tesis etmişti. Bursa 4 (Telefonla) înegölün Yenice köyünden Nuri adında biri ba bası evden çıktıktan sonra üvey anasını evvelden hazırladığı anlaşılan bıçakla bahçede çamaşır yıkarken 13 yerinden yaralıyarak öldürmüştür. Nurinin yü zünde bir frengi yarası olduğu ve bu yüzden evden çıkmadığı için anasının da kendisinden iğrendiği ve bunun için bu cinaveti islediği anlasılmıştır. Bursada bir katil asıldı Bursa 4 (Sabaha karşı telefonla) lnegölde teammüden bir cinayet işliyen Cevdet hakkmdaki idam hükmü bu gece Cumhuriyet meydanında infaz edilmiş tir. Beşer münasebetlerinin inkişafmda harb ve ticaret kadar mühim bir amil olan, hatta bu amilleri harekete getirir tek manivelâ vazifesini gören, Yunan klâsiklerini tanımamıza delâlet eden tercümenm ehemmiyeti memleketimizde bir türlü Hatay artık millî bir üzüntümüzün takdir edilemedi gitti. değil, kendi kendisinin, yani müstakil Bizde tercüme edebiyatı yoktur demek ve mes'ud, güzel bir Türk toprağının istemiyorum. Tanzimattanberi edebiyatıadıdır; diyebiliriz. mızın en velud sahası belki de tercümedir. Yeni bir arıza çıkmazsa. Fakat maalesef bu faaliyet yalnız kemiZira gözümüz korktu. yete inhisar ediyor. Hele bugün dünden Fakat bu defa, davaya Türk ordu fazla bir tercüme eser bolluğu içindeyiz. sunun muzahereti de iltihak ettigi Ankara caddesinde kitabcı camekânlarma için, ümfldlerimiz, korkularımızdan şöyle bir göz gezdirmek Babıalinin ecnebi muharrirlere karşı nekadar misafirperver kat kat fazladır. oldugunu görmeğe kâfidir. Kapaklannın PEYAM1 SAFA zarafeti, baskılarınm temizliğile kitabcı camekânlarını bahar bahçelerine döndüren bu tercümeler arasında klâsiklerden tutun da günün en şöhretli Avrupa muharririne kadar türlüsü var. Memleketi mizin garb kültürüne olan aşikâr ihtiyacı düşünülürse, bu vâkıa, insanı ilk bakışta Londra 4 (Hususî) Türk''îhfciliz sevindirebilir de. Derine gidilmedıgi takkredi anlaşmasının ikinci kıraati müna dirde şöyle denilebilir: sebetile Avam kamarasmın bugünkü cel«îşte Avrupa şaheserleri iyi kötü tersesinde Türk îngiliz münasebatı hak kında dostane nutuklar irad edilmiştir. cüme ediliyor; hele halk bu eserlere biraz Maliye Nazırı Sir Con Simon anlas, ısmsın, onlardan zevk almak mertebesine ma hakkında izahat vererek ezcümle şun yükselsin, o zaman bu tercümelerin daha lan söylemiştir: mükemmelleri verilebilir.» « Türkiyeye açılan krediler îngil Fakat hayır, böyle demiyelim, bu, terenin müdafaa işlerile alâkadar değil hem Türk kariine hakaret, hem de garb dir. Bu krediler Türkiye Cumhuriyetile kültürüne karşı affedilmez bir lâübalılık aramızda mevcud dostluğu takviye et olur. Zaten bu sakim zihniyet değil midir mektedir. Türk hükumetinin teslihatına ki, çat pat birkaç kelime fransızca, ingi tahsis edilmek üzere hükumetimiz on mil lizce, almanca.. ilâh konuşan, kıyasî ve yonluk bir kredi açmış bulunmaktadır. gayrikıyasî fiillerin tasrifini öğrenen !ıerTürkiye Cumhuriyetinin haricî ve da hangi bir kimseye, hele eli de biraz kalem hilî siyaseti her sahada takdire şayandır. tuttu mu, bu dillerin herhangi birinden Bu münasebetle Türk îngiliz dost herhangi bir şaheseri tercüme etmek cesaluğunun da çok sağlam oldugunu mem retini ve cür'etini veriyor. Tatlısu frenknuniyetle beyan edebilirim. Türkiye lerinin ecnebi dillerine karşı gösterdikleri Cumhuriyeti bütçe müvazenesini temin lâübaliliği benimsemek neye? Bırakın ki, etmiş olduğundan, yeni krediler Türki bir ecnebi dilini bülbül gibi konuşmak da ye ile îngiltere arasmdaki iktısadî mü o dilden tercümeler yapmağa yeter bir nasebatm da daha ziyade terakki ve in sebeb teşkil etmez. kişafma yardım edecektir.» 1yi bir tercüme ancak hem kendi diliBir meb'usun sözleri ne, hem de o ecnebi diline bütün incelikLiberal meb'uslardan M. Dalton lerine varıncıya kadar aşina olmakla, iki Türk îngiliz iktısadî anlaşmalarını tak dil arasındaki türlü münasebetleri, alışvedirle karşıladığını söyliyerek demiştir ki: riş kabiliyetini, tabir, darbımesel ve argo « îngiltere Türkiyenin teslihatına karşılıklarını bilmekle hasılı her iki dilin yardım etmektedir. Bundan memnun ol de «genie» sini duymakla kaimdir. Hayduğumuzu söylerken, başta îspanya ve siyet sahibi ve dürüst bir mütercim bu kaÇin olmak üzere başka devletlerin de darla da iktifa etmez, namına konuştuğu ayni şekilde yardıma muhtac ve lâyık ol muharririn şahsiyeti üzerine de titiz bir duklarını tebarüz ettirmek isterim. Türki dikkatle iğilerek, naslı bir muhitte yetiştiye Cumhuriyeti Milletler Cemiyetinin ğini, kültürünü, mizacını, tetkik eder, üsdürüst azasından olduğu gibi, bilhassa şarkî Akdenizde sulhun idamesinde mü him bir amil teşkil etmektedir. Türk hü kumetinin sulhperverliği her tarafta lakdirle kar^ılanmaktadır.» Türk tngiliz dostluğu lubundaki hususiyetlerin sebeblerini araştırır, bir kelime ile, kendi şahsiyetinden feragat ederek onun şahsiyetini benimser; çünkü asıl mesele, filân içtimaî, siyasî, iktısadî şartlar içinde bulunan bir cemiyete filân dille hitab eden bir muharririn, başka içtimaî, siyasî, iktısadî şartları haiz bir cemiyete o cemiyetin dilile nasıl hitab edeceğidir. Mütercim, müellifin bu dedoublement'ı, bu ikinci ve muhtemel şahsiyatidir. Mütercim bu rolü, kendisile müellif arasında düşünce, his, zevk, mizac ve meşreb yakınhğı nisbetinde muvaffakiyetle başarabilir. Görülüyor ki tercüme işi Ferhadın dağı delmesi gibi aşk işidir. Zaten iyi mütercimlerin parmakla sayılacak kadar az olması bundan ileri gelmiyor mu? Bir Baudelaire'in bir Edgar Poe'yi Yakın senelere kadar, Boğaziçinde, aslına müsavi bir güzellikte tercüme ede iyi kötü bir sürü deniz hamamları vardı; bilmiş olmasının sebebini de burada ara sonra bunlar birer ikişer, ortadan kalktı. malıdır. Merak edıp sebebini sağdan soldan öğBugün Avrupada tercüme telif kadar rendim. Belediye, deniz hamamlarına, mühimdir, o kadar mühim ki, Yunan klâ mükellef oldukları vergi ve resimlerden sikleri şimdiye kadar defalarca tercüme başka bir takım şartlar koymuş. Bilmem edildiği halde, tekrardan tercüme edili nereleri beton olacakmış, doktor veya sıhyor; çünkü meselâ Ondokuzuncu asır ka hiye çavuşu bulunacakmış; müşterilere riine göre yapılan bir Homere tercümesi, ütülü havlular verecekmiş ve saire ve saire... Bu şartlar, iyidir, lüzumludur amYirminci asır kariini tatmin edemez. ma, küçük ve fakir deniz hamamlarına Bizde Ahmed Vefik Paşanın Moliere tercümeleri, kendi zamanında kulla ağır gelmiş, hepsi birer ikişer kapanmışnılan dil bakımmdan son derece muvaffak lar. Kapandılar da ne oldu? Şimdi, bütün ve güzeldir; fakat bugün Moliere'in ikin Boğaziçinde, herkes açıkta denize gırici bir mütercimi çıkıp bize Ahmed Vefik yor. Ne beton, ne doktor, ne havlu var; Paşanınkinden başka ve o kadar muvaf ne de vergi ve belediye resmi veren! Bunlar yok amma arasıra boğulanlar var. fak ve güzel bir tercüme verebilir. ünkü, Boğaziçi gibi akınhları ve anaAmma nerede? Bugünkü mütercimleforları bol bir yerde, her babayiğit yüzerimizin ekserisi, tercümenin tahmil ettigi mez. Boğaziçinde yer yer ucuz deniz banmes'uliyeti idrak etmek şöyle dursun, teryoları yapılmadıkça, herkes açıkta denize cüme yaptıkları dili de hakkile öğrenmek girmekte devam edecek ve her yıl boğuzahmetini ihtiyar etmiyen kimselerdir. lanlar olacaktır. Bir gün felsefî bir eseri tercüme ettiğini îşte Boğaziçinin eksiği, mühim eksiği gördüğünüz bir adam, bir başka gün karşınıza tercümesi gayet güç bir edebî eserle budur. Bu noksanı acaba Şirketi Hayriye çıkıyor. Tercümede bari ihtısasa hürmet tamamlıyamaz mı? Bir zamanlar, Büyükderede bir yüzme havuzu yapmıştı; sporedilse! Ne gezer. Nüktedan bir dostum vardır, bir gün: cularm idmanları ve yüzme yarışlan için Duydun mu? dedi. Fransız roman çok muvafık olan bu havuz, sonra, bilmem, ne oldu? cısı.... ölmüş. Boğaziçinde ev, sinema ve büyük kaBen sahi zannederek telâşlanırken, o, zino yaptıranların inşaat malzemesini begülerek ilâve etti: dava taşımak, Boğazdaki yeni inşaatın Bir romanını tercümeye başlaahiblerine ve müstecirlerine üç sene müdmış. detle meccanî paso vermek, Boğaziçine Öyle ki türkçeye tercüme edilen Avru taşınanların eşyasını ücretsiz nakletmek pa muharrfrinin vay haline! gibi kolaylıklar yapan Şirketi Hayriye, Ekseri mütercimlerimizde görülen bu Boğazm muayyen ve münasib yerlerinde, idraksizlik, bu hafiflik, bu mes'uliyetsiz Belediyenin istediği şekilde, bir kaç deniz lik devam ettikçe türkçemiz Avrupa mu hamamı yaptınp kiraya verebilir. Sala harrirlerinin idam sehpası olmak bahtın cak plâjı için yaptığı gibi, bu hamamlara dan kurtulamıyacaktır. da, gidip gelme vapur ve banyo bir arada kombine biletler yapabilir. Belediye Bugün iyi mütercimlerimiz yok değildir, fakat nekadar az ve nekadar verim de, Boğazda kapanan deniz hamamlarınsiz! Halbuki bugün bize Ahmed Vefik dan vergi ve resim yerine sadece hava alPaşanın tercüme zekâsına sahib ve o ka dığını düşünerek Şirketi Hayriyeye bir tadar gayretli bir mütercim ordusu lâzımdır. kım yardımlarda ve kolaylıklarda buluVe memleketimizde hakikî kültür hareke nabilir. Böylece binlerce ve binlerce halti ancak bu mütercim ordusunun teşekkü km oturduğu Boğazın deniz hamamları gibi mühim bir eksiği tamamlanmış olur. lünden sonra başlıyabilir. eçenlerde, gene bu sütunda, Boğaziçinin, Şirketi Hayriyenin de himmetile, eski rağbetini bulmağa başladığını ve «dünyanm yazhk cenneti» dediğim güzel Boğazın yalnız mühim bir eksiği oldugunu yazmıştım. Boğazm eksiği deniz hamamlarıdır. Kilometrelerce mesafe uzanıp giden koca Boğazm Rumeli kıyısında, biri Büyükderede, öteki de eskiden «Sırataşlar bataryası», şimdi «Altınkum» denilen yerde olmak üzere, iki tanecik deniz hamamı vardır. Anadolu sahiline gelince, yanılmı yorsam, Üsküdardan Anadolukavağına kadar tek deniz banyosu yoktur. Salacak deniz hamamlarını saymıyorum; çünkü burası Boğaz mıntakasına dahil değildir; hem saysam da Salacaktaki bir tek deniz hamamının Beylerbeyinde, Anadoluhisarında, Beykozda oturanlara ne faydası olur? Nitekim, Altınkumla Büyükderedeki Beyaz parkın Arnavudköyünde, Be • bekte, Emirgânda, hatta Yeniköyde oturanlara faydası yoktur. CAHlD SITKl TARANCI Adapazar Hendek yolunda feci bir kaza Ekalliyet davası^ îngiltere ve Fransa meselenin biran evvel hallini Praga tavsiye ettiler f Dün hararet gölgede 34,5 u buldu Adapazar 4 (Hususî muhabirimiz den) Adapazar, Hendek yolunda bugün iki otomobil çarpışımştır. Kaza neticesinde yolculardan dördü ağır surette yaralanmış, biri de ölmüştür. Yaralılar Adapazar hastanesine nakledilmişlerdir. Bu facia, şoförün sarhoşluğundan ileri Prag 4 (Hususî) Başvekil M. gelmistir. Soför tevkif edlimiştir. Hodza bugün Fransız ve îngiliz elçilerini ziyaret etmiştir. Elçiler, ekalliyet meselesinin biran evvel halledilmesini tavsiye etmişler, Başvekil de yeni nizamna menin hafta sonuna kadar hazırlanmış bulunacağını bildirmistir. J Çölde bir facia Muhafazakârlar hükumetin noktai nazarına muzaheret etmişlerdir. Muhalif meb'uslardan bazılan da başka memle ketlerin teslihatına yardım etmektense İngilterenin teslihatına kuvvet verilmesi noktai nazarını müdafaa etmişlerdir. Japonya müşkül içinde [Bastarafı 1 inci sahifedei kisinde Çinlilere aid olan Hrasel adalarını işgal ettirdiğini İngiltere hükumetine bildirdiğine dair Londradan aldığı bir telgrafı neşretmektedir. Domei ajansı, Tokyo'ya gelen bir haberde bu adalardan birine geçenlerde bir miktar Annamlı jandarma ihrac edildiği bildirilmekte oldugunu yazmaktadır. Bu adada yirmi kadar Japon askeri maden işlerile meşgul olmaktadır. (a.a.) Suzan Langlen vefat etti c Çinde kolera J Günlerdenberi sıcak giden havalar dün azamî dereceyi bulmuştur. Rasadhaneden aldığımız malumata göre dün hararet gölgede 34,5, güneşte ise 58 dereceyi bulmuştur. Bu vaziyette pek çok kimseler şehirde oturamamışlar ve kendilerini plâjla ra ve Boğaza atmışlardır. Dün pazar tesi olmasma rağmen plâjlar görülmemiş derecede kalabalık olmuş, bilhassa saat ikiden sonra bu kalabalık azamî Alman zabitanı dönüyor haddini bulmuştur. Londra 4 (Hususî) Çindeki Al Esmekte olan sıcak dalgası devam ettiği takdirde sıcakların daha da arta man askerî heyeti memleketine dönmek cağı söylenmektedir. üzere yarın Çinden hareket edecektir. Londra 4 (Hususî) Çinden alı nan haberlere göre, son feyezanlardan kurtulan halk arasında kolera zuhur et miştir. Hergün binlerce mülteci ölmektedir.